Tiroidit

Tiroid bezinin mikrop dolayısı ile ya da mikropsuz iltihaplanmasına tiroidit adı verilmekte olup, tedavisinde; tedavi planlaması tiroidit gelişimine neden olan faktöre yönelik yapılmaktadır.

Tiroidit Nedir?

Boyun bölgesinde bulunan kelebek şeklinde bir organ olan tiroid bezi; kas kontrolü, kalp ve sindirim sisteminin kontrolü, beyin gelişimi, ruh sağlığı ve metabolizma hızını kontrol eden birçok hormon üreten ve endokrin sistem adı verilen karışık bir hormonal sistemin parçasıdır.

Bir iç salgı bezi olan tiroid; T3 ve T4 adı verilen hormonları üreterek kana verir ve bu sayede solunum hızı, kalp hızı, merkezi ve çevresel sinir sistemi, kas gücü, adet döngüsü, vücut ısısı ve vücut ağırlığı gibi birçok hayati fonksiyonları düzenler.

Tiroid bezinin mikrop dolayısı ile ya da mikropsuz iltihaplanmasına tiroidit adı verilir. Vücuttaki savunma hücrelerince işgal edilen tiroid bezinin fonksiyonlarında bozulma meydana gelir.

Gelişme sebebi ve şekline göre farklı tiroidit hastalığı çeşitleri mevcuttur:

  • Akut tiroidit: Bakteri kaynaklı ortaya çıkan tiroidit çok hızlı ilerlediği için akut tiroidit adını alır. Tiroid bezine kan ve lenf yolu ile gelen bakterilerce ortaya çıkan iltihap sonucu hızlı bir şekilde ilerleme görülür. Tonsillit, farenjit, parotit ve otit gibi enfeksiyonlar sonucu ortaya çıkan bakterilerin tiroid bezine ulaşması sonucu ortaya çıkan bir tablodur.
  • Subakut tiroidit (De Quervain tiroiditi / Subakut granülomatoz tiroidit): Özellikle grip, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi virüs kaynaklı hastalıklar sonrası ortaya çıkan subakut tiroidit genelde 6 hafta sürer ve sonra kendiliğinden düzelir.

Subakut tiroidit tiroid bezinin aşırı aktif olması sonucu ortaya çıkan hipertiroidizm ile olması gerekenden daha az hormon salgıladığı hipotiroidizm tablolarına neden olmaktadır. İlk başta virüslerin hasar verdiği tiroid bezi, önceden depolanmış hormonları bir anda kana salarak hipertiroidizm meydana gelmesine neden olur. Sonraki aşamada ise depolar tükendiği için kanda olması gerekenden daha az miktarda hormon salgılanarak hipotiroidizme neden olur. En son ise enfeksiyonun etkisi azaldığı zaman hasta ötiroid (tiroid bezinin normal fonksiyonunu yerine getirmesi) hale gelir.

Bu üç aşamaya subakut tiroidit evreleri adı verilir:

  • Kronik tiroidit (Hashimoto tiroiditi / Otoimmün tiroidit): En sık görülen tiroidit çeşidi olup tiroid bezi yetmezliğine sebep olur. Hastalık nedeni bilinmeyen bir şekilde vücudun savunma hücrelerinin tiroid bezine saldırması sonucu ortaya çıkar. İyot alımı ile direkt ilişkili olan tiroidit tuz alımının fazla olduğu bölgelerde daha sık görülmektedir. Hashimoto tiroiditi hastalarında tutulum genelde bir bölgede olduğu için fokal tiroidit adı da verilir. Yapılan araştırmalara göre Hashimoto tiroiditi ve kanser arasında bir ilişki bulunmaktadır. Hashimoto tiroiditi hastalarının lenfoma (lenf bezlerinin kanseri) riski 10 kat artmıştır.
  • Subakut lenfositik tiroidit (Sessiz tiroidit / Postpartum tiroidit): Hashimoto tiroiditi gibi otoimmün özellikte olup vücudun savunma hücrelerince tahrip olan tiroid bezi sonucu ortaya çıkar. Doğum sonrası oluşan tiroid bezi iltihabı olarak da bilinen durumda doğum sonrası bağışıklık sisteminde bir bozukluk sebebi ile tiroid bezinde iltihaplanma meydana gelir ve bu hastaların aile öyküsünde Otoimmün tiroidit öyküsü ve tip 1 diabetes mellitus (şeker hastalığı) mevcuttur. Ağrısız olup, hipertiroidi ve hipotiroidi tablolarını takiben tamamen düzelerek ötiroid hale gelindiği için kendiliğinden düzelen hipertiroidizmli lenfositik tiroidit adı de verilir.
  • Radyasyon tiroiditi: Graves hastalarında radyoaktif iyot (RAİ) tedavisini uygulanmasını takiben 5 – 10 gün sonra gelişir. Radyasyon tiroid bezindeki hücrelerde hasarlanmaya ve akabinde iltihaba neden olur. Ağrı ve hassasiyet hafif olup 3 – 7 günde kendiliğinden düzelir.
  • Palpasyon – travma tiroiditi: Tiroid bezinin muayene esnasında, tanı için biyopsi alınırken, boyun bölgesi ameliyatları esnasında hasarlanması ya da trafik kazasında darbe alması sonucu gelişebilir.
  • İlaca bağlı tiroidit: Gastrointestinal stromal tümör (GİST) tedavisinde kullanılan tirozin kinaz inhibitörleri, antidepresan özellikteki lityum, aritmi tedavisinde kullanılan amiadoron kullanımı tiroid bezinin iltihaplanması ile sonuçlanabilir.
  • Riedel tiroiditi (İnvaziv fibröz tiroidit): Tiroit bezinde aşırı sertlik ile kendini gösteren riedel tiroiditinde boyunda ağırlık hissi, nefes darlığı ve yutma bozuklukları şikayetleri vardır.

Tiroidit Belirtileri

Tiroidit belirtileri hastalığın evresine göre ortaya çıkar. Genelde öncelikle tiroid bezinin harap olması sonucu depolanmış olan tiroid hormonlarının kana aşırı verilmesi ile ortaya çıkan hipertiroidi, tirotoksikoz tablosu sonucu belirtiler ortaya çıkar:

Sonraki evrede depo hormonların boşalması sonucu vücudun ihtiyacı olan hormonlarda azalma sonucu hipotiroidi tablosu ortaya çıkar.

Bu tabloda ise:

Bunun yanında virüs kaynaklı grip, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi hastalıkları takiben gelişen De Quarvein tiroiditte; tiroid bezinde 2 – 3 kata varan büyüme, tiroid bezinde şiddetli ağrı ve hassasiyet, tiroid bezinde şişmeye bağlı olarak ses kısıklığı ve yutmada güçlük şikayetleri görülür. Subakut tiroiditte öksürme ve yutma ile artan ağrı tek taraflı olarak kulak ve çene bölgesine yayılım gösterir. Ayrıca subakut tiroidit hastalarında artralji adı verilen eklem ağrıları görünümü de sıktır.

Bakteri kaynaklı tiroid bezi iltihabı olan akut tiroiditte ise; ateş, üşüme, titreme, enfeksiyona bağlı lenf bezlerinde büyüme ve deride kızarıklık gözlenir.

Tiroid bezinin aşırı sertleştiği Riedel tiroditinde ise yutma bozuklukları, ses kısıklığı ve nefes darlığı sık görülür.

Tiroiditlerin ağrılı olup olmadığının bilinmesi tiroidit tipinin belirlenmesi açısından önemlidir:

Ağrısız tiroiditler:

  • Hashimoto tiroiditi
  • Subakut lenfositik tiroidit
  • Postpartum tiroidit
  • İlaca bağlı tiroidit
  • Riedel tiroiditi

Ağrılı tiroiditler:

  • De Quervain tiroiditi
  • Akut süpüratif tiroidit
  • Kronik infeksiyöz tiroidit
  • Palpasyon – travma tiroiditi
  • Radyasyon tiroiditi

Tirodit Nedenleri

Tiroid bezinin çeşitli sebepler ile iltihaplanması sonucu ortaya çıkan tiroidit hastalığının altında yatan nedene göre adı, tanı yöntemleri ve tedavi yaklaşımı değişmektedir.

  • Bakteriyel enfeksiyonlar: Bakteri kaynaklı enfeksiyonlar sonucu kan ve lenf yolu ile tiroide gelen bakteriler tiroid bezinde iltihaplanmaya sebep olmaktadır. Bakteriyel enfeksiyon zemininde gelişen tiroidit çok hızlı ortaya çıktığı için akut tiroidit adı verilir.
  • Viral enfeksiyonlar: Özellikle sonbahar ve kış mevsimlerinde görülen subakut tiroiditin gelişiminde üst solunum yolu enfeksiyonları ya da grip gibi virüslerin neden olduğu hastalıklar yatmaktadır.
  • Bağışıklık sistemindeki bozukluklar: Çeşitli sebepler sonucu kişilerin bağışıklık sistemlerinde meydana gelen bozukluklara bağlı olarak Otoimmün mekanizmalar ile vücudun kendi savunma hücreleri tiroid bezinde haraplanmaya neden olabilir. Bu durumda Hashimoto tiroiditi adı da verilen kronik lenfositik tiroidit ortaya çıkar. Bu tiroidit otoimmün tiroidit olarak da bilinmekle birlikte romatoid artrit, mysantia graves (MS), sistemik lupus eritematozus (SLE), Sjögren sendromu, tip 1 diabetes mellitus (şeker hastalığı) gibi birçok Otoimmün hastalıkla birlikteliğine rastlanabilir. Ayrıca hashimoto tiroiditinin Down sendromu, Turner sendromu ve Alzheimer hastalığı olan kişilerde daha sık görüldüğü bilinmektedir.
  • İlaç kullanımı: Kalp hastalıklarında kullanılan ve kalp aritmilerinin (düzensiz kalp atışları) düzenlenmesine yarayan amiodaron kullanımı akut tiroidit başta olmak üzere tüm tiroiditlerin ortaya çıkmasında etkili olabilir.
  • Mantar enfeksiyonları: Daha nadir olarak görülmekle birlikte bazı mantar enfeksiyonları da akut tiroidit gelişimine neden olabilir.
  • Parazit enfeksiyonları: Bazı parazit enfeksiyonları sonrasında da tiroidit ortaya çıkabilir.

Tiroidit Teşhisi

Tiroid bezinde herhangi bir hastalığı düşündüren şikayetler ile doktora başvuran hastalardan öncelikle detaylı hasta öyküsü alınır. Hastanın şikayetleri sorgulanarak bu şikayetlerin ne kadar süredir olduğu, hayatlarını ne derece etkilediği sorgulanır. Genetik temelli tiroidit durumu da olabileceği için hastanın aile öyküsü sorgulaması yapılarak ailede tiroid bezi hastalıkları görülüp görülmediği tespit edilir.

Sonraki aşamada fizik muayene yapılarak tiroid bezinin elle muayenesi sağlanır ve ele gelen kitle, şişlik ve tiroid bezinin büyüyüp büyümediğinin tespiti sağlanır. Akut tiroid vakalarında daha çok görülen deride kızarıklık olup olmadığı da bu esnada tespit edilir.

Kan örneği alınarak tiroid hormon testleri ölçümü yapılır. Otoimmün tiroiditler olan Hashimoto tiroiditi ile postpartum tiroidit için özel olarak tiroid antikorları ölçümü yapılır. Bu ölçümde anti tiroid peroksidaz antikor (anti – TPO) ve anti tiroglobulin antikor pozitifliği değerlidir.

Tiroid bezinin görüntüleme yöntemleri ile görüntülenmesi tanı için değeridir:

  • Tiroid ultrasonu (USG): Ses dalgaları yardımı ile yapılan bir görüntüleme yöntemi olan tiroid ultrasonunda boyun bölgesinde tiroid bezinin görüntülenmesi sağlanarak tiroidit tanısına yardımcı olunabilir. Subakut tiroidit hastalarında tiroidit nodullü olarak teşhis edilebilir, bu nodülün gerçek olup olmadığını anlamak için hastalığın geçmesi beklenerek tekrar tiroid ultrasonu yapılır.
  • Tiroid sintigrafisi: Damar yolu ile verilen radyoaktif maddenin gama kamera adı verilen özel kameralar yardımı ile tiroid bezi tarafından tutulmasının incelenmesi temeline dayanan tiroid sintigrafisi ile birçok tiroid hastalığı teşhis edilebilir.
  • Tiroid bilgisayarlı tomografi (BT): X ışınları kullanılarak yapılan görüntüleme yönteminde 1 – 3 mm kadar kesitsel görüntüler elde edilir. Çok sık tercih edilen bir yöntem olmamakla birlikte arada kullanılması gerekebilir.
  • Tiroid manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Farklı radyofrekans dalgalarının vücuda gönderilmesi ile tiroid bezinin görüntülenmesi sağlanır.
  • Tiroid bezi renkli doppler ultrasonografi (Tiroid RDUS): Tiroid bezinin damarlanmasındaki artış ve ana atar damarındaki kan akımının hızının görüntülenmesini sağlayan görüntüleme yönteminde tiroiditin hangi tip tiroidit olduğunun ayırt edilmesine yardımcı olur.
  • İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB): Özellikle Otoimmün tiroiditler olan subakut lenfositik tiroidit, Hashimoto tiroiditi ve Riedel tiroiditinde ince iğne aspirasyon biyopsisi ile tiroid bezinden doku alınarak incelenmesi tanıda yardımcı olur.

Tiroidit Tedavisi

Tiroidit tedavisinde tedavi planlaması tiroidit gelişimine neden olan faktöre yönelik yapılmaktadır.

  • Hashimoto tiroiditinde tedavi: Hipertiroid evresinde beta bloker ilaçlar kullanılırken, hipotiroidizm bulguları olan hastalarda ise yerine koyma tedavisi uygulanarak levotiroksin (LT4) ile tedavi yapılır. Hashimoto tiroiditinde tiroid bezinin aşırı büyümesi durumu görülebilir ve bu durumda tiroid bezini küçültmek amacı ile levotiroksin kullanılır. 6 ay levotiroksin tedavisi tiroid bezinde %50 – 90 oranında küçülme sağlar. Tiroid bezinin aşırı büyümesi nedeniyle bası semptomları ortaya çıkması ya da kanser açısından şüphe uyandıran bulguların olması sonucu cerrahi tedavi seçenekleri uygulanabilir.
  • Subakut tiroiditte tedavi: Virüs enfeksiyonları zemininde gelişen subakut tiroiditte hastalar subakut tiroidit oldum diye panik yapsalar da çoğu hasta tedaviye ihtiyaç duymadan kendiliğinden iyileşmektedir. Bazı hastalarda ağrı şikâyeti çok olduğu için non steroid anti inflamatuar ilaçlar adı verilen steroid olmayan iltihap önleyici ilaçlar ya da aspirin (asetil salisilik asit) reçete edilebilir. Non steroid anti inflamatuar ilaçlar ya da aspirine yanıt alınamayan hastalarda yüksek doz steroid tedavisi uygulanabilir.
  • Akut tiroiditte tedavi: Bakteriyel enfeksiyonlara bağlı gelişen akut tiroidit tedavisinde antibiyotik ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca akut tiroiditte apse gelişebilir ve bu durumda apse drenajı uygulanır.
  • Riedel tiroiditi tedavisi: Riedel tiroiditinde tiroid hormonlarının az salgılandığı dönemde yerine koyma tedavisi uygulanarak levotiroksin takviyesi yapılır. Erken evrede tiroidin büyümesini yavaşlatmak ve tiroidin yumuşamasını sağlamak için steroid tedavisi uygulanabilir. Riedel tiroiditi sertlik sebebi ile soluk borusu ve yemek borusuna baskı yapabilir bu durumda cerrahi müdahale gerekebilir. Bu amaçla wedge rezeksiyon yapılır.
  • Postpartum tiroidit tedavisi: Bazı postpartum tiroidit hastalarında hiç belirti ortaya çıkmaz bu durumda herhangi bir tedaviye gerek yoktur. Tiroid hormonlarının fazla salgılandığı hipertiroidi durumunda ya da atrial fibrilasyon adı verilen bir ritim bozukluğu riski varsa beta bloker ilaçlar verilir. Tiroid hormonlarının az salgılandığı hipotiroidi tablosunda tiroid hormon replasman (yerine koyma) tedavisi uygulanır.

Tiroidit Tedavi Edilmezse

Tiroiditin bazı türleri hiç belirti vermezken bazı hastalarda ciddi belirtilere neden olur. Subakut tiroidit gibi kendiliğinden geçebilen tiroidit türlerinde ya da herhangi bir belirtiye sebep olmayan tiroidit türlerinde tedaviye gerek duyulmazken belirti veren hastalarda tedavi mecburidir.

Tiroidit tedavisiz kaldığı zaman en büyük sorunlar tiroid bezinin büyüyerek yarattığı bası etkisi sonucu ortaya çıkar. Başı sonucu nefes almada zorluk, konuşmada zorluk, göğüste baskı hissi ortaya çıkabilir.

Ayrıca tiroidit tiroid bezinin hasarlanmasına neden olduğu için tiroid hormonu yetersizliğine sebep olarak kronik yorgunluk, halsizlik, kronik mutsuzluk ve depresif bir ruh hali gibi durumlara sebep olur.

Tiroid bezi iltihabı hastalarının 1/5’inde kalıcı tiroid hormonu azlığı durumu tablosu gelişerek ömür boyu tiroid hormonu takviyesi almaya zorunlu hale gelebilirler.

Tiroidit İlaçları

Akut tiroidit tedavisinde bakteriyel enfeksiyonlar için antibiyotik ilaçlar kullanılır.

Antibiyotik ilaçlar arasında:

  • Klindamisin
  • Penisilin
  • Amoksisilin / klavulonik asit
  • Ampisilin – Sülbaktam
  • Piperasilin – Tazobaktam
  • Karbapenem
  • İmipenem
  • Meropenem
  • Nafsilin
  • Gentamisin
  • Sefotaksim
  • Seftriakson
  • Seftibuten
  • Sefoperazon
  • Sefdinir
  • Sefiksim
  • Seftazidim
  • Sefoperazon

Sayılabilir.

Subakut tiroiditte hastaların ağrıları çok olabilir bu durumda non steroid anti inflamatuar ilaçlar adı verilen steroid olmayan iltihap önleyici ilaçlar kullanılabilir.

Non steroid anti inflamatuar ilaçlar:

  • Naproksen
  • Diflinusal
  • Azopropazon
  • Asetil salisilik asit
  • Sülfasalazin
  • Sülindak
  • Diklofenak sodyum
  • Mefenamik asit
  • Fenilbutazon

Şeklinde sıralanabilir.

Otoimmün özellik gösteren hashimato tiroiditi ve subakut lenfositik tiroidit hastalarında ise beta bloker ilaçların tedavide yeri vardır.

Beta bloker ilaçlar:

  • Atenolol
  • Asebutalol
  • Betaksolol
  • Bisoprolol
  • Karteolol
  • Karvediol
  • Metaprolol
  • Nadolol
  • Propranolol

Şeklinde sıralanabilir.

Tiroidit Ameliyatı

Tiroidit genelde medikal tedavi seçenekleri ile tedavi edilse de bakteriyel enfeksiyonlar zemininde gelişen akut tiroiditte apse gelişmesi durumunda apse drenajı gerekebilir. Apse drenajı esnasında hastaya lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) uygulanır. Floroskopi, ultrasonografi ya da bilgisayarlı tomografi yardımı ile bir iğne kullanılarak apseye giriş yapılır. İğne içinden bir tel yerleştirildikten sonra iğne çekilir. Telin üzerinden drenaj katateri yerleştirilerek apse içeriğinin boşaltılması sağlanır.

Kronik fibröz tiroidit adı da verilen Riedel tiroiditinde tiroid bezi fazla sertleştiği için bası semptomlarına neden olabilir. Steroid tedavisi ile sertliğin giderilemediği Riedel tiroiditi hastalarında wedge rezeksiyon tekniği ile tiroid bezinin sadece isthmus adı verilen iki lobu birleştiren kısmının çıkarılması uygun bir cerrahi yaklaşım seçeneği olabilir. Kama şekline benzeyen isthmusun çıkarılması ile hastalarda basıya bağlı ortaya çıkan şikayetlerin azalması sağlanabilir.

Tiroidite Ne İyi Gelir?

Tiroidit hastalığı uzun vadede tiroid hormon azlığı sonucu gelişen hipotiroidi tablosuna neden olduğu için tiroid bezini destekleyici takviyeler kullanılması gerekebilir.

Özellikle Hashimoto tiroiditi olan hastaların dikkat etmesi gerekenlerin bilinmesi önemlidir:

  • Bu hastaların iyottan uzak durması hastalığın kötüleşmesinin önüne geçilmesi acısından önemlidir.
  • Kanda selenyum düzeyi düşük olan hastaların selenyum desteği alması hastalığın gidişatı açısından faydalı olacaktır.
  • Tiroid hormonu ilaçlarının aç karna alınması emilimin daha iyi olmasını sağladığı için daha uygun olmakla birlikte midede rahatsızlığa neden oluyorsa tok karna da kullanılabilir.
  • Kalsiyum, demir ve mide ilaçları başta olmak üzere aynı öğünde başka ilaçlarla tiroid hormon ilaçlarının alınması emilimi azalttığı için ilacın alındığı öğünde başka ilaç alınmaması önemlidir.
  • Hipotiroidi tablosu metabolizmanın yavaşlamasına neden olduğu için hastalarda kilo almaya meyil artmaktadır. Bu hastaların düzenli olarak diyetisyen ve doktor kontrolüne giderek hem hastalığın hem de kilonun kontrol altında olduğundan emin olmaları önemlidir.
  • Hamilelik planlayan hastaların öncelikle ilaçlar konusunda doktora danışmaları önemlidir. Hamilelik durumunda da tiroid ilaçlarının kullanılmaya devam edilmesinde bebeğe bir zararı olmayacaktır aksine ilaçların aksatılması düşük riskini arttırdığı için ilaçların düzenli olarak alınması önemlidir.
  • Tiroid ilacının alındığı öğünde alınmasının unutulması durumunda bir sonraki öğünde ilacın alınması önemlidir.
  • Tiroid bezi yılda 1 kere ultrason ile görüntülenerek takip edilmelidir.

Hamilelikte Tiroidit

Hamilelik döneminde tedavisiz kalan tiroidit hastalarında tiroid hormonunun az salgılanması sonucu hem anne adayları hem de bebek ciddi riskler ile karşı karşıya kalmaktadır.

Hamileliğin ilk yarısında göbek kordonu yardımı ile anneden tiroid hormonu alması gereken bebek eğer yeteri miktarda tiroid hormonu alamazsa zekâ geriliği, düşükler ya da anne karnında ölüm riski ile karşı karşıya kalır.

Aynı şekilde tiroid hormonun aşırı salgılanması sonucu ortaya çıkan hipertiroidi tablosu da hem annenin hem bebeğin hayatını riske sokmaktadır. Gebeliğin ilk dönemlerinde ortaya çıkarsa bebekte zekâ geriliği, gelişim geriliği ya da düşük gibi bebeği etkileyen durumlar ortaya çıkarken; gebeliğin son aylarında bu durumun gelişmesi bebeğin hayatından çok annenin hayatını riske atmaktadır.

Tüm bunlar göz önüne alındığı zaman hamile kalmayı planlayan kadınların tiroid testlerini hamilelik öncesinde yaptırması faydalı olacaktır. Hamilelik öncesi tiroidit tespit edilmesi durumunda tedaviye başlanarak doğumun ondan sonra planlanması önerilir. Zaten tiroid hormonlarının dengesiz olması adet düzenini de bozduğu için kadınların hamile kalması da zorlaşmaktadır bu sebeple önce tedavi sonra gebelik planlaması yapılması daha uygundur.

Bebeklerde ve Çocuklarda Tiroidit

Bebeklik ve çocukluk döneminde tiroid hormonu azlığının en sık sebebi Hashimoto tiroiditi ya da diğer adı ile kronik lenfositik tiroidit olup dört yaş altında nadir olmakla birlikte daha çok 10 – 20 yaş arası çocuklarda görülmektedir.

Genellikle genetik bir temeli olan Hashimoto tiroiditi Down sendromu ya da Turner sendromu gibi bozuklukları olan çocuklarda daha çok görülmektedir. Ayrıca iyot kullanımının fazla olması, amiadoron, interferon alfa gibi ilaçların kullanılması, hepatit C başta olmak üzere çeşitli enfeksiyonlar, hamilelik döneminde stres ve sigara kullanımı Hashimoto tiroiditi gelişimine zemin hazırlamaktadır.

Gelişme döneminde hashimoto tiroiditi olan hastalarda boy kısalığı, galaktore (memeden süt gelmesi), depresyon, obstrüktif uyku apnesi (üst solunum yolu kasları ve diyaframda zayıflık) gibi ciddi ve hayat boyu sorun yaratabilecek problemler gelişebilir.

Gelişme döneminde ortaya çıkan hashimoto tiroiditinin tedavisinde amaç büyüme, gelişme ve ergenlik döneminde meydana gelen ve gelebilecek olan sorunların düzeltilmesidir. Bu amaçla tiroid hormon azlığının kontrol altına alınması için levotiroksin sodyum reçete edilir.

Tiroidit için Hangi Doktora Gidilir?

Tiroidit hastaları genelde hastalığının farkında olmamakla birlikte dönemsel özeliklere göre kalp çarpıntısı, tansiyon yüksekliği, terleme, sinirlilik ya da aşırı yorgunluk, halsizlik, mutsuzluk ve depresif bir ruh hali içerisinde olan hastalarda boyunda ağrı, şişlik hissi de varsa İç Hastalıkları (Dahiliye) bölümünde iç hastalıkları (dahiliye) uzmanına başvurulması gerekir. İç hastalıkları uzmanının tiroiditten şüphe etmesi durumunda Endokrinoloji bölümünde endokrinoloji uzmanına yönlendirebilir. Tiroid bezine cerrahi müdahale gerektiren hastalar ise Genel Cerrahi bölümünde genel cerrahi uzmanına yönlendirilen hastaların gerekli tedavi planlaması yapılır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın