Ödem

Ödem, dokularda aşırı sıvı birikmesi nedeniyle iç veya dış organlarda oluşan şişlik olup, tedavisi için öncelikle ödeme neyin neden olduğunu bulup, ona göre tedavi seçenekleri uygulanmalıdır.

Ödem Nedir?

Kan, sıvı kısmının fazlalığı ve içerisindeki katı partiküllerin küçüklüğüyle sıvı olarak algılansa da aslında hücreler, vücudu besleyen bileşenler, oksijen ve karbondioksit gibi gazlar barındıran bir karışımdır. Kanın sıvı kısmının ve bazı durumlarda küçük katı bileşenlerinin çeşitli nedenlere bağlı olarak damar dışına çıkıp dokular arası boşluklarda birikmesine ödem denmektedir. Ödem yüzeyel olup gözle görülür bir şişlik yaratabileceği gibi iç organlarda da oluşabilir. Yüzeyel ödem cilt üzerinde oluşturduğu şişliklerle tanınabilirken iç organlarda oluşan ödem organlara baskı uygulaması sebebiyle farklı rahatsızlıklara sebep olabilir.

Akciğer Ödemi

Akciğerlerde su toplanması (pulmoner ödem) özellikle nefes darlığı, öksürük, soluk verme sırasında hava yollarının daralmasına bağlı olarak duyulan pürüzlü bir ses olan wheezing ile kendini gösterir.  Düşük debili kalp yetmezlikleri başta olmak üzere pnömoni (zatürre), böbrek yetmezliği, aniden yükselen kan basıncı gibi farklı sebeplere bağlı olarak da görülebilir.

Beyin Ödemi

Vazojenik Ödem

Kan beyin bariyerinin (beyin hücrelerinin kan damarlarını sarmasıyla oluşan seçici geçirgen yapı) zedelenmesiyle beyinde yüksek miktarda doku sıvısı birikimi görülür. Bu sıvının beyne yaptığı bası beyni zedeleyebilir, bu sebeple acil müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Hastanın kafatasının bir kısmının çıkarılması, toplanan sıvının deri altına kaymasını ve beyin üzerindeki baskının azaltılmasını sağlayabilmektedir.

Sitotoksik Ödem

Beyin hücrelerinin ölümü sonucunda hücre sıvıları dokular arasına çıkabilmektedir. Bu sebeple beyinde görülen doku sıvısı birikimi sitotoksik ödem olarak adlandırılır.

Ses Tellerinde Ödem

Ses tellerinin kullanılırken zorlanması (bağırmak, çok ince seslere çıkmaya çalışmak), enfeksiyonu veya reflü ile yemek borusundan yukarı çıkan mide asidinin ses tellerini tahrip etmesi ses tellerinde ödem gelişimine sebep olabilmektedir. Ses tellerinin dinlendirilmesi ve ılık su içilmesi ödemin daha çabuk dağılmasına yardımcı olur.

Kemik İliği Ödemi

Kırıklar, osteoartrit gibi kemik ve eklem iltihaplanmaları gerçekleştiğinde kemik iliğinde ödem görülebilmektedir. Kemik iliği ödemine görüntüleme ile tanı konulamaz, ancak kemik çevresinde ağrısı olan hastalarda nonsteroid antienflamatuar ilaçlar verildiğinde ve fizik tedavi uygulandığında kemik iliği ödeminin gerilemesi beklenir.

Hidrosel

Testislerin içerisinde bulunduğu skrotum adı verilen testis torbasında normal durumlarda 1 ila 2 cm sıvı bulunmaktadır. Bu sıvının artışına hidrosel denir. Skrotumdaki şişliğin sebebi araştırılırken şişliğin bir tarafından ışık kaynağı tutulur, karşı taraftan ışığın bir miktar görülebildiği durumlarda şişliğin hidrosel kaynaklı olduğu düşünülür. Opak büyümeler tümöre bağlı olabilmektedir.

Miksödem

Ciddi hipotiroidi durumlarında derinin altında mukopolisakkarit denen bir çeşit büyük şeker molekülü tipinin birikmesiyle görülen yaygın ve yumuşak ödemdir. Hipotiroidi durumunun ortadan kaldırılmasıyla tedavisi mümkün olmaktadır.

Ödem Belirtileri Nelerdir?

Yüzeyel ödemde, ödemin oluştuğu bölgede şişlik görülür ve hissedilir. Ayaktaki ödemlerde daha önce uygun olan ayakkabıların sıkması, elde görülen ödemlerde parmaklarda şişme ve ince hareketlerin güçleşmesi deneyimlenebilmektedir. Ödemin sebebine bağlı olarak şişlik ile beraber farklı belirtiler de görülebilir. Ödemin oluşumu bölgenin iltihaplanmasına bağlıysa, iltihaplı bölgede kızarıklık ve sıcaklık artışı da gelişir. Bu durumda ödem bölgesi ağrıyabilir.

İç organların çevresinde ödem oluşması durumunda belirtiler etkilenen organa göre değişmektedir:

  • Akciğerler, genişleyebilen organlardır, akciğerlerin çevresinde sıvı toplanması durumunda genişleme kapasiteleri azalır ve kişi solunum güçlükleri çeker. Ödem durumunda şişliğin içerisinde toplanan sıvı kişinin pozisyonuna bağlı olarak yer değiştirmektedir. Akciğerlerinin çevresinde ödem olan biri yattığında sıvının akciğerlerinin arkasında veya önünde toplanmasıyla rahat edemezken oturduğunda sıvı aşağıda toplandığı için daha rahat nefes alıp verebilir. Bu durumda kişinin yattığı yastık sayısını artırması, sıvının akciğerlere uyguladığı basıncı azaltarak nefes darlığını rahatlatabilir. İleri durumlarda kişi uyku sırasında daralarak kalkma ihtiyacı hisseder. Uykuya daldıktan bir iki saat sonra uyanma, ayağa kalkma ve nefes darlığına bağlı olarak pencerelere yakın olma isteği görülebilir.
  • Karaciğere bağlı gelişen ödemlerde karında yaygın bir şişlik ve cildin gerilmesi dikkati çekebilir. Göbek çevresindeki yüzeyel toplardamarlar daha görünür hale gelebilir.
  • Kalp zarında ödem birikmesiyle kişinin kalbinden bir atımda çıkan ve kalbine bir seferde dolan kan hacimleri düşer. Dolaşımın bozulmasıyla akciğerde kan daha uzun süre kalır ve akciğer ödemi de duruma eklenebilir. Kan atımının azalmasıyla dokularındaki metabolizma yavaşlayan kişi daha çabuk yorulur, ileri evrelerde dudak çevreleri ve parmak uçlarında siyanoz (morarmalar) görülebilir.

Ödem, gelişim yerine göre lokalize (bölgesel) ödem ve yaygın ödem olarak sınıflandırılabilir. İç organları çevreleyen zarlarda sıvı birikimi görülmüyorsa durum bölgesel ödem olarak adlandırılırken iç organ ödemlerinin tabloya eklenmesi ile yaygın ödem görülür.

Ödem Nedenleri Nelerdir?

Damar içerisindeki sıvının dokular arasına gereğinden fazla geçmesinin beş temel mekanizması vardır:

  1. Damar içerisindeki sıvı basıncının artışı, sıvının damardan çıkışını kolaylaştırır.
  2. Damar içerisindeki katı bileşenlerin azalması, sıvının damar içerisinde tutulumunu zorlaştırır.
  3. Dokular arası boşluğun artması, doku bütünlüğünün bozulması sıvıların damar dışına çıkışını kolaylaştırır. Kas zedelenmelerinde ödem bu duruma bağlı olarak gelişebilmektedir.
  4. Doku sıvısında katı bileşenlerin artması sıvının damar yönüne daha çok çekilmesine sebep olur.
  5. Dokular arasındaki sıvının azalması damardan sıvı çıkışını artırır. Ancak damardan sıvı çıkmasının altındaki tek mekanizma bu ise doku sıvısı yeterli seviyeye ulaştığında damardan sıvı çıkışı normale dönecek ve ödem oluşmayacaktır.

Bunlara sebep olabilen durumlar ödem oluşumuyla sonuçlanır.

İltihaplanmanın olduğu durumlarda bölgedeki damarların geçirgenliği artar ve iltihaplı bölgeye kandan yüksek miktarda sıvı geçer. Siroz hastalığında karaciğerden protein yapımının azalmasıyla kandaki katı bileşenler azalır ve kanın sıvı kısmının dokular arasına geçişi artar. Nefrotik sendrom gibi böbreklerden protein kaçağı olduğu durumlarda da kanın katı bileşenlerinin azalmasına bağlı ödem oluşumu görülmektedir. Lenfatik dolaşım tıkandığı zaman kılcal damarlardan geri dönüş hızı azalan kanın damar dışına çıkma eğilimi artmaktadır. Kalp yetmezliklerinde de kanın toplardamarlarda birikimi, damardaki kanın geri dönüş hızının azalmasıyla kandaki sıvının damar dışına çıkışını tetiklemektedir.

Yüksek tansiyon, damar içindeki sıvının basıncının artmasıyla damar dışına çıkıp ödem oluşturmasına sebep olabilmektedir. Böylece tansiyonu yükselten bol tuzlu beslenme gibi durumlar ödem oluşumunda da rol oynar.

Alerji durumunda salgılanan, hücreler arası iletişiminde rol oynayan bir mediatör (aracı, haberci) olan histamin, kılcal damarların geçirgenliğini artırarak bölgesel ve protein içeren ödem sıvısı oluşturur. Bütün vücudun alerjik reaksiyon göstermesi anaflaksi olarak adlandırılır.

Kişiye kan yoluyla hipotonik (düşük derişimli) sıvı verilmesi durumunda kanın sıvı basıncı artar, sıvı çekme kuvveti düşer. Bu durumda kandan yüksek miktarda sıvı dokular arası boşluğa çıkar ve ödem oluşur. Düşük derişimli sıvı beyin omurilik sıvısına da geçebilmektedir. Beynin hipotonik sıvıya uyumu gerçekleşmeden, hızlı yapılan bir uygulamada beyin omurilik sıvısı çok artmakta ve beyinde ödem oluşmaktadır.

Beyin omurilik sıvısı kan damarlarına geçerek beyinden uzaklaştırılır ve beyinde tekrar üretilir. Bu geçişin azaldığı durumlarda beyin omurilik sıvısının kafa içerisinde artışı beyin ödemlerine sebep olabilir.

Kadınlarda gebelikte ve adetin bitişinden yumurtlamaya kadar geçen sürede kanda yüksek seviyelerde bulunan östrojen hormonu vücutta su ve tuz tutulumunu artırarak ödeme sebep olmaktadır. Yumurtanın atılımı veya bebeğin doğmasıyla bu hormonun kandaki seviyesi düşer ve ödem geriler. Progesteron hormonu ise salgı bezlerinin çalışmasını tetikleyerek adetten önceki haftada vücutta ödem oluşumuna sebep olur.

Çeşitli ilaçlar ödeme sebep olabilmektedir. Östrojenler doğum kontrolü, adetlerin düzenlenmesi veya menopoz sonrası hormon tedavisi olarak uygulandığında ödem oluşturabilir. Steroid grubu ilaçlar bağ dokuyu zayıflatır ve kan basıncını yükseltir, ödem gelişimine sebep olabilir.

Ödem Teşhisi

Ödemin yapısı, ödemin sebebi hakkında fikir verebilmektedir. Yüzeyel ödem, yapısına göre farklı sınıflar altında incelenebilmektedir. Ödemin üzerine bastırıldığı zaman çukurlaşma görülmesine gode denmektedir. Üzerinde çukurluklar kalan ödemlere gode bırakan ödem denir. Ödemli bir bölgenin derisinde ne kadar derin bir çukur oluşuyor ve baskı geçtikten ne kadar uzun süre sonra bu çukur bölge eski halini alıyorsa godenin derecesi o kadar yüksektir.

Ödemler, gode bırakma seviyelerine göre üç temel başlık altında sınıflandırılabilir: Sert ödem, orta sertlikte ödem ve yumuşak ödem. Hiç gode bırakmayan sert ödemler genellikle lenf damarlarının tıkanmasına bağlı gelişmektedir.

Orta sertlikteki ödemler kalp yetmezliklerini düşündürürken yumuşak ödemler kanda proteinin azaldığını gösterir ve karaciğer veya böbreklerde oluşan bir sıkıntıyı düşündürür. Yumuşak ödemi olan hastalarda idrarla protein atılımı test edilebilir. Eğer idrarla protein atılımı görülürse sonucun böbreklerden kaynaklandığı düşünülürken idrarla protein atılımı görülmezse kandaki protein değerleri ölçülür. Kanda protein değerlerinin düşmesi karaciğer işlev bozukluğuna bağlı bir ödemi düşündürür.

İç organların çevresinde oluşan ödemler görüntüleme yöntemleriyle ortaya konabilir. Direk grafilerde (röntgen) siyah görüntü bölgedeki yoğunluğun az olduğuna işaret ederken rengin açılması bölgede daha yoğun bir madde olduğunu gösterir. Siyah görünmesi beklenen içi hava dolu akciğerde ödemin biriktiği alanların rengi açılır ve gri gözükür. Kalbin çevresinde oluşan ödem ekokardiyografiyle görüntülenir. Bacaklarda görülen ödemlerin bir sebebi bacaklardaki toplardamarların tıkanması ve kan akışının yavaşlaması olabilmektedir.

Doppler ultrasonografi, toplardamarlarda kanın akış hızını belirlemek için kullanılabilir. Böylece ödemin kaynağının belirlenmesinde istenen tetkikler arasına girer. Parasentez yoluyla karın bölgesinde biriken ödem şırıngaya çekilerek incelenebilir ve sıvının içeriğine göre ödemin kaynağı hakkında fikir yürütülebilir. Beyin ödemlerinin teşhisinde bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme teknikleri kullanılmaktadır.

Ödem Tedavisi

Ödem tedavisinde en önemli adım ödemin sebebi bulunup tedavi edilmesiyken sebebin tedavisinin zor olduğu veya ödemin bir hastalığa bağlı gelişmediği durumlarda ödemin yarattığı klinik durumlara yönelik tedaviler uygulanabilmektedir. Ödem sıvısının biriktiği boşluk iç organların çevresinde ise bölgeye uygun iğnelerle girilerek bölgeden sıvı çekilerek ödemin organda yarattığı baskı hafifletilebilir. Kalp çevresinde oluşan ödem perikardiyosentez, karında oluşan ödem parasentez yoluyla şırıngaya çekilebilir ve ödemin yarattığı baskı azaltılabilir.

Lifli besinlerde ve bitter çikolata da bulunan magnezyum, vücudun su dengesini korumaya yardımcıdır ve ödemin azalmasında rol oynar. Özellikle adet öncesi oluşan ödemi azaltır. Muzda, patateste ve ette bol miktarda bulunan B6 vitamini kandaki hücrelerin işlevleri için önemlidir ve ödemi azaltmaya yardımcı olur. Muz, avokado ve domates önemli potasyum kaynaklarıdır. Potasyum, böbreklerden sodyum atılımını artırarak ödemi azaltır. Papatya çayı vücuttaki ödemin atılmasını sağlayabilmektedir.

Ödemin zamanla gerilemesi için kişinin beslenme düzeni kontrol edilerek ve gerekli durumlarda idrar söktürücü adıyla bilinen diüretik ilaçlar verilerek fazla sıvı birikiminin önlenmesi sağlanır.

Ödem Tedavi Edilmezse

Ödem, pek çok hastalığın ilk semptomlarından olabilir ve hastalıkların tanısında önemli bir yere sahiptir. Çok tuzlu beslenmeye, uzun süre ayakta kalmaya ve kadınlarda yumurtlama dönemi öncesinde östrojenin yükselmesine bağlı görülen ödemlerde tedavi gerekmeden ödem kaybolabilir. Kalp zarında biriken ödem kalp yetmezliklerine sebep olabilir, kalp yetmezliğine bağlı ödemler tedavi edilmediğinde nefes darlığı ilerleyebilir.

Kalp hastalıklarının beraber görüldüğü durumlarda vücuttaki sıvı yükü kalbi yorabilir ve kalp yetmezliğinin ilerlemesine sebep olabilir.

Ödeme Ne İyi Gelir?

Tuz alımının kısıtlanması su atılımının artmasını sağlar. Böbreklerden su atılımının artırılması vücuttaki suyu azaltarak damar dışına çıkışının da önüne geçebilmektedir. Bacaklardaki kanın kalbe geri dönüşünde bacak kaslarının kasılıp toplardamarı sıkıştırması etkilidir, bu sebeple bacaklar uzun süre hareketsiz kalmamalıdır, bacak egzersizleri ve kanın toplardamarlardan akışını kolaylaştıracak oturma ve uyku pozisyonları (ayağın yüksekte tutulduğu), toplardamardaki kanın akışı yönünde yapılan masajlar ödemi azaltabilir.

İltihaba bağlı ödem oluşumunda iltihabın temizlenmesi ve bölgenin tekrar iltihaplanmasının engellenmesi, kuru ve temiz tutulması bölgedeki şişliği azaltabilmektedir. Histamin salınımıyla oluşan ödemlerde antihistaminik ilaçlar ödemin geçmesini sağlayabilir.

Ödeme Ne İyi Gelmez?

Bol tuz ve su içeren diyet, vücudun su atmasını engeller ve doku sıvısının artmasına sebep olur. Uzun süre hareketsiz kalmak kanın akış hızını yavaşlatarak ödeme sebep olabilir. Böbrek ve kalp yetmezlikleri, kılcal damarlarda geçirgenlik artışı, ödem oluşumunda ve ödemin ilerlemesinde etkili olur.

Ödem İlaçları

  • Böbreklerden sıvı atılımını sağlayan diüretikler,
  • Kandan sıvı çıkışının azalması için kana yüksek derişimli sıvılar verilmesi,
  • Alerji durumlarında kılcal damarların geçirgenliğini artıran histaminin etkilerini engelleyen antihistaminikler,
  • Kanda proteinin azaldığı durumlarda albümin infüzyonu (kana albümin proteininin sıvı içerisinde verilmesi) uygulanabilir.

Ödem için Hangi Doktora Gidilir?

Ödem rahatsızlık edici seviyelere geldiğinde, ödeme eşlik eden şikayetler olduğunda doktora başvurulabilir. Ödem pek çok farklı sistemi ilgilendiren hastalıkların sonucunda olabilmektedir, bu sebeple tanısı konmuş ve ödeme sebep olabilecek bir hastalığınız yoksa aile hekimine başvurarak ödemin sebebi hakkında genel bir fikir edinmek yararlı olabilir. Yaşadığınız bir kalp, karaciğer veya böbrek problemi varsa bu hastalığı takip eden doktora ödemden bahsetmek tedavinin planlanmasında önemli olabilir.

Kullandığınız ilaçların prospektüslerini okuyup ödeme sebep olabilecek bir ilaç varsa ilacı veren doktorla şikayetinizi paylaşmanız durumunda doktorunuz size daha uygun bir tedavi önerebilir. Her ödemin sebebi aynı olmadığından başkası kullandığında iyi gelen yöntemlerin sizin sorununuzu çözmeyebileceği unutulmamalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın