Hipoksik İskemik Ensefalopati

Hipoksik iskemik ensefalopati, beynin oksijensiz kalması sonucu beyin hasarıyla sonuçlanan ciddi bir durum olup, hastalığın gidişatına göre uygun tedavi rejimi seçilir.

Hipoksik İskemik Ensefalopati Nedir?

Hipoksik iskemik ensefalopati, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan, beynin oksijensiz kalması veya gerekenden daha az oksijen alması sonucu beyin hasarıyla sonuçlanan ciddi bir durumdur. Beyne giden kan akımının yavaşlaması veya durması sonucu gelişir. Vücutta otoregülasyon mekanizmaları, bu durumu düzeltmek için devreye girer ve kan basıncını arttırarak beyne kanın akışını hızlandırmayı amaçlar. Bunun sonucunda hastalarda yüksek tansiyon gelişir, diğer mekanizmaların devreye girmesi sonucu metabolik bozukluklar ortaya çıkar. Yüksek tansiyonun sonucu olarak kalp yetmezliği, akciğer ödemi gelişebilir. Bu nedenle hipoksik iskemik ensefalopatinin iyi tanımlanması ve tedavi sürecinin düzenli izlemi çok önemlidir.

Hipoksik iskemik ensefalopatiye neden olan tıbbi durumlar; kalp hastalıkları, kan kaybı, enfeksiyon veya travmaya bağlı beyin kan akımında azalma, solunum yolu tıkanmaları, karbonmonoksit zehirlenmesi, solunum kaslarında felç, ameliyat öncesi anestezide oksijenden fakir gazlarla solunum yapılması, asidoz, kan karbondioksit düzeyinin yüksekliği, kan şekeri düşüklüğü, vücut sıcaklığının yüksek olması gibi hastalıklardır. Hipoksik iskemik ensefalopatide, oksijensiz kalan beyin bölgeleri, kan akımı düzeltilmediği takdirde hasara uğrar ve ileri evrelerde geri döndürülemez hasarlar bırakabilir.

Hipoksik iskemik ensefalopati, yetişkin ve çocuklarda çeşitli hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi yenidoğanlarda da sık karşılaşılan bir durumdur. Gebelik esnasında kullanılan ilaçlar veya çeşitli gelişim anormalliği gibi nedenlerle bebekte beyin kan akımı azalır ve ensefalopati tablosu gelişir. Doğumda bebeğin kısık sesle ağlaması veya hiç ağlamaması, hareketlerinde yavaşlık gibi belirtilerle kendini belli eden ensefalopati tablosunda tedavi izlemi çok iyi olmalıdır. Bebeğin hassas beyin dokusu oksijensizliğe ve dışarıdan verilen maddelere çok duyarlı olduğu için bu süreçte iyi takip, bebeğin sağlığı açısından çok önemlidir.

Hipoksik İskemik Ensefalopati Belirtileri

Beyin kan akımında azalma veya kan oksijen düzeyinde düşüklük sonucu hipoksik iskemik ensefalopati tablosu gelişir. Bu tablo, müdahale edilmediği veya geç kalındığı takdirde kalıcı hasar ve ölümle sonuçlanabilen ciddi bir tablodur. Beyin dokusu, diğer dokulara göre daha hassas olan hayati öneme sahip bir yapıdır. Bu nedenle oksijensizlikten kolay etkilenir. Etkilenen beyin bölgesine göre farklı belirtiler görülebilir. Sıklıkla hastalarda bayılma, bilinç bulanıklığı, solunum depresyonu, hareket etmede zorluk gibi nörolojik belirtiler görülür. Yenidoğan bebekte doğumda ağlamama veya düşük ses tonu ile ağlama, bebeğin kas tonusunda düşüklük ve duruş bozukluğuyla beraber hareket azlığı görülür.

Arı sokması, besin alerjisi gibi çeşitli antijenlere karşı vücutta gelişen hipersensivite yani alerji reaksiyonları sonucu solunum kasları felç olabilir ve ensefalopati tablosuna ilerleyebilir. Belirtiler yine benzer olup, bilinç bozukluğu, bayılma, nefes almada güçlük ve solunum depresyonu gibi belirtiler görülebilir.

  • Bilinç bulanıklığı
  • Bayılma
  • Bulanık görme/ görme bozukluğu
  • Hareket azlığı
  • Postür ve kas tonusunda bozukluk
  • Solunum depresyonu
  • Bebeklerde düşük ses tonu ile ağlama
  • Doğum esnasında bebekte ağlamanın olmaması

Hipoksik İskemik Ensefalopati Nedenleri

Hipoksik iskemik ensefalopati tablosunu geliştiren ana olay beynin ihtiyacı olan oksijenin karşılanamamasıdır. Bu, beyne olan kan akımının azalabileceği gibi kandaki oksijen miktarının düşmesinden de kaynaklanabilir. Solunum yollarında meydana gelen tıkanıklıklar, solunum kaslarının felci, karbonmonoksit zehirlenmesi, anestezide kullanılan gazların oksijenden fakir olması gibi nedenlerle kan oksijen miktarı düşer ve ensefalopati tablosu gelişir.

Kan kaybı, travma, enfeksiyon gibi durumlarda beyne olan kan akımı azalır ve bu da beyin dokusunda oksijensizliğe bağlı hasarlanmaları meydana getirir. Yenidoğanlarda da sık rastlanan ensefalopati tablosunun gelişiminde doğum esnasındaki boğulmalar ile anne ile bebek arasındaki gaz ve besin alışverişini sağlayan göbek kordonunda oluşan anormallikler neden olur.

  • Beyin kan akımına engel olan enfeksiyonlar
  • Beyin kan akımına engel olan travma
  • Kalp hastalıkları
  • Solunum yollarında tıkanıklık
  • Solunum kaslarının felci
  • Karbonmonoksit zehirlenmesi
  • Kan karbondioksit düzeyinde yükseklik
  • Asidoz
  • Kan şekeri düşüklüğü
  • Göbek kordonundaki anormallikler
  • Doğum esnasında boğulma

Hipoksik İskemik Ensefalopati Teşhisi

Hipoksik iskemik ensefalopatide tanı, hastanın öyküsüyle birlikte ardından fizik muayene ve gerekli tetkikler ile konur ve uygun tedavi rejimi seçilir. Hastalığın en iyi şekilde atlatılması için geç kalınmaması ve tedavinin doğru şekilde yapılması çok önemlidir.

  • Hastanın öyküsü: Hastadan alınan öyküde, belirtilerin ne zaman ortaya çıktığı, sıklığı ve süresi, önceden geçirilmiş hastalıklar, ailede var olan hastalıklar, kullanılan ilaçlar, yakın zamanda geçirilmiş çarpma/ kaza gibi durumlar sorgulanmalıdır.
  • Fizik muayene: Fizik muayene ile belirtilere yönelik incelemeler yapılır. Bilinç kontrolü, göz hareketleri, kas tonusu, hareket kontrolünün tespiti gibi incelemeler yapılır.
  • Manyetik Rezonans: Çekilen beyin MRI ile oksijensiz kalmış alanlar veya karbondioksitin yoğun olduğu alanlar farklı kontrastlanır ve bu alanlarda kan akımının azalmış olduğu tespit edilir.
  • USG: Kafa ultrasonogrofisi ile beyinde kanla sulama alanlarının, oksijensiz kalan kısımlarında meydana gelen değişimler sonucu farklı kontrastlanması ile kan akımında bozukluk olduğu anlaşılır.
  • Umblikal kordondan kan alma: Doğumdan sonra göbek kordonundan uygun şekilde kan alınarak laboratuvara incelemeye gönderilir. Erken doğan bebeklerde, doğum esnasında normalden fazla kanama olması durumunda, mekonyumlu doğumlarda, vajinal doğumlarda travma yaratabilecek omuz veya yan geliş pozisyonlarında kordondan kan alınması ve incelenmesi hipoksik iskemik ensefalopati açısından gereklidir.
  • Kan analizi: Koldan alınan kan ile, kan gazları ölçümü yapılır. Kandaki oksijen ve karbondioksit değerleri ölçülür. Aynı zamanda kandaki hormon düzeylerine bakılarak da hipoksik iskemik ensefalopati sonucu gelişen metabolik bozukluklar saptanabilir.
  • EEG: Elektroensefalografi yöntemi ile hipoksik iskemik ensefalopatinin ciddiyeti saptanır. Hastalığın gidişatı yönünden de bilgi verir. Beyin çizelgesi yöntemi de denilen bu yöntem ile beyindeki dalgaların aktivitesi elektriksel yöntem ile incelenir. Ensefalopatinin tanısından ziyade derecesini gösterir.

Bebeklerde Hipoksik İskemik Ensefalopati Tanı Kriterleri

Yenidoğanlarda görülen nörolojik bozuklukların nedeninin iyi saptanması ve ona uygun tedavi seçimi çok önemlidir. Tedaviye geçmeden önce tanının doğru konduğundan emin olmak gerekir. Bu amaçla yenidoğanlar için hipoksik iskemik ensefalopati tanı kriterleri saptanmış ve tanı bu kriterlere göre konulması istenmiştir.

  • Apgar skorunun 5 ve 10. Dakikalarda 5'ten düşük olması: Apgar skoru, yenidoğanlarda uygulanan, doğumdan sonra 1 ve 5. Dakikalarda bakılması gereken bir testtir. Solunum şekli, kalp atım hızı, cilt rengi, hareket düzeyi, reflekslere yanıtına bakılır ve belirlenen tabloya göre skorlama yapılır. 5ten düşük puan alınması bebekte ciddi bir durumun göstergesidir.
  • Göbek kordonundan alınan kan gazında pH’ın 7den küçük olması
  • MRI görüntülemede beyin sahasında hipoksik iskemik ensefalopatiye uyan alanların görülmesi
  • Çoklu organ yetmezliği veya organların etkilenmesi

Hipoksik İskemik Ensefalopati Tedavisi

Hipoksik iskemik ensefalopati, tedavisi yakından takip edilmesi gereken ve sabır gerektiren bir hastalıktır. Çok çeşitli tedavi stratejileri mevcuttur. Öncelikli amaç altta yatan nedeni saptamak ve buna yönelik tedavi belirlemektir. Altta yatan etkenin saptanması ve ortadan kaldırılması ile beyin kan akımı normale döner, bu süre zarfında beyin hasarını önlemek için de ek tedavilere gereksinim duyulabilir.

  • Hipotermi: Bu yöntem ile beyin dokusunun soğutulması amaçlanır. Oksijensizlikten dolayı hasara meyilli olan beyin dokusu hipotermi cihazı ile soğutulur ve hasarın en aza indirilmesi amaçlanır. Aynı zamanda beyindeki enerji metabolizması sonucu atık birikimini de azaltmak amaçlanır. Vücut ısısındaki he 1 derecelik düşüş beyin metabolizmasında %6-10 arasında bir azalmaya neden olur. hipotermiye ne kadar erken başlanırsa tedaviye yanıt o kadar iyi olur. Vücut ısısının 32.5-35 derece aralığında olması hedeflenir.
  • Medikal tedavi: Bilinç bulanıklığının tedavisi için barbitüratlar kullanılabilir. pridoksin verilebilir. Midazolam, levetirasetam gibi ilaçlar da nöbetlerde kullanılabilir. Bu ilaçların kullanımı esnasında EEG ile beyindeki dalgalanmalar da izlenmeli ve tedavinin etki edip etmediği kontrol edilmelidir. Vücutta hastalık sonucu magnezyum, kalsiyum ve kan şekeri düşer, bunun da tedavi edilmesi gerekir. Hipotermi sonucu ağrı gelişebilir bunun için de ağrı kesiciler verilebilir. Enfeksiyon sonucu gelişen ensefalopati tablosunda enfeksiyon kaynağı tespit edilir ve ona uygun antibiyotik seçilir. Altta yatan etken kalktıktan sonra beyin kan akımı normale döner. Kalsiyum kanal blokörleri de solunum kaslarının felcini çözmek için kullanılabilir. Beyinde oksijensizlikten dolayı enflamasyon gelişir ve bu da beyin hasarını hızlandıran bir faktördür, bunu önlemek için antienflamatuar ilaçlar kullanılmalıdır.
  • Cerrahi tedavi: Solunum yollarına bası yapan, tıkanıklığa neden olan veya beyne giden kan damarlarına bası yaparak damarları daraltan ve kan akımını azaltan tümör varlığında tümörün alınması gerekmektedir. Uygun olan cerrahi yöntem ile tümör vücuttan uzaklaştırılması amaçlanır ve kan akımı normale döner. Bu süre zarfında beyin hasarını en aza indirmek için antienflamatuar ilaçlar ve hastada semptomlara yönelik ilaçlar kullanılabilir.

Hipoksik İskemik Ensefalopati İlaçları

Hipoksik iskemik ensefalopatide, kan akımını azaltan nedene yönelik tedavi amaçlanır. Bu süre zarfında hastada meydana gelen semptomlara yönelik ilaç tedavisi de uygulanır. Bilinç bulanıklığı durumlarında barbitürat türevleri verilebilir.

Enfeksiyon kaynaklı durumlarda enfeksiyon etkeni saptanmalıdır ve bu enfeksiyona yönelik antibiyotik, antiviral, antifungal ajanlar verilir. Solunum kaslarının felci de çözülmelidir, buna yönelik kalsiyum kanal blökerleri verilebilir.

Hipoksik iskemik ensefalopatide oksijensiz kalan dokularda enflamasyon baş gösterir. Oksijensizliğin verdiği hasarın üzerine meydana gelen enflamasyon da dokulardaki hasarı arttıran faktördür. Bu nedenle tedavide antienflamatuar ajanlar mutlaka kullanılmalıdır. Magnezyum ve kalsiyum düşüklüğü de düzeltilmeli, kan şekeri dengede tutulmalıdır.

Hipoksik İskemik Ensefalopati Tedavi Edilmezse

Hipoksik iskemik ensefalopati gelişen hastalarda oksijensizlik sonucu bilinçte dalgalanmalar, hareket etmede zorluk, görme bozukluğu gibi çeşitli nörolojik problemler görülür. İleri dönemlerde hastalarda letarji denen ölümcül uyku durumu gelişir, komaya girebilir ve ölümle sonuçlanır. Beyin dokusu, diğer dokulardan hassas olması nedeniyle oksijensizliğe en hızlı yanıt veren organdır ve tedavi edilmediği takdirde ölümcüldür. Tedaviye geç kalınması da sağ kalımı olsa da kalıcı hasar bırakabildiği için erken müdahale her hastalıkta olduğu gibi hipoksik iskemik ensefalopatide önem arz etmektedir.

Çocuklarda Hipoksik İskemik Ensefalopati

Hipoksik iskemik enssefalopati daha sık olarak yenidoğanlarda doğum öncesi veya doğum esnasında meydana gelen aksaklıklar sonucu gelişen ağır bir durumdur. Erken doğan, normal doğum esnasında riskli pozisyonlarla gelen, mekonyumlu doğan, göbek kordonunda oluşmuş anormalliklerle doğan bebeklerde hipoksik iskemik ensefalopati gelişim riski daha yüksektir ve bu bebeklerde göbek kordonundan kan alınarak incelenmesi gerekmektedir.

Beyin dokusunda oksijensizlikten dolayı kalıcı hasar kalabileceği ve ölümle sonuçlanabileceği için bu bebekler yoğun bakım ünitesinde yakından takip edilmelidirler. Erken uygulanan hipotermi yöntemi ile beyindeki hasarlanma düzeyi en aza indirgenir ve ek tedaviler ile iyileşme sağlanması amaçlanır.

Çocuklarda görülen hipoksik iskemik ensefalopatide bilinç bozukluğu, anormal düzeyde fazla uykuya eğilim, görme bozukluklar, hareket azlığı, nörolojik bozukluklar gibi belirtilerle kendini gösteren ciddi bir durumdur ve derhal müdahale edilmesi gerekir.

Gebelerde Hipoksik İskemik Ensefalopati

Gebelik döneminde; enfeksiyon, travma, ilaç kullanımı, karbonmonoksit zehirlenmesi, metabolik bozukluklar gibi nedenlerle beyin kan akımında azalma veya kandaki oksijen düzeyindeki düşüklük sonucu ensefalopati tablosu gelişebilir. Böyle bir durum bebekte de gelişim anomalilerine neden olacağı için ciddi ve hemen müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Gebelerde gelişen bu durumun tedavisinde altta yatan neden tespit edilmelidir. enfeksiyon veya solunum yolundaki daralma/ tıkanıklık gibi nedenlerde antibiyotik kullanımı, tıkanıklığın giderilmesi, solunum kaslarındaki felcin çözülmesi amaçlanır. Travma durumlarında hasarlanan bölge düzeltilmelidir.

Hipoksik İskemik Ensefalopati için Hangi Doktora Gidilir?

Hipoksik iskemik ensefalopati, hemen müdahale edilmesi gereken acillerden olup geç kalındığı takdirde kalıcı hasar bırakabilen ve ileri zamanlarda ölümle sonuçlanabilen ciddi bir durumdur. Nörolojik bozukluklar görüldüğü anda derhal Acil Servise başvurulması gerekmektedir. uzun süren nörolojik bozukluklarda Nöroloji uzmanına başvurulması gerekir. Ani ortaya çıkan, kişide bilinç bozukluğu gibi ciddi belirtiler görüldüğü zaman acil servise başvurulması, hemen müdahale açısından daha sağlıklıdır. Doğum esnasında hipoksik iskemik ensefalopati gelişen bebeklere müdahale hemen başlar ve yoğun bakım ünitesinde tedavisi sürdürülür. Doğumdan sonra bebeklerde zayıf ağlama, hareketsizlik, normalden fazla süren uyku süreleri gibi durumlarda pediatri uzmanına mutlaka bilgi verilmeli, gerekirse çocuk aciline başvurulmalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
6
0
Makeleyi Paylaşın