Asfiksi

Hastanın oksijensiz kalması sonucu doku ölümünün gerçekleşmesi durumu olan Asfiksi, ilk yardım uygulamasını ve daha sonrasında koruyucu tedaviyi gerektirir.

Asfiksi Nedir?

Asfiksi kelimesi yunanca bir kelime olmakla beraber kişide nabız olmaması olarak tabir edilir. Tıp dilinde asfiksi denen durum, kişinin dokularına yeterli düzeyde oksijen gitmemesi ve oluşan oksijensizlik nedeniyle sağlıklı dokularda iskemi olarak bilinen doku ölümü meydana gelmesidir. Halk arasında boğulma olarak bilinse de tam olarak doğru bir tabir değildir. Asfiksiye oksijensizlikten dolayı boğulma demek daha doğru olacaktır.

Asfiksi yani dokuların oksijensiz kalıp ölme olayı birçok nedenden dolayı kaynaklanmaktadır. Solunum kaslarının çalışmaması, hava yollarının tıkanması, yabancı cisim yutma, havada yeterli düzeyde oksijen bulunmaması, aşırı derecede ağlama, intihar gibi birçok sebep asfiksiye neden olmaktadır. Asfiksi olarak tabir edilen durum erişkinlerde görülebileceği gibi çocuklarda hatta yeni doğan bebeklerde bile görülebilir. 

Asfiksi terimi tıp biliminden daha sıklıkla adli tıp ana bilim dalında kullanılır.  

Asfiksi Belirtileri Nelerdir?

Asfiksi, kişilerde meydana gelen nefessiz yani oksijensiz kalma durumudur. Halk arasında en fazla yabancı cisim yutma, nefes borusuna yiyecek-içecek kaçması, suda boğulma, zehirli duman solunması gibi sebeplerle asfiksi görülmektedir. 

Bu hastalar şu belirtilerle hastaneye başvururlar;

  • Nefes almada zorluk çekme ya da nefes alamama
  • Yabancı cisim yutulmuşsa çıkarana kadar devam eden sürekli bir öksürük
  • Konuşamama
  • Dudaklarda ve dilde morarma
  • Tırnaklarda morarma
  • Gözlerde morarma
  • Hasta boğulduğunu anlatmak için eliyle boğazını tutabilir
  • Fazla oksijensiz kalma durumunda bayılma
  • Zamanında müdahale edilemeyen hastalarda ölüm
  • Küçük toplar damarlarda yırtılma olması sonucu 2 milimetreden küçük kanama odakları
  • Dokularda ödem ve vücut sıvılarının göllenmesi
  • Kanın oksijen, karbondioksit, asitlik değeri ve diğer parametrelerinin düzeyinde değişiklik olması
  • İntihar ve cinayet girişimlerinde kişide ip, tel ya da el aracılığı ile boğulma izleri ve morluk olması

Asfiksi Nedenleri Nelerdir?

Asfiksi durumu hastalarda oksijensiz kalma sonucu doku ölümünün görülmesi durumudur. Meydana gelen oksijensiz kalma durumuna birçok faktör neden olabilmektedir. Bu faktörlere zamanında müdahale edilmediği takdirde beyne yeterli miktarda oksijen gönderilemeyecek ve bilinç kaybı görülecektir. Beyin uzun süre oksijensiz kalmaya devam ederse ölmemek için savunma mekanizması olarak vücuttaki kanın çoğunu kendi için kullanmaya başlayacaktır. Bununla beraber vücutta bazı yerlerde morluklar meydana gelecektir. Daha ilerleyen evrelerde beyine de oksijen kalmayacağı için beyinde doku ölümler ve sonucunda beyin ölümü meydana gelecektir. Bu olaylar anlatıldığı gibi uzun sürede değil kısa zamanlarda gerçekleşir. Yani insan beyni oksijensiz kalmaya uzun süre dayanamaz. 

Bu durumlara neden olan faktörler çok fazla sayıdadır. Oksijen almaya engel olan her durum Asfiksi nedeni olarak kabul edilir. 

Asfiksi nedenlerinden bazıları şunlardır;

  • Nefes borusuna takılan yiyecekler (kuruyemiş, patlamış mısır, elma, havuç, patates, üzüm, çeri domates, şekerler, sakız)
  • Çocuklarda yabancı cisim kaçması (bozuk para, saç tokaları, nohut, meyve çekirdekleri, toplu iğne, küçük oyuncak parçaları, kalem ucu)
  • Solunum kaslarını tutan hastalığı olan kişiler (amyotrofik lateral skleroz-ALS, kuduz hastalığı, miyastenia gravis, spinal musküler atrofi-SMA, Duchenne musküler atrofi)
  • Suda boğulmalar
  • Cinsel fanteziler sırasında nefes almanın engellenmesi
  • İntihar ya da cinayet girişimleri (iple asma, iple, telle ya da telle boğmak)
  • Anne karnındaki bebeğin boynuna kordon dolanması
  • Diri gömülme vakaları
  • Denizde aniden yer değiştirme dolayı vurgun olayları
  • Zehirli gaz solunması (soba zehirlenmesi, şofben zehirlenmesi, yangın)
  • Karna ve göğse bası yapıldığı olan durumlar
  • Elektrik çarpması, iş kazaları, trafik kazaları gibi birçok travma sonucu travmatik asfiksi durumları
  • Süksinilkolin, organik fosfat, tarım ilaçları zehirlenmeleri
  • Hızlı ve aşırı derecede kanama olması
  • Siyanür zehirlenmesi
  • Beyin dokularında iskemi olması

Asfiksi Tipleri 

Asfiksi, durumuna sebep olan birçok etken olduğu için temel nedenlere göre bir sınıflandırma yapılmıştır. 

Bu sınıflandırma şöyledir;

  1. Ası: Ası olarak tabir edilen durum, kişinin tel, ip, çarşaf, kemer, havlu gibi bağlarla boğulma olayıdır. Buradaki temel etken kişinin vücut ağırlığı sonucu bağda gerginlik oluşması sonucu nefes alışının kesilmesidir. Ası olayları genellikle intihar olup cinayet vakaları daha nadirdir.
    Ası olayı kısmi ya da tam ası olarak iki şekildedir. Tam ası denen durumda kişinin ayakları dahi bütün vücudu yere temas etmez. Kısmi ası durumunda ise kişi kendini kapı kolu, yatak başı gibi daha alçak seviyede yatarak, çömelerek ya da oturarak intihar ettiği durumdur. Bu hastalarda ölüm sebebi solunum yollarının kapanması, omurilik hasarlanması, boyun kırılması, beyne giden damarların tıkanması gibi olaylardır. Bu kişiler asıdan kurtulsa dahi beyin ve solunum yolları ciddi derecede hasar alacağı için daha sonradan beyin dokularının oksijensiz kalması, pnömoni ve epilepsi gibi nedenlerden dolayı ölüm meydana gelmesi yüksek ihtimaldir. Bu vakalarda asıda kullanılan materyal, ilmek yeri, ası yüksekliği ve ası materyalinin boyunda bıraktığı iz çok önemlidir. 
  2. Boğma: Boğma, kişinin hava yollarının ya da boyun damarlarının ip, tel, kol, cop, silah kabzası ve sopa gibi araçlarla kuvvet uygulayarak kısmen ya da tamamen kapatılması sonucu öldürme ve/veya öldürme girişiminde bulunmaya denir. Kişilerde ölüm boyun damarlarının veya hava yollarının tıkanması ile vücuttaki uyarılar sonucu gerçekleşir. Kalp hızı yavaşlar, kalp atımı düzensizleşir ve tansiyon düşer kişide ani ölüm meydana gelebilir.
  3. Tıkanma-Tıkama: Solunum yollarının içeriden ya da dışarıdan kapanması, karın ve göğüsteki solunum kaslarının sıkışması sonucu çalışmaması ve solunan havada yeterli düzeyde oksijen olmadığı zaman görülen oksijensiz kalma durumudur. Tıkanma-Tıkama durumlarına ağzı-burnu kapama, yabancı cisim ile solunum yollarının tıkanması, diri gömülme, karın ve göğse bası yapılması, havasız alanda kalma örnek verilebilir.
  4. Kimyasal Asfiksi: Kimyasal asfiksilere karbonmonoksit zehirlenmesi, siyanür zehirlenmesi, hidrojen sülfür zehirlenmesi örnek verilebilir. Karbonmonoksit zehirlenmesine değinecek olursak. Karbonmonoksit havadan yani oksijenden daha hafif bir gazdır. Vücutta oksijenin bağlandığı hemoglobine daha fazla derecede bağlanarak dokulara giden oksijen miktarında azalmaya neden olur. Hastada önce bulantı, kusma, halsizlik, görme-işitme kaybı görülmekle beraber daha ciddi vakalarda koma hali hatta ölüm dahi meydana gelmektedir. Şofben zehirlenmesi ve soba zehirlenmesi ülkemizde en sık görülen vakalardan bazılarıdır.
  5. Suda boğulma: Suda (deniz, göl, okyanus, ırmak, nehir) boğulma olarak tabir edilen durum suyun üst hava yolları ve alt hava yollarına girerek kişide oksijen azlığı ya da oksijen yokluğuna neden olmasıdır. Vaka cinayet, kaza ya da intihar şeklinde olabilmektedir. Cesetlerde çürüme, ağızdan-burundan köpük gelmesi, ellerde-ayaklarda buruşmalar, vücutta şişlik, gözlerde morarma gibi belirtiler görülebilmektedir. Suda boğulmaların bir çeşidi olan kuru boğulma ise, solunum yollarına sıvı girmediği ancak sıvının ağız, burun gibi üst solunum yollarına çarpması sonucu refleks olarak larinks olarak bilinen yutakta spazm yani daralma olması sonucunda boğulma olmasıdır.

Asfiksi Teşhisi

Asfiksi genellikle dışarıdan hastanın görüntüsü ya da hastanın hareketleri ile anlaşılabilen bir durumdur. Bu hastalar genellikle bilinç kaybı ya da ölüm haliyle getirilir. Gelen hastaya yapılan incelemeler çok seri bir şekilde yapılmalıdır. Çünkü hastanın oksijen alması zorlaşmıştır.

112 acil servis ya da kişisel imkanlar ile getirilen hastalar nefes almakta zorlanıyor ya da hiç nefes alamıyordur. Hastaların bilinci kapalı değilse nefes almak için sürekli bir şekilde öksürecektir ve elleriyle boğazını tutacaktır. Hastanın yakınlarından gerçekleşen olay ile ilgili hızlıca bilgi alınmalıdır. 

Bilinci kapalı ve solunumu duran hastalarda hemen yaşam bulgularına bakılmalı. Hastanın solunumu devam ettirilmelidir. Kalp atımına bakılmalı kalp durmuşsa CPR olarak bilinen kardio pulmoner resusitasyon yani kalp masajına başlanmalıdır. 

Hastaneye getirildikten sonra ölen ya da ölü olarak getirilen kişiler otopsi incelemesi morga alınmalıdır. Adli tıp doktoru ve cumhuriyet savcısı eşliğinde otopsi işlemi yapılmalıdır. Yapılan otopsi işleminde hastanın bütün vücudu incelenir. Ası, boğma, suda boğulma gibi vakalarda otopsi önemli bir yere sahiptir. Bu vakalar intihar ve kaza gibi olaylar olabileceği gibi cinayet suçları da olmuş olabilir. Bu incelemelerde ası vakası varsa asıda kullanılan materyal, ası tipi, ası materyalinin izi ve ası düğümünün boyundaki yeri kaydedilir. Boğma ve suda boğulma vakalarında da belli başlı incelemeler yapıldıktan sonra hastanın gerçekten o işlemle mi öldüğü ya da öldürülüp intihar süsü mü verildiği yorumlanır.   

Asfiksi Tedavisi     

Asfiksi olarak bilinen tıbbi durum birçok sebepten dolayı meydana gelebilmektedir. Dokularda oksijensiz kalma hali ilerlememiş ve hastada ölüm meydana gelmemişse, ilk yardım, hastanın hayatı için oldukça önemlidir. Yapılacak müdahaleler asfiksiye sebep olan duruma göre değişiklik göstermektedir. Ancak durum ciddi ise müdahale yapılırken 112 acil çağrıyı arayıp olay mahallini ve hastanın durumunu bildirmek, ambulans istemek gerekmektedir. 

Hastanın durumu stabilse ve nefes almasında ciddi bir durum yoksa özellikle yabancı cisim yutmalarında acil servise başvurulmalıdır. Bu hastalara çeşitli aletlerle tedavi uygulanabilir ya da nefes borusuna kaçma durumu yoksa doğal yollardan vücuttan atılması beklenebilir. 

İlk yardım asfiksi vakalarında önemli yere sahiptir. Ancak mutlaka eğitimli veya uzman kişiler tarafından yapılmalıdır. Çeşitli durumlarda kişilere uygulanabilecek bazı ilk yardım teknikleri şunlardır;

Heimlich manevrasıHeimlich manevrası soluk borusuna yiyecek, katı cisimler ya da sıvıların kaçması nedeniyle kişinin nefes alış verişinin kesintiye uğraması sonucunda yapılan ilk yardım tekniklerinden biridir. Heimlich manevrası her yaştan bireye yapılabilen bir manevra olup yaş gruplarına göre farklı pozisyonlarda yapılmaktadır. Kişiler yalnız başınayken bile böyle bir durumla karşı karşıya kalırlarsa sandalye yardımıyla bile kendi kendilerine müdahale edebilir. 

Heimlich manevrası yaparken şu basamaklar izlenebilir;

  1. Soluk borusuna yabancı cisim, lokma ya da sıvı kaçan kişi ayağa kaldırılmalı ve arkasına geçilmelidir.
  2. Kollar kişinin belinden sarılacak şekilde pozisyon alınmalı ve kişi öne doğru biraz eğilmelidir.
  3. Tek el yumruk yapılarak kişinin göbeğinin üzerine konulmalıdır. Diğer el ile de diğer taraftan sarılarak yumruk yapılan el tutulmalıdır.
  4. Tutulan eller kişinin karnından yukarıya doğru bastırılarak aşağıdan basınç yaratarak soluk borusundan cisim ya da lokma çıkarılmaya çalışılır.
  5. Bu yöntem 5 kez tekrar edilir. Lokma dışarı çıkarsa ve kişi tekrar nefes almaya başlarsa hareket sonlandırılır. Lokma çıkmaz ise hareket tekrarlanır.

Kişi bilincini kaybetti ise parmak yardımıyla yabancı cisim dışarıya çıkarılabilir. Ancak bunu yaparken cismi soluk borusuna itmemeye özen gösterilmelidir. Nefessiz kalmaktan dolayı kalp durması gerçekleşirse 112 acil çağrıya haber verilmeli ve kalp masajı yapılmaya başlanmalıdır. 

Kalp masajı (CPR- Cardio Pulmoner Resusitation): Bilinci yerinde olmayan, kalbi duran hastalar için kan dolaşımının devamını sağlamak amacıyla yapılan hayat kurtarıcı uygulamadır. Herhangi bir nedenle kalbi ve solunumu duran her hastaya yapılması gerekmektedir. Kalp masajı sayesinde kişinin beyin gibi hayati organlarına kan akışı devam edecek ve 112 acil ekibi gelene kadar hastaya zaman kazandırılabilir. Ancak kalp masajı rastgele yapılabilen bir uygulama değildir. Mutlaka ya ilk yardım eğitimi alan ya da sağlık çalışanları tarafından yapılmalıdır. 

Kalp masajı uygulaması şu şekilde yapılmaktadır;

  1. Kalp atımı duran kişi düz ve sert bir zemine sırt üstü yatırılmalıdır.
  2. Bilinci kaybolan ve kalp atımı duran kişinin yan tarafına geçilir. Bir elin avuç için göğüs kafesine doğru yerleştirilir ve diğer el ile üstten kavranır.
  3. Omuzlar öne doğru eğik, kollar bükülmüyor şekilde pozisyon alınmalıdır. Bu hareket hastanın göğsüne bastırılacak şekilde dakikada 100 kez yapılmalıdır. İki kişi varsa 15 kalp masajı 1 suni teneffüs, tek kişi varsa 30 kalp masajı 2 suni teneffüs şeklinde kesilmeden devam etmelidir.
  4. Her kalp masajı + suni teneffüs turu sonunda hastanın kalp atımı ve nefesi kontrol edilmelidir.
  5. Hasta nefes almaya başlarsa uygulama sonlandırılmalıdır.

Dünyada ve ülkemizde bazı kişiler tarafından bilinçsizce kalp masajı yapılabilmektedir. Uygulama biçimi yanlış oluyor ya da hastanın nefes alımı kontrol edilmeden kalp masajı yapılmaya başlanıyor. Bu uygulamaların ne yazık ki hastaya faydasından çok zararı bulunmaktadır. 

Suni teneffüs: Suni teneffüs yani nefes almayan kişiye dışarıdan nefes verme uygulaması kişi için hayati değere sahip ilk yardım tekniklerinden biridir. Uygulama yapılmadan önce kişinin soluk yollarında yabancı bir cisim varsa mutlaka çıkartılmalıdır. Daha sonra kişinin boynu hastanın durumuna göre yukarı doğru hafif dikleştirilmelidir. Kişinin ağzından hava verirken verilen havanın tekrar burundan çıkmaması için burnu kapatılmalıdır. Uygulama yapılırken çevredeki kişiler tarafından mutlaka 112 acil servis ekiplerine çağrı yapılmalıdır.

Asfiksi Tedavi Edilmezse

Asfiksi, kişilerde oksijen azlığı ve doku ölümü ile karakterize bir klinik tablodur. Oksijen vücudumuzda her organ ve her hücrede kullanılan maddelerden biridir. Oksijeni en fazla kullanan organlardan biri de beyindir. Oksijen azlığı durumunda beyin vücutta bulunan oksijeni en fazla kendisi kullanması için çeşitli refleksler meydana getirmektedir. Bu reflekslerden biri de hayati olmayan organlara kan akışının azaltılması hatta kesilmesidir. Bu durum tedavi edilmezse vücuttaki oksijende hızlıca biteceği için beyindeki doku ölümleri başlayacaktır. Bu nedenle kişide bilinç kaybı, koma ve ölüm gibi ciddi durumlar meydana gelebilir.   

Erotik Asfiksi Nedir?

Erotik asfiksi ya da başka bir adıyla otoerotizm asfiksi cinsel aktiviteler sırasında orgazm olarak tabir edilen cinsel hazzın derecesini arttırmak amacıyla yapılan bazı davranışlar sonucunda kişinin nefessiz kalarak boğulması demektir. Asfiksi nedeniyle beynin bazı bölgelerine oksijen iletimi kesilecek ve beynin bazı bölgelerinde doku ölümü meydana gelecektir. 

Bu durumda kişide bazı seksüel hazlar uyandırabilir ve alınan cinsel hazzı arttırabilir. Bu olaylar ile cinsel hazzı arttırmak isteyen kişiler boyuna ip-kemer bağlama, başına poşet ya da naylon torba geçirme, el ile boğazlama tarzında bazı eylemlerde bulunmaktadır. Ancak bu çok ciddi derecede tehlikeli bir durumdur. Yapılan eylemler sonucu kişi ya da partneri soluk alamayabilir ve ölüme kadar ilerleyen klinik duruma neden olabilir. Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl yaklaşık olarak 500 ila 1000 tane otoerotik asfiksi nedenli ölümler meydana gelmektedir. 

Yenidoğanlarda Asfiksi

Perinatal asfiksi, bebeğin eşi yani plasentada yetersiz oranda oksijen değişimi olması ya da doğum sonrası dönemde bebekte solunumun bozulmasıdır. Perinatal asfiksi, zamanında doğan ya da doğmaya yakın dönemlerde çeşitli nedenlerden dolayı görülen bebek ölümleri arasında en önemli ölüm nedenleri arasındadır. Perinatal asfiksi görülme olasılığı yeni doğan bebeklerde 1000 bebekte 2-20 arasında görülmektedir. Ayrıca doğum sonrası dönemde görülebileceği gibi doğum sırasında ve doğum öncesi anne karnında da görülebilmektedir. 

En çok görülen klinik durumlardan biri “Hipoksik İskemik Ensefalopati”dir. Bu olay anne karnındaki bebekte oksijen azlığı sonucunda beyin hücrelerinde doku ölümü meydana gelmesi sonucunda oluşur. Bunun yanında “Neonatal Ensefalopati” olarak adlandırılan bir diğer klinik tablo ise hipoksik iskemik ensefalopati ve doğum sonrası oksijensiz kalma durumları sonucunda bebekte nörolojik sorunlar meydana gelmesidir. 

Bebeklerde asfiksiye bağlı hipoksik iskemik ensefalopati ve neonatal ensefalopati tanılarında ve hastalıkların ilerleyişinde kullanılan yöntemler radyoloji görüntülemeleri, EEG (Elektro Ensefalo Grafi) ve kan değerleridir. Bu bebeklerde uygun bakım ve tedavi ile ölüm ve engellilik durumlarının önüne geçilebilmektedir. 

Perinatal asfiksiye neden olan olaylar şu şekilde ikiye ayrılabilir;

Asfiktik olarak doğan bebeklerde ölüm ve engellilik riskini önlemede en önemli tedavilerden birisi bebeğe terapötik hipotermi tedavisi uygulamasıdır. Bu uygulama sayesinde bebekte meydana gelebilecek beyin hasarı önlenmeye çalışılır. Bu tedavide bebeğin vücut ısısı çeşitli araçlarla düşürülür. 

Asfiksi için Hangi Doktora Gidilir?

Asfiksi kişilerin çeşitli sebeplerle oksijensiz kalması kişide doku ölümlerinin meydana geldiği durumdur. Bu klinik durum genellikle aniden gerçekleştiği için kişilerde ölüm meydana gelmemişse hastanın getirildiği bölüm acil servistir. Acil serviste gerekli müdahale ve hayata döndürme işlemi yapılır. Yapılan işlem başarısız olursa yani hasta kaybedilirse adli tıp uzmanı tarafından otopsi işlemi yapılması için cenaze morga indirilir.

Daha basit ve hayati tehlike yaratmayan olgularda hasta tedavi edildikten sonra gerekli kontroller yapılır ve taburcu edilir.  

Asfiksiye bağlı ölümlerde genellikle adli tıp uzmanları olay yeri inceleme ekipleri ile beraber inceleme yapmaktadır. Eğer köy, kasaba gibi kırsal yerlerde vaka meydana gelmişse o bölgedeki aile hekimleri vaka ile ilgilenir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın