Beckwith Wiedemann Sendromu

Beckwith-Wiedemann sendromu, vücudun birçok dokusunu ve organ sistemini içine alacak şekilde etkileyen bir anormal büyüme sendromudur. Hipoglisemi tedavisi ve makroglossi tedavileri uygulanmaktadır.

Beckwith Wiedemann Sendromu Nedir?

Beckwith-Wiedemann sendromu, vücudun birçok dokusunu ve organ sistemini içine alacak şekilde etkileyen bir anormal büyüme sendromu olarak iki doktor tarafından tanımlanmıştır. Bu sendroma sahip olarak doğan çocuklarda kendi yaşıtlarına göre daha iri olma durumu söz konusudur. Bu durum makrozomi yani iri bebek olarak da tanımlanabilir. Bu hastalığa bağlı olarak görülen büyüme 8 yaş civarında yavaşlamaya başlar ve neticede bu rahatsızlığa sahip yetişkinler alışılmadık derecede uzun değildir.  

Beckwith-Wiedemann sendromlu bazı çocuklarda, vücudun bir tarafındaki veya diğer tarafındaki belirli kısımları anormal derecede büyüyerek asimetrik veya düzensiz bir görünüme yol açabilir. Bu dışarıdan göz ile görülebilecek şekilde olabilir. Hemihipertrofi olarak bilinen bu olağandışı büyüme modeli kişinin yaşının ilerlemesiyle belirginliğini kaybetmektedir. 

Beckwith-Wiedemann Sendromu ilk olarak 1960'ların başında Dr. J. Bruce Beckwith ve Dr. Hans-Rudolf Wiedemann tarafından literatüre geçirilmiştir. Bu hastalığa sahip kişilerde ilk olarak karın duvarı anatomik bozuklukları, makrozomi (iri bebek), makroglossi (büyük dil) ve genişlemiş adrenal bezler (böbreğin üstündeki bezler) olduğu kaydedildi. O zamandan beri, klinik belirtiler içine bu hastalıkların klasik özelliklerine ek olarak hemihipertrofi, aşırı büyüme, hiperinsülinizm (aşırı insülin hormon sentezi), omfalosel (göbek deliğinden yapıların fıtıklaşması) ve organomegali (organların büyümesi) eklenmiştir.  

Beckwith-Wiedemann sendromu 11.000 doğumdan 1'inde ortaya çıkar ve kız ve erkek çocuklarda yaklaşık eşit sıklıkta görülür. 

Çocukluk döneminde belirli kanserlere yakalanma riskinde artış görülebilir. Bu kanserler erken tanı konduğu zaman tedavide başarı yüksektir. 

Beckwith Wiedemann Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Beckwith-Wiedemann sendromuyla ilişkili tüm fiziksel özellikler, 11p aşırı büyüme bozukluğunun bir parçasıdır. 11p aşırı büyüme bozukluğu, Beckwith-Wiedemann sendromuna neden olan aynı bölge olan 11p olarak bilinen belirli bir kromozomal bölgedeki genetik değişikliklerle ilişkili aşırı büyüme ve diğer özellikler olarak tanımlanır.

Beckwith-Wiedemann sendromuna bağlı olarak aşağıdaki belirtiler görülebilir: 

  • Bu hastalığa sahip çocuklar büyük doğum ağırlığı ve uzunluğu (makrozomi) yani iri bebek olarak doğarlar. 
  • Vücudun bir tarafında veya bir bölümünde aşırı büyüme (hemihipertrofi) görülebilir. Bu herhangi bir vücut bölgesinde olabilir. 
  • Normalden aşırı bir şekilde büyümüş dil (makroglossia) olabilir. Bu dil genellikle ağzın dışına sarkar. 
  • Yenidoğan döneminde kan dolaşımında düşük şeker seviyeleri (hipoglisemi) ve bazen uzun süreli hipoglisemi (hiperinsülinizm nedeniyle) durum meydana gelebilir. Bunun sonucunda bebekte halsizlik, terleme ve solukluk gibi durumlar meydana gelebilir. 
  • Karın duvarında kusurlar (göbek fıtığı veya omfalosel gibi bağırsakların ve bazen diğer karın organlarının vücut dışındaki karın duvarından çıkıntı yapması gibi) görülebilir. 
  • Böbrekler, karaciğer ve pankreas gibi genişlemiş abdominal organlar meydana gelebilir. Bu genellikle bir ultrasonografi sırasında fark edilir. 
  • Kulak memesinde veya kulak arkasında çukurlar veya kırışıklıklar görülebilir.

Beckwith Wiedemann Sendromu Nedenleri Nelerdir?

Beckwith-Wiedemann sendromunun ve izole edilmiş hemihipertrofinin bilinen birkaç genetik nedeni vardır ve bunlar genellikle 11p15 olarak bilinen kromozom 11 bölgesinde bir veya daha fazla genin dışavurumundaki değişikliklere neden olur.

Çoğu durumda, bu genetik değişiklikler hücrelerin hepsinde olmamakla birlikte bazılarında meydana gelir ve bu da mozaiklikle sonuçlanır. Mozaiklik, vücudun bazı bölümlerinin normal kromozom 11'e sahip hücrelere sahip olduğu ve diğer bölümlerin kromozom 11'de değişiklik gösteren hücrelere sahip olduğu anlamına gelir. Bu farklılık, Beckwith-Wiedemann sendromunda görülen klinik özellikler spektrumuna ve 11p aşırı büyüme spektrumu olarak adlandırılan asimetrik büyümelere yol açar.

Normalde insanlar, biri annelerinden, diğeri babalarından miras alınan iki kromozom 11 kopyasına sahiptir. 11. kromozomun anneden gelen kopyası, baba kopyasının yapmadığı 11p15 kromozom bölgesinde büyümeyi kontrol eden bazı genleri ifade edecektir ve bunun tersi de geçerlidir. 

Bu fenomen damgalama olarak adlandırılır ve DNA'yı işaretleme sürecinden kaynaklanır. Anne ve baba kopyalarından gen ifadesinin dengesi normal, simetrik büyümeyi sağlayan şeydir.  

Bazı vakalar bir ebeveynden miras alınırken, çoğu vaka yalnızca etkilenen çocukta yeni genetik anormallikler olarak ortaya çıkar.  

Beckwith Wiedemann Sendromu Teşhisi

Beckwith-Wiedemann sendromu ve hemihipertrofi teşhisi klinik olarak konulabilecek tanılardır. Yani tanı, bir çocuk durumla ilişkili fiziksel özelliklerin bir kısmına veya tamamına sahip olduğunda yapılır. Klinik bir tanı, genellikle Beckwith-Wiedemann sendromunun veya hemihipertrofinin nedenini açıklayabilen genetik testlerle doğrulanabilir.

Hemihipertrofi izole bir durum olarak veya Beckwith-Wiedemann sendromunun bir özelliği olarak ortaya çıkabileceğinden, hemihipertrofisi olan tüm çocuklar doğru tanı koymak için bir genetik hastalıkları uzmanından bir değerlendirme almalıdır. 

Genetik testler, bu bozuklukların bir aile içinde olup olmadığını ve nasıl ortaya çıktığını belirlemeye de yardımcı olabilir ve bu, diğer çocuklarda nüks olasılığı hakkında bilgi sağlayabilir. Bu bozuklukların test edilmesi, bir kan örneğinin veya diğer doku örneklerinin (genellikle kan hücrelerinden DNA) alınmasını gerektirir. 

Normal bir genetik test sonucu, bu bozuklukların teşhisini dışlamaz. Normal sonuç mozaiklikten kaynaklanıyor olabilir. Bu sebeple Beckwith-Wiedemann sendromuna yol açan genetik değişim test edilen dokuda mevcut olmayabilir. Beckwith-Wiedemann sendromundan şüphelenilen hastalardan, mümkün olduğunda diğer cerrahi prosedürlerle birlikte ek doku alınması tavsiye edilir, böylece daha fazla test yapılma imkanı sağlanabilir. 

Beckwith Wiedemann Sendromu Tedavisi

Hastalığa bağlı olarak gelişen asimetrik büyümeyi geriye çevirebilecek bir tedavi henüz yoktur. Bununla birlikte hastalarda artmış kanser ve tümör gelişimi riski hayatları için bir risk faktörüdür. Beckwith-Wiedemann sendromu veya izole hemihipertrofisi olan hastaların, olası kanserleri olabildiğince erken tespit etmek için düzenli taramaları olması tedavi için en önemli basamaktır. 

Wilms tümörü (bir böbrek tümörü) ve hepatoblastoma (bir karaciğer kanseri), uygun tedavi ile tedavi edilebilen kanserlerdir. İyileşme olasılığı, kısmen kanserin tanı anında yayılma derecesine (evresine) ve hücre yapısına veya tümör dokusundaki edinilmiş genetik değişikliklere bağlıdır.  

Araştırmalar, tümörler daha küçük olduğundan ve cerrahi olarak çıkarılması daha kolay olduğundan erken teşhisin daha iyi sonuçlara yol açtığını göstermektedir. Erken teşhis, kemoterapi ihtiyacını da azaltabilir ve radyasyon tedavisinin dozunu düşürebilir veya ihtiyacını ortadan kaldırabilir.  

Hipoglisemi tedavisi: Bu kişilerde doğumdan hemen sonra ve belli bir süre boyunca kan şekerinin düşmesini sağlayan insülin hormonunun kanda fazla olması durumu meydana gelebilir. Buna bağlı olarak kanda hipoglisemi yani düşük kan seviyesi durumu meydana gelir. Bu durumdan birçok hayati organ etkilenir. Kan şekeri seviyesinin kontrolü ve tedavisi yapılmalıdır. 

Makroglossi: Dilin normalden daha büyük olması yani makroglossinin şiddeti değişebilir. Makroglossili hastalar, obstrüktif uyku apnesi, beslenme zorlukları, konuşma zorlukları ve potansiyel çene gelişimi sorunları için yüksek risk altındadır. Makroglossili hastalar, multidisipliner bir ekibin desteğine ihtiyaç duyar. Gerekirse plastik cerrahlar ve göğüs hastalıkları uzmanları ile konsültasyonlara ek olarak beslenme değerlendirmesi ve uyku çalışmalarından geçmeleri gerekir.  

Bazı hastalar nefes alma, beslenme ve çene veya makroglossi nedeniyle diş şekil bozukluklarını düzeltmek amacıyla dil küçültme ameliyatı geçirebilir. 

Kardiyak, gastrointestinal (sindirim sistemi) ve böbrek anormallikleri olan hastalar, belirli ilaçlar, ameliyat veya diğer tıbbi müdahaleler gerektirebilir. Bu hastalar uygun uzmanlara sevk edilmelidir. 

Abdominal ultrasonografi: 7 yaşına kadar her üç ayda bir abdominal (karın) ultrason yapılmalıdır. 4 yaşına kadar ultrason, karaciğer, böbrek ve diğer iç organların incelenmesini içermelidir. 4 yaşından sonra böbreküstü bezlerini gösteren böbrek ultrasonu 7 yaşına kadar yapılmalıdır.

Hepatoblastoma riski 4 yaşından büyük çocuklarda önemli ölçüde azalır, bu nedenle kalan ultrasonlar özellikle böbreklerin üzerinde bulunan adrenal bezleri içeren böbreklere odaklanabilir.

Karın ultrasonları güvenli ve ağrısızdır ve radyasyon kullanımını içermez. Bu sebeple ailelerin bu düzenli takipleri yaptırması sırasında herhangi bir endişe duymaması ve bu takipleri ciddiye alması gereklidir. 

Kan alfa-fetoprotein (AFP) konsantrasyonu: 4 yaşına kadar her üç ayda bir serum AFP'yi ölçmek için bir kan tahlili yapılmalıdır. AFP, olgunlaşmamış veya hasar görmüş karaciğer hücreleri tarafından salınan bir proteindir ve hepatoblastoma tümör hücreleri tarafından daha yüksek seviyelerde salınır. Bu test ile bu kanserin taramasına yardımcı olunabilir. 

Yenidoğan döneminde AFP seviyeleri normalde yüksek olduğundan, ölçümler düzenli olarak yapılmalı ve deneyimli bir çocuk doktoru, genetik hastalıkları uzmanı veya pediatrik onkolog tarafından gözden geçirilmelidir. 

Beckwith Wiedemann Sendromu Tedavi Edilmezse

Beckwith Wiedemann sendromunda gerekli tedaviler yapılmazsa aşağıdaki komplikasyonlar meydana gelebilir. 

Bu komplikasyonlar:

  • Beckwith Wiedemann sendromuna bağlı olarak çocukta hipoglisemi gerçekleşebilir. Hipoglisemi kan şeker seviyesinin istenilen aralığın altında olması durumdur. Beynin çalışması için kan şekerine ihtiyacı vardır. Yeterli glikoz olmaması beynin çalışma yeteneğine zarar verebilir. Şiddetli veya uzun süreli hipoglisemi, nöbetlere ve ciddi beyin hasarına neden olabilir.
  • Bu rahatsızlıkta karın duvarı anatomik bozuklukları görülebilmektedir. Değişen şiddette olmakla birlikte bazı göbek fıtıkları görülür. Göbek fıtığı olan pek çok bebekte kusur yaklaşık bir yaşına kadar kendiliğinden kaybolabilir. Bununla birlikte bazı kişilerde cerrahi tedaviler yapılabilir. Tedavi edilmeyen ileri derece karın duvarı defekti olan kişilerde birçok enfeksiyon ve tıkanma gibi sağlık problemi görülür. 
  • Makroglossi yani dilin anormal derecede büyümüş olması tedavi edilmediği takdirde ciddi problemlere yol açabilir. Bunların başında beslenme sorunları ve çene gelişiminin etkilenmesi gibi durumlar söz konusudur.  

Beckwith Wiedemann Sendromuna Ne İyi Gelir?

Beckwith Wiedemann Sendromuna sahip kişiler için aşağıdaki davranışlar ve yöntemler kişinin belirti ve şikayetlerini azaltmak amacıyla yardımcı olabilir.  

Bu davranışlar ve yöntemler:

  • Beckwith Wiedemann Sendromuna sahip bir çocuğun ebeveyni olmak sorumluluk gerektiren bir iştir. Ailenin düzenli olarak çocuğunu kontrollere götürmesi günlük hayat için zorlayıcı olabilir ancak son derece faydalıdır. Erken tanısı konulan anormal bir doku varlığının hemen tedavisi geç konulan tanıya göre oldukça kolaydır. Bu sebeple ailenin bu takip muayenelerine gereken önemi göstermesi son derece önemlidir. 
  • Makroglossiye sahip bazı çocuklarda uyku problemleri ve beslenme sorunları görülebilir. Bu sebeple hastalara ve ailesine bu durum ile başa çıkabilmeleri için bazı özel maskeler ve beslenmeye yardımcı teknikler ile birlikte kişilerin konuşma terapisine yönlendirilmesi gibi faydalı öneriler yapılabilir. 
  • Asimetrik vücut doku büyümesi olan çocukların ortopedi hastalıkları uzmanı ile görüşmesi tavsiye edilir. Eğer kollarda veya bacaklarda bu tarz asimetriler varsa ortopedi hastalıkları uzmanı gerek gördüğü takdirde gerekli cerrahi işlemler planlanabilir.   

Beckwith Wiedemann Sendromu için Hangi Doktora Gidilir?

Beckwith Wiedemann sendromu genellikle doğum sırasında veya hemen sonrasında yapılan fizik muayeneler ile fark edilebilen belirtiler içeren bir rahatsızlıktır. Bazı durumlarda doğumdan önce ultrasonografik değerlendirmeler ile dahi tanı konabilir. Bu sebeple doğum öncesi, doğum sırasında veya hemen doğum sonrasında bu hastalığın değerlendirilmesi yapılabilir. 

Bir kadın doğum ve hastalıkları uzmanı böyle bir durumda bir çocuk hastalıkları uzmanıyla birlikte multidisipliner olarak çalışabilir ve anne ile birlikte bebeği takip edebilir. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın