H3N2

H3N2, hepimizin bildiği, günlük hayatta gördüğümüz “grip” hastalığına sebep olan Influenza virüs ailesinden gelen bir virüstür. Tedavide öncelik aşıdır ve hastalıkta medikal tedavi kullanılır.

H3N2 Nedir?

H3N2, hepimizin bildiği, günlük hayatta gördüğümüz “grip” hastalığına sebep olan Influenza virüs ailesinden gelen bir virüstür. Influenza A ailesi virüsün yapısında bulunan protein yapılarına göre isim alır. Hemaglutinin ve nöraminidaz proteinleri virüsün adını H3N2 olarak belirlenmesini sağlamıştır.  

H3N2 virüsü ilk başta Avustralya’da salgın gösteren ve oradan sonra Dünya’nın çeşitli yerlerinde yer yer salgınlara sebep olmuştur. 2017-2018 yıllarındaki grip salgınında kayıtlara geçen vakalarda en sık görülmüş olan virüs tipi H3N2’dir.  

Normal bir bağışıklık sistemine sahip olan insanlarda pek bir sorun yaratmaz ve hafif atlatırlar. Hatta bazı hastalar için sadece biraz kırgınlık olur günlük işlerini yaparken hasta olduklarını fark etmeyebilirler. Yaşlılar, hamileler ya da bağışıklık sisteminin düştüğü bazı durumlarda ise H3N2 virüsünden kaynaklanan grip hastalığı ciddi bir hastalık olarak seyredebilir.  

Influenza ailesinin diğer virüs türlerinde, kuş gribi ve domuz gribine sebep olan virüsler de vardır. Genetik kodunun zaman içerisinde mutasyon geçirerek ileride farkı yeni virüsler oluşturarak farklı tarzda aşılara gereksinim olabilir. 

H3N2 Belirtileri Nelerdir?

  • Öksürük: Akciğerlere giden toz, kir veya alerji yapan maddeleri solunum yolundan çıkarmak için insan fizyolojisinden kaynaklanan öksürme veya öksürme refleksi tamamen normaldir. Ancak bu öksürük uzun süreler geçmiyorsa veya balgamla beraber eşlik ediyorsa grip kaynaklı bir öksürük olabilir.
  • Boğaz ağrısı: Boğaz çeşitli sebeplerden dolayı ağrıyabilir ama hemen hemen hepsi bir hastalığın belirtisidir. Grip iseniz bu boğaz ağrısı yüksek ateşten, burun akıntısının genze doğru akmasından veya lenf bezlerinin şişmesinden dolayı olabilir.
  • Burun tıkanıklığı: Burun anatomisi gereği kıkırdak ve kemikten oluşan bir yapıdadır. Genetik kaynaklı kıkırdak yapısının çeşitlerinden veya burun kemiklerinin kırılması ya da eğilmesi gibi durumlarda oluşan burun tıkanıklığı H3N2 ile alakalı değildir. Ancak H3N2 virüsünün yapmış olduğu enfeksiyon sonucu burundaki yumuşak doku bölgelerinin şişmesi ile burun tıkanabilir.
  • Burun akması: Burnun akması burnun çevreden gelen yabancı maddelere karşı vücudun kendini korumak için salgıladığı mukozanın fazla olarak üretilmesi ile olur. Burun genelde sinüzit veya alerji kaynaklı akıyor. Ancak grip iken de burun akabilmektedir. 
  • Baş ağrısı: Baş ağrısının sebepleri çok fazladır. Her başımız ağrıdığında grip olduğumuzu varsaymak yanlıştır. Migren, susuz kalmak, bazı ilaçların yan etkileri, kafein, uykusuzluk, anemi, hamilelik, depresyon gibi sebepleri vardır. Soğuk algınlığı veya grip yapan virüs varlığında da baş ağrısı olur. Baş ağrısı özellikle ateş, öksürük, boğaz ağrısı gibi semptomlar ile birlikteyse bu durumu düşünebiliriz.
  • Ateş: Normal vücut ısısı 36.8’dir ve gün içerisinde 0,4 derece artabilir veya azalabilir. Ek bir rahatsızlık yoksa gündüzleri ateş daha düşük geceleri ise daha yüksek görülmesi normaldir. Ateşin gün içerisinde birden fazla ölçülmesi ile 38 derece veya üzerinde çıkması ateş semptomunun olduğunu gösterir.  
  • Titreme: Vücudumuz enfeksiyon olduğunda vücut ısısını artırarak üşümemize engel olur. Bunu da kas hücrelerimiz aracılığı ile yapar. Kas hücrelerimiz çok hızlı bir şekilde kasılıp geri gevşeyerek ısı üretir. Titreme de bu yol ile olur.
  • Yorgunluk: Yorgunluk semptomu da çoğu durumda olabileceği gibi grip için de özel bir durum değildir. Yorgunluk durumunu grip ile bağdaştırmamak lazım. Ancak beraberinde yukarıda verilen semptomlardan varsa grip düşünülebilir.
  • İshal ve kusma: Grip belirtisi olarak değil ama vücudumuz yabancı mikroorganizmalar ile savaşırken bazı ürettiği maddeler kusma ve ishale neden olabilir. 

H3N2 Nedenleri Nelerdir?

H3N2 tarafından grip hastalığına yakalanmanın bir yolu vardır. Her H3N2 virüsü hasta yapmaz. Bu virüsün hasta yapması için vücudunuza belli bir miktarda girmesi ve bağışıklık sisteminizin dirençli olmaması ile virüs için uygun bir ortam oluştuğunda çoğalarak sayısının artması gerekmektedir.  

Çok insanların bulunduğu kalabalık ortamlarda bulunduktan sonra veya hastalık semptomları gösteren insanlarla temastan sonra eller iyice yıkanılmazsa veya başka bir yolla temastan sonrasında virüs kapılabilir. 

Bağışıklık sisteminin düştüğü durumlarda soğukta kalma, düzgün, yeterince beslenememe, lenfoma, lösemi, akciğer kanseri ve benzeri bağışıklık sisteminin düştüğü durumlar, yeterince uyunmaması veya sağlıksız besinler, vitamin ve minerallerden fakir besinlerin tüketilmesi bu durumlar içerisindedir. Bu durumu fırsat bilen H3N2 virüsü uygum ortam sağlandığı için hızlı bir şekilde çoğalır. Belli bir sayıya ulaştıktan sonra vücudumuzun bağışıklık sistemi bunu fark eder ve virüse karşı tepki verir. 

H3N2 Teşhisi

H3N2 teşhisi koyulması için öncelikle hastanın semptomlarının görülmesi lazım. Bu semptomlar görüldükten sonra genellikle ileri bir teşhis yapılmadan tedaviye başlanır. Çünkü zaten verilecek tedaviler H3N2 virüsü için değil daha genel olarak bir tedavidir. 

Testin yapılması için ateşin 37.8 derecenin üzerinde olması ve öksürük veya boğaz ağrısının olması gerekmektedir. Yine de hastalık etkeninden emin olmak için doktorunuz sizden birtakım testler isteyebilir. Bu testlerden en güvenilir olanı PCR testidir. 

PCR testi, hastanın boğaz ve burnunda üretilen mukoza bölgelerden ucu pamuk olan bir çubuk ile mukoza örneği alınması ile yapılır. Bu örneğin alınabilmesi için ucu pamuklu çubuğun buruna ve boğaza sokulup oradaki mukozaya yeteri kadar sürtülmesi işlemi yapılmalıdır. 

Bu sürüntü örneği daha sonra laboratuvarda virüse özel genetik kod analizi yapılarak tanı kesin olarak konulabilir. Güvenilir ve kısa sürede sonuç verdiği için bu testin uygulanması kolaydır. PCR’ın yanında serolojik tanı testleri KF, HAİ ya da doku kültürü, ELİSA gibi testler de kullanılabilir ama PCR en güvenilir ve günlük olarak kullanılır.  

H3N2 Tedavisi

H3N2’den kaynaklı grip hastalığının en büyük tedavisi hasta olmadan önce aşı olmaktır. Grip hastalığını yapan virüs zamanla mutasyona uğrayıp genetik şifresini değiştirmektedir. Bilim adamları bunu öngörerek aşı özelliğini değiştiriyorlar. Özellikle soğuk havalara geçiş döneminde pik yapan grip hastalığını önlemek için vatandaşların kendilerine aşı yaptırmaları grip salgınlarını önleyebilmektedir. Soğuk dönemlerde olan salgın vakaları soğuklardan dolayı ağır geçebilir. Bunun için aile hekiminize grip aşısı olmak istediğinizi belirtirseniz size aşı olmak için gerekli uygulamaları anlatacaktır. 

Aşı olmak zorunlu değildir ama bazı gruplardaki vatandaşların aşı olması şiddetle önerilir çünkü hastalığı atlatmaları zor olabilir. Bu gruptaki insanlar:

  • Hamile kadınlar
  • 5 yaş altı çocuklar veya 65 yaş üzeri yaşlılar
  • Aspirin tedavisi gören 18 yaş altı hastalar
  • Morbid obez olanlar: Vücut kitle endeksi 40 ve üzeri olanlar
  • Hastalığa karşı dirençsiz olan insanlarla beraber çalışanlar
  • Bakım evlerinde çalışanlar
  • Kronik hastalığı olanlar: Diyabet, kronik böbrek yetmezliği, kronik kalp yetmezliği, koah, astım gibi

Her aşıda olduğu gibi aşı olduktan sonra bazı yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler içerisinde aşı vurulan yer ve etrafında ağrı, morarma, sertlik ve birkaç gün içerisinde görülebilecek grip semptomlarının hafif versiyonları yani düşük ateş, hafif kırgınlık, hafif halsizlik gibi belirtiler görülebilir. 

Hasta iken de tedavi yöntemleri vardır. Amantadin, rimantadin, oseltamivir, zanamivir etken maddeli antiviral ajanlar kullanılabilir. Yeterli miktarda sıvı tüketilmelidir. Eller dışarı ortama çıkıldıktan sonra iyice yıkanmalı. Soğukta kalkınmamalı ve istirahat edilmelidir.  

H3N2 Tedavi Edilmezse

H3N2 virüsü yani grip hastalığı genellikle 2 haftaya kalmadan iyileşir ancak bazı durumlarda bu durum uzayabilir veya hastalık başka organlarda hasarlar bırakabilir. H3N2 virüsü tedavi edilmezse zatüre denen ağır bir hastalığa yol açabilir. Miyokardit yani kalp kası enfeksiyonuna, ensefalit yani beyin enfeksiyonuna, rabdomiyoliz yani kas dokularını tutan bir hastalığa, kulak zarını ve kulağın iç taraflarını tutan bir enfeksiyona, astımın kötüleşmesine ve bunun gibi ciddi yan etkilere sebep olabilir. Eğer yukarıda belirtilen hastalığı zor atlatan bireyler grubunda iseniz bu hastalığın yan etkilerinin görülme ihtimali yüksektir. 

H3N2’ye Ne İyi Gelir?

Hasta olduğunuz zaman iştahınızın kesilmesi, yemek yemek istememeniz veya yiyeceklerden tat alamama durumları normaldir. Ama ne kadar iyi beslenirseniz H3N2 kaynaklı grip hastalığını o kadar kolay yenersiniz. Hastalığa iyi gelecek yiyeceklerden bazıları şunlardır:

Et Suyu: Et suyunun içinde hastalığa iyi gelecek çok sayıda faydalı madde vardır. Et suyunu çorbaya veya pilava katarak yiyebilirsiniz.

Tavuk Çorbası: Et suyunda olduğu gibi tavuk suyu da oldukça yararlıdır. Tavuğun yanında çeşitle sebzelerin kullanılması ve çorbanın sıcak içilmesi size hastalığı yenmede yardımcı olacaktır. 

Sarımsak: Sarımsak, bağışıklık sistemini güçlendiren gıdaların başında yer alır. Sarımsağı pişmiş olarak yemeklerin yanında veya çiğ olarak yiyebilirsiniz. 

Çeşitli Bitkiler: Nane-limon veya ıhlamur kaynatıp içebilirsiniz boğaz ağrınız için iyi gelir veya zencefilli bal, ballı süt, portakal suyu hatta portakalı sıkmadan yerseniz içindeki C vitamininden daha fazla faydalanabilirsiniz. 

Yiyeceklerinin yanında hasta iken iyi bir şekilde uyku düzeninizin olması gerekmektedir. Yeterince uyku ve kendinizi sıcak tutmak hastalığı yenmede oldukça yararlıdır.

H3N2’ye Ne İyi Gelmez?

Alkol: Bağışıklı sisteminizi bozar ve vücudunuzun susuz kalmasına sebep olur.

Sigara: Çok fazla zararı vardır. Ama sadece grip için şunları söyleyebiliriz: Nefes almanızı güçleştirir, bağışıklık sisteminize zarar verir, damar tıkanıklığı yapar, ağızda oluşturduğu yaralardan dolayı ek başka enfeksiyonlara zemin hazırlar. 

Sert Gıdalar: Kurumuş ekmek, cips, gevrek gibi gıdaları yemek hâli hazırda ağrıyan boğazınızı daha fazla acımasına sebep olabilir.

Konserve veya İşlenmiş Gıdalar: Bu gıdalar konserve şartlarında bekledikçe içindeki besin değerleri azalıyor ve bozulmasın diye kullanılan katkı maddeleri de sağlığa zararlı. Bu tür gıdalar yerine taze gıdaların tüketilmesi besin değerlerini karşılamak için daha doğru olur.

H3N2 İlaçları

H3N2 virüsünün yaptığı grip hastalığı ilaç kullanılmadan da geçebilir. Ancak yukarıda belirtilen bazı durumlarda veya hastalığın ağır geçeceği bilinen durumlarda birtakım ilaçlar kullanılabilir. Kullanılabilecek antiviral ilaçlar şunlardır:

  • Amantadin: Genellikle 5 gün 2’şer tablet halinde 1 sabah 1 akşam olarak oral yani ağızdan kullanılır.
  • Rimantadin: Genellikle 5 gün 2’şer tablet halinde 1 sabah 1 akşam olarak oral kullanılır.
  • Zanamivir: Genellikle 5 gün boyunca inhalasyon yani havayı içine çekme yöntemi ile kullanılır. Grip semptomu gibi yan etkileri olabilir.
  • Oseltamivir: Genellikle 5 gün boyunca 2’şer tablet halinde 1 sabah 1 akşam olarak oral kullanılır. Aç veya tok karnına alınabilir. Uykusuzluk, baş dönmesi gibi yan etkiler yapabilir.

Semptomları gidermek için de birtakım ilaçlar kullanılabilir. Bu bahsedilen ilaçlar ağrı kesici ve ateş düşürücülerdir. 

  • Asetaminofen
  • Ibuprofen
  • Naproksen

Tarzı ağrı kesiciler kullanılabilir. Yukarıda etken maddeleri verilen hiçbir ilacı doktorunuza danışmadan kullanmayınız. Beklenmedik bir yan etki ortaya çıkabilir. Başkasına yararı olan ilacın size yararı değil zararı olabilir.

Hamilelerde H3N2

Kadınların hamilelik dönemlerinde bağışıklık sistemleri normal zamana göre daha zayıftır. Bundan dolayı H3N2 virüsünden kaynaklı grip hastalığının diğer organlarda yapabileceği yan etkilerin ortaya çıkma ihtimali yüksektir.

Hamilelerin bu hastalıktan korunması için hamilelik öncesi veya hamilelik sırasında 2. veya 3. trimesterde yani 3. ayın sonrasında veya hamilelik öncesinde grip aşısı olmaları gerekmektedir. Grip aşısı bebek doğduktan sonra ilk 4-6 ay da anneden geçen antikorlar yardımıyla bebeği korur. 

H3N2 için Hangi Doktora Gidilir?

H3N2 virüsünden kaynaklanan hastalık griptir. Ve grip kaynaklı semptomlar görülür. Vücudumuzun bağışıklık sistemi hastalığı atlatmamız için yeterlidir. Eğer iyi bir bağışıklık sistemimiz varsa, yeterli dinlenebiliyorsak, iyi uyku uyunursa, düzenli ve yeterli besleniyorsak, bağışıklık sistemimize zarar veren bir hastalığımız yoksa, kanser, lenfoma, lösemi, gibi veya kemoterapi, radyoterapi gibi bir tedavi görüyorsanız bağışıklık sisteminiz bu hastalığı yenemez.  

Böyle durumda doktora görünmeniz gerekmektedir. Yukarıda belirtilmiş olan grip semptomlarının çoğu varsa ve günlük hayatta işinizi yapmanıza engel oluyorsa veya hastalığı kolay atlatacağınızı düşünmüyorsanız hastanenin Enfeksiyon hastalıkları veya Kulak Burun Boğaz bölümlerine gidebilirsiniz. Pratisyen hekim de size H3N2 virüsü için tedavi uygulayabilir.  

Bazı durumlar acil tedavi gerektirebilir. Bu durumlar:

  • Nefes darlığı veya nefes almakta güçlük, zorlu nefes almak
  • Göğüs veya karın bölgesinde ağrı ve baskı hissi
  • Ani gelen baş dönmesi hissi
  • Geçmeyen ve ciddi kusma durumu
  • Zaman mekân algısının bozulma durumu
  • Geçmeyen yüksek ateş

Bu durumlarda hastalığın kendi kendine geçmesini beklememelisiniz. Ciddi tıbbi bir duruma yol açabilir. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın