Diş Eti Hastalıkları

Diş eti hastalıkları, dişi sarmalayan diş eti dokusunun diğer ağız içi dokularla birlikte veya onlardan ayrı olarak iltihaplanmasıdır. Diş taşı temizliği, antibiyotik yada cerrahi müdahale gibi birçok tedavi seçenekleri vardır.

Diş Eti Hastalıkları Nedir?

Diş eti hastalıkları, dişi sarmalayan diş eti dokusunun diğer ağız içi dokularla birlikte veya onlardan ayrı olarak iltihaplanmasıdır. Dişi saran dokuların iltihaplanması, dişin kaybedilmesi dahil pek çok soruna yol açabilir. Diş eti hastalıkları, toplumda yaygın olarak görülmektedir. Ağız hijyenine dikkat edilmesi ve düzenli olarak diş hekimi tarafından muayene edilmek diş ve diş eti hastalıklarının ortaya çıkmasını, ilerlemesini ve ciddi sağlık sorunlarına neden olmasını engelleyebilmektedir.

Diş eti iltihabı, genellikle ilerleyerek diş eti hastalıklarına sebep olur. Diş eti iltihabı, çoğu kişinin hayatı boyunca en az bir defa geçirdiği ve hafif belirtileri sebebiyle göz ardı edilmesi kolay bir sağlık sorunudur. Ancak diş eti iltihabının göz ardı edilmesi, diş eti hastalıklarına yol açarak çok daha ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olabilir.

Diş eti iltihabının erken evrelerinde, bakteri plağı birikimi görülür. Dişlerin üzerinde biriken tartar, mine tabakasının aşınmasına neden olur. Tartar, genellikle dişlerin üzerinde biriken maddelerin ve bu maddelerin arasında bulunan bakterilerin yetmiş iki saat boyunca dişlere yapışık kalması, temizlenmemesiyle oluşmaya başlar. Dişlerin üzerinde ve çevresinde tartar birikimi, ağzın temizlenmesini iyice zorlaştırır. Zaman içerisinde tartarın yarattığı tahriş ve ağzın temizlenememesi sebebiyle diş eti iltihabı gelişir.

Diş eti iltihaplarında (periodontit), diş etinin iç kısmı ve kemik, dişten uzaklaşır ve diş ile aralarında bir cep oluşur. Bu cepte zamanla biriken artıklar sebebiyle diş eti enfekte olur. Vücudun bağışıklık yanıtı engelleyemezse, enfeksiyon diğer diş etlerine de yayılır. Bakteriler tarafından salgılanan zehirler, bölgedeki bağ ve kemik dokuya zarar verir. Zaman içerisinde bu dokuların aldığı hasar dişlerin yerine tutunmasını engeller ve diş kaybına yol açar. Diş eti hastalıkları, erişkinlerde diş kaybının başlıca sebebidir.

Diş etlerinde iltihaplanmaya sebep olan bakteriler, kan yoluyla vücudun farklı bölgelerine ulaşarak farklı rahatsızlıklara da sebep olabilmektedir. P. gingivalis olarak bilinen ve diş etlerinde iltihaplanmaya sebep olan bir bakterinin Alzheimer gelişimiyle bağlantılı olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca çeşitli bakteriler kalp kapakçıklarında bakteriyel plakların gelişimine sebep olabilir. Önemli sistemik rahatsızlıklarla ve diş kaybıyla karşılaşılmaması adına diş eti rahatsızlıkları mümkün olan en kısa sürede tedavi edilmelidir.

Diş Eti Hastalıkları Tipleri Nelerdir?

Diş eti hastalıklarının farklı tipleri vardır. Bazı durumlarda yalnızca diş etinde iltihap ve rahatsızlık bulunabilirken bazı durumlarda diş etinin çevresindeki dokularda da iltihap görülebilir. Sık görülen bazı diş eti hastalıkları aşağıdaki gibidir:

Gingivit (Diş Eti İltihabı)

Diş eti ve çevre dokulardaki iltihabın en hafif seyreden şeklidir. En önemli nedeni diş üzerinde oluşan bakteri plağıdır. Diş eti kırmızı ve şişmiştir, kolaylıkla kanar. Gingivit durumunda ağrı ve rahatsızlık nadiren görülmektedir. Gingivitin temel sebebi yetersiz ağız ve diş hijyenidir. Gingivit, ağız hijyenine özen gösterilmesi ve uygun diş tedavisinin uygulanmasıyla tamamen tedavi edilmektedir.

Gingivitin gelişimini kolaylaştıran etkenlerden bazıları; şeker hastalığı, yaşlanma, sigara kullanımı, genetik yatkınlık, kronik rahatsızlıklar, stres, yetersiz ve/ veya düzensiz beslenme alışkanlıkları, ergenliğe girme, hormonal değişiklikler, gebelik, yasadışı madde kullanımı, HIV enfeksiyonu ve bazı ilaçların kullanımıdır.

Periodontit (Diş Eti ve Çevre Dokuların İltihabı)

Tedavi edilmeyen gingivit periodontite ilerleyebilir. Zaman içerisinde, bakteri plağı diş eti seviyesinde yayılır. Bakterilerin ürettiği zehirler kişinin vücudunda yangısal cevaba yol açar ve kişinin vücudunun enfeksiyona verdiği cevap için üretilen kimyasallar, dişi destekleyen kemik ve yumuşak dokulara zarar verir. Diş eti dişten ayrılır, cepler (diş ve diş etleri arasında boşluklar) oluşur ve bu boşluklar enfekte olur. Enfeksiyon ilerledikçe daha çok doku zarar görür ve diş ile diş eti arasındaki mesafe daha çok açılır. Doku, dişi yerinde tutamayacak kadar zarar görürse zaman içerisinde diş sallanmaya başlar ve kaybedilir.

Periodontitin pek çok farklı alt tipi bulunmaktadır. En sık görülen alt tipleri aşağıdaki gibidir:

  • Agresif periodontit, başka herhangi bir sağlık sorunu olmayan kişilerde görülmektedir. Genellikle dişin kemiğe tutunması hızla bozulur ve kemik tahrip olur. Ailesel görülmesi olasıdır.
  • Kronik periodontit, dişin destek dokularının ilerleyen iltihaplanması, dişin kemikle bağlantısının ve kemik dokusunun zaman içerisinde bozulmasıdır. Kronik periodontit, periodontitin en sık görülen tipidir ve bu tipte diş etlerinin çekilmesi ve derin ceplerin oluşumu tipiktir. Genellikle erişkinlerde görülmekle birlikte her yaşta ortaya çıkabilir. Dişin kemikle bağlantısının kaybı genellikle yavaş seyreder, ancak hızlı kötüleşme dönemleri görülebilir.
  • Özellikle genç yaştaki kişilerde, vücuttaki bir hastalık periodontite sebep olabilir. Kalp hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları ve şeker hastalığı; periodontit gelişimiyle sıklıkla ilişkilendirilen hastalıklardır.
  • Nekrotizan periodontal hastalıklar, genellikle HIV ile enfekte, bağışıklık sistemi baskılanmış, beslenme bozuklukları ve yetersizlikleri olan kişilerde görülür. Nekrotizan hastalık olarak adlandırılması, diş çevresindeki dokuların öldüğüne işaret eder. Diş etleri ve çene kemiğinin dişe bağlanan bölümü nekrotizan periodontal hastalıklarda en sık etkilenen yapılardır.

Diş Eti Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Diş eti hastalıkları genellikle ağrısızdır. Bu sebeple önemleri anlaşılmayabilir ve iltihap ilerleyebilir. Bakteriler sebebiyle iltihaplanan diş etleri, kanamaya eğilim gösterir. Basit bir diş fırçalama sırasında, diş ipi kullanımıyla veya kendiliğinden diş etlerinde kanama görülebilir. Ancak dişlerin aşırı fırçalanması ve diş ipiyle diş etlerinin hasar alması da kanamaya yol açabileceğinden kişinin ağız temizliği sırasında diş ve diş etlerine zarar vermediğinden emin olması gerekir.

Diş eti hastalıkları sebebiyle diş eti kanamalarının görüldüğü erken evrede, dişlerin ve diş etlerinin aldığı hasar geri döndürülebilir. İltihabın bu evrede fark edilmesi; tedavi süresini ve maliyetini önemli ölçüde azaltır, tedaviden alınan sonuçların daha iyi olmasını sağlar.

Sağlıklı diş etleri dişe sıkıca yapışır ve açık pembe renklidir. İltihaplı diş etlerinde aşağıdaki özellikler görülebilir:

  • Şişmiş/ kabarık diş etleri
  • Açık kırmızı, koyu kırmızı veya mora çalan diş eti rengi
  • Diş etlerinde dokunmayla ağrı oluşması
  • Diş etlerinin kolay kanaması 
  • Fırçalamadan sonra diş fırçasının pembeye çalar renkte olması 
  • Diş fırçalama veya diş ipi kullanımı sonrası tükürükte kan olması
  • Kötü ağız kokusu
  • Diş etleri ve dişler arasında irin 
  • Dişlerin çeneye gevşek bağlanması veya diş kaybı 
  • Çiğnemekle ağrı 
  • Dişlerin arasında boşluklar açılması
  • Dişlerin üzerinden çekilen diş etleri sebebiyle dişlerin normalden uzun görünmesi
  • Isırma sırasında dişlerin birbiri üzerine kapanmasında farklılaşma (aynı dişlerin birbiri üzerine denk gelmemesi)

Diş Eti Hastalıkları Nedenleri Nelerdir?

Diş eti hastalıklarının temelinde, dişlerde biriken bakteri plağının yarattığı tahribat bulunmaktadır. Bu plaklar, tedavi edilerek ortadan kaldırılmadıkları takdirde diş etlerinde ve dişlerde sürekli ilerleyen sorunlara yol açmaktadır:

  • Ağızda normal olarak bulunan bakterilerin nişasta ve şekerle etkileşime girmesi sonucunda bakteri plağı oluşumu başlar. Dişlerin günde iki kez fırçalanması ve günde bir kez diş ipi kullanılması plağın ortadan kaldırılmasını sağlar, ancak plak hızlı bir şekilde tekrar oluşabildiği için bu uygulamaların düzenli olarak tekrarlanması önem arz etmektedir. 
  • Diş eti ile dişler arasında biriken plaklar, sertleşerek tartar (diş taşı) gelişimine sebep olabilir. Diş taşlarının ortadan kaldırılması bakteri plaklarına göre daha zordur ve diş taşları bakteri ile doludur. Plak ve diş taşlarının dişlerde ne kadar uzun süre bulunursa dişlere o kadar zarar vermektedir. Diş taşları diş fırçalama ve diş ipi kullanma ile ortadan kaldırılamazlar, tespit edilmeleri halinde profesyonel diş temizliği gerçekleştirilmesi gerekir.
  • Diş plakları, diş eti hastalıklarının en hafif biçimi olan gingivite sebep olabilir. Dişin tabanını kaplayan diş eti dokusuna gingiva adı verilmektedir. Bu bölgede biriken bakterilerin diş etinde iltihaba neden olmasıyla gingivit görülür. Profesyonel bakım ve kişinin ağız ve diş temizliğine dikkat etmesi ile gingivit sorunu geri döndürülebilmektedir. 
  • Diş etlerinde süregelen iltihaplanma, zaman içerisinde dişler ile diş etleri arasında bakteri ve diş taşı ile dolu cepler oluşmasına sebep olur. Bu durumun ilerlemesi ve tedavi edilmemesi, ağız dokusu ve kemiklerde kayıp görülebilir ve bir veya daha fazla dişin kaybedilmesi ile sonuçlanabilir. Ayrıca vücutta kronik bir iltihaplanmanın bulunması, bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olur.  

Diş Eti Hastalıklarında Risk Etkenleri

Periodontit riskini artıran bazı etkenler aşağıdaki gibidir: 

  • Gingivit
  • Ağız temizliğine gereken önemin verilmemesi
  • Sigara kullanımı, tütün çiğnenmesi
  • Gebelik ve menopoz gibi durumlarda oluşan hormonal değişiklikler
  • Obezite
  • Marijuana veya elektronik sigara gibi uyuşturucu, uyarıcı ve zevk verici maddelerin kontrol dışı kullanımı
  • Dengesiz beslenme, C vitavitaminiikliği
  • Genetik yatkınlık
  • Ağız kuruluğu veya diş etlerinde değişikliklere sebep olabilen ilaçların kullanımı
  • Bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olan; HIV/AIDS ve kanser tedavileri gibi durumlar
  • Şeker hastalığı, romatoid artrit ve Crohn hastalığı gibi çeşitli kronik hastalıklar  

Diş Eti Hastalıkları Teşhisi

Diş eti hastalıklarının teşhisi ve değerlendirilmesi için, diş hekimleri çeşitli muayeneler gerçekleştirmektedir.

Tıbbi Kayıtların İncelenmesi: Kişinin yaşadığı rahatsızlıkları açıklayabilecek herhangi bir durumun varlığı incelenir. Kişinin ağız kuruluğuna sebep olabilecek ilaçları kullanıp kullanmadığı, sigara alışkanlığı, diş fırçalama alışkanlıkları değerlendirilir.

Ağız ve Diş Muayenesi: Plak ve tartar birikimi değerlendirilir, diş etlerinde kolay kanama gelişip gelişmediği incelenir. Muayenede karşılaşılabilecek periodontit bulguları şunlardır:

  • Diş etinde kanama, şişme, sertlik, dişlerle diş etleri arasındaki ceplerin derinleşmesi
  • Dişlerin hareketi, birbiri üzerine düzgün kapanması, hassasiyet
  • Çene kemiğinde bozulma olup olmaması, dişin çene kemiğine tutunma sağlamlığı

Diş ve Diş Etleri Arasındaki Cep Derinliğinin Ölçülmesi: Sağlıklı bir ağızda, cep derinliği genellikle bir ila üç milimetre arasında ölçülmektedir. Dört milimetrenin üzerindeki cepler, periodontit gelişim riskini artırmaktadır. Beş milimetrenin üzerindeki cepler iyi temizlenemez.

Direkt Grafi: Dişlerin ve çene kemiklerinin direkt grafi ile görüntülenmesi, derin cep oluşumlarının bulunduğu yerlerde kemik kaybının değerlendirilmesini sağlayabilir.

Diş hekimi; kişinin genel sağlığına, risk etmenlerine, tedavinin zorluk derecesine ve hastalığın ne kadar ilerlemiş olduğuna dayanarak periodontitin derece ve evresini belirleyebilir.

Diş Eti Hastalıkları Tedavisi

Diş eti hastalıklarının ortaya çıkması basit önlemlerle engellenebilmektedir. Dişlerin uygun bir şekilde temizlenmesi ve diş hekimi kontrollerine özen gösterilmesi diş eti hastalıklarını önleyebilir. Diş eti hastalıklarının gelişimi için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:

  • Ağız hijyenine önem verilmesi, dişlerin düzenli olarak temizlenmesi diş eti hastalıklarının meydana gelmesini önleyebilir. Dişler günde en az iki defa fırçalanmalı, günde bir kere diş ipi kullanılmalıdır. Diş ipi, fırçalamadan önce uygulanmalıdır, böylece dişlerin arasında kalan artıklar fırçalama ile daha kolay çıkar. Temizlenmeyen bir ağız, diş eti hastalıklarının gelişmesi için uygun ortamı sağlamaktadır. 
  • Düzenli diş hekimi kontrolü sağlanması, yılda en az bir veya iki kere diş taşlarının kontrolü ve gerekliyse dişlerin temizlenmesi, ağızda bakterilerin birikmesi için uygun bir ortam oluşmasını engeller. Diş eti iltihabı açısından çeşitli risk etkenlerinin görüldüğü durumlarda (sigara kullanımı, ağız kuruluğu, çeşitli ilaçların kullanılıyor olması) diş hekimi kontrolünün ve diş temizliğinin daha sık gerçekleştirilmesi gerekebilir. 

Diş eti hastalıklarının gelişmesi halinde periodontist, diş hekimi ya da dental hijyenist tarafından tedavi edilebilir. Tedavinin amacı, dişlerin etrafındaki ceplerin tamamen temizlenmesi ve çevredeki kemiğin hasar almasının önlenmesidir. Tedavi sonrasında ağız hijyenine dikkat edilmesi, diş eti hastalıklarına sebep olabilen alışkanlıkların değiştirilmesi ve düzenli olarak diş hekimi kontrolüne gidilmesi, ağız ve diş sağlığının korunmasını sağlayacaktır.

Cerrahi Dışı Tedaviler

İlerlememiş periodontit durumunda, cerrahi olmayan tedavilerden yarar görülebilmektedir. 

Detertraj (Diş Taşı Temizliği): Diş taşı temizliği, diş taşlarının ve bakterilerin dişten ve diş etlerinden uzaklaştırılmasını sağlar. Lazer veya ultrason cihazı kullanımı ile gerçekleştirilebilir.

Kök Düzeltmesi: Kök düzeltmesi, diş kökünün yüzeyinin yumuşaklaştırılmasını sağlar. Diş taşı ve bakterilerin tekrar birikmesini zorlaştırır. İltihaplanmaya katılan bakteriyel ürünleri ortamdan uzaklaştırarak iltihaplanmayı engeller. Böylece dişler köke tekrar sağlam tutunur.

Antibiyotik Kullanımı: Yüzeyel olarak kullanılan bölgesel antibiyotikler veya ağızdan alınan sistemik antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonu tedavi edebilir. Yüzeyel antibiyotikler çeşitli yollarla uygulanabilir; antibiyotikli gargara kullanımı, ceplerin temizlenmesi sonrasında antibiyotik içeren jellerin diş ve diş etleri arasındaki ceplere uygulanması bu yöntemlerdendir. Enfeksiyonun vücuda yayıldığı düşünülüyorsa bakterinin tamamen uzaklaştırılması için ağızdan sistemik antibiyotik kullanılması gerekir.  

Cerrahi Tedaviler

İlerlemiş periodontit durumlarında kişinin cerrahi tedavi alması gerekebilmektedir

Flap Ameliyatı (Cep Redüksiyonu): Redüksiyon, dokunun yerine getirilmesi anlamına gelmektedir. Flap ameliyatları, dokunun yerinin kanlanması bozulmadan değiştirildiği ameliyatlardır. Flap ameliyatı olarak yapılan cep redüksiyonunda, diş etleri daha etkili bir diş taşı temizliği ve kök düzeltmesi gerçekleştirilmesi için diş eti kesilerek arkaya kaldırılmakta ve alan açılabilmektedir. Periodontitte genellikle kemik kayıpları görüldüğü için, diş eti tekrar yerine getirilip dikilmeden önce kemik tekrar şekillendirilebilir. İyileşme sonrasında, bu alanların temizlenmesi ve diş etlerinin sağlığının korunması daha kolay olmaktadır.

Yumuşak Doku Grefti: Greft, kan desteğinden ayrılmış bir dokunun yeni bir yere farklı damarlarla bağlanarak nakledilmesi anlamına gelmektedir. İltihaplı diş etlerinde geriye çekilme görülür ve dişlerin daha büyük bir bölümünün açığa çıkması diş sallanması ve diş kaybı açısından risk oluşturur. Bu bölgenin greftle güçlendirilmesi riskleri azaltabilir. Greft, kişinin ağız tavanından (damaktan) ya da başka bir kişiden alınan ağız dokusudur; bu doku iltihaplanmadan etkilenen ve çıplak kalan dişlerin üzerine yerleştirilir. Bu sayede diş etlerinin daha fazla çekilmesi önlenir, dişlerin açılmış kökleri kapatılır ve dişlerin görüntüsü düzelir.

Kemik Grefti: Periodontit, dişlerin çevresindeki kemik dokuya zarar verdiğinde kemik grefti uygulanması gerekebilir. Greft, kişinin kendi kemiğinden alınan ufak parçalardan oluşabileceği gibi, organ ve doku bağışçılarından sağlanabilir veya yapay olabilir. Kemik grefti, dişi yerine bağlayarak diş kaybını önler. Ayrıca greft kemik üzerinden kişinin doğal kemiği gelişebilir.   

Yönlendirilmiş Doku Onarımı: Bu yöntemde bakteriler tarafından tahrip edilen dokunun yeniden gelişmesi sağlanır. Biyouyumlu bir malzeme, diş hekimi tarafından diş ile kişinin çene kemiği arasına yerleştirilmektedir. Bu malzeme istenmeyen dokuların iyileşen bölgeye ulaşmasını engeller, kemiğin tekrar gelişmesine izin verir. 

Doku Uyarıcı Proteinler: Periodontitten etkilenen diş köküne, diş minesi gelişiminde yer alan ve sağlıklı kemik ve doku yapımını uyaran proteinler içeren bir jel uygulanır.  

Diş Eti Hastalıklarının Tekrarlamaması için Uygulanabilecek Hayat Tarzı Değişiklikleri

  • Dişlerin günde en az iki kez, mümkünse her öğün ve atıştırmadan sonra fırçalanması
  • Yumuşak bir diş fırçasının tercih edilmesi ve üç ayda bir değiştirilmesi
  • Plak ve diş taşlarını temizlemekte manuel diş fırçalarına göre daha etkili olan elektrikli diş fırçalarının tercih edilmesi
  • Günlük olarak diş ipi kullanılması
  • Diş hekimine danışılarak uygun bir gargaranın kullanılması
  • Diş temizliğinin; dişlerin arasına ulaşan ara yüz fırçası, diş çubuğu veya dişlerin arasına ulaşmak için tasarlanmış bir kürdanla tamamlanması
  • Diş hekiminin önerdiği sıklıklarla profesyonel diş temizliği yaptırılması
  • Sigara ve tütün alışkanlıklarının bırakılması

Diş Eti Hastalıkları Tedavi Edilmezse

Diş eti hastalıkları ile çeşitli sağlık sorunları arasında ilişkiler bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bağışıklık sistemi sağlam kişilerde dişlerden kana karışan bakterilerin ciddi bir tehlike oluşturması beklenmemektedir. Ancak çeşitli kronik hastalıklar ve bağışıklık sistemi bozuklukları halinde kana karışan bakteriler kişide ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Şeker hastalığı, kişide diş eti hastalığı gelişme riskini artırır ve diş eti hastalığı, şeker hastalığını kötüleştirebilir.

Diş eti iltihabı yaşayan kişilerde çeşitli hastalıkların görülme riskinin arttığı bilinmektedir. Hastalıkların enfeksiyonun yayılmasıyla ilgisi olabileceği düşünülmektedir. Diş eti iltihabı durumunda riski artan sağlık problemleri şu şekildedir:

Dişlerden kan dolaşımına karışan bakterilerin bazı durumlarda inme ve kalp hastalıkları gibi sorunlara sebep olabildiği bilinmektedir. P. gingivalis adındaki, diş etlerini enfekte eden bir bakterinin Alzheimer ile ilişkili olabileceği gösterilmiştir. Ağız ve diş sağlığı, kişinin genel sağlık durumu açısından ciddi önem arz etmektedir.

Diş Eti Hastalıklarında Hangi Doktora Gidilir?

Ağız ve diş sağlığı, düzenli olarak kontrol edilmeli ve kişi, diş eti iltihabı veya çürük gibi bir sağlık sorununa dair belirtiler hissetmesi halinde hızlıca ağız ve diş sağlığı polikliniklerine veya diş hekimine başvurmalıdır. Ağızda kötü koku, dişlerde sallanma, ısırma ile ağrı olması gibi durumlar çeşitli diş ve diş eti hastalıklarına işaret edebilir ve uzmanlar tarafından değerlendirilmelidir. Herhangi bir belirti olmasa bile tütün çiğneyen, sigara kullanan ve ağız sağlığına bilinen yan etkileri bulunan çeşitli ilaçları kullanan kişilerin sık sık ağız ve diş sağlıklarının kontrolünü sağlamaları gerekir.

 Diş eti hastalıkları ağız ve diş sağlığı birimlerini ilgilendiren bir durumdur. Ağız ve diş sağlığı polikliniklerinden alınan bir randevu ile diş eti sağlığının değerlendirilmesi sağlanabilir. Diş eti iltihabının teşhis ve tedavisini sağlayan sağlık personelleri; diş hekimleri, dental hijyenistler ve periodontistlerdir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın