Tansiyon

Tansiyon, kanın damar içinde akışıyla birlikte damar yüzeyine yaptığı basınca verilen addır. Genellikle nedene bağlı olarak yaşam tarzı değişikliği ve medikal tedavi uygulanabilir.

Tansiyon Nedir?

Tansiyon; kanın damar içinde akışıyla birlikte damar yüzeyine yaptığı basınca verilen addır. Bu basıncın belli bir düzeyin üstünde artması yada azalması hastalık olarak değerlendirilir.

Normal bir insanda kanın damar içinde akışının damar duvarına yaptığı basıncın tansiyon değeri 120/80 mmHg dır. Ancak bu durum kişiden kişiye değişebilmekle birlikte genel olarak 100-130/60-80 mmHg arası kan basıncı değerleri normal tansiyon veya ideal tansiyon olarak kabul edilir. Burada 100-130 arası basınca halk arasında büyük tansiyon; 60-80 arasındaki değere ise küçük tansiyon da denilir.

Kan basıncının 130 mmHg’ın üzerinde ölçülmesi hipertansiyon, 100mmHg’nın altında ölçülmesi ise hipotansiyon olarak adlandırılır. Her iki hastalığın da kendine ait belli başlı görülme sıklığı  vardır. Ancak son yıllarda toplumda hipertansiyon oranı hipotansiyon oranına göre ciddi şekilde artış göstermektedir.

Toplumda yanlış beslenme, aşırı kilo alma, aşırı kilo verme, ek hastalıkların artması ve tanı yöntemlerinin gelişmesi ile birlikte pek çok hastalıkta olduğu gibi tansiyon hastalıklarında da sıklık artmıştır. Tansiyonun hemen tüm organları etkileyen çok ciddi komplikasyonlara neden olması; bu hastalıkların erken tanı ve tedavisini zorunlu kılmaktadır.

Tansiyon Hastalıkları Tipleri Nelerdir?

Ölçülen tansiyon değerinin yüksekliğine göre tansiyon ikiye ayrılır. Bu ayrımın yapılması hastada uygulanacak tedavi yöntemi ve oluşabilecek komplikasyonların önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Tiplerine göre tansiyonlar;

  • Hipotansiyon: Hipotansiyon; ölçülen tansiyon değerinin 100 mmHg’nın altında olması ve buna bağlı olarak hastada semptomların ortaya çıkması durumudur.
  • HipertansiyonHipertansiyon; ölçülen tansiyon değerinin 130 mmHg’nın üzerinde çıkması ve buna bağlı olarak hastada semptomların ortaya çıkması durumudur. Toplumda hipertansiyon sıklığı hipotansiyona göre çok daha sık rastlanılan bir rahatsızlıktır.

Tansiyon Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Kan; vücutta tüm damarları dolaşır. Damarların içinde akan bu kanın basıncında problem olması, vücutta bulunan tüm damar yapılarını ve bu damarların beslediği doku ve organları etkileyebilir. Yüksek yada düşük tansiyon belirtileri; damarların beslediği doku ve organlardaki kanlanma bozukluğuna bağlı olarak gelişir. Tansiyon hastalıklarında en sık görülen semptomlar şunlardır:

  • Baş Dönmesi: Baş dönmesi özellikle hipotansiyona sahip hastalarda en sık rastlanılan semptomların başında gelir. Hipotansiyona sahip kişilerde beyne yeterli miktarda kan gidemez, bu durumda beyin kendini koruma altına almak ve hastayı oturur pozisyona getirmek için baş dönmesini ortaya çıkarır. Hipertansiyona sahip hastalarda ani tansiyon düşmesine bağlı olarak da baş dönmesine rastlanılabilir.
  • Bulantı: Hem hipertansiyonda hem hipotansiyonda görülen bir semptom olan mide bulantısı; hastada mideye giden kan akımında değişikliğe bağlı ortaya çıkar.
  • Cilt Renginde Solukluk ve Soğukluk: Özellikle hipotansif hastalarda; cilde yeterli miktarda kan gönderilemez. Buna bağlı olarak parmak uçları ve kollar başta olmak üzere tüm vücutta soğukluk ve solukluğa rastlanılır.
  • Özellikle Ayağa Kalkınca Gelişen Göz Kararması: Özellikle hipotansiyona sahip hastalarda beyne giden kan akımındaki azalma; ayağı kalkınca ani tansiyon düşüklüğü ile birlikte göz kararmasına yol açar.
  • Baygınlık: Bazı hastalarda hipotansiyon öyle şiddetli olur ki; beyne yeterli miktarda kan gitmediği için beyin kendini koruma altına alır. Bunun için hastanın bayılmasını ve bu baygınlık sayesinde hastanın uzanmasını, bunun sonucunda da bacaklarda biriken kanın beyne döndürülmesini sağlar.
  • Çarpıntı(Taşikardi): Tansiyon hastalarında gelişen tansiyon değişiklikleri; hastalarda çarpıntı oluşumuna neden olur.
  • Baş AğrısıÖzellikle hipertansiyona sahip hastalarda; beyin damarlarına yapılan fazla basınç, bu damarların etrafındaki beyin dokusunun beslenmesini etkiler. Hastada buna bağlı olarak baş ağrısı semptomu görülür.
  • Burun KanamasıBazı hastalarda var olan ani tansiyon yükselmesi ve buna bağlı yükselen basınç; burun damarlarında çatlak oluşmasına ve bu çatlaklardan kanama gelişmesine neden olabilir.
  • Görme Bozukluğu: Tansiyon hastalarında var olan kan basıncı değişimleri hastada görme sinirlerinin ve beyindeki görme merkezinin beslenmesini etkileyip görme bozukluğuna yol açabilir. Bu durumun uzun süreli varlığı hastalarda göz tansiyonu gelişmesine katkı sağlar. Göz tansiyonu gelişen hastalarda görme kalitesi ciddi derecede azalır.
  • HalsizlikTansiyon hastalarına sahip hastalarda sürekli değişen tansiyon değerleri hastalardaki kasların beslenmesini de etkiler. Bunun sonucunda hastada halsizlik gözlemlenebilir.

Tansiyon Hastalıkları Nedenleri Nelerdir?

Tansiyon; tüm damarları etkileyen, buna bağlı olarak da tüm organları etkileyebilen bir rahatsızlıktır. Bu kadar önemli bir rahatsızlık olan tansiyon hastalıklarının gelişmesinde hem dış etkenler, hem de genetik faktörler rol oynamaktadır. Tansiyon hastalıklarına yol açan etkenler şöyle sıralanabilir:

  • Genetik Özellikler(Ailevi Geçiş): Pek çok hastalıkta olduğu gibi tansiyon hastalıklarında da ailevi geçiş çok önemlidir. Bir kişinin ailesinde, 1.derece akrabalarında hipertansiyon veya hipotansiyon olan kişi sayısı arttıkça; o kişide de tansiyon hastalıklarının görülme sıklığı o kadar artar.
  • Beslenme Alışkanlıkları: Beslenme alışkanlıkları; tansiyon hastalıklarının ilerlemesinde oldukça önemlidir. Bir kişi aşırı yağlı, tuzlu, liften fakir beslenme sıklığını arttırdığı müddetçe hipertansiyon riskini de arttırmış olur.
  • Aşırı Kilo: Aşırı kilo; kişide damar duvarında sertleşmeye (ateroskleroza) neden olur. Bunun sonucunda kanın damar duvarına uyguladığı basınç artar ve hipertansiyon oluşur.
  • Diyabet (Şeker Hastalığı): Şeker hastalığında kişide; damar yapılarında bozulma meydana gelir. Bu bozulma kişide damar duvarına yapılan basıncı arttırarak hipertansiyona yol açar.
  • Aşırı Kilo KaybıAşırı kilo kaybı yaşayan kişilerde; damar duvarının yapısı incelir, buna bağlı olarak kanın damar duvarına yaptığı basınç azalır. Bunun sonucunda da hipotansiyon oluşur.
  • Susuz Kalma: Susuz kalan kişilerde; kanın içeriğindeki maddeler değişir. Bu durum hastada hipotansiyon oluşumuna yol açar.
  • Bazı Metabolizma Hastalıkları: Cushing hastalığı, hipertiroidi, hipotiroidi, hipoparatiroidi, hiperparatiroidi gibi bazı hastalıklar kişide damar yapısının ve kanın içeriğindeki maddelerin değişimine yol açarak hipertansiyon yada hipotansiyon gelişimine katkıda bulunur.

Tansiyon Hastalıkları Teşhisi

Tansiyon hastalıkları özellikle de hipertansiyon; toplumda görülme sıklığı artan, tedavi uygulanmadığında çok ciddi komplikasyonlara yol açabilen hastalıklardır. Bu yüzden hastalar erken tanı ve tedavi açısından değerlendirilmelidir. Tansiyon hastalıklarının teşhisinde kullanılan yöntemler şunlardır:

  • Anamnez: Anamnez; hastanın hastalığı hakkında var olan şikayetlerini dile getirmesi durumudur. Tansiyon hastalıklarına sahip hastalar en sık baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozukluğu, burun kanaması gibi şikayetlerden yakınırlar. Hekim hastanın bu şikayetlerini dinler, şikayetlerin ne zamandır var olduğunu, arttırıp azaltan etkenleri ve hastanın var olan ek hastalıklarını sorgular. Ardından fizik muayeneye geçer.
  • Fizik Muayene: Fizik muayenede hekim hastanın tansiyonunu ölçer, nabzına bakar. Stetoskopla hastanın kalp seslerini dinleyerek kalpte herhangi bir problem olup olmadığı hakkında fikir edinir.
  • Elektrokardiyografi(EKG): Elektrokardiyografi kalbin yapısı hakkında bilgi veren bir cihazdır. Bu görüntüleme yönteminde hastanın kalbinde herhangi bir problem bulunup bulunmadığı hakkında fikir edinilebilir.
  • Doppler Ultrasonografi (Doppler USG): Doppler Ultrasonografi; kalbin ve damarların yapısı ve kan akımı hakkında bileği veren, ses dalgaları ile çalışan görüntüleme yöntemidir. Bu yöntemle hastada var olan tansiyon hastalıklarının kalpte herhangi bir problem yaratıp yaratmadığı öğrenilebilir.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Bilgisayarlı tomografi; X ışını kullanılarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntemle hastada tansiyonun yarattığı komplikasyonlar(beyin kanaması, anevrizma gibi) hakkında fikir edinilebilir.

Tansiyon Hastalıkları Tedavisi

Tansiyon hastalıklarının tedavisinde; hastalığı ortaya çıkaran esas etken bulunmalı ve buna yönelik tedavi uygulanmalıdır. Hipertansiyon hastası kişilerde; Yaşam Tarzı Değişikliği ve Medikal Tedavi uygulamalarına başvurulabilir. Yaşam tarzı değişikliğinde; kişinin yağlı beslenme alışkanlıkları, aşırı tuz kullanımı, kırmızı et tüketimi sınırlandırılır. Bunun yerine yeşil sebze ve meyve ağırlıklı beslenmesi sağlanır.

Hipotansiyona sahip kişilerde de yine Yaşam Tarzı Değişikliği ve Medikal Tedavi uygulamalarına başvurulabilir. Hipotansiyon hastalarının yaşam tarzı değişikliğinde tükettikleri tuz oranını ve içtikleri su oranını belli bir miktarda arttırmaları istenir.

Tansiyon Hastalıkları Tedavi Edilmezse Ne Gibi Komplikasyonlara Yol Açar?

Tansiyon; damar içinde akan kanın damar duvarına yaptığı basıncın yansımasıdır. Bu basıncın az yada fazla olması damarlarda problemlere neden olur. Vücudun her bölümü belli bir damardan beslendiği için, tansiyon değişikliklerinde bu organların fonksiyonlarında bozulma meydana gelir.

Yüksek tansiyona sahip hastalarda; damar duvarlarında incelme riski vardır. Bu durum beyin kanaması, karın içi kanamaları, eklem içi kanamalar gibi birçok probleme yol açabilir.

Düşük tansiyona sahip hastalarda; damarın beslediği dokuya yeterli miktarda kan gidemediği için o bölgede kansızlık (iskemi) meydana gelir. Bu durum o dokunun erken ölümüne yol açabilir. 

Tansiyon Hastalıklarına Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?

Tansiyon hastalıklarına sahip hastalar yaşam tarzı değişikliğine oldukça önem vermelidir. Hipertansiyona sahip kişiler tükettikleri tuz miktarını oldukça azaltmalı, fazla kilolarından kurtulmalı, sebze ağırlıklı tansiyon düşürücü besinler açısından sık beslenmeli ve bol bol spor yapmalıdır.

Hipotansiyona sahip hastalar ise çok kilo kaybı yaşadıklarında mutlaka bunun altta yatan nedenini araştırmalı, buna yönelik tedavi olmalı, kilo almaya yönelik egzersizlere başvurmalı, bol su tüketmeli ve gün içinde tükettikleri tuz miktarını belli bir miktarda arttırmalıdır.

Limon, yeşilçay, ıhlamur, sarımsak gibi yiyecekler tansiyonu dengeleyen besinler arasında yer alır. Hipertansiyonu yada hipotansiyonu olan hastalar bu besinlerin tüketimini arttırabilir. 

Tansiyon Hastalıklarında Kullanılan İlaçlar

Tansiyon hastalıklarının esas tedavisi medikal tedavi uygulamaları ile yapılır. Medikal tedavi uygulamalarının etkinliği hastalarda uygulanan tansiyon takip çizelgesi ile kontrol edilir. Hastalar bu çizelgeye gün içinde ilaç öncesi ve sonrası tansiyon değerlerini yazarlar. Medikal tedavi uygulamalarında esas olarak kullanılan ilaçlar şunlardır:

  • Beta Blokerler: Beta blokerler; hastada kalpte bulunan ve tansiyonun yükseltilmesinden sorumlu olan beta reseptörlerini bloke eden ilaçlardır. İçerik olarak atenolol, propranolol, metoprolol, asebutolol gibi maddeleri barındıran bu ilaçların yan etkileri arasında ani baş dönmesi, baş ağrısı, bulantı gibi semptomlar bulunabilir. Beta blokerler tansiyon ilacı olarak ilk başlanılan ilaçlardır. 
  • Kalsiyum Kanal Blokerleri: Kalsiyum Kanal blokerleri; hastada böbrekten kalsiyum emilimini engelleyerek tansiyonun yükseltilmesinin önüne geçer. İçerik olarak amlodipin, nifedipin, nikardipin gibi maddeleri barındıran bu ilaçların yan etkileri arasında; titreme, güçsüzlük, asabiyet, kas krampları gibi semptomlar bulunur.
  • Diüretikler: Diüretikler hastada tansiyonu yükseltecek maddelerin böbrekten atılımını arttıran ilaçlardır. İçerik olarak furosemid, triamteren, amilorid gibi maddeleri barındıran bu ilaçların yan etkileri arasında göz kararması, bulantı, kusma gibi semptomlar bulunur.
  • Beta Adrenerjik Ajanlar: Bu ilaçlar; özellikle hipotansiyona sahip ve yaşam tarzı değişikliğine rağmen semptomlarında düzelme olmayan hastalarda kullanılan ilaçlardır. İçerik olarak adrenalin, noradrenalin, epinefrin gibi maddeler barındırır. Bu ilaçların yan etkileri arasında çarpıntı, titreme, göz kararması ve baş ağrısı gibi semptomlar bulunur.

Gebelikte Tansiyon Hastalıkları

Gebelik dönemi hormonal değişimlerin yoğun olarak yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde değişen hormon düzeyleri hastada tansiyon değerlerinin değişimine de etki gösterir. Tansiyon diğer insanlardaki gibi gebelerde de tüm damarları etkilemekle birlikte bebeği besleyen damar yumağı olan plasenta için de büyük öneme sahiptir. Düzensiz tansiyon düzeylerine bağlı olarak anne adayında düşük, erken doğum, ölü doğum, doğumda yoğun kanama gibi komplikasyonlar görülebilir. Bu komplikasyonların önüne geçilmesi adına gebe her ay jinekolojik muayeneye gittiğinde tansiyon değerlerine de baktırmalıdır.

Tansiyon Hastalıklarında Hangi Doktora Gidilir?

Tansiyon hastalıkları ile esas olarak ilgilenen, hastalıklara tanı koyan ve gerekli tedaviyi uygulayan bölüm Dahiliye (İç Hastalıkları) veya Kardiyoloji bölümüdür. İç hastalıkları hekimi veya kardiyoloji hekimi hastanın şikayetlerini dinler, gerekli muayene ve tetkikleri yaparak hastalığın tanısını koyar.

Tansiyon hastalığına sahip hastalar bazen çok şiddetli baş ağrısı, baş dönmesi, baygınlık gibi şikayetlerle acil servise de başvurabilir. Acil servis hekimi hastayı muayene eder, gerekli tetkikleri uygular. Hastada tansiyon hastalıklarından şüphelendiği durumda hastayı iç hastalıkları veya kardiyoloji bölümüne sevk eder.

Baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, ayağı kalkınca artan baş dönmesi, burun kanaması gibi şikayetlerden yakınan hastalar vakit kaybetmeden hekime başvurmalı ve tedavi altına alınmalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın