SARS

Türkçe karşılığı ‘akut ateşli solunum sendromu’ olan SARS’ın etkeni yeni bir koronavirüs olan SARS-coV’dur. Etkin bir tedavisi yoktur ve şikayete göre tedavi planı uygulanmaktadır.

SARS Nedir?

SARS, açılımı ‘severe acute respiratory syndrome’ olup Türkçe karşılığı ‘akut ateşli solunum sendromu’ dur. SARS’ın etkeni yeni bir koronavirüs olan SARS-coV’dur. Yapısal olarak diğer koronavirüslere benzer. İlk SARS vakaları 2002 yılında Çin’den bildirilmiştir. Bunu çeşitli Asya, Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinden yapılan bildirimler izledi. Salgın 2003 Nisan ayında en yüksek düzeyine ulaştı ve aynı yılın Haziran ayında azalmaya başladı. Salgın sırasında yaklaşık 8000 SARS vakası ve 775 ölüm bildirildi.

SARS-coV solunum yoluyla bulaşan bir virüstür. Hastalık 38 derecenin üzerinde ateş, baş ağrısı, kas ağrıları ve halsizlikle başlar. Başlangıçta belirtilerin hafif olmasına karşın birkaç gün içinde kuru öksürük ve nefes darlığı tablosu gelişir. Solunum yetmezliği olguların %3-30’unda ölüme yol açabilir. SARS hastalarının karantina altında tedavi almaları gerekir.

Hastalıktan korunmak için virüse karşı aşı veya hastalığa karşı ilaç geliştirilememiştir. Tedavi semptomatiktir yani hastanın şikayetlerine yönelik hastayı rahatlatacak ilaçlar verme prensibine dayanır. Solunum açısından zorluk yaşayan hastalarda solunum desteği sağlanır ve entübe edilir. Hastalıktan ölüm salgın sırasında dünyada bu zamana kadar görülen salgınlara nazaran az gibi görünse de, immün yetmezliği olanlarda ve kronik hastalığı olanlarda ölümcül olabilir.

SARS Belirtileri

SARS etkeni olan SARS-coV isimli koronavirüs, vücuda girdikten sonra yaklaşık 3 günlük kuluçka döneminin ardından hastada hastalık belirtilerini göstermeye başlar. Soğuk algınlığının yaklaşık 1/3’ünden koronavirüsler sorumludur. Hastalar arasında değişkenlik göstermekle birlikte semptomlar çoğu kez 1 hafta içinde sonlanır.

Başlangıçta hastalarda baş ağrısı, yaygın kas ve vücut ağrıları, halsizlik ve ateş görülür. İleri safhalarda kuru öksürük ve solunum güçlüğü görülmeye başlar. Öksürükle birlikte boğaz ağrısı da vardır. Bazı hastalar solunum desteğine ihtiyaç duyabilir. Özellikle kronik hastalığı olanlarda ve akciğer hastalıklarıyla birlikte immün yetmezliği olan hastalarda bu hastalık çok şiddetli geçer ve hayati açıdan risk oluşturur.

Virüs, sindirim sistemi epitelyum hücrelerini de enfekte edebilir ve diyare yani ishal tablosu oluşturabilir. Karaciğer enzimleri bu hastalıkta yükselir ve akciğerlerde de kalıcı hasar bırakabilir.

  • Ateş
  • Baş ağrısı
  • Vücut ve kas ağrıları
  • Halsizlik/ yorgunluk
  • Boğaz ağrısı
  • Kuru öksürük
  • Solunum güçlüğü
  • İshal

SARS Nedenleri

SARS isimli akut solunum sendromuna neden olan SARS-coV adlı koronavirüs türü, damlacık enfeksiyonu ile bulaşır. Yani enfekte kişinin öksürmesi, hapşırması, yere tükürmesi gibi nedenlerle açığa çıkan damlacıklar havada asılı kalır ve aynı ortamda bulunan diğer kişilerin bu damlacıkları solumasıyla virüs bu insanları da enfekte eder.

Virüsün enfekte ellerle temasta bulunulan yüzeylerde ne kadar kaldığı, etkisinin kaybolup kaybolmadığı bilinmemektedir. Bilinen bulaş yolu solunum yolu ile bulaştır. Bu nedenle SARS hastaları ve hastalarla temaslı kişiler karantinaya alınmalıdır ve tedavide görev alan personeller koruyucu ekipmanlarla tedaviyi ve bakımı sürdürmelidirler.

SARS Tanısı

SARS tanısı çoğunlukla klinik olarak konur. Hastadan alınan öyküde, temas öyküsü ve belirtilerle birlikte laboratuvar testlerine, akciğer filmlerine bakılarak tanıya gidilebilir. Klinik tanının dışında mikrobiyolojik tanıdan da yararlanılabilir.

  • Hastanın Öyküsü: Hastadan alınan öyküde, yakın zamanda uzak doğu seyahati, temaslı kişilerle bir arada bulunma, belirtiler, belirtilerin çıkış zamanı, belirtilerin şiddeti gibi durumlar sorgulanmalıdır.
  • Fizik Muayene: Hastanın belirtilerine yönelik fizik muayene yapılmalıdır. Akciğer muayenesi, boğaz muayenesi, genel görünüm muayenesi gibi tanıya gitmede yardımcı bulgular araştırılmalıdır.
  • Akciğer BT: Çekilen akciğer tomografilerinde hastalığa bağlı olarak buzlu cam görüntüsü vardır. Hastalık şüphesi olan kişilerde bu tomografik görüntü SARS tanısına oldukça yaklaştırır.
  • Laboratuar Testleri: Hastadan alınan kan biyokimya laboratuarına gönderilir ve analiz edilir. Yapılan analizlerde lenfopeni, lökopeni veya lökositoz, trombositopeni, LDH, AST, ALT ve CK enzimlerinde yükseklik saptanır.
  • Serolojik testler: Virüs, serum antikorlarının saptandığı ELİSA ile serum, dışkı, solunum yolu örnekleri, çeşitli dokular ve idrardan alına örneklerden virüs RNA’sı saptanır. RT-PCR isimli bu yöntem ile virüs RNA’sı gösterilerek kesin tanı konmuş olur.

SARS Tedavisi

SARS için günümüzde etkin bir ilaç yoktur. Korunma amaçlı aşı da geliştirilememiştir. SARS hastalarının tedavisi semptomatiktir, yani şikayete yönelik tedavi uygulanır. Hastalar ağır solunum yetmezliğine girerse entübasyon uygulanarak solunum desteği sağlanır. Ağrıları hafifletmek için ağrı kesiciler, ateş düşürücüler kullanılabilir. Bağışıklığı güçlendirmek amacıyla C vitamini gibi çeşitli takviyeler yapılabilir.

Hastalara zaman zaman oseltamivir ve beraberinde çeşitli antibiyotikler (amoksisiln/klavulanat, seftriakson, sefepim, klaritromisin, azitromisin gibi) ile kombine şekilde verilen olgular bildirilse de etken kesin bilinmeden böyle bir yol izlenmesi riskli olabilir.

Bazen hastalara kortikosteroidler verilebilir. Akciğer harabiyetini durdurmak amacıyla dokulardaki yangıyı azaltmak için kortikosteroid tedavisi uygulanır.

Hastalığı bulaştırmamak adına tedavi, karantina sınırları içerisinde yapılmalıdır ve koruyucu ekipmanlar mutlaka kullanılmalıdır.

SARS’a Ne İyi Gelir?

SARS enfeksiyonuna karşı mücadelede en önemli etken savaşçı mekanizmamız olan bağışıklık sisteminin güçlü olmasıdır. Güçlü bir bağışıklık hastalığın atlatılmasında önemli rol oynar. Gerek hastalığa yakalanmadan önce gerekse hastalık geçirilirken bağışıklığı güçlendirici ek takviyelerde bulunulmalıdır. Şalgam suyu, havuç, probiyotikler, turuncu meyveler, B6 vitamini, demir ve çinko içeren besinler ve daha birçok besin bağışıklığın güçlü tutulmasında yararlıdır. Bununla birlikte günde 8-10 bardak su tüketimi de bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olur.

Yapay gıdalar, asitli/alkollü içecekler, sigara kullanımı gibi vücutta kötü etki bırakan alışkanlıkların bırakılması da hastalıkla mücadelede çok önemlidir. Dengeli ve düzenli beslenme hayatın her döneminde insanı hastalıktan koruyan/ daha hafif geçirmesini sağlayan parametredir. Bununla birlikte yaşama düzenli egzersiz ve sporun da dahil edilmesi vücut direncini ve bağışıklığın güçlü olmasını sağlar. Hastalıklara karşı vücudu korumaya yardımcıdır.

Dinlenmek, hastalığın geçirilmesi için olmazsa olmazlardan biridir. Hastalık hafif atlatılsa bile vücut direncinin düşmemesi için mutlaka evde karantina sınırları içinde yaklaşık 10 gün istirahatte kalınmalıdır.

  • Bağışıklığı güçlendirici gıda takviyeleri almak
  • Zararlı gıdalardan, sigara/ alkolden uzak durmak
  • Günde 8-10 bardak su içmek
  • Hastalık öncesi yapılan düzenli egzersiz ve spor
  • Hastalık süresince dinlenmek, yorucu işlerde bulunmamak

SARS Tedavi Edilmezse Ne Olur?

SARS, her hastada ölümcül değildir, kiminde hafif soğuk algınlığı şeklinde kendini gösterirken kimi hastada ciddi solunum güçlüğüne yol açarak makineye bağlı hale getirebilir. Hastalığı atlatan kişilerin kazandığı bağışıklık da kısa sürelidir, yani ömrü boyunca birkaç kez daha bu hastalığı geçirebilir. SARS hastasına yönelik yapılan semptomatik tedaviyle hastanın ağrılarının azaltılması amaçlanır ve gerektiği durumlarda solunum desteği sağlanır. Bu şekilde ağır geçiren hastalarda tedavi uygulanmadığı takdirde hastalık seyri olduğundan daha ağrılı ve acılı olabilir. Solunum desteği sağlanmadığı takdirde solunum durma noktasına gelebilir. Bu nedenle tedavi oldukça önemlidir. Hayatta kalma açısından her hastalıkta olduğu gibi SARS’ta da erken tanı önemlidir.

Çocuklarda SARS Enfeksiyonu

Çocuklarda geçirilen SARS enfeksiyonları yetişkinlere göre daha asemptomatik ve ılımlı geçirilir. Fakat zaman zaman bu enfeksiyonu çok şiddetli geçiren olgular ve ölümler de bildirilmiştir. SARS geçiren asemptomatik çocuklar çevreye temasla çok kolay bir şekilde hastalığı yayabilir ve birçok kişiyi enfekte edebilir. Bu nedenle çocuk, hastalığı çok hafif de geçirse karantinaya alınmalı ve çevreyle teması önlenmelidir.

Çocuklarda verilen tedavi semptomatik tedavidir. Solunum güçlüğü çeken çocuklara solunum desteği sağlanarak tedavi sürdürülür.

Gebelerde SARS Enfeksiyonu

Gebelik döneminde, annenin fizyolojik olarak immün sisteminin zayıflaması, anne adayını enfeksiyonlara yatkın hale getirebilir. Gebelikte görülen SARS enfeksiyonunda genel belirtiler halsizlik, yorgunluk, burun akıntısı ya da burunda tıkanıklık, nezlede olduğu gibi gözlerde sulanma, şiddetli baş ağrısı ve ateştir. 

Gebelik döneminde geçirilen SARS enfeksiyonu, bebek gelişim açısından risk oluşturmaz. Anne adayının tedavisi semptomatiktir. Anne adayını rahatlatmaya yönelik ilaçlar verilir. Verilen ilaçların hamileliği etkilemeyen veya etkisi çok düşük ilaçlar olması gerekmektedir.

Solunum güçlüğü gelişen durumlarda solunum desteği sağlanmalıdır ve hastanın yatışı yapılmalıdır. Hasta karantinaya alınmalıdır ve çevreyle bağlantısı kesilmelidir. 

SARS için Hangi Doktora Gidilir?

SARS olgularında, kişi kendinde başlangıçta gördüğü belirtileri soğuk algınına yorabilir. Fakat kişide solunum güçlüğü ve kuru öksürük görülmeye başladığı anda kişi koruyucu maske ve mesafeye uyarak derhal acil servise veya enfeksiyon hastalıkları servisine başvurmalıdır. Bununla birlikte hastanın temas ettiği kişiler de kendilerini karantinaya almalı ve kendilerinde belirti görüldüğü anda tıbbi desteğe başvurmalıdır.

 

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın