Köprücük Kemiği Kırığı

Köprücük kemiği kırığı, vücutta köprü görevi gören kemiğin aldığı darbe sonucu kırılması olup cerrahi olmayan veya cerrahi yöntemler ile tedavi edilmektedir.

Köprücük Kemiği Kırığı Nedir?

Ortopedide en çok yaralanan bölgelerden bir tanesi köprücük kemiği (klavikula) kırıklarıdır. Köprücük kemiği yaklaşık olarak tüm kemik kırıklarının %5’ini kapsamaktadır.

Çocuklarda ve yetişkinlerde çok sık görülürken özellikle 25 yaş altı kişilerde çok sık bir şekilde köprücük kemiği kırığı yaşanmaktadır.

Pazı kemiği, kürek kemiği ile eklemlenir ve bu birleşme üzerinden köprücük kemiği geçerek iman tahtası adlı kemiğe yani sternuma eklenir.

Köprücük kemiği isminden anlaşıldığı gibi bu kemikler arasında bir köprü bağlantısı kurmaktadır. Köprücük kemiği 15 santimetreye kadar uzunluğa sahiptir.

Anatomik olarak köprücük kemiği kırıkları üç gruba ayrılmaktadır.

Bunlar;

  • 1. Grup: Köprücük kemiğin ortası en çok kırılma yaşanılan bölgedir. Köprücük kemiği kırıklarının %80’i orta hat üzerine gelişir.
  • 2. Grup: Köprücük kemiğinin göğüs bölgesi (iman tahtası kemiği) ile eklemleştiği yer yani kemiğin iç taraftaki bulunan kısmında oluşan kırıktır ve oluşma oranı ise % 5’dir
  • 3. Grup: Köprücük kemiğinin kürek kemiği ile eklemleştiği yerde yani köprücük kemiğinin en dış bölgesinde (lateral) oluşan kırıklardan ve görülme oranı ise %15’dir.

Köprücük Kemiği Kırığı Belirtileri Nelerdir?

Ağrı, özellikle omuz veya kol hareketleri ile artan karakterdedir. Ağrıya bağlı olarak hastalarda omuz bölgesinde hareket kısıtlığı yaşanmaktadır.

Ağrı sadece kırılan bölgede sınırlı kalmadan köprücük kemiği boyunca ve çevresindeki tüm kaslarda bu ağrı hissedilmektedir. Bazen en ufak bir hareket çok keskin bir ağrıya neden olmaktadır. Bu yüzden yatış pozisyonu bulmak hastalar için sıkıntılı olabilir.

Kemik ve kemik bölgesi çok kanlanan bir bölge olduğundan köprücük kemiği kırıklarında kanama görülür. Kanama ile kırık bölgesinde morarma ve şişme oluşur.

Aslında kanama pratik anlamda kırık iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Kanama zaman içinde kan dokusuna ve daha sonra bu doku hücreleri giderek kıkırdak hücrelerine ve nihayet kıkırdak hücreleri kemik hücrelerine dönüşerek kaynama dokusu oluşmaktadır.

Kıkırdak hücreleri genellikle 3 hafta sonra oluşur. Kemik hücreleri ile kemik kaynama süresi ortalama 6 hafta içinde gerçekleşir.

Kırılan köprücük kemiği tarafında olan omuzda hareket kısıtlılığı yaşanır. Eğer bu omuz hareket ettirilirse sanki bir şey öğütüyormuş gibi bir his bazen de kırık uçların birbirine sürtmesi ile çatırtı sesi duyulmaktadır.

Köprücük kemiği kırığı ile birlikte o bölgede olan sinirlerin mikro hasarı sonucunda kol bölgesinde uyuşma bazen karıncalanma hissi ile kişiler karşı karşıya kalabilirler.

Kırılan taraftaki omuzun sanki bir boşlukta sarkıyormuş hissi ya da karşı omuza göre kısalmış gibi görünmesi kişilerin çoğunda vardır.

Kişi devamlı etkilenen kolunu vücuda yakın tutmak ister. Kişiler diğer sağlam kolunu, etkilenen kolunun altına paralel uzatarak ya da sabitlemek için devamlı kullanırlar.

Çok şiddetli bir ağrı ile mide bulantısı, dengesizlik ve gözlerde kararması hastalarda görünmektedir.

Köprücük Kemiği Kırığı Nedenleri Nelerdir?

Köprücük kemiği kırılmasının en yaygın nedeni omuza alınan direk darbe ya da omuz veya kolun üstüne düşmedir. Düşme çocuklar özelinde sık olmaktadır.

Spor kazaları köprücük kemiği kırıkları içinde %38’den sorumludur. Özellikle futbol veya güreş gibi rakip ile temas halinde olan sporlarda köprücük kemiği kırıkları sıktır.

Araç ya da motosiklet kazalarında köprücük kemiği kırıkları yetişkinlerde çok sık yaşanmaktadır.

Özellikle köprücük kemiğinin orta bölgesinde çeşitli doğumsal ve patolojik nedenler ile kırıklar görülmektedir. Cam kemik hastalığı (Osteogenesis imperfecta) doğuştan gelen bir hastalık olarak kemik yapımı yetersizliğine yol açarak köprücük kemiği kırığı olasılığını artırmaktadır.

Kanser hastalıklarında patolojik kırıklar nadirde olsa görülmektedir. Osteosarkom ve Ewing sarkomu gibi kemik kanseri hastalıklar köprücük kemiğinde nadir olarak kemiğin bütünlüğünü (litik lezyonlar) bozarak köprücük kemiği kırığı yapabilmektedir.

Köprücük Kemiği Kırığı Teşhisi

Köprücük kemiği kırıklarında özenle alınan hastanın kırık hikayesi (anamnez) ve doktorun yapacağı fiziksel muayene ile köprücük kemiği kırığı tespiti hızlı bir şekilde yapılmaktadır.

Bazen şüpheli kırıklarda ya da kırığın  çevre dokuya, kaslara, sinir sistemine, damarlara ve organlara zarar verdiği düşünüldüğünde doktorlar ek görüntüleme tetkikleri isterler.

Fiziksel Muayene ve Anamnez

Doktor, hastanın kırık öyküsünü alarak kırığın mekanizmasını ve hasarın boyutunu anlamaya çalışır. Bazı insanlarda köprücük kemiği herhangi bir darbe almadan da kırılabilir.

Bu insanların kemikleri genellikle genetik bir neden (doğuştan) veya sonradan ortaya çıkan bir hastalık (örneğin kanser veya osteoporoz ) nedeniyle kırılabilmektedir. Doktor alacağı hasta öyküsü ile bu tarz kırıkların tedavisine yön verecektir.

Fiziksel muayene sırasında hassas veya ağrılı olan bölgede çizik ya da sıyrık gibi yaralanmalar var ise kemiğin direk bir darbe ile kırıldığını işaret eder.

Doktor, nazikçe köprücük kemiğinin üstüne bastırarak kırılan kemik uçlarının birbirine sürtmesi ile oluşan çıtırtı sesine benzer sesler alabilir. Kapsamlı bir omuz, kol ve el muayenesi ile derinlemesine bir nörolojik (sinir sistemi) muayene doktor tarafından yapılacaktır.

Kolda hissizlik ya da karıncalanma veya etkilen taraftaki el ile cisimleri kavrayamama ya da yumruk yapamama Brakial Pleksus sinir ağının hasarını işaret eder.

Koldan nabız alınamayan ya da nabız atım sayısı çok az olan hastalarda Subklavian arter hasarı ihtimali çok yüksektir. Kanın toplar damar içinde akımının yavaşlaması ile kolda varis benzeri bir görüntü (Venöz staz), renk değişikliği ve şişlik var ise hastada subklavian ven yaralanması vardır.

Bu tarz sinir ve damar hasarı ile oluşan köprücük kemiği kırığı komplikasyonları için acil bir müdahale gerekmektedir.

Röntgen

Farklı açılardan röntgen (film) çekmek suretiyle kırık olan kemiğin yapısı, kırığın anatomik redüksiyonu (birleştirme) veya dizilimi kontrol edilir.

Röntgen, ayrıca köprücük kemiğinin iman tahtası (sternum) ile oluşturduğu eklem yerindeki kırıkları net bir şekilde göstermektedir. Genelde birinci kaburga kemiği köprücük kemiği ile birlikte kırılmaktadır.

Bunun tanı ve  tedavisinde röntgen çok faydalı olmaktadır.

Eğer hasta köprücük kemiği kırığı sonrasında ani nefes darlığı ve göğüs ağrısı yaşamış ya da yaşıyorsa pnömotoraks (akciğerden hava kaçağı), hemotoraks (akciğerleri saran plevra dokusunda kan toplanması) varlığı şüphesinde göğüs röntgeni çekilir.

Bilgisayarlı Tomografi

Kırılarak yer değiştirmiş köprücük kemiğinin daha da ayrıntılı bir şekilde incelenmesi için uygun bir tanı aracıdır.

Özellikle köprücük kemiğinin sternum bölgesinde (medial) oluşan kırıklarını ve nörovasküler (sinir ve damar oluşumunu) hasarı ayrıntılı bir şekilde göstermektedir.

Ek olarak bazen düz grafiler yoğun anatomik yapı içerisinde özellikle köprücük kemiğinin her iki ucundaki kırıkları kaçırdığından dolayı bazen şüpheli durumlarda bilgisayarlı tomografi ile tanı netleştirilir.

Köprücük Kemiği Kırığı Tedavisi

Köprücük kemiği kırıklarında cerrahi dışı ve cerrahi yöntemler kullanılarak hastalara tedavi uygulanmaktadır.

Cerrahi Dışı Tedavi Yöntemler

Omuz Sekiz Bandajı (Klavikula Bandajı)

Hasta ayakta iken omuz altlarından gelen bandajlar sırt bölgesindeki tokalardan geçirilerek ters sekiz görüntüsü şeklinde birleştirilir.

Her iki omuza bandajları gererek istenilen ölçüde pozisyon verilir. Sabitlenmesi için bandaj üzerindeki yapışkan şeritler birleştirilir.

Genelde 6 haftalık kullanım süresi ile 8 bandajını omuzda muhafaza etmek hastalar için zor olmaktadır. Sekiz bandajının omuzları geri çekmesi ile kollarda şişme, göğüs önde omuzlar geride sanki  bir “kabadayı“ edası ile yürümeleri kişileri bazen rahatsız etmektedir.

Özellikle zayıf kadınlarda sık gördüğümüz kemik uçlarının birbiri üzerinde kayması ile kemikler kaynamaz ve deri altında kabarıklık veya şekil bozukluğu görülür.

Bu yüzden 8 bandajını uyguladıktan sonra yatış pozisyonuna dikkat etmek gerekir. Devamlı yatarken kürek kemikleri arasına rulo şeklinde havlu konulursa iki omuz arkaya doğru gerildiği için köprücük kemikleri üst üste binmesi biraz daha engellenmiş olur.

Sekiz bandajı kendi içinde hastalara özel sıkıntıları yaşatsa da bilhassa çocuklar ve bazı kırık çeşitlerinde tek başına tedavide yeterlidir.

Banyo sırasında 8 bandajı çıkararak çok dikkatli bir şekilde banyo yapılabilir. Özellikle omuz ve kol sabit tutulmalı banyo sırasında. Eğer kırık bölgesinde açık bir yaranız var ise genelde 10 gün boyunca  banyo yapılmaması gereklidir. Bu durumlarda daha ayrıntılı ve size uygun koşulları doktorunuz ile görüşmelisiniz.

Omuz Kol Askısı

Artık yeni tip omuz kol askıları ile daha güvenli ve konforlu omuz sabitlenmesi yapılabilmektedir. Eski ya da ev tipi askılarda karşı omuzdan kırık omuzu boyuna asan bir askı geçerken yeni tip omuz askılarında kırılan köprücük kemiği üstünden de geçen bir bandaj sistemi vardır.

Böylece bandaj kırık olan köprücük kemiği üzerine bastırarak kırığın uç uca gelmesini sağlar ve düzgün kaynama gelişir.

Piyasada tek tip yeni nesil omuz kol askısı yok. Medikal firmaların kendine ait patentli omuz kol askısı çeşitleri bulunmaktadır. Bu çeşitler arasında en uygun olanını ortopedi uzmanı yardımı ile hastalar kullanmaktadır.

İlaç Tedavisi

Hastanın varolan ağrıları analjezik ve steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ile azaltılmaya çalışılır. Eğer ağrı devam eden bir karakterde ise analjezikler (opioid) hastalara verilmektedir.

Hastanın köprücük kemiği kırığı oluşan bölgesinde açık bir yara var ise damar yolu ile verilen antibiyotikler bu bölge oluşacak enfeksiyon riskini azaltacaktır. Ayrıca hasta tetanoz immünizasyonu ( bağışıklığı ) açısından değerlendirilir ve gerekli ise aşı yapılır.

Fizik Tedavi

Hareketsiz kalan eklem veya kaslarda eklem sertliği ya da kas atrofisi (kas erimesi) gelişme riski vardır. Bu yüzden uzman bir fizik tedavi uzmanı ile yapılacak egzersizler bu tarz riskleri azaltacaktır.

Köprücük kemiği kırıkları sonrasında yapılacak fizik tedavi egzersizleri ile  hafif ağrılar hissedilebilir.

Eklem hareket açıklığı (EHA) egzersizleri hastaların kilosuna ve hastanın egzersizleri ne kadar tolere etmesine göre hastalara bir program eşliğinde verilmektedir.

Kemik iyileşmesi röntgen eşliğinde görüntülenmesi ile doktor hafif omuz hareketleri başlatabilir. Genellikle 8 hafta içinde kemikler tam iyileşme sürecini tamamladıktan sonra (röntgen eşliğinde) vücut ağırlığına karşı itme ya da taşıma gibi yorucu aktiviteler başlanabilir.

Buradaki amaç hastanın yavaşça günlük spor faaliyetlerine geri dönmesidir. Köprücük kemiği sonrası tam anlamıyla spor yapabilmek için 10 haftalık bir tedavi ve izlem süresi gerekmektedir.

Bu aşamada uzman bir fizyoterapist fonksiyonel eklem manevralarını, yapılan tüm egzersizleri değerlendirme ve iyileşme analizini yapacaktır.

Cerrahi Yöntemler

Ameliyat ya da ameliyatsız aslında kemiklerin kaynama süreleri aynıdır.

Ortalama 6 hafta içinde köprücük kemikleri kaynamaktadır. Cerrahi seçeneği bazı durumlarda ya da kişilerin isteği üzerine kırık kemik parçaları bir araya getirilerek omuz fonksiyonlarına daha erken başlanabilir. Köprücük kemiği kırıklarında cerrahi tedavi oranı tüm kırık tedavileri içinde %10’dur.

Cerrahi yöntemlerin tercih edilme nedenleri:

  • Kırılan köprücük kemiğinin cerrahi dışı yöntemler (8 bandaj ya da omuz kol askısı) ile eski düzeni ya da dizilimi sağlanmadığı takdirde cerrahi müdahale yapılır.
  • Kişinin 8 bandaj gibi yöntemler ile omuz ve göğüs bölgesini uzun dönem sabit tutamayacak kadar çok aktif olması ya da kişilerin 8 bandaj ya da omuz askısını uzun süre kullanmak istemediği zamanlarda cerrahi tercihi gündeme gelir.
  • Kırığın tek bir yerden ziyade bir çok noktadan parçalı olarak kırıldığı anlarda (2 santimetre altında olan kırıklarda) tüm kırık parçalar cerrahi yöntemler ile birleştirilir.
  • Özellikle çok zayıf kişilerde kemik kaynaması deri altında görüntü itibariyle  kozmetik problemler yaratmaktadır. Bu gibi estetik kaygıları olan kişilerde cerrahi iyi seçenektir.
  • Cerrahi dışında yöntemler ile yapılan işlemler sonucunda kaynamayan ya da yanlış kaynayan kemikler cerrahi bir müdahale ile kemikleri düzgün ve doğru pozisyona getirerek kaynama işlemi sağlanır.

Köprücük Kemiği Kırığı Tedavi Edilmezse

Köprücük kemiğinin kırılması ile başlayan kemik ve kemiğe komşu doku hasarı acil müdahale edilmediği durumlarda ciddi ve bazen de geri dönüşümü olmayan komplikasyonlar gelişebilir.

Eğer köprücük kemiği kırıklarında  anatomik olarak komşu olan akciğer çevre dokusu (plevraya) zarar görür ise acil bir komplikasyon olan “pnömotoraks” gelişir.

Pnömotoraks, akciğerde hava kaçağı sonucu akciğerin büzüşmesi ya da küçülmesidir. Hastalarda aniden başlayan göğüs ağrısı ve nefes darlığı en sık belirtilerindendir. Eğer sol tarafı etkilerse hastalarda kalp krizi atağı dahi oluşabilir. Bu durumlarda acil müdahale hastaların hayati tehlikesini ortadan kaldırmaya yönelik olacaktır.

Kırılan köprücük kemiği boyundan omuz kuşağına oradan kollara kadar uzanan sinir ve damarlara zarar verebilir.

Kırılan köprücük kemiği “brakial pleksus” adı verilen büyük sinir topluluğuna hasar verirse hastalar kollarını hissedemez ve hareket ettiremez veya elleri ile yumruk yapamaz ve cisimleri kavrayamazlar.

Subklavian arter (damar) üzerinde oluşacak bir hasar ile hastaların kollarında nabız kaybı yaşanmaktadır. Eğer Subklavian ven (toplardamar) yapısında zedelenme olur ise kol boyunca renk değişikliği ve varis benzeri şişme görülür.

Tedavi edilmeyen köprücük kemiği kırıklarında ayrıca köprücük kemiği ile sternum (iman tahtası kemiği) arasındaki eklemde yani akromioklaviküler eklemi ve pazı kemiği ile eklemleştiği yer olan glenohumeral eklemi üzerinde artrit (iltihaplanma) gelişmektedir.

Köprücük Kemiği Kırıklarına Ne İyi Gelir?

  • Kemik direncini artıracak iki faktörden birisi beslenme diğeri ise spor yapmaktır. Kemiğin ihtiyaç duyduğu beslenme ile kemik direnci ve sağlamlığı ortaya net olarak çıkar. Kemiğin sertliğini, yük taşıma kapasitesini sağlayan kalsiyum minerali ve kalsiyum mineralini vücutta emilmesini sağlayan D vitaminidir.
  • Kemik yapısı gerekli olmadığı sürece kandan kalsiyum, D vitamini ya da fosfor gibi eser miktarda olan vitamin ya da mineralleri kullanmaz. Eğer spor ya da benzer aktiviteler ile kemiğin çalışması sağlanır ise kemik kendini sağlamlaştırmak adına kandan kalsiyum ve D vitamini alır. Yani spor ya da aktif bir kemik ve iskelet sistemi yok ise bol bol kalsiyum ya da vitamini almak pek faydalı olmayacaktır. Bu şekilde beslenme ve spor ile kemikler güçlenir ve yaşlılarda sık görünen kemik erimesinin önüne geçilebilir.
  • Kalsiyum ihtiyacınızı az yağlı yada yağsız süt ve süt ürünlerinden, koyu yeşil sebzelerden, fasulye ve tofu tüketerek giderebilirsiniz. Karaciğer, mantar, omega 3 ile zengin balık ve yumurta gibi gıdalardan D vitamini günlük bir şekilde alabilirsiniz. Balık yemek halk arasında inanıldığı gibi kırık iyileşmesini bozmaz ya da yavaşlatmaz aksine dengeli bir iyileşme için gereklidir. Doktorunuz gerekli gördüğünde kalsiyum ve D vitamini kanda kontrol ederek hastaların kilo ve yaşlarına göre en uygun diyet şeklini sunacaktır.
  • Omuzunuzu ilk 24 ile 72 saat dinlendirmeye özen gösterin. Uzman doktorunuzun tavsiyeleri ile omuz hareketlerinin devamı önemlidir. Bu gibi egzersizler hastaları eklem sertleşmesi riskinden korur ve tedavi sürecini hızlandırabilir.
  • Hassas köprücük kemiği kırığı bölgesi üzerine konulacak buz torbası ile lokal ağrıda hafifleme olacaktır. Buz torbası uygulaması cilt ile direkt temas süresi en fazla 15 dakikalık periyotlar ile birkaç saat ara ile tekrarlanabilir.
  • Bilimsel olarak kanıtlamış olan sigara içimi kemik iyileşmesini yavaşlatmaktadır. Hastaların sigara içimini komple durdurmaları hem kemik iyileşme süresine hem de diğer hayatı tehdit edecek hastalıkların oluşma riskini azaltacaktır.

Köprücük Kemiği Kırıklarına Ne İyi Gelmez?

  • Bilimsel olarak kanıtlanan sigara içimi ile hastalarda kemik iyileşme oranı %50 kadar azalmaktadır. Sigara içenler ya da sigara içilen ortamda pasif içiciler özellikle kemik iyileşme dönemini uzatma riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
  • Kelle paça gibi kolesterol ve hayvansal yağı içeriği yüksek olan çorba ve benzeri besinlerin kemik kaynamasını hızlandırdığı fikri deneysel olarak kanıtlanmamıştır. Aksine aşırı yağlı ve kolesterollü gıdalar ancak kolesterol seviyesini yükselmektedir. Sadece dikkatli bir şekilde bu tarz gıdaları tüketiniz.
  • Kontrol altına alınmamış kandaki yüksek şeker seviyesi kemiklerdeki iyileşmeyi yavaşlatmaktadır. Romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar ile kortizon içerikli ilaçlar iyileşme süresine olumsuz etkileri vardır.
  • Eğer köprücük kemiği kırığı tanısı alınan hastalara bu dönemde herhangi bir diyet uygulanıyorsa hastalar diyetlerini tekrardan doktorları ya da beslenme uzmanları ile yeniden düzenlemesi gerekebilmektedir. Çünkü kemik iyileşmesinde yeterli beslenme çok önemlidir.
  • Aşırı tuzlu, asitli yiyecekler ve dengesizce alınan fazla proteinler kemik iyileşme hızını yavaşlatabilir.

Köprücük Kemiği Kırığı İlaçları

Analjezik ve steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ile hastaların var olan ağrı atakları kontrol altına alınmaya çalışılır. Burada ibuprofen, indometazin ve diklofenak en sık kullanılan ilaçlardır.

Analjezikler, hastalara özelikle analjezik ve steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçların (NSAİİ) etkili bir şekilde ağrı azaltıcı etkisi olmadı zamanlarda reçete edilmektedir. Sakinleştirici ve sedatif etkileri ile sinir sistemi üzerinde etkileri vardır.

Ayrıca NSAİİ ve aspirin gibi ilaçlara hipersensitivite (alerji) reaksiyonu oluşan kişilerde bu ilaçlar iyi bir alternatiftir. Burada hastalara asetaminofen benzeri ilaçlar reçete edilir.

Açık kırık ya da açık yarası olan kişilere antibiyotik verilerek oluşabilecek lokal ya da sistemik enfeksiyon riskini azaltmaktadır. Penisilin (Ampisilin) ve Vankomisin hastalara damar yolu ile verilmektedir. Eğer hastada tetanoz imnüsyonu yani bağışıklığı olup olmadığı konusunda şüphe var ise hastalara koruyucu tetanoz aşısı yapılmaktadır.

Köprücük Kemiği Ameliyatları

Plak - Vida Uygulamaları

Köprücük kemiği “S” şeklinde kıvrımlı bir yapıda olduğu için kullanılan plaklarda köprücük kemiği şeklinde özel olarak üretilen parçalardır. Plaklar kırık kemiğin yapısına uygun bir şekilde kemiğin üstüne oturtulur.

Plak kemik üzerine yerleştirildikten sonra plağı kemiğe sabitlemek için plak üzerinde olan vidalar ile sağlanır. Eğer birbirinden farklı açılarla ayrılmış çoklu kemik parçaları var ise bu kemikleri cerrahi olarak birlikte tutmak için plakların kemiğin boyutuna göre plak ve plak uzunluğuna göre vida sayısı vardır.

Ameliyattan önce ameliyatı yapacak doktorun yanında olan plak seti içinde tüm kırık senaryolarına uygun plaklar ve vida çeşitleri bulunmaktadır.

Kemik İçinden Çivi Uygulamaları (İntramedüller Tespit)

Bu yöntemde elastik stabil intramedüller çivi veya titanyum elastik çivi kullanılmaktadır. Bu yöntem ile çevre yumuşak dokuya ve kemik üstündeki zara (periosta) minimal hasar verilir.

Bu sayede hızlanan kaynama süresi ve düşük enfeksiyon riski ile bu teknik tercih edilmektedir. Ayrıca ameliyat sonrasında omuz fonksiyonlarında hızlı gelişim diğer olumlu yönüdür.

Lakin ameliyatın teknik anlamda zor olması, konulan materyale karşı enflamasyon (iltihaplanma) başlama riski, ameliyat için daha geniş bir cilt alanı gereksinimi ve konulan materyalin (implant) daha sonra alınması gibi eksileri vardır.

Gebelikte Köprücük Kemiği Kırığı

Gebelerde ortopedik yaralanmaların nedeni değişmekle birlikte, hamile kadınlar motorlu taşıt kazalarındaki yaralanmalara karşı çok savunmasız kalırlar.

Maalesef birçok hamile kadın çarpışma sırasında emniyet kemeri takmamaları nedeniyle sadece köprücük kemikleri değil çoklu travmaya bağlı bir çok kemik kırığı yaşamaktadırlar.

En önemli faktör emniyet kemeri takmaktır. Hamile kadınlar genellikle emniyet kemeri takmazlar çünkü bunun bebeğe zarar verdiğini düşünürler. Anne ve bebek (fetüs) sağlığı için hamile kadınlar emniyet kemeri takmak zorundadır.

Köprücük kemiği kırığında omuz kol askısı ile kırılan kemikler ve omuz sabitlenir. Ağrı kesici ilaçlar gerektiği durumlarda kadın doğum uzmanı görüşü alınarak hastalara verilir.

Gerekli fizik tedavi egzersizleri için uzman bir fizyoterapist, hamile kadınların yaşına, kilosuna ve kırığın durumuna göre fizik tedavi programı oluşturmaktadır.

Eğer ameliyat gerekli ise kadın doğum ve ortopedi ve travmatoloji uzmanı gerekli bilgi alışverişini yaparak anne ve bebek için en iyi tedavi şeklini ortaya sunarlar.

Bebeklerde Köprücük Kemiği Kırığı

Doğum travmaları ile oluşan köprücük kemiği kırıkları yenidoğan dönemi içindeki en sık tedavi edilebilen ortopedik yaralanmadır.

Aşağıdaki durumlar doğum sırasında köprücük kemiği kırığı oluşum riskini artırır:

  • Özellikle doğum ağırlığı 4000 gram ve üstü olan bebeklerde
  • 37. haftadan önce doğan prematüre bebeklerde (kemik yapısı daha kırılgan ve hassastır)
  • Pelvis uyumsuzluğu yani bebeğin başının annenin pelvis yapısı ile uyumsuzluğu sonucunda normal doğum yapılamaması
  • Distosi (zor doğum), annenin sağlık problemleri (diyabet gibi) ya da aşırı kilosu

Yenidoğan bebeklerinin kemik yapısı çok incedir ve doğum kanalına takılarak ya da doğum sonrası düşme benzeri nedenler ile kolayca kırılabilmektedirler.

Günümüzde  tek taraflı köprücük kemiği  kırığı normal doğumun tahmin edilemeyen ve kaçınılamayan sık bir komplikasyonudur. Annelerin çok telaş yapmasına gerek kalmadan çoğunlukla köprücük kemiği kırığı iz bırakmadan ortalama 20 gün içinde iyileşmektedir.

Çocuklarda Köprücük Kemiği Kırığı

Büyüme çağındaki çocuklarda çok sık köprücük kemiği kırıkları yaşanmaktadır. Kırığın en büyük nedenleri düşme ya da omuz bölgesine alınan darbedir.

Çocuklarda kemik iyileşmesi veya kırılan kemiklerin kaynama süresi yetişkinlere göre çok hızlıdır. Çünkü, çocukların kemikleri üzerinde yer alan kemik zarı olarak bilinen periost çok kalındır.

Bu yüzden çocuklarda iyileşme kapasitesi çok yüksektir. Tüm köprücük kemikleri basit omuz kol askısı ve 8 bandaj uygulamaları ile düzgün bir şekilde kaynamaktadır.

Köprücük Kemiği Kırığı için Hangi Doktora Gidilir?

Kemik kırıkları ile ilgili bölüm Ortopedi ve Travmatoloji bölümüdür. Köprücük kemiği kırığından şüphelenen herkes en kısa zaman içinde ortopedi ve travmatoloji uzmanına görünmelidir. Bu şekilde doğru teşhis ve tedavi sağlanabilir.

Köprücük kemiği kırığı şüpheleniyorsanız ve  aşağıdaki belirtilere sahipseniz acil tıbbi müdahale gerekmektedir:

  • Düşme ya da ev tipi kazalardan sonra köprücük kemiği kırığı şüphesi yanında vücudun diğer kısımlarında yaralanma ve kırıklar var ise
  • Köprücük kemiği kırıklarında deri altında kemiğin kırılan parçaları bir kabarıklık ya da deriyi yırtacakmış gibi dışarıdan belli oluyor ise
  • Etkilen köprücük kemiği tarafındaki kolda uyuşukluk, karıncalanma veya renk değişikliği var ise
  • Kırık sonrası ani nefes darlığı ve göğüs ağrısı var ise
  • Darbe alan ya da yaralanan kemik çevresi hızlı ve kontrolsüzce şişiyor ise
  • Çok şiddetli bir ağrı kemik çevresinde, tüm omuz ve göğüs bölgesinde var ise
Makaleyi faydalı buldun mu?
15
0
Makeleyi Paylaşın

Köprücük kemiği kırığı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Köprücük Kemiği Kırığında Nasıl Yatılır?

Köprücük kemiği kırıklarında hastaların çoğu 8 bandajı ile omuz bölgesini sabitlenir ve gün boyu bu bandajı kullanılır. 8 bandajını uyguladıktan sonra yatış pozisyonuna dikkat etmek gerekir. Devamlı yatarken kürek kemikleri arasına rulo şeklinde havlu konulursa iki omuz arkaya doğru gerildiği için köprücük kemikleri üst üste binmesi biraz daha engellenmiş olur. Eğer hasta yastık ve diğer destekleyici ürünler ile omuzunu ve uyku pozisyonunu sabitler ise uyku sırasında 8 bandajı çıkarılabilir. Lakin uyku sırasında çok hareket eden kişilerde bu şekilde uyku hastaya ağrılı bir gece yaşatabilir.

Dr. Erhan İncel

Yetişkinlerde Köprücük Kemiği Kırığı Nasıl İyileşir?

Köprücük kemiği kırıklarında %90 oranında ameliyatsız bir iyileşme süreci vardır. 8 bandajı ve omuz kol askısı, köprücük kemiği kırıklarında çok yüksek oranda iyileşme sağlamaktadır. Bu uygulamalar ile hastanın omuz ve göğüs bölgesi sabitlenerek kemiklerin kaynaması hızlandırılmaktadır. 

Ağrılı ve rahatsız edici durumlarda doktor reçetesi ile hastalar ilaç kullanmaktadır. Eğer bu tarz tedavi şekilleri ile kemik kaynaması olmaz ya da yanlış kemik kaynaması olur ise cerrahi yöntemler gündeme gelir. Tedavi genellikle çocuklar için 2 ile 4 hafta arasında olurken yetişkinlerde bu süre 4 ile 8 hafta arasında değişmektedir.

Dr. Erhan İncel