Kemik Erimesi (Osteoporoz)

Kemik erimesi, kemiklerin zayıfladığı ve kırılma risklerinin fazla olduğu bir hastalık olup tedavisinde hastalığı azaltacak, durduracak şekilde ilaçlı yada ilaçsız tedavi uygulanır.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Nedir?  

Halk arasında kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz, kemiklerin ilerleyici olarak kademeli şekilde zayıfladığı ve kemiğin kırılma riskinde artışın olduğu hastalıktır. Kadınlarda daha fazla oranda görülmekle beraber erkeklerde de görülebilir. Bu kemiklerde kütlesel bir azalma görülmekle beraber mineral ve protein içeriği genelde normaldir. Kemiklerin görüntüsüne bakıldığında gözenekli kemikler olarak da bilinir. Vücutta bütün kemiklerde görülmekle beraber en sık omurga, kalça, ön kol ve bileklerde görülür.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Belirtileri Nelerdir? 

Osteoporoz (kemik erimesi) kişilerde yavaş gelişen bir hastalıktır. Kırık veya travma oluşmadan fark edilemeyebilir. Osteoporoz gelişen hastaların kemik yoğunluğunda görülen azalma sonucu hapşırma veya küçük bir yükseklikten düşme sonucun da bile kemiklerde kırılma görülebilir. Bu hastaların kemiklerinde görülen yoğunluk azalması sonucu şiddetli ağrılar yaşayabilir. Ayrıca bu belirtiler ağrı ile sınırlı kalmayabilir. Diğer belirtileri sıralayacak olursak;

  1. Diş etlerinde geri çekilme
  2. Elde kavrama gücünde azalma
  3. Tırnaklarda kırılganlık artışı
  4. Boy kısalması
  5. Kambur durmada artma
  6. Sırt ve bel ağrıları
  7. Boyun ağrısı
  8. Yürürken bacak ağrıların artması
  9. Kollarda ağrı
  10. Hapşırma veya alçak seviyeden düşme sonucu kırık oluşması

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Nedenleri ve Türleri Nelerdir?

Kemik dokusu sürekli bir yapım ve yıkım halinde olan aktif bir durumdur. Bazı hastalıklarda bu denge yapım yönünde artış gösterebilirken bazen de osteoporoz gibi hastalıklarda yıkım yönüne doğru kayabilir. Kadın ve erkek hastalarda kemik yoğunluğu 20-30 yaşlar arasında zirve seviyeye ulaşırken daha sonra yaşlılık dönemine kadar aşamalı olarak azalma gösterir. Yani yaşlandıkça sağlıklı insanda da görülen kemik yıkımı daha da hızlı devam eder.

 Menopoz sonrasında kadınlarda ise östrojen seviyesinde azalma görüleceği için kemikte yıkım olaylarının hızı daha da artar. Bu nedenler bununla sınırlı kalmamaktadır ve birçok sebep vardır. Osteoporoz türlerini de anlatarak sebep olan etkenlere daha da ayrıntılı bakalım.

  1. Primer (birincil) osteoporoz:Altta yatan metabolik bir hastalık olmaksızın sebebin tam olarak bilinemediği osteoporoz tipidir. Başlama yaşına göre 3 alt başlığa ayrılmaktadır.
    • Postmenopozal osteoporoz (menopoz sonrası osteoporoz): 40-70 yaş arası kadınlarda en sık görülen osteoporoz tipidir. Dünyada oldukça yaygın görülür. Bu hastalarda kemik kaybı yıllar önce başlamış olup menopoza yakın dönemlerde kemik yıkım hızı daha da artmıştır. Menopoz sonrasında ise osteoklast adı verilen kemik yıkımından sorumlu hücrelerin üzerinde engel görevi olan östrojen miktarının azalması ile beraber bu yıkım hızı menopoza yakın döneme göre daha da artmıştır. Kemik temel olarak 2 ana bölümden oluşmaktadır. Biri kortikal kemik olarak adlandırılan kemiğin dışını saran kısım biri de trabeküler kemik olarak adlandırılan kemiğin basınca baskıya göre şekil alan bal peteği şeklinde olan orta bölümüdür. Bu osteoporoz tipinde temel olarak yıkım Orta kemik kısmında görülür. Bu yıkım hızlı ve kısa sürede gerçekleşir. Orta kısmın artan yıkım sonucu yoğunluğu azalacağı için ufak bir travma sonucunda oluşan basınç sonucunda bile kemikte kırılma olabilecektir.     
    • Senil osteoporoz: 70 yaş üzeri kadın ve erkeklerde görülebilen osteoporoz tipidir.  Her 2 cinsiyette de eşit oranda görülmektedir. Kemiklerde yıkım hızı menopoz sonrası görülen osteoporoz tipine göre daha yavaştır ve senil osteoporozda hem bal peteği gibi olan orta kısım hem de kemiğin dış kısmını uzunlamasına saran bölge kaybı görülmektedir. Buna neden olan sebepler ise yaşa bağlı vücutta görülen kemik yapımında azalma olması ve vücudun kalsiyum metabolizmasından sorumlu olan paratiroit (PTH) hormon miktarının artmasıdır. Paratiroit hormon vücudumuzda kanda bulunan kalsiyum seviyesine göre tiroit bezinin arkasında bulunan 4 adet paratiroit bezinden salgılanır. Kalsiyum miktarı kanda düşük olursa paratiroit hormon üretimi artar. Kalsiyumun depo edilebildiği yerlerden kalsiyum kana verilir ve bunun yanında böbrekten kana kalsiyum emilimi artar. Kalsiyumun vücutta yoğun olarak bulunduğu yerlerin başında kemikler gelmektedir. Paratiroit hormonu artışı ile beraber kanda kalsiyum miktarını arttırmak için kemiklerde yıkım artacaktır. Yaşlanma ile beraber azalan kemik yapımının yanında paratiroit hormonu artışı ile beraber görülen kemik yıkım artışı sonucunda kemiklerin yoğunluğunda azalma meydana gelecektir. Bu nedenle hastada kemik erimesi yani osteoporoz görülecektir.
    • Juvenil (genç yaşta görülen) osteoporoz: Nadir görülen bir osteoporoz tipidir. Genellikle 8-14 yaş arası çocuklarda görülür. Erkeklerde daha sıktır. En sık görülen belirtisi yürüme ile artan kemik ağrısı ve sırt ağrısıdır. Ayrıca bu çocuklarda nadiren de olsa fiziksel şekil bozuklukları görülebilir. Tanısı genellikle küçük bir travma sonucu meydana gelen kırıktan şüphe edilmesi sonrası hastadan fiziksel öykü ve kemik mineral ölçümü sonrası konulur. Genellikle kendi kendine düzelen bir durum olduğu için tedavi gerektirmeyebilir. Ancak osteoporoz altta yatan başka bir hastalığa bağlı görülüyorsa o hastalığın tedavisi gerekmektedir.
  2. Sekonder (ikincil) osteoporoz:Altta yatan bir hastalığa bağlı gelişen osteoporoz tipidir. Altta yatan birçok sebep vardır. En sık rastlanılan neden ise glukokortikoid olarak adlandırılan steroidlerin fazlalığıdır.  Bu sebepleri daha da ayrıntılı incelemek istersek;
    • Hipogonadizm: Cinsiyet hormonları olarak da bilinen östrojen ve testosteron hormonlarının ve bunların salgılanmasını uyaran diğer hormonların azalması sonucu görülen kemik yapımında azalma ve yıkımında artmanın olduğu durumdur. Ayrıca bu cinsiyet hormonlarının azalmasına bağlı büyüme hormonu miktarında da azalma görülür ve bu da kemik yapımında azalmaya yol açar. 
    • Cushing hastalığı: Kortizol hormonu seviyesinde artış sonucu görülen bir hastalıktır. Kortizol fazlalığı sonucunda hem kemikte yapım azalacak hem de kemikte yıkımı artacaktır. Bu sebeple de kişide osteoporoz riskinde artış olacaktır.
    • Tiroit hormon fazlalığı: Tiroit hormon artışı sonucunda vücutta kemik yıkımı artacaktır. Ayrıca yapılan çalışmalar sonucunda tiroit hormonu fazla olan kişilerde kalça kırığında kırık oluşma riskinde artış gözlemlenmiştir. 
    • Diyabetus mellitus (DM-Şeker hastalığı):  Şeker hastalarında kemik kitlesinin hem trabeküler hem de kortikal kemik yönünde azaldığı gözlenmiştir. Bu durumun nedenleri arasında; beslenme yetersizliği, büyüme faktörlerinin azalması ve kemik yıkımında görevli etkenlerin aktivitesinde artış gözlemlenmesi yer almaktadır.
    • Kanser hastalıkları: Meme kanseri, prostat kanseri, multiple myelom, sistemik mastositoz, akut lenfoblastik lösemi gibi kanserler sonucunda kemik yıkımı artabilir ve hastada osteoporoz gelişebilir.
    • Gastrointestinal Hastalıklar: Sindirim sisteminde bir sorun olması nedeniyle temel olarak hastada kalsiyum ve D vitamini emiliminin azalması sonucunda kemik yıkımında artma ve kemik yapımında azalma görülür. Buna neden olan hastalıklar arasında; böbrek yetmezliği, çölyak hastalığı, primer bilier siroz, chron hastalığı, ülseratif kolit hastalığı, anoreksiya nevroza vb. hastalıklar yer alır.
    • KOAH hastalığı: KOAH ( Kronik Obsturiktif Akciğer Hastalığı) hastaları genellikle beslenme yönünden yetersiz ve zayıf hastalardır. Ayrıca hareketsizlik, ileri yaş, sigara kullanımı öyküsü ve tedavide kullanılan steroid ilaçlar osteoporoz riskini arttırmaktadır. 
    • Bağ doku hastalıkları: Romatoid artrit, osteogenezis imperfecta,  ankilozan spondilit, marfan sendromu, ehler danlos ve skleroderma gibi bağ doku hastalıkları sonucunda hastada kemik ve eklem hasarı ve tüm vücutta iltihabı bir yanıt olduğu için kemik yıkımı tetiklenmiştir.
    • Sigara kullanımı: Sigara kullanımı kadınlarda östrojen üretimini ve kullanımı azaltarak kemik yıkımını arttırıcı etkiye sahiptir. Ayrıca kadında erken menopoza neden olabileceği için östrojenin koruyucu etkisinin erken bitmesine neden olur. Tüm bu durumlar göz önünde bulundurularak denilebilir ki sigara osteoporoz riskini arttırır.
    • Alkol kullanımı: Alkol vücutta mineral ve vitaminlerin metabolizmasında değişimlere sebep olur. Bu nedenle de kemiklerin yapısında bulunan mineraller eksik olacağı için kemik kütlesinde azalma olacaktır. Ve kişide osteoporoz riskinde artış meydana gelecektir.
    • İlaçlar: Kortikosteroid ilaçlar, idrar söktürücüler, antikonvulsan ilaçlar, antiepileptik ilaçlar, heparin, lityum, aşırı doz A vitamini, tiroit hormonları gibi ilaçlar buna neden olabilir.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Risk Faktörleri Nelerdir?

Osteoporoz ( kemik erimesi) hastalığına neden olan birçok sebep olmakla beraber önemli birçok risk faktörü de yer almaktadır. Bu kişilerde osteoporoz oluşma riski normal sağlıklı kişilere göre daha fazladır. Bu risk faktörlerini incelemek gerekirse;

  • Yaş: Yaş arttıkça kişilerde kemik yapımı azalır ve kemik yıkım hızı artar. Yani yıkım yapımın önüne geçerek kemik yoğunluğu azalır ve kemiğin dış kabuğu incelir. Bu da kemikte kırılma riskini dolayısıyla osteoporoz oluşma riskini arttırır.
  • Cinsiyet: Osteoporoz temel olarak kadınlarda daha fazla görülen bir hastalıktır. Bunun başlıca sebepleri arasında kadınlarda kemik kitlesinin daha az olması ve kadınların yaşam süresinin erkeklerden daha fazla olması yer almaktadır. Ayrıca bir de menopoz sonrası östrojen seviyesinde düşme olması ile de kemik yıkımı kadınlarda artacaktır. 
  • Irk: Beyaz ırk ve Asyalılarda osteoporoz riski fazladır. Bunun nedeni olarak kemik kütlesinin ve kemik yoğunluğun farklı olması düşünülmektedir.
  • Genetik: Aile öyküsü osteoporoz hastalığında da önemlidir. Yani annenizde, teyzenizde, anneannenizde veya kardeşinizde osteoporoz ya da kalça kırığı öyküsü varsa sizde osteoporoz riski altındasınız. Bunu durumdan düzenli tetkiklerden geçerek ve çeşitli önlemler alarak korunabilirsiniz.
  • Doğum yapmama: Hamilelik sırasında kadında östrojen hormonu seviyesinde yükselme görülmektedir. Bu sayede de östrojenin etkisi ile kemik yapımı uyarılacak ve kemik yıkımı azaltılacaktır. Yani kemikler güçlenecektir. Doğum yapmayan kadınlarda bu östrojen seviyesi doğum yapanlara göre daha az seviyelerde olacağı için kısmen risk faktörü olarak sayılabilir.
  • Kalsiyum (Ca) ve D vitamini düşüklüğü: Kanda kalsiyum miktarının düşmesi ile kemiklerden kana kalsiyum çekilecektir. Yani kemiklerde yıkım olayları görülecektir. D vitamini ise kalsiyumun emilimi için gerekli bir vitamindir. D vitamini eksikliğinde kişide kalsiyum düşüklüğü görülebileceği için yine kemik yıkımı artacaktır. Yani kalsiyum ve D vitamini seviyelerinde düşüklük olması osteoporoz riskini arttıran sebeplerden biridir.
  • Kötü beslenme alışkanlığı: Aşırı derece zayıflık veya obezite kişide osteoporoz riskinde artışa yol açar.
  • Yetersiz egzersiz: Kişiler düzenli fiziksel aktivite ile osteoporoz ve kemik kırığı riskini önemli ölçüde azaltır. Kişide egzersiz alışkanlığı yoksa kemiklerde yıkım olayı hızlanacaktır. Ayrıca aşırı egzersiz durumlarında da kemik yıkımında artma söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle düzenli aşırıya kaçmayan bir egzersiz kemik sağlığı için oldukça önemlidir. 

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Teşhisi ve Tanı Yöntemleri

Osteoporozun erken tanı ve tedavisi çok önemlidir. Çünkü uygun tedavi ile erken müdahale edildiği zaman kemik yıkımı artmadan ve kemiklerin mimarisi önemli ölçüde bozulmadan hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir. Osteoporozlu hastalarda kemik yıkımı yavaş gerçekleştiği ve belirti vermediği için erken evrede tanı koymak zordur. Osteoporoz teşhisi sırasında kullanılan yöntemlere ve bu yöntemlerin ne işe yaradığına bakmak gerekirse;

  • Fizik muayene ve tıbbi öykü: Her hastalıkta olduğu gibi tanıda en önemli yöntemlerden biri fizik muayene ve hastanın tıbbi öyküsünün sorgulanmasıdır. Fizik muayene ile kemik ağrısı olan bölgeler sorgulanır, hastada kamburlaşma olup olmadığına bakılır, kan basıncı (tansiyon), nabız kontrolü yapılır. Hastanın öyküsüne gelince ne kadar egzersiz yaptığı, ailesinde osteoporoz veya kalça kırığı olup olmadığı, hastanın daha önce kırık geçirip geçirmediği, sigara ve alkol kullanımının olup olmadığı, doğum sayısı, menopoza girip girmeme durumu, devam eden kronik bir hastalığının olup olmadığı gibi bilgiler sorulur.
  • Direkt Grafi (Röntgen): Röntgen çekimleri osteoporoz teşhisinde rutin kullanılan bir test olmamakla beraber başka bir hastalığın tanısında veya hastada gerçekleşen bir kırık sonucunda görüntülenip incelendiğinde kemiklerin yapısında incelme ve bozulma görülürse kesin tanı için ileri tetkik istenebilir. Çünkü direkt grafilerde belirti olması için kemik yıkımının %30 ve üstünde olması gerekmektedir.
  • Bilgisayarlı Tomografi ve Manyetik Rezonans görüntüleme: Hastada nörolojik bulgular varsa ve omurga kırığından şüphe ediliyorsa kırığın şiddeti, kırığın bölgesel yeri, altta yatan bir kanser olup olmadığını belirlemek için kullanılabilirler.  
  • Tam kan sayımı: Hastada salgısal hastalıklar, kanserler, böbrek hastalığı ve diğer ikincil osteoporoz etkenleri varlığında hastanın D vitamini, kalsiyum değeri, tiroit hormon değerleri, iltihabi göstergeler, fosfor düzeyi ve albümin düzeyi gibi hususlara bakılır. Böylece ikincil osteoporoza neden olan etken belirlenebilir ve tedavisine başlanabilir.
  • DEXA (Dual Enerjili X-ray Absorbsiyometresi): Osteoporoz tanısında en güvenilir yöntemlerden biridir. Hastada omurga, kalça, uyluk (femur) ve ön kol kemiklerinin mineral yoğunluğu ölçülür. Ölçüm süresi 10 dakika gibi kısa bir süredir, her bölgeyi görüntüleyebilir ve az miktarda radyasyona maruz kalınır. Hastanın kemik mineral yoğunluğu genç erişkin sağlıklı bir bireyle kıyaslanır. Hastada kemik erimesi olup öğrenilir
  • Kantitatif Ultrasonografi (QUS): Topuk ultrasonu olarak da bilinen bu yöntem ile hastanın topuk kemiğine koyulan ultrason probundan çıkan ses dalgalarının kemikten geçerken uğradığı değişimlere göre değerlendirilen yöntemdir. Temel olarak kemik mineral yoğunluğunu ölçen bir yöntemdir. Yoğunluğu fazla olan kemikler ses dalgalarını cihaza daha hızlı yansıtacaktır.
  • Periferik Çift Enerjili X Işını Absorbsiyometri (pDEXA): DEXA cihazının taşınabilir bir tipidir. X ışınları aracılığı ile bilek ve topukta kemik yoğunluğu hakkında bildi verir. Hızlı ve doğru sonuçlar vermesine karşın pahalı bir testtir.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Tedavisi

Osteoporoz tedavisinde temel amaç kişide meydana gelen kemik yıkımını azaltıp ya da engelleyip kişide meydana gelebilecek kemik kırığını ve diğer komplikasyonları önlemektir. Ayrıca kemik yıkımını azaltmanın yanında kemik yapımının da arttırılması amaçlanmaktadır. Tedavide ilaç uygulamalarının yanı sıra kişinin klinik durumuna göre ilaç verilmeden diğer tedavi yöntemleri başlanabilir. Uygulanan tedavi yöntemleri şunlardır;

  1. İlaç kullanılmadan verilen tedavi yöntemleri:
    1. Kalsiyum içeren besinler: Yetişkin bireylerde 65-70 yaşına kadar ihtiyaç duyduğu kalsiyum miktarı ortalama 1000 miligram (mg) dır. Yaşlılık döneminde kemik yıkımı artacağı için bu ihtiyaç miktarı daha da artar. Kalsiyumdan zengin besinler ile beslenmek bunun için çok önemlidir. Bu besinlerden bazıları şunlardır; süt ürünleri, somon balığı, brokoli, fasulye ve baklagiller, karalahana, tahıllar…
    2. D vitamini: D vitamini vücutta kalsiyum emiliminde önemli görevi olan vitamindir. İnsanlarda günlük D vitamini ihtiyacı 400 IU kadardır. Bunun için günde 15 dakika güneş ışığı alınması kişilere tavsiye edilir. Ayrıca süt, yoğurt, karaciğer, yumurta sarısı, somon gibi gıdalar ile beslenerek de D vitamini alabilirsiniz. 
    3. Düzenli egzersiz yapmak: Haftada en az 3 gün 30 dakika süren egzersizler ile kemik yapımında artma ve yıkımında azalma sağlanabilir. Ayrıca yaşlı kadınlarda kalça kırığı riskinde azalma sağlanabilir. Özellikler menopoz dönemine yakın ve menopoz sonrası kadınlar için önemli bir tedavi yöntemidir. Aerobik, ağırlık kaldırma, yürüme, koşma, dans etmek ve tenis gibi sporlar önerilmektedir. Çok ağır egzersizler kişide osteoporoz riskini arttırabileceğinden tavsiye edilmez.
    4. Sigara ve alkol kullanımını bırakmak: Sigara ve alkol kemik yıkımını hızlandıran etkenlerdendir. Bu nedenle kişiler bu alışkanlıklarından vazgeçerek kemik yıkımını azaltabilir.
  2. İlaç tedavisi: Hastalarda kırık riskini azaltmak ve kemik yıkımını azaltmak için ilaç tedavisine başlanabilir. Özellikle de kadın hastalarda kırık oluşumu varsa ve ikinci bir kırık oluşma riski yüksekse ilaç tedavisi verilmelidir. İlaç tedavisinde ek olarak FRAX ( Fracture Risk Assessment Tool) denilen 10 yıllık kalça kırığı ve 10 yıllık kırık oluşma riskini gösteren skorlama tablosu dikkate alınmaktadır. Bu FRAX skorlama tablosunda şu maddeler dikkate alınır;
    1. İleri yaş
    2. Geçirilmiş kırık öyküsü
    3. Steroid tedavisi
    4. Ailede kalça kırığı öyküsü
    5. Düşük kilo
    6. Sigara kullanımı
    7. Alkol kullanımı
    8. Romatoid artrit öyküsü
    9. Sekonder (ikincil) osteoporoz nedenler

Bu değerlendirme sonucu hastada 10 yıllık kalça kırığı riski %3 ten fazla ise ve 10 yıllık kırık riski % 20 den fazla ise tedavide dikkate alınmalıdır.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) İlaçları

Yukarıdaki hususları göz önünde bulundurarak ilaç tedavisi verilebilir. Kemik erimesi için kullanılan ilaçlar şu şekilde sıralanabilir:

Bisfosfonatlar: Osteoporoz tedavisi ve korunmasında önemlidir. Kemik kırılma riski yüksek olan hem erkek hem kadınlarda en çok kullanılan ilaçlardan biridir. Kemik yoğunluğunda artış sağlar.

Yan etkiler: mide yanması, karın ağrısı, mide ekşimesi, bulantı, ateş, baş ağrısı

Selektif Östrojen Reseptör Modülatörleri (SERM): Osteoporoz önleme ve tedavisinde etkili ilaçtır. Kemiklerde mineral yoğunluğunu arttırır ve omurgada oluşabilecek kırık riskini azaltır. Ayrıca kadınlarda meme kanseri gelişme riskini azaltır ve LDL kolestrol (kötü huylu kolestrol) seviyesinde de azalma sağlar.

Yan etki: tromboz riskini arttırabilir, sıcak basması yapabilir

Östrojen tedavisi: Östrojen tedavisi ile kalça ve omurga kırığı riskinde azalma sağlanabilir. Menopoza henüz girmemiş ve kemik yıkımını engelleyici diğer tedavileri kaldıramayan hastalarda kullanılabilir. 

Yan etki: inme, tromboz (pıhtı), meme kanseri riski artabilir, rahim kanseri riski artabilir

D vitamini: D vitamini azlığında kişilerde kalsiyum emilimi bozulacağı için D vitamini eksikliğini gidermek tedavide önemlidir.  D vitamini verilen hastalara ayrıca kalsiyum bakımından düşük diyet önerilmelidir.

Monoklonal antikor ilaçlar: Kemik yıkımında görevli hücrelerin aktivitesini azaltarak kemik yıkımını azaltır. Kalçada, uyluk kemiğinde ve omurgada kemik yoğunluğunu arttırır. Bunu alan bireyler bu tedaviye uzun süre devam etmek zorunda kalabilir. İlaç bırakıldıktan sonra omurga kemiklerinde kırık riskinde artış görülebilir. Bu tedaviyi alacak hastalar mutlaka tedaviye başlamadan önce diş hekimine muayenesi yapılmalıdır ve ilacı kullandığı müddette düzenli olarak diş hekimine muayene edilmelidir.

Teriparatid: Teriparatid parathormon benzeri etki gösterir. Parathormon normal dozlarda kemik yapımını uyarırken, aşırı artış gösterdiği zaman kemik yıkımını uyarır. Teriparatid kemik yapımını uyararak kemiklerde büyüme sağlar. Cilt altına enjekte edilir.

Zoledronic asit: Kemik erimesi iğnesi olarak bilinen ve yılda bir uygulanan bir tedavidir. Bu madde kemik erimesi hastalarında yeni sayılabilecek bir yöntemdir.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Tedavi Edilmezse Ne Olur? (Komplikasyonları)

Osteoporozun temel ve en önemli komplikasyonu kırık riskinde artıştır. Bu kırık geliştiği bölgelere göre hayati riskler taşımaktadır. Özellikle kalça ve omurga kırıklarında hastada sakatlık ve ölüm gibi riskler görülebilmektedir. Bu kırıklara en sık düşme ve travma durumları neden olmaktadır. Ancak kemik yoğunluğunun ciddi derecelerde azalması durumunda hapşırma ve kanepeden inme gibi küçük travmalarda dahi kırık oluşabilir.

Kırık riskinin artışının yanında kemiklerde ciddi ağrılar da görülebilmektedir. Kişide hareket ederken, yürürken, merdiven çıkarken ve ev işi yaparken ciddi ağrılar hissedilebilir. Buda kişide günlük hayatında ve çalışma hayatında aksamalara neden olabilir.  

Kemik Erimesine (Osteoporoz) Ne İyi Gelir?

İkinci olarak ise fiziksel olarak aktif olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki düzenli bir egzersiz ile kemik yıkımı önemli derecede azaltılıp kemik yapımının artması sağlanabilir. Ayrıca düzenli bir egzersiz ile kilo kontrolü sağlanabileceği için kemiklerin maruz kaldığı ağırlık basıncı azalacaktır. Sonuç olarak da kemiklerde kırık oluşma riskinde azalma sağlanacaktır. Sonraki konu ise egzersizin yanında olmazsa olmaz beslenme alışkanlığıdır. Kişiler sağlıklı bir diyet ile kilo kontrolüne yardımcı olmak zorundadır. Sebze tüketimi arttırılmalı, kepekli tahıllar tüketilmeli, magnezyum ve potasyum alımı için meyve tüketilmelidir. Sağlıklı protein ve yağlar ile beslenilmelidir.

Kemik Erimesine (Osteoporoz) Ne İyi Gelmez?

Osteoporoz tedavi edilmediği ve hasta osteoporoz için riski arttıran faktörlerden uzak durmadığı müddetçe ilerleyecek ve gelişen kırıkların ciddiyetine bağlı olarak ölüm riski taşıyacaktır. Bunun için kişinin dikkat etmesi gereken önemli noktalar vardır. 

En önemli konulardan biri yaşam tarzıdır. Hasta sigara ve alkol kullanıyor ise mutlaka bunları bırakmalıdır. Çünkü sigara ve alkol kullanımının kişilerde kemik kırığı ve osteoporoz riskini arttırdığı bilinmektedir. 

Ayrıca önemli konulardan biri de aşırı miktarda kafein kullanımıdır. Aşırı miktarda kafein alımı idrarla atılan kalsiyum miktarını arttırabilir ve vücutta kalsiyumun azalmasına yol açabilir. Bu nedenle başta kahve olmak üzere kafein içeren içeceklerin sağlıklı miktarda kullanımına dikkat edilmelidir. Bunun yanında kalsiyum ve D vitamini içeren besinlerden zengin beslenme ile de kemik yapımı arttırılabilir. D vitamini üretimi için günde 15 dakika güneş ışığına maruz kalmanın yararı da unutulmamalıdır.

Osteoporoz hastalarında kemik yoğunluğu önemli ölçüde zayıflayabildiği için bu hastaların düşme sonrası kırık oluşma riski oldukça fazladır. Bu kırık kalça kırığı ve uyluk kemiği gibi kırıklar ise hastanın iyileşmesinde uzun süreli yatak istirahatı gerekecektir. Bu da uzun süreli hareketsizlik demektir. Bu hareketsizlik sonucunda hastada pıhtı oluşma riski artar yani ciddi ölüm riski ile karşı karşıya kalınabilir.

Bu nedenle hastanın düşme riski önlenmelidir. Bunun için kaygan halılar kullanılmamalı, hastanın gözlük kontrolü düzenli olarak yapılmalı, banyolara tutunma çubukları konmalı, evin ışıklandırması iyi olmalı, hastanın takılıp düşebileceği cisimler ve kablolar ortadan kaldırılmalı, hastanın başucunda fener bulundurulmalı ve hastanın ilaçları arasında baş dönmesi yan etkisi olan bir ilaç varsa mutlaka doktoru ile görüşülmelidir. Dışarıda yürüyüş yaparken ise baston gibi destek aparatları ile düşme riski azaltılabilir.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) ve Erkekler

Osteoporoz kadınlarda olduğu gibi erkekler içinde önemli bir sağlık problemidir ve ciddi sorunlara neden olabilir. Yapılan araştırmalara göre erkeklerin üçte birinde osteoporoza bağlı kırık riski olduğu görülmüştür ve bu risk giderek artmaktadır. 

En ciddi kırık riski olan yerler kadınlarda da olduğu gibi kalça ve omurga kemikleridir. Kalça ve omurga kırığı riski beyaz erkeklerde siyah erkeklere göre çok daha fazladır. Erkeklerde osteoporoz yapan sebeplerin başında yaş ilerlemesi nedeniyle testosteron, adrenal androjen hormonlar, büyüme hormonu gibi hormonlar azalacağı için kişide kemik yapımı azalacak ve kemik yıkımı artacaktır. Testosteron miktarı sağlıklı bir erkekte kemik yoğunluğunun en önemli belirleyicilerindendir. Kalça kırığı yaşanan erkeklerden alınan örneklere bakıldığında %60 civarı hastada testosteron düşük seviyede bulunmuştur.

Erkeklerde yaşam süresinin ortalama olarak kısa olması, kemik kitlesinin daha fazla olması, menopoz gibi kemik yıkımının hızlandığı dönemin olmaması gibi etkenler nedeniyle kırık riski kadınlara göre daha azdır. Risk faktörleri, ikincil sebepler ve tedavi yönünden kadınlar ile benzerdir.

Çocuklarda ve Bebeklerde Kemik Erimesi (Osteoporoz)

Çocuklarda kemik erimesi nadir görülür. Erken yaşlarda görülebilen bu formun adı juvenil kemik erimesi olarak geçer. Çocuklardaki kemik yoğunluğunu ve yapısını etkileyen asıl hastalık raşitizmdir. Osteomalazi D vitamini eksikliği veya D vitamininin emiliminde ve üretilmesinde bozukluk olması sonucu kemiklerin yeteri kadar olgunlaşamaması sonucu tam anlamıyla olgunlaşmayan kemik hücrelerinin artışı ile karakterize hastalıktır. Çocuklarda büyüme plaklarının da etkilendiği görülen formu ise raşitizm olarak adlandırılır.  

Osteomalazi hastalarında kemiklerin dayanıklılığı azalarak yaygın kemik ağrıları ve kuvvet kaybı görülebilir. Nedenleri arasında D vitamini eksikliği, D vitamini emilim bozukluğu, karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği ve bazı ilaçlar sayılabilir.  

Yani raşitizm ve osteoporozun nedenleri ve belirtileri kısmen birbirine benzese de kemikte görülen olaylar farklıdır. Osteoporozda  kemikte mineral yoğunluğu olayında sıkıntı yokken kemiğin yapısı ve yoğunluğu bozulmuştur.

Hamilelerde Kemik Erimesi

Hamilelik boyunca östrojen seviyelerinde artış olur. Bu artış kadında kemik yapısını koruyan bir etkiye sahiptir. Bu hormon kemik yapımını tetikler ve yıkımını azaltır. Böylece kemikler güçlenir. Hatta doğum yapmamış kadınlar bu anlamda daha dezavantajlı sayılabilir.

Ek olarak kemik erimesi genellikle ileriki yaşlarda görülür. Gebelik geçirilebilecek yaşlarda yaşanma ihtimali düşüktür. Bu ancak altta yatan başka bir hastalık varsa mümkün olabilir ve nadirdir. 

Hamilelikte kemik erimesi olan kadınların mutlaka doktor kontrolünde olması gerekir. Çünkü kemiklerin taşıdığı yük artmıştır.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) için Hangi Doktora Gidilmeli? 

Osteoporoz (kemik erimesi) gelişen hastalar genelde bir kırık ya da şiddetli ağrı gelişmediği sürece hastalığını fark etmeyebilir. Bu nedenle şiddetli sırt, bel ve boyun ağrısı varsa, kollarda ve bileklerde ağrı varsa, ailede kemik erimesi veya kalça kırığı öyküsü varsa, ufak bir travma sonucu kırık olmuşsa doktora gitmek gerekir. Özellikle 40 yaş üstü menopoza girmiş kadın hastalar başta olmak üzere aynı belirtilere sahip erkek hastalarda uzman doktora başvurmalıdır.

Osteoporoz (kemik erimesi) kemikleri etkileyen bir hastalık olmak üzere birçok sebep sonucunda oluşan bir hastalıktır. Hastalar bu nedenle başka bir hastalık için bile doktora başvursa farklı bölümler tarafından şüphe edilebilir ve teşhisi konabilir. 

Bu hastaların belirtileri kendilerinde görmesi veya aile öyküsü olması sonucunda şu bölümlere başvurabilir;

  • Ortopedi doktorları
  • Fiziksel tıp ve rehabilitasyon doktorları
  • Endokrinoloji doktorları
  • Romatoloji doktorları
Makaleyi faydalı buldun mu?
4
0
Makeleyi Paylaşın

Kemik erimesi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Kemik Erimesi Öldürür Mü?

Kemik erimesi direkt olarak ölüme neden olan bir hastalık değildir. Ancak riskli kemiklerde kırık olması ve tedavi zamanında görülen bazı riskler sonucunda ölüm riski artabilir. Bu riskli kemik bölgeleri arasında kalça kırıkları, omurga kırıkları ve uyluk kemiği yer almaktadır. Bu kırıkların tedavisinde hastada uzun süreli yatarak dinlenme zorunlu olduğu için pıhtı oluşma riskinde artış görülür. Bu pıhtıda akciğerlere, beyine ve diğer hayati bölgelere giderek hastayı öldürebilir.

Dr. Murat Doğru

Kemik Erimesi Ağrı Yapar Mı?

Kemik erimesi, kemik yoğunluğunu azaltacağı için kemiklerde incelmeye ve kemik içindeki dokularda hasara neden olur. Böylelikle kemiklerde dayanıklılık azalır ve kırık riski artar. Ayrıca hastada ciddi kemik ağrıları görülür.

Dr. Murat Doğru

Kemik Erimesi Nasıl Önlenir?

Kemik erimesini önlemede önemli yerler başlıca şunlardır; diyete dikkat etmek, sağlıklı beslenmek, yeterli kalsiyum ve D vitamini almak, spor yapmak, sigara ve alkol kullanmamak gibi. Bu konulara dikkat edildiği zaman ve düzenli doktor kontrolleri ile kemik erimesi önlenebilir.

Dr. Murat Doğru

Kemik Erimesi Durdurulabilir Mi?

Kemik erimesi olan hastalar yaşam şekillerine dikkat ederek verilen tedaviye uyarak kemik erimesi hızını yavaşlatabilir. Ancak kemik erimesi zaten biyolojik bir olay olduğu için tamamen durdurmak mümkün değildir. Hasta verilen tedaviye uyarak ve risk faktörlerine dikkat ederek hem gelişebilecek komplikasyonların hem de belirtilerin görülmesinin önüne geçebilir.

Dr. Murat Doğru

Sigara Kemik Erimesi Yapar Mı?

Sigaranın kemik erimesi üzerindeki etkisi göz ardı edilemezdir. Sigara östrojen üretimini ve kullanımı azaltır. Bu etkisi sonucunda da kemikte yıkım olayları artar ve osteoporoz gelişebilir. Kişiler osteoporozu önlemede ve osteoporoz tedavisinde mutlaka sigara kullanımını bırakmalıdır.

Dr. Murat Doğru

Kemik Erimesi Genetik Mi?

Kemik erimesi genetik temelleri olan bir hastalıktır. Annede, anneannede, teyzede, kız kardeşlerde kemik erimesi varsa yüksek ihtimalle sizde de görülecektir. Ancak risk faktörlerinden korunarak bu riski çok az seviyelere indirebilirsiniz.

Dr. Murat Doğru

Kola Kemik Erimesi Yapar Mı?

Kolanın kemik erimesi üzerindeki hızlandırıcı etkisi kafein miktarının fazla olmasıdır. Kafein fazlalığı idrar ile vücuttan atılırken bir miktar kalsiyumun da idrarla atılmasına neden olur. Vücutta kalsiyum azalması sonucunda da kemiklerden kana kalsiyum geçişi hızlanacak bu da kemik yıkımı ile olur.

Dr. Murat Doğru

Erkeklerde Kemik Erimesi Olur Mu?

Kemik erimesi erkeklerde de görülen bir hastalıktır. Ancak erkeklerde kadınlara göre daha az sıklıkta görülür. Bunun nedenleri arasında erkeklerde yaşam süresinin kısmen daha kısa olması ve erkeklerde kemik kütlesinin daha fazla olması yer alır. Belirtileri ve tutulum bölgeleri kadınlar ile aynıdır. Tedavide hemen hemen aynı yöntemler yer alır

Dr. Murat Doğru

Türk Kahvesi Kemik Erimesi Yapar Mı?

Türk kahvesi içeriğindeki kafein nedeniyle kemik erimesinde risk faktörü olarak sayılabilir. Ancak bunun görülebilmesi için belli bir dozu aşmak gereklidir. Uzman doktorlara göre günde 2 fincan kahve sağlığa olumlu yönde etkiler yapar. Ancak daha fazla sayıda kahve içildiği zaman kafein alımı artacağı için kemik erimesi ve aynı zamanda çeşitli kalp damar hastalıkları için risk artabilir.

Dr. Murat Doğru

Kortizon Kemik Erimesi Yapar Mı?

Kortizon, hidrokortizon ve deksametazon gibi kortikosteroid gibi maddeler kemikte yapımı azaltıp yıkımı arttırabileceği için kemik erimesi yönünden risk faktörüdür.  Özelikler kortizon gibi steroid ilaç kullanan kişilerde bu ilaçlar hemen değil doz azaltarak kesilmelidir.

Dr. Murat Doğru

Kadınlarda Kemik Erimesi Kaç Yaşında Başlar?

Kemik yoğunluğu kadınlarda 30 yaş civarında zirve noktaya ulaşır. Bu dönemden sonra kemik yapım- yıkım dengesi yıkım yönüne kayar ve kemik yıkımı artar. Menopoza yakın dönemde ve menopoz sonrası dönemde ise östrojenin kemik yıkımı üzerindeki baskılayıcı etkisi ortadan kalkacağı için kemik yıkımı artış gösterir.

Dr. Murat Doğru