Burun İçinde Yara

Burun içi yara oluşumları, burun mukozasında meydana gelen her türlü tahribat anlamına gelmektedir. Alınan travmalar, altta yatan sağlık sorunları, alerjik problemler ya da mikroorganizmalara bağlı olarak oluşur. Burun mukozası oldukça hassas ve duyarlı bir bölge olduğu için şiddetli acı duyumuna yol açabilir. 

Mukoza doku, mukus (sümüksü yapışkan salgı) üretmekten sorumlu olan üst deri katmanıdır. Mukus salgısı, havada bulunan zararlı mikroorganizmaların ve toksik maddelerin solunum sistemine geçiş yapması engeller. Aynı zamanda burun içinin nemli kalmasını sağlayarak kuruluğu ve tahrişleri önler. Mukus sıvısının kuruması burunda sertlik, tıkanıklık ve kabuklanma hissi yaratabilir. Bu durum tamamen normaldir ve burun içinde yara oluşumuna sebep olan bir durum değildir. Ancak kuruyan mukusu temizlemek için sert mendillerin kullanılması, çok şiddetli şekilde sümkürülmesi ya da kirli ellerle burun temizliğinin yapılması görülen yaraların en yaygın sebebidir. 

Burun içi yaraları kanser, çevredeki havanın kuruluğu, sinüzit hastalığı, uçuk virüsü, alerjik hastalıklar, yaralanmalar, geçirilen kazalar ve uzun süre kullanılan burun spreyleri nedeniyle meydana gelebilir. Aynı zamanda burun etlerinde büyüme ya da burun kemiğinde eğrilik olan kişilerde görülme riski daha yüksektir. Oluşan yaraların sebebi, endoskop ile yapılan muayenenin ardından net bir şekilde belirlenir ve en etkili tedavi planı hazırlanır. Tedavinin ihmal edilmesi ise yaraların kronik bir hale gelmesine yol açarak kanamalara, solunumun güçleşmesine, yara dokusunun genişlemesine ve ileri evrelerde kanserleşmesine yol açabilir. Bu nedenle burun içi yaralarının kesinlikle ihmal edilmemesi ve en kısa sürede tedavi edilmesi oldukça önem taşımaktadır. 

Burun İçinde Yara Belirtileri

Burun içi yaraları genellikle kendilerini acı duyumu ve burun mukozasında oluşan kabuklanma ile belli eder. Eşlik eden belirtiler, yara oluşumuna yol açan sebeplere bağlı olarak kişiden kişiye göre farklılık gösterir.

Burun içi yaralarının genel belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:

• Burunda Kuruluk: Burun yaralarına en sık eşlik eden semptomların başında gelmektedir. Kuruluk sorunu, burun mukozasında kuru ve gergin bir his oluşmasına neden olur. Özellikle nazal spreylerin uzun süre kullanılması, nem oranı düşük ortamlarda bulunulması ve çeşitli ilaçların kullanılmasına bağlı olarak görülen burun yaralarında sık karşılaşılan bir belirtidir.
• Burun Tıkanıklığı: Nezle, sinüzit ve alerjik rinit gibi mukus artışına ve yaralara sebep olan hastalıklarda burun tıkanıklığı da sıklıkla görülen belirtiler arasındadır. Tıkanıklığın giderilmesi için uzun süre ve fazla dozda burun spreyi kullanılması yaraların iyileşmesini engelleyeceği için kullanım şekline dikkat edilmelidir.
• Burun Kanaması: Burun yaralarında en sık görülen belirtilerden biri de kanamalardır. Buruna alınan bir darbe ya da oluşan çatlak ve çizikler kanamaya yol açarlar. Bu kanamaların ciddiyeti yaranın boyutuna göre değişir. Durmayan kanamalar çok sık görülmezler. Genellikle az miktarda kanama olur. Bu sırada başı öne eğip burnun iki yanına işaret ve baş parmakla bastırmak gerekir. Başı geriye doğru yatırmak kanın göllenmesine sebep olabilir.
• Acı ve Sızlama Hissi: Burun mukozası son derece hassas bir yapıdır. Orada oluşan kuruluk, travma ya da şişlikler ağrıya ve sızlamaya sebep olur. Yaralar iyileştiklerinde acı ve sızlama da ortadan kalkar. Bunun için yaraya sebep olan etken ortadan kaldırılmalı ve yara kabuğuna müdahale edilmemelidir.
• Şişlik: Burunda meydana gelen şişliklerin tümörler, travmalar ve uçuk gibi pek çok sebebi olabilir. Bu şişliklerin bir hafta içinde iyileşmeleri beklenir. Şişliği sivilce gibi sıkmak ya da delmek son derece tehlikelidir. Eğer evde uygulanan tedavilere rağmen bir hafta içinde iyileşme görülmezse doktora başvurulmalıdır. 

Yara oluşumları burunda tıkanıklık ve doluluk hissi yarattığı için genel bir rahatsızlık vermesi tamamen normaldir. Ancak solunumu rahatlatmak ve tıkanıklık hissini gidermek için yaraların koparılması sonucunda burun kanaması, yaranın büyümesi, kronikleşmesi ve kanserleşmesi gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Burun yaralarının iyileşmesi ile birlikte, eşlik eden semptomlar da tamamen giderilmiş olacaktır. Bu nedenle tedavi sona erene kadar yara dokusunun koparılmaması ve hekim tarafından önerilen tedavinin düzenli şekilde sürdürülmesi hayli önem taşır. 

Burun İçinde Yara Nedenleri

Burun içi yaralarının en sık görülme sebebi, burun temizliği yaparken sert dokulu mendillerin kullanılması ya da doğrudan parmakların kullanımıyla sert bir temizleme işleminin yapılmasıdır. Özellikle kirli ellerin burun içine temas ettirilmesi, yüzeylerden bulaşan mikroorganizmaların burun mukozasına bulaşmasına ve enfeksiyon oluşumlarına yol açabilir. Bu durum sonucunda ise burnun iç yüzeyinde yaralar meydana gelir.

Burun içi yaralarına neden olan diğer sebepler ise şu şekilde sıralanabilir:

• Travmalar: Burun içi oldukça hassas bir yapıya sahiptir. Burada meydana gelen travmalar cilde zarar vererek yaralara sebep olabilir. Buruna alınan sert darbe, temizlik sırasında tırnakların çizik oluşturması, burnu çok sık kaşımak ve silmek gibi davranışlar sonucunda kanama olabilir. Buna bağlı olarak oluşan kabuklar yaranın iyileşme döneminde olduğunu gösterir. Kabukları koparmak yaranın tekrar açılmasına sebep olacağı için yanlış bir davranıştır.
• Sinüzit: Yüz ve kafa kemiklerinin arasında sinüs adı verilen boşluklar bulunur. Burada oluşan iltihaplanmaya sinüzit adı verilir. Enfeksiyona yol açan bakterilerin sinüslerdeki tıkanıklık nedeniyle hızla üremesi ve burun içerisine yayılması sonucunda yara oluşumu görülebilir. Sinüzitin tedavi edilmesi ile birlikte burun içi yaraları da iyileşme gösterecektir.
• Nemsiz Ortamlar: Nem oranı düşük ortamlardda bulunmak ve sıcaklık gibi faktörler burun içinde kurumaya yol açar. Kuruluk sonucunda hassaslaşan ciltte çatlaklar ve kanamalar olabilir. Kanama sonucunda oluşan yara kabukları koparılmamalıdır.
• Uçuklar: Herpes Simpleks Virüsü (HSV) uçuklara sebep olur. Uçuklar kısaca içi şeffaf renkteki sıvıyla dolu olan kabarcıklar olarak tanımlanabilir. Son derece ağrılı olabilirler. Eğer enfekte olurlarsa derin yaralara sebep olurlar. Enfekte olmadıkları halde yaklaşık olarak bir haftada iyileşirler.
• Alerjik Rinit: Nezle ile benzer belirtilere sebep olan bu hastalık alerjiye sebep olan etkene göre mevsimsel ya da sürekli olabilir. Polen ve toz gibi maddeler burun içine girdiklerinde mukoza hassaslaşır ve şişer. Burun akıntısı ile beraber iltihaplanma da görülebilir. Bu süreçte burnu temizlemek için sürekli mendil kullanmak yara oluşumunu hızlandıracağı için alerji ilaçları kullanılmalı ve burun yıkanarak temizlenmelidir.
• Burun Tümörü: Burnun içinde oluşan şişlikler her zaman ciddiye alınmalıdır. Eğer oluşan şişliklerin kaynağı bilinmiyorsa ve kendiliğinden iyileşmiyorsa bir uzmana danışılmalıdır. Bu tümörler iyi huylu ya da kötü huylu olabilirler. Şişliğe ek olarak ağrı, kanama ve burun akıntısı da görülür. 
• Uzun Süre Burun Spreyi Kullanmak: Burun spreylerinin uzun zaman kullanılması, burun içinde kuruluğa yol açar. Kuruyan mukozada oluşan çatlaklar kanamalara sebep olur. Kanama sonrasında oluşan kabuklar iyileşme süresi tamamlanınca kendiliğinden düşerler. Erken dönemde kabuklara müdahale etmek yaranın ilerlemesine ve enfeksiyon gelişmesine sebep olur.

Burun içi yaraları altta yatan sağlık sorunları ya da çevresel sebeplere bağlı olarak gelişmektedir. Yara oluşumuna sebep olan sebepler belirlendikten sonrasında kalıcı ve en etkili tedavi seçeneğinin belirlenmesi mümkün olacaktır.

Burun İçinde Yara Teşhisi

Burun içinde oluşan yaralar, konumlarına bağlı olarak farklı şekillerde teşhis edilebilir. Burun deliklerine yakın olan yaralar fiziki muayene sırasında gözle görülebilir. Ancak yaranın konumu, derinliği, büyüklüğü ve yol açtığı semptomların detaylı şekilde incelenebilmesi için tıbbi görüntüleme tekniklerinden yardım alınması gerekecektir. Burun içindeki yaraların teşhisinde başvurulan yöntemler genel olarak şunlardır:

• Fiziki Muayene: Hastanın şikayeti öğrenildikten sonra uzman hekim tarafından fiziki bulgular değerlendirilir. Burunda şişlik olup olmadığı, yaranın gözle görülüp görülmediği ve enfeksiyon belirtilerinin olup olmadığı kontrol edildikten sonrasında gerek görülürse endoskopi işlemi uygulanır. Yüzeysel ve yanlış temizlik alışkanlıklarına bağlı olarak gelişen yaralar için genellikle fiziki muayene yeterli olmaktadır.
• Burun Endoskopisi: Burun içi dokularının endoskop adlı tıbbi cihaz ile doğrudan görüntülenmesi işlemidir. Endoskop, ucunda hassas bir kamera bulunan ve kolayca bükülmeyen ince bir cihazdır. Kameradan alınan görüntü monitöre aktarılarak detaylı analiz yapma imkanı tanır. Burun kanatlarından daha içeride olan ya da sık sık kendini tekrarlayan yaraların muayenesinde mutlaka endoskopi işlemi uygulanır. İşlem öncesinde anestezik ilaçlarla ıslatılan pamuklar burun içerisine yerleştirilir ve bölge uyuşana kadar bekletilir. Bu sayede işlem sırasında acı duyulması engellenmiş olur.

Burun içinde yara oluşumu alerjik problemlere ya da kanser hücrelerine bağlı olarak gelişiyorsa, hasta ilgili branş hekimlerine yönlendirilir. Bu durumda alerji testleri ya da biyopsi işlemleri gibi ilave tetkikler istenerek hastalıkların teşhisi doğrulanabilir. Teşhis aşamasında başvurulacak yöntemler, burun içi yaralarına yol açan sebeplere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. 

Burun İçinde Yara Tedavisi

Burun içindeki yaralar genellikle ilaç kullanımı ile ayakta tedavi edilir. Ancak yara dokusu kanser hücrelerine bağlı olarak gelişmişse onkolojik tedavilerin ya da cerrahi operasyonların uygulanması gerekecektir.

Burun içi yaralarının tedavilerinde başvurulan yöntemler genel olarak şu şekilde açıklanabilir:

• Farmakolojik Tedavi: Burun içi yaralarının iyileştirilmesi için ilaç kullanılması anlamına gelir. Burun içi yara spreyi, burun içi yara merhemi, anestezik merhemler, antibakteriyel kremler, antibiyotik ilaçlar, antiviral (virüs etkilerini engelleyen) oral tabletler ve alerji ilaçları en sık başvurulan farmakolojik ürünler arasında yer alır. Reçete edilecek olan ilaçlar yaranın türüne, tekrarlayıp tekrarlamadığına, ne kadar süredir var olduğuna, konumuna, fiziksel özelliklerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. 
• Onkolojik Tedaviler: Burun kanseri nedeniyle görülen yaraların tedavisinde kullanılır. Kanserin türüne, evresine, yayılma gösterip göstermediğine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak kemoterapi ya da radyoterapi seçenekleri değerlendirilir. Ancak bu tedavilerin yetersiz kalacağı düşünülüyorsa ve tümöral oluşumun alınmasına karar verilirse cerrahi operasyonlar uygulanmalıdır. Ardından ihtiyaç duyulursa yeniden kemoterapi ve radyoterapi seçenekleri değerlendirilecektir.
• Cerrahi Operasyonlar: Onkolojik tedavilerde olduğu gibi burun kanserinde başvurulan bir yöntemdir. Teşhis edilen kanserli dokuların cerrahi yöntemlerle vücuttan çıkarılması prensibiyle uygulanır. Alınan dokuya bağlı olarak, operasyon sonunda yama işlemi uygulanması gerekebilir. Bunun için vücuttan alınan deri dokusu, operasyonun yapıldığı bölgeye nakledilir ve anatomik bütünlük yeniden kazandırılmış olur. 

Burun içi yaralarının tedavisinde başvurulan yöntemler, yara oluşmasına neden olan sebeplere bağlı olarak değişiklik gösterir. Yaralar altta yatan farklı sağlık sorunlarına bağlı olarak meydana geliyorsa, öncelikle bu hastalıkların tedavi edilmesi gerekir. Bu sayede burun yaraları kendini tekrarlamaz ve kesin tedavisini sağlamak mümkün olur. 

Burun İçinde Yara Tedavi Edilmezse

Burun içi yaraları genellikle sert temizleme işlemleri nedeniyle meydana gelir. Bu durumda yaralar birkaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşme gösterir. Ancak sık tekrarlayan ya da 10 günden daha uzun süre boyunca iyileşmeyen yaralar için kesinlikle tıbbi yardım alınması gerekir. Aksi halde ciddi komplikasyonlar meydana gelebilir.

Burun içerisinde oluşan yaralar hastaların rahat nefes almasını engeller. Aynı zamanda burun içi dokusunun kurumasına, burun kanamasına, tıkanıklık hissine, şiddetli acı duyumuna ve iltihaplanmaya yol açabilir. Tedavinin ertelenmesi ya da ihmal edilmesi, tüm bu şikayetlerin daha şiddetli hale gelmesine ve tedavi sürecinin zorlaşmasına yol açar. En kısa sürede iyileşmenin görülmesi için mutlaka bir uzmandan yardım alınması ve yaraların koparılmaması gerekir.

Burun içinde oluşan yara kabuklarının koparılması, yeniden kanamalara ve enfeksiyon oluşumuna yol açabilir. Aynı zamanda bölgede bulunan hücreler deforme olacağı için yara sorunu kronik hale gelebilir. Bu durum daha derin, daha acılı ve enfeksiyona daha yatkın yaraları tetikleyerek ciddi sağlık sorunlarını tetikler. Burun yaraları tedavi edilmediğinde görülmesi muhtemel olan bir diğer sorun ise kanserdir. Doğru şekilde tedavi edilmeyen hücreler mutasyona uğrayabilir ve kontrolsüz bir şekilde artış gösterebilir. Bu durum sonucunda kanser hücreleri meydana gelerek burun kanseri hastalığını tetikler. Burun içi yaralarının en kolay şekilde ve en kısa sürede tedavi edilmesi için, şikayetlerden görüldükten sonrasında vakit kaybetmeden bir uzmana danışılması oldukça önemlidir. 

Burun İçinde Yaraya Ne İyi Gelir?

Burun içinde görülen yaralara en iyi gelen şey, bir uzman tarafından muayene edilmek ve hazırlanan tedavi planını tavsiye edilen şekilde sürdürmektir. Düzenli ve doğru şekilde uygulanan tedaviler, yaraların tekrarlamaması ya da daha ileri evrelerde seyretmemesi için en önemli noktadır. Ancak tedavi sürecinde görülen semptomların daha hafif seyretmesi için uygulanabilecek bazı yöntemler bulunur. 

Bu yöntemler:

• Doğal Burun Spreyleri: Doğal tuz içerikli burun spreylerinin kullanılması hem yaraların daha kısa sürede iyileşmesine hem de burun içi nem dengesinin korunmasına yardımcı olmaktadır. Hazır burun spreyleri yerine evde hazırlanan tuzlu su karışımı da kullanılabilir.
• Vazelin: Yara dokusunun üzerine gün içerisinde birkaç kez vazelin sürmek, kabuklanmanın ve yara bölgesinin kuruyarak gergin bir hal almasını önlemek için etkilidir. Bunun için bir kulak çubuğunu vazeline batırmak ve yaranın üzerinde hafifçe gezdirmek yeterli olacaktır. Ancak derin yaralarda uygulanmaması gerekir.
• Zeytinyağı: Tıpkı vazelin gibi yara dokusunun kuruması ve kabuk bağlayarak solunumu zorlaştırmaması için kullanılır. Birkaç damla zeytinyağı ile ıslatılan kulak çubuğunu yara üzerinde gezdirerek uygulanır. Gün içerisinde birkaç kereye kadar tekrar edilebilmekle birlikte, doğal bir ürün olması nedeniyle herhangi bir zararı bulunmamaktadır.
• Aloe Vera: Hücre yenilenmesi ve cilt onarımında oldukça etkili olan bu bitkinin özü, burun içi yaralarında da hızlı bir iyileşme sağlamaktadır. Bunun için taze aloe vera yapraklarının yatay olarak kesilmesi ve bitkinin içinden çıkan özün yara üzerine uygulanması gerekir. Özellikle gece uyumadan önce yapılması, uyku sırasında rahat nefes almak için etkili olacaktır.

Burun içi yaralarının tedavisi için önerilen bu yöntemler, kesinlikle uzman onayı ile uygulanmalıdır. Aksi halde tıbbi tedavi sonuçlarını olumsuz etkileyebilir ya da farklı sağlık sorunlarına yol açabilir. Evde yapılan uygulamalar, yaraların iyileşmesi için tek başına yeterli olan yöntemler değildir.

Burun İçinde Yaraya Ne İyi Gelmez? 

Burun içi yaraları genellikle kendiliğinden iyileşme gösterse de, yanlış alışkanlıkların sürdürülmesi ve tedavinin ihmal edilmesi bu sorunun ilerlemesine neden olabilir.

Burun yarası sorunu yaşayan kişilerin kaçınması gereken noktalar ise şu şekilde sıralanabilir:

• Kuru Hava: Bulunulan ortamların yetersiz havalandırılması ya da havanın kuru olması burun içi dokusunun kurumasına neden olur. Bu durum yara oluşumlarına ya da mevcut yaralarda enfeksiyon vb. komplikasyonların görülmesine yol açar. Bu nedenle uzun süre vakit geçirilen mekanlarda havayı nemlendirme özelliği bulunan cihazların ya da diğer alternatif yöntemlerin kullanılması gerekmektedir.
• Sigara ve Alkol Tüketimi: Yoğun miktarda tüketilen alkol ve sigara, yaraların daha geç iyileşmesine neden olur. Tedavi sürecinin uzaması ise yaraların kronikleşmesine ya da daha ileri evrelerde seyretmesine yol açabilir. Bu nedenle sigara alışkanlığının mümkünse bırakılması, alkol tüketiminin ise tavsiye edilen miktarla sınırlandırılması önem taşımaktadır.
• Yanlış Temizlik Alışkanlıkları: Burun temizliği için zorlayıcı şekilde sümkürülmesi, sert mendillerin, parmakların ya da benzeri sert cisimlerin kullanılması hem yara oluşumunda hem de mevcut yaraların daha kötü bir hal almasında en büyük etkendir. Özellikle kirli parmakların burun içine temas etmesi, enfeksiyonla seyreden yaraları tetiklemektedir. Bu nedenle burnun karıştırılmaması, temizlik için zorlanmaması gerekir. 
• Yara Kabuklarının Koparılması: Burun içinde oluşan yaralar kabuklandığında nefes almayı güç hale getirebilir. Birçok kişi bu durumun verdiği rahatsızlığı önlemek için kabukları koparmayı tercih eder. Bunun sonucunda ise yara yeniden kanayabilir, derinleşebilir ve enfeksiyona açık hale gelebilir. Aynı zamanda hücreler yeniden tahrip olacağı için yaranın kendini tekrarlaması ya da kanserleşmesi muhtemeldir. Bu nedenle yara kabuklarının kesinlikle koparılmaması ve tamamen iyileşme görülene kadar temas edilmemesi oldukça önem taşır.

Burun içi yaraları, uzman hekim tarafından önerilen şekilde tedavi edilmelidir. Bilinçsizce yapılan uygulamaları ya da yaralara sebep olan alışkanlıkları tekrarlamak tedavi sürecini daha zor hale getirecektir. 

Burun İçinde Yara İlaçları 

Burun içi yaralarının tedavisinde en sık başvurulan yöntem ilaç kullanımıdır. Kullanılacak ilaçlar yaranın sebebine ve özelliklerine bağlı olarak kişiden kişiye göre değişebilir. Bu nedenle kullanılacak ilaçların kişiye özel olarak reçete edilmesi, önerilen süre boyunca ve dozda kullanılması gerekir.

Burun içinde yara tedavisi için sıklıkla kullanılan ilaç grupları şu şekilde sıralanabilir:

• Anestezik Krem ve Merhemler: Burun içi dokusu hassas ve acıya oldukça duyarlı bir bölge olduğu için ağrı hissi en yaygın şikayetlerin başında gelir. Bu acı ve ağrının giderilmesi için doğrudan yaranın üzerine uygulanan anestezik (uyuşturma etkisi olan) merhemler ya da kremler reçete edilebilir. Acı duyumu kesildikten sonrasında kullanımına devam edilmesine gerek yoktur. 
• Antibakteriyel Krem ve Merhemler: Burunda oluşan yaralar bazen enfekte olabilirler. Bunu engellemek için ya da oluşan enfeksiyonu tedavi etmek için antibakteriyel krem ya da merhemler kullanılır. Bu kremler aynı zamanda iyileşme sürecini de hızlandırırlar. Yaranın üzerine ince bir katman olarak sürülmeleri yeterli olur.
• Antiviral İlaçlar: Virüslerin sebep olduğu hastalıklarda antiviral ilaçlar kullanılır. Uçuk ve HIV gibi hastalıklar virüs kaynaklıdır. Burun içinde derin yaralar oluşmasına sebep olabilirler. Belirtiler fark edildikten sonra özel antiviral ilaçlar kullanılarak yaranın iyileşmesi sağlanır.
• Antibiyotik İlaçlar: Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonların tedavisi için kullanılırlar. Sinüzit vb. enfeksiyonlarda kremle ya da merhemle tedavi mümkün olmadığı için antibiyotik ilaçlar tercih edilir. Hap ya da iğne şeklinde uygulanabilirler. Altta yatan sebep giderildikten sonra burun içinde oluşan yaralar da kendiliğinden iyileşir.
• Alerji İlaçları: Evcil hayvan tüyü, polen ve toz gibi maddelere karşı alerji geliştiğinde mukus salgısı artar ve burun içinde aşınma oluşur. Aşınma sonucu ortaya çıkan yaraların tedavi edilebilmesi için mukus salgısı normal düzeye gelmelidir. Bunun için alerji ilaçları kullanılır. Eğer alerji mevsimsel ise sadece o mevsimlerde ilaç kullanmak yeterli olur. Ancak sürekli devam ediyorsa ilaçları uzun süre kullanmak gerekir.
• Kemoterapi İlaçları: Kötü huylu tümörlerin (kanser) tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Eğer kanserli dokuyu ameliyat ile çıkarmak mümkünse, operasyon sonrası dönemde tamamlayıcı tedavi olarak kullanılırlar. Ancak ameliyat mümkün değilse kanserin gerilemesi için daha yüksek dozda kullanılırlar.

Burun içindeki yaraların sebebi altta yatan farklı sağlık sorunları ise kullanılacak ilaçlar ve başvurulacak tedavi yöntemleri farklılık gösterecektir. İlaçlar, uzman hekim tarafından yapılan muayene ve tetkik bulgularına bağlı olarak belirlenir. Bu nedenle hekim önerisi olmayan ilaçların kullanılmaması, tedavi sonucunun etkili olması için büyük önem taşımaktadır.

Burun İçinde Yara Ameliyatı

Burun içindeki yaraların ameliyatla tedavisi, yalnızca tümöral oluşumların vücuttan çıkarılması için başvurulan bir seçenektir. Ameliyatta kullanılacak yöntem, tümörün türüne ve bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterir. Hastanın genel sağlık durumu ve cerrahın bilgisi de ameliyat yöntemi seçerken göz önüne alınır. Kötü huylu tümörler ameliyatla alındıktan sonra o bölgeye radyoterapi ve kemoterapi tedavisi uygulanmaya devam eder. Böylece kanserin tamamen iyileşmesi beklenir. Aynı zamanda kanser hastalıklarının kendini tekrarlamaması için de cerrahi olmayan onkolojik tedavi seçeneklerinden yardım alınabilir.

Burun içine uygulanan birçok ameliyat, doğrudan burun deliklerinden girilerek kapalı yöntem ile uygulanabilir. Ancak bazı özel durumlarda açık ameliyat tekniği kullanılması tavsiye edilir. Bu durum özellikle büyük çaplı tümörlerin görüldüğü vakalarda geçerlidir. 

Kapalı yöntem ameliyatlar operasyon sonrasında dikiş izi kalmaması, iyileşme sürecinin kısa olması ve komplikasyon görülme riskinin düşük olması nedeniyle daha avantajlı sayılmaktadır. Fakat önemli olan nokta operasyon sonrasında hastalığın tedavi edilip edilemediği ve hastanın genel sağlık durumunun iyileşme gösterip göstermediğidir. Bu nedenle uygun operasyonun açık ameliyat yöntemi olduğu belirlenmişse, hasta için en avantajlı yöntem açık cerrahi olacaktır. 

Burun kanseri ameliyatı sonrasında bölgeden alınan dokuların yerine yama işlemi uygulanması gerekebilir. Bunun için genellikle hastanın ağız içinden alınan mukoza doku, burundan çıkarılan dokunun yerine nakledilir. Bu sayede operasyon sonrasında doku fonksiyonlarının sürdürülmesi sağlanmış olur.

Çocuklarda ve Bebeklerde Burun İçinde Yara

Çocuk ve bebeklerde görülen burun yaraları çoğunlukla yanlış temizleme işlemleriyle alakalıdır. Bebekler solunum kaslarını kontrol etmeyi bilmedikleri için sümküremezler. Bu yüzden oluşan tıkanıklıklar ebeveynlerin yardımı ile giderilir. Bu işlem sırasında burnu zedeleyecek cisimler kullanılırsa kolaylıkla burun içi yaralar oluşabilir. Bu yüzden işlem duştan sonra yapılmalıdır. En sağlıklı çözüm ise vakumlamaktır. Ancak evde vakum cihazı yoksa yumuşak bir kumaş (tülbent vb.) ya da kulak çubuğu kullanılabilir.

Küçük çocuklarda burun yaralarının görülmesinin bir başka sebebi ise burna sokulan yabancı cisimlerdir. Çocuklar burunlarına  küçük oyuncaklar gibi yabancı cisimler sokabilirler ya da burun karıştırabilirler. Bu sırada oluşan tahriş burun kanamasına ve yarasına sebep olur. Yabancı cisim çıkarıldıktan sonra eğer kanama varsa durdurulur. Daha sonra ise gerekli görülürse merhem sürülebilir. Kabuk bağlayan yaralar çocuğu rahatsız edebilir. Bu kabuğu koparmaları engellenmelidir. Kabukların koparılması durumunda yara daha geç iyileşir ve enfeksiyon riski oluşur.

Burun İçinde Yara için Hangi Doktora Gidilmeli?

Burun içi yaraları, fizyolojik ya da çevresel olmak üzere birçok farklı sebebe bağlı olarak gelişebilir. Burun temizliği yaparken oluşan küçük yaralar genellikle birkaç gün içerisinde kendiliğinden iyileşme gösterir. Ancak yaraya eşlik eden kanama, tıkanıklık, şişlik ve enfeksiyon belirtileri gibi şikayetler görülüyorsa vakit kaybetmeden bir uzmandan yardım alınması önemlidir. 

Burun içi yaraları için devlet hastaneleri ya da özel sağlık kuruluşlarında bulunan Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Bölümüne başvurulması gerekir. KBB Uzmanı tarafından yapılan muayenenin ardından yaralara yol açan sebepler doğru şekilde saptanabilir. Burun yaraları alerjik sebepler nedeniyle görülüyorsa, hasta Alerji ve İmmünoloji Bölümüne sevk edilebilir. Burun kanseri teşhis edilmesi halinde ise Onkoloji Bölümüne sevk gerçekleştirilir. Kimi vakalarda ise burun yarasının türüne ve evresine bağlı olarak ilgili branş hekimlerinin işbirliği gerekebilir. KBB uzmanı tarafından yapılan ilk muayene sonrasında tedavi planı hastaya özel olarak belirlenecektir.