Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Travma sonrası stres bozukluğu, kişiyi etkileyen bir travmatik olay sonrası, kişiyi olumsuz etkileyen bir bozukluk olup psikoterapi ve ilaç tedavisiyle desteklenerek tedavi edilmektedir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ya da diğer adıyla Post Travmatik Stres Bozukluğu (PTSB), hayatın belli bir döneminde yaşanan travmatik olayla tetiklenen ve sonra görülen belirtilerle kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyen bir bozukluktur. Kişiler hayatı tehdit eden bir tehlikeyle karşı karşıya kaldıklarında olduğu gibi travmatik olaylar yaşadıklarında, bu olaya tanıklık ettiklerinde veya bu olay hakkında bilgi sahibi olduklarında da travma sonrası stres bozukluğu yaşayabilirler.

Ruhsal Travma Nedir?

Hepimiz hayatımızda bir takım sıkıntılı olaylar yaşarız fakat bu olayların hepsi ruhsal travma yaratacak özellikte değildir. Kişiyi aşırı korkutan , çaresizlik içinde bırakan, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik olayların yol açtığı etkilere ruhsal travma denir. Burada dikkat edilecek iki özellik vardır. Birincisi olayın korku, dehşet ve çaresizlik hissi yaratması ve ikinci olarak olayda kişinin kendisinin ya da sevdiği birinin zarar görme veya ölüm tehlikesi bulunması gerekmektedir. 

Ruhsal travma olarak sayılabilecek olayların arasında, doğal afetler (sel, yangın, deprem, fırtına vb), iş ve trafik kazaları, insanın sebep olduğu travmalar (işkence, darp, istismar, tecavüz, adam öldürme vb), beklenmedik ölümler ve ölümcül bir hastalığa yakalanma vardır. Bu gibi olaylar kişileri etkileyebileceği gibi toplumun genelini de etkileyebilir. Toplumsal olarak ruhsal travmalara yol  açabilecek olaylar arasında pandemi (salgın hastalıklar), savaşlar, depremler, kazalar, tecavüz ve saldırılar vardır.

Daha önce binlerce yıldır savaşın olumsuz yönlerinden etkilenen birçok askerin belirli semptomları (belirtileri) gösterdikleri bilinmektedir. İkinci Dünya Savaşı’nda askerlerin yaşadıkları bu duruma “savaş yorgunluğu” ya da “savaş nevrozu” denilmiştir. Ayrıca travmanın olumsuz etkileri toplama kamplarındaki esirlerde de çok ciddi boyutta görülmüş ve bu duruma “toplama kampı sendromu” adı verilmiştir. Tüm dünyada travmanın etkilerine karşı büyük bir ilgi uyanmasıyla “büyük stres reaksiyonu” adı verilen bir tanı 1952’de DSM-1’de yer almıştır. Sonrasında Vietnam Savaşı’ndan dönen Amerikan askerlerinin büyük çoğunluğunun uyku problemleri ve öfke patlamaları yaşamaları, duygusuzlaştıklarının aileleri tarafından bildirilmesiyle savaştan beş yıl sonra 1980’de DSM-3’te ilk kez post traumatic stress disorder (PTSD) yani travma sonrası stres bozukluğu tanımı yapılmış ve bir mental sağlık bozukluğu olarak kabul edilmiştir. DSM-5 (diagnostic and statistical manual of mental disorders)  denilen ve Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan mental (akılsal) bozuklukların tanısal ve istatistiksel kitabında yapılan son değişiklik ile anksiyete bozuklukları kategorisinden çıkarılarak travma ve stres ilişkili hastalıklar sınıflamasına konulmuştur.

Yaşanan travmatik olay sonucunda kabuslar, ağır anksiyete (kaygı bozukluğu) ve kişinin kontrolü dışında oluşan düşüncelerle kendini gösterebilir. Depresyon eşlik edebilir. Bazen travmanın etkisi o kadar ağır olur ki kişi günlük iş ve aktivitelerini yerine getiremeyecek duruma gelir. Sosyal olarak kendini izole edebilir, ona yaşadığı olayı hatırlatacak mekanlardan ve kişilerden kaçar.

Belirtilerin görülmesi olaydan hemen sonra olabileceği gibi olaydan yıllar sonra da olabilir. Bazı Vietnam gazilerinin olaydan elli yıl geçmesine rağmen hala TSSB belirtileri gösterdikleri bildirilmiştir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri davetsiz (intrusive) anılar, kaçınma, düşünce ve duygu durumda olumsuz değişimler ve duygusal ve fiziksel tepkilerde değişimler olarak 4 grupta toplanabilir.

  • Davetsiz anılar: Olayla ilgili kabus veya sarsıcı rüyalar görmek, travmatik olayın tekrar içine düşmüş gibi hissetmek (flashback) , sık sık travmayla ilgili anıların akla gelmesi, travmatik olayı hatırlatan olaylara ve kişilere ağır şekilde duygusal ve fiziksel tepki gösterilmesi
  • Kaçınma: Travmatik olayla ilgili konuşmayı reddetmek ve bu olayı hatırlatan kişi, aktivite ya da mekanlardan uzak durmak
  • Düşünce ve duygu durumda olumsuz değişimler: Kişide kendisiyle ve başkalarıyla ilgili olumsuz düşüncelerinin oluşması hatta bunu tüm dünyaya genellemesi, gelecek hakkında umutsuzluk, başkalarıyla bir daha güvene dayalı ilişkiler kuramama, önceden yapmayı sevdiği aktivitelere ilgi kaybı yaşama, arkadaş ve ailesinden uzak kalma ve sosyal çekilme yaşama, depresyon, gelecek ile ilgili plan yapamama, duygusal olarak uyuşmuş hissetme ve hafıza problemleri yaşaması olarak belirti gösterebilir. Kişinin yaşadığı hafıza problemleri günlük hayattaki şeylerle ilgili ve hatta yaşadığı travmanın önemli kısımlarıyla ilgili de olabilir.
  • Duygusal ve fiziksel tepkilerde değişimler: Sürekli tetikte ve güvensiz hissetme, öfke patlamaları yaşama, agresiflik, anksiyete, kolay sinirlenme ve kolay korkma, madde bağımlılığı veya çok süratli araba kullanmak gibi kendine zarar verecek davranışlarda bulunma, insomnia (uykusuzluk), konsantrasyonda zorluk, suçluluk veya utanç hissinin ağır gelmesi gibi belirtiler gösterebilir.

(6 yaşından küçük çocuklarda bu belirtilere ek olarak görülebilecekler: oyun vasıtasıyla travmatik olayı yeniden canlandırma ve rüyalarda travmatik olay benzeri şeyler görülmesi)

Ayrıca yapılan çalışmalar göstermiştir ki TSSB tanısı alan kişilerde vücudun strese karşılık olarak salgıladığı hormonlar atipik (normal dışı) seviyededir. Örneğin vücutlarındaki kortizol (stres) hormonu seviyesi normalin üstündeyken epinefrin (adrenalin) ve norepinefrin (noradrenalin) seviyeleri de atipik seyredebilir. Tüm bunlar vücudun strese verdiği yanıt üzerinde büyük rol oynar ve savaş ya da kaç (fight or flight response) olarak bilinen ve vücutta tehlikeden kaçmak veya onunla savaşmak için cevap oluşmasını sağlar.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Bütün insanlar hayatları boyunca çeşitli travmatik olaylar yaşarlar fakat bunun sonrasında kimin travma sonrası stres bozukluğu geliştireceği hem travmatik olayın şiddeti gibi özelliklerine hem de yaşayan kişinin genetik yatkınlığı olup olmadığı gibi bir çok sebebe bağlıdır. Risk faktörleri aşağıda gruplanmıştır.

  • Kişiyle ve çevresiyle ilgili olanlar: Ailede anksiyete ve depresyon gibi akıl sağlığını etkileyen hastalık öyküsü olması, çocuklukta yaşanmış fiziksel ve duygusal istismar, hayatın akışı içinde karşılaşılan stresli durumların şiddeti ve sıklığının çok olması ya da bu durumu oluşturabilecek mesleklerde çalışmak (asker,askeri personel, paramedikler, itfaiyeciler vb), kişinin karakteri ve stresli bir durum karşısında beynin verdiği kimyasal ve hormonal yanıt şekli, aile ve sosyal desteğin az olması, madde kullanımı veya aşırı alkol tüketimi gibi sorunların varlığı, kişinin kendisinde depresyon ya da anksiyete bulunması travma sonrası stres bozukluğuna yakalanma oranını arttırır.
  • Travmatik olayla ilgili olanlar:
    • Olayın şiddeti ve süresi
    • Olayın tipi (ağır hasar veren kazalar, yangınlar ve doğal afetler, cinsel istismar, cinsel şiddet, fiziksel istismar, silahla veya yaralayıcı aletle tehdit edilmek, savaşa tanıklık etmek, çatışma veya terör olayı içinde kalmak, işkence görmek, hayatı tehdit eden bir hastalığa yakalanmak)

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Teşhisi

Doktorunuz sizi teşhis edebilmek için DSM-5 (diagnostic and statistical manual of mental disorders)  denilen ve Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan mental (akılsal) bozuklukların tanısal ve istatistiksel kitabında yer alan post travmatik stres bozukluğu tanı kriterlerini kullanacaktır.

Travma sonrası stres bozukluğu tanı kriterlerine bakmak dışında tanı için  sizde görülen semptomlar ve belirtilerle ilgili psikolojik değerlendirme ve fiziksel muayene gereklidir çünkü belirtilerinizin altta yatan başka bir hastalığa ya da madde kullanımı gibi diğer sebeplere bağlı olmadığını belirlemek önemlidir.

Travma sonrası stres bozukluğu tanısı alabilmek için travma oluşturabilecek ağır olaylara maruz kalmak gerekir. Bu maruz kalma şekli birkaç farklı şekilde olabilir. Örneğin; travmatik olayı bizzat yaşama, başkalarının yaşadığı travmatik olaya şahit olma, size yakın olan bir kişinin anlattığı travmatik olayla ilgili bilgi edinme veya travmatik bir olay çeşidine defalarca görsel ve işitsel şekilde maruz kalma (itfaiyeciler, arama kurtarma ekibi çalışanları, askerler vb.) gibi.

Post travmatik stres bozukluğu DSM-5 tanı kriterleri:

Aşağıda kriter A, B, C, D, E, F, G ve H’nin içeriği yazılmıştır.

Kriter A: Bir veya birden fazla ölüm, ölüm tehlikesi, yaralanma tehdidi, yaralanma ya da cinsel şiddet içeren olaya maruz kalmak. Ek olarak bu olaylar aşağıda belirtilen bir veya birden fazla şekilde olur :

  • Olayı siz deneyimlediniz
  • Sizden başka bir kişinin başına bu olaylardan birinin gelmesine şahit oldunuz.
  • Yakın bir arkadaşınızın ya da akrabanızın başınıza gelen şiddet içerikli ya da beklenmeyen ölümü hakkında haber aldınız.
  • Travmatik olayla ilgili detaylara defalarca maruz kaldınız (örneğin bir polis memurunun defalarca çocukluktaki cinsel istismarla ilgili olaylarla karşılaşması ya da ambulans görevlisinin sürekli kazazedelere şahit olması gibi)

Kriter B: Travmayla ilgili en az bir tane aşağıda sıralanan davetsiz semptom bulunması :

  • Travmayla ilgili beklenmedik veya beklenen şekilde tekrarlayan, istemsiz, üzücü ve davetsiz anıların olması
  • İçeriği travmatik olayla ilgili tekrarlayan ve üzücü rüyalar görülmesi
  • Hayatın akışı içinde yaşanan andan koparak bir süreliğine travmatik olay tekrarlanıyormuş gibi hissetmek (örneğin, flashbacks)
  • Travmayla ilgili olarak bedeninizin içinden veya dışında gelen ipuçlarının sizde güçlü ve kalıcı acı yaratması
  • Travmatik olayı hatırlatan şeylere karşı bedende oluşan güçlü tepkiler (örneğin terleme, kalp çarpıntısı ya da taşikardi diğer ismiyle artmış kalp ritmi olması)

Kriter C: Aşağıda belirtilen şekilde travmatik olayla ilgili hatırlatıcı şeylerden sıklıkla uzak durulması :

  • Travmatik olayla ilgili hatıraları canlandıran düşünceler, hisler ya da fiziksel duyulardan kaçınmak
  • Travmatik olayla ilgili anıları hatırlatan kişiler, mekanlar, konuşmalar, aktiviteler, objeler ya da durumlardan uzak durmak

Kriter D: Travmatik olaydan sonra tetiklenen veya kötüleşen duygudurum ve düşünceyle ilgili en az iki tane negatif değişim yaşanması : 

  • Travmatik olayla ilgili önemli detayları hatırlamada güçlük çekmek veya hatırlayamamak
  • Kişinin kendini, diğer kişileri ya da dünyayı değerlendirirken gösterdiği kalıcı ve artarak ilerleyen negatiflik (örneğin, ben hiçbir zaman sevilmeye layık değilim ya da dünya tamamen kötülüklerle dolu bir yer vb.)
  • Travmatik olayın sebebi olarak ya da travmatik olaydan doğan sonuçlarla ilgili olarak kişide artmış kendini suçlama ya da suçu başkalarının üstüne atma eğilimi.
  • Genel olarak negatif bir duygusal durum (örneğin, utanç, kızgınlık veya korku )
  • Eskiden keyif alınan aktivitelere ilgi kaybının olması
  • Diğer kişilerden kopmuş gibi hissetmek
  • Mutluluk, keyif, sevgi gibi pozitif duyguları yaşama yetersizliği olması

Kriter E: Aşağıda sıralananlardan en az ikisinde ve travmatik olayı takiben başlayan ya da kötüleşen uyarılmada değişiklik durumu olması.

  • Kişide irritabilite ya da agresif davranışlar olması
  • İmpulsif (dürtüsel) ya da kişinin kendine zarar verici davranışlarda bulunması
  • Kişinin sürekli kendini bir tehlike bekliyormuş gibi tetikte hissetmesi ya da hipervijilans (dikkat kesilme)
  • Kişide çabuk irkilme veya ürkme halinin olması
  • Konsantrasyonda zorluk yaşama
  • Uyku problemleri (insomnia vb)

Kriter F: Yukarıda sıralanan semptomların bir aydan fazla görülmesi gerekmektedir.

Kriter G: Bu semptomların kişinin hayatında dikkate değer sıkıntıya sebep olması veya kişinin hayatına çok fazla müdahale etmesi gerekmektedir.

Kriter H: Bu semptomlar başka bir hastalıktan ya da madde kullanımı (alkol, ilaçlar) sebebi ile kaynaklanıyor olmamalıdır.

DSM-5 Travma Sonrası Stres Bozukluğu Teşhisi

  • Kriter A
  • Kriter B den bir veya birden fazla semptom
  • Kriter C den bir veya birden fazla semptom
  • Kriter D den iki veya ikiden fazla semptom
  • Kriter E den iki veya ikiden fazla semptom
  • Kriter F ve Kriter H

Travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili bu değerlendirme bir uzman tarafından yapılmalıdır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavisi

Hastalığın tedavisi olduğunun bilinmemesi ve travmanın tekrar hatırlanmak istenmemesi gibi sorunlar hastalığın tedavisini geciktirmektedir.

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi hayatınızdaki olayların kontrolünü tekrar ele alabileceğinize olan inancınızın kazanılabilmesi için ve sosyal ilişkilerinizdeki problemlerin yola koyulması açısından önemlidir ve hayatınızın kalitesini arttıracaktır. Belirtilerinizin merkezini bulma becerisini, hayat, kendiniz ve başkaları hakkında daha olumlu düşünebilmeyi, belirtileriniz hafifledikten veya geçtikten sonra tekrar arttığında nasıl davranmanız gerektiğini öğretmek ve bu travmatik olayla ilişkili olarak sık görülen diğer durumları tedavi etmeyi amaçlamaktadır (aşırı alkol kullanımı, depresyon veya anksiyete vb).

Esas tedavi psikoterapi olmakla beraber gerekli görüldüğünde ilaçlı tedaviden de yararlanılabilir veya bu ikisi beraber uygulanabilir.

Psikoterapi

Psikoterapi aynı zamanda konuşma terapisi de olarak bilinen ve kişinin ruhsal durumu, düşünce yapısı ve duygularının farkına varmasını sağlayan mental sağlığın korunmasını ve geliştirilmesini amaçlayan tekniklerin genel adıdır.

Travma sonrası stres bozukluğunda kullanılan psikoterapi çeşitleri aşağıda sıralanmıştır.

  • Kognitif terapi: Konuşma terapisinin bu tipi size düşünüş (kognitif) yollarınızla ilgili farkındalık sağlamayı amaçlar. Böylece sizde çocukluğunuzdan beri oluşmuş otomatik düşünceler ve varsayımları farketmenizi ve onları sorgulamanızı sağlar. Eğer bu inanışlarınız işlevsiz ve mantıksız olarak belirlenirse kendinizi keşfetmeniz sağlanarak bu inançlar ve varsayımlar değiştirilebilir (otomatik varsayımlarınız arasında kendiniz hakkındaki olumsuz görüşleriniz ve kötü şeylerin hep sizin başınıza geldiği düşüncesi vardır).
  • Maruz bırakma (exposure) terapisi: Bir tür davranışsal terapi çeşididir. Kişiye güvenli bir ortam aracılığı ile korkutucu bulduğu olay ve hatıralarla nasıl etkili bir biçimde başa çıkabileceğini öğretmek amaçlanır. Maruz bırakma terapisi özellikle flashbacks ve kabuslar için etkili olabilir. Bu terapide uygulanan yaklaşımlardan biri de sanal gerçeklik programlarını kullanarak kişinin yaşadığı travma atmosferine tekrar girmesi sağlanarak belirtilerin kademeli olarak azalmasını sağlamaktır.
  • Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (eye movement desensitization and reprocessing-EMDR): EMDR maruz bırakma terapisinin bir dizi yönlendirilmiş göz hareketleriyle kombini şeklinde uygulanmaktadır. Burada amaç kişinin travmatik hatıralarına olan tepkisinin değiştirmektir. EMDR diğer tedavilerden farklı olarak kişinin kendi hızlı ve ritmik göz hareketlerini kullanılır. EMDR uygulayan uzman parmağını kişiye doğru ileri ve geri hareket ettirerek ondan parmağını takip etmesini ister ve bu sırada terapist kişiden travmatik olayla ilgili anıları hatırlamasını ister. Terapi akışı içinde kademeli olarak kişiden olumsuz duyguların yerini daha iyi ve olumlu düşünce ve duygularla yer değiştirmesi istenir.

Terapi size hayattaki stresli olaylarla nasıl daha iyi başa çıkabileceğinizi  ve stresi daha iyi nasıl yönetebileceğinizi öğrenmenizde yardımcı olacaktır. Tüm bu tedavi yaklaşımları travmadan doğan korkularınızın üzerinde kontrol sahibi olmanızı sağlar. Tedavinizde hangi metodun gerekli olduğu ve hangisinin kullanılacağı ile ilgili olarak terapistinizle konuşmak ve birlikte düşünmek tedaviden alacağınız yararı ve tedaviye olan güveninizi arttıracaktır.

Tekli terapi, grup terapisi veya ikisini beraber deneyebilirsiniz. Grup terapileri sizinle aynı problemlere sahip diğer insanlarla aynı ortamı paylaşma ve onlarla iletişime geçme olanağı vereceği için bu süreci atlatmada size çeşitli faydalar sağlayacaktır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu İlaçları

Çeşitli ilaç tedavileri travma sonrası stres bozukluğunda görülen semptomların düzeltilmesi için kullanılabilir.

  • Antidepresanlar: Bu ilaçlar sizin depresyon ve anksiyete ile ilgili belirtilerinizi gidermek veya hafifletmek için kullanılabilir.Ayrıca uyku ve konsantrasyon problemlerinde iyileşme sağlar. Bu ilaçlar vücutta serotonin olarak adlandırılan ve mutluluk hormonu olarak bilinen moleküllerin, nöronlar arasında sinaptik boşluk olarak bilinen yerden geri alımını inhibe ederek hormonun daha uzun süre etki göstermesini sağlar. SSRI (selective serotonin reuptake inhibitors)  grubu ilaçların arasında sertralin ve paroksetin Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (food and drug administration – FDA) tarafından travma sonrası stres bozukluğu tedavisi için kullanımda onaylanmıştır.
  • Anksiyete Önleyici (anti anxiety) İlaçlar: Bu ilaçlar şiddetli anksiyete ve ona bağlı belirtileri önlemek için kullanılır. Bazı anksiyete önleyici ilaçların madde bağımlılığı riski olduğu için bu ilaçlar genellikle sadece kısa dönem tedavileri için tercih edilir.
  • Prazosin: Prazosin normalde yüksek tansiyon tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Bazı çalışmalar göstermiştir ki prazosin travma sonrası stres bozukluğu tanısı alan bazı kişilerde kabusları azaltmakta veya önlemektedir fakat yeni yapılan bir çalışma TSSB ile ilgili semptomlarda plasebodan daha etkili olmadığını göstermiştir ama bu son çalışmaya katılan kişiler diğer çalışmadaki kişilerden bir çok yönde farklılık göstermektedirler bu durum sonuçlar üzerinde yanılmaya sebep olabilir. Bu nedenle prazosin tedavisi almak işteyen kişiler bu ilacın kendilerine fayda sağlayıp sağlayamayacağı ile ilgili doktorlarıyla konuşmalıdırlar.

Doktorunuz sizinle konuşarak travma sonrası stres bozukluğu sebebi ile yaşadığınız belirtilerinizin  tedavisi için en iyi etkiye sahip ve en az yan etkisi olan ilacı kullanmaya karar verecektir. Semptomlarınızdaki düzelmeyi ve modunuzdaki (duygudurum) gelişmeyi birkaç hafta içinde görebilirsiniz.

En iyi etkiyi görebilmek için doktorunuzu ilaçtan dolayı oluşan yan etkiler ve problemlerle ilgili bilgilendirmelisiniz. Kendi başınıza ilaç kullanmaya kesinlikle çalışmayınız çünkü ilaçlarınızdaki kişiye göre düzenlemeler, tedavi takibiyle beraber anlaşılabilecek etki/yan etki karşılaştırılmasının yapılması ve ilacın diğer ilaçlarla kombine edilerek ya da dozunun arttırılarak veya azaltılarak uygulanması ancak bu konuda profesyonel biri tarafından ayarlanabilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğuna Ne İyi Gelir?

  • Tedavi planınızı takip edin. Her ne kadar terapiden veya ilaçlı tedaviden fayda görmek zaman alsa da bu tedavilerin yararlı olduğunu ve çoğu insanın düzeldiği bilimsel bir gerçekliktir. Kendinize tedaviden fayda görmenin zaman alacağını hatırlatmalısınız. Doktorunuza güvenmek ve tedavi konusunda istikrarlı olmak tedaviden maksimum oranda başarı elde etmenizi sağlar. Tedavi planınızı takip etmek ve rutin olarak mental sağlık uzmanınızla görüşmek ilerleme kaydetmeniz konusunda önemlidir.
  • Travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili bilgi sahibi olun. TSSB ile ilgili bilgi sahibi olmak ve okuma yapmak sizin kendinizi daha iyi anlamanızı ve bu durumla başa çıkarken daha iyi stratejiler geliştirmenizi sağlayabilir.
  • Kendinize özen gösterin. Yeterince uyku almanız, iyi bir yeme düzeni oluşturmanız, spor yapmanız ve gevşemek için zaman ayırmanız sizin için iyi olacaktır.
  • Döngüyü kırın. Stresli ve endişeli hissettiğinizde tempolu bir yürüyüş yapmak için dışarı çıkın veya dikkatinizi hobilerinize ve yapmaktan hoşlandığınız şeylere verin.
  • İnsanlardan kopmayın. Zamanınızı sizi seven ve düşünen insanlarla geçirin. Sizi önemseyen ve size değerli hissettiren ailenizle, arkadaşlarınızla ve diğer kişilerle iletişimde kalın. Kendinizi eğer istemiyorsanız olanlar hakkında konuşmak zorunda hissetmeyin ve onlarla sadece güzel zaman geçirin. Tüm bunlar size duysal destek anlamında çok büyük katkı sağlayacaktır.
  • Bir destek grubuna katılın. Doktorunuzdan bir destek grubuna dahil olmakla ilgili bilgi alın ya da sosyal hizmetlerdeki kişilerle görüşerek bu toplantıları organize eden kişilere ulaşın. İnternetten online olarak da bu gruplarla ilgili bilgi toplayabilirsiniz.

Travma Sonrası Stres Bozukluğuna Ne İyi Gelmez?

  • Yanlış maddelere yönelmeyin. Belirtilerinizi hafifletmek, travmayla ilgili düşünmenizi engellemek ve hislerinizi uyuşturmak için alkol ya da diğer maddelere yönelmeniz sağlıklı değildir. Bu durum ilerde daha fazla probleme yol açar ve size sadece zarar verecektir çünkü bu maddeler tedavinin başarı oranını ve gerçekten iyileşme olasılığınızı düşürür.
  • Aşırı kafein ve sigara tüketiminden uzak durun. Bu maddeleri hayatınızda azaltmak belirtilerinizin hafiflemesini sağlar çünkü bu maddeler vücutta anksiyeteyi arttırıcı etki gösterir ve belirtilerinizin kötüleşmesine sebep olabilir.

Sevdiğiniz Birinde Travma Sonrası Stres Bozukluğu Olması

Eğer sevdiğiniz biri travmatik bir olay yaşadıysa ve son zamanlarda olduğundan farklı biri gibi davranıyorsa (çabuk sinirlenme, öfke patlamaları yaşama, kendini başkalarından ve sizden soyutlama, depresif hissetme) onda travma sonrası stres bozukluğu olabilir. Bu konuda çok dikkatli ve sabırlı olmalısınız. Bu süreç sizin için de kolay olmayacaktır hatta sevdiğiniz kişinin travması hakkında bilgi sahibi olmak sizin de mental sağlığınızı kötü etkileyebilir. Kendinizi sevdiğiniz kişinin yaşadığı travma hakkında konuşmaktan kaçınırken ya da sevdiğiniz kişinin iyileşemeyeceğini düşünerek umutsuzluk içine düşmüş halde bulabilirsiniz. Aynı zamanda sevdiğiniz kişinin yaşadığı problemleri çözemediğinizi ya da tedavi sürecini hızlandıramadığınızı hissetmek suçluluk duymanıza yol açabilir. Birinin davranışını değiştirmek sizin elinizde değildir fakat aşağıdaki önerilere dikkat ederek hem bu süreçte sevdiğiniz kişiye daha iyi destek olabilir hem de kendi sağlığınızı korumak için adımlar atmış olursunuz.

  • Travma sonrası stres bozukluğu hakkında bilgi sahibi olmak. Sevdiğiniz kişinin neyin içinde olduğunu bilmeniz onu daha iyi anlamınıza yardımcı olur.
  • Kaçınmanın ve kendini çekmenin bu bozukluğun bir parçası olduğunu anlamak. Eğer sevdiğiniz kişi sizin yardım taleplerinize direniyorsa anlayışlı olun ve ona alan yaratın. İhtiyacı olduğunda her zaman size ulaşabileceğini belirterek ona bu süreçte zaman tanıyın.
  • Doktor randevularına birlikte gitme teklifinde bulunun.  Eğer sevdiğiniz kişi istiyorsa onunla beraber randevularına gitmek sizin tedaviyle ilgili ve yardım etmek için neler yapabileceğinizi daha iyi anlamanızı sağlayabilir.
  • Dinlemek için istekli olun. Sevdiğiniz kişiye onu dinlemek istediğinizi ama konuşmak istemiyorsa onu anlayışla karşıladığınızı söyleyin. Onu hazır olmadığı halde travmasıyla ilgili konuşmaya zorlamayın kendisinin size anlatmasını bekleyin.
  • Beraber plan yapın. Sevdiği kişilerle zaman geçirebileceği ve rahatlayabileceği planlar yapın. Aile bireyleri veya arkadaşlarla iyi olayları kutlayın.
  • Kendi sağlığınızı önceliğiniz yapın. Öncelikle kendinize faydanız olmadan isteseniz de sevdiğiniz kişiye fayda sağlayamayazsınız bu nedenle kendinize sağlıklı beslenerek, yeterli uyuyarak ve spor yaparak iyi bakın. Bu durumdan uzaklaşabileceğiniz aktiviteler ve davetlere katılarak enerjinizi sürekli yenileyin.
  • Gerekiyorsa yardım almaktan çekinmeyin. Eğer bu duruma adapte olmakla ilgili sorun yaşıyorsanız doktorunuzla konuşun. Doktorunuz size bu stresle başa çıkabilmeniz için bir terapist önerebilir.
  • Güvenli ve huzurlu bir ortamda kalın. Eğer sevdiğiniz insan sizin ve çocuklarınız için tehlikeli ve istismarcı davranmaya başladıysa kendinizi ve çocuklarınızı korumak çin güvenli bir yere taşının veya yardım arayın.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavi Edilmezse

Tedavi edilmeyen travma sonrası stres bozukluğu kendiliğinden geçmez ve kronik ağrı, depresyon, alkol ve madde bağımlılığı, uyku problemleri gibi birçok soruna yol açarak kişinin hayat kalitesini düşürür ve kişiyi tehlikeli durumlara sokabilir. Ayrıca savaş gazilerinde yapılan bir araştırmada mevcut travma sonrası stres bozukluğunun sosyal faktörlerden bağımsız olarak SQOL’yı (subjective quality of life – öznel yaşam kalitesi) azalttığı bulunmuştur.

Hamilelikte Travma Sonrası Stres Bozukluğu

TSSB kadınlarda hayatları boyunca %10 oranında görülür ve üçte biri beş yıldan fazla sürer. Travma sonrası stres bozukluğunun kadınlarda göreceli olarak fazla görülmesi ve kronikleşme riskinin fazla olması sebebiyle bazı kadınlar TSSB’nu hamilelik dönemlerinde yaşayabilirler. Çeşitli araştırmalar sonucunda hamilelerdeki TSSB riskinin hamile olmayan kadınlardan fazla olduğu görülmüştür. Bazı araştırmacılar bunun sebebini hamilelikte görülen fiziksel ve psikolojik değişimlerle açıklamıştır.

Hamilelikte TSSB tedavisinin hedefi aktif semptomları gidermek ve güvenlik duygusu oluşturmak üzerine olmalıdır. Travmatik olayın keşfi yalnızca hamile kadın kriz anı yaşamıyorken yapılmalıdır.

Çocuklarda Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Ergenlerde travma sonrası stres bozukluğu semptomları erişkinlerdeki semptomlarla benzerlik gösterir fakat çocuklarda biraz farklı görünebilir. Küçük çocuklar daha korkak ve içe kapanık davranışlar sergileyebilirler. Travmayı oyun aracılığı ile canlandırabilirler bu sebeple aile ve öğretmenler bu konuda dikkatli olmalıdır. Tedavi seçeneklerinde küçük çocuklar için  oyun terapisi bulunmaktadır. Oyun terapisi çocuğun doğal ifade yolu olarak oyunu travma ve stresle başa çıkmak için kullanır. Genellikle üç ile sekiz yaş arası çocuklarda kullanılır. 

Travma Sonrası Stres Bozukluğu için Hangi Doktora Gidilmeli?

Eğer kendinizde travma sonrası stres bozukluğu olduğundan şüpheleniyorsanız ve yaşadığınız bu belirtiler günlük hayatınızın kalitesini düşürüyor, kendinize ve etrafınızdaki kişilere zarar veriyorsa teşhis için bir psikiyatrist doktorla veya mental sağlık uzmanı ile görüşmeniz gerekmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın