Selektif Mutizm

Selektif mutizm seçici sessizlik veya konuşmamazlık anlamına gelmekte olup, tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Terapist eşliğinde terapiler uygulanır.

Selektif Mutizm Nedir?

Mutizm kelime anlamı olarak sessizlik durumu olarak tanımlanmaktadır. Selektif mutizim ise seçici sessizlik veya konuşmamazlık anlamına gelmektedir. Genellikle çocukluk yaş dönemlerinde ortaya çıkan veya belirtilerini veren selektif mutizme “çocukluk hastalığı” da denilmektedir. Çeşitli şekilleri olan bu hastalıkta, çocuğun hiç konuşmama gibi bir durumu da olabilir.

Selektif mutizmde çocukların normalde de konuşmadığı algısına kapılmak doğru değildir. Selektif mutizmli çocuklar, kendilerini rahat hissetmedikleri, kendilerine oldukça yabancı olan ortamlarda sözlü iletişim kurmazlar. Tıpkı bir dilsiz gibi susarlar veya donakalırlar. İletişim kurmak için jest ve mimikleri kullanabilen bu bireyler yazılı yolla da iletişime girebilmektedirler.

Özellikle anaokulu veya 1. Sınıfın başlaması gibi durumlar, selektif mutizmli bireyler için hoşnut karşılanmayabilir. Hatta bazı çocuklarda, bu dönemin başlangıcında herhangi bir iletişim çabası olmayabilir. Fakat bu yaşlarda gelişen bu durumu direkt selektif mutizm olarak değerlendirmek de doğru olmayacaktır. Okula yeni başlayan çocukların yeni ortamlarındaki suskun halleri 1 aydan kısa sürerse, selektif mutizm tanısını dışlar. Öğretmenler genellikle selektif mutizmli bireyler için, ilgili etkinliklere bedenen katıldığını fakat liderlikten kaçındıklarını veya iletişim şekli olarak sadece kafa sallama veya parmakla bir şeyler gösterme olduğunu belirtmektedir.

Selektif mutizmli bireyler bilindik ortamlarda gayet rahat bir şekilde konuşabilmektedirler. Özellikle ev ortamında, çocuklar olduğundan daha fazla bir şekilde bile konuşabilmektedir. Herhangi bir çekinme, utanma, donakalma gibi bir durum söz konusu değildir.

Yine bazı durumlarda, çocuklar için ev ortamının güvenli olmasına rağmen, eve tanımadık birinin gelmesiyle de aynı davranışlar sergileyebilmektedirler. Bu davranışın temelinde ise, bu kişilerin onların hafızasında tamamen yabancı olarak algılanmasıdır. Selektif mutizmli bireyler, konuşmaları gereken kişileri veya kendilerini açıklayabildikleri ortamları bilinç dışı şekilde seçerler. Selektif mutizm ortaya çıktığı yaşa göre iki ana grupta incelenmektedir.

Erken Dönem Selektif Mutizm: 3.5 – 4 yaşları arasında ortaya çıkan suskunluk durumudur.

Geç Dönem Selektif Mutizm: 5.5 – 6 yaşları arasında ortaya çıkan suskunluk durumudur. Okul mutizmi de denilmektedir.

Selektif Mutizm Belirtileri

Selektif mutizmli çocuklarda belirtiler oldukça farklı olabilmektedir. Bu belirtiler ev ortamında pek fazla görülmediği için genelde öğretmenleri tarafından ebeveynler uyarılmaktadır. Ebeveynler ise yabancı ortamlara girildiğinde, çocuğunda bir aksilik olduğunu yeterince dikkatlilerse fark edebilirler.

  • Çocukta yabancı ortamlara girildiğinde suskunluk durumu mevcut olur ve bu suskunluk durumu 6 ay gibi bir süreden daha fazla mevcuttur.
  • Suskunluk sistemli bir yapı gibidir ve asla dışarıdan müdahale edilemiyor olabilir.
  • Yabancı bireylerin iletişime geçme çabasında çocukta herhangi bir tepki olmazsa selektif mutizm düşünülebilir. Genellikle kafasını önüne eğme veya yabancıya ters bir şekilde bakma durumu görülebilmektedir.
  • Okul içerisinde bu suskunluğun farkında olan çocuklar, öğretmenleriyle iletişime geçmek için başka çocukları öğretmene yönlendirerek, öğretmenle iletişime geçebilmektedirler.
  • Oyunlara katılım sağlamasına rağmen, oyunlarda diğer yabancılarla konuşmuyor olabilirler.
  • Diğerlerine göre farklı veya dikkat çekici davranışlar içinde bulunabilirler.

Selektif Mutizm Nedenleri

Selektif mutizm genellikle anaokulu dönemi gibi ortaya çıksa da yetişkin dönemlerde de ortaya çıkabilmektedir. Yetişkinlik döneminde ortaya çıkması durumunda ek psikiyatrik sorunlar irdelenmektedir. Fakat selektif mutizmde, nedeni tam olarak açıklamak mümkün olmayacaktır. Çünkü çeşitli durumların bir araya gelmesiyle gelişen bu hastalıkta, tek bir neden bulmak, diğer nedenleri göz ardı etmek anlamına gelmektedir. Aynı zamanda selektif mutizme neden olabilecek faktörlerin her birinin bireylerdeki yansıması daha farklı olacağı için, net bir sebep göstermek mümkün olmayacaktır.

  • Yakın zamanlarda bilinmedik bir yere taşınma öyküsü veya göç
  • Aile içerisinde sürekli suskunluk hali veya annenin sürekli sessiz olması, içe kapanık olması
  • Başta anne ve baba olmak üzere, ailede ek psikiyatrik sorunları olan bireylerin olması
  • Aile içerisinde dayak, şiddet olaylarının yaşanması
  • Aile içerisinde cinsel istismar olması
  • Aşırı derecede titiz olan aile bireyleri
  • Aşırı kaygılı anne ve baba
  • Aşırı koruyucu ebeveynler
  • Anne ve babadaki konuşma bozuklukları
  • Yakın zamanda yaşanılan bir travma

Sevilen bir arkadaşın veya bir tanıdığın beklenmedik vefatı veya anne baba ayrılması sonucu anneden ayrılma bu durumu tetikleyebilmektedir.

  • Çocuğun özgüveninin azalmasına neden olacak olayları yaşaması
  • Cinsel gelişim bozukluğu olan çocuklar
  • Hayat kalitesini bozacak hastalığa sahip olunması
  • Ebeveynler tarafından çocuğun sürekli izole bir ortamda büyütülmesi

Selektif Mutizm Teşhisi

Selektif mutizm teşhisi için ek bir laboratuvar incelemesi veya MR, Tomografi gibi incelemelere gerek yoktur. Dünya sağlık örgütünün, çoğu ülkeler tarafından kabul edilen tanı kriterleri kullanılmaktadır. Bu tanı kriterleri ICD – 10 adı altında incelenmektedir.

Bu tanı kriterine göre;

  1. Çocukların başka ortamda konuşma yetisi olmasına rağmen, belirli bir takım ortamlarda sürekli bir şekilde konuşamamaları
  2. Var olan bu sorunun, çocuğun gerek okul gerek de sosyal yaşamında çocuğa bir takım zararlar vermesi
  3. Var olan bu bozukluğun en az 1 ay devam etmesi
  4. Belirli ortamlarda konuşamamasının sebebinin herhangi bir dil becerisi sorunundan kaynaklı olmaması
  5. Var olan bu bozukluğun kekemelik gibi konuşma bozukluklarıyla veya ek bir psikiyatrik hastalıkla daha iyi açıklanamaması gerekmektedir.

Selektif Mutizm Tedavisi

Selektif mutizm tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Terapist eşliğinde terapiler uygulanır. Bu terapilerde bir diğer önemli nokta ise ebeveynlerin bu süreçte çocukları konusunda destek halinde olmasıdır. Ebeveynlerin sabrı, terapistin motivasyonu gibi faktörler bu terapinin süresini belirlemektedir. Çocuktaki gelişimin çok hızlı olacağını beklemek oldukça yanlış bir düşünce olacaktır, bu gelişim yavaş yavaş olacaktır.

Bazı durumlarda medikal tedavi yöntemleri de bu terapiye eklenebilmektedir. Fakat medikal tedavinin tek başına net bir yararı olmayacaktır. Terapi ile birlikte uygulanan medikal tedavilerde iyileşme süresi daha hızlı olabilir. Medikal tedavi olarak anti – depresan ilaç tedavisi uygulanabilmektedir. Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörü olarak bilinen SSRI grubu ilaçlar kullanılır. SSRI ilaçlar grubunda ise Fluoksetin, Paroksetin, Sitalopram, Sertralin ve Fluvoksamin gibi ilaçlar yer almaktadır.

Selektif Mutizm Tedavi Edilmezse

Selektif mutizmli bireylerin bu davranışlarının ergenliğin son dönemlerinde kaybolma ihtimali bulunmaktadır. Fakat herhangi bir pedagojik yardım almadan yaşamına devam eden bu bireylerde kaybolma ihtimali oldukça azalır. Özellikle selektif mutizmli bireylerin kendilerine güvenleri oldukça fazla bir şekilde sarsılabilmektedir. Bu durum, bireylerin kendini toplumdan soyutlaması gibi istenmeyen sonuçlara yol açabilmektedir. Dolayısıyla ileriki meslek hayatları, sosyal yaşamları oldukça sıkıntılı geçecektir. Hatta belki de herhangi bir iş veya sosyal yaşantıya bile sahip olamayacaklardır.

Selektif Mutizm Hastalığına Ne İyi Gelir?

  • Selektif mutizmli bireylerin ebeveynleri, bu hastalık hakkında net bir şekilde bilgilendirilmelidirler. Çünkü bu bireylerin terapisinde aile ve terapist bir işbirliği yaparak ilerlemek zorundadır. Aileler çocuğun sosyal yaşama katılmasını desteklemelilerdir. Fakat bunu yaparken bu bireylere “ekstra ilgi alaka sağlanmaması gerektiği gibi, diğer çocuklardan da izole etmemeleri” gerekmektedir.
  • Ebeveynlerin, selektif mutizmli bireylerle sözlü olmayan iletişim olanaklarını kullanması gerekmektedir. Örneğin günlük hayatta sıkça kullandığımız evet veya hayır demek için baş sallamak gibi.
  • Öğretmenlerin çocuğun bu suskunluk halini ciddiye almaları gerekmektedir. Çocukla iletişim kurmaya çalışan öğretmenin, eğer konuşursan sana hediyeler alırım gibi bir yaklaşıma girmemesi gerekmektedir. Bu durum selektif mutizmli bireylerdeki baskı oldukça fazla derecede arttırmaktadır.
  • Öğretmenlerin selektif mutizmli bireylerle iletişim kurmasında ödüllendirmenin bir işe yaramadığı aşikardır. Aynı zamanda cezalandırma da selektif mutizmli bireyler için büyük bir yıkıma neden olabilmektedir. Bu yüzden öğretmenin, bu durumu kabullenmesi gerekmektedir.
  • Çocuğu yabancı hissettiği ortamlarda konuşmaya zorlamamak gerekmektedir. Eğer çocuk sorulan sorulara cevap veremiyor veya iletişim kuramıyor ise, soracağınız diğer sorulara da cevap veremeyecektir. Genellikle çocuk sizinle iletişime geçse bile, suskunluğunun nedenini sizlere söylemeyecektir.
  • Selektif mutizmli bireylerle iletişime geçerken, bu bireylerin güçlü taraflarını keşfediniz ve bu konuda onları yeterince destekleyiniz.
  • Öğretmenlerin sadece okulda değil, okul dışında da bu bireylerle iletişime geçmesi önerilmektedir. Örneğin sosyal medya üzerinden çocukla iletişime geçilebilir, çocuğa kısa mektuplar yazılabilir.
  • Öğretmenlerin bu bireyleri izole etmemeleri gerekmektedir. Örneğin bir etkinlik düşünülüyorsa, bu bireylerin rahatlıkla katılabileceği etkinlikler olmalıdır. Gece gündüz oyunu gibi oyunlarda, konuşması gerekmediğinden, bu bireyler rahatlıkla bu tarz etkinliklere katılabilmektedirler.

Selektif Mutizm Hastalığına Ne İyi Gelmez?

Selektif mutizm tedavisi multidisiplinerdir. Terapist kadar çocuğun sosyal yaşantısı da oldukça önemlidir. Özellikle kendini rahat hissetmedikleri ortamlarda sessizliğe bürünen bu bireylerin yaşamlarını düzeltmeleri açısından öğretmenlere düşen görev oldukça önemlidir.

Öğretmenler bu bireylerin hastalığını kabullenmelilerdir. Kabullenmedikleri takdirde, selektif mutizmli bireyler için baskı artacaktır. Örneğin öğretmen sürekli bir şekilde çocuğun aslında utangaç olduğunu düşünüyorsa ve çocuğu sürekli konuşturmaya çalışıyorsa, bu durum çocuk için travmatik olabilmektedir.

Aynı zamanda ailenin de sabırlı olması gerekmektedir. Sabırsız aileler, terapiyi yarıda keserlerse, bu durum çocuktaki baskıyı arttırabilmektedir. Bu yüzden ebeveynlerin kara kara selektif mutizm nasıl geçer gibi bir soruyu kendilerine pek fazla sormamaları gerekmektedir. Bu süreç oldukça uzun bir süreçtir. Ailelerin çocuktan beklentisi kısa vadede olursa, ne yazık ki beklentileri karşılanmayacaktır.

Çocuğun sürekli desteklenmesi gerekmektedir. Çocuğu desteklerken aşırıya kaçmamak da gerekmektedir. Aksi takdirde çocuk kendini daha da izole hale getirebilmektedir.

Özellikle öğretmenlerin, bu bireylerin iletişim kurması için kullandığı iletişim yöntemi oldukça önemlidir. Öğretmenler çocuğu cezalandırmak gibi bir yanlışa düşmemelidir. Bu durum çocuk üzerindeki baskıyı arttıracaktır ve iyileşmenin gecikmesine neden olacaktır.

Selektif Mutizm İlaçları

Selektif mutizmde ana tedavi terapi ve aile – öğretmen iş birliğidir. Fakat bazı durumlarda buna ek olarak tedaviye medikal ilaçlar eklenebilmektedir. Eklenen bu ilaçlar antidepresan olarak bilinen SSRI grubu ilaçlardır. Bu ilaçların çok farklı yan etkileri olabilmektedir.

  • Fluoksetin
  • Paroksetin
  • Sitalopram
  • Sertralin
  • Fluvoksamin

Bu ilaçların yan etkileri birbirine oldukça benzer. En sık yan etkileri bulantı ve kusmadır. Aynı zamanda ishal gibi ek semptomları da sıkça karşılaşılan durumlardandır. Paroksetin hariç diğer ilaçların kilo alımı gibi yan etkileri düşüktür. Fakat paroksetin kilo alımı yapabilmektedir. Özellikle ergenlik döneminde libido azalması ve geç boşalma gibi ek sorunlara da yol açabilmektedir. Kalbe olan yan etkileri de oldukça azdır. Hipotansiyon gibi etkileri de oldukça düşüktür.

Selektif Mutizm için Hangi Doktora Gidilir?

Anaokulu döneminde veya ilkokul döneminde öğretmenlerin bu konuda aileye geribildirim yapması oldukça önemlidir. Sınıfta arkadaşlarıyla konuşmayan, öğretmen ile sözlü iletişim kurmayan veya yabancılara karşı sözlü eylemlerde bulunmayan çocukların Çocuk Psikiyatrisi uzmanına başvurmaları gerekmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
5
0
Makeleyi Paylaşın