Osteokondral Lezyon

Osteokondral Lezyon, bacak ve ayak bölgesinde meydana gelen hem kemik hem de kıkırdak dokuyu ilgilendiren yaralanmalardır. Tedavisi lezyonun yeri, boyutu, belirtilerin sıklığı ve şiddeti ile hastanın gündelik aktivite durumuna göre yapılır.

Osteokondral Lezyon Nedir?  

Bacaklar ve ayaklar vücudun tüm ağırlığını üstlenen, hareket etmeyi sağlayan önemli vücut bölümleridir. Bu bölgelerde meydana gelen hasarlar kişilerin hareket kabiliyetini oldukça azalttığı için gündelik hayatı kısıtlar. Osteokondral Lezyon; bacak ve ayak bölgesinde meydana gelen hem kemik hem de kıkırdak dokuyu ilgilendiren yaralanmalardır. Bu yaralanmalar femur adı verilen üst bacak kemiğinde, patella adı verilen diz kapağında ve talus adı verilen ayak bileğini oluşturan kemiklerden birinde meydana gelebilir. Femurda osteokondral lezyon ve patellada osteokondral lezyon daha az görülmekle birlikte hastalar yoğun olarak talus osteokondral lezyon şikâyeti ile Hastaneye başvuru yaparlar.  

Talusta meydana gelen osteokondral lezyonlar meydana gelen hasara göre sınıflandırılır:

  • Evre 1 osteokondral lezyon: Subkondral kemik adı verilen ve kıkırdağın beslenmesini sağlamakla birlikte kıkırdağa mekanik destek sağlayan kemiğin hafif çökmesi 
  • Evre 2 osteokondral lezyon: Kemikte tam olmamakla birlikte kısmi bir kırık meydana gelir. 
  • Evre 3 osteokondral lezyon: Kemik tam olarak kırılmıştır ancak yer değiştirmemiştir.
  • Evre 4 osteokondral lezyon: Tam olarak kırılan kemik yer değiştirir.
  • Evre 5 osteokondral lezyon: Subkondral kemik üzerinde kist meydana gelir.

Osteokondral Lezyon Belirtileri Neler?

Osteokondral lezyonlarda hastalarda diğer bacak ve ayak bölgesi hastalıklarında olduğu gibi ağrı ve yürüme zorluğu yaygın şikayetler olmakla birlikte başka belirtiler de ortaya çıkar.

  • Ağrı: Ayak bileğinde ortaya çıkan osteokondral lezyon sonucu hareketle artış gösteren ayak bileği ağrısı yaygındır. Ağrı meydana gelen travmaya bağlı olarak ayağın iç ya da dış kısmında ortaya çıkabileceği gibi ağırlığa bağlı olarak direkt ayak bileğinin içinde de hissedilebilir.
  • Şişlik: Yine hareketle artış gösteren ve gün içinde giderek artan şişlik ortaya çıkar.
  • Hareket kısıtlılığı: Ayak bileğinde ortaya çıkan osteokondral lezyon ağrı ve şişliğe bağlı olarak hareketle artış gösteren hareket kısıtlılığı meydana gelebilir. 
  • Sık burkulma hissi: Ayak bileğinde osteokondral lezyon bağlı olarak hastalarda sık sık burkulma hissi ortaya çıkar.

Osteokondral Lezyon Nedenleri Nelerdir?

Osteokondral lezyonlar genellikle ani ortaya çıkan bir travma sonrası meydana gelirken bazen de mikrotravma adı verilen sürekli olan ancak çok hissedilmeyen travmalar sonucu ortaya çıkabilir.

  • Ani travmalar: Kazalar, spor yaralanmaları gibi durumlar sonrası osteokondral lezyonlar meydana gelebilir.
  • Mikrotravmalar: Bağ yaralanması sonrası meydana gelen sık burkulmalar sonrası osteokondral lezyonlar ortaya çıkabilir.
  • Ayakta basma bozuklukları: İçe basma gibi doğuştan gelen ve normal vücut pozisyonunun korunamadığı kişilerde osteokondral lezyonlar daha sık ortaya çıkar.
  • Hormonal bozukluklar: Kişilerde meydana gelen normal dışı hormonal düzenlere bağlı olarak osteokondral lezyon meydana gelebilir. 
  • Damar bozuklukları: Damar hastalıkları sonucu ortaya çıkan kanlanma sorunlarına bağlı olarak osteokondral lezyon ortaya çıkabilir. 

Osteokondral Lezyon Teşhisi

Bacak ve ayak bileği bölgesinde ağrı ve şişlik şikâyetleri olan hastalardan öncelikle detaylı bir hasta öyküsü alınarak ağrının tipi, şiddeti, günün hangi vakitlerinde artıp azaldığı, geçirilen herhangi bir kaza olup olmadığı sorgulanmalıdır. Daha sonra fizik muayene yapılarak diğer ayak bölgesi hastalıklarının ekarte edilmesi sağlansa da osteokondral lezyonun kesin tanısı için radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılmalıdır.

  • Direkt röntgen grafi: Ayak bileği hastalıklarında ilk başvurulan görüntüleme yöntemi olan direkt röntgen grafi ile X ışınları kullanılarak ayak bileğinin farklı açı ve kesitlerden görüntülenmesi sağlanır. Her ne kadar farklı acılardan ve kesitlerden görüntü elde edilse de osteokondral lezyonların yarısından fazlası direkt röntgen grafi ile atlanmaktadır.
  • Bilgisayarlı tomografi (BT): Bilgisayarlı tomografi kemik yapının gösterilmesinde oldukça başarılı bir yöntem olduğu için hem osteokondral lezyonun yerinin tespitinde hem de tedavi için cerrahi planlaması öncesinde kullanılır. 3 boyutlu görüntüleme sağlanması ile hem osteokondral lezyonun yerinin belirlenmesinde hem boyutunun tespit edilmesinde hem de sınıflandırılmasının doğru yapılmasında faydalı olan bilgisayarlı tomografi kıkırdak dokuyu manyetik rezonans görüntüleme kadar iyi gösteremez.
  • Manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Radyo dalgaları kullanılarak yapılan görüntüleme yöntemi olan manyetik rezonans görüntüleme yumuşak doku yaralanmalarını ve kıkırdak dokuyu gösterdiği için osteokondral lezyonda altın standart görüntüleme yöntemi olarak kabul edilir. Manyetik rezonans görüntüleme ile normal kıkırdak yapısı, lezyonlu kıkırdak yapısı ve tedavi edilmiş kıkırdağı birbirinden ayırabilir. 

Osteokondral Lezyon Tedavisi

Osteokondral lezyonun tedavi planlaması lezyonun yeri, boyutu, belirtilerin sıklığı ve şiddeti ile hastanın gündelik aktivite durumuna göre yapılır. Belirti ve şikayetleri olmayan hastalar belirli aralıklar ile lezyonun boyutu, yeri ve sınıflandırılması sonrası manyetik rezonans görüntüleme ile takip edilir. Belirti ve şikayetleri olan hastalarda konservatif tedavi seçenekleri denen ve cerrahi dışı tedavi seçenekleri tercih edilebilir. Bu amaçla eklem içi steroid enjeksiyonu ve PRP enjeksiyonu uygulanabilir. Gündelik aktivite düzenlemesi yapılması ile yük vermeyi azaltma, ortez kullanımı ile ayak bileğini destekleme tedavide faydalı olacaktır. Hastalarda ağrı şikayetlerini kontrol altına almak için analjezik ilaçlar adı verilen ağrı kesiciler kullanılabilir.

Konservatif tedavi seçenekleri ile şikayetlerin giderilemediği ya da hastaneye başvurduğu zaman evre 3,4 ve 5 olan hastalarda cerrahi müdahale gerekli olabilir. Cerrahi tedavi seçenekleri arasında; osteokondral parçanın redüksiyonu ve tespiti, kemik iliği uyarımı, artiküler kıkırdak replasmanı, otolog kondrosit implantasyonu, hücresiz çatı implantı uygulaması ve metal implantların uygulanması mevcuttur.

Osteokondral Lezyon Tedavi Edilmezse 

Belirti ve şikayetleri olmayan osteokondral lezyon hastalarında tedavi planlaması ötelenebilir. Belirti ve şikayetleri olan hastalarda ise tedavi planlaması yapılması ve tedaviye başlanması önemlidir. Uygun tedavi uygulanmayan hastalarda zaman içinde şiddetli ağrı ve şişlik dolayısı ile gündelik aktivitelerde kısıtlanma meydana gelir. Kişiler yürüme kadar basit işlevleri yerine getiremez hale gelir. 

Osteokondral Lezyon İlaçları

Osteokondral lezyona bağlı ağrıların kontrolünde analjezik ilaçlar adı verilen ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar arasında:

  • Asetilsalisilik asit (aspirin)
  • Fenilbutazon 
  • Parasetamol
  • İndometazin 
  • İbuprofen
  • Naproksen

Sayılabilir.

Bu ağrı kesiciler ile kontrol alınamayan ağrılarda ise:

  • Morfin
  • Kodein
  • Meperidin 

Gibi narkotik analjezikler olarak bilinen opioid analzejikler kullanılabilir. 

Osteokondral Lezyon Ameliyatı

Konservatif tedavi ile düzelmeyen osteokondral lezyon varlığında ya da teşhis aşamasında evre 3, 4 ve 5 olan osteokondral lezyonlarda cerrahi müdahale gerekebilir. Bu amaçla uygulanan çeşitli yöntemler mevcuttur.

  • Osteokondral lezyonun redüksiyonu ve tespiti: Ani travmalar sonrası kırığın eşlik ettiği osteokondral lezyonlarda uygulanabilen teknik acil müdahale şeklinde uygulanabilir. Küçük metal ve vidalar ile kırık olan kemiklerin sabitlenmesi sağlanır.
  • Kemik iliği uyarımı: Osteokondral Lezyon tedavisinde en sık kullanılan yöntem olup, bu yöntemde kıkırdağın beslenmesini sağlayan subkondral kemikten kök hücrelerin eklem yüzeyine gelmesi sağlanır. Kıkırdak yüzeyinden açılan delikler yardımı ile kemikten kök hücrelerin kıkırdak yüzeyine gelmesini sağlayarak kıkırdak yapımı uyarılır. 
  • Artiküler kıkırdak replasmanı: İki farklı yöntemle uygulanabilir.
    1. Otolog kondrosit transplantasyonuDiz bölgesinde yükün binmediği bölgeden alınan kemik ve kıkırdağın osteokondral lezyon bölgesine yerleştirilmesi işlemidir. Bu işlemden sonra 3 ay boyunca hastaların bölgeye yük bindirmemesi ancak egzersiz yapması gerekir.
    2. Osteokondral allogreft transplantasyonu: Osteokondral lezyonun belli bir genişlikten fazla olması durumunda bir kadavradan alınan kemik ve kıkırdak doku yardımı ile tedavi yapılmasıdır.
      • Otolog kondrosit implantasyonu: Canlı kültürde üretilen kıkırdak hücrelerinin osteokondral lezyon bölgesine yerleştirilmesi ile yeni kıkırdak üretilmesini sağlar. 2 seans halinde uygulanan işlemde; birinci seansta hücre enjeksiyonu yapılırken ikinci seansta hyalurinik asit ya da kollajen içinde üretilen hücreler enjekte edilir. 
      • Hücresiz çatı implantı uygulaması: Kemik iliği uyarımı yöntemi ile ortaya çıkan iyileşme potansiyelini arttırmak ve yeni oluşan kıkırdak dokunun kalitesini arttırmak için uygulanabilir. Osteokondral Lezyon bölgesine hyalurinik asit ve kollajen gibi kıkırdak oluşumunu destekleyici maddelerin yerleştirilmesi işlemidir.
      • Metal implant uygulama: Metal protezler ile lezyon alanının doldurması ile Ekleme gelen yükün dağılması sağlanır. Diğer tedavi seçeneklerinden sonuç alınamadığı zaman uygulanır.

Osteokondral Lezyon ağrı ve şişlik ile kendini gösteren bir hastalık olup ağrı ve şişliğin kontrol altına alınması için istirahat önerilir. Istirahat ile birlikte soğuk buz uygulaması yapılması hem şişliklerin azaltılmasına hem de ağrıların kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Fizik tedavi programına göre uygun egzersizlerin yapılması ile meydana gelen hareket kısıtlılığının giderilmesi sağlanabilir.

Hamilelikte Osteokondral Lezyon 

Hamilelik döneminde meydana gelen hormonal ve fiziksel değişiklikler sonucu kas ve iskelet sisteminde hasarlanmalar daha çok ortaya çıkabilir. Osteokondral lezyonun hamilelik döneminde ortaya çıkması alınan kiloların da etkisi ile şiddetli ağrı ve şişkinlerle kendini gösterir.

Osteokondral lezyonun kesin tanısının konulması için kullanılan radyolojik görüntüleme yöntemlerinin bebeğe zarar vereceği düşüncesi ile anne adayları bu yöntemleri kullanmak istemezler. Ancak tanı amaçlı kullanılan radyolojik görüntüleme yöntemleri bebeğe zarar verecek radyasyon dozunun çok altında radyasyon yayar.  

Tedavi aşamasında öncelikli olarak konservatif tedavi seçenekleri uygulanır. İstirahat ve fizik tedavi uygulaması öncelikli tercihlerdir. Ağrıların çok olması durumunda doktorun tavsiye ettiği ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Cerrahi Uygulaması mümkün olduğunca doğum sonrasına bırakılır. 

Bebeklerde ve Çocuklarda Osteokondral Lezyon 

Bebeklik ve çocukluk döneminde de osteokondral lezyon meydana gelebilir. Bebeklik ve çocukluk dönemleri hareket ederken dikkatli olunmayan dönemler olduğu için sürekli burkulma, çarpma sonucu meydana gelen mikrotravmalara bağlı osteokondral lezyonlar sıktır.

Bebeklik ve çocukluk döneminde kemikler tam sertleşmediği için en uygun radyolojik görüntüleme yöntemi manyetik rezonans görüntülemedir. 

Uygun görüntüleme yöntemleri ile teşhis edilen osteokondral lezyonlar bebeklik ve çocukluk dönemlerinde bir müddet o ayağa ağırlık vermeme ve aktivite düzenlemesi sonucu kendiliğinden düzelme gösterebilir.

Osteokondral Lezyon için Hangi Doktora Gidilir?

Ayak bileği bölgesinde ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı gibi şikayetler varlığında osteokondral lezyondan şüphe edilebilir. Ayak bileği burkulması gibi travmalar sonrasında uygun tedaviye rağmen 6 aydan uzun süren ayak bileği ağrısı, ayak bileğinde şişlik gibi şikayetler varlığında da osteokondral lezyon varlığından şüphe edilebilir. Bu durumda ortopedi ve travmatoloji bölümünde ortopedi ve travmatoloji uzmanına muayene olunması gerekir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
6
1
Makeleyi Paylaşın