Kuduz

Kuduz, rabiesvirüsü tarafından sinir sistemine yerleşme eğilimi gösteren bir beyin enfeksiyonudur. Hastalığa yakalanılması durumunda kuduz aşısı kullanılır.

Kuduz Nedir?

Kuduz, sinir sistemine yerleşme eğilimi gösteren rabiesvirüs tarafından oluşturulan, hızlı başlangıç gösteren, geri dönüşümü olmayan bir beyin enfeksiyonudur.

Kuduz, insanlığın çağlardan beri gördüğü ve çözüm bulamadığı, bilinen en korkunç ve en dramatik hastalığıdır. Bu hastalığı ilk tarifleyen Celcus’dur. Celsus bu hastalığın köpeklerden insanlara geçtiğini göstermiş ve bu hastalığa “hidrofobia” adını vermiştir. 1804 yılında ise Zinke, köpek salyasının bu hastalığı bulaştırdığını kanıtlamıştır.

1881’de Louis Pasteur, hastalığın hastalık yapan etkisini merkezi sinir sisteminde de göstermiş olup; geliştirdiği aşı ile hastalığı bulaşmadan koruma altına alarak insanlığa çok büyük bir armağan bırakmıştır.

Kuduz klasik bir hayvandan insana geçen hastalıktır. Virüs, memeli hayvanlarda ve insanlarda enfeksiyon oluşturur.  Özellikle kurt, tilki, çakal, rakun, kokarca, hamster, tarla faresi ve yarasa gibi vahşi hayvanlar virüse oldukça duyarlıdır. Kedi, köpek ve sığır gibi evcil hayvanlarda da bu hastalık görülür.

Yarasalarda özel bir durum bulunur. Bunlar hastalık belirtilerini göstermeden kuduz virüsünü idrar ve salyalarında taşırlar. Daha sonra da hayvan ya da insanlara bulaştırırlar. Gelişmiş olan ülkelerde vahşi hayvanlar, gelişmekte olan ülkelerde ise köpekler riskli grupta yer alırlar.

Ülkemizde görülen evcil hayvan kuduzunda, hastalığın bulaşmasından sorumlu olan hayvan köpektir. Köpekler bu hastalığı çakal, kurt ve tilki gibi yabani hayvanlardan alırlar. Temas sonucunda da insanlara bulaştırırlar. Kemirgenlerden bulaşma söz konusu değildir. Kuşlar ve sürüngenlerde bu virüsü taşımaz ve bulaştırmazlar.

Kuduz hastalığına neden olan rabiesvirüsü dünyanın her yerinde görülür. Ama bazı ülkelerde mücadele sonucu tamamen yok edilmiştir. Ülkemiz başta olmak üzere Hindistan, Orta Doğu, Afrika ve bazı Doğu Avrupa ülkelerinde sıkça görülmektedir.

Dünyada bulunan vaka sayısı tam olarak bilinmiyor ancak her yıl 100.000 - 200.000 kişinin kuduzdan öldüğü tahmin edilmektedir Kuduz virüsünün kendini gösterme süresi bazı durumlarda değişmekle birlikte genelde 20-90 gündür.

Kuduz Belirtileri Nelerdir?

Kuduz virüsünün vücuda girmesinden kliniğin bitimine kadar belli dönemleri bulunur ve her döneminde farklı belirtiler verir.

  • Kuluçka döneminde süre değişkendir. Çoğu olguda 20-90 gündür. Isırık yarasının ciddiyetine, oraya yerleşen virüs miktarına ve yaranın merkezi sinir sistemine yakınlığına bağlı olmak üzere daha uzun veya daha kısa olabilmektedir. Bu dönem çocuklarda daha kısadır.

Elbise üzerinden olan ya da sıyrık şeklindeki ısırıklarda bu süre genellikle 1.5 ayın üzerindedir. Baş, yüz ve boyun yaralanmalarında, özellikle yaranın derin olduğu olgularda 12 - 15 gün gibi kısa kuluçka süreleri görülür.

Bağışıklık sistemi direnci yerinde olan kişiler, hastalık yapma gücü zayıf olan virüsün bulaşmasıyla kuluçka süresi uzayacaktır

  • Prodrom dönemi virüsün merkezi sinir sistemine girmesiyle semptomlar başlar. Bu dönem genellikle 2-10 gün sürer. İlk başlarda hafif ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kırıklık ve ishal gibi genel enfeksiyon belirtileri ile kendini gösterir. Bu nedenle, üst solunum yolu enfeksiyonuyla ya da bağırsak enfeksiyonlarıyla çok karıştırılır. Isırık yerinde ağrı, kaşıntı ve duyu hissizlik bulunması kuduz hastalığı için özel ilk semptomlardır. Karakter değişimi ve herhangi bir uyarıya aşırı tepki verme görülür
  • Akut nörolojik semptom dönemi en sık görülen klinik dönemdir. Hasta kızgındır. Kızgın formdaki hasta huzursuzdur. Halüsinasyonlar görür. Birkaç dakika görülen saldırganlık, huzursuzluk, kaçma, ısırma ve diğer davranış bozuklukları ve ardından da sakinlik dönemi birbirini izleyen tablolardır.

Hastalarda otonom sinir sistemi bozuklukları nedeniyle ateş yüksekliği, kalp atım sayısı artışı, tansiyon yüksekliği ve aşırı tükürük salgısı üretimi görülür.

Gırtlak, yutak ve diyafragmada kendiliğinden veya yutkunma, su içme gibi uyaranlarla ağrılı kasılmalar başlar. Bu nedenle hasta su kelimesinden bile ürker hale gelir. Buna tıpta “hidrofobi” denilir.

Hasta nöbetler sırasında tükürüğünün akciğerlere kaçması nedeniyle öksürük, aksırma, tıkanma veya kusma ve bunların uyardığı istemsiz, kasılıp gevşeme şeklinde oluşan çizgili kasların şiddetli kasılması görülür.

Hastalar yutkunamadığı için nöbet sırasında virüs içeren tükürük dışarı akar. Buna bağlı ışıktan korkma (fotofobi) ve havadan korkma(aerofobi) görülür.

Hastalar, herhangi bir nöbet sırasında solunum durması veya kalp durması ile kaybedilir. Yaşayanlarda ise sakin(paralitik) dönem başlar

  • Paralitik dönemde esas tutulan bölge omuriliktir. Genellikle akut dönemden sonra görülür. Hissizlik sıklıkla yara bölgesinde belirgindir. Yaygın ve simetrik olabilir. Bilinç genellikle açıktır. Hastalığın ilerlemesiyle bilinç bozulur
  • Koma dönemi başlangıçtan itibaren gün içinde gelişir. Aylarca sürebilir. Genelde nefes alamamaktan veya başka bir istenmeyen durumdan dolayı kaybedilirler.
  • Ölüm döneminde ise genellikle tıbbi bakıma bağlı olmakla birlikte hasta 18 gün içinde kaybedilir. Literatürde 5 kuduz hastasının iyileştiği rapor edilmiştir ama tanıları hakkında kesinlik bulunmamaktadır.

Kuduz Nedenleri Nelerdir?

Kuduz hastalığı hızla ortaya çıkan, geri dönüşümü olmayan beyin iltihabı ile ilerleyen bir enfeksiyon hastalığıdır. Bu hastalık sinir sistemine yerleşme eğilimi gösteren rhabdoviridae ailesinden biri olan rabiesvirüs tarafından oluşturulur.

Bu hastalık rabiesvirüsü taşıyan köpekler, kediler diğer evcil hayvanlar, yarasalar ve diğer vahşi hayvanların ısırması ya da tırmalaması sonucu insanlara bulaşır.

Kuduz Teşhisi

Kuduzda klasik klinik tablo, tam olarak yerleştikten sonra tipiktir ve özellikle hayvan ısırık hikayesi mevcutsa tanı koymak kolaydır. Tipik olgularda tanı, belirtilere bağlı olarak konulabilir.

Tipik olmayan olgular ve hayvan temasının hatırlanmadığı durumlarda tanısal zorluk ve karışıklıklara neden olabilir. Bu nedenle tüm beyin iltihabı olgularında hayvan ısırığı öyküsü ısrarla araştırılmalıdır. Bunların da laboratuvar açıdan doğrulanması gereklidir.

Laboratuvar tanıda klinik belirtiler oluşmadan önce kuduz tanısı koydurtacak herhangi bir laboratuvar testi yoktur:

  • Hastalığın seyri sırasında rutin laboratuvar testlerinin tanısal değeri sınırlıdır.
  • Beyaz küre sayısı 8.000 - 13.000/mm3 arasındadır.
  • Kanamayı durduran hücrelerin sayısı normaldir.
  • Hemoglobin ve hemotokrit değerleri hastalığın başlangıcında normaldir.
  • Beyin omurilik sıvısı bulguları genelde normal olup, yaklaşık %60 olguda hücre sayısı hafif artmış( 70/mm3) tır.
  • Beyin elektriksel aktivitesinde anormallikler (aktive supresyon ve diken potansiyeli patlaması) bulunabilir.
  • Kan tahlillerinin yönlendirici bir değeri yoktur. 
  • Bazı olgularda savunma hücrelerin fazlalığı belirlenebilir. Elektroensefalografi (beyin elektriksel faliyeti) bozukluklarında ve ciddi beyin ödemine rağmen tomografi veya emar normal olabilir.
  • Hastalığın kesin tanısı; ışık mikroskopunda inceleme, virüsün üretilmesi, kan testleri testler veya Virüs hastalık yapan kısmının araştırılmasıyla yapılabilmektedir.
  • Ölümden sonra beynin ışık mikroskopunda incelemesinde negri cisimciğinin gösterilmesi beyin dokusunun virüs yönünden laboratuvar ortamında çoğaltılması ve kan testleri veya virüs hastalık yapan kısmı araştırılmasıyla kesin tanı konulabilir.
  • Ölümleri kuduz açısından şüpheli karşılanan hayvanların başı kesilir, gliserinli tuzlu su ile ıslatılmış bir beze sarılarak laboratuvara gönderilir. Hazırlanan kesitler özel yöntemlerle boyanır ve negri cisimcikleri araştırılır.
  • Şüpheli hayvandan parça alınırken uygun otopsi kıyafeti, eldiven ve yüzü korumak amacıyla bir siperlik gereklidir.
  • FAT ile inceleme oldukça duyarlıdır. Negri cisimcikleri reye sendromlu hastaların beyninde de saptanır. 
  • Doğrulama testi yavru fare beynine inokülasyon yöntemiyle (Bir materyale veya deney hayvanına hastalık etkeninin ekleme işlemi) inklüzyon cisimciklerin gösterilmesidir.
  • Hastalığın erken dönemlerinde ensede alınan saçlı deri örneğinde saç tanesi çevresindeki sinirlerde kuduz hastalığını oluşturan kısım araştırılır.
  • Özellikle hastalık oturmaya başladıktan sonra oldukça doğru tanı koydurur.
  • Enfeksiyon veya aşılanmaya bağlı olarak virüsün glikoprotein g hastalık etkenine karşı oluşan nötralizan antikorlar hızlı floresan fokus inhibisyon testi (RFFIT) veya enzim bağlanmış immünsolbent (EAI) ile ölçülür.
  • Beyin omurilik sıvısında, tükürük de ve dokuda virüsün genetiği belirlenir.

Kuduz hastalığı başka hastalıklarla sık karışır. Bu hastalıklar şunlardır:

Diğer viral beyin iltihapları, Poliomyelit Gullian Barre Sendromu, Transvers myelit, Tetanoz, Kuduz histerisi veya psikozu, Postvaksinal ensefalomiyelit, Beyin içinde yer kaplayan oluşumlar, Beyin damar olayları, Epilepsi (sara)

Kuduz Tedavisi

Tedavi olanaksızdır, bu yüzden koruma ön plana çıkmıştır. Temas öncesi ve sonrası korumada HDCV kuduz aşısı, purifiye civciv embriyo hücre aşısı veya vero aşısı kullanılır. Aşı uygulamasını takiben serumda koruyucu nötralizan antikor düzeyi bir hafta sonra oluşur.

Antiviral antikorlar virüsün merkezi sinir sistemine yayılmasını önlerler. Bu nedenle virüs beyne ve beyinciğe ulaşmadan önce bireyin aşıyla bağışıklık kazanması hastalık oluşma mekanizmasını durdurur.

Temas öncesi korunmada evcil hayvanların aşılanması ve vahşi hayvanlardan uzak durmak önem arz eder. Bazı kişilere özel temas öncesi korunma şarttır. Veteriner hekim, hayvan bakıcısı, kuduz laboratuvar çalışanları, hastalığın çok görüldüğü yerlere seyahat edenler, mağaracılar ve kuduzla ilgilenen hekimler bunların başında gelir.

Bu amaçla 0-7 ve 21 veya 28.günlerde HDCV uygulanılır. En azından 2 yıl koruma sağlar. Her ısırılmada 0 ve 3.günlerde 2 doz aşı uygulanır. Yüksek risk altındakilere her iki 2-3 yılda bir kamçılama dozu uygulanılır.

  • Temas sonrası korunma hayvanda tükürüğün hastalığın bulaştırıcı süresi 3-8 gündür. 
  • Isıran hayvan ısırdıktan sonra 10 gün yaşamışsa virüsü bulaştırma riski yoktur. 
  • Kuduz hayvanı sevmek, kan veya idrarı ile temas etmek;  kuş, yılan, akrep veya fare tarafından ısırılmak korunma gerektirmez. 
  • Bölgesel yara tedavisi kuduzdan korunmanın temel ilkesidir. Yaranın hemen sabunlu su ile temizlenmesi, kuduzdan korunmanın en etkili yoludur.  Kuduz gelişimini %90 önler.
  • Vahşi hayvan tarafından ısırılmak gibi bütün yüksek riskli ısırıklarda ve merkezi sinir sistemine yakın ısırıklarda iki doz aşı ile birlikte insan kökenli kuduz immünglobülini HRIG kullanılması gerekir.
  • Yaraya dikiş atılacaksa önce bölgeye immüglobinin uygulanılır.
  • Isıran hayvan 10 gün gözetim altına alınır. Hayvan kaçmışsa ya da bu 10 gün içerisinde hastalanır ve ya ölürse profilaksiye başlanır, onuncu günde halen sağ ise profilaksiye gerek yoktur.
  • HDCV vb. aşılar; 0-3-7-14 ve tercihen 28. Günlerde omuz kasın içine enjekte edilir.
  • Daha önce tam doz aşılanmış bireylerin temas sonrasında korunmasında 0-3.günlerde iki doz aşı uygulanılır. Bunlara immünglobulin uygulanması gerekmez.

Ayrıca bilinmesi gereken ve gereksiz yere aşı yapılmaması gereken durumlarda bulunmaktadır:

  • Aşısı tam olan bir hayvan tarafından ısırılma
  • Akıbeti bilinen ve halen ölmemiş hayvan tarafından 10 günden önce ısırılmış fare ve soğukkanlı hayvan ısırıkları
  • Kuduz şüphesi olan bir hayvanı besleyen, kan, idrar, dışkısı ile teması olan, pişirilmiş etini ve sütünü tüketenler
  • Kuduz olmayan bir insan tarafından ısırılmak
  • Kuduz hastasının bakım sağlayan kişiler
  • Aşı ve Ig uygulamasının riskli olduğu (ağır hastalık, beslenmeme durumu olan) ve hayvanı 10 gün gözetim altında tutulabildiği durumlar da aşı uygulaması gereksizdir.

Kuduz Tedavi Edilmezse Neler Olur?

Kuduz Virüsü merkezi sinir sistemine girmesiyle semptomlar başlar. İlk başlarda hafif ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kırıklık ve ishal gibi genel enfeksiyon belirtileri ile kendini gösterir. Daha sonra saldırganlık, huzursuzluk, kaçma, ısırma ve diğer davranış bozuklukları görülür. Ve hastalık son döneminde solunumun etkilenmesiyle ölümle sonuçlanır. 

Bu hastalığın esas tedavisi korunmadır. Hastalık şüphesi taşıyan kişi mutlaka aşısını olması gerekir. Başka türlü bu hastalığın tedavisi bulunmamaktadır. Eğer kişi bu hastalık riski taşıyorsa ve herhangi bir korunma müdahalesinde bulunmuyorsa ve hastalık bulaşırsa ortalama 18 gün içinde ölümle sonuçlanır.

Literatürde 5 kuduz hastasının iyileştiği rapor edilmiştir ama tanıları hakkında kesinlik bulunmamaktadır.

Kuduz Aşısı

Kuduz hastalığı eski yıllardan beridir var olan öldürücü bir hastalıktır. Bu hastalığın belirtileri ortaya çıktıktan sonra tedavisi imkansızdır. Ancak belirtiler ortaya çıkmadan ya da herhangi bir temas öyküsü olmada korunmak mümkündür. Bu korunma yalnız aşı ile sağlanmaktadır. Kuduz aşısının mucidi ise L. Pasteur’dür. 

Özellikle veteriner hekim, hayvan bakıcısı, kuduz laboratuvar çalışanları, hastalığın çok görüldüğü yerlere seyahat edenler, mağaracılar ve kuduzla ilgilenen hekimler başta korunması gereken risk altındaki kişilerdir. 

Kuduz için günümüzde insan doku kültür hücrelerinden hazırlanan aşılar (HDCV) kullanılmaktadır. 

Ülkemizde kuduz aşısı şu şekilde uygulanmaktadır:

  • Risk altında olanlar için profilaksi yapılmalıdır. Profilaksi ise 0. 7. ve 21 veya 28.günlerde HDCV aşısı yapılır. Bu uygulama ile kuduz aşısı koruma süresi en az 2 yıldır. Bu profilaksi uygulanan kişilerde herhangi bir kuduz şüphesi durumunda 0. ve 3. günlerde 2 doz şeklinde aşı yapılır. 2 yıl süreyle de tekrarlama dozları yapılır.
  • Herhangi bir hayvan ısırma öyküsü ya da kuduz şüphesi taşıyacak durumlarda aşının uygulama şekli temas eden hayvana göre değişir. 
  • Eğer temas edilen hayvan aşılı bir evcil hayvan ise hayvan 10 gün izlenilir.  Eğer bu süre içinde hayvan ölürse hastaya kuduz serumu yapılır ve kuduz aşısı başlanılır. 0-3-7-14 ve 28. Günlerde omuz kasına 5 doz olacak şekilde kuduz aşısı uygulanılır. 
  • Isıran hayvan aşılı değilse kuduz serumu yapılır ve beklenmeden aşılanma başlanılır. 10 gün içerisinde hayvanın kuduz olmadığı öğrenilirse aşılar kesilir.
  • Eğer temas eden evcil hayvan kaçmış yada ölmüş ise serum uygulanılır ve aşı başlanılır ve tamamı uygulanılır.
  • Eğer hayvan kaçmış ya da ölmüşse immünglobulin ve aşılar başlanılır ve hepsi yapılır.
  • Temas edilen hayvan vahşi bir hayvansa serum uygulanılır ve aşıları başlanılır. Hayvanın 10 gün içinde kuduz olmadığı öğrenilirse aşılar kesilir.
  • Kuduz aşısının koruma süresi ise 2 yıldır.
  • Kuduz aşısının yan etkisi ise aşının uygulandığı yerde ağrı, kızarıklık ve şişliktir. Diğer yan etkileri  ise baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi ve ateş şeklindedir. 
  • Kuduz aşısı olunca dikkat edilmesi gerekenler ise hayvan temasından korunma, risk taşıyan bölgelerde bulunmama ve 2 yılda bir aşının tekrarını yapmadır.

Kuduza Ne İyi Gelir?

Kuduz, insanlığın çağlardan beri çözüm bulamadığı, bilinen en korkunç ve en dramatik hastalığıdır. İnsan kuduzu olgularını görenler, onların ve yakınlarının çektikleri acıları sözcüklerle ifade edilemeyecek kadar acı vericidir. 

Kuduz bulaşması için en riskli temas vahşi bir hayvan tarafından baş-boyun bölgesinden ısırılmadır.

Isırma sonrası ısırılan yer hemen sabun ve bol su ile yıkanmalıdır. Bu bulaşan virüsün miktarını azaltır. Ve hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Başvurulan sağlık kuruluşunda yara yerine yakın immunglobulin yapılmalıdır. Bu virüsün bulaşmasını engeller. Daha sonra eğer daha önce kuduz aşısı olmamış ise 0-3-7-14 ve tercihen 28. Günlerde omuz kasın içine enjekte edilecek şekilde kuduz aşısı yapılmalıdır. Eğer daha önce tam doz aşılanmış bireylerin temas sonrasında korunmasında 0-3.günlerde iki doz aşı uygulanılır. Bunlara immünglobulin uygulanması gerekmez. Bu ise hastanın virüse karşı immün sistemini güçlü kılar.

Kuduz virüsü dış ortamda kolayca ölür.  Dış yapısındaki zarfta bulunan yağ katmanı nedeniyle eter ve alkol gibi yağ eriticilere dayanamazlar.% 20’ lik sabun çözeltisinde, iyotlu solüsyonlarda, güneş ışınları ve ısı karşısında kolayca ölürler. Bu yüzden eski çağlarda henüz aşı bulunmadığı zamanlarda yara yeri ısıtılmış bir demirle dağlanırdı. Buda virüsün bulaşmadan ölmesine neden olurdu.

Aynı zamanda Evcil hayvanların aşılanması, vahşi hayvanlardan uzak durmak da hastalık için önemlidir. Tüm bunlar kuduz hastalığına iyi gelen şeylerdir.

Kuduza Ne İyi Gelmez?

Kuduz hastalığı eski çağlardan beri insanoğlu için son derece korkulu bir hastalık olmuştur. Nedeni ise hastalığın son derece ürkütücü semptomlar vermesi ve kısa süre içinde öldürmesidir. Bunun için 1881 yılında aşı bulunana kadar yara yeri kızgın demirlerle yakılırdı. Buda istenmeyen bir sürü şeye neden olur.

  • Şüpheli bir hayvan ısırığı durumunda yara yerinin bol su ile yıkanması hastalığın bulaşmama riski için son derece önemlidir. Eğer bu atlanılırsa virüs yükü artmış olacaktır. 
  • Bu hastalığın tek tedavisi aşıdır. Eğer zamanında aşısı yapılmazsa ve hastalık bulaşırsa hasta ölür.
  • Yara yerini dikişle kapatmak virüsün bulaşıcılığını arttırır. Bunun için yara yeri dikişle kapatılmamalıdır.
  • Yara yerine yakın bir yere immünglobulin yapılmaması da hastalık için kötü bir durumdur.
  • Virüsün bulaştığı kişiler sudan ve ışıktan son derece korkarlar. Bu hastaların ışık ve su ile maruziyeti de hastalık için kötü bir durumdur.

Kuduzda Kullanılan İlaçlar Hangileridir?

Kuduz virüsü dış ortamda kolayca ölürler. Dış yapısındaki zarfta bulunan yağ katmanı nedeniyle eter ve alkol gibi yağ eriticilere dayanamazlar.% 20’ lik sabun çözeltisinde, iyotlu solüsyonlarda, güneş ışınları ve ısı karşısında kolayca ölürler.

Bu yüzden eski zamanlarda insanlar ısırılan yeri sıcak demirlerle yakarak tedavisini sağlamaya çalışırlardı.

Bu hastalıkta kurtulmanın tek yolu, hastalık bulaşmadan korunmaktır. Korunmanın temelinde ise aşı yatar. Bunun dışında herhangi bir ilaç kullanmaya gerek yoktur.

Hamilelerde Kuduz Hastalığı

Kuduz hastalığı normal insanlarda olduğu gibi hamilelerde de ölümle sonuçlanan bir hastalıktır. Normal insanlardaki belirtileri hamilelerde de gösterir. 

İlk başlarda hafif ateş, öksürük, boğaz ağrısı, kırgınlık ve ishal gibi genel enfeksiyon belirtileri ile kendini gösterir. Daha sonraki zamanlarda huzursuzluk, saldırganlık, kaçma, ısırma ve diğer davranış bozuklukları ile kendini gösterir. İleriki zamanlarda transplasental geçiş olarak adlandırılan göbek bağından bebeğe bulaşma söz konusu olur. Bu da hem anne hem de bebeğe kuduz virüsünün bulaşmasına neden olur. Anne ve bebeğin hayati tehlikesi oluşur.

Çocuklarda Kuduz Hastalığı

Kuduz hastalığı aşısı bulunana kadar insanoğlunu çaresiz bıraktığı bir hastalıktı. Bu hastalığın en büyük riski virüsün bulaştığı hayvana temastır. Çocuklar için bu daha büyük bir risktir. Çocuklardaki belirtilerde yetişkinlerdeki gibidir:

  • Ateş, halsizlik, baş ağrısı, bulantı, ishal gibi bir hastalığa spesifik olmayan belirtiler olur.
  • Hastaların yarısında yara yerinde ağrı ve duyu kaybı görülür.
  • Hırçınlık, gerginlik, konsantrasyon bozuklukları görülür.
  • Aşırı hareketlilik, halüsinasyon, denge bozuklukları görülür. 
  • Ateş yüksekliği, kalp atım sayısının artması, tükürük salgısının artması görülür.
  • Yutma kaslarında ağrılı kasılmalar su sesi ile dahi uyarılır(hidrofobi).
  • Önce çizgili daha sonra otonom kaslarda ağrılı kasılmalar ortaya çıkar.
  • Nefes alamama ve kalp durması sonucu çocuk ölür.

Bebeklerde Kuduz Hastalığı

Kuduz virüsü, hamile kadınlara da bulaşma ihtimali yüksek bir hastalıktır. Hamile kadınlara bulaştığı zaman transplasental yol dediğimiz göbek bağıyla bebeğe geçebilir. Bu ihtimal gerçekleştiği zaman bebekler anne karnındayken bu virüsle karşılaşmış olur. Bebek ya anne karnında ya da doğduktan sonra kaybedilir.

Kuduz için Hangi Doktora Gidilir?

Kuduz hastalığı ile ilgilenen bölüm enfeksiyon hastalıkları bölümüdür. Kuduz hastasıyla ilgilenen doktor ise enfeksiyon hastalıkları uzmanıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın

Kuduz ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Kuduz Aşısını Kim Bulmuştur?

1882 yılında henüz hiçbir şekilde görülemeyen kuduz virüsü Louis Pasteur adında bir mikrobiyolog tarafından keşfedilmiştir. Daha sonra kuduz aşısını bulan Fransız Pasteur, bu virüsü tavşanlara enjekte etmişti. Belli bir süre sonra ölen tavşanların omurilik kısmındaki maddeden kuduz aşısını üretmişti. 

Ürettiği aşıyı uzun bir süre hayvanlar üzerinde denemiş ve başarılı olduğunu görmüştür. 1885 yılında ise ilk kez Joseph Meister adında bir çocukta aşıyı denedi ve çocukta herhangi bir hastalık belirtisi görülmeden yaşamına devam etti. Buda aşının başarısını gösterdi. Buda tıp tarihi için bir dönüm noktası oldu

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Nasıl Bulaşır?

Kuduzun bulaşması için en riskli şey vahşi bir hayvan tarafından baş ve boyun bölgesinden ısırılmadır. Hastalığın bulaşma riski ısırma ile %40, tırmalama ile %1’dir. Tüm sıcakkanlı hayvanlar bulaşıcı olur. 

  • Kurt, tilki, çakal, rakun ve kokarca gibi hayvanlar en duyarlı grubu oluşturur. 
  • Hastalık bu hayvanların ısırması ve tırmalaması ile koyun, keçi, at, eşek ve sığırlara geçer.
  • Köpek orta duyarlı grupta yer almalarına karşın insanlarla yakın temasta olduklarından enfeksiyon için en önemli aracılardır.
  • Gelişmiş olan ülkelerde vahşi hayvanlar, gelişmekte olan ülkelerde ise köpekler risk açısından önde gelir. Ayrıca virüsün bulaşmış olduğu salya ile ağız içi teması, ya da virüsle çalışan laboratuvarlarda solumayla hastalık bulaşabilir.
  • İnsandan insana geçiş çok çok nadirdir.
  • Literatürde gözün en dıştaki saydam tabakası denilen kornea nakli sonucu kuduz vakaları bulunmaktadır. 
  • Virüs tükürük bezleri, gözyaşı, pankreas, idrar, süt ve sinirlerde bulunur. 
  • İnsanda bulaşıcılık ve dışkı ile atılım olmadığından kan ve dışkı bulaşıcı kabul edilmez. 
  • Anneden bebeğe geçiş de mümkündür.
  • Kuduz hastalığına yakalanan hastalar kuduz karantinasına alındığı için ve öldürücülüğü çok yüksek olduğundan dolayı teşekküllü hastanelerde takip edilmeleri gereklidir.
Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Kaç Yıl Korur?

Kuduz hastalığı ölümcül bir hastalıktır. Bu hastalıktan korunmanın tek yolu kuduz aşısının koruyuculuğuna başvurmaktır. Bu aşılanmanın da çeşitli türleri bulunur:

  • Temas öncesi profilaksisi olarak 0,7,21 veya 28. günlerde toplam 3 aşı kas veya cilt içine yapılır.2-3 yılda bir tekrarı önerilir. Çünkü bunun koruyuculuğu bu kadardır. 
  • Daha önce aşılananlara şüpheli temas sonrasında yalnız 0. ve 3. günlerde 2 doz aşı önerilir.
  • Eğer daha önce bir aşılanma olmamışsa kuduz aşı takvimine uyularak aşı 0, 3, 7, 14 ve 28. günlerde toplam 5 doz omuz kasına uygulanır. Bunlarında ortalama koruma süresi 2 yıldır. Böyle bir vakayla karşılaşıldığı zaman hekim kuduz bilgilendirme formu doldurmak zorundadır.
Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Nerede Yapılır?

Kuduz mikrobunun bulaşması için en riskli temas vahşi bir hayvan tarafından baş ve boyun bölgesinden ısırılmadır.  Gelişmiş olan ülkelerde vahşi hayvanlar, gelişmekte olan ülkelerde ise köpekler risk açısından önde gelir. Ülkemizde gelişmekte olan bir ülke olduğu için en önemli bulaşma köpeklerden olur.

Böyle bir temas öyküsü varlığında kişi hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Tüm sağlık kuruluşlarında kuduz aşısı yapılır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Ne Zaman Yapılır?

Temas öncesi bağışıklık sağlamak için 0, 7, 21 veya 28. günlerde toplam 3 aşı omuz kası veya cilt içine yapılır. 2-3 yılda bir tekrarı yapılması gerekir. Temas durumlarında ise daha önce aşılananlara yalnız 0. ve 3. günlerde 2 doz aşı önerilir. 

Temas sonrası kişi öncesinde herhangi bir bağışıklanması yoksa aşı 0, 3, 7, 14 ve 28. günlerde toplam 5 doz omuz kasa uygulanır. Hayvanın 10 günlük gözlemi sonunda kuduz olmadığı anlaşılırsa aşılamaya son verilir.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Nasıl Yapılır?

Kuduz hastalığı için bazı riskli kişiler bulunmaktadır. Bundan dolayı bunlara aşı profilaksisi yapılır.  Bu amaçla 0-7 ve 21 veya 28.günlerde bu kişilere HDCV aşısı uygulanılır. En azından 2 yıl koruma sağlar. 

Herhangi bir kuduz şüphesi varlığında ise sadece 0 ve 3.günlerde 2 doz aşı uygulanır.  Bunlara immünglobulin uygulaması gerekmez. Yüksek risk altındakilere ise her 2-3 yılda bir tekrar dozu uygulanır. Temas sonrası aşılanmada farklılık gösterir.

Evcil hayvan ısırıklarında hayvan aşılı ise hayvan 10 günlük izlenilir. Bu arada yara bakımı ve tetanoz profilaksisi yapılır. Eğer hayvan 10 günlük süre içinde ölürse hastaya kuduz serumu ve kuduz aşısı yapılır. Eğer hayvan aşılı değilse immünglobulin ve aşıları başlanılır. 10 gün içinde kuduz olmadığı belirlenirse aşılar kesilir. Eğer hayvan kaçmış ya da ölmüşse immünglobulin ve aşılar başlanılır ve hepsi yapılır.

Vahşi hayvan ısırıklarında ise yara bakımı yapılır. Tetanoz profilaksisi başlanılır. İmmünglobulin yapılır. Aşılanmaya başlanılır. Hayvan 10 gün içinde kuduz olmadığı kesinleşirse aşılar kesilir. 

Kuduz aşısı 0-3-7-14 ve 28. günlerde omuz kası içine yapılır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Kaç Dozdur?

Kuduz hastalığı için bazı riskli kişiler bulunmaktadır. Bundan dolayı bunlara aşı profilaksisi yapılır. Bu amaçla 0-7 ve 21 veya 28.günlerde 3 doz yapılır.

Temas sonrası içinde kuduz aşısı 0-3-7-14 ve 28. günlerde toplam 5 doz olarak omuz kası içine yapılır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Kaç Gün İçinde Yapılmalı?

Evcil hayvan ısırıklarında hayvan aşılı ise hayvan 10 günlük izlenilir. Eğer hayvan 10 günlük süre içinde ölürse hastaya immünglobulin ve kuduz aşısı yapılır. Eğer hayvan aşılı değilse immünglobulin ve aşıları başlanılır. 10 gün içinde kuduz olmadığı belirlenirse aşılar kesilir. Eğer hayvan kaçmış ya da ölmüşse immünglobulin ve aşılar başlanılır. Vahşi hayvan ısırıklarında ise aşılanmaya başlanılır. Hayvan 10 gün içinde kuduz olmadığı kesinleşirse aşılar kesilir.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz İnsandan İnsana Geçer mi?

İnsandan insana geçiş çok çok nadirdir. Literatürde gözün saydam tabakası olan korneanın nakli sonucu kuduz olguları bulunmaktadır. 

Kuduz olan insanda virüs tükürük bezleri, gözyaşı, pankreas, idrar, süt ve sinirlerde bulunur. İnsanda bulaşıcılık ve dışkı ile atılım olmadığından kan ve dışkı bulaşıcı kabul edilmez.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Ateş Yapar mı?

Kuduz aşısı genelde insanların omuz bölgesindeki kasa yapılır. Aşı sonrası yan etkileri minimum düzeydedir. En belirgin yan etkisi aşının uygulandığı yerde ağrı, kızarıklık ve şişliktir. Diğer belirtileri ise baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi ve ateş şeklindedir. Ama bunlar hafif düzeyde ve genelde birkaç gün sürer. Literatürde kuduz aşısının yan etkilerinden büyük oranda etkilenen bir vaka bulunmamaktadır.  

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Ne Kadar?

Kuduz aşısı sağlık kuruluşlarında insanlar için ücretsiz yapılmaktadır. Hayvanlar için ise veteriner kliniklerinde ücretli yapılmaktadır. Köpekler için fiyat 65 TL’dir. Kediler için ise 75 TL’dir. Bu fiyatlar ortalama fiyatlar olup her klinikte farklılık gösterebilir.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısının Yan Etkileri Kaç Gün Sürer?

Kuduz aşısı genelde insanların omuz bölgesindeki kasa yapılır. Kuduz aşısı yan etkileri minimum düzeydedir. En belirgin yan etkisi aşının uygulandığı yerde ağrı, kızarıklık ve şişliktir. Diğer belirtileri ise baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi ve ateş şeklindedir. 

Bu belirtiler hafif belirtiler olup yaklaşık olarak birkaç günde tamamen ortadan kaybolurlar. Kuduz aşısından sonra dikkat edilmesi gerekenlerin başında bir daha hayvan teması olmamasıdır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Kaç Saat İçinde Yapılmalı?

Evcil hayvan ısırıklarında hayvan aşılı ise hayvan 10 günlük izlenilir. Eğer hayvan 10 günlük süre içinde ölürse hastaya immünglobulin ve kuduz aşısı yapılır. Eğer hayvan aşılı değilse immünglobulin ve aşıları başlanılır. 10 gün içinde kuduz olmadığı belirlenirse aşılar kesilir. Eğer hayvan kaçmış ya da ölmüşse immünglobulin ve aşılar başlanılır.

Vahşi hayvan ısırıklarında ise aşılanmaya başlanılır. Hayvan 10 gün içinde kuduz olmadığı kesinleşirse aşılar kesilir. Saat olarak herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Aşılamaya karar verildiğinde vakit kaybetmeden yapılmalıdır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Kaç Günde Belli Olur?

Kuduz virüsü hastaya bulaştıktan sonra ortalama 20-90 gün (4 gün-birkaç yıl) içinde klinik vermeye başlar. Vahşi hayvan ısırmalarında, santral sinir sisteminde yakın ısırıklarda, sinirden zengin bölge ısırıklarında, derin ısırıklarda, virüsün miktarı ve etkisi yüksek olduğu durumlarda, kişinin bağışıklık sistemi yetersiz olduğu durumlarda ve çocuklarda bu süre daha kısadır.

Elbise üzerinden olan ya da sıyrık şeklindeki ısırıklarda bu süre genellikle 1.5 ayın üzerindedir. Baş, yüz ve boyun yaralanmalarında, özellikle yaranın derin olduğu olgularda 12 - 15 gün gibi kısa kuduz kuluçka süresi görülür. Bağışıklık direnci yerinde olan kişiler, etkisi zayıf virüsle enfekte olduğunda kuluçka süresi uzayacaktır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısından Sonra Banyo Yapılır mı?

Verem aşısı dışında ki tüm aşılardan sonra banyo yapmanın sakıncası bulunmamaktadır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Acilde Yapılır mı?

Ülkemizde kuduz hastalığı için ısırık veya temas sonrası uygulanılan korunma programı T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Kuduz Koruma ve Kontrol Yönergesi ile sağlanmaktadır. Bu yönergeye göre tüm sağlık kuruluşunda kuduz aşısı uygulanılır. Acil servisler de buna dahildir.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Zararlı mı?

Kuduz hastalığı, sinir sistemine yerleşme eğilimi gösteren rhabdoviridae ailesinden biri olan rabiesvirüs tarafından oluşturulan, hızlı başlangıç gösteren, geri dönüşümü olmayan bir beyin yangısıdır. Bu hastalığın tek çaresi aşılanmadır. Bu yüzde kuduz aşısının hafif yan etkileri dışında herhangi bir zararı yoktur. Aksine yapılması gerekli bir aşıdır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Nereye Yapılır?

Kuduz hastalığı eski yıllardan beri baş belası bir hastalıktır. Bu hastalık öldürücü olduğu için sürekli tedavisi üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Bunun için bir milat olan kuduz aşısı ilk kez L. Pasteur tarafından 1885’te sinir dokusundan hazırlanmış ve bir çocukta kullanmıştır.

Kuduz aşısının uygulama yeri hekimin kararına göre değişebilir. Bazı hekimler aşının yarısını yara yerine yarısını da omuz kasına enjekte eder. Bazıları ise aşının hepsini omuz kasına enjekte eder.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Aşısı Beyin İltihabı Yapar mı?

Kuduz hastalığın tanımı şu şekildedir:

Kuduz, sinir sistemine yerleşme eğilimi gösteren rhabdoviridae ailesinden biri olan rabiesvirüs tarafından oluşturulan, hızlı başlangıç gösteren, geri dönüşümü olmayan bir beyin yangısıdır.

Bu hastalıktan korunmanın en iyi yolu ise aşılanmadır. Aşı bu hastalıktan koruduğu için beyin iltihabı yapma gibi bir durum söz konusu değildir. Beyin iltihabı dışında kuduz aşısının beyne zararı  yoktur.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Nasıl Olunur?

Hastalığın bulaşma riski ısırma ile %40, tırmalama ile %1’dir. 

Kuduz bulaşı için en riskli temas vahşi bir hayvan tarafından baş ve boyun bölgesinden ısırılmadır. Ayrıca virüsün bulaştığı salya ile mukoza teması, ya da virüsle çalışan laboratuvarlarda hava yoluyla hastalık bulaşır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Virüsü Dış Ortamda Ne Kadar Yaşar?

Kuduz virüsü, dış ortamda kolay bir şekilde etkisiz hale gelir.

Kuruluk, ısı (600C’de 5 dk.) viral zarfta bulunan yağ katmanı nedeniyle eter ve alkol gibi yağ eriticilere karşı hassastır.

% 20’ lik sabun çözeltisinde, biyotlu solüsyonlarda,Ultraviyole ışınları ve ısı karşısında kolayca ölür. 

Int. Dr. Fırat Çopkur

Köpeğe Kuduz Aşısı Ne Zaman Yapılır?

Köpeklerde insanlar gibi aşılanarak hastalıklardan korunur. Aşılanmaları durumlara göre farklılık gösterir. Genel olarak aşılanmaları şu şekildedir.

Yavru köpeklere parvovirüs, hepatitis ve Distemper üçlüsünden oluşan karma aşısı 5-7. Haftalar da ve bunu takip eden aşılar 21 günlük aralıklarla köpeğe uygulanılır. Bunlardan sonra 2 karma aşısı daha yapılır.  En son 16-22 haftaların da Parvovirüs denen son aşı yapılır. Kuduz aşısı ise karma aşılar tamamlandıktan sonra yaklaşık 3-4. Aylarda köpeğe uygulanılır. Tüm bu aşılar yılda bir kez tekrarlanmalıdır.

Int. Dr. Fırat Çopkur

Kuduz Titrasyon Testi Nedir?

Kuduz titrasyon testi pet hayvanları ile seyahat etmek isteyen kişiler için Avrupa Birliği ülkeleri tarafından zorunlu hale getirilmiş bir düzenlemedir.

Antikor titrasyon testi için pet hayvanından alınan kan örneği Türkiye de görevlendirilmiş tek yer olan Ankara Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araştırma 

Enstitüsü Müdürlüğüne gönderilir.  Kan örneği gönderilmeden en az 1 ay önce pet hayvanının kuduz aşı olması gereklidir.

Veteriner hekim tarafından pet hayvanının aşılandığını gösteren kuduz titrasyon testini sertifika haline getirip sahibine teslim eder. Bu sertifika ile pet hayvanının ticari olmayan hareketi sağlanmış olur.

Int. Dr. Fırat Çopkur