Karsinoembriyonik Antijen

Karsinoembriyonik antijen, kalın bağırsak kanseri ve kalsitonin ismi verilen hormonun yükselmesi ile meydana gelen medüller tiroit kanseri ile ilişkilendirilen bir tür gliko proteindir.

Karsinoembriyonik Antijen Nedir?

Karsinoembriyonik antijen yani tıp literatüründeki kısaltılmış ismi ile CEA; mukozal nitelikli normal hücrelerde bulunmakta olan ve genellikle kolorektal (kolon ve rektum) olarak nitelendirilen kalın bağırsak kanseri ve kalsitonin ismi verilen hormonun yükselmesi ile meydana gelen medüller tiroit kanseri ile ilişkilendirilen bir tür gliko proteindir. Aynı zamanda nadir olmakla birlikte akciğer kanseri, göğüs kanseri, pankreas kanseri, mide kanseri, yumurtalık kanseri gibi kanser türlerinde de değerlendirmeye alınır. Bu sebeplere bağlı olarak bir tür tümör işareti olarak değerlendirilir.

Karsinoembriyonik antijen; fetüs dokularında (anne karnındaki bebeğin dokularında) bulunmaktadır. Bebeğin doğumu gerçekleşene kadar kanda saptanabilir seviyelerdedir. Yetişkin bireylerde kanda normal şartlar altında karsinoembriyonik antijen oranları oldukça düşük seyretmektedir. Karsinoembriyonik antijen seviyesinin yükselmesi durumu bir tür kanser belirtisi olarak ele alınmaktadır. Fakat bazı durumlarda iyi huylu olarak nitelendirilen yani hasta açısından minimal sonuçlar doğuracak olan tümörlerde de yükseldiği görülebilir.  

Karsinoembriyonik antijen seviyesini ölçmek için yapılan CEA testi, kanser hastalığının erken tanı dönemlerinde kesinlikle uygulanmamaktadır. Sadece kanser hastalığından mustarip olan bireylerin takibinin yapılabilmesi ve uygulanan kemoterapinin hasta üzerindeki etkisini izlemek amacı ile yani tedavi takibinde yapılmaktadır.

Bütün kanser türlerinde karsinoembriyonik antijen üretiminin oluşmadığı unutulmamalıdır. Aynı zamanda pozitif olarak sonuç veren her karsinoembriyonik antijen (CEA) testi kansere bağlı değildir. Toplum içerisinde yapılan genel tarama testlerinden değildir.

Karsinoembriyonik antijen (CEA);

  • Vücutta kanser hastalığının olup olmadığını kontrol edebilmek
  • Vücutta kanser oluşumu var ise bunu belirleyebilmek
  • Kanser tedavisinin olumlu ya da olumsuz ilerleyişini kontrol altında tutabilmek yani tedavi takibi yapabilmek,
  • Kanser hastalığının hangi evrede olduğunu belirleyebilmek gibi olguları mümkün hale getirdiği için oldukça önemlidir.

Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Normal Değerleri Kaç Olmalı?

Karsinoembriyonik antijen (CEA) normal değerleri; 0 – 2,5 nanogram/mililitre şeklindedir. Bazı laboratuvarlarda ise bu değer 3 nanogram/mililitre şeklinde alt sınır olarak kabul edilmektedir. Sigara içen bireylerde ise bu değer neredeyse iki katına çıkabilir. Yani sigara içen bir bireyin karsinoembriyonik antijen değeri 0 – 5,0 nanogram/mililitre aralığında normal olarak kabul edilir.

Karsinoembriyonik antijen (CEA) seviyelerinin artış gösteriyor olması aktif haldeki bir hastalığın belirtisi niteliğindedir. 10 nanogram/mililitre düzeyini aşan seviyeler yüksek olarak değerlendirmeye alınmaktadır.

Karsinoembriyonik Antijen Nasıl Ölçülür?

Karsinoembriyonik antijen (CEA) ölçümü için hastanın damar yolu aracılığı ile bir kolundan alınan kan numunesinin laboratuvar ortamında incelenmesi sureti ile ölçülmektedir.

Kanser hastalığı vücut üzerinde yayılım gösterdiği taktirde, vücutta bulunan diğer sıvılarda da karsinoembriyonik antijen (CEA) değerinin yükseldiği görülebilmektedir. Bu sebeple bazı durumlarda vücuttaki diğer sıvıların (beyin sıvısı, omurilik sıvısı) da analize tabi tutulması gerekebilir.

Yapılacak olan ilk karsinoembriyonik antijen (CEA) testinde; hastanın tümör oluşumu küçük ise ve erken dönemde ise elde edilen değer normal düzeyde ya da normal düzeyden bir tık fazla olarak gözlemlenebilir. Hastalığın ilerlemesine bağlı olarak, tümörlerin de vücut içerisine yayılması durumu ile birlikte karsinoembriyonik antijen (CEA) değerlerinin de doğru orantılı bir şekilde arttığı gözlemlenecektir.

Tedavi uygulandıktan sonra karsinoembriyonik antijen (CEA) değerlerinde azalmaların olması iyileşmeyi işaret edeceği gibi, sürekli olarak artış gösteren değer ise hastalığın nüksettiğini belirtecektir. Yalnızca kanser hastalığı değil aynı zamanda iltihaplanma, peptik ülser, amfizem, ülseratif kolit, siroz ve rektal poliplerin de karsinoembriyonik antijen (CEA) değerlerinde yükselmelere sebebiyet vereceği unutulmamalıdır. Bazı kanser türleri karsinoembriyonik antijen (CEA) üretimi yapmadığı için; kanser ile eş zamanlı olarak normal seviyelerde karsinoembriyonik antijen (CEA) değeri göstermek olası bir durumdur.

Hamilelikte Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Değerleri Nasıl Olmalı?

Karsinoembriyonik antijen (CEA), normal şartlar altında vücut üzerinde tarama yapılırken uygulanan tetkikler arasında değildir. Bu sebeple hamilelik sürecinde de herhangi şüpheli bir durum görülmediği taktirde ölçüm yapılmaz ve değerlendirilmez. Belirlenen özel bir değeri olmamakla birlikte normal olarak kabul edilen 0 – 2,5 nanogram/mililitre değerinde seyretmesi beklenir.

Bebeklikte Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Değerleri Nasıl Olmalı?

Tıpkı hamilelik sürecinde olduğu gibi bebeklikte de karsinoembriyonik antijen (CEA) değeri bir bebeğe yapılan normal tarama testleri içerisinde ölçülmez ve değerlendirmeye alınmaz. Ölçümlerin yapılabilmesi için şüpheli bir durumun söz konusu olması gerekmektedir.

Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Düşüklüğüne Neden Olan Hastalıklar Nelerdir?

Karsinoembriyonik antijen (CEA) seviyesinin değerinin düşük olması, tahlil yapılan kişinin herhangi bir kanser hastalığı durumunun ya da karsinoembriyonik antijen (CEA) değerini yükseltecek nitelikte olumsuz seyirli bir hastalığının olmadığının göstergesidir. Bu sebeple kanda karsinoembriyonik antijen (CEA) düzeyinin düşük olması, oldukça normal bir durum olarak kabul edilir.

Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliğine neden olan faktörler, genellikle kanser ve türevi hastalıklar olarak belirtilirken; solunum ve boşaltım sistemlerinde meydana gelen çeşitli enfeksiyonlara bağlı olarak, aynı zamanda ciğerleri etkileyen rahatsızlıklara bağlı olarak yükselmelerin de görülebileceği bilinmektedir. 

Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Yüksekliğine Neden Olan Hastalıklar Nelerdir?

Karsinoembriyonik antijen (CEA) normal şartlar altında insan vücudunda bulunan bir madde değildir. Genel tarama testleri içerisinde bulunmadığı için; vücutta herhangi bir değer yüksekliği olup olmadığını kontrol edebilmek amacı ile bir analiz yapılmalıdır. Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği;

  • Rektum kanseri
  • Kolon kanseri
  • Mide kanseri
  • Akciğer kanseri
  • Pankreas kanseri gibi hastalıkların özellikle ileri evrelerinde (erken evrelerde yükselme durumu söz konusu olmayabilir)
  • Baş ve boyun kanseri
  • Yumurtalık kanseri
  • Göğüs kanseri 
  • Tiroid kanseri (bazı türlerinde) sebebi ile görülebilmektedir.

Her bir hastalık için aynı parametrenin kullanılmadığı, parametreler arasında değişiklikler olabileceği unutulmamalıdır. Örneğin yapılacak olan bir kan testi yumurtalık kanseri için yapılıyor ise CA 125 parametresi baz alınırken, göğüs kanseri için yapılıyor ise CA 15/3 parametresi baz alınacaktır.

Kanser dışında ise;

Karsinoembriyonik antijen değeri; tek başına kanser tanısı koymak için yeterli değildir. Alanında uzman bir hekimin yapacağı değerlendirme, farklı farklı tarama yöntemleri ve benzeri şeyler de kullanılarak tanılama yapılabilir. Kanser hastalığının sonlanması ile birlikte yaklaşık olarak 3 ay gibi bir süre içerisinde azalarak yok olacaktır.

Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Yüksekliği Belirtileri

Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği genel olarak kanser hastalığı ile ilişkilendirilmektedir. Bu sebep ile karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği belirtileri kanser belirtileri şeklinde nitelendirilebilir.

  • Sebebi belirlenemeyen kilo kaybı
  • Yüksek seyirli ateş
  • Kronik halsizlik durumu
  • Şiddetli ağrılar
  • Genellikle meme (göğüs), koltukaltı bölgesi olmak üzere vücudun farklı bölümlerinde hissedilen sert ve hareketsiz nitelikli kitleler
  • Cilt üzerinde meydana gelen değişiklikler (ben ve siğillerde sıklıkla görülebilir)
  • Diş etlerinde yoğun şekilde görülen kanamalar
  • Kanlı balgam çıkarma durumu
  • Kronik öksürük
  • Zamansız bir şekilde gerçekleşen vajinal kanamalar
  • Kanlı dışkı çıkarma ve uzun süreli dışkılama sorunları
  • Kanlı idrar çıkarma ve idrar sıklığında görülen değişiklikler belirti olarak değerlendirilebilir.

Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Yüksekliği Tedavisi

Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği tedavisi, bu değerin yükselmesine sebebiyet veren hastalığın tedavi süreci ile doğru orantılı bir şekilde ilerleme gösterecektir. Yapılacak olan tedavi yöntemi, hastalığın türüne göre de değişiklik gösterecektir. Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği genellikle kanser hastalığında söz konusu olduğu için en sık ve yaygın şekilde kullanılan tedavi yöntemleri radyoterapi ve kemoterapi şeklindedir.

Karsinoembriyonik Antijen (CEA) Yüksekliği Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği, bu durumun ortaya çıkmasına neden olan hastalığın ortadan kaldırılmasını ya da tedavi edilmesini gerektirmektedir. Bu duruma sebebiyet veren hastalıklar genellikle kanser ve türevleri olduğu için oldukça önemli niteliktedir. Tedavi edilmemesi durumunda ölümle sonuçlanabilir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın

Karsinoembriyonik Antijen ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği neyi gösterir? Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği tehlikeli midir?

Karsinoembriyonik antijen (CEA) yüksekliği oldukça tehlikeli olarak görülen bir durumdur. Başlıca yükselme nedeni kanser ve kanser türleri olarak bilinmektedir. Bu sebeple alanında uzman bir hekimin yapacağı muayene sonrası, olumsuz bir durumdan şüphelenmesine bağlı olarak mutlak suretle test edilmelidir. Kanser hastalığına bağlı olarak kemoterapi ya da farklı tedaviler uygulanan hastalarda ise hala yüksek değerlerde seyrediyor olması; hastanın vücudunun uygulanan tedavi yöntemine yanıt vermediği şeklinde değerlendirildiğinden tehlikeli olarak nitelendirilebilir.

Dr. Hande Erölmez

Sigara kullanan bireylerde yükselen karsinoembriyonik antijen (CEA) değeri kanser belirtisi niteliğinde midir?

Kesin bir cevap vermek doğru değildir. Ancak sigara kullanan bireylerde normal şartlar altında sonuç değerlendirmesi yapıldığında, sigara içen bireylerde elde edilen değerlerin yaklaşık olarak iki mislinin ortaya çıkması söz konusu olabilir.

Dr. Hande Erölmez