Anoreksiya nervoza, kişinin sağlıksız derecede düşük kiloya ulaşma çabasıyla karakterize edilen ciddi bir yeme bozukluğudur. Genellikle ergenlik döneminde başlar ve fiziksel ile psikolojik sağlığı derinden etkiler. Peki bu karmaşık hastalık nasıl ortaya çıkar? İşte anoreksiyanın başlangıç evreleri ve dikkat edilmesi gerekenler:
Anoreksiyanın Başlangıç Süreci
Anoreksiya, çoğunlukla "kontrol edilebilir bir diyet" algısıyla başlar. Kişi, kilo verme hedefini başarı olarak görür ve bu davranış zamanla takıntı haline dönüşür. Sosyal medyadaki beden imajı baskıları, aile içi çatışmalar veya mükemmeliyetçi kişilik yapısı, bu süreci tetikleyebilir.
Anoreksiyayı Tetikleyen Risk Faktörleri
- Genetik Yatkınlık: Ailede yeme bozukluğu öyküsü varsa risk artar.
- Psikolojik Etkenler: Depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) veya düşük benlik saygısı.
- Çevresel Baskılar: Dans, jimnastik gibi kilo odaklı sporlar veya moda endüstrisi etkisi.
Erken Dönem Belirtileri
- Sürekli kalori hesabı yapma ve besin etiketlerini takıntılı şekilde okuma.
- Öğün atlama, yiyecekleri küçük parçalara bölme veya başkaları için yemek pişirip kendisi yememe.
- Aynada sık sık kendini kontrol etme ve "kilolu" olduğuna dair ısrarcı inanç.
- Sosyal aktivitelerden kaçınma, özellikle yemekli buluşmaları reddetme.
Fiziksel ve Psikolojik Etkiler
Anoreksiya, vücutta elektrolit dengesizliği, adet düzensizlikleri, kemik erimesi ve kalp ritim bozukluklarına yol açar. Psikolojik olarak ise konsantrasyon güçlüğü, duygusal tepkisizlik ve içe kapanma gözlemlenir. Hastaların %10’unda maalesef ölümcül komplikasyonlar gelişebilir.
Tedavi Yaklaşımları
Anoreksiya tedavisi multidisipliner bir ekip gerektirir:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye odaklanır.
- Beslenme Danışmanlığı: Kişiye sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırılır.
- Aile Terapisi: Aile dinamiklerinin iyileştirilmesi hedeflenir.
- İlaç Tedavisi: Eşlik eden anksiyete veya depresyon için antidepresanlar kullanılabilir.
Önleme ve Destek Süreci
Erken tanı, tedavi başarısını artıran en kritik faktördür. Ailelerin "beden çeşitliliği" konusunda bilinçli olması ve eleştirel yorumlardan kaçınması önemlidir. Okullarda yeme bozukluklarına yönelik farkındalık programları da riski azaltabilir.