Tripsin

Tripsin, pankreasta salgılanarak ince bağırsağa salınan ve proteinleri parçalara ayıran üç sindirim enziminden biridir.

Tripsin Nedir?

Tripsin, pankreasta salgılanarak ince bağırsağa salınan ve proteinleri parçalara ayıran üç sindirim enziminden biridir. Pankreasta üretilen tripsin, karboksipeptidaz ve kimotripsin enzimleri, proteinleri ince bağırsakta parçalayarak midede sindirim sürecine devam ederler.

Pankreasta aktif olmayan formda üretilen tripsininojen, safra kanalından ince bağırsağa girerek aktif tripsine dönüşür. Ayrıca tripsin, güçlü bir proteolitik enzim olduğundan dolayı proteinleri amino asitlere ve peptitlere ayrıştırmak için diğer iki enzimi de aktifleştirerek birlikte çalışır. Bu aktif tripsin enziminin görevi, hormon üretimi, kas büyümesi ve önemli vücut fonksiyonlarının görevlerini yerine getirmektir. Dolayısıyla çok önemli bir enzimdir.

Ayrıca tripsin enzimi ince bağırsakta proteinleri parçalamanın yanında şu işlevlere yardımcı olur;

  • Hormon üretmek
  • Kas büyümesini güçlendirmek
  • Dokuları onarmak (cilt, kaslar, kemikler, kıkırdak ve kan dahil)
  • Beyinde nörotransmiterlerin (nöronlar arasında iletişim sağlayan doğal kimyasallar) üretiminde

Tripsin Normal Değerleri Kaç Olmalı?

Tripsin ve kimotripsin pankreas enzimleridir. İnce bağırsaktaki proteinlerin parçalanması ve emilmesinde rol oynarlar. Normalde, tripsinojen ve kimotripsinojen bu enzimlerin öncülleridir ve pankreasta üretildikten sonra ince bağırsağa salınmaktadır. Sonrada bağırsak mukozasında bulunmakta olan enzimler tarafından tripsine dönüştürülerek aktif hale gelirler. Eğer pankreas normal çalışıyorsa bu enzimler ince bağırsakta ve sonra gaitada (dışkıda) tespit edilebilirler. Ancak kistik fibroz hastası olanlarda, mukus tıkaçları adeta tripsin inhibitörü (engelleyici) görevi görürler ve bu yüzden, pankreatik kanalları tıkar. Böylelikle ince bağırsağa ulaşmazlar.

Tripsin enzimi pankreasın düzgün çalışıp çalışmadığının belirlenmesinde önemli bir işarettir ve uygulanan testlerle belirlenir. Bu enzimin belirlenmesi akut pankreatit (pankreas iltihaplanması) tanısı koyarken kan amilaz veya lipaz testi kadar etkili olmasa yine de değerli bilgiler sunar. Test değerlerinin negatif çıkması kan ve serumda olması gereken tripsin varlığını ifade ederken bir sorun olmadığını gösterir.

Sonucun pozitif çıkması ise beraberindeki belirtiler ile değerlendirildiğinde erken tanı ve tedavi için öncü bir adım olabilir. Ancak değerlendirme yapılırken tripsin değerlerinin yanında kişinin yaşı, genel sağlık durumu, hastalık öyküsü, diğer test ve tetkiklerin sonucu ile bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bunun yanında pozitif çıkan her test pankreatit olduğu anlamına gelmezken, pankreas yetmezliği veya pankreas koşulları için ön bir bilgi sunabilir.

Tripsin Nasıl Ölçülür?

Pankreas yetmezliğini düşündüren belirti ve semptomlar görülüyorsa pankreas fonksiyonlarını ölçmek için bazı testler yapılması gerekir. Tripsin ve kimotripsin seviyelerinin tespit edilmesine yönelik gaitada tripsin ve serumda (kanda) tripsin taramaları yapılabilir. Bu testler sonrasında elde edilen sonuçlar pozitifse pankreas fonksiyonlarını değerlendirmeye yardımcı olan başka testlerin de uygulanması gerekebilir.

Gaitada (dışkıda) tripsin seviyeleri ölçülürken 72 saat boyunca dışkı numunesi toplanarak yapılır. Alınan dışkı numunelerinin idrar ve tuvalet kağıdı gibi yabancı maddelerle karışmaması gerekir. Bunun yanında soğuk zincirde saklanması şarttır. Serumdaki tripsin ölçülürken standart kan tahlili prosedürü ile uygulanırken kullanılan ilaç ve test öncesi beslenme ile ilgili özel sınırlamalar gerekebilir.

Bebeklikte Tripsin Değerleri Nasıl Olmalı?

Pankreas yeterli enzim üretmediğinde yenilen besinler yeteri kadar sindirilemez ve vücudun ihtiyaç duyduğu besinler emilemez. Bu gibi sorunlar çoğunlukla yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkarken, pankreas yetmezliği veya kistik fibrozlu çocuklar genellikle yiyeceklerinden besinleri alamayacağı için kilo alamazlar ve gelişmede sorunlar yaşarlar.

Bebeklerde doğum sonrası ilk birkaç hafta içerisinde kandaki tripsin seviyelerinde artış, kistik fibrozisin bir işareti olarak kabul edilebilir. Bu sebeple başka testlerle desteklenerek kesin tanının konması gerekir. Tripsin seviyelerindeki artış bu hastalığın ilerlemesi sonrası pankreas yetmezliğine ulaşabilirken, yetmezliğe varıldığı dönem azalır.  

Yenidoğanlarda test, inatçı ve kötü kokulu ishal, yağlı dışkılama gibi durumlar görüldüğünde yapılmalıdır. Bu semptomlar kistik fibrozun işareti olabilir. Ancak bebeklerde bu testin yapılması için 6 haftadan büyük olmaları ve ağızdan beslenmeleri gerekir. Aksi takdirde elde edilen sonuçların yanlış çıkma olasılığı bulunur.

Günümüzde pankreas sorunları ve kistik fibroza yönelik tedaviler geliştirdiği için bu soruna sahip kişilerin yaşam kalitesi yükseltilmektedir. Kistik fibroz, akciğer komplikasyonlarına neden olabileceğinden dolayı buna yönelik tedaviler ve pankreas enzimlerinin değiştirilmesi şeklinde olabilir.   Böylelikle yaşam kaliteleri artırılarak aynı zamanda yaşam süreleri uzayabilir. Bu yüzden bebeklerde tripsin seviyelerinin normal seyretmesi önemlidir.

Tripsin Düşüklüğü Nedenleri ve Hastalıkları Nelerdir?

Aktif tripsin, diyet proteinini peptitlere ve amino asitlere ayırmak için diğer iki temel sindirim proteinazları (pepsin ve kimotripsin) ile birlikte hareket eder. Bu amino asitler hormon üretimi, kas gelişimi ve ve diğer önemli vücut işlevleri içinde gereklidir. Ancak seviyelerinin düşük olması bazı sağlık sorunlarına neden olabilir. Tripsin düşüklüğüne neden olan bazı nedenler ve hastalıklar şu şekildedir;

  • Akut pankreatit
  • Kronik pankreatit
  • Kistik fibroz
  • Glikoz intoleransı veya diyabet,
  • Aşırı alkol kullanımı, 
  • Malabsorpsiyon (zamanla yetersiz beslenme ve anemiye yol açan sindirim sorunu)
  • Kanser

Tripsin Düşüklüğü Belirtileri

Eğer bir kişinin pankreası düzgün çalışmıyorsa, tripsin düşüklüğü ile fark edilebilir. Ancak tripsin testinin doğru tanı ve teşhis için tek başına yeterli olmadığını bilmek gerekir. Test sonucu haricinde bazı belirtiler fark edilebilirken bu belirtiler uzman tarafından yakından incelenmelidir. Tripsin düşüklüğünün belirti ve semptomlar şu şekilde sıralanabilir;

  • Karnın üst bölgesinde hızla başlayan ve devam eden ağrı,
  • Ateş
  • Bulantı ve kusma
  • Genellikle yemekten hemen sonra kötüleşen ağrı,
  • Yağlı ve kötü kokulu ishal,
  • Kilo kaybı
  • Düşük kan basıncı
  • Hızlı kalp atım hızı
  • Tekrarlayan pankreatit
  • Tekrarlayan sinüzit
  • Erkeklerde kısırlık

Tripsin Düşüklüğü Tedavisi

Tripsin seviyelerinin az olmasından dolayı besinlerin tam emilimi gerçekleşemeyeceği için beslenme ve vitamin yetersizliği de gelişir. Ancak tripsin seviyelerini normale yükseltmek için enzim takviyeleri yapılabilir. Bunun yanında pankreas enzim değişikliği tedavisi uygulanabilir. Ayrıca akciğerlerde gelişen komplikasyonlardan dolayı akciğer tedavisine yönelik ilaç tedavileri uygulanması gerekebilir.

Tripsin düşüklüğü, ağızdan alınacak enzim ve vitamin takviyeleri ile yükseltilebilirken, diyet önerileri ile de desteklenebilir. Aynı zamanda hazırlanan tripsin solüsyonlarına eklenen bir metal şelatör görevi gören EDTA ile tripsin aktivitesini artırılmasına yönelik bir enzim tedavisi de uygulanabilir.

Tripsin Düşüklüğüne Ne İyi Gelir?

Tripsin düşüklüğü tripsin takviyeleri ile artırılabilir. Bunlar genellikle bakteri, mantar veya eti tüketilen hayvansak kaynaklardan elde edilmektedir. Eti tüketilen hayvansal kaynaklardan elde edilebilen bu takviyelerin çoğu, farklı enzimlerle birleştirilerek alınması gerekir. Bunun yanında kistik fibroz nedeniyle yaşanan tripsin düşüklüğü için günümüzde tedavi olmamasının yanında diyette bazı hususlara dikkat edilmesi yaşam kalitesini artırır.

Kistik fibrozlu kişilerin aldıkları kalori içeren besinler normale göre 1,5 kat daha yüksek olmalıdır ve yağın emiliminin kolay olması için ise orta zincir yağ asidi içeren zengin besinler tüketmeleri gerekir. Beslenmenin zenginleştirilmesi ve kaybedilen tuzun tamamlanması şarttır.  Buna yönelik özel formül hazırlanmış mamalar ile enteral beslenme yapılması gerekebilir. Özellikle yaz aylarında kaybedilen tuz içeriğinin artırılması için çocukların mamalarına günde bir çay kaşığı tuz eklenmelidir. Beslenmede probiyotik besinler tüketilmesi de görülen ishal durumunun düzeltilmesine yardımcı olur.

Beslenmede diyette ıspanak, yumurta, kayısı, süt, balık, lahana, soya, domates, çiğ sebze ve meyve tüketilmesine özen gösterilmelidir. Bu şekilde A, D, E, K, C vitamini alınabilirken, pankreas yetersizliğinden kaynaklanan şikâyetleri azaltılabilir.

Tripsin Düşüklüğü Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tripsin düşüklüğü şayet tedavi edilmezse pankreas yetersizliğine varan ciddi sorunlara yol açabilir. Bunun yanında akut pankreatit hastalarının ileri dönemde akut böbrek yetmezliği, proteinüri (idrarda protein kaçağı) ve öliguri (az idrar) gibi sağlık koşulları geliştirme riski vardır. Mukus ayrıca küçük olan hava yollarının tıkanmasına ve akciğer komplikasyonlarına neden olabilirken, ileriki dönemlerde başka organ yetmezliği sorunlarına neden olabilir.

Tripsin düşüklüğünden kaynaklı beslenme yetersizliği yaşanacağından dolayı kişinin genel sağlık durumu bozulurken bağışıklık sistemi de zayıflar. Bu yüzden vücut enfeksiyonlara daha savunmasız kalır ve dolayısıyla farklı hastalıklara neden olabilir. Hatta bazı durumlarda ölümcül komplikasyonlara sebep olabilir. Bu yüzden tripsin düşüklüğü belirtilerinden olan gelişme geriliği ve sürekli ishal gibi şikayetler dikkate alınmalı, erken şekilde tanı ve teşhis konmalıdır.

Tripsinin her ne kadar çalışmalarla tam desteklenmemiş olsa da birçok koşul için etkili olduğu iddiaları bulunmaktadır. Bunlara yönelik araştırma çalışmaları devam ettiği için bunlar henüz kanıtlanmamış etkilerdir. Tüm bu iddialarda tripsin düşüklüğünün tedavi edilmesi bazı hastalık risklerini düşürmede etkin rol oynadığı belirtilmektedir. Bu hastalıklar şu şekildedir;

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın

Tripsin ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Tripsin EDTA nedir?

Tripsin, Lizin veya Argininin C tarafındaki peptitleri parçalayabilen bir proteolitik enzimdir ve esas olarak yapışkan hücreleri plakadan ayırmak için kullanılır. EDTA ise tripsin, aktivitesini arttırmak için tripsin solüsyonlarına eklenen bir metal şelatör görevi görür. Tripsin EDTA tripsinin spesifik peptit bağlarını hidrolize etmesine izin veren hücre yüzeyinden kalsiyum ve magnezyumu çıkarmak için eklenir. EDTA'yı tripsin ile birlikte kullanmanın temel nedeni, hücreden hücreye yapışmayı ortadan kaldırmaktır.  Kısaca hücreleri plakadan ayırmak için kullanılan tripsin EDTA, hücre yapışmasını gidermek için kullanılır.

Dr. Hande Erölmez