Saldırganlık

Saldırganlık çevresindekilere fiziksel veya psikolojik anlamda zarar veren davranışların sergilenmesi durumu olup psikoterapi, bilişsel davranışçı ve medikal terapilerle tedavi edilmektedir

Saldırganlık Nedir?

Kendine, başkasına ya da çevredeki nesnelere; fiziksel veya psikolojik zarar vermeye odaklı davranış örüntülere ‘Saldırganlık’ denir. Bu tür davranışlar fiziksel veya zihinsel olarak başka bir kişiye zarar vermeye odaklanır. Saldırganlık farklı şekillerde ortaya çıkabilir. 

Bunlar fiziksel, zihinsel, duygusal ve sözel formlarda olabilir. 

Uzmanlar saldırganlığı tip olarak dürtüsel ve planlanmış saldırganlık olarak ayırırlar.

Dürtüsel saldırganlık anlık olarak gelişir ve plan yoktur. Örnek olarak trafikte çıkan anlık kavgalar verilebilir.

Planlanmış saldırganlık ise belli bir hedef için kullanılan araçtır. Örneğin bir soygun sırasında araba çalmak gibi araç olarak kullanılır.

Saldırganlık İle Görülen Belirtiler Nelerdir?

Saldırgan davranışlarda bulunmadan önce genellikle kişide bir kaygı, huzursuzluk hali mevcuttur. Saldırgan davranışlar ile beraber veya öncesinde bazı bulgular eşlik edebilir.

Aşırı sinir ve saldırgan davranış nedenleri, bir tür hastalık veya beyin bozukluğunun varlığından da kaynaklanabilir. 

Otizmi olan kişiler veya bir tür zihinsel gerilik, öfke patlamaları arasında uysal görünürken, bu davranışları teşviklerde gösterebilir. 

Benzer şekilde, epilepsi hastalarının da saldırgan hastalığına sahip olma olasılığı daha yüksektir. 

Birey dikkat eksikliği bozukluğu hastalığına sahipse, özellikle teşhisi konmamış ise ve bireyin bu ani agresif davranış ruhlarının neden ortaya çıktığı hakkında hiçbir fikri yoksa, davranış tamamen hayal kırıklığına uğrayabilir.

  • Öfke: Genellikle saldırganlıktan önce kişi öfkelenme halindedir. Öfkenin nedeni haksızlığa uğramışlık düşüncesidir ve yıkıcı bir duygu halidir.
  • Nefret: Dürtüsel tip saldırganlıkta intikam hissi vardır. Kişinin ancak kendisi adaleti sağlayacağını düşünür.
  • Korku: İnsan vücudu herhangi bir tehlikeyle karşılaştığında düşünmek gibi  bilinçli fonksiyonlar devre dışı kalarak bir ilkel mekanizma olan savaş ya da kaç pozisyonuna geçer ve bu mekanizma kişiyi daha saldırgan yapar.
  • Haksızlığa uğramışlık hissi: Adaletsizlik, haksızlığa uğramışlık düşüncesi kişiyi öfke haline sokar. İntikam hissiyle saldırgan yapar.
  • Kaygı ve huzursuzluk: Kaygı ve huzursuzluk kişide bir korku uyandırır. Bu durum kişiyi savaş ya da kaç mekanizmasına sokarak daha saldırgan hale getirir.
  • Yüksek sesle baskılayıcı tarzda konuşma: Kişi ifade edemediği duygu ve düşünceleri yüksek sesle konuşarak iletmeye çalışır.
  • Konuşmada güçlük: Stres ve korku halinde vücutta adrenalin hormonu yükselterek motor fonksiyonlarda bozulmalar meydana gelir. Konuşma davranışı da bu motor fonksiyonlardandır.
  • Hızlı nefes alıp-verme: Kişi yükselen stres hormonlarının etkisiyle hızlı soluk alır-verir. Bu kişiyi olası bir tehlikeye karşı hazır durumda tutar.
  • Çarpıntı: Vücutta yükselen stres hormonlarının bir diğer etkisi de kişiyi  savaş ya da kaç pozisyonuna hazırlamaktır.
  • El ve ayaklarda hafif titremeler: El ve bacaklarda titremeler de bozulan motor fonksiyonlardan dolayıdır.
  • Mide bulantısı: Mide bulantısının sebebi, vücudun yemek alımını engellemek istemesidir. Çünkü olası bir tehlike anında, vücut gereksiz olarak kanı mideye pompalayarak enerji harcamak istemez.
  • Vücudun ısınması: Vücut sıcaklığının yükselmesi genellikle hızlı kalp atmasına bağlı ortaya çıkar.
  • Yüzde kızarıklıkTehlike halinde vücut kanı hayati organlar olan kalp ve beyinde tutmak ister. Bu sebeple kafa kısmında biriken kan yüzde kızarıklığa neden olur.

Saldırganlık Nedenleri Nelerdir?

Saldırganlığın nedenleri çok çeşitli olabilir. Psikolojik saldırganlığın temelinde genellikle bir haksızlığa uğramışlık ve adaletsizlik duygusu vardır.

  • Öfke ve nefret duygularını ifade etmek amacıyla
  • Üstünlük kurmak amacıyla
  • Korkutma amacıyla
  • Bir amaç doğrultusunda
  • Korkuya tepki olarak
  • Acıya tepki olarak
  • Diğer kişilerle rekabet etmek amacıyla

Psikolojik saldırganlığın dışında saldırganlık, organik yani bir bedensel nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir.

  • Psikiyatrik bir rahatsızlığa bağlı olarak: Birçok psikiyatrik hastalığa bağlı olarak saldırganlık ortaya çıkabilir. Bunlar halüsinasyonlar, panik atak, psikoz, şizofreni, zeka geriliği, kaygı bozukluğu vs. örnek verilebilir.
  • Madde ve alkol kullanımına bağlı olarak: Birçok madde kullanımı ve yoksunluğu saldırganlık oluşturabilir. Örnek olarak nikotin, alkol, esrar, kokain, eroin, uyarıcılar vs.
  • Bazı ilaçların yan etkisi olarak: Depresyon ilaçları, amfetaminler, konsantrasyon ilaçları, aneljezik ilaçlar vs.
  • Vücuttaki bazı bileşenlerin eksikliğine bağlı: Vücuttaki bazı bileşikler, hormonlar, kan elemanlarının eksikliğine bağlı olarak saldırganlık oluşabilir. Tiroid hormonu, D vitamini, B12, folik asit vs.
  • Genetik olarak: Genetik olarak, tek yumurta ikizlerinde yapılan çalışmalarda ikizlerde biri saldırgan davranışa sahipse diğerininde bu davranışa sahip olma riski artar. Aynı durum çift yumurta ikizlerinde geçerli değildir. Bu kişilerde saldırganlık bir takıntı haline gelerek saldırganlık obsesyonuna dönüşebilir.
  • Kafa travmaları: Kafaya alınan darbeler ya da sürekli şiddette maruz kalmak kişiyi olduğundan daha saldırgan olur. Buna örnek olarak boksörler verilebilir. Zihnin kontrol bölgesi olan alın bölgesine alınan darbeler sonucu kişi öfke duygusunu bastıramayarak saldırgan davranışı oluşabilir.
  • Hormonlar: Hormonlardan, testesteron hormonuna sahip bireylerin diğer kişilere oranla daha saldırgan olduğu gözlenmiştir.

Saldırganlık Teşhisi

Saldırgan bireyler kendi istekleriyle doktora gelmezler. Bir aile yakınının isteğiyle veya bir suça karışırsa yasal yollarla getirilirler. 

  • Öykü: Öyküde kişideki daha önce görülen bulgular incelenir. Kişinin ilişkileri, sosyal yaşamı, işi, aile yapısı, alkol, sigara, madde kullanımı, ek bir hastalığının varlığı gibi etkenler incelenir.
  • Fizik muayene: Fizik muayenede kişinin kalp hızı, soluk sayısı, cilt rengi, nörolojik fonksiyonları gibi etkenlere bakılarak kişide öncelikle bedensel bir hastalığın olup olmadığı incelenir.
  • Tam kan, biyokimya: Tam kan ve biyokimyada vücuttaki bazı maddelerin eksikliği araştırılabilir. Çünkü saldırganlık, beyindeki duygu merkezinde fonksiyon gösteren bu maddelerin eksikliğine veya fazlalığına bağlı ortaya çıkabilir. Bunlardan bilinen en iyi örnek tiroid hormonudur. Bunun dışında B12, testleri gibi maddelere bakılabilir.
  • Görüntüleme: Tomografi ve MR grafileri çekilerek kişinin bir alzheimer, folik asit, glikoz, alkol kullanıma bağlı yükselen karaciğer fonksiyon epilepsi, MS gibi ek nörolojik hastalığa sahip olup olmadığına bakılır.
  • Madde kullanım testleri: Kişinin madde kullanıp kullanmadığına veya hangi maddeyi kullandığına yönelik testler yapılabilir. Kişinin kanından, saçından, idrarından bu maddeleri tespit etmek için örnekler alınır.
  • Saldırganlık testi: Saldırganlığın tanısında kullanılabilecek bazı testler vardır. Bunlardan biri saldırganlık ölçeği olarak da bilinen buss perry saldırganlık ölçeğidir. Bu testte öfke, düşmanlık, sözel saldırganlık, fiziksel saldırganlık gibi parametreler incelenir. Çocuklarda saldırganlık için 4-6 yaş, 6-8 yaş gibi farklı yaş grupları için hazırlanan testlerde mevcuttur.

Saldırganlık Tedavisi

Saldırganlığın tedavisi nedenine göre yapılır. Saldırganlığın bir çok nedeni organiktir. Madde ve alkol kullanıma bağlı olarak saldırganlık gözleniyorsa öncelikle bu maddeler bırakılmalı daha sonra da hızlı bir rehabilitasyon programına başlanmalıdır.

  • Medikal tedavi: Medikal tedavi hastalığın nedenine göre düzenlenir. Eğer bir kan elemanının eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkmışsa eksik olan madde yerine konur. D vitamini, B12, folik asit, glukoz, tiroid hormonu gibi etkenler yerine konur. Psikiyatrik bir hastalıktan dolayı oluşan saldırganlık durumunda öncelikle bu hastalıklara yönelik medikal tedaviler uygulanır. Bir ilacın yan etkisine bağlı ortaya çıkan saldırganlıkta ilaç değişimiyle bu yan etki azaltılmaya çalışılır. Diğer durumlara bağlı oluşan saldırganlıklarda medikal olarak anksiyolitikler, antipsikotikler gibi psikiyatrik ilaçlar kullanılır.
  • Psikoterapi: Terapisti ve hastayı bir araya getiren tek neden, hastanın sorunlarının çözüme kavuşturulmasıdır. Bütün terapilerin amacı buna yöneliktir. Psikanalitik psikoterapilerin ortak yanı, hastanın söyledikleri ve yaptıklarının tam ve derin anlamlarını anlamak ve hastanın anlamasını sağlamaya çalışmaktadır. Terapide hasta, geçmiş dönemlerde başlangıçta ebeveynler olmak üzere kendisi için önemli olan insanlara beslediği duygu ve düşüncelerini hekime yansıtır. Terapisti anne ya da babası gibi algılar, onlar gibi davrandığını iddia eder. Terapi bir bakıma hastanın geçmişte önemli nesnelerle kurduğu ilişkilerin terapist üzerinden yaftalanarak çözümlenmesi ve bunlara ilişkin yüklerden kurtulmak sürecidir. Psikoterapide saldırganlıkla ilişkili olarak öfke-kontrol uygulamaları yapılır.
  • Bilişsel davranışçı terapiler: Bilişsel terapide değerlendirmelerin çoğu ilk görüşmelerde yapılır. Ancak değerlendirme süreci terapi görüşmeleri boyunca devam eder. İlk görüşmelerde hastanın problemini anlamaya yönelik görüşülür. Bilişsel terapide hasta tedaviye etkin olarak katılır. Bu nedenle değerlendirme görüşmeleri sırasında tedavideki işbirliğinin önemi vurgulanır. Hastanın kendiyle alakalı bilgi sahibi olması ve devamlı hekimi bu konularda bilgilendirmesi gerektiği söylenir. Hastayla birlikte tedavi hedefleri saptanır. Problemin ortaya çıkmasını kolaylaştıran ortamsal, dürtüsel vb. etkenler incelenir. Bilişsel terapide temel olarak bir eğitme modeli de bulunur. Bu nedenle direk sorunla alakalı bilinmeyen içsel ve dışsal sebepler üzerinde inceleme yapılır. Fizyolojik değişiklikler, bilişler, kişiler arası etkenler incelenir. Değerlendirme görüşmeleri sırasında tedavi programına ilişkin bilgi verilir. Ne kadar seans olacağı, her seansın zaman olarak ne kadar olacağı, tedavinin hangi ortamda yapılacağı gibi konularda hastaya bilgi verilir.En başta konuşulması gereken bir konu da ev ödevleridir. Bilişsel terapilerde ev ödevlerinin ne kadar önemli olduğu ve mantığının hastaya doğru anlatılması gerekmektedir.

Bu makaledeki yazılar bilgilendirme amaçlıdır. Eğer kendinizde ve çocuğunuzda saldırgan davranışlar gözlemliyorsanız bir ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına başvurunuz!

Saldırganlık Tedavi Edilmezse?

Saldırganlık eğer tedavi edilmezse çevreyle ilişkilerin bozulmasından büyük yasal problemlere kadar çok ciddi sorunlarla karşılaşılabilir. 

Kişi öfkesini kontrol edemeyerek bir başkasına zarar verir ve ciddi yasal problemlerle uğraşır.

Saldırganlığa Ne İyi Gelir?

Saldırganlık davranışına sahip hastalar bireysel sorunları kadar, çevresindeki insanlar için de büyük bir sorun ve sıkıntı nedeni olabilirler.  

Çocuklarda saldırganlık durumunda ise aile bireylerinin sabırlı, anlayışlı ve destekleyici tutumları yanında düzenli ve yoğun psikoterapilerle sonuç alınabileceğini anlamalarında ve sıklıkla doktor değiştirmemelerinde fayda vardır.

  • Kişinin güçlü ve zayıf yanlarının farkına varması
  • Spor etkinlikleri, doğa yürüyüşü, sanatsal bir aktiviteyle uğraşmak
  • Uyku düzenine dikkat etmek
  • Gün içinde yapılan etkinlikler ve hareketleri gözlemlemek
  • Bu durumu yaşayan başka bireylerinde olduğunu ve bu konuda yalnız olmadığını bilmek
  • Öfke kontrolü üzerinde çalışmalar yapmak

Saldırganlığa Ne İyi̇ Gelmez?

Saldırganlık davranışına sahip hastalar bireysel sorunları kadar, çevresindeki insanlar için de büyük bir sorun ve sıkıntı nedeni olabilirler. 

  • Alkol, tütün ve madde kullanımı
  • Kalitesiz uyku düzeni
  • Yoğun stres ve yaşam koşulları
  • Saldırganlığa teşvik eden çevre
  • Sevgi eksikliği
  • İlaç suistimali

Saldırganlık İlaçları

Saldırganlık davranışına sahip olan bireylerde medikal tedavi nedene göre planlanır. 

  • Eksikliğine bağlı olarak: Tiroid hormonu replasman tedavisi, d vitamini, folik asit, B12 tabletleri kullanılır.
  • Haloperidol: Antipsikotik ilaç olan haloperidol, aşırı düzeyde saldırganlık ve şiddetin tedavisinde kullanılan ilaçlardan biridir.
  • Klorpromazin: Klorpromazin de bir antipsikotik ilaçtır. Saldırganlığın tedavisinde kullanılabilir
  • Anksiyolitikler: Diazepam, lorazepam, alprazolam gibi kaygı giderici ilaçlar doktorun tedavi planına göre saldırganlıkta kullanılabilir.

Bu ilaçların ciddi yan etkileri olabilir. Kesinlikle bir doktor kontrolünde kullanılmaları gerekir!!

Çocuklarda Saldırganlık

Çocuklar yetişkinlerden farklı olarak daha az otokontrol sistemine sahiptir. Bu yüzden saldırgan davranışlar çocukluk yaşlarında daha sık görülür.

Çocuklarda saldırganlık davranışı olarak eşyaları kırmak, vurmak, iteklemek, tükürmek gibi kendi akran gruplarıyla olan ilişkilerinde ortaya çıkar. Aile öncelikle çocukta bu davranışların nedeni araştırmalı, daha sonra bir uzmandan yardım almalıdır.

Çocuklardaki saldırganlık davranışı özellikle bir canlıya zarar verme şeklindeyse direk bir uzmana başvurulmalıdır. Bu davranışların sebebi çocukluktaki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu veya otizm gibi başka bir psikiyatrik hastalıktan kaynaklanıyor olabilir.

Başka bir nedenden kaynaklanan saldırganlık davranışı için önce neden olan hastalığın tedavi edilmesi gerekir. Bu noktada aile çocuğa kötü davranmamalı nedenlerini anlamaya çalışmalıdır. 

Çocuklarda görülen saldırganlık davranışının bir bölümü de rol model alma şeklinde görülür. Çocuk yetişkinlerin sorunlarını bu şekilde çözdüğünü görerek bu davranışı kendisine model alır. Bundan dolayı çocukların yanında sözel veya fiziksel saldırgan davranışlar göstermemeye dikkat edilmelidir.

Saldırganlık için Hangi Doktora Gidilmeli?

Saldırgan davranışlar çok ileri bir duruma gelmişse uzmanlardan bu konuda yardım alınmalıdır. 

Saldırganlık için ‘Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümüne’ doktor olarak da bir ‘Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanına’ başvurulmalıdır.

Çocuklarda görülen saldırgan davranışlar için ‘Çocuk Psikiyatri Bölümüne’ doktor olarak da bir ‘Çocuk Psikiyatri Uzmanına’ başvurulmalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın

Saldırganlık ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Otizmde Saldırganlık Nasıl Önlenir?

Otizm hastalarında saldırganlık sık görülen davranışlardan birisidir. Çocuk duygularını ifade etmede sorun yaşar. Bu ifade edilemeyen duygular kendini çocukta saldırgan davranışlar şeklinde gösterir.

Bu durumda saldırgan davranışa neden olan faktörler tespit edilmeli ve ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır. Bir çocuk psikiyatri uzmanında konuyla ilgili destek alınmalıdır.

Ass. Dr. Ahmet Uğur Meylani