Pompe Hastalığı

Nadir bir hastalık olan Pompe Hastalığı 40.000 kişide bir görülmekte olup, 2006 yılına kadar tedavi edilemezken artık tedavi edilebilmektedir.

Pompe Hastalığı Nedir?

Pompe hastalığı, kalıtsal bir nadir hastalıktır. 40.000 kişide bir görülen hastalık, cinsiyeti belirlemeyen genetik materyallerle birlikte (otozomal olarak) aktarılmaktadır. Pompe hastalığında, bir depo şekeri olan glikojenin hücrelerde aşırı birikimi görülmektedir. Sağlıklı hücrelerde glikojenin yıkılmasını sağlayan asit alfa glukozidaz enzimi, Pompe hastalarının hücrelerinde yeterince bulunmamaktadır.

Hücrelerde glikojen birikimi çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Özellikle kas hücreleri, glikojen birikimine duyarlı hücrelerdir. Pompe hastalarında glikojen birikimi öncelikle kasların yıkılmasına sebep olmaktadır. Pompe hastalığının farklı klinikler gösteren üç türü bulunmaktadır. Pompe hastalığının farklı türlerinin en önemli ortak özelliği hastaların kaslarının git gide zayıflamasıdır.

İnfantil Tip: Klasik infantil tip olarak da bilinmektedir. Doğum sonrasındaki birkaç ay içerisinde ilk belirtiler başlar. Diğer Pompe hastalığı tiplerinden farklı olarak, infantil tip Pompe hastalarında, karaciğer büyümesi (hepatomegali) sık görülen bir belirtidir.

Juvenil Tip: Nonklasik infantil tip olarak da bilinmektedir. Belirtiler, bebek yaklaşık bir yaşına geldiğinde ortaya çıkar. Juvenil tip Pompe hastalarında kardiyomegali (kalbin normalden büyük olması) önemli bir sorundur. Kalp yetmezliklerine sebep olabilmektedir.

Erişkin Tip: Geç başlangıçlı Pompe olarak da bilinmektedir. Belirtiler, çocukluğun son dönemlerinde ve bazen de onlu yaşların sonunda ortaya çıkar. Erişkin tip Pompe hastalığında kişinin kalp atışlarının düzensizleşmesi juvenil ve infantil tipte beklenmeyen ciddi bir sıkıntıdır.

Pompe Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

İnfantil, juvenil ve erişkin tip Pompe hastalıklarında farklı belirtiler görülmektedir. Bu hastalıkların ortak noktaları olsa da bebek, çocuk ve erişkinlerin vücut özellikleri ve farklı Pompe tiplerinin kişinin vücuduna etkileri değişiklik gösterdiği için yaşanan rahatsızlıklarda değişmektedir.

İnfantil Tip Pompe

  • Kas güçsüzlüğü, zayıf kas tonusu (kaslarını sıkamama/şişirememe)
  • Karaciğer büyümesi
  • Büyüme ve gelişme gerilikleri, beklenen boy ve kiloya ulaşamama
  • Nefes almada zorluk
  • Beslenme güçlüğü
  • Solunum sistemi enfeksiyonlarına yatkınlık
  • İşitme güçlüğü

Juvenil Tip Pompe

  • Motor gelişimde gecikme, bebeğin beklenen hareketleri gerçekleştirememesi
  • Kasların gün geçtikçe güçsüzleşmesi
  • Kardiyomegali (kalp büyümesi)
  • Solunum güçlüğü

Erişkin Tip Pompe

  • Bacaklar ve gövdenin gün geçtikçe güçsüzleşmesi
  • Hareket becerilerinin azalması, çabuk yorulma
  • Solunum güçlüğü
  • Kardiyomegali (kalp büyümesi)
  • Zamanla artan yürüme güçlüğü
  • Geniş kas gruplarında ağrı duyulması
  • Yürüme güçlüğüne bağlı olarak sıkça düşme
  • Sıkça akciğer enfeksiyonlarına yakalanma
  • Sabah olan baş ağrısı
  • Kilo kaybı
  • Yutma güçlüğü
  • Kalp atışlarının düzensizleşmesi
  • Zamanla artan işitme güçlüğü
  • Enerji sağlayan kreatin kinaz enziminin kandaki seviyesinde artma

Pompe Hastalığı Nedenleri Nelerdir?

Pompe hastalığı, genetik bir hastalıktır. Döllenen eşey hücrelerinin asit alfa glikozidaz enzimi ile ilişkili genlerinde hasar olup anne ve babanın diğer hücrelerinde genetik bir sorun görülmeyebilir. Bu duruma de novo mutasyon denmektedir. Ancak Pompe hastalığı, genellikle hasta kişinin anne ve babasında iki kopya olarak bulunan genlerin birer kopyasında görülen genetik hasarlardan kaynaklanmaktadır.

Vücudumuzdaki genler, X ve Y eşey kromozomları haricinde, anne ve babadan gelen iki kopyadan oluşmaktadır. Asit alfa glikozidaz enzimini kodlayan genin tek bir kopyasında hasar olması, Pompe hastalığına sebep olmamaktadır. Kişiler hasarlı gen taşıdıklarından haberdar olmadan Pompe hastalığına sebep olan genetik hasarı yumurta ve sperm hücrelerinde taşıyabilirler. Pompe hastalığına yol açan genetik bozukluğu taşıyan yumurta ve sperm hücrelerinin bir araya gelmesiyle oluşan çocuk Pompe hastası olacaktır.

Ortaya çıkması için her iki gende kopyasında da kodlanması gereken özelliklere çekinik özellik denmektedir. Pompe hastalığına sebep olan genetik bozukluklar otozomal kromozomlarda yer aldığı için Pompe hastalığı otozomal çekinik bir hastalıktır.

Pompe Hastalığı Teşhisi

Pompe hastalığının belirtileri çok çeşitlidir ve Pompe hastalığına özgü olmayıp başka sağlık sorunlarında da görülebilmektedir. Rahatsızlıkların kaynağının Pompe hastalığı olup olmadığını anlamak için hastalık hikayesi sorgulanırken belli sorulara cevap aranır.

  • Kas güçsüzlüğü ayakta duramama, düşmeye sebep oluyor mu? Daha önce yapabiliyorken artık yapamadığınız veya yaparken daha çok zorlandığınız fiziksel etkinlikler var mı?
  • Uzandığınızda veya uyurken belirginleşen solunum güçlüğünüz var mı?
  • Sabahları baş ağrısı sorunu yaşıyor musunuz?
  • Ailenizde benzer rahatsızlıklar yaşayanlar oldu mu?

Pompe genetik bir hastalık olduğu için kişinin ailesinde Pompe tanısı almış yakınının olması veya benzer belirtiler gösteren akrabaların varlığı kişinin Pompe hastası olması için risk faktörüdür. Pompe hastalığından şüphelenilen kişilere ileri tetkikler yapılmaktadır.

Kan Testi

Pompe hastalığında beyaz kan hücrelerindeki asit alfa glukozidaz enziminin seviyesi ve etkinliği düşük ölçülmektedir. Pompe hastalığından şüphelenilen kişilerin kanındaki enzim seviyelerinin değerlendirilmesi hastalığın teşhis edilmesini sağlayabilir. Bu enzimin etkinliği ve miktarı beyaz kan hücrelerinden veya kurutulmuş kan örneğinden ölçülebilir. Her hastane ve şehir, enzim etkinliğinin ölçülmesini sağlayacak laboratuvar testleri için gerekli alt yapıyı karşılayamamaktadır. Bu sebeple kan örneğinin uzaktaki laboratuvarlara test için gönderilmesi gerekebilir. Kurutulmuş kan örneği, örneğin farklı bir laboratuvarda çalışılacağı durumlarda tercih edilir.

Genetik Analiz

Kan testinin gösterdiği enzim seviyelerindeki değişimler bazı durumlarda taşıyıcı ve Pompe hastası olanların ayrımı yapmakta yetersiz kalmaktadır. Genetik testlerin en büyük avantajı hastalık ve taşıyıcılık durumunun net ayrımının sağlanmasıdır.

Kas hücrelerine yapılan genetik testler kişilerin Pompe hastalıklarının infantil, juvenil ve erişkin tip ayrımının yapılmasını sağlar. Bu hastalıklar kişide farklı yaşlarda ortaya çıkarak farklı klinikler vermeleriyle de ayrılmaktadırlar ancak genetik analiz sıklıkla ailesinde Pompe hastalığı olan kişilerde belirtiler başlamadan uygulanmaktadır. Özellikle anne karnındaki bebeklere yapılan genetik analizlerde teşhis edilen hastalığın, başlangıç yaşı ve hastanın hayat kalitesine olan etkisi önemli kararların verilmesinde ve kişilerin gerekli hazırlıkları yapmasında etkili olmaktadır.

Kas Biyopsisi

Pompe hastalığındaki yüksek miktarda glikojen birikimi öncelikle kasları etkilemektedir. Kan testi ve genetik analizindeki sonuçlarla tanı kesinleştirilemeyen hastalarda ileri tetkik olarak uygulanmaktadır. Kişinin kaslarından alınan çok küçük bir bölüm mikroskop altında incelenerek dokunun özelliklerine göre tanı kesinleştirilmektedir. Kas hücrelerinde glikojen dolu keseciklerin bulunması Pompe lehine bir bulgudur. Erişkin tip Pompe hastalığında bu kesecikler daha az kas hücresinde görülmekteyken infantil tip Pompe hastalığında kesecik bulunan kas iğciklerinin daha yüksek oranda bulunması hastalığın tipinin belirlenmesinde etkili olmaktadır. Kas biyopsisi için alınan örneklerdeki hücrelere genetik analiz uygulanması Pompe hastalığının tipinin teşhis edilmesinde önemli yere sahiptir.

Pompe Hastalığı Tedavisi

2006 yılından önce Pompe hastalığı için herhangi bir tedavi yöntemi bulunmamaktaydı. Günümüzde hala Pompe hastalığı için kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bu durumda Pompe hastalarının klinik bakımı; Pompe hastalığına yönelik enzim yerine koyma tedavisi, destek tedavileri ve henüz araştırma aşamasında olan yeni tedavi yöntemleri ile sağlanmaktadır.

Enzim Yerine Koyma Tedavisi

Pompe hastalarında eksik olan asit alfa glukozidaz enziminin işlevini gören ilaçların kan yoluyla hastalara verilmesidir. İlaçlar, toz halde satılır ve kullanımdan hemen önce steril suyla karıştırılır. Mutlaka uzman gözetiminde kullanılmalıdır. Karışım infüzyon setine aktarılır ve bir filtreden geçerek damara ulaşacak şekilde ayarlanır.

İnfüzyon öncesi ilacın hazırlanması ve infüzyon saatler sürmektedir. İnfüzyon sırasında kişinin kitap, telefon gibi araçlarla ilgilenerek zaman geçirmesi mümkün olmaktadır. Tedavilere katılırken bu durum göz önünde bulundurulabilir.

Filtrelerin tıkanması gibi sorunlarla sıkça karşılaşılmaktadır, uzmanlar bu durumlarda infüzyon setini tekrar ayarlamaktadır. Bu sebeple tedaviyi yöneten bir doktorun infüzyon sırasında hastayı gözetim altında tutuyor olması gerekmektedir. Ayrıca infüzyon sırasında bazı ilaç yan etkileri de görülebilir. Hafif ila orta dereceli bazı yan etkiler: ateş, kusma, baş ağrısı ve öksürüktür. Bu yan etkiler infüzyonun durdurulması için bir sebep teşkil etmemektedir. Daha ciddi yan etkilerin görülmesi durumunda infüzyon yavaşlatılabilir veya durdurulabilir. Tedavi başlamadan önce doktor kontrolünde alınan ateş düşürücü ve antialerjik ilaçlar yan etki görülme sıklığını azaltmaktadır.

Destek Tedavileri

  • Solunum Desteği: Pompe hastalığı kişide özellikle yatarken ortaya çıkan solunum güçlüğü yaratabilir. Bu durumda hastaların uyurken solunum cihazına bağlı olmaları, gece nefes darlığı yaşamalarını önler. Solunum desteği; hastaya nefes darlığı sebebiyle bölünmeyen, kaliteli uyku sağlar.
  • Nazogastrik Sonda: Kasların zayıflaması kişide yutma güçlüklerine sebep olabilmektedir. Nazogastrik sonda, kişinin burnundan midesine uzatılan tıbbi bir borudur. Aynı zamanda kilo kaybı sorunu yaşayan Pompe hastalarının beslenmesini sağlamak için kullanılır.
  • Yürüteç: Kasları güçsüzleşen kişilerin hareket ederken desteğe ihtiyaçları zamanla artar. Yürüteçlerin kullanımı bacaklarında güçsüzlük olan kişilerin bağımsız hareket etmelerine yardımcı olur.
  • Fizyoterapi: Güçsüzleşen kasların çalıştırılması ve düzenli aralıklarla uygun egzersizlerin yapılması kişinin hareket yeteneğini daha uzun süreler için korumasını sağlamaktadır. Fizik tedavi seansları ve kasların çalıştırılması Pompe hastalığının etkilerinin gecikmesini sağlayabilir.
  • Konuşma Terapisi: Dudak kaslarının zayıflaması kişilerde konuşma bozuklukları oluşmasına sebep olur. Konuşma terapisi kişilerin konuşma yeteneklerini koruması için çeşitli tekniklerle dudak egzersizleri yapılmasıdır.

Bunlar dışında, hastaların yaşadıkları farklı rahatsızlıklar için gerekli tedaviler uygulanmaktadır.

Pompe Tedavisinde Araştırma Aşamasında Olan Yöntemler

  • Gen Terapisi: Gen terapisi, hücrelerin genetik özelliklerinde değişimler oluşturularak asit alfa glukozidaz enzimi miktarının artırılmasını hedeflemektedir. Kişinin vücuduna verilen ilaçlarla gen etkinliklerinin değişimi veya kişinin vücudundan alıp genetik etkinleri değiştirilmiş hücrelerin kişiye tekrar verilmesi gibi farklı yollarla uygulanabilir.
  • Modifiye Enzim Yerine Koyma Tedavisi: Enzim yerine koyma tedavisinde kullanılan ilaç modifiye edilerek (üzerinde ufak değişiklikler yapılarak) kas hücrelerinin daha kolay kullanacağı hale getirilebilir.
  • Kişilere verilen maddelerle, az miktardaki enzim daha çok işlev yapacak kapasiteye çıkarılabilir. Kişinin vücudundaki enzimlerin işlevini kişiyi sağlığına kavuşturacak kadar yükseltecek bir tedavi için hala çalışılmaktadır.

Pompe Hastalığı Tedavi Edilmezse

Pompe hastalığının kesin bir tedavisi ne yazık ki bulunmamaktadır.

Tedavi durumunda kişilerin beklenen ömürleri şu şekildedir:

  • İnfantil Pompe hastaları iki yaşında veya daha önce kalp ve solunum yetmezliklerine bağlı olarak hayatını kaybedebilir. Daha iyi seyir görülen durumlarda hastalar erken çocukluk dönemine kadar yaşayabilmektedir.
  • Juvenil Pompe hastaları genellikle otuz yaşında veya daha erken kaybedilmektedir.
  • Erişkin Pompe hastaları genellikle elli yaşında veya daha önce kaybedilmektedir.

Pompe hastalığının tedavi edilmemesi durumunda kişilerin beklenen ömrü daha kısa olmakta ve yaşam kaliteleri düşmektedir. Rahatsızlıklar sebebiyle doktora başvurulmaması ve hastalığın tanı almaması ailenin genetik danışmanlık almayarak ileride tekrar Pompe hastası çocuk sahibi olmasına sebep olabilir.

Pompe Hastalığına Ne İyi Gelir?

Pompe hastalığı gün geçtikçe ilerlemektedir. Pompe hastalığı olan kişilerle ilgilenenler maddi ve manevi olarak zorluklar yaşayabilirler. Pompe hastalığı için açılmış olan destek gruplarına katılmak, kişinin yaşadığı sorunları paylaşmasına ve daha kaliteli bir yaşam geçirmesine katkıda bulunabilir. Tedavinin sebep olduğu maddi zorluklar için çeşitli kuruluşlara başvurulması ile tedavi için gerekli maddi destek sağlanabilir. Hastalar yeni rahatsızlıkları oldukça uzmanlara durumu bildirmeli ve doktor tavsiyelerine uymalıdır.

Pompe Hastalığına Ne İyi Gelmez?

Pompe hastalığı zaman içerisinde ilerlemektedir. İlerlemeyi yavaşlatmak ve hayat kalitesini artırmak için çeşitli yöntemler geliştirilmektedir. Pompe tedavisi için uygulanan en yeni yöntemler uzman doktorlarca hastalara önerilmekte ve uygulanmaktadır. Tedavilere uyum sağlanamaması, enzim yerine koyma tedavisini zora sokan iğne korkusu gibi durumlar hastalara uygun bakımın sağlanamamasına sebep olabilmektedir.

Pompe Hastalığı İlaçları

Pompe hastalığında asit alfa glukozidaz enziminin eksikliğinin yarattığı açığı kapatmak için enzim yerine koyma tedavisi uygulanmaktadır. Pompe hastalığı genellikle kas yıkımı ile başlamaktadır. Hastalığın başlangıcında verilen enzimler kişilerin ihtiyacı olan proteini sağlar ve şeker metabolizmalarını düzenler. İlaçların dozları çok önemlidir ve hastanın kilosuna göre ayarlanmaktadır.

  • Myozyme: Bebek ve çocuklarda kullanılmaktadır. Hastada eksik olan asit alfa glukozidaz enziminin yerine konmasını sağlar. Eczanelerde steril suyla sulandırılması gereken bir toz olarak satılır. Sulandırıldıktan sonra çok bekletilmeden uygulanması önemlidir. Myozyme, damar içine enjeksiyon yoluyla uygulanır. Ancak bu işlem uzun sürer ve gelişebilecek sıkıntılara karşı uzman gözetimi altında gerçekleştirilir.
  • Lumizyme: Sekiz yaşından büyük Pompe hastalarında kullanılan enzim yerine koyma tedavisidir.

Pompe Hastalığı için Hangi Doktora Gidilir?

Ailesinde Pompe hastası kişiler olanların çocuk sahibi olmak istedikleri zaman genetik danışmanlık almaları Pompe hastası çocuk sahibi olmalarını engelleyebilir. Tüp bebek yönteminde dış döllenme yoluyla çok sayıda embriyo oluşturularak sağlıklı olan bir veya ikisi anne rahmine yerleştirilebilir. Ailesinde Pompe hastalığı bulunan veya bulunma ihtimali olan gebelerin Kadın Hastalıkları ve Doğum klinikleri tarafından muayene edilmesi ve annenin onayı olursa bebekten alınan örneğin genetik birimince incelenmesi önerilir.

Teşhisin anne karnında konması, tedavilerin erken başlaması için önemlidir. Çocuklarda Pompe hastalığından şüphelenildiğinde Pediatri kliniklerine başvurulması gerekirken erişkinler sahip oldukları rahatsızlıklara uygun olan Nöroloji ve Kardiyoloji gibi bölümlere başvurmalıdır. Pompe hastalığının tedavisinde pek çok farklı uzmanlıktan hekimler bir arada çalışır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
1
Makeleyi Paylaşın

Pompe Hastalığı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Ailesinde Pompe hastası olan kişiler kendiliğinden gebe kaldıklarında bebeğin hastalık durumunu nasıl öğrenebilmektedir?

Günümüzde anne karnındaki bebeklere uygulanan pek çok tanı testi bulunmaktadır. Bu tanı testlerine prenatal tanı testleri denmektedir. Prenatal tanı testleri ve görüntüleme yöntemleriyle bebekte gözlenen bulgular birleştirilerek bebekteki sağlık sorunları hakkında gerçekçi ve bazen %100’e yakın doğruluğa sahip fikirler üretilebilmektedir. Ailesinde Pompe olan ebeveynlerin bebek anne karnındayken tanı testi yaptırmaları mümkün olmakla beraber her tanı testi her gebelik dönemi için uygun olmamaktadır. Çocuğunun Pompe açısından değerlendirilmesi gerektiğini düşünen ebeveynlerin, gebeliğin erken haftalarında durumu doktorla paylaşmaları tanı fırsatlarının değerlendirilebilmesi için önemlidir.

Int. Dr. Nehir Ünal

Enzim yerine koyma tedavisinde damara enjeksiyon yapılması sıkıntılı olan kişiler ve küçük bebeklerde uygulanan çözüm nedir?

Bebek hastalarda ve değişik vücut yapılarına sahip bazı kişilerde damar yoluna ilaç gönderilmesi sıkıntılı olabilir. Narin vücut yapısında iki haftada bir uygulanması gereken enjeksiyonlar için sürekli damar yolu açıldığında yaralar oluşabilir. Bu durumda hastalara kateter uygulanması sürekli enjeksiyonun yaratacağı yaraları önleyerek hastanın damar yoluna erişim sağlar.

Int. Dr. Nehir Ünal