Etanol

Etanol, sıvı formda, hafif hoş kokulu, renksiz, yanıcı ve genellikle alkollü içecek yapımında kullanılan tek alkol türüdür.

Etanol Nedir?

Etanol, sıvı formda, hafif hoş kokulu, renksiz, yanıcı ve genellikle alkollü içecek yapımında kullanılan tek alkol türüdür. Alkol içerisine katılan bu karışım maddesi, ayrıca endüstriyel alanda kullanıldığı gibi kozmetik ve tıp alanında da yaygın olarak kullanılan bir maddedir.

İçinde %0,5’den fazla etanol bulunan alkollü içkilerin vücuda etkileri az veya çok tüketilsin açık şekilde hemen ortaya çıkabilir. Yüksek miktarlarda etanol tüketildiği zaman hem metabolik süreç ciddi oranda yavaşlar hem de merkezi sinir sistemini bastırır. Bu durum sonucunda düşünme, karar verme ve dikkat yetisinde azalma meydana gelir. Hatta çok yüksek miktarlarda tüketildiğinde kısa süre içerisinde koma ve ölüme yol açar.

Etanol Normal Değerleri Kaç Olmalı?

Etanol testi, genelde vücutta etanol olup olmadığının ve varsa miktarının ölçülmesi için yapılan test türüdür. Ayrıca uyuşturucu ve uyarıcı madde taramalarında, alkol kullanımı sonrası kanunların çiğnenmesinden şüphe duyulduğunda veya etanol zehirlenmesine bağlı belirtiler oluştuğunda da uygulanır. Sonuç olarak, etanol düzeylerinin bakılması hem kişinin durumunun değerlendirilmesi için uzmanlara yol gösterir hem de adli durumlar açısından kesin kanıt niteliği taşır.

Ülkemizde kanunlara göre belirlenen ve yasal sınır olarak kabul edilen alkol değeri 0,50 promilin (50 mg/dl) üzerinde olduğu takdirde etanol pozitif yani alkol olduğu anlamına gelir.

Etanol Nasıl Ölçülür?

Etanol veya uyuşturucu tespiti için yapılan ölçüm, kan, tükürük, idrar, nefes, saç veya vücut kıllarından alınan örneklerden yapılır. Alkol mide ve bağırsaklarda hemen kana karıştığı ve kanda çok çabuk metabolize olduğu için, hastane ortamında ve plazma veya tam kan testi ile yapılan ölçümlerde yaklaşık 4 saat sonrasına kadar tespit edilemeyebilir.

Hamilelikte Etanol Değerleri Nasıl Olmalı?

Hamilelik döneminde kullanılan etanol, direkt plasenta aracılığıyla bebeğe de geçeceği için hem anneye hem de bebeğe büyük zararı vardır. Özellikle ilk aylarda tüketildiğinde bebeğin gelişimini ciddi oranda etkileyebilir. Hamileliğin ilk dönemlerinde kullanıldığı takdirde hamilelik düşük ve ölü doğumla sonuçlanırken, bebekte zekâ geriliği, gelişme geriliği, farklı yüz veya baş gelişim kusurlarına neden olabilir. İstenmeyen bu sonuçların önüne geçebilmek ve dolayısıyla bebeklerinin alkolden etkilenme riskini azaltmak için anne adaylarının hemen alkolü bırakmaları gerekir. 

Bununla birlikte alkol kullanımı doğurganlık üzerinde olumsuz etkileri vardır. Özellikle doğurganlık tedavilerinde, zararlı etkileri daha belirgin bir şekilde ortaya çıkar. IVF (tüp bebek) tedavileri döneminde ebeveynlerin alkol kullanması, tedavi başarısını direkt olumsuz etkiler. Oluşacak bu olumsuzluktan dolayı tüp bebek tedavisine karar veren çiftlerin hemen alkol kullanımını sonlandırmaları gerekir.

Bebeklikte Etanol Değerleri Nasıl Olmalı?

Annenin alkol tüketmesinde durumunda anne karnındaki bebeğin vücut yapıları küçük ve tam gelişmediği için etanol plasentadan direkt bebeğe geçer. Bunun yanında alkol daha yavaş parçalandığından dolayı vücutta daha uzun süre kalarak geri dönüşümü olmayan ciddi zararlara yol açar. Hamileliğin ilk 4 haftası içinde bebeğin kalbi, gözleri, kolları, bacakları ve sinir sistemi gelişirken beyni 3. haftada gelişmeye başlayarak bu gelişim hamilelik boyunca devam eder. Son 3 ayda bebek hızlı büyüdüğünden ve bu süreçlerde anne alkol tüketirse bebekte problemlere neden olur.

Çok fazla ve sürekli alkol tüketimi Fetal Alkol Spektrum Bozukluğu veya Fetal Alkol Sendromu’na yol açar. Bu hastalıkların olması durumunda ise bebeğin hayatı boyunca geri dönüşümü olmayan zihinsel, davranışsal ve fiziksel bozukluklar yaşamasına sebep olur. Fetal Alkol Sendromu veya Fetal Alkol Spektrum Bozukluğunda görülen problemler şu şekilde sıralanabilir:

  • Görme ve duyma sorunları,
  • Yüz defektleri (yanak, burun, kulak ve göz gibi bölgelerinde görülen eksiklikler)
  • Bebekte uyuma ve yeme sorunları,
  • Santral sinir sistemi fonksiyon bozuklukları,
  • Fetusta gelişme geriliği,
  • Davranış bozuklukları,

Etanol Yüksekliği Nedenleri ve Hastalıkları Nelerdir?

Etanol alkol tüketimi kısa veya uzun süren etkilere bağlı olarak vücutta birçok değişiklere neden olur. Alkol alımından 2 ila 4 saat sonra ortaya çıkan kısa vadeli etkileri kanda, laktat (LDH) ve ürik asit seviyelerini arttırırken, plazma glukoz düzeylerini azaltır. Uzun vadeli etkilerinde ise kanda AST, ALT ve GGT düzeylerinin artmasına neden olur. Bununla birlikte sürekli alkol kullanan bireylerde eritrosit hacminde artışa neden olduğu bilinir ve alkol tüketiminden sonra hipertrigliseridemi ortaya çıkar. Kanda bulunan yağın yükselmesine neden olur.

Etanol içerikli alkol kullanımı, mide mukozasını tahriş ettiği için mide asidi üretimini artırarak midenin boşalmasını geciktirir. Bu da bulantı, karın ağrısı ve neticede kusmaya neden olur. Etanol tüketim seviyelerine bağlı olarak yüksekliğine neden olan faktörler şu şekilde sıralanabilir:

Etanol Yüksekliği Belirtileri

Kişi vücudunun kaldırabileceğinden fazla alkol aldığı zaman bu durum sarhoşluk olarak bilinse de alkol zehirlenmesine neden olur. Yüksek oranda tüketilen alkol hemen kanına karışacağı için kan damarlarından da hemen beyne ulaşarak, beyindeki iki sinir ucunda bulunan ve bağlantıyı sağlayan kimyasal maddeyi etkiler. Bu etkileme sonucu kişide, saldırganlık, nöbet veya konuşma bozukluğu gibi durumların ortaya çıkmasına neden olur. Bu durumlar dışında etanol yüksekliğinde ortaya çıkan belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Kendine güven, düşüncede açıklık ve atılganlık,
  • Asabi, saldırgan veya cinsel içerikli hareketlerde bulunma,
  • Gülme, yüksek sesli bağırarak konuşma, 
  • Hareket edememe, araç kullanamama, doğru ve sağlıklı düşünememe,
  • Motor ve serebellar hareketlerde hafif bozulma, 
  • Kendini yorgun hissetme,
  • Baş ağrısı ve baş dönmesi,
  • Hareketlerde uyumsuzluk, yürüme ve konuşma bozukluğu,
  • Yüz kızarıklığı,
  • Duyularda azalma,
  • Mide bulantısı, kusma ve belirgin sarhoşluk hali, 
  • Göz ve mimikler de çok fazla hareketlilik,
  • Nöbet geçirme
  • Stupor (kritik zihinsel işlev eksikliği, uyuşma ve duyarsızlık) ve koma,
  • Ölüm 

Çok nadir olsa da kanda belirlenen alkol değeri 500 mg olduğu halde ayakta kalan kişiler bulunabilir. Bunun yanında kronik alkolik olanlar da değerler 1000-1500 mg/100ml ulaşıldığı halde hayatta kalan olgular vardır.

Etanol Yüksekliği Tedavisi

Etanol, kullanımında yaklaşık 3 dakika sonra vücuttaki bütün hücrelere hızlı bir şekilde yayılır. Alınan alkol miktarı belirli seviyeyi geçtiği durumda, solunum yavaşlamasından dolayı koma ve hatta ölüme neden olur. Etanol testi sonrası alkol tespit edilen kişilerde ilk olarak kan basıncı, ateş ve solunum çok yakından takip edilmelidir. Alkol seviyesi ve ne kadar etkilediği tespit edildikten sonra, sık görülen kan şeker seviyelerinde düşme varsa tespit edilerek gerekli müdahale yapılır. Şayet kişinin saldırganlığı, aşırı öfkesi veya etrafa zarar verme söz konusu ise uygun ilaç takviyesi yapılır.

Fakat aşırı etanol tüketiminden kaynaklanan alkol bağımlılığı söz konusu ise ve kişi tedavi olmak istiyorsa, hastanelere bağlı alkol ve madde bağımlılığını tedavi eden merkezlere ve psikiyatri kliniklerine başvurarak gerekli ve uzun süreli tedaviler alabilir.

Alkol bırakıldıktan sonra kişiler bir süre alkol yoksunluğu yaşayabilirler. Bundan dolayı bu süreçte tedavi olmaları gerekebilir. Bu tedavide yaklaşık 1 ve 2 hafta kadar sürer ve kişinin fiziksel bulguları değerlendirilerek gerekli önlemler alınır. Alkol yoksunluğu yaşayan kişiye çoğu zaman vücudunda sıvı eksikliği olacağından dolayı sıvı takviyesi yapılır. Genelde tiamin ve folik asit içeren vitamin takviyesi uygulanır, ayrıca kişiye protein bakımından zengin ve bol mineralli besinler verilerek dinlenmesi sağlanır.

Etanol Yüksekliğine Ne İyi Gelir?

Etanol etkisinden dolayı kişinin kendine güveni artacağından korkusu azalır. Bu yüzden araç kullanımı sırasında riske girerek kaza yapma olasılığı artar. Kişi normal hayatta trafik kurallarına uysa dahi alkollüyken kuralları çiğneme olasılığı yüksektir. Alkol etkisindeyken görme, denge veya işitme gibi beyin fonksiyonlarının yanında dikkati ve kas kontrolü azalır. Bu süreçte aracın önüne aniden bir canlı veya aracın çıkması durumunda kişinin refleksleri az olacağı için tepki gösterme süresi uzayarak kaza olasılığını artırır. Bu yüzden vücutta etanol seviyelerinin yüksek olduğunda kesinlik araç kullanılmamalıdır.

Etanol yüksekliğinin başta nedeni alkol kullanımı olduğu için kesinlikle alkol bırakılmalıdır. Fakat alkolik birinin bırakması zor olacağı için gördüğü ilaç tedavilerinin yanında davranışçı yöntemler içeren grup bireysel veya aile terapileri yardımıyla alkolsüz bir yaşama uyum sağlayabilir. Bunun yanında alkol potasyum eksikliğine neden olduğu için muz, damarların gevşemesi için kahve veya çikolata tüketilebilir. En önemlisi vücutta sıvı oranı düştüğü ve baş ağrılarına neden olduğu için sıvı alımı artırılmalıdır.

Etanol Yüksekliği Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Alkolün ana maddesi olan etanol tüketimi, başta karaciğere zarar verir. Çünkü alkolün parçalandığı organ karaciğerdir ve hücrelerini tahrip ederek hasara neden olur. Karaciğer yüksek orandaki alkolü etkisiz ve zararsız hale getirmeye çalışırken diğer fonksiyonlarını aksatır. Bu da çok uzun süre devam ettiğinde karaciğer hücreleri hasar görerek yapısal değişikliklere uğrar.  

Alkolün neden olduğu karaciğer hastalıklarının başında karaciğer yağlanmasından sonra hepatit oluşur ve sonuç olarak siroza kadar giden daha ciddi hastalıklara yol açar. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de karaciğer sirozuna neden olan etkenlerin arasında hepatit B ve C başta olmak üzere alkol 3. sırada yer almaktadır. Etanol yüksekliği tedavi edilmediği takdirde oluşabilecek hastalıklar şu şekilde sıralanabilir:

  • Anemi (kansızlık),
  • Özellikle mide, gırtlak ve yemek borusu kanseri,
  • Karaciğer hastalıkları,
  • Beslenme bozukları,
  • Alkol zehirlenmesi,
  • Kalp yetmezliği, kalp ve damar hastalıkları,
  • Siroz,
  • Bunama (demans),
  • Göz sinirlerinde bozukluk, göz sulanmaları ve görme bozuklukları,
  • Mide ve yemek borusunda iç kanama ve mide zarı yırtılması,
  • Depresyon,
  • Bağırsak fonksiyonlarında bozulma, 
  • Midede gastrit, reflü ve ülser,
  • Gut,
  • Yüksek tansiyon,
  • Hamilelerde bebeğin gelişiminde problemlere,
  • Enfeksiyon hastalıkları,
  • Cinsel fonksiyonlarda bozulma,
  • Erkeklerde  sertleşme ve kadınlarda adet bozukluklarına,
  • Kol ve bacaklarda çekilme veya yüz ifadesinde bozukluk,
  • Şiddetli baş ağrıları,
  • Kronik olarak hazımsızlık ve karın şişkinliği, 
  • Unutkanlık, irade zayıflığı, hareke ve konuşmada kontrolsüzlük,
  • Sinir hasarı,
  • Hastalık düzeyinde şişmanlama,
  • Pankreatit ve pankreas kanseri,
  • Sinir hücrelerinin zedelenmesinden dolayı el titremeleri ve tik oluşumu,
  • Nöbetler (epilepsi),
  • Koma,
  • Ölüm
Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın