Akut Stres Bozukluğu

Akut stres bozukluğu, şiddetli anksiyete, davranış ve duygu bütünlüğü kaybı ve diğer belirtilerin gelişmesi ile karakterize ruhsal bir bozukluktur. Tedavide belirtilerin hafifletilmesi amaçlanır.

Akut Stres Bozukluğu Nedir? 

Akut stres bozukluğu, travmatik bir olaya maruz kalınmasını izleyen bir aylık dönem içinde gelişen şiddetli anksiyete (kaygı bozukluğu), davranış ve duygu bütünlüğü kaybı ve diğer belirtilerin gelişmesi ile karakterize ruhsal bir bozukluktur. 

Travmatik olaylar, kişilerin fiziksel veya psikolojik bütünlüğüne zarar verecek ölüm tehdidi, yaralanma ya da cinsel saldırı biçiminde gelişebilir. Ayrıca terör olayları ya da büyük felaketler yaşayan kişilerde de akut stres bozukluğuna ait belirtiler görülmüştür. Özellikle askeri personel ya da kolluk kuvvetleri çatışmalar sırasında yaşadıkları deneyimler nedeniyle daha fazla risk altındadırlar. 

Kişilerde travma sonrası belirtiler 30 günden fazla sürer ya da belirtiler 30 günden sonra ortaya çıkar ise bu durum “Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) “olarak adlandırılır. TSSB hem klinik olarak hem de tedavi anlamında daha uzun süren bir psikolojik durumdur. Akut stres bozukluğu yaşayan kişilerde gerekli tedaviler verilse bile travma sonrası stres bozukluğu gelişme riski vardır. 

Akut Stres Bozukluğu Belirtileri

Akut stres bozukluğunun belirtileri travmadan sonra en az 3 gün devam eden ve en fazla 1 ay süren bir karakterde seyreder. Belirtiler 1 aydan fazla devam ederse, tanı travma sonrası stres bozukluğu haline gelir. Amerikan Psikiyatri Birliği Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabında (DSM-5) akut stres bozukluğunun belirtileri şu şekilde kategorilere ayrılır: 

Dissosiyatif belirtiler: 

• Kişiler uyuşuk, çevre ilişkileri kopuk ve duygu oluşturacak olaylara karşı tepkisizlerdir.

• Sosyal çevresine karşı daha az farkındalık sergilerler

• Kişiler, gerçekliği kaybeder ya da yaşadığı çevrenin artık tanıdık gelmeme hissini derinlemesine yaşarlar (derealizasyon)

• Kişiler, kendilerinden uzaklaştığı ve bedeninin, düşüncelerinin ve hareketlerin kendine ait olmadığını hissettiği bir dönem yaşarlar (depersonalizasyon)

• Kişiler, travmadan sonra kişisel bilgilerini hatırlayamazlar (dissosiyatif amnezi)

Yeniden yaşama (hatırlama):

• Yaşanılan travmatik olaya ait görüntüleri veya düşünceleri kişiler rahatsız edici tarzda zihinlerinde canlandırırlar (rüya, kâbus vb)

• Kişiler gün içinde travmatik olayı yeniden yaşamakta olduğunu hisseder. 

Kaçınma: 

• Kişiler travmatik olayı hatırlatacak veya yeniden deneyimlenmesine neden olan uyaranlardan kaçınabilir, örneğin; insanlar, konuşmalar, yerler, nesne ve düşünceler. 

Anksiyete (kaygı bozukluğu) ve aşırı uyarılma:  

• Kişiler uymakta zorluk çekerler, kabuslar görürler

• Kişiler gün içinde aşırı sinirli olabilirler

• Günlük işlerine konsantre olmakta zorluk çekerler

• Kişiler sürekli bir hareket içinde olur veya hareketsiz duramazlar. Ayrıca sürekli gergin ve tetikte olurlar.

• Travma sonrası kişiler kolayca korkar veya irkilirler 

Depresyon: 

• Kişiler sürekli bir yorgunluktan söz ederler

• Beklenmedik anlarda ağlama atakları geçirebilirler 

• Kişilerin yemek alışkanlıkları değişebilir veya kilo alabilirler

• Ciddi vakalarda kişiler intihar ya da kendilerine zarar düşüncesine sahip olabilirler

• Kalıcı bir şekilde umutsuzluk ve üzüntü içinde olabilirler 

Kişiler ayrıca şu fiziksel belirtilere de sahip olabilirler: 

• Kalp çarpıntısı

Göğüs ağrısı

Mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı

Nefes darlığı

Baş ağrısı

Akut Stres Bozukluğu Nedenleri 

Kişiler genelde travmatik bir olaya maruz kaldıktan sonra akut stres bozukluğu yaşama riski artar. Travmatik olaya maruz kalan insanlar arasında neden sadece küçük bir kitlede akut stres bozukluğu geliştiği açık değildir. Kişilerin zihinsel hastalık öyküsü, yaşadığı travmatik olayın çok şiddetli olduğunun algılaması, yaşanılan travma ile mücadele edecek gücü ya da yeteneği olmaması bu kişilerde akut stres bozukluğu gelişme riski artırır. Ayrıca, kadınlarda akut stres bozukluğu gelişme riski erkeklere göre daha fazladır. 

İnsanlar stres ile karşılaştıklarında ruhsal ve bedensel olarak zorlanma yaşamaktadırlar. Vücut, bu yeni duruma ayak uydurmak için adaptasyon tepkileri verir. Bunlara stres tepkisi denir. Kişiler korku verici ya da tehdit edici bir olay ile karşılaştığında tepkisini gösterebilir, kaçabilir ya da olay yokmuş gibi davranabilir. Akut stres bozukluğunun ayırt edici özellikleri; kalp atış hızı, kan basıncı, nefes alma ve kaslar üzerindeki anlık değişimlerdir. Bu kişiler tepki verirken hızlı bir kalp atışına ve metabolizmaya sahiptirler. Daha önceki travmalar nedeniyle yaşanılan her olay potansiyel tehlike olarak algılanır ve bu yüzden bu kişilerde akut stres tepkisinin sıklığı artmaktadır. 

Akut stres bozukluğu yaratan nedenler şunlardır: 

• Sevilen kişilerin ölümü

• Ölüm ya da ciddi yaralanma korkusu yaşamak

• Deprem, yangın ya da sel gibi doğal afetler

• Motorlu taşıt kazaları

• Cinsel istismar, tecavüz veya aile içi şiddet

• Şiddetli beyin travmasının iyileşme evresi 

Akut Stres Bozukluğu Teşhisi

Akut stres bozukluğu teşhisinde hastanın öyküsünü dikkatli almak çok önemlidir. Psikiyatrist veya klinik psikologlar, kişilerin yaşadığı travma ve travmaya ait belirtilerin şiddeti ve süresi hakkında sorular sorarak akut stres bozukluğu teşhisi koymaya çalışacaktır. 

Ayrıca, görüşme sırasında aşağıdaki benzer klinikler ekarte edilecektir:

Madde bağımlılığı

• İlaç yan etkileri

• Altta yatan sağlık problemler

• Diğer psikiyatrik bozukluklar 

Amerikan Psikiyatri Birliği Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabında (DSM-5) olan tanı kriterlerine göre şöyle yapılır: 

• Kişiler veya sevdikleri gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma olayına tanık olmuş veya birebir yaşamışlardır.

• Travma sonrası kişiler dissosiyatif semptomları (derealizasyon, depersonalizasyon ve dissosiyatif amnezi) yaşamaktadır

• Travmatik olay sürekli olarak yaşanıyorsa (rüya, kâbus, illüzyon vb)

• Travmatik olay ile ilgili anıları hatırlatan uyaranlardan kaçınma (insanlardan, düşüncelerden, konuşmalardan)

• Şiddetli anksiyete (kaygı bozukları) ve aşırı tepkisellik belirtileri

• Travma sonrasında belirtiler en az 3 gün, en fazla 1 ay sürer ve travma sonrası 4 hafta içinde meydana gelir.

• Yaşanılan belirtiler kişilerin sosyal, aile ve iş hayatına direk etkide bulunuyordur 

Akut Stres Bozukluğu Tedavisi

Akut stres bozukluğu tedavisinde belirtilerin hafifletilmesi, günlük aktivitelere olan konsantrasyonu artırılması ve gelişme riski olan travma sonrası stres bozukluğunun önlenmesi hedeflenir. Akut stres bozukluğunda uygulanacak tedaviler şu şekildedir: 

Bilişsel (kognitif) davranışçı terapi: Doktorlar, genellikle akut stres bozukluğu tedavisinde bilişsel davranışçı terapiyi ilk basamak tedavi olarak önermektedirler. Kişilerin travma sonrası erken evrelerinde kullanılan bir terapi şeklidir. Kişilerin, geçirdiği travmatik olay hakkındaki düşünceleri ve kaygı uyandıran davranışları terapi boyunca iyileştirilmeye çalışılır. 

Bilinçli farkındalık (Mindfulness): Akut stres bozukluğu yaşayan kişilere stres ve kaygıyı yönetme teknikleri öğretilir. Bu terapi çeşitli meditasyon ve nefes alma egzersizleri içermektedir. Meditasyon ile kişiler düşünce ve duygularını daha fazla denge içinde deneyimlemeye başlarlar. Ayrıca kişilerin konsantresinde artışlar, tükenmişlik duygularında azalmalar ve uyku periyotlarında düzelmeler not edilmiştir. 

İlaç tedavisi: ilaç kullanımı akut stres bozukluğu tedavisinde ilk uygulanacak tedavi yöntemi değildir. İlaç tedavileri düşük dozlarda uygulanılarak anksiyete ve uyarılma bozukluklarının belirtilerini kısa dönem içerisinde rahatlatması için reçete edilir. Bu tür ilaçların uzun dönem kullanımı bağımlılık yaparken, ayrıca travma sonrası stres bozukluğu gelişmesinde katkıda bulunabilir.

Akut Stres Bozukluğu Tedavi Edilmezse 

Akut stres bozukluğu kişilerin uyku düzenine, enerji seviyelerine ve günlük aktivitelere katılma kapasitesine olumsuz etkide bulunur. Bazı durumlarda kişiler profesyonel olarak aldığı tıbbi desteklere katılmayabilir. Bu yüzden kişilerde daha ciddi klinikler ortaya çıkmaktadır.

Akut stres bozukluğu kişilerde bir aydan uzun sürdüğünde travma sonrası stres bozukluğu bir komplikasyon olarak gelişebilir. Kişilerde ümitsizlik ya da çaresizlik duygusu majör depresif bozukluk olarak nitelendirilebilecek kadar şiddetli olabilir.

Kişilerde ayrıca gelişebilecek komplikasyonlar şunlardır:

Bipolar bozukluk (iki uçlu duygudurum bozukluğu) 

• Panik ve diğer anksiyete bozuklukları

• Alkol ve madde bağımlılığı

• Nörolojik durumlar ( baş ağrısı, bunama)

Akut Stres Bozukluğuna Ne İyi Gelir?

Travmatik olaylardan kaçınmak her zaman mümkün olmayabilir. Bununla birlikte, travma sonrasında gelişebilecek akut stres bozukluğu riskini azaltmanın yolları vardır. Özellikle yapılacak önlemler şunlardır:

• Travma sonrasında uzman psikiyatrist veya klinik psikolog ile görüşmek

• Aile ve çevreden destek almak

• Altta yatan diğer psikiyatrik hastalıklar tedavi edilmesi

• Travma yaşama riski olan kişilerin (asker, itfaiye personeli vb) travma sonrası dönemi sağlıklı geçirebilmesi için önceden çeşitli eğitimler veya terapiler alması

• Kişilere başarı ve mutluluk veren şeylerle devamlı meşgul olunması

• İyi bir uyku, sağlıklı bir diyet ve düzenli yapılan fiziksel aktiviteler içeren sağlık bir yaşam tarzı

• Doktorların verdiği tedavi planlarının düzenli takip edilmesi

• Kafeinli içecekler ve nikotin azaltmak veya tamamıyla sonlandırmak

• Endişeli veya kaygılı hissedildiğinde hızlı bir yürüyüş çıkılmalı veya yeni hobiler edinmelidir.

• Destek grupları ile iletişim halinde olunması kişilerin duygu ve düşüncelerini paylaşmada önemli bir araçtır.

Akut Stres Bozukluğuna Ne İyi Gelmez? 

• Sevilen ya da sohbet etmekten hoşlanılan kişiler ile iletişim kurmamak

• Endişeli ya da kaygılı olunan vakitlerde yalnız kalmayı istemek

• Alkol ya da keyif verici maddeler kullanmak. Doktor reçetesi dışında ilaç almak

• Sağlıklı bir uykuya veya egzersize zaman ayırmamak. Düzenli bir beslenme alışkanlığı edinmemek

• Profesyonel bir desteğe ihtiyacı olan kişilerin bu ihtiyacını ertelemesi

• Tıbbi bir tedavi programı olan kişilerin tedavilerini aksatması ya da hiç uygulamaması

• Alta yatan diğer psikiyatrik hastalıkların tedavi ve destekten uzak kalması 

Akut Stres Bozukluğu İlaçları

İlaç tedavisi, aşırı tepkisellik ve uykusuzluk (insomnia) problemi yaşayan kişiler için uzun vadeli bir etkiye sahiptir. 

Beta blokerler hem başlangıç tedavisinde hem de uzun dönemde aşırı tepkiselliği sınırlandırabilir. Hastalara beta bloker olarak Propranolol reçete edilmektedir. 

Difenhidramin, aşırı uykusuzluk problemi yaşayan kişilere verilebilir. Benzodiazepinler, aşırı tepkiselliği sınırlandırır ve kişileri uykuya teşvik etmesi nedeniyle hastalara verilmektedir. Ayrıca kişilerin travma sonrası yas tutmasını veya travmayı tekrar hatırlamasını engelleyebilir. Klordiazepoksit, diazepam ve lorazepam bu grup içerisinde en sık reçete edilen ilaçlar arasındadır. 

Selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar), anksiyete (kaygı bozukluğu), depresyon, yoksunluk ve kaçınma tedavisinde uygulanan en yaygın antidepresan ilaç grubudur. Fluoksetin, fluvoksamin, sertralin ve sitalopram hastalara reçete edilen ilaçlar arasında yer alır.

Gebelikte Akut Stres Bozukluğu

Hamile kadınlarda gebelik kaybı en sık akut stres bozukluğu yaratan travma şeklidir. Kadınlarda gelişen spontan düşük sonrası akut stres bozukluğu ve daha sonra tedavi edilmeyen bu kadınların bir kısmında da travma sonrası stres bozukluğu görülmektedir.

Gebelik kaybı yaşayan kadınların psikolojik ve sosyal anlamada tam destek sağlanması bu kişilerin sağlığı açısından çok önemlidir. Profesyonel ve sosyal desteğin etkili bir şekilde uygulanmaması sonucunda kadınlar travma sonrası stres bozukluğuna geçmesi hızlanacaktır. Ek olarak düşük öyküsü olan kadınlarda depresyonun yaygın olduğu görülmüştür. 

Kadınlara gebelik kaybı sonrası ve yeni gebelik döneminde psikiyatrik desteğin yerinde ve zamanında verilmesi hem annenin hem de doğacak bebeklerinin sağlığı için önem arz etmektedir. 

Çocuklarda Akut Stres Bozukluğu

Akut stres bozukluğu, çocukların ölüm, ciddi yaralanma, cinsel istismar veya doğal afet gibi stres yüklü olaylara verdiği güçlü reaksiyonlar sonrasında ortaya çıkar. Bu reaksiyonlar travma sonrasında 3. günden başlar ve 30 gün boyunca devam eder. Çocuklar travma sonrasında evde, okulda ve sosyal çevresinde bulunan insanlar ile karşılıklı ilişkilerinde türlü aksaklıklar yaşamaktadır. 

Çocukların tedavisinde bilişsel (kognitif) davranışçı terapi etkili bir tedavi yoludur. Bazen bazı vakalarda akut stres bozukluğuna ait belirtiler kendiliğinden zamanla kaybolmaktadır. Yeterli tıbbi ve ailesel desteği almayan çocuklarda travma sonrası stres bozukluğu gelişmektedir. Bu çocuklarda daha az ciddi ama daha uzun süren bir kliniktir.

Akut Stres Bozukluğu için Hangi Doktora Gidilir?

Akut stres bozukluğu yaşayan bireylerin hastanelerin psikiyatri ya da klinik psikoloji bölümünden randevu alarak psikiyatrist veya klinik psikolog ile görüşmesi gereklidir. 

Geçirilmiş ya da tanık olunmuş travmatik bir olay nedeniyle bir aydan uzun bir süre rahatsız edici düşünceler veya hisler nedeniyle aile, sosyal ya da iş hayatı sekteye uğrayan ve hayatını kontrol edemeyen kişilerin profesyonel bir destek alması gereklidir. Özellikle bir aydan uzun süren akut stres bozukluğuna ait belirtiler yaşanıyorsa artık bu kişiler travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) teşhisi konmaktadır. Bu kişilerde erken tanı TSSB belirtilerin kötüleşmesini önlemede çok önemlidir. 

İntihar girişiminde bulunma tehlikesi olan veya intihar girişiminde bulunan birilerini tanıyorsanız, bu kişilerin yanında kalmalısınız ya da birilerinin o kişileri güvende tuttuğu konusunda emin olmalısınız. Kişilerin güvenliği sağlandıktan sonra derhal 112 aranmalı ve acil destek istenmelidir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
1
Makeleyi Paylaşın