Lösemi, kan hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize bir kanser türüdür. Pek çok kişi, bu hastalığın genetik geçişli olup olmadığını merak eder. İşte lösemi ile genetik faktörler arasındaki ilişkiye dair detaylı bir analiz:
Lösemi ve Genetik İlişkisi
Lösemi çoğunlukla "sonradan edinilen genetik mutasyonlar" sonucu gelişir. Yani hastalık, anne-babadan direkt olarak çocuğa geçmez. Ancak bazı genetik yatkınlıklar veya sendromlar lösemi riskini artırabilir. Örneğin Down sendromlu bireylerde akut lösemi riski 10-20 kat daha yüksektir.
Ailesel Lösemi Ne Kadar Yaygın?
Ailede lösemi öyküsü olan bireylerde risk hafifçe artış gösterir. Ancak bu artış, çevresel faktörlerle (radyasyon, kimyasallar) kıyaslandığında oldukça düşüktür. İkiz çalışmaları, tek yumurta ikizlerinden birinde lösemi varsa diğerinde riskin %5-25 arttığını gösterir.
Genetik Sendromlar ve Lösemi
- Li-Fraumeni Sendromu: TP53 gen mutasyonu, lösemi dahil çeşitli kanser risklerini artırır.
- Fanconi Anemisi: Kemik iliği yetmezliği ile ilişkili bu hastalık, lösemiye yatkınlık oluşturur.
- Nörofibromatozis Tip 1: NF1 genindeki mutasyonlar myelojen lösemi riskini yükseltir.
Edinilmiş Genetik Değişikliklerin Rolü
Lösemilerin %90’ından fazlasında somatik mutasyonlar (üreme hücreleri dışındaki mutasyonlar) rol oynar. Bu mutasyonlar:
- Radyasyon maruziyeti (örn: nükleer kazalar),
- Benzen gibi kimyasallar,
- Kemoterapi ilaçları gibi çevresel faktörlerle tetiklenebilir.
Genetik Testler Ne Zaman Önerilir?
Ailede birden fazla lösemi vakası varsa veya çocukluk çağı lösemisi ile birlikte doğumsal anormallikler mevcutsa genetik danışmanlık önerilir. BRCA gibi kanser yatkınlık genlerini tarayan paneller, risk değerlendirmesinde kullanılabilir.
Lösemiden Korunmak Mümkün Mü?
Kalıtsal risk faktörleri değiştirilemez ancak çevresel önlemler alınabilir:
- İyonize radyasyondan kaçınmak,
- Pestisit ve endüstriyel kimyasallarla teması sınırlamak,
- Dengeli beslenme ve düzenli egzersizle bağışıklık sistemini güçlendirmek.
Sonuç
Lösemi büyük ölçüde rastgele genetik mutasyonlarla ilişkilidir ve çoğu vaka kalıtsal değildir. Ancak nadir genetik sendromlu bireylerde daha sık görülür. Aile öyküsü olanlar düzenli kan kontrolleriyle erken teşhis şansını artırabilir.