Yüz Şişmesi

Yüz şişmesi toplumda çeşitli nedenlere bağlı olarak görülebilen durumlardan biridir. Tedavisi altta yatan nedene bağlı olarak değişiklik gösterir.

Yüz Şişmesi Nedir?

Yüz şişmesi toplumda çeşitli nedenlere bağlı olarak görülebilen durumlardan biridir. Bazı durumlarda, basit olarak yüzün belli bir tarafına uzun süre yatma, uyuma gibi yüze basınç uygulama nedeniyle yüz şişmesi görülürken bazı durumlarda ciddi bir durumun, sadece yüz değil, tüm sistemi etkileyen sistemik bir hastalığın sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Yüz şişmesi veya kabarması, yüze karşı alınan darbeler ve yaralanmalar sonucunda da ortaya çıkabilir. İmplant sonrası yüz şişmesi, diş iltihabı yüz şişmesi, güneş yanığı yüz şişmesi de görülebilen durumlardır. 

Yüz şişmesine neden olan bazı durumlarda, sadece yüz değil, aynı zamanda boyun ve boğaz bölgesinde de şişmeler görülebilir. Yüzde yaralanma gibi belirli bir şişme yaratacak durumun olmaması ve şişliğin şiddetli veya uzun süreli olarak devam etmesi durumlarında bir hekime başvurmak gerekir. Çünkü altta yatan durum teşhis edilmeli ve tedavi edilmelidir. 

Yüz Şişmesi Nedenleri Nelerdir?

Yüz şişmesinin birçok farklı nedeni bulunmaktadır. Bu nedenler bir hekim tarafından teşhis edilmeli ve buna uygun tedaviler yapılmalıdır. Yüz şişmesinin olası nedenlerinden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

Alerjik Konjonktivit

Alerjik konjonktivit, yüz şişmesi nedenlerinden biri olabilmektedir. Bu hastalık, gözlerin polen, küf mantarı gibi alerjen maddelere maruz kalması sonucunda, gözlerde alerji meydana gelmesi ve gözlerin kızarması, kaşınması, sulanması durumudur. Bunlar alerjik konjunktivit belirtileridir. 

Göz kapaklarının içinde ve göz küresinin kaplamasında konjonktiva adı verilen bir zar bulunur. Konjunktiva, özellikle saman nezlesi mevsiminde alerjenlerden kaynaklanan tahrişe duyarlıdır. Alerjik konjunktivit oldukça yaygındır. Vücudun potansiyel olarak zararlı olduğunu düşündüğü maddelere verdiği tepkidir. Gözlerde oluşan bu tepki, özellikle göz çevresi olmak üzere, yüzde de damarlardaki geçirgenliği arttırarak yüz şişmesine neden olabilmektedir. 

Anjioödem

Anjioödem veya anjiyoödem, deri veya mukozanın altındaki bölgenin hızlı bir şekilde ödem toplaması yani şişmesi durumudur. Normalde anjioödem alerjik bir reaksiyondur, ancak kalıtsal da olabilir. Alerjik yüz şişmesi, yüzde sıvı birikmesi sonucu ortaya çıkar. Anjioödem özellikle yüz ve boğaz gibi gevşek doku alanlarında ortaya çıkma eğilimindedir. Ancak uzuvlar ve cinsel organlarda da ortaya çıkabilir.

Şişme, anjiyoödemin ana semptomudur. Anjiyoödem, ürtikere veya kurdeşene benzer şekilde deri altındaki bölgenin şişmesidir. Bununla birlikte, ürtiker yalnızca üst dermisi veya cildin üst katmanını etkiler. Anjiyoödem, dermis, deri altı doku, mukoza ve submukozal dokular dahil olmak üzere daha derin katmanları etkiler. Aynı anda hem ürtiker hem de anjiyoödem görülmesi de mümkündür. 

Burun Kırıkları

Burun kemiğinde veya kıkırdağında kırılma sonrası ortaya çıkan burun kırıkları, yüzde şişmeye neden olabilen diğer bir travmatik durumdur. Bu kırılmalar tipik olarak burun köprüsü üzerinde veya burun deliklerinizi ayıran alan olan septumda meydana gelir.

Burna ani bir darbe gelmesi, kırılmanın en yaygın nedenidir. Kırık burunlar genellikle diğer yüz veya boyun yaralanmalarında ortaya çıkar. Kırık burunların yaygın nedenleri şunlardır:

  • Düşme
  • Bir temas sporu sırasında buruna çarpmak
  • Motorlu taşıt kazaları
  • Burna yumruk veya tekme atılması
  • Burun kırıklarında yaygın olarak görülen belirtiler de şu şekilde sıralanabilir:
  • Burunda ve çevresinde ağrı
  • Burunda şekil değişiklikleri 
  • Burun, yüz şişmesi ve kızarması
  • Burun kanaması
  • Genellikle iki veya üç gün sonra kaybolan burun ve göz çevresinde morarma
  • Burun ellendiğinde bir sürtünme sesi 

Sinüzit

Sinüzit toplumda oldukça sık olarak görülen bir durumdur. Sinüzit, yüz içindeki boşluklar olan sinüslerin ve burun geçişlerinin iltihaplanması durumudur. Sinüzit, yüz şişmesi nedenlerinden biridir. Sinüsler, alın, burun, elmacık kemiklerinin arkasında ve gözlerin arasında bulunan küçük hava cepleridir. Sinüsler, mikropları yakalayıp uzaklaştırarak vücudu koruyan ince ve akan bir sıvı olan mukus üretirler.

Bazen bakteri veya alerjenler sinüslerin açıklıklarını tıkayan çok fazla mukus oluşmasına neden olabilir. Soğuk algınlığı veya alerji durumunda aşırı mukus üretimi yaygındır. Bu mukus birikimi kalınlaşabilir ve sonrasında bakteri ve diğer mikropları sinüs boşluğunuzda birikmeye teşvik ederek bakteriyel veya viral bir enfeksiyona yol açabilir. Sinüs enfeksiyonlarının çoğu viraldir ve tedavi olmaksızın bir veya iki hafta içinde geçer. Belirtilerin 1 ila 2 hafta içinde düzelmemesi durumunda bakteriyel bir enfeksiyon olabileceği düşünülür ve antibiyotik kullanılması gerekebilir. 

Yukarıdaki nedenler dışında yüz şişmesine neden olabilecek diğer durumlar şu şekilde sıralanabilir:

Kortizon Kullanımı 

Kortizon, toplumda birçok hastalık için oldukça sık olarak kullanılan bir ilaçtır. Bu ilaçlar vücutta bulunan inflamasyonu çok hızlı bir şekilde ve etkili bir şekilde baskılar. Kortizon türevi ilaçlar hap şeklinde veya enjeksiyon şeklinde birçok farklı yolla kullanılabilir. Kortizon bir yan etki olarak ay yüz olarak da tanımlanan yüzde şişmelere neden olabilmektedir. Bu durum kişi tarafından oldukça rahatsız edicidir ve yaşam kalitesini kötü olarak etkiler. Ancak her kortizon ilaç kullanan kişide yüzde şişme gibi yan etkiler ortaya çıkmaz. Bu yan etkiler, kişinin özelliklerine, ilacın dozuna ve süresine göre değişiklik gösterir. 

Uzun süreli yüksek dozda kortizon kullanımının en görünür etkilerinden biri yanaklarda ve boyunda şişliktir. Kortizon ayrıca bazı insanlarda kilo alımına ve yağ depolarının yeniden dağılımına neden olabilir. Bunun sonucunda, yüz, karın ve boynun arkası dahil olmak üzere vücudun belirli bölgelerinde yağ toplanması ortaya çıkar. 

Yağın, boyun tabanı ve köprücük kemiği etrafında birikmesine supraklaviküler yağ yastıkları adı verilir. Boynun arkasındaki yağ bufalo kamburu olarak adlandırılır. Bunlar, bu ilacı alan bir kişide kesinlikle çok fazla mutsuzluğa yol açabilecek yan etkilerdir. 

Diş Sorunları

Bazı diş problemleri, yüzde şişmeye neden olabilmektedir. Bu problemlerin başında da diş apsesi gelmektedir. Diş apsesi, dişin tabanındaki enfeksiyondur. Çene kemiğindeki bir diş kökünün ucunda irin oluştuğu anlamına gelir. Enfeksiyon tedavi edilmezse yüze daha ciddi enfeksiyonlar yayılabilir. Bu durumda da ek olarak yüz daha da şişer. Bu durum yüz selüliti olarak adlandırılır ve ciddi bir durumdur. 

Diş apsesi genellikle dişte çatlak veya boşlukla başlar. Ağrı genellikle sıcak veya soğuk içecekler içerek veya sert yiyecekleri ısırmakla daha da kötüleşir. Ağrı, dişten kulağa veya aynı taraftaki çene bölgesine yayılabilir.

Yüz Şişmesi Teşhisi

Yüz şişmesinin teşhisi, hekimin hastayı görmesiyle kolaylıkla konulabilir. Ancak buradaki önemli nokta, yüz şişmesinin altta yatan nedenini ortaya koymaktır. Bunun için hekim öncelikle hastadan ayrıntılı bir öykü alır. Daha sonra da uygun fizik muayene yapar. Tüm bunlardan sonra da şüphelenilen duruma yönelik özel testler istenebilir. 

Yüz şişmesinin nedeni alerjik konjonktivit gibi gözü etkileyen durumlar olabilmektedir. Bu hastalığın teşhisinde hekim fizik muayene sırasında gözün beyazındaki kızarıklık ve göz kapaklarınızın içindeki küçük şişlikleri fark eder. Ayrıca ek olarak bazı başka testler ister. 

Gözlerde alerjen olan durumları tespit edebilmek için, alerji deri testi uygulanabilir. Bu yöntemde cilt belli alerjenlere maruz bırakılır ve vücudun verdiği tepki ölçülür. Alerjen olunan veya duyarlı olunan maddelere genellikle vücut şişlik ve kızarıklık gibi tepkiler verir. 

Alerji deri testinin yanında, alerji kan testleri de uygulanabilir. Bu yöntemde de spesifik olarak bazı alerjenlere karşı, vücudun bir savunma maddesi olan antikor üretip üretmediği tespit edilir. Ayrıca bazı durumlarda bazı bağışıklık sistemi hücrelerini incelemek için konjonktival dokudan örnek alınabilir. Eozinofiller, alerji olduğunda aktive olan beyaz kan hücreleridir.

Anjioödem, yüz şişmesine neden olabilen durumlardan biridir. Anjioödem teşhisinde, öncelikle hekim tıbbi öykü alır ve uygun fizik muayene yapar. Bunlar sonrasında anjioödemin nedeni kısmen ortaya koyabilir. Örneğin ACE inhibitörü olarak adlandırılan ve genelde hipertansiyon için kullanılan bir ilaca bağlı anjioödem ortaya çıkabilir. Bunu kullanılan ilaçları sorgularken hekim ortaya çıkarır. Ayrıca alerjene bağlı ise de belirtiler ortaya çıkmadan önce kişinin nelere maruz kaldığı sorgulanır. 

Anjioödemin kalıtsal olduğu düşünülüyorsa, ailede anjioödem öyküsü olması bunu destekler. Tüm bunlardan sonra anjioödemin türünü tam olarak saptamak için daha ileri testler uygulanabilir. Bu testler şu şekilde sıralanabilir: 

  • Deri prick testi
  • Alerji kan testi
  • Kalıtsal anjioödemin tespiti için C1 esteraz inhibitörü seviyesini tespit eden testler 

Burun kırıkları genellikle fizik muayene yapılarak tespit edilebilir. Bunun için hekim yavaşça buruna ve yüze dokunabilir. Çok ağrı hissedilmesi durumunda hekim, fizik muayene yapmadan önce burun bölgesine lokal anestezi uygular. Bazı durumlarda burunda aşırı şişlik oluşur. Aşırı şişlikte muayene yapmak mümkün olmaz. Hekim böyle durumlarda hastayı iki, üç gün sonra tekrar muayene edebilir. Muayene haricinde ciddi burun yaralanmalarında ve özellikle ek olarak yüz yaralanmalarının da olduğu durumlarda, doktor röntgen ve tomografi taraması isteyebilir. Bu görüntüleme yöntemleri burundaki ve yüzdeki hasarın boyutunu belirlemeye yardımcı olur.

Sinüziti teşhis etmek için doktor, belirtileri sorgular ve uygun fizik muayene yapar. Baş ve yanaklara parmakla bastırılarak basınç ve hassasiyet kontrol edilir. Ayrıca iltihap belirtileri aramak için burun bölgesi de incelenebilir. Çoğu durumda, doktor belirtilere ve fizik muayene sonuçlarına göre sinüs enfeksiyonunu teşhis edebilir.

Bununla birlikte, kronik bir enfeksiyon durumunda, hekim sinüsleri incelemek için görüntüleme testleri isteyebilir. Bu testler, mukus tıkanmalarını ve polipler gibi anormal yapıları ortaya çıkarır. Tomografi ve emar en sık olarak kullanılan yöntemlerdir. 

Hekim ayrıca burundan geçen ışıklı bir tüp olan fiberoptik bir dürbün kullanarak sinüsleri ve burun içi yolları görüntüleyebilir. Bu sırada enfeksiyonu doğrulamak ve kültür yapmak için burundan örnek alınabilir. 

Yüz Şişmesi Tedavisi

Yüz şişmesinin tedavisi altta yatan nedene bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu yüzden öncelikle neden tespit edilmelidir. Daha sonra buna uygun tedavi uygulanır. 

Alerjik konjunktivite bağlı görülen yüz şişmesinde, alerjiyi baskılamak için uygulanabilecek bazı yöntemler bulunmaktadır. Alerjik konjunktiviti tedavi etmek için öncelikle kişinin kendi kendine uygulayabileceği bazı durumlar bulunmaktadır. Bunlar alerjen olunan maddeye bağlı değişse de genel olarak şu şekilde sıralanabilir:

  • Polen sayısının yüksek olduğu dönemlerde pencereleri kapatmak
  • Evi olabildiğince tozsuz tutmak
  • İç mekanlarda mümkünse hava temizleyicisi kullanmak
  • Sert kimyasallara, boyalara ve parfümlere maruz kalmaktan kaçınmak
  • Alerjik konjonktivit belirtilerini hafifletmek için gözleri ovuşturmaktan kaçınmak 

Yukarıdaki gibi önlemlerle azalmayan ve daha şiddetli olan konjonktivit vakalarında doktora görünmek ve ilaç tedavisine başlamak gerekebilmektedir. Bu ilaçlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Histamin salınımını azaltmak veya bloke etmek için oral yani hap şeklinde antihistaminik ilaçlar
  • Anti inflamatuar göz damlası
  • Tıkalı kan damarlarını küçültmek için göz damlaları
  • Steroid göz damlası

Anjiyoödem tedavisi nedene bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak en önemli nokta acil olarak solunum yollarını kapatan ciddi bir anjioödemde, solunum tüpünü yerleştirmektir. Bu gibi acil durumlarda öncelikle hastanın hava yolu açıklığı sağlanmalıdır. Bunun dışında alerjik reaksiyonlara bağlı anjioödemde epinefrin enjeksiyonları yapılabilir. Diğer ilaçlar arasında da antihistaminikler ve kortikosteroidler bulunur. Kalıtsal anjioödemde ise, hastaya C1 inhibitörü konsantresi gibi özel ilaçlar veya taze donmuş plazma verilebilir. Uygun vakitte, anjiyoödeme yol açan alerjeni belirlemek ve bundan kaçınmak tedavinin ana kısımlarından biridir.

Burun kırıklarının tedavisi, durumun ciddiyetine bağlı olarak evde ilk yardım ve acil tıbbi tedavi şeklinde olabilir. Acil tıbbi tedaviyi gerektirecek semptomların olmadığı durumlarda, doktora başvurmadan önce yapılabilecek bazı durumlar bulunur. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Burunda kanama oluştuysa oturulmalı, ağızdan nefes alınmalı ve kafa önce doğru eğilmelidir. Böylelikle kan boğaza akmamış olur. 
  • Burun kanaması yoksa ve zonklayan bir ağrı varsa bunu azaltmak için baş yukarı kaldırılabilir. 
  • Şişliği azaltmak için burna günde üç veya dört kez 15 ila 20 dakika soğuk kompres veya bir beze sarılı buz uygulanabilir.
  • Ağrıyı hafifletmek için asetaminofen veya ibuprofen gibi ağrı kesiciler alınabilir. 

Yaralanmaların boyutunu tam olarak değerlendirmek için yüz travmasının hemen değerlendirilmesi idealdir. Burundaki bir yaralanmadan sonra, doktorun burnun içindeki bölme boşluğu olan semptumu, hasar açısından kontrol etmesi de önemlidir. Kan, acil tedavi gerektiren bir durum olan septumda birikebilir. Kırık burunların tümü kapsamlı ve acil bir tedavi gerektirmez. Ancak ciddi olan burun kırıklarında hekim aşağıdaki tedavileri uygulayabilir. 

  • Burna gazlı bez doldurmak ve üzerine atel yerleştirmek
  • Ağrı kesici ve antibiyotik reçete etmek
  • Burun lokal anestezi ile uyuşturulup el ile burun kemiklerini yeniden hizalamak  
  • Burun kemiklerini yeniden hizalamak için rinoplasti denilen cerrahi yöntemleri uygulamak 
  • Nazal septumu onarmak için septorinoplasti adı verilen cerrahi yöntemleri uygulamak

Kapalı redüksiyon, rinoplasti ve septorinoplasti genellikle şişlik azaldıktan sonra yaralanmadan 3 ila 10 gün sonrasına kadar yapılmaz. Ameliyat, yaralanmadan sonraki 14 gün içinde gerçekleşmeli ve ameliyattan kaynaklanan ağrı ve rahatsızlık, işlemden sonraki 72 saat içinde azalmaya başlamalıdır.

Burun tıkanıklığı, sinüs enfeksiyonunun en yaygın semptomları arasındadır. Sinüs basıncından kaynaklanan ağrı hissini azaltmak için günde birkaç kez yüze ve alın bölgesine ılık, nemli bir bez uygulanabilir. Ayrıca belli aralıklarla burun temizliğinin yapılması da basıncı ve ağrıyı azaltacaktır. 

Sinüzit sırasında, susuz kalmamak ve bulunan odadaki havayı nemlendirmek de önemlidir. Bunun için hava nemlendiricileri kullanılabilir. Ayrıca burun içine sıkılan kortikosteroid spreyler ve tıkanmayı azaltan dekonjestanlar kullanılabilir. Ancak bu ilaçlar kesinlikle bir hekimin reçete etmesiyle kullanılmalıdır. Sinüs enfeksiyonu yani sinüzit sıkça baş ağrısına neden olur. Bu yüzden asetaminofen ve ibuprofen gibi ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. 

Sinüzit belirtilerinin birkaç hafta içinde düzelmemesi durumunda muhtemel bir bakteriyel enfeksiyonun olduğu düşünülür. Burun akıntısı, tıkanıklık, öksürük, sürekli yüz ağrısı veya baş ağrıları, göz şişmesi veya ateş gibi birkaç hafta içinde düzelmeyen belirtiler varlığında antibiyotik tedavisi almak gerekebilir. Antibiyotikler genellikle 3 ila 14 gün arasında kullanılabilir. Bu ilaçlar tam olarak hekimin tavsiye ettiği sürede kullanılmalıdır. Bazı durumlarda kronik sinüziti düzeltmek, septumu düzeltmek veya polipleri çıkarmak için cerrahi yöntemler kullanılabilir.  

Kortizon kullanımı sonrası görülen yüz şişmesinin direkt bir tedavisi bulunmaz. Genelde bu durum meydana geldiğinde, hekim hastayı tekrar değerlendirir. İlacın kullanılması gerekiyorsa, ilaca devam etmek gerekir. Ancak kesilebilecek bir durum olursa, ilaç yavaş yavaş doz azaltılarak kesilir. Özellikle uzun süre kortizon kullanan kişilerde ilaç çok daha yavaş kesilmelidir. Ani kesilme durumunda kötü komplikasyonlar oluşabilmektedir. 

Diş apsesinin esas tedavisi doktor tarafından yazılan antibiyotik ilaçlar ve ağrı kesicilerdir. Ancak bunun dışında kişinin kendi başına uygulayabileceği tedaviler de bulunur. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

1-) Sıcak ve soğuk yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir. Bu süreçte diş sıcaklık değişimlerini karşı duyarlıdır. Ayrıca enfekte olan diş üstüne de yemek yenmemelidir. 

2-) Diş yontulmuş veya çatlamışsa veya bir açık boşluk varsa, ağrıyı hafifletmek için dişin üzerine karanfil yağı sürülebilir. 

3-) Ağrıyan bölgenin üzerine çeneye soğuk bir kompres uygulanabilir. Bu ağrıyı azaltmaya yardımcı olacaktır. 

Yüz Şişmesi Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Yüz şişmesi tedavi edilmediği takdirde bazı sorunlara yol açabilir. Ancak bu sorunlar yüz şişmesine neden olan duruma göre değişiklik gösterir. Burun kırığı nedeniyle oluşan yüz şişmeleri, tedavi edilmediği takdirde iyileşme süreci uzayabilir. Ancak hafif kırıklarda tedavi olmadan bile iyileşme görülebilir.

 Anjioödem gibi durumlarda ise durumun ciddi veya hafif olması önemlidir. Hafif olan durumlar tedavi edilmediğinde kendiliğinden geçebilse de şiddetli durumlar tedavi edilmediğinde ölüme dahi yol açabilmektedir. Sinüzit ve alerjik konjonktivit gibi durumlar ise genelde kendi düzelebilen durumlardır. Ancak bunların da ciddi formları tedavi edilmediğinde büyük sorunlara yol açabilir. 

Hamilelikte Yüz Şişmesi

Hamilelikte yüz şişmesi sık olarak görülebilen bir durumdur. Hormonal değişiklikler sonrasında ve kan miktarındaki artış nedeniyle, hafif olarak yüz bölgesinde şişmeler meydana gelebilir. Ancak bu durumun şiddetli olması ve ani şişmelerin gözükmesi preeklampsi yani gebelik zehirlenmesi gibi ciddi durumların bir göstergesi olabilmektedir. 

Preeklampsi, gebelikte ortaya çıkan ve acil tıbbi tedavi gerektiren bir durumdur. Erken belirtiler arasında yüksek kan basıncı ve idrarda yüksek düzeyde protein bulunur. Komplikasyonlar arasında tehlikeli derecede yüksek tansiyon, böbrek ve karaciğer hasarı ve nöbetler yer alır. Gebelik zehirlenmesinin olası nedenleri şu şekilde sıralanabilir: 

1-) Karın ağrısı

2-) Kalıcı bir baş ağrısı

3-) Ani kilo alımı

4-) Yüzün ve ellerin şişmesi

5-) Görüşte problemler 

Durum gebeliğin 37. haftasından daha erken ortaya çıkarsa, doktor preeklampsiyi tedavi etmek için tansiyonu düşürmeyi ve nöbetleri önlemeyi amaçlar. Ancak 37 hafta sonrası dönemlerde doğum daha çok tercih edilen bir yöntem haline gelir.  

Yüz Şişmesi için Hangi Doktora Gidilir?

Yüz şişmesi için gidilmesi gereken bölüm, altta yatan duruma göre değişiklik gösterir. Alerjik konjonktivit gibi durumlar için göz hastalıkları bölümüne başvurulmalıdır. Yüz şişmesinin nedeni, sinüzit ve burun kırıkları ise kulak, burun, boğaz hastalıkları bölümüne başvurulabilir. Anjioödem durumunda ise immünoloji bölümüne başvurulmalıdır. Yüz şişmesinin hafif ve kısa süreli olduğu durumlarda doktora başvurulmayabilir. Ancak uzun süre devam eden, sık tekrarlayan veya ek semptomlara neden olan durumlarda, nedeni ortaya koymak için hekime başvurmak gerekmektedir. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
11
1
Makeleyi Paylaşın

Yüz Şişmesi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Diş yüzünden yüz şişmesi nasıl iner?

Diş yüzünden yüz şişmesi, özellikle sorunlu dişin olduğu hizadaki yanağın şişmesi görülebilen durumlardan biridir. Diş kaynaklı sorunlardan genellikle diş apsesi, yüz şişmesine neden olur. Diş apsesinin tedavisi diş hekimi tarafından yapılır. Genel olarak diş apselerinin tedavisi antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlarla yapılmaktadır. Bu gibi yöntemlerle apse kontrol altına alındığında yüzdeki şişme de kendiliğinden inecektir.

Int. Dr. Ahmet Kerim Demirbaş

Kortizon yüz şişmesi nasıl iner?

Kortizon çeşitli hastalıklarda oldukça sık olarak kullanılan bir ilaçtır. Özellikle kortizonun uzun süre ve yüksek dozlarda kullanılması, vücutta ve yüzde şişmeler oluşturabilmektedir. Bu durum kortizonun sık görülen yan etkilerinden biridir. Bu durumda hekim, yan etki ve ilacın kullanılması gereken hastalık arasında kar zarar oranına göre bir tercih yapar. Eğer ilaç kullanılması gerekiyorsa, yan etkiler olabildiğince kontrol altına alınarak ilacın kullanılmasına devam edilmesi gerekir. İlaç dışında cushing sendromu gibi vücutta kortizolün aşırı üretildiği durumlarda da yüzde şişmeler meydana gelebilir.

Int. Dr. Ahmet Kerim Demirbaş