Yüz Nakli Tedavi Süreci ve Riskleri


Yüz nakli, ciddi yüz deformiteleri veya travmalar sonucu işlevsel ve estetik kayıplar yaşayan hastalar için uygulanan kompleks bir cerrahi prosedürdür. İlk başarılı yüz nakli 2005 yılında Fransa’da gerçekleştirilmiş olup, günümüzde teknolojik ilerlemelerle birlikte daha güvenli hale gelmiştir. Bu makalede, yüz naklinin hangi durumlarda yapıldığı, ameliyat süreci, risk faktörleri ve iyileşme dönemi hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz.

Yüz Nakli Hangi Durumlarda Gereklidir?
Yüz nakli genellikle doğumsal anomaliler, şiddetli yanıklar, tümör cerrahisi sonrası dokuların kaybı veya travmatik kazalar nedeniyle yüzün büyük bir bölümünün işlevini yitirdiği durumlarda tercih edilir. Örneğin, yüz kaslarının çalışmaması nedeniyle konuşma ve yutma fonksiyonlarının kaybedilmesi, bu ameliyatın başlıca endikasyonları arasındadır.

Ameliyat Öncesi Hazırlık Süreci
Hastanın cerrahiye uygunluğu, detaylı tıbbi değerlendirmelerle belirlenir. Bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçların (immünsüpresanlar) ömür boyu kullanılacağı göz önünde bulundurularak, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri yapılır. Ayrıca psikiyatrik değerlendirmelerle hastanın sürece mental olarak hazır olduğundan emin olunur.

Yüz Nakli Ameliyatının Aşamaları

  1. Donör Seçimi: Beyin ölümü gerçekleşmiş ve doku uyumu sağlanmış donörlerden alınan dokular (deri, kas, damar, sinir) titizlikle hazırlanır.
  2. Doku Transferi: Donör yüz dokusu, hastanın anatomik yapısına uygun şekilde konumlandırılır. Mikrocerrahi tekniklerle damar ve sinirler birleştirilir.
  3. Revaskülarizasyon: Kan akışının sağlanması için damarlar anastomoz edilir. İşlem 15-20 saat sürebilir.

Ameliyat Sonrası İyileşme ve Bakım
Ameliyat sonrası ilk 72 saat, doku reddi ve enfeksiyon riskine karşı yoğun bakımda takip gereklidir. İmmünsüpresan ilaçlar (Tacrolimus, Mycophenolate) ömür boyu kullanılır. Fizyoterapi ile yüz kaslarının hareket kabiliyeti geri kazandırılır. İlk 6 ayda haftalık kontrollerle doku bütünlüğü ve enfeksiyon belirtileri izlenir.

Yüz Naklinin Riskleri ve Komplikasyonlar

  • Doku Reddi: Bağışıklık sistemi nakledilen dokuyu yabancı olarak algılayabilir. Akut reddetme vakalarında yüksek doz steroid tedavisi uygulanır.
  • Enfeksiyon: İmmünsüpresan kullanımı nedeniyle bakteriyel veya fungal enfeksiyon riski artar.
  • Psikolojik Etkiler: Hastalar yeni yüz görünümüne adapte olmakta zorlanabilir. Psikolojik destek şarttır.
  • Damar Tıkanıklığı: Mikrocerrahi bağlantılarda pıhtı oluşumu, doku kaybına yol açabilir.

Yüz Nakli ve Etik Tartışmalar
Yüz nakli, etik açıdan tartışmalı bir konudur. Doku reddi riski ve ömür boyu ilaç kullanma zorunluluğu, yaşam kalitesini etkileyebilir. Ayrıca, donör ailelerinin onay sürecinde psikolojik destek almaları önem taşır.

Başarı Oranları ve Uzun Vadeli Sonuçlar
Güncel verilere göre, yüz nakli sonrası 5 yıllık sağkalım oranı %85’tir. Hastaların %70’i yüz ifadelerini kontrollü şekilde kullanabilirken, konuşma ve yutma fonksiyonlarında belirgin iyileşme gözlenir. Ancak, immünsüpresanların uzun vadeli yan etkileri (böbrek yetmezliği, diyabet) dikkatle izlenmelidir.

Türkiye’de Yüz Nakli Çalışmaları
Türkiye’de ilk yüz nakli 2012 yılında Akdeniz Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir. Günümüzde, plastik cerrahi ve mikrocerrahi alanında uzmanlaşmış merkezlerde bu prosedür başarıyla uygulanmaktadır.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir