Soğuk Alerjisi

Soğuk alerjisi, kişinin soğuğa karşı hassasiyet gösterip alerjik reaksiyonlar vermesidir. Kendi kendine geçebileceği gibi bazı durumlarda ilaç kullanımıyla da iyileşebilmektedir.

Soğuk Alerjisi Nedir?

Soğuk alerjisi, soğuk ürtikeri ya da halk tarafından “soğuk ısırması“ olarak bilinen bu nadir alerji şekli aslında kronik ürtiker tipler arasında en sık 2.tiptir.

Soğuk alerjisi cildin soğuğa karşı dakikalar içinde verdiği bir alerjik reaksiyon neticesinde ciltte gelişen kızarıklık ve geniş kaşıntılı plaklar (kırmızı kabarık cilt) ile giden alerjik belirtilerdir.

Soğuk alerjisi toplum içerisinde erkek ve kadınlarda eşit şekilde görülür ve daha yaygın olarak 20’li ve 30’lu yaşlardaki genç yetişkin bireyleri daha sık etkisi altına almaktadır.

Soğuk iklimde yaşayan yetişkin ve çocuklarda özellikle alerjik bir bünyeye (atopik) sahip olanlarda daha fazla görülmektedir.

Soğuk alerjisinin yüzde 10’unun ailesel geçişli yani genetik bir hastalık olduğu bilinmektedir. Ailesel geçiş en sık çocuk döneminde görülür ve hastanın hayatı boyunca devam edebilir.

Soğuk alerjisinin yüzde 90’ının oluşma mekanizması yani patofizyolojisi bilinmemektedir.

Bilinen kısmı ise cildin soğuk ile temas sonrası vücutta mast hücrelerinin histamin salınımı ile başlayan proinflamatuar (iltihap yapıcı) bir süreç olduğudur.

Soğuk Alerjisi Belirtileri Nelerdir?

Soğuk alerjisinde cildin soğuk ile temas halinde olduğu kısımlarda daha çok olan anormal deri reaksiyonu vardır.

Bu, örneğin soğuk havaya veya soğuk suya maruz kaldıktan sonra ortaya çıkan kırmızı renge dönen bir cilt, ardından kaşıntı ve kurdeşen tarzı kabarık bir iz şeklinde olmaktadır.

Hastalar soğuk bir eşya ya da ürünü taşıdıklarında ellerinde şişme ve kaşıntı oluşabilmektedir. Dondurma ya da çok soğuk içilen bir içecek ardından dudak ve ağız içinde şişme görülmektedir.

Soğuk alerjisi her ne kadar nadir görünse de çok ciddi komplikasyonları içinde barındıran bir hastalıktır. Özellikle soğuk bir havuza atladıktan sonra vücudun soğuğa verdiği tepki ile cildin her yerinde çıkan koyu kızarık lezyonlar tüm vücuda yayılabilir.

Bu ciddi yayılma vücudun kan dolaşımın ciddi şekilde etkileyebilir. Çok büyük oranda kan cilt altında kızarıklık şeklinde toplanabilir.

Bu kan basıncında (tansiyon) ani düşmelere sebep vererek hastaların şok geçirmesine hatta bayılmasına yol açabilir.

Hastalar özellikle dondurma benzeri soğuk ürünleri tükettikten sonra ağız ve boğaz mukozasında alerjik reaksiyonlar görülebilir.

Bazı hastalarda herediter anjiyoödem (gırtlak ödemi) gelişerek hastanın nefes alması zorlaşır. Hastalar boğuluyormuş gibi nefes alıp vermeye çalışırlar.

Bu çok ciddi bir alerjik şok belirtisidir ve acil müdahale gerektirmektedir.

Soğuk Alerjisi Tipleri

Primer (Başlangıç) Soğuk Alerjisi

Özellikle soğuk ve rüzgarlı havada hatta yazın soğuk havuza girme ile oluşabilecek başlangıç alerjik reaksiyondur. Soğuk temasından sonra belirtiler genellikle 5 ile 30 dakika içinde ortaya çıkmaktadır.

Alerjik tepki kaşıntı ve kızarıklığı takip eden ciltte yanma hissi ile devam etmektedir. Daha sonra açık tonda kabarık plak görünümünde lezyonlar en geç 30 dakika içinde ciltte belirmeye başlar.

Kişiler aynı zamanda baş ağrısı, hapşırma, çarpıntı ve baş dönmesi gibi belirtileri yaşarlar.

Sekonder (İkincil) Soğuk Alerjisi

İkincil soğuk alerjisi kanda bulunan kriyoglobulin adlı proteinin serum (kan) içinde çökmesi ile karakterizedir.

Bu protein bağışıklık sistemini etkileyerek hastaların alerjik belirtilere (kaşıntı, kızarıklık vb.) sahip olmasına yol açmaktadır.

Bu protein özellikle viral kökenli hepatit ya da alt solunum yolu hastalıkları (pnömoni) ve lösemi gibi birçok hastalık ile ortaya çıkmaktadır.

En sık enfeksiyon mononükleoz (öpücük hastalığı) hastalığı sekonder sebep olmaktadır.

Refleks Soğuk Alerjisi

Özellikle soğuk temasından sonra sıcak bir ortama geçerken ısı yükselmesi sonucunda vücutta geniş alanları tutan kızarıklık, kabarıklık ve kaşıntı ile karakterizedir.

Bu özellikle atopik dermatit gibi alerjik bünyeye sahip olan bayanlarda daha fazla görülmektedir.

Özellikle tanı testlerinde doktor ve hastalara soğuk alerjisinin bu tipi çok yardımcı olmaktadır.

Ailesel Soğuk Alerjisi (FCAS)

Aileden geçen dominant (baskın) geçen gen yapısı ile karakterizedir. Hastalarda kaşıntılı izler, plak tarzı kabarık ve iz bırakan lezyonlar gibi cilt belirtilerin görülmektedir.

Bu belirtilere konjonktivayı etkileyerek (gözlerin beyaz kısmını ve göz kapaklarını iç kısmını örten zar) konjonktivit, ateş ve eklem ağrıları eşlik etmektedir. Nadir olsada hastalarda çarpıntı, kuru öksürük ve taşikardi (hızlı nabız) not edilmiştir.

Belirtiler genelde soğuk teması ardından 30 dakika içinde ortaya çıksa da bazen belirtiler 48 saat kadar geç çıkabilmektedir.

Ailesel soğuk alerjisi Muckle Wells sendromu (tekrarlayan kurdeşen atakları) ile bağlantı olabileceği üzerine araştırmalar devam etmektedir.

Ailesel soğuk alerjisi, hastaların yaşam kalitesi üzerinde etkisi uzun ve olumsuz olmaktadır.

Altta yatan ciddi hastalıklar (özellikle sistemik lupus eritematozus) ile başa çıkmak, sık sık tekrarlayan belirtiler, ağrılı ve yanma hissi olan lezyonlar ve kozmetik problemler yüzünden kişiler işlerinden ve okullarından uzak kalmak zorunda kalırlar.

Bazı genç hastaların aile ve sosyal ilişkileri zayıflamaktadır.

Soğuk Alerjisi Nedenleri Nelerdir?

Soğuk alerjisi idiyopatik yani nedenleri tam olarak bilinmeyen bir hastalıktır. Bazen genetik hastalık bazen de viral bir hastalık nedeniyle hastalar çok hassas cilt dokusuna sahip olabilmektedirler.

Bu yüzden herhangi bir soğuk temas hikayesi soğuk alerjisi yapabilmektedir.

Antibiyotik ya da tansiyon düşürücü ilaçlar da önemsenmeyecek düzeyde soğuk alerjisi nedeni olabilirler.

Eldeki bilimsel araştırmalar ışığında hastalığın otozomal dominant (baskın) ailesel gen geçişi (normal ve bozulmuş gen) ile kişilere aktarıldığı bilinmektedir. Lakin bu geçiş tüm hastalar için %8 ile % 10 arasında bir soğuk alerji nedenidir.

Tüm genetik hastalıkların geçişi gibi anne ve babadan alınan iki genin etkileşimi ile oluşan bir hastalıktır. Eğer ailede soğuk alerjisi hastalığı var ise bunun çocuğa geçme riski yüzde ellidir.

Soğuk alerjisi, vücutta bulunan mast hücreleri soğuk ile aktive edildiğinde çeşitli inflamatuar (iiltihaplanma) ve alerjik belirtiler yapan hormonları aktive eder. Mast hücreleri alerjide önemli bir rol oynadığından hastalığın adı “soğuk alerjisi“ olmuştur.

Ama bu tamamen doğru kabul edilmemektedir. Başka bir görüş ise soğuk havalarda sinir uçlarının uyarısıyla kan damarları daralır ve bazı çeşitler haberci hücreler histamini aktive ederek alerjik reaksiyonları başlatabilir.

Ama halen soğuk ile histamin arasındaki bağlantı tam çözülebilmiş değildir.

Kriyoglobulinemi ile soğuk alerjisi arasında çok nadir görülen sebep sonuç ilişkisi olduğu bilinmektedir. Kriyoglobulin adlı proteinler soğuk havalarda birleşerek bir kitle halinde kan içinde çökerler.

Bu çökme ile kan akışı damarlara azalır ve cilt altı dokusu kansız kalır. İşte bu noktada lokal olarak histamin (alerjik reaksiyon başlatan protein) salınarak bu noktalarda alerjik kaşıntı, kızarıklık ya da kabarık tarzda lezyonlar ortaya çıkar.

Soğuk Alerjisi Teşhisi

Genelde soğuk alerjisinin teşhisi fiziksel muayene ile kolay bir şekilde konulmaktadır. Hastada, muayene sırasında kaşıntı ve lezyonlar var ise doktor kısa bir lezyon incelemesi ile tanı koymaktadır.

Eğer hastada muayene anında belirtiler yok ise dikkatli alınacak hasta öyküsü (anamnez) ile doğru teşhis kısa süre bulunur. Bazen lezyonlara ait fotoğraflardan bile doktorlar teşhis koymaktadır.

Nadir olarak su alerjisi karıştırılan soğuk alerjisi basit bir su testi ile ayırıcı tanı konulmaktadır. Su alerjisi suyun sıcak ya da soğuk olmasından bağımsızca gelişir.

Hastalara basit bir şekilde su ile temas ettirerek bu fark açığa çıkmaktadır.

  • Buz küp testi: Soğuk alerjisini tanısı koymada çok faydalı bir testtir. Hastanın cildi üzerinde bir buz küpü ya da soğuk bir nesne 5 ila 10 dakika boyunca bırakılır ve soğuk nesne konulan bölge gözlemlenir. Eğer temas sonrası o bölgede kızarma ya da kabarma oluştuğunda soğuk alerjisi  tanısı hastaya konur.
  • Kontrast testi: Bazen hastalara soğuk su ile temas ettirdikten sonra sıcak su ile elleri ılıtılır ve hastada refleks soğuk alerjisi var ise ısınma ile belirtiler ortaya çıkar ve tanısı konulur.

İstisnai durumlarda altta yatan bazı hastalıklar soğuk alerjisi ile birlikte görülebilmektedir. Bu yüzden doktorlar ek tanı isteyebilir.

  • Kan testleri: Kanda beyaz küre sayısı (WBC) sayısına bakılır. Eğer normal değerin (4.500 ile 10.000 arasında) altında ise otoimmün hastalıklar soğuk alerji hastalığına eşlik edebilir. Normal değerin üstünde bir beyaz küre sayısı var ise altta yatan bir viral ya da bakteriyel hastalık ile bir inflamasyon (iltihaplanma) söz konusu olabilir.

Doktor eğer soğuk alerjisi hastalığına eşlik eden Kriyoglobulinemi hastalığı varlığından şüpheleniyorsa kanda kriyoglobulin sayısına ve tipine bakılır. Sonuçlara göre 4 farklı alt grup çıkabilmektedir.

Soğuk Alerjisi Tedavisi

Bazı insanlarda soğuk alerjisi haftalar veya aylar sonra kendi kendine geçebilmektedir. Diğer kişilerde bu alerjik durum uzun yıllar boyunca kişilere eşlik etmektedir.

Soğuk alerjisi için maalesef kesin bir tedavi şansı halen bulunmamaktadır. Sadece var olan tedavi ile oluşabilecek belirtilerden korunmak ve oluşan belirtileri en aza indirmek mümkündür. Hastalar soğuk alerjisi belirtilerini aldıkları tedbirler ile azaltabilmektedirler.

Bu tedbirler ise şunlardır:

  • Soğuk havaya temas eden el, baş ve yüzlerini eldiven ve atkı, bere ile kapatarak soğuk tolere edebilirler.
  • Çok soğuk gıdalardan uzak kalarak ya da bu gıdaları mümkün derecede ısıtarak tüketmek alerjiden koruyacaktır.
  • Yazın soğuk havuz ve denize birden girmek yerine yavaş yavaş vücudu gereken hazırlanma süresini verilerek soğuk alerjisi belirtilerini hafifletebilirsiniz.
  • Soğuk banyodan kaçınarak da belirtileri hafifletmek mümkündür.
  • Cildi hassas olan kişiler e vitamini ya da cildi besleyen yağlardan oluşmuş kremleri soğuk teması olan bölgelere sürebilirler. Özellikle, avokadolu ve çörek otlu aromatik yağlar cilde iyi gelmektedir.
  • Ciltleri çok hassas olan kişilerin soğuk havada spor yapmamaları alerjinin seyrini olumlu yönde etkilemektedir.
  • Çok fazla klimalı ortamlardan uzak durmak ciltte oluşacak alerjik riski azaltmaktadır.
  • Bol sıvı tüketimi ile dolaşım sistemini rahatlatarak lezyonların dolaşım sistemi üzerindeki kötü etkisini azaltabilirsiniz.

Bu tip önlemler ile soğuk alerjisini hafifletmiyorsanız doktorunuz tarafından yazılacak ilaçlar ile belirtileriniz azalacaktır.

Antihistaminik ilaçlar doktorlar tarafından sıklıkla hastalara reçete edilmektedir.

Hastalar soğuğa ya da soğuk ile temas etmeden önce antihistaminik ilaçları içerek gelişecek belirtilerden korunurlar.

Nadir olarak hastalar anafilaksi (alerjik şok) geçirebilirler. Özellikle soğuğa maruz kalma süresi uzun olan havuzda yüzme ya da soğuk bir içecek içerken aniden dudaklarda ve yüzde şişme, boğazda ya da soluk borusunda oluşacak şişkinlik (anjioödem) ile anafilaksi karakterizedir.

Eğer kişi suyun içinde ise boğulma riski çok yüksektir. Anafilaksi çok ciddi ve hızlı bir müdahale gerektiren bir durumdur.

Bazı hastalar ve ebeveynler yanlarında adrenalin otoenjektörü taşıyarak hem kendilerini hem de çocukları anafilaksi anında bu ilacı kullanarak ciddi komplikasyonlardan hatta ölüm riskinden kurtulabilmektedirler.

Soğuk Alerjisi Tedavi Edilmezse

Soğuk alerjisi belirtileri tedavi ile kontrol altına alınmaz ise hastalarda bazı komplikasyonlar gelişebilir.

  • Tansiyon düşüklüğü, soğuk alerjisinin ciltte yaptığı geniş kızarık lezyonlar kan dolaşımını engelleyerek kan basıncında ani düşmelere sebep olmaktadır.
  • Tedavi edilmeyen hastalarda alerjik şok gelişebilir. Alerjik şok tablosunda hastalar nefes darlığı, çarpıntı, karın ağrısı, ağız ve boğazda şişlik ile nefes alamama ve çok nadir alarak mide kanaması geçirebilirler. Bu belirtileri yaşayan kişiler acil bir müdahale gerekmektedir. Derhal 112 aranmalı ya da acil servis ile iletişime geçilmelidir.
  • Dil ve boğaz şişmeleri atakları ile hastalar normal nefes alamazlar. Boğulma hissi ile ölüm korkusu yaşarlar.
  • Ailesel soğuk alerjisi tedavi ile kontrol altına alınmaz ise hastalarda kas ve eklem ağrısı, konjonktivit, şiddetli susuzluk ve uykusuzluk gelişebilir.

Soğuk Alerjisine Ne İyi Gelmez?

Hastalığı tetikleyen faktörler:

  • Soğuk, yağmurlu ve rüzgârlı havada bulunmak veya yürüyüş yapmak.
  • Özellikle hassas cildi olan kişilerin yazın soğuk yüzme havuzlarına aniden girmek veya bazen atlaması.
  • Soğuk su ile duş alınması
  • Dondurma ya da çok soğuk içeceklerin kontrolsüzce tüketilmesi
  • Soğuk ya da dondurulmuş ürünler satan kişilerin bu ürünlere olan temas hikayesi
  • Eğer ilaç kullanması gereken kişilerin ilaçlarını zamanında ve dozunda almaması
  • Soğuk ile temas halindeki cilt bölgelerini açıkta bırakarak soğuk ortama çıkmak
  • Yazın derecesi düşük olarak ayarlanan klimalar ile direk temas halinde olmak

Soğuk Alerjisi İlaçları

Antihistaminikler: Cetirizine, Loratadine, Diphenhydramine

İlaç tedavisine antihistaminikler ile başlanmaktadır. Histaminin vücutta yarattığı alerjik reaksiyonları ortadan kaldırmak için verilen ilaçlardır.

Kişiler soğuk ortama ya da soğuk ile temas edecekleri zamanlarda antihistaminik ilaçları içerek  oluşacak belirtilerden ve anafilaksi gibi komplikasyonlardan uzak durmuş olurlar.

Monoklonal Antikor: Omalizumab

Özellikle antihistamin ilaçlarının çoklu doz tedavisine cevap vermeyen kişilerde uygulanan diğer bir tedavi şekildir. İlaç, subkutan (deri altı) enjeksiyon tedavi şeklinde hastalara uygulanmaktadır.

Genel tedavi şekli 3 ay uygulandıktan sonra hastanın şikayetleri azalırsa ek 3 aylık bir tedavi daha eklenir tedavi takvimine. Toplamda 6 aylık bir tedavi sonucunda uygulanan tedavi sonlandırılır. Eğer hastanın belirtileri yenilenirse tekrar aynı şekilde tedaviye devam edilir.

Antibiyotikler: Dapsone

Uzun dönem soğuk alerjisi etkisi altında kalan kişiler Dapsone reçete edilmektedir. Özellikle cilt dokusunda oluşan kızarıklık ve iz bırakan kabarmalarda etkili olduğu bilinmektedir.

Anafilaksi geliştiğinde hastalara ilk olarak epinefrin (adrenalin) verilmektedir.

Bazı soğuk alerjisi olan hastalarda yanlarında adrenalin otoenjektörü taşıyarak anafilaksi belirtileri hissettikleri anda kendilerine uygulamaktadırlar. Bu hayat kurtaran bir ilaç ve uygulamadır.

Çocuklarda Soğuk Alerjisi

Çocuklarda soğuk alerjisi nadir olarak görülmektedir. Ailesel soğuk alerjisi çocukları erken dönemde etkilemektedir.

Özellikle ilkokul çağında sıklığı artmaktadır. Soğuk alerjisi aileler ve çocuklar için can sıkıcı bir hastalık olabilmektedir.

Özellikle yazın yenilen dondurma, tüketilen soğuk içecekler ya da soğuk havuz veya denizde yüzme ile çocuklarda belirtiler başlamaktadır. Bazı ebeveynler belirtileri basit bir alerjik reaksiyon olarak görebilmektedir.

Bu yüzden çocuklar devamlı soğuğa maruz kalarak ciddi alerjik şok geçirme riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar.

Bu sebeple ebeveynler çocuklarını iyi takip etmeli ve oluşacak alerjik belirtileri ciddiye almaları gerekmektedir.

Eğer çocuklarda soğuk teması sonrasında deride kızarıklık, kaşıntı ve daha ciddi olarak dudak ve boğaz şişmesi ile gelen nefes almada zorluk gelişirse en yakın acil bölümüne başvurmaları ya da 112’yi aramaları gerekmektedir.

Soğuk Alerjisi için Hangi Doktora Gidilir?

Soğuk alerjisi için sağlık kuruluşlarının Dermatoloji (Cildiye) bölümünden uzman bir dermatolog için randevu alınması gereklidir.

Soğuk alerjisi pek bilinmeyen hatta soğuk alerjisi olan kişilerin bile farkında olmadığı bir hastalıktır.

Eğer aşağıdaki belirtilere sahip iseniz doktora gitmelisiniz:

  • Soğuk hava teması ardından ellerinizde kaşıntı, kızarıklık yada kabarık lezyonlar var ise
  • Bu kaşıntı ve kabarık lezyonlar sonrasında baş ağrısı, tansiyon düşüklüğü ve çarpıntı yaşıyorsanız
  • Dondurma gibi soğuk ürünler yedikten sonra, dudaklarınızda ve boğazlarınızda şişme, nefes almada güçlük ve göğüste baskı hissediyorsanız bu bir anafilaksi (alerjik şok) olabilir ve derhal acil bir müdahale gerekmektedir.
Makaleyi faydalı buldun mu?
11
1
Makeleyi Paylaşın