Sinir Sistemi Hastalıkları

Merkezi sinir sisteminde ve çevresel sinir sisteminde meydana gelen hasarlar farklı hastalık tabloları oluşturmaktadır. Medikal, cerrahi ve rehabilitasyon tedavileri ile kontrol altına alınmaya çalışılır.

Sinir Sistemi Hastalıkları Nedir?

Sinir sistemi; merkezi ve çevresel sinir sistemi olmak üzere iki ana bölüme ayrılan, bilinçli vücut işlevlerinin hepsini ve çoğu bilinçsiz vücut işlevini yerine getirmemizi sağlayan temel sistemdir. Merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilikten oluşmaktadır. Bazı kaynaklar merkezi sinir sistemini: beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten ibaret olarak ele alırlar; bu tanım yanlış olmamakla birlikte, beyincik ve omurilik soğanı hali hazırda beynin parçalarındandır.

Merkezi sinir sisteminde ve çevresel sinir sisteminde meydana gelen hasarlar farklı hastalık tabloları oluşturmaktadır. Çevresel sinir sisteminin travmaları ve hastalıkları genel olarak duyu ve hareket üzerinde etkiler oluştururken; merkezi sinir hastalıkları, aynı etkilere sebep olabileceği gibi bilinç durumu, ruh hali ve psikoloji gibi başka pek çok yönden de etkiler oluşturabilmektedir. 

Sinir sistemini etkileyen hastalıkların pek çoğunda genetik etkenlerin rolü bulunmaktadır. Sinir sisteminin gelişimini etkileyen genlerde meydana gelen bozulmalar sonucunda kişinin sinir sisteminin gelişimi bozulabilir ve pek çok hastalık meydana gelebilir. Bazı genetik bozukluklarda kişide ortaya çıkacak sorunlar kaçınılmaz olurken bazı genetik bozukluklar kişiyi hastalığa yatkın kılmaktadır, bu durumda çeşitli önlemlerle hastalığın ortaya çıkması veya gelişmesi engellenebilir. 

Sinir Sistemi Hastalıkları Tipleri Nelerdir?

Altı yüzden fazla sinir sistemi hastalığı tipi bulunmaktadır. Sinir sistemi hastalıklarında genellikle genetik ve çevresel etkenler birlikte rol oynar. Günümüzde pek çok sinir sistemi hastalığının altında kişiyi hastalığın gelişimi için yatkın kılan genler bulunduğu tespit edilmektedir. Bundan dolayı sinir sistemi hastalıklarının sebeplerine göre sınıflandırmaları zaman içerisinde değişim göstermiştir. Bütün sinir sistemi hastalıklarının sınıflandırılması hakkında bir fikir birliği olmasa da, günümüzde yaygın görülen sinir sistemi hastalıklarının genel bir sınıflandırması şu şekilde yapılabilir:

Tümörler

  • Kötü huylu/ Kanserleşen
  • İyi huylu/ Kanserleşmeyen

Nöbet Bozuklukları

  • Kısmı nöbetler
  • Jeneralize nöbetler
  • Basit nöbetler
  • Kompleks (Karmaşık) nöbetler
  • Grand mal nöbetler
  • Absans nöbetler

Serebrovasküler (beyin damarlarına ilişkin) Olaylar

  • Hemorajik (Kanamalı) inme
  • İskemik inme
  • Damar tıkanıklıkları
  • Trombüs (pıhtı)
  • Emboli (damarlarda dolaşan bir maddenin damarın tamamını tıkayarak uç noktalara kan akışını aniden kesmesi)

Gelişimsel Bozukluklar

  • Kalıtımsal metabolik bozukluklar
  • Anne karnında zararlı kimyasallara maruziyet
  • Down Sendromu

Dejeneratif Bozukluklar

Sinir Sistemi Enfeksiyonları

  • Bakteriyel
  • Viral

Baş ve Yüzde Ağrı

Birincil baş ağrıları

İkincil baş ağrıları

Sinir Sistemi Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Farklı sinir sistemi hastalıkları kişide farklı rahatsızlıklara sebep olabilmektedir. Ayrıca sinir sistemi sorunlarının sendromlardan kaynaklandığı durumlarda belirtiler çok daha geniş ölçekli ve sinir sistemi ile ilişkisiz olabilir. Ancak sinir sisteminde ortaya çıkan bozulmalarda ortak olarak görülen bazı belirtiler bulunmaktadır:

  • Vücudun bir bölgesinde yanma, uyuşma, ağrı ve hassasiyet
  • Bir bölgede yerleşmiş veya bütün vücutta yaygın olarak görülen güçsüzlük
  • Kişinin çeşitli duyularının zayıflaması veya kaybolması
  • Bilişsel sorunlar, kişilik algısında kayıp, hafıza sorunları
  • İstemsiz kas hareketleri, spazmlar, tikler
  • Denge bozuklukları
  • Felç
  • Kas hakimiyetinin aniden kaybolması, bununla birlikte bilincin kapanması veya bulanıklaşması, nöbetler
  • İdrar ve dışkı kontrolünün kaybolması
  • Çiğneme ve yutma güçlükleri, besinlerin soluk borusuna kaçması
  • Göz bebeklerinde boyut değişimleri
  • Baş dönmesi
  • Konuşmanın bozulması, anlamsız konuşma, konuşma sırasında gerekli ağız hareketlerinin düzgün yapılamaması
  • Nefes almada güçlük
  • Görme bozuklukları, ani körlük

Sinir Sistemi Hastalıkları Nedenleri Nelerdir?

Sinir sistemi hastalıkları doğrudan sinir sistemini etkileyen hastalıklar olabileceği gibi kişinin vücudundaki pek çok sistemi etkileyen bir sendromun bir parçası da olabilmektedir. Özellikle pek çok genetik bozuklukta; kişinin vücudunda sinirlerin üretimi, korunması ve gelişimi doğru bir şekilde gerçekleşemez ya da sağlıklı sinirler korunamaz ve çeşitli etkilere maruz kalarak hasar alır. Sinir sistemi hastalıklarının sık görülen sebepleri kabaca şu şekilde sınıflandırılabilir:

Travmalar

  • Yanıklar
  • Sinirlerde baskı, ezilme ve kopma
  • Sinirlerin omurilikten ayrılması
  • Elektrik çarpmaları ve bu şekilde oluşan yanıklar
  • Kemiklerdeki kırık ve çıkıkların sinirleri zedelemesi
  • Ateşli silah yaralanmaları
  • Delici kesici alet yaralanmaları
  • Trafik kazalarında boynun öne ve arkaya ani hareketinin boyundaki sinirlere zarar vermesi (whiplash)
  • Bel fıtığında yerleşimi değişen omurların sinirlere baskı uygulaması
  • Omurga şeklinin bozuk olduğu durumlarda sinirlerin sıkışması
  • Saldırılar, başa künt cisimle darbe alınması
  • Yüksekten düşme 

Enfeksiyona ve Bağışıklık Sistemine Bağlı Sebepler

Sistemik (vücudun genelini ilgilendiren) Sebepler

  • Alkol ve yasadışı madde bağımlılığı
  • Charcot- Marie- Tooth hastalığı
  • Bağ doku hastalıkları
  • Diyabet / Şeker hastalığı
  • Hormon seviyelerinde görülen bozukluklar (örneğin hipotiroidizm)
  • İlaçların yan etkileri
  • Myastenia Gravis
  • Multiple Skleroz
  • Nörofibromatoz
  • Vitamin eksiklikleri; özellikle E, B1, B6, B12
  • Civa ve kurşun gibi metallere maruziyet
  • Tekrarlayan stresle oluşan yaralanmalar 
  • Damarsal bozukluklar

Hayatı Tehdit Edebilecek Önemli Sebepler

  • Epilepsi
  • Kafa travmaları
  • Beyin iltihabı (ensefalit)
  • Beyin zarı iltihabı (menenjit)
  • Kalp krizi, kalp hücrelerinin ölümü
  • Kuduz
  • İnme 
  • Omurga şoku (spinal şok)
  • Geçici iskemik atak (inme benzeri ve genellikle inme öncüsü olabilen, ama inmeden daha kısa süre etkili ve önemli geri dönüşsüz hasara sebep olmayan beynin oksijenlenme bozukluğu)

Sinir Sistemi Hastalıkları Teşhisi

Sinir sistemi hastalıkları, kişinin muayenesine göre karar verilen çeşitli değerlendirme yöntemlerinin sonuçlarına göre teşhis edilmektedir. Nörolojik muayenede kişinin değerlendirilen özellikleri genellikle şu şekildedir:

  • Göz hareketlerinin koordinasyonu
  • Refleksleri
  • Yürüme muayenesi
  • Denge muayenesi
  • Duyu muayenesi, özellikle dokunma duyusu
  • Vücut hareketlerinin değerlendirilmesi
  • Kişinin bilişsel durumunun ve duygu durumunun değerlendirilmesi
  • Hafızanın değerlendirilmesi
  • Konuşmanın değerlendirilmesi

Nöroloji kliniklerine başvuran herkese bütün muayenelerin yapılması gerekmez. Kişinin kliniğe başvurma sebebi, ailesinde veya kendisinde teşhis edilmiş nörolojik hastalıklar, kişide görülen ve nörolojik bozukluklara sebep olabileceği bilinen hastalıklar; gerçekleştirilecek muayenelere karar verilmesini sağlar. Özgeçmiş, soy geçmiş, şikayetler ve muayene bulgularına göre kişi ileri tetkikler için yönlendirilebilir.

Biyokimyasal Testler

Muayeneye gelen kişilerin kan ve idrarlarında bulunan çeşitli kimyasal maddelerin tespit edilmesi, teşhiste önemli bir yere sahip olabilir. Örneğin metabolik hastalıklardan kaynaklanan sinir sistemi bozukluklarında kişinin kanında metabolize edilemeyen üründen yüksek miktarda bulunabilir. Çeşitli sistemik hastalıkların sinir sistemi bozukluklarına yol açtığı durumlarda da sistemik hastalıkların teşhisi biyokimyasal testler aracılığıyla gerçekleştirilebilmektedir. 

İlaç zehirlenmeleri ve madde bağımlılığı durumları kanda kişinin sinir sistemine zarar veren maddelerin bulunmasıyla ortaya çıkarılabilir. Enfeksiyonlara bağlı oluşan sinir sistemi bozukluklarında enfeksiyona sebep olan ajan veya bu ajana özgü proteinler veya vücut savunma yanıtları biyokimyasal testlerle ortaya çıkarılabilir. 

Genetik Testler

Kişinin hastalığında genetik etkenlerin rolü olduğu düşünülüyorsa, kişinin genleri arasında sinir sistemi bozukluklarına sebep olduğu bilinen genler araştırılabilir. Bu durum genellikle kişinin genetik bir sinir sistemi bozukluğuna sahip akrabası olduğunun bilinmesiyle gerçekleştirilir. Kişinin çocuk sahibi olmayı düşünmesi halinde, genetik testler ile kişide sinir sistemi hastalığına yol açabilecek bir genin varlığı taranabilir, hastalık genetik etkenlerden kaynaklanmıyorsa ve çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar için gebeliği ve doğumu tehlikeli kılan bir durum yoksa kişideki sinir sistemi hastalığı doğum yapmasına engel teşkil etmez. Genetik sorunlar tespit edilen kişilerse durumları diğer yönleriyle uygunsa tüp bebek yöntemlerini (in vitro fertilizasyon) deneyebilir. 

Genetik akrabalarında sinir sistemi bozukluğu olan bir kişinin gebe kalması veya anne karnındaki bebekte sinir sistemi bozukluğu olabileceğine dair bir muayene bulgusu olması halinde genetik testler anne karnındaki bebeklere uygulanabilmektedir:

  • Çocuğun genetik materyali bazı durumlarda anne kanından elde edilebilir. Anne kanından elde edilen bu materyalin genetik testlere tabii tutulması ile özellikle Down Sendromu anne karnında teşhis edilebilmektedir. 
  • İkili, üçlü ve dörtlü testler; anne kanındaki çeşitli hormon ve proteinlerin seviyesinin belirlendiği testlerdir. Hormon seviyelerinde tespit edilen sıkıntılar; kromozom sayısı anormallikleri ve nöral tüp defektleri başta olmak üzere çeşitli sendrom ve bozukluklara işaret edebilir. Ancak ikili, üçlü ve dörtlü testler tarama testleridir ve teşhisin kesinleştirilmesi için ek testler gereklidir. 
  • Amniyosentez, gebeliğin on dört ila on altıncı haftalarında gerçekleştirilen bir testtir. Bebeğin içerisinde bulunduğu amniyon kesesine bir iğne ile girilerek sıvının düşük bir miktarı analiz edilmek üzere örneklenir. Down Sendromu ve nöral tüp defekti gibi sağlık sorunlarının teşhisi bu yöntemler sağlanabilir. Test sonuçları genellikle bir iki hafta içerisinde çıkmaktadır.
  • Koryonik villus biyopsisi, gebeliğin on ila on üçüncü haftalarında gerçekleştirilmektedir. Rahim ağzı veya karın yoluyla bebeğin beslendiği göbek bağından biyopsi materyali alınır. Göbek bağının rahme bağlandığı kısım annenin hücrelerinden oluşmaktayken bebekten bu kısma kadar uzanan kordon, embriyonun bir parçası olan koryondan gelişmektedir. Koryondan gelişen kısma koryonik villus adı verilir ve bu bölgenin genetiği bebeğin genetiğiyle aynıdır. Böylece koryonik villus biyopsisi yoluyla bebeğin genetiği değerlendirilebilir. Koryonik villüs biyopsisinin sonuçları genellikle iki hafta içerisinde çıkmaktadır.

Beyin Görüntülemeleri

Beyindeki doğumsal hasar ve eksiklikler ile beynin travmadan veya hastalıktan etkilenme durumu beyin görüntülemeleri yoluyla değerlendirilebilir. Farklı sebeplerle yapılan görüntülemeler  için farklı teknikler kullanılmaktadır.

  • Bilgisayarlı TomografiBilgisayarlı tomografi, X ışınlarını kullanarak iki boyutlu görüntüler oluşturur. Kazalar ve nöbetlerden sonra kişilerin bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilmesi; kanama odaklarının, kemik kırıklarının, beyindeki tümör ve kistlerin, beyinde hasar görmüş hücrelerin bulunduğu bölgelerin belirlenmesini sağlar. Omuriliğin bilgisayarlı tomografi ile görüntülenmesi, omurga kırıklarını, fıtıklaşan diskleri ve omurilik kanalındaki darlığı tespit etmekte yararlı olmaktadır. 

Bilgisayarlı tomografi çekimi sırasında kişiye kontrast madde verilebilmektedir.     Kişinin damarına uygulanan boyar madde, beyinde varlığı araştırılan bir maddeyi tomografide görünür kılmaktadır. Kontrast madde verilmesi, kişinin vücudunda alerjik yanıta sebep olabileceği için kontrast maddeli tomografi çekimi belli riskler taşımaktadır. Bilgisayarlı tomografi işlemi yaklaşık yirmi dakika sürer.

  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Manyetik rezonans görüntüleme, yüksek enerjili dalga içermediği için daha güvenlidir. Beyin tümörleri, beyin kanamaları, damarsal sıkıntılar, inme, travmatik beyin hasarı, enfeksiyon ve iltihaplanma ile multiple sklerozun teşhisinde kullanılmaktadır. Kişinin damarından boyar madde uygulanabilmektedir. Beyin pili ve kalp pili gibi cihazlar manyetik rezonans görüntüleme cihazının alanı ile etkileşime girebileceği için bu cihazları taşıyan insanlarda bu görüntüleme mümkün olmayabilir ya da çeşitli zorluklar yaratabilir. 

MRG, anne karnındaki bebeğin görüntülenmesi için de kullanılabilmektedir. Sinir sistemi ve omurga bozuklukları, anne karnındaki bebeklerde çekilen MRG ile değerlendirilebilmektedir.

Fonksiyonel MRG, kişinin beynindeki gerçek zamanlı kanlanmanın ölçümünü sağlar. Epilepsi cerrahileri uygulanmadan önce beyin bölgelerinin değerlendirilmesi için kullanılır. Kafa travması ve Alzheimer için ileri incelemelerde de kullanılabilmektedir. 

  • Pozitron Emisyon Tomografisi: Genellikle BT ve MR tekniklerinden sonra, daha ayrıntılı değerlendirme için kullanılır. Tümörler, beyin hasarları, bazı hafıza sorunları ve epilepsi de durumun derinlemesine anlaşılmasını sağlar.
  • Tek Foton Emisyonlu Bilgisayarlı Tomografi: MR tekniğinden sonra, daha ayrıntılı değerlendirme için kullanılır. Parkinson hastalığının ileri incelenmesini sağlamaktadır.

Sinir Sistemi Hastalıklarının Teşhisinde Kullanılabilecek Diğer Tetkikler

  • Anjiografi
  • Biyopsi
  • Beyin omurilik sıvısı analizi
  • Elektroensefalografi
  • Elektromiyografi
  • Elektronistagmografi
  • Uyarılmış potansiyeller
  • Myelografi
  • Polisomnografi
  • Termografi
  • Ultrason ve doppler ultrason görüntüleme
  • Direk grafi
  • Floroskopi

Sinir Sistemi Hastalıkları Tedavisi

Sinir sistemi hastalıklarının sebepleri ve kişide yarattığı sıkıntılar geniş bir yelpazede değişmektedir. Buna bağlı olarak sinir sistemi hastalıklarında uygulanan tedaviler de değişiklik göstermektedir. Günümüzde sinir sistemi hastalıklarından çoğunun kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Nörolojik hastalıkların tedavisinde uygulanabilen yöntemler şunlar olabilir:

  • Cerrahi
  • İlaç
  • Hayat tarzı değişiklikleri
  • Rehabilitasyon
  • Terapi
  • Önleyici tedbirler

Genetik kökenli sinir sistemi hastalıklarının kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte kişilerin genetik incelemeleri ile bu hastalığı taşıyan çocuk sahibi olmaktan kaçınılması mümkündür. Beyin hücreleri, bölünme yetenekleri en düşük hücrelerdendir; bu sebeple beyin hücrelerinin geri dönüşsüz hasar alması ve ölmesi ile kişi bu beyin hücrelerinin gerçekleştirdiği işlevlerden mahrum kalmaktadır.

Sinir kesilerinde sinir parçalarının uç uca dikilmesi ile iyileşme beklenebilir, ancak tam bir düzelme mümkün olmamaktadır. Beyin enfeksiyon ve iltihaplarında enfeksiyon sebebine göre tedavi uygulanabilir, ancak kişiye verilen ilaç beyne geçebilmeli ve sinirlere etki edebilmelidir. Kan beyin bariyeri, beyin omurilik sıvısına kanda bulunan maddelerin pek çoğunun karışmamasını sağlayan bir yapıdır. Kişiye verilen ilaçlar kan beyin bariyerinden geçerek enfeksiyon bölgesine etki edebilmelidir.

Beyinde kanamaların meydana gelmesi durumunda cerrahi müdahale ile damarlar dikilerek kanama durdurulabilir. Damarlarda pıhtı bulunması durumunda çeşitli ilaçlar pıhtının çözülmesini sağlayabilir, bu durumun mümkün olmaması halinde anjiyografi işlemi ile damardaki pıhtı görüntülenebilir ve stent uygulanarak damar açılabilir. 

Kök hücre tedavileri, dejeneratif beyin hastalıklarında ve gelişimsel beyin bozukluklarında kullanılması planlanan, günümüzde yaygın kullanımı olmayan bir yöntemdir. 

Bazı sinir sistemi bozuklukları hızlı bir şekilde kötüleşebildikleri ve kişinin hayat kalitesini ciddi düzeyde etkiledikleri için acil tedavi gerektirmektedir. Acil tedavi edilmesi gereken sinir sistemi bozuklukları şunlardır: 

  • Hareket bozuklukları
  • Uyku bozuklukları
  • Omurga sorunları 
  • Epilepsi
  • Beyin tümörleri

Sinir Sistemi Hastalıkları Tedavi Edilmezse

Sinir sistemi hastalıklarının pek çoğunun kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Ancak ilerlemeleri engellenebilir veya en azından yavaşlatılabilir, kişinin yaşam kalitesi artırılabilir. Kişinin muayene edilmesi ve hastalığının teşhis edilmesi, genetik akrabalarında ortaya çıkan hastalıkların da teşhisini sağlayabilir ve bu hastalıklara sahip çocukların dünyaya gelmesinin önüne geçebilir. Sinir sistemi hastalıkları genellikle kendiliğinden iyileşmemektedir, belirtilerin olması halinde kişinin mutlaka tedavi alması gerekmektedir. 

Sinir Sistemi Hastalıklarında Hangi Doktora Gidilir?

Sinir sistemi hastalıkları, travmalar ve benzeri durumlar yoluyla ani olarak ortaya çıkabilmektedir. Ani körlük veya hareket edememe gibi durumlarda kişinin vakit kaybetmeden acil bölümüne başvurması gerekmektedir. Eğer kişide görülen rahatsızlıklar ani gelişmiyorsa kişi, hastalığının tedavisinin sürdürüleceği nöroloji kliniklerinde muayene olmalıdır. Beyinde tümör bulunması gibi cerrahi tedavi gerektirebilecek durumlar beyin cerrahisi bölümleri tarafından değerlendirilmekte ve tedavi edilmektedir. 

Sinir sistemi sorunlarının sendromlardan kaynaklandığı durumlarda sendroma bağlı olarak farklı hekimler muayene ve tedaviyi gerçekleştirebilir. Bebeklerde ve çocuklarda görülen sağlık sorunlarında pediatri bölümlerine başvurulması uygundur. Sinir sistemindeki bozukluk genetik etkenlerden kaynaklanıyorsa, genetik birimleri kişide görülen bozukluğu tespit edebilir. Genetik rahatsızlıklar kalıtımsal olarak aktarılabildiği için bu duruma sebep olan genlerin belirlenmesi, gerekli hallerde kişinin yakınlarının bu genler ve hastalık açısından taranması açısından önem arz eder.

Makaleyi faydalı buldun mu?
4
0
Makeleyi Paylaşın