Sedef Hastalığı

Sedef hastalığı (Psoriasis), en sık deride görülen bir hastalıktır ve tekrar edici olduğu için uygulanacak tedavi, tetikleyici faktörlerin önlenmesi üzerine yapılır.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) Nedir?

Psora kelimesi ilk kez Galen tarafından MÖ 129-99 arasında, göz kapakları çevresinde kepeklenme ile seyreden deri hastalığı için tanımlanmış. 19. Yüzyıla kadar lepra hastalığı (cüzzam) ve sedef hastalığı, ayırt edilemeyen hastalıklar olarak görülmüştür. Tarih boyunca sedef hastaları cüzzamlı muamelesi görüp toplumdan dışlanmıştır. Sedef hastalığının kesin tanımını ise 1841 yılında Hebra yapmıştır.

Sedef hastalığı toplumda sık görülen, genetik olarak belirlenebilmiş, kronik (süreğen), kalıtsal bir hastalıktır. Zaman zaman iyileşme dönemleri ve zaman zaman alevlenme dönemleriyle seyreder.

Sedef hastalığının toplumda görülme sıklığı %1-2’ dir. Kadın ve erkeklerde görülme sıklığı hemen hemen eşitken genç kadınlarda genç erkeklere göre daha sık görülür. Sedef hastalığının başlangıç yaşı 2 farklı yaş aralığında pik (en tepe değer) yapar. Bunlardan birincisi 16-22 yaş aralığıdır. İkincisi ise 57-60 yaş aralığıdır. Bu hastalık çocuklarda ise yetişkinlere göre daha nadir görülür.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) Belirtileri

Sedef hastalığı çok farklı görünümlerde karşımıza çıkabilir. Sedef hastalığında en tipik tutulum deridir. En sık deriden kabarık plak şeklinde lezyonlarla karşımıza çıkar. Bu hastalığa yakalanmış kişilerin 85’inde hastalık hafif seyrederken %15’ inde sürekli takip ve tedavi gerektiren şiddetli sedef hastalığı görülür.

Sedef hastalığı en sık saçlı deri, dizler ve dirsekleri tutar.

Ciltteki lezyonların başlıca özellikleri;

  • Ciltteki lezyonların sınırları keskindir.
  • Yüzeyinde düzensiz sedefi – beyaz parlak pullanma görülür.
  • Pullanma altındaki deri parlak ve kızarıktır.
  • Koebner fenomeni (travmaya maruz kalan yerde 8-10 gün içerisinde deri belirtilerinin oluşması) pozitif olması başlıca belirtilerdendir.

Deride oluşan lezyonlar hafif kaşıntılı olabilir. Ama şiddetli bir kaşıntı genellikle beklenmez. Derideki lezyonlarda kuruluk ve gerilme de oluşabilir. Kuruluk için nemlendiriciler faydalı olmaktadır. Sedef hastalığının bir başka belirtisi de yanma hissidir. Ayrıca özellikle el ve ayaklarda görülen kalın plaklarda oluşan yarık kanama ve ağrıya sebep olabilir.

Sedef hastalığında tırnak tutulumu da görülebilir. El tırnakları %50 oranında tutulurken ayak tırnakları ise %35 oranında tutulur. Artropatik tip sedef hastalığında tırnak tutulumu daha sıktır.

Sedef hastalığı kişinin yaşam kalitesini oldukça etkileyen bir hastalıktır. Sedef hastasında ciltte oluşan görüntü sebebiyle gözlenen özgüven eksikliği, kaygı ve depresyona eğilim kişilerin aile ve iş yaşamını etkilediği görülmüştür. Sedef hastalarında intihar düşüncesi arttığı görülmüştür. Aynı zamanda sedef hastalığı olan kişilerin alkol ve sigara kullanma sıklığı topluma göre daha fazladır.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) Neden Olur?

Sedef hastalığının oluşmasına sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte hastalığın oluşumunu tetikleyen birçok faktör vardır. Bunlardan en önemlilerinden biri kalıtsal faktörlerdir. Sedef hastalarının 1/3’ nün akrabalarında da bu hastalık bulunmaktadır. Ailede sedef hastasının bulunması genellikle kişinin daha erken yaşta bu hastalığa yakalanmasını etkiler.

Hastalığın oluşmasına sebep olan diğer faktörler;

  • Cerrahi işlemler ve vücutta hasar meydana getiren travmalar
  • Üst solunum yolu enfeksiyonları ve AIDS hastalığı gibi enfeksiyonlar
  • Hamilelik, yüksek doz östrojen tedavisi gibi hormonsal faktörler
  • Maruz kalınan ultraviyole ışınlar
  • Hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü) gibi metabolik faktörler
  • Lityum, sistemik steroid, beta blokör, nonsteroid anti-inlamatuvar gibi ilaç kullanımları
  • Stres ve aşırı alkol kullanımı hastalığın oluşmasını tetikleyen bazı faktörlerdir.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) Türleri Nelerdir?

Sedef hastalığı sınıflamasında genelde 5 başlık altında inceleniyor.

  • Psöriasis Vulgaris (Plak tipi psöriasis): Sedef hastalığının en sık görülen türüdür. Sedefli bölgede görülen plaklar, deriden kabarık olup tam kırmızı veya som balığı kırmızısı rengindedir. Lezyonlar bir veya birkaç cm çaptadır. Sıklıkla oval veya düzensiz şekilli olup, bir veya birden fazla olabilir. Üzeri pullarla kaplıdır. Pullanma sedefi gümüş renginde olup kalınlıkları değişkendir. Üzerindeki pullanmalar kaldırıldığında küçük kanama odakları görülebilir (autzpitz fenomeni). Lezyonlar genellikle simetriktir. En sık diz, dirsek, saçlı deri ve kalçanın üst kısmındaki bölümde görülür.
  • Guttat Psöriasis (Psöriasis guttata): En sık çocuk ve genç erişkinlerde görülür. Genellikle bir üst yolunum enfeksiyonunun ardından ortaya çıkar. Lezyonlar 3-10 mm çapta deriden kabarık olup yuvarlak, oval ve pembe, kırmızı renklidir. En sık göğüs, sırtta ve kol bacakların gövdeye yakın kısımlarında görülür. Genellikle tüm vücutta eşit biçimde dağılmış lezyonlardır. Üzerinde pullanmalar vardır.
  • Eritrodermik Psöriasis: Sedef hastalığının bu tipinde vücudun büyük çoğunluğu tutulur. En belirgin özelliği kızarıklıktır. Sedef hastalığının en şiddetli türüdür. Hastalığın bu tipi yüksek ateş ve halsizlikle seyredebilir. Hastalar genellikle yakın takip edilir ve tedavi altında tutulurlar.
  • Püstüler Psöriasis: Sedef hastalığının kızarık zemin üzerinde, 2 – 3 mm boyutunda yaygın püstüllerle (içi cerahat dolu deriden kabarık sivilce benzeri lezyon) görülen bir türüdür. Bu tür nadir görülür. Püstüler psöriasisin 2 alt tipi vardır. Bunlardan birincisi palmoplantar püstüler psöriasistir. Bu tip genellikle belirli bir bölgede sınırlıdır. En sık el ve ayakta görülür. Kronik (süreğen) gidişli olmaya eğilimlidir. İkinci alt tipi ise yaygın püstüler psöriasistir. Bu tipte tüm vücut tutulabilir. Aynı zamanda yüksek ateş, eklem ağrıları ve halsizlik görülebilir. Hastaneye yatış gerekebilir. Püstüler psöriasisin ortaya çıkmasını tetikleyen bazı durumlar vardır. Bunlar; Katran gibi tahriş edici bölgesel tedaviler, enfeksiyon, hamilelik, hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü), lityum kullanımı, progesteron gibi ilaçlardır.
  • Püstüler psöriasisin komplikasyonları: Püstüler sedef hastalığı bazı komplikasyonlara sebep olur. Püstüllerin sıkılmasına ve mikropla temas etmesi sonucu enfeksiyon, bazı olgularda hafif derecede kaşıntı, nadir olmakla beraber eklem tutulumu, böbrek ve karaciğer yetmezliği görülebilen bazı komplikasyonlardır.
  • Artropatik Psöriasis (eklemlerin sedef hastalığı): Bu sedef hastalığı alt tipinde deri ve / veya tırnak psöriasisi ile birlikte artropati (eklem tutulumu) vardır. Eklemlerin sedef hastalığında sıklıkla birçok eklem tutulumu görülür, en sık görüleni ise el eklemleri tutulumudur. Eklemlerde genellikle ağrı, kızarıklık ve şişlik görülür. El ve ayak parmaklarında şişlik (sosis parmak) vardır.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) Teşhisi

Sedef hastalığının teşhisinde en önemli faktör, detaylı bir dermatolojik muayene ve hastanın öyküsüdür. Hastanın dermatolojik muayenesinde göze çarpan en önemli bulgular; lezyonun keskin sınırlı olması, parlak ve kırmızı renkli olması, üzeri sedefi gümüşi renkte pullarla kaplı olması ve tipik olarak diz, dirsek, saçlı deri tutulumu olması kişide sedef hastalığını düşündürür.

Hastada doktoru tanıya götüren bazı tanı yöntemleri vardır.

Bu yöntemler şu şekildedir;

  • Hastanın cildinin travmaya maruz kaldıktan 8-10 gün içerisinde deri belirtilerinin oluşması (koebner fenomeni)
  • Pullanmanın kazınması halinde derinin üst tabakasının soyulması sonucu nokta tarzında kanama odaklarının gözlenmesi (auspitz fenomeni)
  • Pullanmanın kazınmasıyla pulların mum gibi ufalanması (mum lekesi belirtisi)
  • Pullanmanın kazınması sonucu kanama olmadan görünen deri (son zar fenomeni)

Hastanın aynı zamanda öyküsü ve aile öyküsü alınmalıdır. Ailede sedef hastası olması sedef hastalığı için risk faktörüdür. Ayrıca hastalığın erken yaşta başlamasına eğilimi arttırır.

Sedef hastalığında direkt tanıya götürücü yani spesifik bir laboratuvar bulgusu yoktur. Yaygın püstüler sedef hastalığı ve psöriatik eritrodermi hariç diğer hastalarda laboratuvar bulgularında bir anormallik olmayabilir.

Serum ürik asit düzeyi vakaların %50’ sinde yüksektir ve tedavi ile birlikte ürik asit düzeyinde düşüş gözlenir. Bazı şiddetli sedef hastalığı tiplerinde albüminde azalma görülebilir. Aynı zamanda CRP ve serum Ig A düzeyleri artmış olabilir.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) Tedavisi

Sedef hastalığı kronik ve nüks (tekrar) eden bir hastalık olduğu için tetikleyici faktörlerin önlenmesi gerekir. Bunlar içerisinde hastaya stresi tetikleyen durumlardan uzak durması önerilir. Depresyon, kaygı, intihar düşüncesi, öz güven eksikliği gibi bir durum varsa psikiyatri polikliniğine başvurması gereklidir. Eğer varsa enfeksiyona sebep olan durumların ortadan kaldırılması gereklidir. Travmalar ve hastalığı alevlendirecek ilaçlardan kaçınılması, derinin kuru kalması önlenmelidir.

Tedavinin temelini lokal (bölgesel) tedaviler oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra sistemik tedaviler yalnız veya bir arada kullanılabilir.

Sedef hastalığının tedavisinde seçilecek ilaç ve uygulama yöntemi hastalığın şiddetine göre seçilir. Hafif şiddetteki olgularda genellikle yerel uygulama yolu tercih edilir. Bunların arasında en sık tercih edilen lokal ilaç kortikosteroidtir. Kortikosterodlerin krem, merhem, jel, losyon, şampuan gibi kullanım formları vardır. Bir diğer sıklıkla tercih edilen ilaç grubu keratolitiklerdir. Keratolitikler derinin keratin tabakasını incelten ve derinin yumuşamasını sağlayan ilaçlardır. Tedavide sıklıkla derinin kurumasını önlemek amacıyla nemlendiriciler kullanılır. Daha az sıklıkla ise antralinler ve katran kullanılır.

Orta şiddetli olgularda ise genellikle fototerapi (parlak ışık tedavisi) uygulanır. Fototerapide güneşte de bulunan ultraviyole B (UVB) ışınları kullanılır. Doktorun gerek duyması halinde UVB ışınlarına katran veya antralin eklenebilir. Fototerapi uygulaması deride kuruluğa sebep olabileceği için fototerapi tedavisi uygulanan kişilere nemlendirici kullanmaları tavsiye edilir. Ayrıca kseroderma pigmentozum (bir cilt hastalığı) ve lupus eritematozus (kelebek hastalığı) hastalarında ultraviyole B fototerapisi uygulanmamalıdır.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) Tedavi Edilmezse?

Sedef hastalığı cildi tutan bir hastalıktır. Sedef hastalığı kişilerde fiziksel görünüm ve özellikle şiddetli olgularda çeşitli komplikasyonlara sebep olabilir. Bu yüzden sedef hastaları tedavi edilmelidirler. Tedavi edilmez ise ciltteki görünümü kişilerde kozmetik sorunlar yaratabilir. Hastalar bu görüntüden rahatsız olabilmekte ve buna bağlı öz güven eksikliği, depresyon ve kaygı yaşayabilmektedir.

Şiddetli sedef hastalığı olgularında özellikle püstüler psöriasis tedavi edilmediği durumlarda hastalar enfeksiyona yakalanabilir. Ayrıca sedef hastalığı çok fazla kaşıntıya sebep olmasa da tedavi edilmediği durumda rahatsız edecek derecede kaşıntıya sebep olabilir. Ek olarak nadir olmakla birlikte artrit (eklem tutulumu), böbrek yetmezliği ve karaciğer yetmezliği tedavi edilmeyen olgularda görülmez.

Sedef Hastalığına (Psoriasis) Ne İyi Gelir?

Sedef hastalığı genelde cildin kurumasına sebep olur. Bu yüzden nemlendirici kullanımı hastanın bu konuda rahatlamasını sağlar. Aynı zamanda güneş ışığı cilde ve sedef hastalığında faydalıdır. Bu yüzden hastaların sık sık güneşe çıkıp güneşlenmeleri hastalığın iyileşmesine katkıda bulunabilir. Ek olarak stres hastalığı tetiklediği için kişinin stres yapan durumlardan uzak durması tavsiye edilir.

Kişinin hastalıktan ötürü depresyon, öz güven eksikliği ve kaygı gibi durumlarda psikiyatrik destek almaları tavsiye edilir.

Sedef Hastalığına (Psoriasis) Ne İyi Gelmez?

Sedef hastalığını tetikleyen birçok faktör faktör vardır ve bunlardan uzak durulması gerekmektedir. Özellikle püstüler psöriasis püstüllerin kaldırılmaması, kanatılmaması gereklidir. Çünkü bu enfeksiyona sebep olabilir. Aynı zamanda hastalığı alevlendirecek ilaçlardan uzak durulmalıdır. Lityum, sistemik kortikosteroid, nonsteroid anti-inflamatuarlar hastalığı tetikleyen bazı ilaçlardır.

Bir diğer hastalığı tetikleyen faktör ise aşırı alkol kullanımıdır. Hastanın fazla miktarda alkol tüketmesi tavsiye edilmez. Yüksek doz östrojen tedavisi gibi hormonsal faktörler de hastalığı tetikleyen bir başka etkendir.

Ek olarak hastalığın bir diğer tetikleyici faktörü enfeksiyonlardır. Kişinin enfeksiyona sebep olabilecek durumlardan uzak durmalıdır.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) İlaçları

Sedef hastalığında ilaç seçimi hastalığın şiddetine göre değişmektedir. Hafif şiddetli olgularda genellikle lokal ilaçlar kullanılır. En sık tercih edilen ilaçlardan biri kortikosteroidlerdir. Kortikosteroidler jel, krem merhem, losyon, şampuan gibi çeşitli formlarda kullanılabilir.

Hafif şiddetli olgularda kullanılan bir başka ilaç keratolitiklerdir. Keratolitikler de lokal olarak uygulanırlar ve derinin yumuşamasını sağlarlar. Aynı zamanda lokal olarak katran ve cildin kuruluğunu önlemek için nemlendiriciler kullanılmaktadır. Antralin de tercih edilen bir başka ilaçtır.

Orta şiddetli olgularda ise fototerapi tedavisi uygulanır. Güneş ışınları ve ultraviyole B (UVB) ışınları fototerapi tedavisinde kullanılan ışınlardır. Doktorun gerek duyması halinde UVB ışınlarının yanı sıra lokal olarak katran ve antralin ilaçları da eklenebilir.

Şiddetli olgularda ise genellikle sistemik yoldan tedavi uygulanır. Tedaviye dirençli, ciddi psöriasis vulgarisin yanı sıra püstüler, eritordermik ve artropatik psöriasiste sıklıkla kullanılan ilaç metotreksattır. Çocuk sahibi olmayı düşünen kişilerin, gebelerin, emziren kadınların, böbrek yetmezliği, ciddi karaciğer hastalığı olan kişilerin bu ilacı kullanmaması gereklidir.

Şiddetli ve ciddi vakalarda kullanılan bir başka ilaç asitretindir. Asitretin, sistemik bir retinoiddir ve retinoidler A vitamini eşidir. Asitretin püstüler, artropatik psöriasis ve şiddetli psöriasis vulgariste kullanılır. Asitretin ciddi karaciğer hastalığında, böbrek yetmezliğinde, gebelikte, emziren kadında, alkolik kişilerde kullanılmamalıdır.

Şiddetli olgularda kullanılan bir diğer ilaç siklosporindir. Siklosporin şiddetli püstüler psöriasis ve şiddetli psöriasis vulgariste etkili bir ilaçtır. Obezitesi bulunan kişilerde, böbrek yetmezliği ve hipertansiyon hastalarında siklosporin kullanılmamalıdır. Aynı zamanda fototerapi tedavisiyle birlikte kesinlikle kullanılmamalıdır. Yaz aylarında genellikle kullanımı tercih edilmez. Siklosporinin aralıksız kullanımı halinde tedavi süresi yan etkilerinden dolayı 2 seneden uzun sürmemesi tavsiye edilir.

Tedavi için belirtilen ilaç türevleri bilgilendirme amaçlıdır. Doktor tavsiyesi olmadan hiçbir ilaç kullanılmamalıdır.

Sedef Hastalığı (Psoriasis) için Hangi Doktora Gidilir?

Deride özellikle diz, dirsek, saçlı deride ortaya çıkan parlak, sınırları keskin, kırmızı renkli ve üzeri pullarla örtülü bir görüntüye rastlanıldığında mutlaka Dermatoloji (Cildiye) polikliniğine başvurulmalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
5
0
Makeleyi Paylaşın

Sedef hastalığı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Sedef hastalığı bulaşıcı mı?

Sedef hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Damlacık yoluyla (öksürük, hapşırma, gülme), cinsel ilişkiyle veya direkt temasla bulaşmayan bir hastalıktır.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Sedef hastalığı kaşıntı yapar mı?

Sedef hastalığında özellikle cilt belirtilerinin olduğu bölgelerde hafif kaşıntı beklenir. Ama kişiyi ileri derecede rahatsız edecek şiddetli bir kaşıntı beklenmemektedir. Şiddetli bir kaşıntı durumunda doktorunuza danışmalısınız.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Sedef hastalığı nasıl iyileşir?

Sedef hastalığının birçok tedavi yöntemi vardır. Hastalığın şiddetine göre tedaviye karar verilir. Lokal (bölgesel) olarak kremlerle, losyonlarla, jel ve şampuanlarla tedavi edilebildiği gibi fototerapi uygulamasıyla da tedavi edilebilir. Ayrıca şiddetli olgularda da sistemik ilaçlar tercih edilir.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Sedef hastalığı tamamen geçer mi?

Sedef hastalığı kronik (süreğen) bir hastalıktır. Sedef hastalığının tedavisiyle genellikle ciltteki belirtilerde hafifleme görülür. Birçok olguda ileri derecede iyileşme görülebilirken çok nadir olarak tamamen geçebilir.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Sedef hastalığı genetik mi?

Sedef hastalığı genetik olarak belirlenmiş bir hastalıktır. Sedef hastalığının sebeplerinden biri genetik faktörler olmakla birlikte hastalığın oluşumunda birçok faktör rol oynamaktadır. Sedef hastalarının 1/3’ ünün akrabalarında da sedef hastalığı mevcuttur.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Bebeklerde sedef hastalığı olur mu?

Sedef hastalığı hemen hemen bütün yaşlarda görülebilir. 10 yaşından küçük çocuklarda %10 oranında sedef hastalığı görülürken yenidoğanlarda nadir olarak sedef hastalığı görülebilir.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Sedef hastalığı kaç yaşında başlar?

Sedef hastalığı farklı yaşlarda başlayabilir. Çocukluk çağında başlayan sedef hastalığı olduğu gibi ileri yaşlarda da başlayan olgular vardır.  Hastalığın pik (en yüksek) yaptığı yaşlar 16-22 ve 57-60 yaşlarıdır.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Sedef hastalığı kaç çeşittir?

Sedef hastalığı klinik olarak 5 sınıfa ayrılmaktadır. 

  • En sık görülen tipi psöriasis vugaris (yaygın plak psöriasisi).
  • Sıklıkla çocuklarda görülen guttat psöriasisi.
  • Tüm vücutta kızarıklık yapabilen eritrodermik psöriasis.
  • Yaygın olarak sivilce benzeri püstüllerin bulunduğu püstüler psöriasis.
  • Sıklıkla eklemlerin tutulduğu artropatik psöriasis
Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Sedef hastalığı eklemi tutar mı?

Sedef hastalığı eklemleri tutabilen bir hastalıktır. Özellikle artropatik psöriasiste (sedef hastalığı ile bağlantılı olarak ortaya çıkan bir eklem iltihabı) sıklıkla eklem tutulumu görülür. Eklem tutulumuyla birlikte tırnak tutulumu da görülebilir.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz

Sedef hastalığı vücuda yayılır mı?

Sedef hastalığı en sık diz, dirsek ve saçlı deriye yayılmakla birlikte vücudun birçok yerine de yayılabilir. Özellikle eritrodermik psöriasiste neredeyse tüm vücut tutulabilir.

Int. Dr. Mehmet Gürbüz