Ruminasyon Bozukluğu

Ruminasyon bozukluğu ağza gelen gıda maddelerinin ağızdan atılması ya da tekrardan çiğnenerek mideye geri gönderilmesi durumudur. Sıklıkla kendi kendine iyileşme gösterebilen bir durumdur.

Ruminasyon Bozukluğu (Geri Çıkarma Bozukluğu) Nedir?

Halk arasında geri çıkarma bozukluğu olarak tanımlanan Ruminasyon bozukluğu kısa bir süre önce yenilen gıda maddelerinin regürjitasyona (yutulan gıdanın mideden ağza gelmesi) maruz kalması, daha sonrasında ise ağza gelen gıda maddelerinin ağızdan atılması ya da tekrardan çiğnenmek suretiyle yutularak mideye geri gönderilmesi durumunu ifade etme amacıyla kullanılan tıbbi bir terimdir.

Ruminasyon bozukluğu bir hastalık olmasına rağmen bu ağza gıda gelmesi esnasında nerdeyse hiçbir zorlayıcı durumla karşılaşılmamakta ve bu durum sık sık yenileyici bir hal almaktadır. Ruminasyon bozukluğu esnasında hastalarda bulantı ya da öğürme refleksi gibi semptomlar gözlenmezken bu durum hemen yemek yendikten sonra olabileceği gibi yemek yeme esnasında da hastalarda ortaya çıkabilmektedir.

Ruminasyon bozukluğu yaşayan hastalar kendilerinde gözlenen geri çıkarma semptomunu sık bir şekilde yaşamanın yanında birçok kez de hekime geri çıkarma semptomu ile başvuruda bulunmuş olmaları muhtemeldir. Ancak Ruminasyon bozukluğu sıklıkla geğirme, tekrarlayan kusma, gastroözefagial reflü ve gastroparazi (mide hareketlerinde duraksama) gibi semptomlarla rahatlıkla karışabilecek bir durum olduğu için klinik muayene esnasında hekimlerin bu durumu gözden kaçırması olağandır.

Kendinde ya da çevresinde ruminasyon bozukluğu olduğunu düşünmekte olan hastalar öncelikle bu geri çıkarma ve tekrardan yutma ya da ağızdan atma durumlarını hastalığın tanısı konabilmesi için 1 aydan uzun süredir yaşıyor olması gerekmektedir. Çocuklarda karşımıza çıktığında çocuk ruminasyon bozukluğu geliştiği zamanlarda geri çıkarma yaptığında hareketsiz kalıp rahatlayabilmekte ve bu durumdan haz alabilmektedir.

Ruminasyon bozukluğu başlarda kişi ya da aileler tarafından çok ciddiye alınmasa da bu hastalık hali diğer gastrointestinal sistem rahatsızlıklarından farklı olduğu bilinmelidir. Çünkü bu durum farkedilmesi güç olduğu ve zaman aldığı için çocuklarda mide bozuklukları, dehidrate (susuz) kalma , büyüme ve gelişmede aksama, dengeli ve düzenli beslenememe gibi durumlara yol açabilmektedir.

Ancak unutulmaması gereken nokta ruminasyon bozukluğunun bebeklerde genellikle doğumun yaklaşık üçüncü ayından sonra ortaya çıktığı ve sıklıkla adolesan dönem denilen ergenlik sürecinde azalarak kaybolmaya yüz tuttuğudur. Eğer bu bozukluk aile tarafından fark edilmez ise bebek yediğini çıkardığı için dengeli ve düzenli beslenmede sorun yaşayacak ve bu durum başta gelişim geriliği olmak üzere birçok soruna neden olacaktır.

Ruminasyon bozukluğu bulunan çocuklar sıklıkla 3 aylık – 1 yaş aralığında bulunan bebeklerdir ve bu bebeklerde zeka geriliği gözlenmesi muhtemeldir. Ayrıca kız ve erkek açısından oranlandığında erkek çocuklarda kız çocuklara oranla 5 kat daha fazla gözlenmektedir.

Ruminasyon Bozukluğu Çeşitleri (Tipleri) Nelerdir?

Başlama yaşı ortalama 3 ay olan ve 1 yaşına kadar olan dönemde de başlangıç gösteren ruminasyon bozukluğu sıklıkla bebeklerde gözlenen tekrarlayıcı bir geri çıkarma halidir. Geri çıkarma işlevi sonrasında bebekler bu mideden ağza gelen gıda maddelerini geri yutabileceği gibi ağızdan atmak sureti ile de uzaklaştırabilmektedir. Gerçekleşen bu durum 3 farklı temel durum sebebi ile ortaya çıkabilmektedir. Tüm bunlara göre ruminasyon bozukluğu tipleri şu şekilde sıralanabilir ;

  • Primer Ruminasyon Bozukluğu (Geri Çıkarma Bozukluğu): bu tipte ortaya çıkan mide içi basıncın artması durumu planlı olarak yapılmış bir durum olmamakla birlikte istemli bir şekilde başlatılmıştır ancak bu istemli durumdan çoğunlukla hastalığı yaşayan kişi farkında değildir. Bu tip ruminasyon bozukluğu gösteren hastalarda geri çıkarma halini başlatan durumlar net bir sonuca bağlanamamakla birlikte hayatın olağan akışı esnasında gözlenen stres ve yaşanan durumların bu tip ruminasyon bozukluğuna neden olduğu düşünülmektedir.
  • Sekonder Ruminasyon Bozukluğu (Geri Çıkarma Bozukluğu): Sekonder ruminasyon bozukluğu hastalarda sıklıkla reflü ile tetiklenebilen tipte bir ruminasyon bozukluğudur. Yapılan çalışmalar sekonder ruminasyon bozukluğunun ortaya çıkmasında karında anlamlandırılamayan, rahatsız edici bir his ile tetiklenmek suretiyle oraya çıktığı anlaşılmıştır. Bu duruma sıklıkla özefagusun (yemek borusu) alt bölgesinde bulunan ve mide içeriğinin özefagusa kaçmasını engelleyen sfinkter yapısının gevşemesi sonucu gözlemlenen reflünün neden olabildiği ileriye sürülmüştür. 
  • Mide Üstü Geğirti İle Tetiklenen Ruminasyon Bozukluğu (Geri Çıkarma Bozukluğu): mide üstü geğirti denilen durum diafragma kasılımı ile alakalı bir durumdur. Bu durum halk arasında yemek borusu olarak adlandırılan özefagusta negatif bir basınç halinin gelişmesini ortaya çıkarmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar zincirinin sonunda yemek borusuna hava yutturulması gerçekleşir ve bunun sonucunda yemek sonrası artan mide basıncı ile gıda maddeleri yemek borusuna geçiş yapar.

Ruminasyon Bozukluğuna Eşlik Eden Belirtiler (Semptomlar) Nelerdir?

Ruminasyon bozukluğunun en önemli özellikleri arasında yeme işlevleri düzenli ve normal olan hastalarda gözlemlenen regürjitasyon (yutulan gıdanın mideden ağza gelmesi) durumu ve bu ağza gelen gıda maddelerinin çiğnenerek geri yutulması ya da ağza gelen gıda maddelerinin çıkarılmasıdır.

Ruminasyon bozukluğu olan bebekler olay sırasında anne memesinden besinleri dil yardımı ile emme işlevini yapmakta iken başını arkaya doğru yaslamakta ve belini germeye çalışmaktadır. Bu durum esnasında bebeğin hareketleri kendini yatıştırmaya çabalıyor gibi ya da uyarı veriyor gibi görünmekte iken bu durum anneler tarafından hissedilmelidir.

Ruminasyon durumu gözlenen hastalarda yiyeceklerden hoşlanmama ve tiksinme hali, öğürme davranışı ve bulantı ya da kusma gibi durumlar gözlenmediği akıldan çıkarılmaması gereken durumlardır. Genelde bebekler anneleri tarafından ne kadar sık da beslense öğünlerin ara dönemi esnasında sıklıkla huzursuz tepkiler vermektedir ve aç olabilmektedirler.

Ruminasyon bozukluğu olan hastalar hekimlerine şikayetlerini sıklıkla mide bulantısı meydana gelmeden birden besinler ağzıma geliyor kusuyorum şeklinde tariflemektedir. Burada tarif edilen semptom regürjitasyondur. Regürjitasyonun sıklıkla yemek yenmesinden sonra dakikalar içinde gözlenmesi ve ortaya çıkan regürjitasyon durumunun saatler sürmesi tipiktir. Ayrıca unutulmaması gereken bir husus çıkarılan gıda maddelerinin tadı ekşi ya da acı bir tada sahip olmadığıdır. Hatta çok büyük bir sıklıkla çıkarılan maddeler yeni yutulup geri çıkarıldığı için tadı normal yemek gibi olmaktadır.

Ruminasyon bozukluğu sadece katı gıdalar sonucunda değil sıvı gıdalar alınması sonucunda da ortaya çıkabilen bir durumdur. Hatta yapılan çalışmalar sıvı gıda alımının katı gıda geri çıkarımını daha kolay bir düzeye getirdiğini göstermektedir.

Tüm bunlarla birlikte ruminasyon bozukluğunda özefajit (özefagus inflamasyonu), malnütrisyon (beslenmenin içerik ya da kalori bakımından yetersiz oluşu), kilo kaybı, kan elektrolit bozukluğu, dehidratasyon (sıvı kaybı), diş minesinde erezyona uğrama ve geğirme gibi sekonder bulgular da gözlenebilmektedir.

Ruminasyon Bozukluğu Nedenleri (Risk Faktörleri) Nelerdir?

Ruminasyon bozukluğunun temeli yemek sorası dönemde mide içeriğinin yukarı doğru normalden ters yönde hareketidir. Bu mide içeriğinin ters yönde hareket edip ağza gelmesi durumuna regürjitasyon denmektedir. Regürjitasyon durumuna neden olan faktör mide içi basınçta gözlenen artıştır. Bu basıncın artması sonucunda alt özefagusta yerleşen ve mide içeriğinin geri kaçmasını önleyen kas yapasında gevşemekte ve mide içeriği önce özefagusa (yemek borusu) sonra da ağıza kaçmaktadır.

Bu ana durum dışında ruminasyon bozukluğuna neden olabilecek birçok durum söz konusudur. Bu durumlar şu şekilde sıralanabilir ;

  • Hastaların yaşamlarının özellikle stresli olduğu ya da çevrenin psikolojik olarak baskı yaptığı ve bunun ruminasyon bozukluğu hastalığına sebebiyet verebildiği gözlenmiştir. 
  • Hastalarda yaşadığı hayatın sosyo ekonomik seviyesi, kültürel düzeyi ve diğer organik nedenlerde ruminasyon bozukluğuna yol açmaktadır.
  • Annelerin çocukları ile olan ilişkisinin yeterli düzeylerde olmaması ve annenin ihmalkar durumu ya da çocuğun yeterli uyarıyı vermemesi sonucunda çocuğun kendini rahatsız eden durumu ortadan kaldırmak istemesi.
  • Ruminasyon bozukluğu olan kişilerde sıklıkla zeka geriliği durumu da gözlenmiştir. Yani zeka geriliği ve ruminasyon bozukluğu birbiri ile ilişkili durumlardır. 

Ruminasyon Bozukluğu Teşhisi

Ruminasyon bozukluğu şikayetleri ile hekime başvuruda bulunulduğunda sıklıkla hekimin hastadan aldığı anamnez yeterli olmaktadır. Hekim diğer gastrointestinal hastalıkları dışlamak adına hastaya fizik muayene uygulayıp daha sonrasında laboratuvar tetkikleri, ph metre ve sintigrafi, endoskopi gibi görüntüleme yöntemleri isteyebilmektedir. Yapılan tetkikler sonucunda hastalığın tanısı konmaktadır.

Ruminasyon Bozukluğu Tedavisi

Ruminasyon bozukluğu yani geri çıkarma bozukluğu sıklıkla kendi kendine iyileşme gösterebilen bir durumdur. Yapılan çalışmalar sonucunda ruminasyon bozukluğuna net etki eden bir tedavi yöntemi benimsenememiştir. Hekimleri ruminasyon bozukluğu olan hastalarda tedavide yaptıkları öncelikli durum hastalığa neden olan altta yatan bir hastalık varsa bunun tedavisidir.

Bunun dışında hastalarda farklı derecelerde ve farklı sıklıklarda ruminasyon bozukluğu ortaya çıktığı ve psikiyatrik bir rahatsızlık olduğu için tedavi etkinliği hastadan hastaya değişmektedir. Hastalarda davranış tedavileri, gevşeme egzersizleri, alışkanlığı tersine çevirme, dikkati farklı bir noktaya odaklama ve diyafragma solunumu egzersizleri uygulanarak hastalara yardımcı olabilmektedir.

Ruminasyon Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Gibi Komplikasyonlara Yol Açar?

Ruminasyon bozukluğu kendiliğinden geçebildiği gibi etkinliği hastadan hastaya farklılık gösteren tedavi seçenekleri de bulunmaktadır. Ancak hastalarda tedavi uygulanmaz ise hastaların yaşam kalitesinde belirgin bir azalma gözlenmektedir. Ayrıca tedavisiz bırakılması halinde çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği, kilo alamama gibi durumlara da neden olabilmektedir. 

Ruminasyon Bozukluğuna Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?

Ruminasyon bozukluğu kısa bir süre önce yenilen gıda maddelerinin regürjitasyona (yutulan gıdanın mideden ağza gelmesi) maruz kalması, daha sonrasında ise ağza gelen gıda maddelerinin ağızdan atılması ya da tekrardan çiğnenmek suretiyle yutularak mideye geri gönderilmesi durumlarını ifade etmektedir. Hastalarda uygulanabilecek davranış tedavileri, gevşeme egzersizleri, alışkanlığı tersine çevirme, dikkati farklı bir noktaya odaklama, diyafragma solunumu egzersizleri ve hastalığa neden olan altta yatan bir hastalık tedavisi ruminasyon bozukluğuna iyi gelebilecek ve hastanın hayat kalitesini arttırabilecek bazı tedavi seçenekleridir.

Ancak ruminasyon bozukluğu dikkate alınmaz ve tedavi ettirilmeye çalışılmaz ise hastalarda gelişim geriliği ve kilo kaybı gibi durumlar ortaya çıkacak ve bu durum hastalara iyi gelmeyerek hayat kalitesini düşürecektir. 

Ruminasyon Bozukluğu için Hangi Doktora Gidilir?

Ruminasyon bozukluğu gözlenmesi halinde gidilmesi gereken ve hastalığı teşhis eden, tanı koyan ve tedavisini yapan asıl bölüm Ruh ve Sinir Hastalıkları (Psikiyatri) bölümüdür. Ancak hastalar sıklıkla durumun fiziksel olduğunu düşünmekte ve İç Hastalıkları (Dahiliye) bölümünün Gastroenteroloji dalına başvuruda bulunmaktadır.

İç Hastalıkları (Dahiliye) bölümü Gastroenteroloji uzmanı hekim hastada fiziksel bbir sorun teşhis etmemesi halinde hastayı ruh ve sinir hastalıkları (psikiyatri) bölümüne sevkini gerçekleştirebilmektedir.

Hastalarda regürjitasyon (yutulan gıdanın mideden ağza gelmesi), ağza gelen gıda maddelerinin çiğnenerek geri yutulması, ağza gelen gıda maddelerinin çıkarılması, özefajit (özefagus inflamasyonu), malnütrisyon (beslenmenin içerik ya da kalori bakımından yetersiz oluşu), kilo kaybı, kan elektrolit bozukluğu, dehidratasyon (sıvı kaybı), diş minesinde erezyona uğrama ve geğirme gibi semptomlar varlığında mutlaka uzman bir hekime başvuruda bulunulmalıdır. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın