Preeklampsi, gebeliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan ve yüksek tansiyon ile idrarda protein kaçağı ile karakterize ciddi bir komplikasyondur. Annenin organ sistemlerini etkileyebilen bu durum, zamanında müdahale edilmezse anne ve bebek ölümüne yol açabilir. Genellikle gebeliğin üçüncü trimesterinde görülür ve doğum sonrası ilk 48 saatte de gelişebilir.
Preeklampsi Belirtileri
Hastalığın başlangıç döneminde belirtiler hafif olabilir. Yaygın semptomlar arasında inatçı baş ağrısı, görme bozuklukları (bulanık görme veya ışık hassasiyeti), karın üst bölgesinde şiddetli ağrı ve ani kilo artışı yer alır. El ve yüzde şişme önemli bir uyarıcıdır, özellikle sabahları çözülmeyen ödem dikkate alınmalıdır. Nefes darlığı, idrar miktarında azalma ve reflekslerde artış gibi nörolojik bulgular hastalığın ilerlediğini gösterir.
Risk Faktörleri ve Nedenleri
Preeklampsi gelişiminde birden fazla faktör rol oynar. İlk gebelikler, çoğul gebelikler ve 35 yaş üstü hamilelikler riski artırır. Kronik hipertansiyon, böbrek hastalığı, diyabet veya otoimmün bozukluk öyküsü olanlarda daha sık görülür. Ailesel yatkınlık önemli bir etkendir; annede veya kız kardeşte preeklampsi öyküsü varsa risk 2-4 kat artar. Patofizyolojide plasental yetmezlik ve endotel disfonksiyonu temel mekanizmalardır.
Teşhis Yöntemleri
Tanı için düzenli prenatal kontroller hayati önem taşır. Tansiyon ölçümünde 140/90 mmHg üzeri değerler ve idrar tahlilinde 24 saatte 300 mg’dan fazla protein atılımı tanı koydurucudur. Kan testlerinde trombosit düşüklüğü, karaciğer enzimlerinde yükselme ve böbrek fonksiyon bozukluğu destekleyici bulgulardır. Fetal değerlendirmede Doppler ultrason ile umbilikal arter akımı ölçülür ve bebekte gelişme geriliği araştırılır.
Tedavi Yaklaşımları
Tedavi hastalığın şiddetine ve gebelik haftasına göre planlanır. Hafif vakalarda yatak istirahati, tuz kısıtlaması ve yakın takip önerilir. Tansiyon kontrolü için metildopa veya nifedipin gibi gebelikte güvenli ilaçlar kullanılır. Şiddetli preeklampside hastaneye yatış zorunludur. Magnezyum sülfat tedavisi nöbet önleyici olarak uygulanır. Bebeğin akciğer olgunluğu sağlanınca (genellikle 34. haftadan sonra) doğum planlanır. Hayati risk durumunda sezaryen acilen yapılır.
Komplikasyonlar
Tedavi edilmeyen preeklampsi eklampsiye (nöbetler) veya HELLP sendromuna dönüşebilir. HELLP sendromunda karaciğer fonksiyonları bozulur ve kanama bozuklukları gelişir. Plasental abrupsiyon (plasentanın erken ayrılması) acil müdahale gerektiren bir diğer risktir. Bebekte ise intrauterin gelişme geriliği, erken doğum ve solunum sıkıntısı sık görülen sorunlardır.
Önleme Stratejileri
Yüksek riskli gebelerde düşük doz aspirin (81 mg/gün) 12-16. haftalarda başlanarak %24 risk azaltılabilir. Kalsiyum desteği özellikle diyette yetersiz alımı olanlarda fayda sağlar. Düzenli egzersiz ve tuz alımının dengelenmesi önerilir. Riskli gebeliklerde 20. haftadan itibaren haftalık tansiyon takibi ve idrar testi yapılmalıdır.
Doğum Sonrası Takip
Doğumdan sonra 6 hafta boyunca tansiyon izlemi sürdürülmelidir. Preeklampsi öyküsü olan kadınlarda yaşam boyu kardiyovasküler hastalık riski artar. Emzirme genellikle güvenlidir, ancak kullanılan ilaçların emzirme uygunluğu kontrol edilmelidir. Sonraki gebeliklerde risk %20’ye kadar çıkabilir.
Ne Zaman Acil Müdahale Gerekir?
Şiddetli baş ağrısı ile birlikte görme kaybı, nefes almada zorluk, karaciğer bölgesinde keskin ağrı veya fetal hareketlerde azalma durumlarında acil servise başvurulmalıdır. Bu belirtiler plasental yetmezlik veya organ hasarının göstergesi olabilir.