Özgüven Eksikliği

Kişinin her konuda kendinden şüphe duyması, pasif olması ve eleştirilere karşı hassas olması gibi kavramlar özgüven eksikliğini tanımlamakta olup, tedavide öncelik kişinin ön yargılarını yıkmasıdır.

Özgüven Eksikliği Nedir?

Kişinin her konuda kendinden şüphe duyması, pasif olmak, boyun eğmeye ve itaate meyilli olmak, eleştirilere karşı hassas olmak ve çoğunlukla sevilmediğini düşünmek gibi kavramlar özgüven eksikliğini tanımlamaktadır. Özgüven eksikliği kişinin evde, okulda veya sosyal çevresinde yaşadığı kötü tecrübelerden sonra meydana gelmektedir. Ailenin kişiyi hiç desteklememesi veya fazla korumacı davranması da özgüven eksikliğinin oluşmasında etkilidir. Kişinin yaşamında derin bir üzüntü yaşaması, okul veya iş hayatında başarısızlık yaşaması, kendiyle ilgili beklentileri karşılayamadığını düşünmesi veya çok fazla baskı altında olması özgüven eksikliğinin oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Erkeklerde özgüven eksikliği durumu kadınlardan farklı olarak toplumsal rolün ve baskının getirdiği üstün olma isteği, güçlü ve bağımsız olma ihtiyacı nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu durumların aksi gerçekleştiğinde erkeklerde özgüven problemleri oluşabilmektedir.

Özgüven sahibi olmak kişinin her şeyi yapabileceğini düşünmesi veya bunun için uğraşması değildir. Gerçekçi olmak, olaylara olumlu açıdan bakabilmek ve kendini olduğu gibi kabul etmek özgüven varlığının bir sonucudur. Yapılabilecek işler için herhangi bir risk alamamak, yapmak istenilen veya istenmeyen durumlar karşısında kilitlenmek ve çözüm bulamamak özgüven eksikliğinin kanıtıdır.

Özgüven eksikliği kişinin suçu değildir. Dış koşulların veya gerçek hissi veren hatalı düşünce kalıplarının ya da hayatında maruz kaldığı bir takım olumsuz davranışların sonucudur. Özgüven eksikliğine etki eden kişinin kendi düşünceleri dahi olsa bile, güven eksikliği, birinin bir şeyler hakkında nasıl düşündüğünden kaynaklanmaktadır.

Özgüven Eksikliğinin Belirtileri

Özgüven eksikliği kişinin potansiyel işlevselliğini azaltır ve kişiyi yalnızlığa ve depresyona iter.

Özgüven eksikliğinin bazı belirtileri:

  • Olumsuz düşünceler içinde olmak: Öz eleştirinin sürekli ve ağır olması, çoğunlukla üzüntü hissetmek; endişe, utanç, öfke ve suçluluk gibi duyguların sürekli olması.
  • Kişisel ilişkilerde sorunlar: Sosyal çevrede zorbalığa maruz kalmak, sevilme isteği veya kendini sevilmeye layık görmeme.
  • Deneme korkusu: Zorluklar karşısında çözüm olarak kaçmaya başvurmak ve kendi yeteneklerinden şüphe etmek.
  • Mükemmeliyetçilik: Her zaman ve her koşulda aşırı başarılı olma isteği.
  • Yargılanma Korkusu: Sosyal çalışmalardan veya etkinliklerden kaçınmak, aşırı stres yapmak ve sevilmediğine dair işaretler aramak.
  • Düşük dirençlilik: Kişi zorlu bir koşulla karşılaştığında zaten umutsuz olduğu için durumla başa çıkamaz.
  • Bakım ve hijyen eksikliği: Kişi kendini umursamaz ve sağlığını veya dış görünüşünü önemsemeyi bırakır.
  • Kendine zarar veren davranışlar: Aşırı özgüven eksikliği kişiyi yeme bozukluğu, madde bağımlılığı ve intihara bile sürükleyebilir.
  • İtaat etme duygusu: Çevresinde kimseye hayır diyememe ve kendisini başkaları tarafından kullanılmaya müsait hale getirme.

Bunun dışında yaşadığı ilişkilerde özgüven sorunu yaşamak ve kendini koruyacak bir sınır koyamamak, Hayata dair karamsar olma, içine kapanık ve kendini her konuda başarısız, yetersiz hissetme, başkaları tarafından reddedilince kendini önemsiz hissetme. Örneğin karşı cins tarafından reddedildiğinde oldukça ağır bir şekilde depresyona girmesi gibi yaşadığı olaylardan hızlı ve çok etkilenmesi, düşük beklentilere sahip olmak kişide özgüven eksikliği olduğunun belirtileridir.

Özgüven Eksikliğinin Nedenleri

Özgüven eksikliği kişinin kendi hatası değildir ve yaşam şartları veya kişiye davranışların bir sonucudur. Özgüven eksikliğinin nedeni kişinin yaşadığı deneyimlerden, aile hayatından veya sosyal çevresinden kaynaklanıyor olabilir.

Genler ve Yapı: Uzmanlara göre genetik yapı, beynin erişebileceği güven artırıcı kimyasalların miktarını etkilemektedir. Güvenle ilgili özelliklerin %25-50’si kalıtsal olabilmektedir. Özgüven eksikliğinin başka bir kaynağı da kişinin kendi yapısıdır. Özellikle alışıldık olmayan durumlarda kişi daha dikkatli ve tereddütlü ise “davranışsal engelleme” eğilimi olabilmektedir.

Yaşamdaki Tecrübeler: Kişinin yaşadığı tecrübelerden sonra kendini değersiz ve yetersiz hissetmesinin birkaç nedeni vardır.

Travma: Fiziksel, duygusal veya cinsel istismar kişinin öz saygısını ve güvenini önemli derecede etkilemektedir. Kişi istismar anılarını veya kötü tecrübelerini kendi içinde tekrar tekrar anımsayabilir ve bu konuda yardım alması gerekebilir.

Ebeveynlik şekli: Kişinin aile içinde sürekli küçümsenmesi, başkalarıyla kıyaslanması ve yetersiz görülmesi seneler sonra bile kişide yer etmiş olabilir. Aile ilişkilerinin iyi olması kişinin zihinsel sağlığı için önemlidir.

Zorbalığa uğrama, taciz edilme ve aşağılanma: Küçük yaşlarda maruz kalınan zorbalık; gelecekte görünüş, entelektüel, atletik yetenekler veya başka konularda güveninizi sarsabilecek izler bırakabilmektedir. Çalışma hayatında maruz kalınan tacizler ve yaşıtlar tarafından aşağılanma durumları kişinin kendi için olumlu bir şeyler yapmasına veya hedefine ulaşmasına engel olabilmektedir.

Cinsiyet, ırk ve cinsel yönelim: Araştırmalara göre kadınların nasıl algılandıklarına dair endişeleri daha fazladır bu nedenle risk alma olasılıkları daha düşüktür. Bunun yanında kültürel ve ırksal farklılık ve cinsel yönelim kişide aidiyet problemleri yaratabilmektedir.

Özgüven Eksikliği Teşhisi

Özgüven eksikliği çoğunlukla depresyon, madde  bağımlılığı ve kaygı bozukluğuyla bağlantılı olduğu için bu konuda yardım istemek önemlidir. Psikiyatride teşhisler büyük ölçüde belirtilere göre yapılmaktadır ve çoğunlukla hatalı teşhis yapılmaktadır. Yanlış teşhis durumu daha da kötüleştirebilmektedir. Bu nedenle içinde olduğunuz durumu açıkça ve dürüstçe belirtmek terapistinize kolaylık sağlayacaktır.

Özgüven eksikliğini tespit etmek için belli bir test uygulanmamaktadır. Ancak nöro görüntüleme çalışmaları özgüvenin beyinde nerede yer aldığına dair bilgi vermektedir. Fakat bu çalışmalar henüz yaygınlaşmamıştır. Bunun dışında teşhis için kişinin tıbbi öyküsü önemlidir. Küçüklüğünde maruz kaldığı muameleler, okulda veya kariyerinde başarısız olması, dahil olduğu çevreye uyum sağlayamaması özgüven eksikliğinin teşhisi için sorulması muhtemel konulardır.

Özgüven Eksikliğinin Tedavisi

Özgüven eksikliği tedavisi için kişinin öncelikle kendine karşı önyargılarını yıkması gerekmektedir. Tedaviyi kabul etmek ve çaba göstermek bu süreçte önemlidir. Bilişsel davranışçı terapi özgüven eksikliğinde kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. Bilişsel davranışçı terapide uygulanan adımlar:

Rahatsız edici koşulların ve durumların uygulanması: Benlik saygısını ve özgüven eksikliğini tetikleyen durumları düşünmek. Bu durumlar; grup çalışması veya sunum yapmak, evde veya çalışma alanında oluşan bir kriz, yaşam şartlarının değişmesi veya zorlaşması olabilir.

Düşünce ve inançların farkında olmak: Kişi kendini rahatsız eden durumu belirledikten sonra bu konu hakkındaki düşünceleri üzerine yoğunlaşıp durum üzerine yorumlar yapmalıdır. Kişi düşünceleri ve yorumlarını olumlu, olumsuz, yanlış veya mantıksız şeklinde değerlendirdikten sonra bunların doğru olup olmadığı konusunda kendine sorular sormalıdır. Bu yorumları bir başkasına yapıp yapmayacağını kendine sormalıdır, eğer başkasına bu şekilde yorumlar yapamayacağını düşünürse kişi kendine de bu şekilde yorumlar yapmamalıdır.

Olumsuz ya da yanlış düşünmeye meydan okumak: Kendinize karşı düşünceleriniz yanlış olabilir ve bunları kabullenmek de zor olacaktır. Uzun süredir sahip olduğunuz düşünceler yanlış olsa da size normal gelebilir. Bunu dışında kendinize karşı önyargı oluşmasına sebep olan bazı kalıplara karşı daha dikkatli olmanız gerekmektedir. Örneğin; her şeyi ya iyi ya da kötü olarak görmek, sadece olumsuzluklara odaklanmak ve kalan herkesin buna dikkat edeceğini düşünmek, başarılarınızı küçümsemek ve önemli olduklarını reddetmek, duygu ve inançları gerçeklerle karıştırmak ve kendinize değer vermemeniz veya kendinizi küçümsemeniz gibi kalıpları kullanmamaya önem göstermek büyük önem taşımaktadır.

Düşüncelerin ve inançların ayarlanması: Olumsuz düşüncelerin daha yapıcı ve doğru ifadelerle yer değiştirmesi gerekir. Bunun için; kendinize karşı umut dolu ifadeler kullanın ve kendinize güvenmeye çalışın, kendinizi bağışlamanız ve hatalarınızı büyütmemeniz, hayatınızda iyi giden durumlara odaklanın ve bu sayede kendinize iyi davranmış olun. Bu ifadeler kişinin kendisine güvenini ve inancını artıracaktır. Fakat bu yöntemin zaman alabileceğini ve sabırlı olmanız gerektiğini unutmayınız.

Özgüven Eksikliği Tedavi Edilmezse

Özgüven eksikliği tedavi edilmediği takdirde kişinin kendisine düşman olduğu ve kendini acımasızca eleştirmeye başladığı bir hal alır. Bu şekilde yaşayan bir insan doğal olarak iş yerinde veya okulda herhangi bir başarıya ulaşmakta zorluk çeker ve başarılı olsa bile kendini bu başarıya layık görmemeye başlar. Bunun sonucunda kişinin içine kapanması, sosyal ilişkiler kuramaması da kişiyi depresyona sürükleyebilir. Ayrıca özgüven eksikliği nedeni ile kişi bildiği şeylerden bile şüphe edebilir ve kendiyle ilgili olan her şeyin kötü, yanlış veya uygunsuz olduğunu düşünür.

Bu düşünceler kişinin hayatında ve zihninde büyük yer kaplamaya başladıkça kaygı bozukluğunun veya depresyonun ortaya çıkması kaçınılmazdır. Ayrıca dış görünüşü ile ilgili endişeleri olan kişilerde de dış görünüme takıntılı halde yaşama veya yeme bozukluğu gibi sonuçların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Bu konularda kişi yardım almadan tek başına mücadele etmeye çalışırsa bir süre sonra özgüven eksikliğinin sonucu olarak kendine karşı tarafsızlığı ortadan kalkabilir ve olumsuz düşüncelere yenik düşebilir. Bu nedenle zihinsel ve fiziksel sağlığı korumak için yardım alınması çok önemlidir.

Özgüven Eksikliğine Ne İyi Gelir?

Özgüven sorunu kişinin yaşamında büyük önem taşımaktadır özgüven eksikliği olmayan kişiler daha başarılı ve daha mutlu olmaya eğilimlidirler. Kişi enerjisini ne kadar kötü olduğu hakkında endişe duyarak harcamak yerine, yapacağı işe odaklanarak ve bu konuda çaba harcayarak durumu iyileştirebilir. Özgüveni artırmak ve daha iyi hissetmek için birkaç yöntem vardır:

Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayın: Uzmanlara göre kendilerini başkalarıyla kıyaslama eğiliminde olan kişiler daha fazla kıskançlığa sahip olabilirler. Kıskançlık duygusunun fazla olması ise kişinin kötü hissetmesine yol açabilir. Bunun için kendinizi başkasıyla kıyaslamaya başladığınızda hayatın bir rekabet olmadığını ve bunun size faydası olmadığını hatırlayın.

Vücudunuzu ihmal etmemek: Vücudun ihmal edilmesi iyi hissetme duygusunu engelleyebilir. Sağlıklı bir beslenme şekli, uyku düzeni ve egzersiz yapmak fiziksel olarak ve zihinsel olarak iyi hissetmenize yardımcı olacaktır.

Öz şefkat: Kişi biri hata yaptığında, başarılı olamadığında veya bir talihsizlik yaşadığında kendine karşı nazik olmalı ve kendine sert davranmamalıdır. Kimsenin mükemmel olmadığı bilinmelidir.

Kendinden şüphe etmek: Kendinizi utandırmaktan korkuyorsanız bile özgüven eksikliğinin engel olduğu bazı eylemleri denemelisiniz. Örneğin bir konuşma ya da bir sunuma hazırlanmak için aileniz veya arkadaşlarınızın önünde pratik yapıp hazırlanabilirsiniz. Kendinizden tamamen emin olana kadar beklemeyin aksine biraz şüphe ve korku duymak daha dikkatli olmanızı sağlayabilir.

Davranışsal deneyler yapmak: Bazen beyniniz size bazı şeyleri yapamayacağınızı söyler ve olumsuz düşüncelere kapılmanıza neden olabilir. Bunun yapamayacağınızı düşündüğünüz şeyleri yapmaya çalışın, bunun sadece bir deney olduğunu ve birkaç hata yapmanın normal olduğunu kabullenmeye çalışın. İlerledikçe kendinize güveniniz tazelenecektir.

Bunun dışında kendinizi başarılarınız için ödüllendirmek, güçlü yönlerinizi keşfetmeye çalışmak, kişisel başarılar için kendinizle gurur duymak, başkalarının haklarını ihlal etmeden kendi fikirlerinizi dürüstçe ifade edebilmek kendinize olan güveninizi artıracaktır.

Özgüven Eksikliğine Ne İyi Gelmez?

Bazı durumlar özgüven eksikliğinin tetikleyicisidir ve var olmaya devam ettikçe durumu daha da kötüleştirebilirler.

Büyüme Döneminde İhmal

Kişinin karakterinin oturmaya başladığı ve şekillendiği dönem çocukluk dönemidir. Kişiler küçüklüklerinde yaşadığı çoğu şeyin etkisinde kalabilmektedir, bizim için çok basit görünse bile çocuğun maruz kaldığı herhangi bir durum onda iz bırakabilmektedir. Bu durum ilerleyen zamanlarda etkisini göstermektedir. Görüşlerine önem verilmeyen konuşmasına bile izin verilmeyen veya şiddet olaylarına tanık olan çocukların ileriki dönemlerde kendilerine güveni az olabilir.

Dış Görünüş

Günümüzde dış görünüm özgüven kazanmak için en önemli etkenler arasında yer almaktadır. Vücudumuzla barışık olmak sağlam bir kişilik kurmamıza yardımcı olabilmektedir. Kişi aşırı kilolu veya aşırı zayıf olursa bu görünüm onu utandırabilir. Bu nedenle kendini içinde bulunduğu topluma ait hissetmeyebilir. Kendilerini hep zayıf bireylerin yerine koyarlar, onlar gibi olmak isterler. Bu da içe kapanık bir birey olmasına sebep olabilmektedir. Böyle bireylerin toplum arasına girmeyi istememe nedenlerinden biri de aslında kişinin kendisiyle veya vücuduyla barışık olmaması ve daha öncede söylediğimiz gibi kişinin kendini sürekli başka insanların yerine koyma isteğinin bir göstergesidir.

Anne-Baba Beklentisinin Yüksek Olması

Ebeveynler çoğunlukla çocuklarının başarılı bireyler olmasını isterler ve bu bir bakıma doğaldır. Yine bu durumda aşırıya kaçılırsa, örneğin anne ve baba çocuklarına başarılı olmaları için baskı yapıp, ona hep daha fazlasını yapmasını söylediklerinde çocuk kendi içerisinde bir mücadeleye girer ve kendisine olan güvenini yitirir. Bazıları çocuklarını acımasızca cezalandırmaktadır. Bu davranışta son derece yanlıştır. Ayrıca cezalandırmak kadar çocuğu sürekli ödüllendirmek de yanlıştır. Çünkü her seferinde bir önceki başarısından dolayı elde ettiği ödülün daha fazlasını ister. Bir çocuk başarısız olabilir ve bu gayet normaldir. Başarısızlığında çocuğa destek olunmazsa özgüveni eksik bir bireye dönüşme olasılığı yüksek olur.

Hamilelerde Özgüven Eksikliği

Kadınlarda hamilelik öncesinde ortaya çıkan bazı suçluluk duyguları anne olamayacağına dair endişeyi besleyebilmektedir. Bunun dışında bazı anne adayları gerçekçilik düzeyi düşük olan ve anne olma konusunda yüksek standartlara sahip bazı düşüncelere kapılıp kendilerini yetersiz hissederler. Örnek vermek gerekirse sütü az olan veya olmayan anneler yetersizlik duygusunu daha fazla yaşamaktadır. Sezaryenle doğum yapan kadınlar ise doğum sonrasında çeşitli fiziksel sıkıntılar yaşayabilir ve daha fazla yetersiz hissedip olumsuz ruh hali içine girebilirler.

Kişi mutsuz olduğunda başka insanların ondan daha mutlu, daha başarılı olduğunu düşünür. Bu sebeple yeni doğum yapmış bir kadın bulunduğu şartlar nedeniyle kendini başka insanlarla kıyaslar ve hareketlerinin kısıtlı olması nedeniyle yetersiz olduğunu düşünebilir. Hamile kadın evde kalmak, kendine çok fazla dikkat etmek ve sevdiği işine veya hobilerine ara vermek zorundayken çevresindeki kişilerin hayatlarına normal şekilde devam etmeleri onun güçlü, sağlıklı veya başarılı hissetmesine engel olabilmektedir.

Hamile kadınlar hamilelik öncesi ve sonrasında vücuttaki değişimleri nedeniyle özgüven eksikliği yaşayabilirler. Bunun için hamilelik süresince oluşan değişimlerin gayet normal olduğu bilinmeli, bebeğinizin gelişmesi için vücudunuzun yardım ettiği hatırlanmalıdır. Hamilelik sonrasında ise yapılan egzersizler sayesinde de daha iyi hissedilebilir.

Çocuklarda Özgüven Eksikliği

Çocuklarda kendine güvenme duygusu doğdukları andan itibaren oluşmaya başlamaktadır ve devam eden yıllarda gelişmeye devam etmektedir. Aile içinde çocuğa verilen etki-tepki ile başlayan kendine güvenme duygusu okulda kurduğu ilişkilerle gelişmeye devam eder.

Çocuklarda özgüven duygusunu en çok etkileyen faktör anne ve baba ile olan ilişkisidir. Anne ve babanın çocuğa karşı davranışları çocuğun özgüveni üzerinde yapıcı veya yıkıcı sonuçlar doğurur. Bebeklikte bile ebeveynlerle kurulan ilişki çocuğun gelişimine etki edebilmektedir. Çocuk ilk sosyal çevresi olan ailenin tutumuna göre kendi duygu ve davranışlarını şekillendirmeye başlar. Aile içerisinde sevildiğini bilen, ihtiyaçlarının önemsendiğini ve giderildiğini hisseden çocuk dışarıdan gelen olumsuz durumlara karşı daha güçlü ve daha mantıklı olabilecektir. Fakat çocuğun evde kötü muamele görmesi, ilgisiz ve sevgisiz bırakılması ileriki hayatını da etkileyecektir. Kendine güvensiz, pasif, madde bağımlılığına eğilimi olan ve akademik hayatta başarısızlık gibi sonuçlar kaçınılmaz olabilmektedir.

Özgüven Eksikliği için Hangi Doktora Gidilir?

Özgüven eksikliği kişide başka sağlık sorunlarına neden olabilir. Özgüven eksikliğinin sonucu olan kendinden şüphe etme, zevk aldığı hobileri bırakmak, madde kullanımına başlamak, kişisel bakıma dikkat etmemek ve zorbalığa göz yummak gibi eylemler kişinin hayatını çekilmez kılabilmektedir. Bu nedenle özgüven eksikliği ile başlayan problemler yolun sonunda; yeme bozukluğu, depresyon, sosyal anksiyete, ilişki bağımlılığı ve kendi kendine zarar verme sonuçlanabilmektedir. Ayrıca özgüven eksikliği sizi fiziksel olarak da etkilemeye başlayabilir. Örneğin; dış nedenlere bağlı olmayan mide sorunları, baş ve sırt ağrıları, uyku bozukluğu ve aşırı yorgunluk gibi komplikasyonlarla karşılaşabilirsiniz.

Bu gibi durumlar tedavi edilmediği takdirde intihara kadar gidebilmektedir. Bu nedenle özgüven eksikliği belirtileri gösteriyorsanız ve bu belirtilerden hayatınızı kısıtlayan, kendinize kötü davranmanıza sebep olanlar var ise uzman bir terapiste, Psikologa başvurmanız gerekmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
11
1
Makeleyi Paylaşın

Özgüven Eksikliği ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Özgüven eksikliği nasıl giderilir?

Kişi öncelikle hatalarını ve kusurlarını affetmeyi bilmelidir. Bunun dışında mükemmeliyetçilik duygusu kişinin istediği eylemler için harekete geçmesini engelleyebilir. Bu nedenle öncelik olarak güven sorunun kaynağı bulunmalıdır. Bununla birlikte sorunu çözmek için harekete geçmek ve denemeyi asla bırakmamak gerekir. Özgüven sorunu kişinin hayatında büyük olumsuzluklara yol açıyorsa psikologtan yardım istemek ve sağlık kuruşuna başvurmak gerekmektedir.

Int. Dr. Aslı Atarbay

Özgüven eksikliği nasıl aşılır, yenilir?

Özgüven eksikliğini yenmek için kişi iyi hissettiği aktiviteleri yapmalı ve kendiyle ilgili değişimlere açık olabilmelidir. Örnek vermek gerekirse eğer aşırı kilodan veya zayıflıktan şikayet ediliyorsa bunun için yardım almak faydalı olacaktır. Bunun dışında olumlu düşünmek, vücudunuza iyi davranmak, egzersiz yapmak ve kendinizi başkasıyla kıyaslamamak özgüven eksikliğini aşmanın yollarındandır.

Int. Dr. Aslı Atarbay