Obsesif Kompülsif Bozukluk

İstenmeyen düşünceler ve tekrarlayan davranışlar ile karakterize bir psikiyatrik rahatsızlık olup tedavisi için genellikle psikiyatrik ilaçlar, çeşitli yaşam değişiklikleri ve psikoterapi gibi yöntemler uygulanabilir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Nedir?

Obsesif kompülsif bozukluk (OKB); bir kişinin kontrol edilemez, tekrarlayan düşünceleri (takıntıları) ve tekrar tekrar, tekrarlama dürtüsü hissettiği yaygın, kronik ve uzun süreli bir hastalıktır. Takıntı hastalığı olarak da bilinir.

İnsanları tekrar tekrar bir şey yapmaya iten, itici hissetmelerini sağlayan; tekrarlayan, istenmeyen düşünceler, fikirler veya duyumlara (takıntılar) sahip oldukları bir anksiyete (endişe ve korku durumu) bozukluğudur. OKB (takıntı hastalığı), kişinin günlük yaşantısını ve sosyal hayatını etkileyebilir. Bunun nedeni ise tekrarlayan davranışlardır (el yıkama, sık sık bir şeyleri kontrol etme gibi).

Birçok insan odaklanmış düşünceler veya tekrarlanan davranışlar doğrultusunda hareket eder. Ancak bunlar günlük hayatı bozmaz ve görevleri kolaylaştırabilir. Obsesif kompülsif bozukluğu olan kişiler için düşünceler kalıcıdır. İstenmeyen rutinler ve davranışlar katıdır ve bunları yapmamak büyük sıkıntıya neden olur. OKB'si olan birçok insan takıntılarının doğru olmadığını bilir veya şüphelenir; diğerleri doğru olabileceğini düşünebilirler (zayıf içgörü olarak bilinir). OKB’li kişiler takıntılarının doğru olmadığını bilir. Bunlar obsesyonlarının odak noktalarından uzaklaşmak isterler ve kompulsif hareketlerini durdurmak isterler. Fakat bunları yapmakta çok zorlanırlar.

OKB tanısı, zaman alıcı (günde bir saatten fazla), büyük sıkıntıya neden olan ve çalışmayı, sosyal veya diğer önemli işlevleri engelleyen takıntı ve zorlamaların varlığını gerektirir. Yetişkinler arasında kadınlar erkeklere göre daha fazla etkilenir. OKB genellikle çocukluk, ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde başlar; ortalama yaş belirtileri 19 yaşındadır.

Kısacası obsesif kompülsif bozukluk; obsesyon ya da kompulsiyonlar ile giden ruhsal bir bozukluktur. Halk arasında obsesyonlar “evham, takıntı, vesvese, saplantı”, kompulsiyonlar ise “zorlantı” adı ile bilinirler.

  • Obsesyon: Kişinin zihnine istemeden gelen, rahatsız edici, sıkıntı veren yineleyici düşünce, dürtü, düşlemdir.
  • Kompulsiyon: Obsesyonlara tepki olarak ya da katı kurallara göre yapılan motor ya da mental eylemlerdir. Bunların çok fazla (aşırı) olduğu bilinir (bir davranışın sık sık tekrarlaması; günde 30 40 kere el yıkama gibi) veya anlamsız olduğu bilinir. Obsesyonları nötralize etmeye yönelik bir eylemdir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Belirtileri

OKB'li kişilerde obsesyon, kompulsiyon veya her ikisinin belirtileri olabilir. Bu belirtiler, iş, okul ve kişisel ilişkiler gibi yaşamın tüm yönlerine müdahale edebilir.

Obsesyonlar (takıntılar): Endişeye neden olan düşünceler, dürtüler veya zihinsel görüntüler gibi durumlar olabilir.

Yaygın belirtileri şunları içerir:

  • Mikrop veya kontaminasyon (kirlenme) korkusu
  • Cinsiyet, din veya zarar içeren istenmeyen yasak veya tabu düşünceleri
  • Başkalarına veya benliğe karşı agresif düşünceler
  • İşlerin simetrik veya mükemmel bir düzende olması

Kompulsiyonlar: Obsesif kompülsif bozukluğu olan bir kişinin takıntılı bir düşünceye yanıt olarak yapma isteğini hissettiği tekrarlayan davranışlardır.

Yaygın zorlamalar şunları içerir:

  • Aşırı temizlik ve / veya el yıkama
  • İşleri belirli ve kesin bir şekilde sipariş etme ve düzenleme
  • Kapının kilitli olup olmadığını veya fırının kapalı olup olmadığını tekrar tekrar kontrol etmek gibi şeyleri tekrar tekrar kontrol etmek

Tüm ritüeller veya alışkanlıklar zorunlu değildir. Kimileri bazen işleri iki kez kontrol eder. Ancak OKB'si olan bir kişi genellikle bu düşünceler veya davranışlar aşırı kabul edilse bile düşüncelerini veya davranışlarını kontrol edemez. Bu düşünce ve davranışlara günde en az 1 saat harcar. Davranışları veya ritüelleri gerçekleştirirken zevk almaz, ancak düşüncelerin neden olduğu endişeden kısa bir rahatlama hissedebilir. Bu düşünceler veya davranışlar nedeniyle günlük yaşamlarında önemli sorunlar yaşar.

Obsesif kompülsif bozukluğu olan bazı bireylerde de tik bozukluğu vardır. Motor tikleri, göz kırpması ve diğer göz hareketleri vardır. Aynı zamanda yüz ekşitmesi, omuz silkme ve baş veya omuz sarsıntısı gibi ani, kısa, tekrarlayan hareketlerdir. Yaygın ses tonları arasında tekrarlayan boğaz temizleme, koklama veya homurdanma sesleri bulunur.

Belirtiler gelip gidebilir, zamanla rahatlayabilir veya kötüleşebilir. OKB'si olan insanlar takıntılarını tetikleyen durumlardan kaçınarak kendilerine yardım etmeye çalışabilir veya kendilerini sakinleştirmek için alkol veya uyuşturucu kullanabilirler. OKB olan yetişkinlerin çoğu, yaptıklarının mantıklı olmadığını kabul etse de, bazı yetişkinler ve çoğu çocuk davranışlarının olağan dışı olduğunu fark etmeyebilir. Ebeveynler veya öğretmenler tipik olarak çocuklarda obsesif kompülsif bozukluk belirtilerini tanır. Önemli sorunlar yaşar.

Önem derecesi değişir. Obsesif kompülsif bozukluk genellikle genç veya genç yetişkin yıllarında başlar (ortalama yaş belirtileri 19 yaşındadır). Semptomlar genellikle yavaş yavaş başlar ve yaşam boyunca ciddiyeti değişir. Daha fazla stres yaşadığınızda belirtiler genellikle kötüleşir. Genel olarak ömür boyu devam eder. 

Belirtileri 3’e ayrılır: Hafif, orta ve şiddetli. Şiddetli olduğunda çok fazla zaman alıcı olur.

Obsesif kompüsif bozukluk yaşayan bazı insanlar ise utanç veya damgalanma korkusu nedeniyle semptomlarını başarıyla gizler. Ancak arkadaşlar ve aile, daha fiziksel işaretlerden bazılarını fark edebilir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Nedenleri Nelerdir?

Obsesif kompülsif bozukluğun nedeni tam olarak bilinmemektedir.

Ana teoriler şu şekildedir:

  • Biyoloji: OKB, vücudunuzun kendi doğal kimyasındaki değişiklikler veya beyin fonksiyonlarındaki değişikliklerin bir sonucu olabilir.
  • Genetik: OKB'nin genetik bir bileşeni olabilir, ancak spesifik genler henüz tanımlanmamıştır.
  • Çevre: Enfeksiyonlar gibi bazı çevresel faktörler OKB için bir tetikleyici olarak önerilmektedir, ancak daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Risk Faktörleri

Obsesif kompülsif bozukluğu geliştirme veya tetikleme riskini artırabilecek faktörler şunlardır:

  • Aile öyküsü: Ebeveynlerin veya bozukluğu olan diğer aile üyelerinin olması OKB gelişme riskinizi artırabilir.
  • Stresli yaşam olayları: Travmatik veya stresli olaylar yaşanılmışsa, risk artabilir. Bu reaksiyon, bir nedenden ötürü, OKB'nin müdahaleci düşüncelerini, ritüellerini ve duygusal sıkıntı karakteristiğini tetikleyebilir.
  • Diğer ruh sağlığı bozuklukları: OKB, anksiyete bozuklukları, depresyon, madde bağımlılığı veya tik bozuklukları gibi diğer zihinsel sağlık bozuklukları ile ilişkili olabilir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Teşhisi

Sadece obsesyon %40, sadece kompulsiyon %30, karma %30, klinik verilere göre karma %75 oranında görülür.

Obsesyonlar sıklık sırasına göre şu şekildedir:

  • Bulaşma %50,
  • Kuşku %40,
  • Somatik (kişilerin herhangi bir ağrı durumunda çok fazla endişe yapması) %30,
  • Simetri %30,
  • Agresif %30,
  • Cinsel %25,
  • Dinsel %10

Olguların %70 inde iki ya da daha fazla obsesyon vardır.

Kompulsiyonlar ise şu şekildedir:

  • Kontrol etme %60,
  • Yıkama %50,
  • Sayma %35,
  • Sorma-anlatma-dua etme %35,
  • Simetri-düzen %30,
  • Biriktirme %20

Olguların %60'ında birden çok kompulsiyon görülür.

Bulaşma obsesyonlarına genellikle yıkama temizleme kompulsiyonları eşlik eder. En sık pislik ve mikrop bulaşma obsesyonu görülür. Hastalarda bulaştırıcı olduğu varsayılan nesnelerden kaçınma ve belirgin anksiyete söz konusudur. Fobik (bir şeye karşı duyulan korku) hastalardan farklı olarak endişeleri daha çok başkalarının hastalanmasına neden olabilecekleriyle ilgilidir. Kuşku obsesyonları genellikle kontrol etme denetleme kompulsiyonlarıyla birliktedir. Çoğu zaman anksiyete yaratır. Kontrol etme kompulsiyonu olanlar da yıkama kompulsiyonları olanlara göre daha fazla düşünce eylemeni harekete geçirirler. Patolojik kuşku yaşantısı aslında neredeyse tüm OKB hastalarında vardır.

Agresif cinsel obsesyonlarda çoğunlukla anlatma ve sorma kompulsiyonları eşlik eder. Endişe ettikleri şeyi yapamayacakları konusunda güvence aramak amacıyla çevresindekilere anlatma ve sorma gereksinimi duyarlar. Kendilerine ters gelen cinsel ya da saldırgan eylemlere gireceklerinden korkarlar (çocuğunu öldürme, çocuğuyla cinsel ilişki). Bu tür obsesyonu olanlarda suçluluk ve anksiyete önde gelen duygulardır.

Simetri ve düzen-tamlık gereksinimi duyan hastalar olayların ya da nesnelerin tam istedikleri düzende mükemmel ya da kesin bir simetrisi olmaları gerektiği obsesyonuna sahiptirler. Bu hastalarda büyüsel düşünceler ön plandadır. Diğer OKB hastalarından farkı egodistoniktir (bireyin bir durum karşısında kendini çok fazla rahatsız hissetme durumudur).

Somatik obsesyonlar en sık kontrol etme ve güvence arama ritüelleriyle birliktedir. Diğer OKB hastalarından farkı birincil endişeleri kendi sağlıkları ve ölüm olasılıklarıdır.

Sadece obsesyonu olan hastalar; daha çok cinsel, saldırgan ve dini obsesyon görülür. Bu düşüncelerden utanç ve suçluluk duydukları için kimseyle paylaşmazlar. Tedaviye yanıt kötüdür. Komorbid (eşik eden durumlar) bozukluklar daha çok tik bozuklukları ya da trikotillomani (tırnak yeme) gibi bozukluklardır. Obsesif kompulsif kişilik özellikleri daha sıktır.

Özet olarak OKB’nin teşhisi şu şekil konur: Hastanın doktoru belirtilere başka bir şeyin neden olmadığından emin olmak için fiziksel bir muayene ve kan testleri yapabilir. Ayrıca hastayla duyguları, düşünceleri ve alışkanlıkları hakkında konuşacaktır. Bunları sorgulamalıdır.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Tedavisi

OKB tipik olarak ilaç, psikoterapi veya ikisinin bir kombinasyonu ile tedavi edilir. OKB hastalarının çoğu tedaviye cevap verse de, bazı hastalar belirtiler yaşamaya devam eder.

Bazen OKB olan kişilerde anksiyete, depresyon ve vücut dismorfik bozukluğu (kişi, dış görünümüyle çok fazla uğraşır) gibi başka zihinsel bozukluklar da vardır, bu da birinin vücudunun bir kısmının anormal olduğuna yanlışlıkla inandığı bir bozukluktur. Tedavi hakkında karar verirken bu diğer bozuklukları dikkate almak önemlidir.

Psikoterapi (bilişsel davranışçı terapi): Düşünme kalıplarının değişmesine yardımcı olabilir. Maruz kalma ve yanıtı önleme olarak adlandırılan bir formda, doktor hastasına endişelerini yaratmak veya zorlamalar çıkarmak için tasarlanmış bir duruma sokacaktır. Ve buna göre hareket edecektir. OKB düşüncelerin veya eylemlerin nasıl azaltılacağını öğretir ve sonra durdurmayı öğretir.

Gevşeme, meditasyon, yoga ve masaj gibi basit şeyler stresli OKB belirtilerine yardımcı olabilir.

Serotonin geri alım inhibitörleri, antipsikotik ilaçlar gibi ilaçlarla tedavisi olabilir.

Nöromodülasyon (bazı nadir durumlarda) tedavi ve ilaç yeterince fark yaratmadığında, doktor hastanın beyninin belirli bir alanındaki elektriksel aktiviteyi değiştiren cihazlar hakkında konuşabilir. Bir tür, transkraniyal manyetik stimülasyon, OKB tedavisi için FDA onaylıdır. Sinir hücrelerini uyarmak için manyetik alanlar kullanır. Daha karmaşık bir prosedür olan derin beyin stimülasyonu, hastanın başına implante edilen elektrotları kullanarak yapılan işlemdir, ve davranışçı tedaviye yanıt vermeyen olgularda EKT, psikoşirojik yöntemler ve transkranyal manyetik uyarı uygulanabilir. EKT direk obsesyonlara etkisi gösterilememiştir. Beraberinde duygu durum problemi varsa, suicid düşünceleri varsa dirençli hasta gruplarında önerilir.

Davranışcı tedavi: OKB'nin tedavisinde en etkin yöntem yaşayarak maruz bırakma ve tepkiye engel olma tekniklerinin birlikte kullanılmasıdır. Hastanın yapmaktan kaçındığı durumları, yapmasını teşvik ederek gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir. Kirli nesnelere dokunan ve bu yüzden elini yıkama zorlantısı duyan hastaların giderek artan sürelerde eylemi geciktirmesidir. Davranış tedavisi kompulsiyonları belirgin olan hastalarda başarılı sonuçlar vermektedir. Hastanın motivasyonu yetersizse sadece obsesyon varsa beraberinde komorbidite varsa tedavi başarısı düşüktür.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Tedavi Edilmezse

OKB tedavi edilmezse en büyük sonucu depresyondur. Kişiler depresyona girer ve obsesyonlarını/kompulsiyonlarını kontrol edemeyebilir. Ciddi psikolojik problemlere yol açabilir. Hasta olduğundan daha sinirli, kızgın ve kaygı sahibidir.

Sık el yıkama ile kontakt dermatit gibi sağlık sorunları ve iş, okul veya sosyal etkinliklere katılamama problemleri ön plandadır. Aynı zamanda sorunlu ilişkiler, genel olarak düşük yaşam kalitesi, intihar düşünceleri ve davranışları da görülebilen komplikasyonlardandır.

Obsesif Kompülsif Bozukluğa (OKB) Ne İyi Gelir?

OKB’li kişilerin sosyal hayata daha fazla dahil olması bu hastalığa iyi gelir. Düzenli olarak bir uğraşlarının olması önemlidir. Örneğin spor yapabilirler. Yani takıntılardan uzaklaştıracak her türlü aktivite denenebilir.

Olumlu düşünmek bu hastalara iyi gelir. B6 vitamini ve Omega 3 destek olarak alınabilir. Uyku ve beslenme alışkanlığı düzenli olmalıdır.

Obsesif Kompülsif Bozukluğa (OKB) Ne İyi Gelmez?

Tedaviye geç başlanması bu takıntı hastalığı olan kişilerde büyük problemler yaratabilir. Çünkü kişi bu durumu rutin bir hale getirmiş olur. Durumuna alışmış şekilde hayatını yaşamaya devam eder. Sosyal hayatının olmaması, bir uğraşının (spor, müzik gibi) olmaması bu kişilere iyi gelmez ve belirtilerini artırabilir. Bu takınıtılı düşünceleri üzerinde daha fazla durmasına sebep olabilir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) İlaçları

Seçici serotonin geri alım inhibitörleri adı verilen psikiyatrik ilaçlar. Birçok insanın obsesyonları ve kompulsiyonları kontrol etmesine yardımcı olur. Çalışmaya başlaması 2 ila 4 ay sürebilir.

Yaygın olarak kullanılanlar şu şekildedir:

  • Sitalopram
  • Esitalopram
  • Fluoksetin
  • Klomipramin
  • Fluvoksamin
  • Paroksetin
  • Sertralin

Bu ilaçları düzenli olarak kullandıktan sonra hala belirtiler varsa, doktor hastaya aripiprazol veya risperidon gibi antipsikotik ilaçlar verebilir.

OKB hastalığı ilaçları kesinlikle tek başına karar verilip kullanılamaz. Bu tür ilaçlar kesinlikle psikiyatri uzmanı gözetiminde kullanılmalıdır. Kişinin belirtilerine göre, obsesyon-kompulsiyon derecesine göre verilir.

Hamilelikte Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB)

Gebelik sırasında kadınlarda görülen en sık obsesyonlar temizlik obsesyonları ve bulaşma obsesyonlarıdır.

Bebek doğduktan sonra en sık görülen obsesyonlar ise annenin bebeğe zarar verme düşüncesi veya her an bebeğin başına bir şey gelebileceği düşüncesidir.

Çocuklarda Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB)

Çocuklarda OKB çeşitli tiklerle veya çeşitli nörolojik sıkıntılarla ortaya çıkabilir. Bu tür durumlarda aileyi bilinçlendirmeli ve tedavi planını bu çeşitli belirtilere göre ayarlamak gerekir.

Çocuğu obsesyonlardan kurtarmak için farklı aktivitelere yönlendirilebilir ve çeşitli uğraşlar edinebilir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) için Hangi Doktora Gidilir?

Takıntılar ve zorlamalar yaşam kalitesini etkiliyorsa mutlaka Psikiyatri doktoruna (Ruh ve Sinir Hastalıkları) başvurmalıdırlar.

Hastanın takıntıları ve zorlamaları artıyorsa, davranışları değişmeye başladıysa mutlaka vakit kaybetmeden doktora başvurmalıdırlar.

Makaleyi faydalı buldun mu?
16
0
Makeleyi Paylaşın

Obsesif kompulsif bozukluk ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

OKB geçer mi?

Başarı oranı %70'lerdedir. Zamanında tedavi olmak çok önemlidir. Bu da OKB’ nin geçme oranını artırır. Farmakoterapi ve psikoterapi iyi ve düzenli şekilde uygulanırsa, hastaların iyileşme oranı çok yüksektir.

Int. Dr. Fırat Yenigün

OKB şizofreniye dönüşür mü?

Şizofrenide obsesif kompulsif bozukluk yaygınlığı kayda değerdir. Öne sürülen işlevsel devreler ve nörotransmitter işlev bozuklukları ortak özellikler paylaşmaktadır. Şizofrenide obsesif kompulsif bozukluğun varlığı , şizofreninin tek başına olmasından çeşitli yönlerde farklılıklar ortaya koymaktadır. Obsesif kompulsif bozukluğa yönelik ilaçların tedaviye eklenmesi etkin olabilir, fakat sistemik bir değerlendirme gerekmektedir.  

Psikiyatrik hastalıklardan bu ikisi (şizofreni – OKB) kendi içlerinde önemli hastalıklardır. Şizofrenide OKB öğeleri, OKB’ de de ciddi ruhsal bozukluklar vardır. Şizofrenide de OKB’de de birinden diğerine geçiş olabilmektedir. İki hastalığın belirtileri birbiriyle karışabilir. Hatta şizofreni obsesyona benzeyen belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu adolesan (ergenlik) zamanında daha sık görülür

Şizofreni hastalarında obsesif kompulsif belirtilerin varlığı %1.1-%59.2 oranları arasında çok geniş bir yaygınlıkta bulunmaktadır. Daha çok şizofrenilerde OKB belirtileri ortaya çıkmaktadır.

Int. Dr. Fırat Yenigün

OKB hastaları evlenebilir mi?

Evet, evlenebilir. Ama bu evliliklerinde büyük problemler çıkarabilir. Kişinin evlilikle ilgili değişik obsesyonları (takıntıları) olabilir. Kompulsif davranışlarda bulanabilir. Bundan dolayı tedavi edilmedir. İlaç tedavisi veya psikoterapi alabilir. Bu da yaşam kalitelerini arttırır. Ve kişinin evlilik hayatına çok güzel katkılar sağlayabilir.

Int. Dr. Fırat Yenigün

OKB genetik mi?

Evet, genetik bir bileşeni olma ihtimali yüksektir. Ama henüz kanıtlanamamıştır. Genetik etkenlerinin yanı sıra kişinin biyolojik yapısı ve çevresel faktörlerde (taciz, yaşamsal değişiklikler, hastalık, kişinin günlük hayattaki problemleri) ön plandadır. Önceden geçirmiş olduğu bir hastalıktan kaynaklı olabilir, ailenin yetiştirme tarzı olabilir (baskıyla büyüyen çocuklar gibi), bazal ganglionların etkilenmesi olabilir.

Int. Dr. Fırat Yenigün

OKB kendiliğinden geçer mi?

Takıntılar kolay kolay kendiliğinden geçmez. Ancak gerekli tedaviler alındıktan sonra geçme oranları yüksektir. Doktor eşliğinde uygun ilaçlar alındığı zaman veya psikoterapi tedavisi uygulandığından hastaların başarı oranı çok yüksektir. Ama hiçbir şey yapılmadan OKB’nin geçmesi çok zordur.

Int. Dr. Fırat Yenigün

OKB zekayı etkiler mi?

OKB’nin zekaya herhangi bir zararı yoktur. Ama bazal gangliyonlar etkilendiğinden dolayı ve bu obsesyonlar depresyona yol açabileceğinden dolayı kişinin ruhsal halini çok fazla değiştirir. Yani kişi aşırı duygusal olabilir.

Ayrıca OKB'li hastalar, her türlü zeka seviyesiyle psikiyatri doktoruna başvurdukları ortaya çıkmıştır.

Int. Dr. Fırat Yenigün

Takıntı hastalığı nasıl yenilir?

Kişinin aklına takıntılı durumlar geldiği zaman (temizlik, dini, cinsel düşünceler) bunların vesvese olduğunu, takıntı olduğunu fark etmesi gerekir. ‘Bunlar bana ait fikirler değil’, diyerek kendini bu düşüncelerden arındırmalıdır. Kişi bunları görmezden gelmeli ve başka işlerle uğraşmalıdır. Spora yönelebilir, müzik aleti çalabilir, başka hobiler edinebilir. Ve kişi bu takıntılarından kurtulmalıdır.

Bu hastalık kişilerin günlük yaşamlarını oldukça etkiler. Hayat kalitesini ciddi anlamda düşürebilir. Bundan dolayı bu durumun uzmanı olan doktora muayene olmalıdır (psikiyatri doktoru). Doktor ilaç tedavisi ve bilişsel-davranışçı tedavi yöntemlerini uygulanabilir.

İlaç tedavisinde SSRI’lar (serotonin geri alım inhibitörleri) oldukça sık kullanılır ve başarı oranları yüksektir. Hastalar tarafından rahat bir şekilde kullanılabilir ve çok fazla yan etkisi yoktur. 2 yıl boyunca devam etmelidirler.

Bilişsel – davranışçı tedavide, doktor hastasının obsesyonlarından kaçmak yerine yüz yüze getirir. Yani hastanın endişelerinin ve korkularının üzerine gitmesini sağlar. Bu tedavide amaç, takıntılı ve günlük yaşamı etkileyecek düşüncelerin oluşturduğu sorumluluğu azaltmaktır. Bu terapiler hem hastalığın tedavisinde önemli yer tutmaktadır, hem de tekrarlanmasını önlemede önemli bir tedavi biçimidir. Tedavide bazen tek başına uygulanırken kimi zaman da buna ilaçlar eşlik edebilir (bilişsel – davranışçı tedavi + ilaç tedavisi). Tedaviler arasında en önemli kısmı oluşturan bilişsel-davranışçı tedavidir.

Int. Dr. Fırat Yenigün