Mide Kapakçığı Ameliyatı

Mide Kapakçığı Ameliyatı Nedir?

Mide kapakçığının yapısı bozularak gevşediğinden dolayı mide asidi yemek borusundan mideye geri gelir. Mide ekşimesi başta olmak üzere farklı şikayetlere neden olan bu duruma reflü denir. Öncelikle ilaç, diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri ile tedavi edilmeye çalışılan bu sağlık sorununda, söz konusu şikayetler iyileştirilemediği durumlarda cerrahi müdahale gerekir. Reflü belirti ve semptomlarının tedavi edilmesi amacıyla, mide kapağında yapılan cerrahi müdahalelere mide kapakçığı ameliyatı denir.

Mide Kapakçığı Ameliyatı Türleri

Midede görülen hafif veya orta seviyede reflü semptomları genelde yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri yapılarak iyileştirilebilir. Bunun yanında bazı alınan ilaçlarla da şikayetler azaltılabilir. Ancak bazı kişilerde ilaçlı tedavi veya yapılan diyet ve yaşam tarzı değişlikleri faydalı olmaz. İşte bu süreçte mide kapağı ameliyatı yapılması gerekirken, yapılan bu cerrahi işlemde mide asidinin mideye geri kaçması önlenir. Genellikle yapılan işlemler mide kapakçığının (mide valfının) onarılması veya değiştirmesi şeklindedir, çünkü mide ekşimesi şikayetlerinin kaynağı LES adı verilen bu valftir.

Bunun yanında reflünün tedavi edilmesi önemlidir. Çünkü bu durum ilerleyen zamanlarda yemek borusu kanseri riskini artıran bir faktör haline gelir. Her ne kadar yemek borusu kanseri nadir görülen bir kanser türü olsa da yinele risk faktörlerini ortadan kaldırmak gerekir. Ciddi reflü şikayetleri için önerilen ameliyat çeşitleri durumun ciddiyetine ve kişinin seçimine göre değişebilir. Uygulanan mide kapağı ameliyatları şunlardır;

Fundoplikasyon 

Nissen fundoplikasyon olarak da bilinen bu ameliyat türü, ameliyat gerektiren reflü vakalarında uygulanan standart bir tedavi şeklidir. Bu işlem sırasında les adı verilen mide valfi sıkılaştırılarak güçlendirilir. Midenin üst kısmı bu valfi yani mide kapakçığını güçlendirmek için yemek borusunun alt dış kısmına sarılır. Daha az kesi içermesi ve dolayısıyla iyileşme süresinin kısa olmasından dolayı laparoskopik ameliyat tekniği ile yapılan bu işlem gerektiğinde açık ameliyat şeklinde de uygulanabilir. Bunun yanında bu tip cerrahiler genellikle uzun vadede başarılı sonuçlar elde edilen ameliyatlar olarak tanımlanır ve çoğunlukla mide fıtığı ameliyatı ile aynı anda yapılır.

Transoral Kesisiz Fundoplikasyon (TIF)

Bu prosedür, reflü hastası açık fundoplikasyon ameliyatı olamadığı durumlarda yapılır. Yapılan işlemle, mide ile yemek borusu arasında bir bariyer oluşturulurken, dolayısıyla mide asidinin geri kaçmasını önlenir. Yapılan işlem sırasında, esophyX adı verilen bir cihaz, kesi yapılmadan ağızdan sokularak, yemek borusunun taban kısmında bir-iki kıvrım meydana getirilir. Oluşturulan kıvrımlarla bir nevi yeni bir kapakçık oluşturulurken mide asidinin geri kaçması önlenir, dolayısıyla reflü semptomları hafifletilmiş ve engellenmiş olunur. Transoral kesisiz fundoplikasyon tekniğinde kesi yapılmadığı için iyileşme süresi daha hızlıdır ve komplikasyonları daha azdır. Bunun yanında işlem öncesi yapılan hazırlıklar fundoplikasyon ile aynıdır.

Radyofrekans Ablasyon (Stretta)

Endoskop ile gerçekleştirilen stretta ameliyat tekniği, genellikle ayakta tedavi prosedüründe yapılmaktadır. Mide kapakçığının gevşekliğinin sıkılaştırılmasını hedefleyen bu işlem, genç ve kapakçık açıklığının 3 cm altında olduğu hastalarda uygulanmaktadır. Bu işlemde yemek borusuna ucunda elektrot bulunan ince esnek bir tüp takılırken, bu elektrot yemek borusu dokusunun ısınmasını sağlar. Böylelikle ısınmadan dolayı yemek borusu dokusunda minik kesi şeklinde yara dokusu oluşurken, dolayısıyla sinirler bloke edilir. Oluşan bu yara dokusu aynı zamanda çevrede bulunan kasların da güçlenmesini sağlar.

Reflü şikayetlerinin hafifletilmesinde hatta tamamen ortadan kaldırılmasında etkili olan bu prosedür, diğer mide kapakçığı ameliyatlarına göre nispeten yeni bir tekniktir. Bu yüzden henüz uzun vadedeki sonuçları hakkında detaylı bir bilgi bulunmamaktadır. Ameliyat öncesi hazırlık ise tıpkı fundoplikasyon ameliyatında olduğu gibidir. Ayrıca bu işlemin fiyatı fundoplikasyon prosedürün fiyatından çok daha düşüktür.

Bard EndoCinch Sistemi (Endoskopik gastroplasti)

Bard endoCinch sistemi olarak bilinen bu işlemde aynı zamanda endoskopi kullanılır. İşlem sırasında mide kapakçığı olarak anılan LES’e dikişler atılarak pileler oluşturulur. Yapılan işlem sonrası bu pileler sayesinde güçlenen mide kapakçığı, artık mide asidini geri kaçırmaz. Bunun yanında mide kapağı ameliyatları arasında bulunan bu yöntemin kullanımı, diğer prosedürler kadar yaygın değildir.

Linx Manyetik İmplant 

Bu cerrahi işlemde linx olarak anılan özel bir alet kullanılarak, minik manyetik titanyum boncuklardan tasarlanmış bir halka mide kapakçığına sarılır. Dolayısıyla mide kapakçığının güçlenmesi sağlanarak reflü şikayetlerinin azaltılması hedeflenir. Söz konusu bu boncukların oluşturduğu manyetik alan sayesinde, yemek borusu ve mide arasındaki açıklık kapanmış olurken mide asidinin geri kaçması önlenir. Bunun yanında bu boncukların bulunması yiyeceklerin geçişi için bir engel teşkil etmez.

Minimal invaziv bir cerrahi işlemle uygulanan bu teknikle yapılan mide kapağı ameliyatlarında, iyileşme süresi genellikle geleneksel açık cerrahiden oldukça kısadır. Ayrıca yapılan bu tip ameliyatlarla ilişkili ortaya çıkan ağrı daha azdır. Bu teknik her ne kadar diğer tekniklere göre yeni olsa da, reflü şikayetlerini azaltılmasında başarılıdır.

Mide Kapakçığı Ameliyatı Neden Yapılır?

Reflünün en yaygın görülen belirtisi olan mide ekşimesi genellikle çeşitli sindirim problemlerini tanımlamak için kullanılsa da tıbbi olarak gastroözofageal reflü hastalığının ana semptomudur. Bu durumda mide asitleri reflü veya mideden yemek borusuna geri döner. Mide ekşimesi, kaburgalar arasındaki veya boynun hemen altındaki bölgede şiddetli yanma hissi olarak tanımlanırken, bu şikayetler göğüsten boğaz ve boyuna yayılabilir. Bunun yanında birçok yetişkin, bu rahatsız edici yanma hissini en az ayda bir kez yaşarken, diğer semptomları arasında kusma veya mide bulantısı, yutma güçlüğü ve kronik öksürük veya hırıltı yer alır. Görülen bu semptomlar ilaç tedavisi, diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri ile iyileştirilemiyorsa, mide kapakçığı ameliyatı yapılması gerekir.

Reflü Nedenleri

Asit reflü hastalığının yaygın bir nedeni, hiatal herni adı verilen mide anormalliğidir. Bu durum, midenin üst bölümündeki mide kapakçığı, midenin göğüsten ayrılmasını sağlayan kasın(diyafram) üzerinde hareketlendiği zaman oluşur. Normalde diyafram, asidi midede tutmaya yardımcı olur. Ancak kişinin mide fıtığı varsa, asit yemek borusuna çıkabilir ve reflü hastalığı semptomlarına neden olabilir. Bununla birlikte mide fıtığı harici reflüye neden olabilecek başka risk faktörleri de vardır. Bu risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir;

  • Çok yemek yeme 
  • Sigara içmek
  • Yemek yedikten sonra hemen uzanma
  • Hamile olma
  • Fazla kilolu veya obez olma
  • Ağır bir yemek yedikten sonra sırt üstü yatma veya belden eğilme
  • Uyumadan önce atıştırma
  • Çikolata, sarımsak, soğan, domates, narenciye, nane, yağlı, baharatlı yiyecekleri tüketme
  • Çay, kahve, gazlı ve alkollü içecekler tüketilme
  • Tansiyon ve kas gevşetici gibi ilaçlar kullanma

Reflü Belirtileri 

Reflünün en yaygın görülen iki belirtisi vardır; bu belirtiler mide ekşimesi ve kusmadır. Mide ekşimesi mideden karına veya göğse, hatta boğaza kadar ilerleyebilen yanma hissi ve veya rahatsızlıktır. Kusma ise boğaza veya ağza geri gelen acı ya da ekşi tatta bir asittir. Bunlar yanında reflünün başka semptomları da bulunmaktadır. Bu semptomlar şu şekilde sıralanabilir;

Haftada iki veya daha fazla kez reflü semptomları yaşanıyorsa veya ilaçlar kalıcı bir rahatlama sağlamıyorsa bir uzmana görünmek gerekir.  Bunun yanında yapılacak olan fiziki muayene sonrası tanının doğrulanması için bazı testler yapılması gerekebilir. Reflü tanısı konulması için yapılmasına ihtiyaç duyulan testlerden bazıları şunlardır:

  • Baryum yutulması testi 
  • Özofagus manometrisi 
  • Yemek borusu asit ölçümü (pH) testi 
  • Endoskopi 
  • Ayrıca gerek görüldüğünde endoskopi sırasında biyopsi de yapılabilir.

Mide Kapakçığı Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Mide kapakçığı ameliyatlarında en çok merak edilen konu, bu işlem esasında mide veya çevre dokularla ilgili bir parça çıkarılıp çıkarılmadığıdır. Bu ameliyatlarda amaç gevşeyen mide kapakçığını uygulanan farklı tekniklerle sıkılaştırmak ve güçlendirmektir. Böylelikle mide asidinin geri kaçması önlenmiş olunur. Dolayısıyla işlem sırasında bir parça ve doku çıkarılmamaktadır. Bunun yanında günümüzde genel açık ameliyat uygulamaları oldukça azalmıştır. Ancak bazı durumlarda uygulanması gerekir ya da kapalı yapılan bir ameliyat sırasında açık ameliyata dönülmesi de gerekebilir.

Öncesi

Genel anestezi altında yapılan mide kapakçığı ameliyatı süresi, kişinin duruma ve hangi teknikle yapıldığına göre değişebilmektedir. Ancak genellikle kullanılan teknik kapalı laparoskopik olduğu için yaklaşık süre 30-90 dakika arasındadır. İşlem sonrası, 1-2 gün hastanede yatılması gerekirken, işlem öncesi yapılması gereken hazırlıklar şu şekilde sıralanabilir;

  • Öncelikle kişinin genel sağlık durumunu değerlendirmek için gerekli olan kan, idrar ve görüntüleme testlerinin tamamlanmış olması gerekir.
  • Kronik hastalık öyküsü, kanama veya alerji olup olmadığı belirlenir. Kan sulandırıcı ve takviyelere ara verilir.
  • İşlemden en az 2-3 hafta öncesi alkol ve sigara kullanımı bırakılmalıdır.
  • İşlemin yapılacağı gece yarısından itibaren bir şey yenilip içilmemelidir.
  • Piercing, diş implantı ve takı gibi aksesuarlar çıkartılmalıdır.
  • İşlem alanında kıl varsa tıraş edilmelidir.
  • Lavman yapılarak bağırsaklar boşaltılmalı ve sonda takılmalıdır.
  • Damar yolu açılmalıdır.
  • Cerrahi işlem yapılacak alan sterilize edilmelidir.
  • Nabız, ateş gibi yaşamsal değerler kontrol edildikten sonra anestezi verilmelidir.
  • İşlem sırasında solunumun devam etmesi için solunum destek cihazı takılmalıdır.

Sırasında

Kapalı mide kapakçığı cerrahisi genellikle laparoskopik nissen Fundoplication olarak adlandırılır. Bu işlem midenin üst kısmını yemek borusunun en alt kısmına sararak yemek borusu ile mide arasındaki kapakçığın güçlendirilmesi şeklinde yapılır. Mide kapakçığı ameliyatı işlem basamakları şu şekilde sıralanabilir;

  • Hasta ameliyat masasına sırt üstü yatılır.
  • Laparoskopik mide kapakçığı ameliyatında karına, dar tüp benzeri aletin içeri girmesi için küçük kesiler yapılır. 
  • Bu kesilerden cerrahin işlem yapacağı alanı görebilmesi ve işlem yapabilmesi için, karın bölgesi karbondioksit gazı kullanılarak geçici olarak genişletilir.
  • Küçük bir kameraya bağlanan laparoskop yardımı ile kesilerden birinden ameliyat aletleri karın bölgesine sokulur.
  • Ameliyatı sırasında midenin üst eğrisi (fundus) yemek borusu etrafına sarılır ve yemek borusunun alt kısmı küçük bir mide kası tünelinden geçecek şekilde yerine dikilir. 
  • İşlem tamamlandıktan sonra kesiler dikiş veya zımba ile kapatılarak pansuman yapılır ve bandaj uygulanır.

Yapılan mide kapakçığı ameliyatında, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasını engelleyecek şekilde yemek borusu ile mide (alt özofagus sfinkteri) arasındaki valf güçlendirilir. Bunun yanında bazı kişilerde yapışıklık nedeniyle bu alanda işlem yapılma imkanı olmayabilirken, böyle bir durumda açık ameliyata dönülür. İşlem sonrası hasta izleme odasında bir iki saat izlendikten sonra anestezi etkisinden kurtulduktan sonra normal odaya alınır ve burada durumuna göre 1-2 gün yatması gerekebilir.

Mide Kapakçığı Ameliyatı Yan Etkileri

Mide kapakçığı ameliyatı sonrası en yaygın görülen yan etki yutma güçlüğüdür. Bunun yanında her cerrahi işlemde olduğu gibi anestezi ve işlem kaynaklı yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler şu şekilde sıralanabilir;

  • Anesteziye ters reaksiyon
  • Ateş ve mide bulantısı
  • İşlem yerinde kanama
  • Kesi alanında şişlik, kızarıklık ve akıntı
  • Ağrı ve acı
  • Gaz problemi

Mide Kapakçığı Ameliyatı Riskleri

Yapılan mide kapakçığı ameliyatı kapalı ameliyat tekniği ile yapıldığı için görülebilecek risk ve komplikasyonlar minimum düzeydedir. Ancak her cerrahi işlem gibi bu işleminde bazı potansiyel riskleri bulunmaktadır. Mide kapakçığı ameliyatı riskleri şu şekildedir;

  • Midenin yemek borusuna çok fazla sarılmasından veya çok sıkı sarılmasından kaynaklı yutma güçlüğü 
  • Yemek borusunun midenin sarılı kısmından dışarı kaymasından kaynaklı, kapakçığın gevşek olması
  • Doku yapışıklığı gibi nedenlerle açık ameliyata ihtiyacı
  • Başarısız bir işlem sonrası farklı bir işlem yapılma ihtiyacı
  • Mide ekşimesi 
  • Gaz birikmesinden kaynaklanan şişkinlik ve rahatsızlık 
  • Kanama 
  • Kan pıhtısı 
  • Çevre dokularda hasar
  • Doku yapışıklığı
  • Yara bölgesi yakınında fıtık oluşması
  • Göğüs boşluğunda hava
  • Mide sargısını tutan dikişlerin yırtılması
  • Karaciğer hasarı
  • Reflü nüksü
  • Kalıcı yutma güçlüğü
  • Bunlar yanında her cerrahi işlem gibi mide kapakçığı ameliyatı da nadirde olsa ölüm riski içermektedir.

Gaz birikmesinin neden olduğu şişkinlik, yutma problemleri, ameliyat yerinde yaşanan ağrı genelde reflü şikâyetleri kadar rahatsız edici değildir ve geçicidir. Yapılan işlem genellikle geri döndürülemezken bazı durumlarda bu komplikasyonların semptomlarını ikinci bir ameliyatla bile gidermek mümkün olmayabilir.

Mide Kapakçığı Ameliyatı Sonrası İyileşme ve Bakım 

Günümüz teknolojisiyle gerçekleştirilen kapalı ameliyatlar sonrası iyileşme süresi kısadır. İşlemden sonra iyileşme süresi yapılan işlemin başarısı kadar kişinin genel sağlık durumu ile ilişkili olarak değişebilir. Bu süreçte dikkat edilmesi gerekenler konusunda hassasiyet gösterilmesi iyileşme süresinin kısaltılmasında etkili bir faktördür. Mide kapakçığı ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir;

  • Oluşabilecek ağrıları yönetmek için önerilen ağrı kesiciler alınmalıdır.
  • Enfeksiyon riskine karşı antibiyotik kullanılmalıdır.
  • Kesi yeri hijyenine ve pansumanına dikkat edilmelidir. 
  • Kesi alanı iyileşene kadar cinsel aktivite, ağır kaldırma ve zorlayıcı faaliyetlerden kaçınılmalıdır.
  • Ameliyat sonrası bir gün sonra sıvı alımına başlanabilirken, genellikle 2-3 sonra katı gıdalara kademeli olarak geçilebilir. Normal diyete geçme süresi 3-4 haftayı bulabilir.
  • Tüketilen besinlerin iyi çiğnenmesine dikkat edilmelidir
  • En az 1 ay boyunca yorucu spor ve aktivitelerden kaçınılmalıdır.
  • Sigara alkol kullanılmamalıdır (En az bir ay sonrasına kadar)
  • İşlem yeri tam iyileşene kadar sauna, buhar banyosu ve yüzme havuzları gibi alanları kullanmaktan kaçınılmalıdır.
  • Beslenmede lifli gıdalar tüketmeye ve bol sıvı alımına dikkat edilmelidir.
  • Acı, baharatlı, ekşi ve asitli besinler tüketmekten kaçınılmalıdır.
  • Belirlenen egzersiz ve yürüyüşler yapılmalıdır.
  • Kontrol randevulara aksatılmadan gidilmelidir.

Mide kapakçığı ameliyatları başarı oranına bakıldığında uzun vadede %95 civarıdır ve yemek borusu kanseri olma riskini ortadan kaldırmaktadır. Kapalı ameliyat olması nedeniyle genellikle bir hafta sonra iş ve rutin hayatına dönülebilirken, tam iyileşme süresi 1 aydır. Bunun yanında tüm şikâyetlerin ortadan kalkması 3-6 ay arasını bulabilirken, ameliyat sonrası verilen diyet ve yaşam tarzı değişikliklerine dikkat edilmesi durumunda bu süre azalmaktadır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
4
0
Makeleyi Paylaşın

Mide Kapakçığı Ameliyatı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Mide kapakçığı ameliyatı sonrası ne zaman iş başı yapılabilir?

Mide kapakçığı ameliyatında en fazla uygulanan kapalı ameliyat tekniğidir. Dolayısıyla kesi alanlarının küçük olması iyileşme süresini kısaltmaktadır. Ameliyat sonrası yaklaşık bir hafta sonra ağır yük taşınmasını gerektirmeyen işlere dönülebilirken, bir ay sonra tam olarak eskisi gibi rutin hayata dönülebilir.

Stj. Dr. Özlem Filiker

Mide kapakçığı ameliyatı sonrası beslenme nasıl olmalıdır?

Mide kapakçığı ameliyatı sonrası en fazla görülen yan etki yutkunma güçlüğüdür. Aslında bu bir yan etki değil, gevşek olan mide kapakçığının sıkılığı artırılıp güçlendirildiği için yaşanan bir durumdur ve geçicidir. Bu yüzden tıkanmaların yaşanmaması için özellikle bir iki hafta boyunca sıvı beslenmeye dikkat edilmelidir. Sonrasında da kademeli olarak katı gıdalara geçilebilirken, tüketilen besinler iyi çiğnenmelidir. Ayrıca lifli besinlerin tüketilmesine özen gösterilmelidir.

Stj. Dr. Özlem Filiker

Mide kapakçığı ameliyatı ölüm riski içerir mi?

Mide kapakçığı ameliyatı günümüz teknolojik gelişmeleri sayesinde genellikle laporaskobik yani kapalı ameliyat şeklinde yapılan bir ameliyattır ve bu risklerini düşürmektedir. Yapılan araştırmalarla, hastalar mide kapakçığı ameliyatı sonrası 30 gün boyunca komplikasyonlar ve ölüm açısından izlemeye alınmıştır. Sonuç itibariyle, hastaların sadece %1'inden azı ameliyat sırasında hayatını kaybetmiştir. Bunun yaşanma bunun yaşanma riski her cerrahide olduğu gibi 65 yaş üstü kronik hastalıkları olan kişilerde daha yüksektir.

Stj. Dr. Özlem Filiker

Mide kapakçığı tedavisinde en etkili ameliyat tekniği hangisidir?

Mide kapakçığı ameliyatı yapılırken yaygın olarak kullanılan laparoskopik fundoplikasyon ameliyatıdır. Bu işlem reflü tedavisi için altın standart olarak kabul edilen bir işlemdir ve uzun vadede başarı oranı yaklaşık%95 civarıdır.

Stj. Dr. Özlem Filiker