Leishmania

Leishmania, dişi kum sineklerinin ısırığı sonucu bulaşan bir hastalık olup medikal yöntemler ile tedavi edilmektedir

Leishmania Nedir?

Kamçılı veya flagellalı protozoonlar sınıfında yer alan Leishmania’nın çeşitli formları bulunmaktadır. Her bir formun neden olabileceği hastalıklar farklı olabilmektedir. 

Protozoalar tıpkı bakteriler gibi tek hücreli canlılardır. Bakterilerden önemli farkları ise, çok hücreli canlılar gibi yaşayabilmeleridir. Bu sebepten dolayı eski zamanlarda hücrelerine tam olarak ayrılmamış canlılar olarak nitelendirilen protozoalar, hücresizler olarak adlandırılmıştır.

Leishmania türleri; Leishmania Donavani, Leishmania Tropica, Leishmania Amastigot ve Leishmania Braziliens olarak bilinmektedir. Leishmania Donavani, kala azar olarak da bilinen “Viseral Leishmaniasis” hastalığının ülkemizde görülen en sık nedeni olarak bilinmektedir. 

Leishmania Braziliens ise espundia olarak bilinen “Mukokutanöz Leishmaniasis” hastalığının en sık nedenidir. Son olarak şark çıbanı etkeni olarak bilinen Leishmania Tropica ise “Kutanöz Leishmaniasis” hastalığının en sık nedeni olarak tıp kitaplarında yerini almaktadır. 

Şark çıbanı hastalığı ömür boyu bağışıklık bırakabilen bir hastalık olarak bilinmektedir.

Enfekte olmuş dişi kum sineklerinin ısırığı aracılığıyla bulaşan hastalığa verilen ad Leishmaniasis’tir. Taşıyıcı halde bulunan kum sinekleri, parazitleri almak amacıyla insan ve hayvanları ısırmaktadırlar. Akşam – şafak vakti arası bu kum sineklerinin en aktif olduğu dönemler arasındadır.

Leishmaniasis hastalığının 3 farklı klinik formu bulunmaktadır.

  • Kutanöz Leishmaniasis: En sık görülen Leishmaniasis formu olarak bilinmektedir. Enfekte olmuş kum sineğinin ısırmasından yaklaşık 1 hafta – 1 ay arasında derinin belirli bir bölgesinde yara oluşmaktadır. Yaraların zaman ile beraber şekil ve boyutunu değiştirmesi muhtemeldir. Oluşan yaralar genellikle küçük bir kabarıklık halinde veya 2 cm’ lik bir topak olarak kendini gösterebilmektedir. Bazı yaralar ise kenarları yüksek, merkezi yanardağ benzeri bir görünümde olabilmektedir. Enfekte olan dişi kum sineği ile bulaşan bu hastalıkta oluşan yaralar genellikle ağrısız olmakla beraber bazı durumlarda ağrılı olabilir. Özellikle yüz, kol bölgesi ve bacak çevresi gibi ısırılmaya müsait olan bölgeler oldukça risk altındadır. Bu yaraların iyileşmesi genellikle birkaç ayı almaktadır ve iz bırakmaktadır.
  • Viseral Leishmaniasis: Kala azar hastalığı olarak da bilinen bu hastalığın gelişimi sinek ısırığını takiben birkaç ay sonra gelişmektedir. Leishmaniasis hastalığının bilinen en ciddi formu olan viseral leishmaniasis, çeşitli derecede iç organları etkileyebilmektedir. Tedavi edilmediği takdirde %100’ e yakın derecede ölümcül olabilmektedir.
  • Mukozal Leishmaniasis: Leishmaniasis türlerinden en az sıklıkta görülen form olan Mukozal Leishmaniasisten korunmanın en etkili yöntemi, hastalığın köken aldığı deri leishmaniasis hastalığının etkin bir şekilde tedavi edilmesidir.

Leishmania Belirtileri Nelerdir?

Leishmania parazitinin türüne göre birbirinden farklı hastalıklara neden olabilmektedir. Her bir türün neden olacağı hastalıklar farklı olacağı için, hastalıkların belirtilerinin de farklı olması beklenmektedir.

Leishmania türlerinin neden olabileceği hastalıklar Kutanöz, Mukokutanöz ve Viseral Leishmaniasis olarak 3 farklı grupta incelenmektedir.

  • Kutanöz Leishmaniasis: Kutanöz Leishmaniasisin ilk ve en önemli belirtisi ağrılı deri yaralarıdır. Bu yaralar, enfekte olmuş kum sineğinin insanları ısırmasından birkaç hafta sonra çıkabileceği gibi, bazı durumlarda aylarca veya yıllarca da belirti vermeyebilmektedir.
  • Mukokutanöz Leishmaniasis: Mukokutanöz Leishmaniasis hastalığının bilinen en sık nedeni olarak Leishmania Braziliens türü olarak gösterilmektedir. Mukokutanöz Leishmaniasis hastalığında da ilk ve en önemli belirti yara oluşumudur. Bu yaralar 1 – 5 yıla kadar uzun bir süre içerisinde bile çıkabilmektedir.
    • Ağız, burun ve dudak gibi bölgeleri içeren bir alanda yara oluşumu
    • Burunda akıntı veya burnun tıkalı olması Mukokutanöz Leishmania Hastalığının bir belirtisi olabilmektedir.
    • Burun kanaması da Mukokutanöz Leishmania hastalığının bir belirtisi olarak kendini gösterebilmektedir.
    • Nefes almada ve vermede zorluk bu hastalıkta görülebilmektedir.
  • Viseral Leishmaniasis:Viseral Leishmania Hastalığının en sık nedeni olarak Leishmania Donavani türü gösterilmektedir. Kala azar olarak da bilinen bu hastalık, enfeksiyonun vücuda girmesinden yaklaşık 2 – 6 ay sonra belirtilerini göstermektedir.
    • İstemsiz bir derecede kilo kaybı ve zayıflık, Kala Azar hastalığının bir belirtisi olabilmektedir.
    • 1 – 2 hafta boyunca devam eden yüksek ateş de Kala Azar hastalığının bir belirtisidir.
    • Dalak ve karaciğer büyümesi bu hastalıkta görülen ve istenmeyen bir belirtidir.
    • İç organlarda ve vücudun geri kalan bölgesinde kanamaya meyil artmaktadır.
    • Lenf bezlerinin şişkin bir vaziyette olması da Viseral Leishmaniasis’ de görülebilmektedir.
    • Bağışıklık sistemi zayıfladığı için diğer enfeksiyonlara yatkınlık görülebilmektedir.

Leishmania Nedenleri Nelerdir?

Leishmaniasis hastalığına neden olan parazitlere genel olarak verilen isim Leishmania’ dır. Leishmania parazitinin insanlara bulaşması, enfekte olmuş kum sineğinin insanları ısırması aracılığıyla olmaktadır.

Leishmania paraziti, dişi olan kum sineklerinin içerisinde yaşamakta ve çoğalmaktadır. Dişi kum sinekleri nemli ortamları oldukça sevmektedir. Aynı zamanda köpek gibi evcil hayvanların üzerinde de yaşayabilmektedir.

  • Kan nakli veya ortak iğnelerin kullanıldığı bazı durumlarda Leishmania parazitinin insandan insana bulaşması gerçekleşebilmektedir.
  • Amerika, Orta Asya ve Akdeniz bölgesi gibi nemli bölgelerde yaşayan insanlar, Leishmania paraziti açısından risk altındadır.
  • Kıtlık, yeterli beslenememe, çevresel değişiklikler gibi nedenler sonucu olarak da Leishmania parazitinin bulaşma riski artmaktadır.
  • Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylere Leishmania Hastalığı gelişme riski artmaktır. HIV + olan bireylerde, Leishmania hastalığının daha sık görüldüğü bilinmektedir.

Leishmania Teşhisi

Leishmanianın neden olduğu Leishmaniasis hastalığının teşhisi için iyi bir fizik muayene ve ayrıntılı bir hasta öyküsü gerekmektedir. Hastalar genellikle, ısıran sineği hatırlayamadıkları için, ek mikrobiyolojik tetkikler istenmektedir.

  • Deri Biyopsisi: Leishmanianın neden olduğu derideki yaralardan ufak bir parçanın alınması işlemidir. Bu işlem sayesinde, etken olan parazitin yapısı incelenmektedir. Yapısı ve türüne göre tedavi planlanmaktadır. Bu işlem esnasında genellikle anestezi verilmemektedir. Fakat bazı durumlarda lokal anestezi eşliğinde, biyopsi yapılabilmektedir.
  • Kemik İliği Biyopsisi: Hastalar bazı durumlarda, hangi sinek tarafından ısırıldığını hatırlayamayabilirler. Özellikle Viseral Leishmaniasis hastalığının teşhisi için kullanılabilecek olan bu yöntemde kalça kemiğinden numune alınmaktadır. Bu işlem öncesinde herhangi bir uyutma işlemi bulunmamaktadır. Fakat ilgili bölgeye anestezi verilmektedir. 

Leishmania Tedavisi

Leishmania türlerinin neden olduğu hastalık çeşitlerine göre farklı tedaviler planlanabilmektedir. Bazı türlerin tedavisiz kalmasıyla beraber %100’e yakın bir ölüm oranı görülebilirken, bazı türler için tedaviye gerek kalmamaktadır.

Kutanöz Leishmaniasis genellikle herhangi bir tedaviye gerek duymamaktadır. Tedavi verilerek, iyileşme süreci hızlandırılabilmektedir. Tedavi aracılığıyla yara izi azaltılabilmekte olup, “Amfoterisin B” adı verilen anti – parazit ilaçları kullanılabilmektedir.

Mukokutanöz Leishmaniasis hastalığı ne yazık ki kendiliğinden iyileşmemektedir. Tedavi olarak “Amfoterisin B” etken maddeli ilaçlar kullanılabilmektedir. Bu ilaçlara ek olarak “Paromomisin” etken maddeli ilaçlar da mukokutanöz leishmaniasis tedavisinde kullanılabilmektedir.

Viseral Leishmaniasis hastalığı tedavi edilmediği takdirde oldukça yüksek bir ölüm oranına sahiptir. Tedavide çeşitli ilaçlar kullanılabilmektedir. Bu ilaçların başında “Stiboglukonat” etken maddesi gelmekle beraber, “Amfoterisin B”, “Paromomisin” ve “Miltefosin” etken maddeli ilaçlar da kullanılabilmektedir.

Leishmania Tedavi Edilmezse

Leishmanianın neden olduğu klinik hastalıklar çeşitli olmakla beraber, bazı türlerinin tedavi edilmesi gerekmeyebilmektedir. Kutanöz Leishmaniasis genellikle tedavi edilmemektedir. 

Tedavisiz kaldığı vakit, insan sağlığı açısından ciddi bir soruna neden olmamaktadır. Fakat Viseral Leishmaniasis hastalığının tedavisiz kalmaması gerekmektedir. 

Tedavisiz kalan Viseral Leishmaniasis hastalığında ölüm oranları %100’ e oldukça yakındır.

Leishmania’ya Ne İyi Gelir?

Leishmania parazitleri oldukça nemli olan ortamlarda yaşamayı seven parazitlerdendir. Leishmanianın neden olduğu hastalıklardan korunmak için bir aşı veya ilaç geliştirilmemiştir.

Bu yüzden bu hastalıklardan korunmak adına birtakım basit önlemler alınabilmektedir. Özellikle tropikal bölgelere olan seyahatlerde, bireylerin kendilerini sinek ısırıklarından korumaları gerekmektedir.

Bu korumayı basit bir sinek kovucu spreylerle sağlamak mümkündür. Aynı zamanda, yoğun nemli bölgelere olan seyahatlerde mümkün olduğunca uzun kollu giyeceklerin giyilmesi oldukça önem arz etmektedir.

Leishmania’ya Ne İyi Gelmez? 

Leishmaniadan korunmak için herhangi bir aşı veya ilaç geliştirilmediği için, bu hastalıklardan korunmak için var olan bazı önlemlere uymamak; bu hastalıkların gelişmesine neden olmaktadır. 

Özellikle Şanlıurfa bölgesinde, şark çıbanı oldukça sık görülmektedir. Bu bölgelerde damda uyumak gibi aktiviteler oldukça sıktır. Açık havada uyumadan önce sinek ilaçlarıyla korunmanın sağlanmaması durumunda hastalık gelişme riski artmaktadır. 

Aynı zamanda tropikal bir bölgeye seyahat ettiğinizde, koyu renkli giysi giyilmesi veya vücudun belirli bölgelerinin açık olması da leishmaniasis gelişmesi için oldukça büyük bir risktir.

Leishmania İlaçları

Leishmania tedavisinde birbirinden farklı ilaçlar kullanılabilmektedir. Bazı leishmania türlerinde herhangi bir tedaviye gerek duyulmamakla beraber, bazı türlerin tedavisiz kalması durumunda ölüm gerçekleşebilmektedir.

  • Amfoterisin B: Leishmania ve diğer parazitlerin tedavisinde kullanılan Amfoterisin B etken maddeli ilaçların çeşitli yan etkileri bulunmaktadır. Bu yan etkilerin başında böbreğe olan toksik etki gelmektedir. Bazı durumlarda, Amfoterisin B etken maddeli ilacın enjekte edilmesinden sonra ateş artması, nefes darlığı ve vücutta döküntü gibi durumlar da görülebilmektedir. Bazı enfeksiyonların tedavisinde merhem olarak da kullanılabilmektedir.
  • Paromomisin: Mukokutanöz Leishmania Hastalığında ve Viseral Leishmania Hastalığında kullanılan aminoglikozit türevi bir ilaç olan Paromomisinin istenmeyen birtakım yan etkileri bulunmaktadır. Bu yan etkilerinin başında böbreğe olan toksik etki gelmektedir. Böbreğe olan bu toksik etkinin dışında işitme kaybı, alerji, ateş, döküntü gibi etkiler de görülebilmektedir. Ağız yoluyla kullanıldığında bağırsak sistemini de etkileyen bu etken maddeli ilaçlar, ishal ve kolit tablosuna neden olabilmektedir.
  • Stiboglukonat: Viseral Leishmaniasis hastalığının tedavisinde kullanılan bu ilacın çeşitli yan etkileri bulunabilmektedir. Sodyum Stiboglukonat olarak da bilinen bu ilacın en önemli yan etkisi pankreasın iltihaplanmasına neden olmasıdır. Bu duruma ek olarak kemik iliğini baskılayabilmekte olan bu ilaç, kaslarda ve eklemlerde ağrıya neden olabilmektedir. Bazı araştırmalar göstermiştir ki, stiboglukonat etken maddeli ilaçlar bazı durumlarda kalbe de zarar verebilmektedir.     

Hamilelikte Leishmania

Gebelerin de tıpkı diğer bireyler gibi birtakım önlemler alması gerekmektedir. Ülkemizin doğu bölgelerinde şark çıbanı oldukça sık bir şekilde görülmektedir. 

Özellikle bu bölgelerde yaşayan gebelerin, leishmanianın neden olduğu sineklerden kendilerini uzak tutmaları gerekmektedir. 

Bu durumun önlenmesi amacıyla sinek koruyucu spreyler kullanılabilmektedir. Kutanöz leishmaniasis gebelik döneminde kendiliğinden düzelebilmektedir.

Çocuklarda Leishmania

Çocuklar, biraz daha dikkatsiz olmaları ve dış etkenlere daha açık olmalarıyla erişkinlerden ayrılmaktadırlar. Bu konuda ebeveynlerin oldukça dikkatli olmaları gerekmektedir. 

Çocukların da bu sineklerden korunması amacıyla, açık havada uyuyorlarsa üzerlerinin iyice örtülmesi gerekmektedir. Ayrıca Leishmania Tropica olarak da bilinen Şark Çıbanı, çocuklarda da görülebilmektedir. 

Şark çıbanının tedavisi stiboglukonat olmakla beraber, ömür boyu bağışıklık sağlayabilmektedir. Çocukluk döneminde görülen şark çıbanı, erişkin dönemde görülen şark çıbanından daha hafif geçmektedir.

Bebeklerde Leishmania

Leishmania, enfekte olan sinekler aracılığıyla insanlara bulaşan bir parazit türüdür. Bebeklerde nadir bir şekilde görülen leishmania için önlemler oldukça basittir. 

Bebeklerin hem vücut ısısının sağlanması amacıyla hem de çeşitli enfeksiyonlardan korunmaları amacıyla sıkıca giyinmeleri gerekmektedir. 

Vücudunun her yeri kapatılmış olan bir bebeğin, leishmania ile enfekte olma riski oldukça azalmaktadır.

Leishmania için Hangi Doktora Gidilmeli? 

Leishmania parazitinin yoğun olduğu bir bölge içerisinde yaşıyorsanız veya bu bölgelerden birine ziyaret ettiyseniz, zayıflık, kilo kaybı, yüksek ateş, ciltte yeni oluşan yara gibi belirtileriniz mevcutsa Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı olan bir doktora başvurmanız gerekmektedir. 

Aynı zamanda şark çıbanı olarak da bilinen kutanöz leishmaniasis, ülkemizde güneydoğu bölgesinde sıkça görülmektedir. Açık havada yatma gibi bir alışkanlığı olan bir bireyseniz ve deride yara oluşumu, ateş, kilo kaybı gibi belirtileriniz varsa, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanına başvurmanız gerekmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
5
0
Makeleyi Paylaşın