Kulak Kaşıntısı

Kulak kaşıntısı birçok nedenden dolayı toplumda oldukça sık olarak görülebilen bir durumdur. Kulak kaşıntısının tedavisi altta yatan duruma göre değişiklik gösterir.

Kulak Kaşıntısı Nedir?

Kulak kaşıntısı toplumda oldukça sık olarak görülebilen bir durumdur. Kulak kaşıntısı her yaşta görülebilmektedir. Kaşıntıya neden olabilecek birçok farklı durum bulunmaktadır. Kişilerde görülen kulak kaşıntısı, nedene bağlı olarak kısa süre boyunca görülebildiği gibi uzun süreler boyunca da hastaya rahatsızlık verebilmektedir. 

Kulak, genel olarak dış kulak, orta kulak ve iç kulak olarak sınıflandırılabilir. Kulak kaşıntılarının nedeni genellikle, dış kulak yolunu ilgilendiren durumlarda ortaya çıkar. Ancak orta kulak, nadir olarak iç kulaktaki sorunlar da kaşıntı nedeni olabilmektedir. Sol kulak kaşıntısı veya sağ kulak kaşıntısı birlikte görülebileceği gibi ayrı ayrı da ortaya çıkabilmektedir. 

Kulak, küçük bir organ olsa da birçok sinir ağına sahiptir. Bu yüzden kulaktaki normal olmayan herhangi bir durum hemen kulak kaşıntısına neden olabilmektedir. Bazı durumlarda bu sinir liflerinin veya kulağın kendisinin çok hassas olmasından dolayı bile uzun süreli kaşıntılar ortaya çıkabilmektedir. Kulak kaşıntısının ciddi durumlar nedeniyle ortaya çıkması da mümkündür. Bu yüzden özellikle uzun süren kaşıntılarda veya ek semptomlar varlığında hekime başvurulmalıdır. 

Kulak Kaşıntısı Nedenleri Nelerdir?

Kulak kaşıntısının birçok farklı nedeni olabilmektedir. Bu nedenlerin çoğu büyük problemlere yol açmazken, bazıları ciddi durumlarla ilişkilidir. Ancak buna rağmen herhangi bir kulak kaşıntısında neden ortaya konmalı ve tedavi edilmelidir. Kulak kaşıntısının en olası nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

Kulak Enfeksiyonu

Kulak kaşıntısı, kulaktaki bir enfeksiyon sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Bakteriler ve virüsler, soğuk algınlığı veya grip ile bağlantılı olarak kulak enfeksiyonlarına neden olabilmektedir. Enfeksiyonlar genellikle kulağa su kaçması, kulak kirinin birikmesi, kulağın içiyle fazla oynanması gibi durumlarla tetiklenir. Kronik yani uzun süren ve tekrarlayan kulak enfeksiyonlarında ek tetkikler ve tedavilere ihtiyaç duyulabilir. Kulak enfeksiyonunda belirtiler genelde hızlı bir şekilde başlar ve kulak kaşıntısı dışında görülebilecek diğer belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  •  Kulak içinde ağrı
  •  Ateş
  •  Halsizlik
  •  İşitme güçlüğü
  •  Kulak akıntısı 
  •  Kulak içinde dolgunluk hissi
  •  Kulak içinde ve çevresindeki ciltte pullanma 

Kulak Kuruluğu

Kulağın temiz ve sağlıklı tutulması için vücut genellikle yağ ve kulak kiri üretir. Bu kulak içi salgıların normalden fazla temizlenirse kulakta kuruma, tahriş ve kulak kaşıntısı ortaya çıkabilmektedir. Temizlenmenin dışında bazı durumlarda ve bazı kişilerde, doğal yöntemlerle kulak salgıları yeteri kadar üretilmeyebilir. Bu durumda genelde kulak içinde ve etrafında pullanmalar görülür. 

Kulakların içindeki ve çevresindeki kuru cilt çevre koşullarından kaynaklanıyor olabilmektedir. Aşırı sıcak, soğuk veya kuru hava kulaktaki cildin kurumasına yol açabilmektedir. Sert sabunlara ve temizleyicilere maruz kalmak da ciltteki yağı azaltarak kurumaya yol açar. cildinizdeki yağı soyarak kuruluğa katkıda bulunabilir. Kullanılan parfüm gibi maddelere olan alerjiler de kulak kuruluğuna yol açabilmektedir. Bunun dışında kulak kuruluğu ile ilişkilendirilebilecek diğer durumlar şu şekilde sıralanabilir:

  •  Güneşe uzun süre maruz kalma
  •  Klorlu havuzda yüzmek
  •  Susuz kalma 
  •  Sigara içmek
  •  Stres
  •  Egzama gibi cilt hastalıkları 

Gıda Alerjileri

Gıda alerjileri genellikle belirli bir besinin yenmesinden hemen sonra ortaya çıkar. Bu alerjiler genellikle cilt üzerinde belli belirtiler gösterir. Ancak bu reaksiyonlar, kulak kaşıntısına da oldukça sık neden olabilmektedir. Hatta özellikle boğaz ve kulak kaşıntısı birlikte görülür. Gıda alerjisine en sık olarak neden olan yiyecekler şu şekilde sıralanabilir: 

  •  Fındık
  •  Süt
  •  Balık ve kabuklu deniz ürünleri
  •  Buğday
  •  Soya

Kulak kaşıntısı dışında, belli gıdalara hassas kişilerde aynı zamanda yüzde de kaşıntılar ortaya çıkabilmektedir. Bazılarında ise yüz derisinde döküntü bile görülebilmektedir. Oral alerji sendromu, polenle ilgili tipik olarak ağız çevresinde kaşıntıya neden olan bir tür alerjik reaksiyondur. Ancak bazı insanlarda ek olarak kulaklarda da şiddetli kaşıntılar ortaya çıkabilmektedir. Oral alerji sendromuna neden olabilecek olası yiyecekler şu şekilde sıralanabilir:

  •  Elma, kavun, kiraz, kivi ve muz gibi meyveler
  •  Ay çekirdeği
  •  Badem
  •  Fındık

Tüm bu kaşıntı ve döküntülerin dışında belli bir gıdanın tüketilmesinden sonra, nefes darlığı, bayılma gibi durumların gözükmesi ciddi bir durumdur ve anafilaksi adı verilen bir duruma işaret eder. Anafilaksi acil bir durumdur ve hastanede müdahale gerektirir. 

Kulak Kiri Birikmesi

Kulak kirinin aşırı birikmesi, kulakların kaşınmasına neden olabilir ve kişinin işitmesini etkileyebilir. Vücut, kulağı temiz tutmak ve iç kulağı enfeksiyondan korumak için kulak kiri üretir. Kulak kiri doğal olarak kulaktan dışarı çıkar. Bu kir ölü deri hücrelerini ve kalıntıları taşır ve burada zamanla kuruyarak düşer.

Dış kulağı orta ve iç kulağa bağlayan küçük tünel olan kulak kanalına bir şey sokulursa kulak kiri birikebilir. İnsanlar kulaklarına pamuklu çubuk, tel iğnesi, parmak veya bükülmüş bir bez gibi maddeler soktuğunda, kulak kanalı tahriş olur ve kulak kiri daha geriye itilerek tıkanmalara yol açar. Kulak kiri sonrası oluşan tıkanmalarda, kulakta bakteriler birikerek enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Kulak kiri ile tıkanma sonrasında görülebilecek diğer belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

Bu olası kulak kaşıntısı nedenleri dışında daha nadir olarak ancak kişiye göre sık da görülebilen diğer kaşıntı nedenleri de bulunmaktadır. Bu nedenler şu şekilde sıralanabilir:

  •  İşitme cihazları
  •  Yüzücülerin kullandığı kulak aletleri
  •  Alerjik rinit
  •  Egzama, dermatit gibi cilt hastalıkları 

Kulak Kaşıntısı Teşhisi

Kulak kaşıntısının teşhis edilmesi, hastanın durumu anlatması ve tıbbi öykü alınmasıyla kolaylıkla konulur. Ancak önemli olan kulak kaşıntısına neden olan durumu ortaya koymaktır. Bunun için fizik muayene sonrasında şüphelenilen duruma göre özel tetkikler uygulanabilir. 

Kulak enfeksiyonları daha çok orta kulak enfeksiyonu olarak ortaya çıkar. Dış kulak enfeksiyonlarının tanısı için çok fazla ek tetkike ihtiyaç duyulmaz. Tıbbi öykü ve fizik muayene ile durum anlaşılabilir. Ancak orta kulak enfeksiyonunda farklı yöntemlerin kullanılması gerekebilmektedir. Hekim kulak içine bakmak için genellikle otoskop adı verilen ışıklı bir alet kullanır. 

Pnömatik otoskop adı verilen bir alet, genellikle doktorun kulak enfeksiyonunu teşhis etmek için ihtiyaç duyduğu tek özel araçtır. Bu alet, hekimin kulağa bakmasını ve kulak zarının arkasında sıvı olup olmadığına karar vermesini sağlar. Pnömatik otoskop ile kulak zarına nazikçe hava üflenir. Normalde, bu hava kabarcığı kulak zarının hareket etmesine neden olur. Orta kulak sıvı ile doluysa, kulak zarı az hareket eder veya hiç hareket etmez. 

Kulak kuruluğu gibi nedenler de kulak kaşıntısına neden olmaktadır. Bunun teşhisi genellikle hekimin kulak çevresinde bakması ve kulak içini incelemesi ile kolaylıkla konulabilir. Ayrıca bu duruma neden olabilecek durumların incelenmesi ile de durum daha iyi anlaşılabilir. 

Gıda alerjileri teşhisi için genellikle öncelikle hastadan tıbbi bir öykü alınır. İlk öncelikle var olan belirtilerin yiyecekle ilişkisi saptanmaya çalışılır. Bundan sonra da ailede herhangi bir üyede alerji olup olmadığı gibi durumlar da sorgulanabilir. Bunların sonucunda gıda alerjisi hakkında fikir sahibi olunmaya çalışılır. Tıbbi öykü alındıktan sonra fizik muayene yapılır. Fizik muayene ile var olan alerji tespit edilebildiği gibi diğer olası nedenler de dışlanabilmektedir. Daha sonra kesin tanıya yaklaşabilmek için ek tetkikler yapılabilir:

1-) Alerji deri testi: Alerji deri testleri, belirli bir yiyeceğe karşı vücudun verdiği tepkiyi ölçer. Bu testte, küçük bir miktar şüpheli yiyecek ön kolun derisine bir şekilde enjekte edilir veya koyulur. Test edilen belirli bir maddeye alerji olma durumunda, ön kolun derisinde bir kabarma veya reaksiyon oluşur. Ancak bu testin pozitif olması da kesinlikle gıda alerjisi olduğunu doğrulamamaktadır.  

2-) Alerji kan testiAlerji kan testlerinde, immünoglobulin E (IgE) olarak bilinen alerji ile ilgili antikor ölçülerek bağışıklık sisteminin belirli yiyeceklere tepkisi ölçülebilir. 

3-) Eliminasyon diyeti: Bir veya iki hafta boyunca şüpheli yiyecekler diyetten çıkarılır ve daha sonra teker teker geri eklenir. Bu geri eklenme sırasında belirtilerin hangi yiyeceklere bağlı olduğu tespit edilmiş olur. Şüpheli yiyecek yendiği anda hastada belirtiler ortaya çıkmaya başlayacaktır. Ancak bu yöntem bile kesin olarak teşhis etme konusunda mükemmel değildir. Eliminasyon diyeti, bir yiyeceğe tepki verildiğini gösterse de gıda alerjisi olup olmadığını söyleyemez. Sadece o gıdaya karşı bir duyarlılık tespit edilmiş olur.  

Kulak kirinin fazla üretilmesi veya dışarı çıkamaması sonrasında oluşan tıkanıklıklar, kulak kaşıntısına neden olabilecek bir durumdur. Kulak kiri tıkanıklığı hekim tarafından otoskop denilen aletle kulağa bakılması sonrasından kolaylıkla teşhis edilebilmektedir. 

Kulak Kaşıntısı Tedavisi

Kulak kaşıntısının tedavisi altta yatan duruma göre değişiklik gösterir. Bazı basit durumlarda tedavi oldukça kolay olabilmekteyken, komplike ve ciddi vakalarda uzun ve zor tedavilerin denenmesi gerekebilmektedir. 

Kulak enfeksiyonların öncelikle bekle ve gör yaklaşımı önerilir. Kulak enfeksiyonlarının semptomları genellikle ilk birkaç gün içinde düzelir ve enfeksiyonların çoğu herhangi bir tedavi olmaksızın bir ila iki hafta içinde kendiliğinden geçer. Bir kulakta 48 saatten daha kısa süredir hafif orta kulak kaşıntısı ve ağrısı ve 39 C'nin altında ateş durumunda genelde antibiyotiğe ihtiyaç duyulmamaktadır. Ancak bunun kararı hekim tarafından özel olarak verilmelidir. Çünkü her hastada durum farklılık gösterebilmektedir. 

Antibiyotik kullanımında önemli olan kısım, tüm ilacın bitirilmesidir. Semptomların azalması durumunda bile ilaç doktorun önerdiği süre boyunca aksatmadan kullanılmalıdır. Antibiyotik tedavisi dışında var olan ağrının azaltılması için ağrı kesiciler reçete edilebilir. Bu ilaçlar hem hap şeklinde hem de damla şeklinde kullanılabilir. 

Kulak kuruluğunun tedavisi de semptomların olası nedenlerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Kulaklar yaşam tarzı veya diğer çevresel faktörler nedeniyle kuruysa, muhtemelen basit değişikliklerle durum kontrol altına alınabilir. Neden kronik yani uzun süreli cilt rahatsızlıklarıyla özel tedavilere ihtiyaç duyulur. Kulak kuruluğunun tedavisinde genellikle nemlendirme ortak olarak tercih edilir. Cilde olması gereken nemi vermek için merhemler ve kremler kullanılabilir. Bu nemlendiricileri banyodan hemen sonra uygulamak daha doğru olacaktır. 

Belirtilerin kullanılan ürünlerden kaynaklandığı düşünülüyorsa, durum kontrol altına alınana kadar farklı kişisel bakım malzemeleri denenmelidir. Kuru cilt genellikle kaşınır, ancak kaşıntı sonucu kulağın fazla tahriş edilmesiyle bakteriler cilde gelerek enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Bu durumda da farklı tedavi seçenekleri doktor tarafından uygulanabilir. 

Alerjik reaksiyonlara bağlı görülen kulak kaşıntısında olmazsa olmaz tedavi yöntemi, belirtilere neden olan gıdalardan kaçınmaktır. Bununla birlikte, bazı günlük hayatta sıkça var olan ve birçok gıdanın içinde kullanılan yiyeceklere karşı var olan alerjilerde, bunlardan kaçınmak kolay olmayabilmektedir.  

Hafif bir alerjik reaksiyon için, antihistaminikler adı verilen ilaçlar semptomları azaltmaya yardımcı olabilir. Bu ilaçlar, alerjiye neden olan bir yiyeceğe maruz kaldıktan sonra kaşıntı veya döküntülerin hafifletilmesine yardımcı olmak için alınabilir. Bununla birlikte, antihistaminikler ciddi bir alerjik reaksiyonu tedavi edemez.

Şiddetli bir alerjik reaksiyon için yani olası bir anafilaksi durumunda, acil epinefrin enjeksiyonuna ve acil servise gitmeye ihtiyaç duyulur. Alerjisi olan birçok kişi bir oto epinefrin enjektörü yani kendi kendine iğneyi vurabilecek bir alet taşır. Bu cihaz, uyluğa bastırıldığında tek doz ilaç enjekte eden kombine bir şırınga ve gizli iğnedir. Bu oto enjektörler her zaman kişilerin yanında taşınmalıdır. Ayrıca bu konu hakkında kişinin yakınları da bilgilendirilmelidir. 

Kulak kiri tıkanıklıklarının tedavisinde, hekim ihtiyaç duyduğunda özel aletler kullanarak kulaktaki kiri çekerek temizler. Kulak kiri birikmesi tekrarlayan bir sorunsa, doktoru karbamid peroksit gibi bir kulak kiri temizleme ilacı kullanılmasını önerebilir. Bu damlalar kulak zarının hassas cildini ve kulak kanalını tahriş edebileceğinden, sadece belirtildiği şekilde kullanılmalıdır. Ayrıca oksijenli su ve gliserin gibi ilaçlarla da kullanılabilmektedir. Oluşan kulak kiri kesinlikle kulağa bir şey sokulmasıyla temizlenmeye çalışılmamalıdır. Bu yapıldığı takdirde, kir daha da derinlere inecek ve daha fazla problem yaratacaktır. 

Kulak Kaşıntısı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Basit kulak kaşıntılarında tedavi yapılmadığında, altta yatan neden ciddi olmadığı için çok fazla bir problem yaratmaz. Ancak bazı durumlarda tedavi gerçekleştirilmediğinde durum daha kötü bir hale gelebilir. Kulak enfeksiyonu gibi durumlarda tedavi gerçekleşmediğinde bazı komplikasyonlar oluşabilir. Orta kulak enfeksiyonlarının komplikasyonları oldukça nadirdir, ancak ortaya çıkarsa ciddi olabilir. Çoğu komplikasyon, enfeksiyonun kulağın veya kafanın başka bir kısmına yayılmasının sonucudur. Olası komplikasyonlar şunlardır:

1-) Kulağın arkasındaki kemiklerde iltihap (mastoidit)

2-) İç kulakta iltihap (labirentit)

3-) Beyni ve omuriliği çevreleyen koruyucu zarlarda iltihap (menenjit)

Kulak kuruluğu, gıda alerjisi gibi durumlar tedavi edilmediğinde enfeksiyon kadar büyük sorunlara yol açmasa da kişiyi gittikçe daha fazla rahatsız etmeye başlayabilir. Bu yüzden tedavi edilmelidir. Kulak kiri birikmesi de tedavi edilmediğinde işitme kayıplarına neden olabilmektedir. 

Kulak Kaşıntısına Ne İyi Gelir?

Kulak kaşıntısı nedenlerinden bazıları evde basit yöntemlerle kontrol altına alınabilmektedir. Ancak yine de olası sorunlarla mücadele ve tanının konulması adına doktora başvurmak en doğrusu olacaktır. Kulak kuruluğu kulakların kaşınmasına neden oluyorsa, kulaklara nemlendirici özel losyonlar sürmek ve bol su tüketmek duruma iyi gelebilmektedir. Ayrıca bu losyonlar kulak kaşıntısını da doğal olarak hafifletecektir. 

Kişiler ayrıca işitme cihazlarının kulaklarına doğru şekilde takıldığından da emin olmalıdır, çünkü uygun olmayan bir işitme cihazı tahrişe neden olabilir. Kişiler bir bez kullanarak dış kulağı temizleyebilir ancak kulak kanalına hiçbir şey sokulmamalıdır. Kulak kiri kulağı tıkıyorsa, gliserin gibi damlalarla kulak kiri yumuşatılabilir. 

Sedef hastalığı gibi bir cilt rahatsızlığı kulak kaşınmasına neden oluyorsa, hastaların durumu tedavi etmek için topikal bir ilaç kullanması gerekebilir. Bu durumlarda kulak kaşıntısı için damla şeklinde ilaçlar bulunmaktadır. Alerjik rinit nedeniyle kulak kaşıntısı olan kişiler, durumu yönetmek için antihistaminler kullanabilir. 

Kulak kaşıntısına sirke, toplumda oldukça sık olarak kullanılan yöntemlerden biridir. Sirke, özellikle kulakta kuruluk varsa 1-2 damlayı geçmeyecek şekilde dış kulak yoluna damlatıldığında, kaşıntı açısından oldukça faydalı olabilmektedir. Ancak komplike bir nedene bağlı durumlarda zarar da verebilmektedir. Bu yüzden kulak kaşıntısı dışında ek semptomları olan kişiler öncelikle hekime başvurmalıdır. Kulak kaşıntısına zeytinyağı da diğer uygulanabilen bir yöntemdir. Zeytinyağı özellikle kulakta kuruluk olan kişilerde işe yarayabilmektedir. 

Bebeklerde Kulak Kaşıntısı

Yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de bazı durumlarda kulak kaşıntısı sorunu oluşabilmektedir. Ancak bunu anlamak çoğu zaman ebeveynler için zor olmaktadır. Bebek genellikle kaşıntı hissettiği zaman diğer durumlarda olduğu gibi huzursuz olurlar. Ayrıca bazen refleks olarak kulak bölgesine el atmaya da çalışabilmektedirler. 

Bebeklerde kulak kaşınmasının nedeni, küçük ve basit bir neden olabileceği gibi hastalık, enfeksiyon gibi ciddi bir durumda olabilmektedir. Bebeklerde ayrıca bazı durumlarda kulak kaşınması olmadan da kulağa fazla hamle yapmak ve kulakla oynamak gibi bir davranış da gelişebilmektedir. Bu durum genelde bebeğin yorgun veya sıkılmış olduğunu gösterir. İyi bir uyku ile bu davranışlar normale dönebilir. 

Kulak kiri üretimi, yaşamın erken dönemlerinde başlayan doğal bir süreçtir. Bu aşama boyunca ebeveynler, kulaklıkları veya diğer alışılmışın dışında teknikler kullanarak kulak kirini temizlemeye çalışır. Bu normal olmayan yöntemler, belki de kendiliğinden çıkacak olan kulak kirinin daha derinlere ilerlemesine neden olur. Bunun sonucunda da çocukta kulak kaşıntısı ortaya çıkar. 

Kulak enfeksiyonu bebeklerde ve çocuklarda, yetişkinlere göre daha sık görülen hastalıklardır. Doğumdan itibaren yaklaşık ilk 6 ayda kulak enfeksiyonu birçok çocukta ortaya çıkabilmektedir. Kulak enfeksiyonu durumunda hem kulakta kaşıntı, hemde ağrı oluşur. Bunun sonucunda da bebekte huzursuzluk, sürekli ağlama, uyku problemleri, ateş, kulakta akıntı gibi belirtiler ortaya çıkar. Böyle bir durumda bir hekime başvurmak gerekir. Ancak çoğu zaman antibiyotiğe bile gerek duymadan, durum kontrol altına alınır. Ateş çok yükseldiği durumlarda ise ateş düşürücülere ihtiyaç duyulabilir. 

Kulak Kaşıntısı için Hangi Doktora Gidilir?

Kulak kaşıntısı için gidilmesi gereken bölüm kulak, burun ve boğaz hastalıklarıdır. Bu alanda uzman hekim hem kaşıntının nedenini tespit eder hem de tedaviyi gerçekleştirebilir. Kulak kaşıntısının kısa süreli olduğu durumlarda, kişi kendini izleyerek doktora gitmeyebilir. Ancak aşırı kulak kaşıntısı veya sürekli kulak kaşıntısı durumlarında vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın

Kulak Kaşıntısı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Kulak kaşıntısı ne anlama gelir?

Kulak kaşıntısının birçok farklı nedeni olabilmektedir. Bu nedenlerden bazıları basit iken bazıları ciddi probleme yol açabilecek kadar komplikedir. Kulak kaşıntısının en sık nedenleri, kulak kirinin kulakta aşırı birikmesi, kulak içi kuruluk, alerji ve enfeksiyonlardır. Kulakta aşırı kir birikme, kuruluk gibi durumlar kolaylıkla kontrol altına alınabilir. Ancak enfeksiyon gibi durumlar tedavi edilmediği takdirde sorunlara yol açabilmektedir.

Int. Dr. Ahmet Kerim Demirbaş