Kan Transfüzyonu Nedir?

Kan transfüzyonu yada diğer adıyla kan nakli, bir kişiden alınan kanın diğer bir kişiye damar yoluyla aktarılmasıdır.

Kan, hayati bir sıvıdır. Yaşam için gerekli olan oksijen, hormonlar, besin maddeleri, antikor ve vitaminleri dokulara taşır. Bunun yanında oluşan karbondioksit gibi atık maddeleri vücuttan uzaklaştırır.  Bu hayati sıvı, kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri, trombositler (hücre parçaları) plazma (sıvı kısım) gibi özel fonksiyonları bulunan dört ana bileşene sahiptir.  

Kan transfüzyonu diğer adıyla kan nakli, kan veya bileşenlerinin damar yoluyla bir kişiden (donörden) başka bir kişinin (alıcı) kan dolaşımına transferi prosedürüdür. Küçük bir iğne yardımıyla toplardamardan yapılan basit bir işlemdir.

Kan nakli yapılması, kanın tamamen aktarılması anlamına gelmez. İşlem sırasında filtrelenmiş olan kan bileşenleri aktarılır. Transfer için vericiden tam kan alınır ve ayrılması için bir laboratuvara gönderilir, böylece bir bağışçı dört hastaya kadar kan verebilir.

Aferez veya hemaferez olarak adlandırılan kan bileşenlerini ayırma işlemi sonrasında geri kalan kan donöre geri verilebilir.

Transfüzyon yoluyla yapılan dört yaygın kan nakli türü vardır. Bu kan transfüzyonu türleri aşağıdaki gibidir:

  • Kırmızı kan hücresi transfüzyonları
  • Trombosit transfüzyonları
  • Plazma transfüzyonları
  • Tam kan transfüzyonu

Kan naklinden önce, kan sıvısı içerisinden beyaz kan hücreleri ayrıştırılmaktadır. Beyaz kan hücrelerinin virüs taşıyabilme olasılığı bulunduğu için kanın aktarıldığı hastaya geçiş yapması engellenir. Bunun yanında bir kişinin antibiyotiklere cevap vermeyen bir enfeksiyonu varsa kurtulmasına yardımcı olarak granülosit adı verilen beyaz kan hücreleri transfer edilebilir. Ayrıca aferez adı verilen bir işlem kullanılarak granülosit (beyaz kan hücresi) toplanabilir.

Kan Nakli Gerektiren Hastalıklar

Vücudun düzgün çalışması için yeterli kana sahip olmadığı durumlarda kan nakli gereklidir. Örneğin, ciddi bir yaralanma geçiren veya ameliyat sırasında kan kaybeden bir kişi nakile ihtiyaç duyabilir. Kan nakli yapılmasını gerektiren belirli koşullar ve bozukluklar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

  • Anemi: Kanda yeterince kırmızı kan hücresi bulunmadığında meydana gelir. Vücutta yeterli demir bulunmaması gibi bir dizi nedenden dolayı gelişebilir ve bu demir eksikliği anemisi olarak bilinir.
  • Hemofili: Kanın yeteri kadar pıhtılaşamadığı bir kanama bozukluğudur.
  • Kanser: Vücuttaki anormal hücreler bölündüğünde ve çevre dokulara yayıldığında ortaya çıkar. Zararlıdır, kan hücrelerinin de zarar görmesine neden olur.
  • Orak hücre hastalığı: Kırmızı kan hücrelerinin şeklini değiştiren bir grup kırmızı kan hücresi hastalığıdır.
  • Böbrek hastalığı: Böbrek fonksiyonlarının tamamen veya kısmen gerçekleştirilemediği durumlarda ortaya çıkar.
  • Karaciğer hastalığı: Karaciğerin tamamen veya kısmen fonksiyonlarını yerine getiremediği durumlarda ortaya çıkar.

Kan Transfüzyonu Endikasyonları

Birkaç farklı kan transfüzyonu vardır ve ihtiyaç duyup duyulmadığı kişinin sağlığı, tıbbı geçmişi yapılan işlemin türü ve durumunun ciddiyeti gibi bir grup faktöre ile ilişkilidir. Orta yaşta bir yetişkinin vücudunda toplamda yaklaşık beş litre kan bulunur. Az miktarda kan kaybı (1,5 litreye kadar), sonraki haftalarda vücudunun yeni kırmızı kan hücreleriyle değiştirdiği bir tuz çözeltisi ile değiştirilebilir.

Farklı kan transfüzyonu türleri vardır ve bunlar aşağıda gibidir:

Kırmızı kan hücresi transfüzyonları: Kırmızı kan hücresi transfüzyonunun ana nedeni aneminin tedavi edilmesidir. Anemi, doku ve hücrelere yeteri kadar oksijen sağlanamadığı bir durumdur, sebebi vücutta yeteri kadar kırmızı kan hücresi bulunmamasıdır. Anemi, örneğin doğum sırasında bir komplikasyon, yaralanma veya ameliyatın bir sonucu olarak gelişebilir. Aneminin ortaya çıkmasına sebep olan bazı durumlar vardır, bu durumlar şu şekilde sıralanabilir;

  • Demir, B12 vitamini veya folat eksikliğinden kaynaklanan anemide ve lenfoma gibi bazı kanser türlerinde olduğu gibi kırmızı kan hücrelerinin düşük oranda üretildiği sağlık koşullarında, 
  • Orak hücre anemisi ve talasemi gibi koşullarda olduğu gibi kırmızı kan hücrelerinin normal üretimini bozan sağlık koşullarında, 
  • Sıtma gibi bazı enfeksiyon türlerinde belirli ilaçların kullanımında, alkol veya kurşun zehirlenmesinde olduğu gibi bazı toksinlerin kırmızı kan hücrelerinin yok edilmesine yol açtığı koşullarda.

Trombositler: Kanlarında anormal derecede düşük trombosit hücresi bulunan kişileri(Trombositopeni) tedavi etmek için trombosit transfüzyonu kullanılır. Trombositopeni olduğu durumlarda küçük bir kaza, kesik veya sıyrık sebebiyle, ameliyat veya diş çekimi sonucunda aşırı kanama riski artmaktadır.Çünkü kan pıhtılaşamaz. Trombosit transfüzyonu ile tedavi edilmesi gereken trombositopeni nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Lösemi (kan kanseri) veya lenfoma (lenf kanseri) gibi kanser türleri
  • Trombosit üretimini azaltan kemoterapi (kimyasal ilaç tedavisi) veya kemik iliği nakli
  • Kronik karaciğer hastalığı veya siroz (alkol kötüye kullanımı dâhil birçok nedeni olan karaciğerde yara izi)
  • Sepsis (kan zehirlenmesi) veya şiddetli enfeksiyon, bu anormal pıhtılaşmaya ve düşük trombositlere neden olabilir.

Plazma: Plazma, protein içeren ve kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan kandaki sıvıdır. Ameliyat, travma veya doğum sonrası gibi şiddetli kanama oluşabilecek durum söz konusu ise, plazma transfüzyonu gerekebilir. Ayrıca pıhtılaşma proteinlerinin üretimini etkileyen durumlarda (karaciğer hastalığı gibi) bir transfüzyona ihtiyaç duyulabilir.

Granülositler: Granülositler, enfeksiyonla mücadeleye yardımcı olan beyaz kan hücresi çeşididir. Granülosit transfüzyonları yaygın olarak kullanılmaz ancak kişide kemoterapi veya kemik iliği naklinden sonra antibiyotiklere yanıt vermeyen ciddi bir enfeksiyon varsa gerekli olabilir.

Cerrahi operasyonlar: Bazı cerrahi operasyon ve prosedür türleri daha yüksek kan kaybı riski içerebilir, bu nedenle kan nakline ihtiyaç duyulması daha olasıdır.

Kan Transfüzyonu Komplikasyonları

Kan transfüzyonu esnasında yaşanan komplikasyonlar, paketli bulunan kırmızı hücre transferinden kaynaklanan komplikasyonlardır ve transfüzyon hacminin artması ile oluşma riskleri de artar. Olası komplikasyonlar şu şekilde sıralanabilir;

Pıhtılaşma Anormallikleri

Transfüze edilen paketlenmiş kırmızı hücreleri, herhangi bir trombosit veya pıhtılaşma faktörü içermediğinden dolayı seyreltme etkisine  bağlı olarak pıhtılaşma anormallikleri görülebilir. Travma gibi belirli durumlar kendi başlarına da koagülopatiye (kanın pıhtılaşmaması gereken bir yerde veya durumda pıhtılaşması) neden olabilir. Bu işlem herhangi bir pıhtılaşma bozukluğu riskini azaltmak için, taze donmuş plazma  ve trombositler aynı anda uygulanmalıdır, tipik olarak 4 birimden fazla eritrosit (alyuvar) alan hastalar için yapılır.

Elektrolit Anormallikleri

 Kan nakillerinde ortaya çıkabilecek iki ana elektrolit anormalliği vardır:

  • Hipokalsemi:  Koruyucudaki kalsiyum bağlayıcı ajan tarafından kalsiyumun şelasyonu, serum kalsiyum seviyesinin düşmesine neden olur.
  • Hiperkalemi: Kırmızı kan hücrelerinin (kaçınılmaz) kısmi hemolizi sonucu hücre içi potasyum salınımı nedeniyle olur

Hipotermi

Donmuş kan veya kan bileşenleri çözüldükten sonra transfüzyon sırasındaki vücut sıcaklığına ulaşamayabilir. Bu nakillerin hızlı transfüzyonu, hastanın normal vücut sıcaklığında bir düşüşe neden olabilir. Bu nedenle, bir kan transfüzyonu sırasında her zaman vücut sıcaklığının düzenli olarak izlenmesi gerekir. Bununla birlikte transfüzyona özgü komplikasyonlar akut ve gecikmiş komplikasyonlar olarak ayrılabilir. Akut transfüzyon komplikasyonları tipik olarak kan transfüzyonu başladıktan hemen sonra ortaya çıkar.  Akut(erken) transfüzyon komplikasyonları şu şekilde sıralanabilir;

  • Akut hemolitik reaksiyon: Akut hemolitik reaksiyon (ABO Uyumsuzluğu), yanlış kan grubunun transfer edilmesinde sebep olduğu ciddi bir reaksiyondur, en yaygın nedeni ABO kan grubu uyumsuzluğudur. Donör kırmızı kan hücreleri, alıcının önceden oluşturulmuş antikorları tarafından yok edilir ve hemolizle sonuçlanır. Kişide ürtiker, hipotansiyon,ateş ve titreme şikayetleri olduğunda hızlı hemolizden kaynaklanan hemoglobinüri kanıtı olabilir.
  • Transfüzyonla ilişkili dolaşımdaki aşırı yük (TACO):   TACO,  dispne (nefes darlığı) ve aşırı sıvı yüklenmesi sebebiyle oluşur. Bu durum, kalp yetmezliği olanlar gibi aşırı yüklenmiş kişilerde sıklıkla görülen bir sorundur.
  • Transfüzyonla ilgili akut akciğer hasarı (TRALI):  Bu, pulmoner (akciğerle ilgili) ödemin kardiyojenik olmayan bir nedeni olan Akut Solunum Sıkıntısı Sendromunun (ARDS) bir sonucudur. Kişiler çoğunlukla dispneli (nefes darlığı) yaşarlar ve klinik muayenede pulmoner ödem (akciğer ödemi) ortaya çıkar.
  • Diğer komplikasyonlar arasında hafif alerjik reaksiyonlar, hemolitik olmayan ateşli reaksiyonlar, anafilaksi, enfektif ve bakteriyel şok sayılabilir.

Gecikmiş Transfüzyon Komplikasyonları

  • Enfeksiyon: Herhangi bir kan transfüzyonu ile Hepatit B, Hepatit C, HIV (AIDS virüsü), sifiliz (cinsel yol enfeksiyonu), sıtma veya vCJD'den (nörolojik hastalık) herhangi birinin gelişmesine ilişkin teorik bir risk vardır. Kan bağışçılarının taranması nedeniyle bunlar son yıllarda daha az endişe verici hale gelmiştir.
  • Graft ve Konak Hastalığı (GvHD): GvHD, verici ve alıcı arasındaki HLA (insan lökosit antijeni) uyumsuzluğu nedeniyle oluşur. En çok ışınlanmamış kan ürünlerinin, bağışıklığı baskılanmış bir alıcıya kan transfüzyonunda görülür. Klinik özellikler arasında ateş, cilt tutulumu (makülopapüler döküntüden toksik epidermal nekrolize kadar değişen), ishal ve kusma yer alır.
  • Aşırı demir yüklemesi: En çok talasemi gibi tekrarlayan transfüzyon alan hastalarda yaygındır. Karaciğer, pankreas, kalp, eklemler ve deride görülür.

Kan Transfüzyonu Nasıl Yapılır?

Kan transfüzyonu işleminden önce, sağlık uzmanı tarafından kişiden kan nakli için bir onay formu imzalanması istenir. Onay formu, prosedürü yaptırma nedeni, prosedür sırasında neler olduğu ve sonrasında neler olabileceği hakkında bilgi sağlama amacını taşır. Ayrıca bilinmesi gereken bir noktada; yaşamı tehdit eden bir durum nedeniyle kişi veya bir aile üyesi bu işlem için onay veremiyorsa, hizmet sağlayıcı hayatını kurtarmak için kişinin rızası olmadan kan transfüzyonu yapabilir. Kişinin herhangi bir ilaca alerjisi varsa, reçetesiz veya reçeteli kullandığı ilaçlar, aldığı bitkisel takviyeler dahil olmak üzere hepsi hakkında bilgi vermelidir.

Prosedür Sırasında

Kan nakli sırasında alıcının elindeki veya kolundaki bir damara küçük bir tüp (IV kateter) yerleştirilir ve kanın doğrudan damara verilmesini sağlar. Daha sonra tedavi edilen soruna bağlı olarak kanın hangi kısmının verileceğine karar verilir. Damara takılan IV kateter , daha fazla sıvıya, diğer ilaçlara veya daha fazla kan nakline ihtiyaç duyma ihtimali varsa, kan naklinden sonra damarda bırakılır. 

Kan transfüzyonu yapılırken IV yolla diğer ilaçlar verilmemektedir. Alıcının kalp atış hızı, kan basıncı ve ateşi düzenli olarak kontrol edilir. Ayrıca kalp atış hızını ve ritmini takip etmek için bir kalp (kalp) monitörü kullanılabilir. Bununla birlikte kandaki oksijen seviyesi, parmağa veya kulak memesine takılı bir sensör tarafından izlenir.

İşlemden Sonra

Kişinin durumuna bağlı olarak iyileşmesi için birkaç saat veya birkaç gün hastanede kalması gerekebilir. Bununla birlikte kişi hastanedeyken bakım personeli tarafından sık sık kontrol edilir ve kanındaki oksijen seviyesi, parmağına takılı olan bir sensör tarafından izlenir. Ayrıca kalp atış hızı ve ritmi takip edilmesi için bir kalp monitörü kullanılabilir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın

Kan Transfüzyonu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Masif kan transfüzyonu nedir?

Masif kan transfüzyonu genel olarak 24 saatlik bir süre içinde 10 ünite kırmızı kan hücresi (PRBC) transfüzyonu olarak tanımlanır. Masif kan transfüzyonun amacı, komplikasyonları ve cerrahi hemostaz elde edilebilirken kritik hipoperfüzyonu sınırlamaktır.

Dr. Deniz Gölgeli

Kan transfüzyonu ne zaman yapılır?

Kan transfüzyonuna hastalık, ameliyat, kemoterapi veya kanı etkileyen tedaviler nedeniyle ihtiyaç olunabilir. Ayrıca kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri veya trombositlerin transfüzyonuna ihtiyaç duyulabilir. Kişide çok fazla kanama varsa veya kırmızı kan hücresi sayısı düşükse (anemi) kırmızı kan hücresi transfüzyonuna ihtiyacı olur.

Dr. Deniz Gölgeli

Kan transfüzyonu kaç saatte verilir?

Kan nakli işlemi kişiye takılan bir intravenöz (IV) hat ile başlamakta ve hasta yeni kanı almaktadır. Yapılacak olan işlem kan miktarına bağlı olarak 1 ila 4 saat arası sürebilir. İşlem öncesinde ve sonrasında yapılacak ek tetkikler süreci uzatabilir.

Dr. Deniz Gölgeli

Kan nakli sırasında yanlış kan verilirse ne olur?

Kan nakli sırasında yanlış kan verilmesi çok nadir bir durum olsa da, riskleri ne tür kan verildiğine ve alıcının kan grubuna bağlıdır. Üç ana antijen vardır ve antijenler A, B ve O'dır. Fakat kombinasyonlar OO, AO, BO ve AB'dir, yani O, A, B ve AB olarak bilirler. Bununla birlikte O tipi herkes tarafından tolere edilir ve bu kan evrensel donördür ve değerlidir. A tipi kan, A ve AB alıcıları, B tipi kan, B ve AB alıcıları ve AB tipi kan yalnızca AB alıcıları tarafından tolere edilir ve ayrıca AB türleri de evrensel alıcılardır.Ancak unutulmamalıdır ki, Örneğin bir kişi eğer A kan grubunda ve kan ihtiyacı varsa, 0 dan kan alınarak verilmez, yine A kan grubu birinden alınarak verilmelidir.

Yanlış kan nakli, hasta vücudunun kanı kabul etmemesine ve komplikasyonların oluşmasına neden olmaktadır. Bu tip durumlarda kısa süre içerisinde müdahale edilmelidir.

Dr. Deniz Gölgeli

Kan nakli yaptırmanın zararı var mı?

Kan nakli yaptırmanın komplikasyonları tabiki yukarıda da belirtildiği üzere olabilir ancak, işlemin bir zararı yoktur. Kişinin hissedebileceği tek ağrı, iğnenin damara yerleştirildiği an ortaya çıkmaktadır. Bu acı hızla geçer ve santral venöz kateteri (CVC) varsa, içinden kırmızı kan hücreleri veya trombositler alınabilir, bunun da bir zararı yoktur.

Dr. Deniz Gölgeli