İnterstisyel Sistit

İnterstisyel sistit idrar torbasında enfeksiyon olmaksızın, mesane duvarının iltihaplanıp, zamanla bu mesane duvarının tahriş olma durumu olup şikayetlere göre tedavi uygulanmaktadır

Sistit tıbbi olarak; sıklıkla bakterilerin neden olduğu mesane yani idrar torbası iltihaplanması durumuna verilen bir isimdir. İnterstisyel sistit idrar torbasında enfeksiyon olmaksızın, mesane duvarının iltihaplanıp, zamanla bu mesane duvarının tahriş olma durumudur. Halk arasında sıklıkla Ağrılı mesane sendromu olarak bilinen bir hastalıktır.

İnterstisyel sistit, idrar torbasının kronik bir hastalığıdır. Kronik bir hastalık olan interstisyel sistit zamanla idrar torbasının duvarını kalınlaştırıp, idrar torbasının normal bir şekilde çalışmasını engelleyip, genişleme kapasitesinde belirgin azalmaya neden olur. Bu durum da hastaların idrarlarıyla ilgili şikayetlerine neden olmaktadır.

Kadın boşaltım sistemi ile erkek boşaltım sistemleri birbirinden farklı yapılara ve özelliklere sahiptir. Kadın boşaltım sistemi, erkek boşaltım sistemine göre daha kısa olduğu için kadınların interstisyel sistit olma riski erkeklere oranla 9- 10 kat daha fazladır. Ağrılı mesane sendromu sıklıkla 30 ile 40 yaş arasında gözlenmektedir. Beyaz ırka sahip bireylerde daha sık izlenmektedir.

Ağrılı mesane sendromunun oluşumundaki temel etken henüz aydınlatılamamış olsa da mesane iç yüzeyini döşeyen yapıların çeşitli nedenlere bağlı zarar görmesi sonucu hastalığın başlangıç ve buna bağlı belirti gösterdiği düşünülmektedir.

İnterstisyel sistitin her hastada gösterdiği belirtiler farklılık göstermektedir. Bu yüzden hasta profilleri açısından oldukça zengin bir hastalıktır. Bu durum da sıklıkla yanlış teşhis ve tedaviye neden olmaktadır. Ağrılı mesane sendromu tanısını koymak için hastaların profilleri iyi incelenip, diğer hastalıklardan ayırımı mutlaka yapılmalıdır.

İnterstisyel Sistit Belirtileri

İnterstisyel sistit, kişinin yaşam standartlarını büyük oranda düşüren, hastanın sosyal yaşantısında oldukça etkisi olan bir hastalıktır. Kişiden kişiye ağrılı mesane sendromunun gösterdiği belirtilerde değişiklik gözlenebilir ve buna bağlı kişinin duyduğu ağrının şiddetinde de farklılıklar izlenebilmektedir.

Hastalar sıklıkla mesane bölgesinde duydukları ağrıdan şikayet ederler. Bu tarz hastalar idrarlarını yaptıktan sonra ağrılarının bir nevi hafiflediğini de ifade ederler. Sürekli olarak idrara sıkıştıklarını, sık sık tuvalete gittiklerini ve yanma hissinden bahsederler. Ağrılı mesane sendromu yavaş yavaş başlangıç gösterip, kronik (uzun süredir devam eden) bir hastalık haline gelir.

Hastalarda izlenen belirtiler başlıca;

  • Hastalar genelde sık sık idrara çıktıklarını söylerler. Sık izlenen bir bulgudur. Gece gündüz fark etmeksizin tuvalete gittiklerini, hatta bazen uykudan uyandıran bir tuvalete gitme hissinden bahsederler. Bu kişiyi oldukça yoran bir durumdur.
  • Sık sık uykudan uyandıran idrara çıkma hissi kişide uykusuzluk ve yorgunluğa neden olmaktadır. Buna bağlı hastalar, gün içerisinde oldukça huzursuz ve gergin olduklarını söylerler.
  • Huzursuzluk ve gerginliğin bir sonucu olarak da kişiler günlük yaşamlarından zevk alamadıklarından bahsederler. Kişinin sosyal yaşamını her yönüyle etkileyen bir hastalıktır. Tüm bu durumlar stres depresyonu dediğimiz bir duruma yol açmaktadır.
  • Ağrılı mesane sendromu hastalarının neredeyse 1/3’ünde idrar yaparken yanma (disüri) şikâyeti mevcuttur.
  • Sürekli zarar görüp kalınlaşan idrar kesesi yapıları, normalde idrarı depolayıp genişleyebilecekken interstiyel sistitli hastalarda bu duruma izin vermeyecektir. İdrar kesesi tam olarak genişleyemeyecek, daha az idrarı depo edebilecektir.
  • Herhangi bir idrara çıkma hissi yokken aniden gelen idrara çıkma hissinden oldukça yakınmaktadır hastalar. Psikolojik olarak da kişiyi oldukça yoran bir histir.
  • Hastaların tarif ettiği alt karın veya mesane bölgesinde ağrı hissi bazen dayanılmaz bir hal alabilmektedir. Bu ağrı sıklıkla yanıcı tarzda bir ağrıdır.
  • Kronik pelvik ağrı olarak isimlendirilen, en az 6 aydır süregelen ve geçmeyen kalça kemiği bölgesinde görülen bir ağrı mevcuttur.   
  • Makat bölgesi ila cinsel bölge arasında kalan bölgede ağrı hissi mevcuttur.
  • Cinsel ilişki sırasında ağrı duymak (disparoni), hastları oldukça rahatsız eden bir durumdur. Kişiler çoğunlukla cinsel ilişki yaşamaktan korkarlar.
  • Cinsel ilişki sırasında hissedilen ağrı kişiyi cinsel ilişkiye karşı ilgisiz bir duruma getirir. Buna bağlı da hastalarda libido düşüklüğü izlenir.

Hastalığın belirtileri hastalığın şiddetine göre değişim göstermektedir. Bazı hastalarda sıklıkla izlenen bir bulgu diğer bir hastada izlenmeyebilir. Bu yüzden hasta profilleri yönünden çeşitlilik gösteren bir hastalıktır.

Kadınlarda ağrılı mesane sendromu boşaltım sistemi anatomik yapısından ötürü daha sık izlenmektedir. Genelde seksüel olarak aktif olan kadınlarda cinsel ilişkinin başlamasıyla semptomlar baş göstermektedir. Sıklıkla cinsel ilişki sırasında, hemen sonrasında ya da cinsel ilişki sonrası ilk 24 saat içerisinde bulgular baş göstermektedir. Bu bulgular bazen saatlerce bazense günlerce sürebilmektedir. Bununla birlikte bulguların menstruel siklusla da bağlantılı olduğu bilinmektedir.

İnterstisyel Sistit Nedenleri

Ağrılı mesane sendromunun henüz tam olarak neyin ya da nelerin sebep olduğu aydınlatılamamış olsa da bazı etkenlerin tetiklediği düşünülmektedir. Bir grup insanın, interstisyel sistit için risk faktörü taşıdığı da düşünülmektedir.

İnterstisyel sistit profili oluşturduğu düşünülen durumlar;

  • İdrar kesesinin iç tabakasını oluşturup, koruyucu bir tabaka olan epitelyumun zarar görmesi ağrılı mesane sendromunun başlıca nedeni olduğu düşünülmektedir. Normal şartlarda mesaneyi koruma görevini üstlenen epitelyum, ağrılı mesane sendromunda idrar kesesinin iç tabaklarını oluşturan yapıların idrar gibi alkalik bir oluşumun zararlı etkisinden koruyamamaktadır. Bu durum da kişide belirtilere neden olacaktır.
  • İnterstisyel sistitin bir diğer nedeni olarak kişinin bağışıklık sisteminin yanlış çalışıp, fazla tepki verip bağışıklık sistemi tarafından zarar gören mesane ve yapılarının ağrılı mesane sendromuna neden olduğu düşünülmektedir.
  • Sık sık idrar yolu enfeksiyonu geçirmek, idrar kesesinin normal yapısını bozacaktır. Bu durum da interstisyel sistite yatkınlık sağlayacaktır. Kadın boşaltım sistemi anatomik olarak enfeksiyonlara yatkınlık sağlamaktadır. Sık enfeksiyon geçirmek de idrar kesesinin normal florasını bozup, kişiyi diğer hastalıklara yatkın bir hale getirecektir.
  • İdrar kesesini oluşturan yapılar idrarın alkalik yapısına dirençlidir. İdrarın içeriğindeki değişimler, idrar kesesine zarar vermektedir. Özellikle idrarda eroziv (aşındırıcı) madde bulunması mesanenin iç yapısına zarar verip, olası hastalıklara interstisyel sistit oluşumuna yatkınlık sağlamaktadır.
  • Ağır geçirilen alerjik reaksiyonların da interstisyel sistit için risk oluşturduğu düşünülmektedir. İmmun sistemin yanlış fazla uyarısı, mesaneye zarar verip ağrılı mesane sendromu için bir risk teşkil etmektedir.
  • Son zamanlarda yapılan çalışmalarda ağrılı mesane sendromu gelişiminde genetik faktörlerin büyük rol oynadığı gösterilmiştir. Henüz kanıtlanmamış olsa da genetik olarak yatkınlığın olması interstisyel sistit gelişimi için risk oluşturmaktadır.
  • Mesanenin kontrolünü sağlayan sinirlerdeki bir bozukluğun da ağrılı mesane sendromuna yol açtığı düşünülmektedir. Normalde ağrı hissi uyandırmayan mesane dolumu gibi fizyolojik durumların, sinirlerde meydana gelen değişimle ağrı hissi uyandırabilmektedir. Bu durumun da interstisyel sistit tablosu oluşturduğu düşünülmektedir.

İnterstisyel Sistit Teşhisi

İnterstisyel sistit belirtileriyle birçok hastalıkla karışabilmektedir. Bu yüzden öncelikle benzer belirtilere sahip hastalıklardan ayırımı yapılmalıdır.

Ayırımı yapılması gereken hastalıklar başlıca;

  • Mesane veya idrar yolu enfeksiyonu
  • Üriner sistem taşları
  • Endometriozis (Kadın üreme sistemi hastalığıdır. Rahim içini döşeyen yapının başka bir bölgede büyümesiyle gelişen ağrılı bir hastalıktır)
  • Mesane kanseri (idrar kesesinde kontrolsüz büyüyen kötü huylu oluşumlar)
  • Rektosel (Bağırsak fıtıklaşması)
  • Sistosel (İdrar torbası sarkması)
  • Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
  • Pelviste bulunan organların sarkması
  • Vajinal enfeksiyon (Kadın üreme sistemi organlarından olan rahmin enfeksiyonu)
  • Üretral divertikül (İdrarı mesaneden dışarıya atılımını sağlayan borularda cep şeklinde kesecik gelişimi)
  • Herhangi nörolojik bozukluklar (mesanenin normal görevlerini yapmasını sağlayan sinirlerde meydana gelen hasar)
  • Prostatit (Erkeklerde bulunan prostat bezinin iltihabı) gibi hastalıklar öncelikle dışlanmalıdır.

Ağrılı mesane sendromu tanısını koymak için özel bir test mevcut değildir. Hastanın ayrıntılı anamnezini (öyküsünü) almak tanı koymak için oldukça önemli bir yere sahiptir. Daha öncesinde idrar yolu enfeksiyonu geçirip geçirmediği, böbreklerinden taş düşürüp düşürmediği, cinsel yolla bulaşan hastalığa sahip olup olmadığı ayrıntılı bir şekilde sorgulanmalıdır. Hekimin istediği üzerine kan ve idrar testleri de yapılıp diğer hastalıkların ayrımında kullanılmalıdır.

Tüm bunlarla birlikte ek tetkik ve görüntüleme yöntemlerine başvurulmaktadır;

  • İşeme Günlüğü: Her hastadan istenen basit ama tanı esnasında oldukça yararlı bir uygulamadır. Hastadan yalnızca gün içerisinde kaç kez tuvalete gittiği ortalama ne kadar işediği not edilmesi istenir. Ağrılı mesane sendromu hastalarında günlük işeme sayıları ortalama 16 ve hacmi de 75 ml olarak gözlenmektedir.
  • Fizik Muayene: Diğer hastalıklarının ayırımı için sıklıkla yapılan, hastanın ağrı lokalizasyonunu belirlemede oldukça önemlidir. Ağrılı mesane sendromu hastalarında fizik muayenede kadınlarda vajina ön duvarında ve mesane bölgesinde ağrı ve hassasiyet bulguları mevcuttur.
  • Sistoskopi: İnterstisyel sistit tanısını koymada en önemli tetkiklerden birisidir. Hastanın klinik tablosuna göre lokal anestezi veya genel anestezi altında yapılan bir görüntüleme yöntemidir. İşlem sırasında mesane içerisine sıvı verilmesi hastanın ağrı duymasına sebep olacağından işlem sıklıkla genel anestezi altında yapılmaktadır. Özel bir alet yardımıyla üretradan (idrar çıkış deliği) giriş yapılarak idrar kesesi içi özel kamera yardımıyla izlenir. Mesane yapısında dikkat çeken herhangi bir değişikliğin var olup olmadığı dikkatlice izlenir. Sonrasında özel bir alet yardımıyla biyopsi alınır. Bu işlem sıklıkla diğer hastalıkların dışlanması için uygulanmaktadır.
  • Ürodinamik Değerlendirme: Sıkça uygulanan bir yöntem değildir. Hastanın bazı şüphe uyandıran belirtilerinin değerlendirilmesinde uygulanabilmektedir. İdrar kesesine kateter (plastikten yapılmış boru şeklinde bir araç) yardımıyla su ile doldurulur. Mesaneyi doldururken ve boşaltırken idrar kesesindeki basınç ölçümü yapılır. Ağrılı mesane sendromlu hastaların mesanesi, normal mesane yapısına göre daha az sıvı alacaktır. Bu değerlendirme mesane dolumu sırasında da hastaların ağrı duymasına neden olacaktır. Bu nedenle çok tercih edilen bir yöntem değildir.
  • Potasyum Duyarlılık Testi: Tanı anında uygulanan bir başka testtir. Normal mesane yapısından emilmeyen Potasyum Klorür (KCl) interstisyel sistit şüpheli hastaların mesanesine verilir. Potastum Klorür, interstisyel sistitli hastaların mesanesinden emilerek mesanede yer alan sinirlerin uçlarını uyararak ani sıkışma hissine ve ağrıya yol açar. Testte öncelikle mesane içerisine kateter yardımıyla 100 ml kadar steril serum verilir. Hastanın hissettiği ağrı değerlendirilip mesane boşaltılır. Sonrasında 60 ml steril su 40 ml Potasyum Klorür karışımı mesaneye verilir. Hastanın hissettiği ağrı tekrar değerlendirilir. Hastanın ağrısında belirgin bir artış varsa test pozitif kabul edilmektedir.

Hastanın ağrı karakteri tanı koyma sırasında oldukça önem taşımaktadır. Bu yüzden hastalar dikkatlice dinlenmeli, ağrının tipi dikkatlice sorgulanmalıdır. 

İnterstisyel Sistit Tedavisi 

İnterstisyel Sistit, mesaneyi ilgilendiren kronik bir hastalıktır. Hastalığın nedeni henüz aydınlatılamadığından tek bir tedavi çeşidi her hastada başarı sağlayamamaktadır. Bu yüzden tedavi hastanın şikayetlerine göre karar verilmektedir. Bazen tedavinin bulunması ya da tedavi sürecinin uzun sürmesi hastaları yormaktadır. Hastaların bu yüzden hastalıkları hakkında bilgilendirilmesi, eğitilmesi gerekmektedir. Ağrılı mesane sendromu tedavisi medikal, cerrahi ve alternatif destekleyici tedavi olmak üzere 3 ana başlıkta incelenmektedir.

Medikal tedavide amaç hastanın şikayetlerini hafifletmek, günlük yaşamına normal insanlar kadar devam edebilmesini sağlamaktır. Her hastanın klinik tablosu farklı olduğundan uygulanan ilaç tedavisi de farklı olmaktadır.

İnterstisyel Sistit intravezikal uygulanan (mesane içerisine) tedaviler de mevcuttur. Bu hem hızlı etki sağlamakta, hem de fazla ilaç kullanımına gerek duyulmamasını sağlamaktadır. Bu tarz tedavilerin sağlanması için mesane içerisine direkt olarak kateter ile girilmesi gerekmektedir. Sık sık kateterle mesaneye giriş yapılması da hastanın enfeksiyon riskini arttıracaktır. Aynı zamanda işlem sırasında hastanın ağrı duymasına neden olacaktır. Hastalar bu tarz tedavilerin maliyet olarak da kendilerini zorlayacaklarından çekinmektedirler.

İnterstisyel sistit tedavisinde intravezikal uygulanan ilaçlardan bazıları şöyledir;

  • Lokal Anestetikler: Genellikle ‘Lidokain’ uygulanmaktadır. Ama idrar kesesi epiteli tarafından emilimi oldukça azdır. Bu yüzden çok büyük etkisi olmamaktadır.
  • Pentosan Polisülfat: Ağızdan kullanıldığında fazla etki uyandırmayan bu ilaç, mesane içerisine verildiğinde belirgin düzelme göstermektedir. Haftada 2 kez olmak üzere 3 ay uygulandığında hastaların semptomlarında belirgin azalma izlenmiştir.
  • Heparin: Normalde kan sulandırıcı olarak kullanılan heparin, interstisyel sistit hastaların intravezikal tedavisinde en sık kullanılan ilaçtır. Heparin, idrar kesesi epitelinde ağrı hissi uyandıran hücrelerin çalışmasını engellediği gözlenmiştir. Aynı zamanda idrar kesesi epitelinin koruyucu etkisi gibi bir etki sağladığı da izlenmiştir. En az 1 yıl boyunca tedavi sağlanmalı, 1 yıldan önce tedavi kesilmemelidir. Genelde 12 ay sonrasında etkisini göstermeye başlayan bir tedavidir. Şiddetli belirtileri olan hastalarda bu süre uzayabilmektedir.
  • Dimetil Sülfoksit (DMSO): İdrar kesesi yüzeyinden emilerek ağrı kesici, inflamasyonu önleyici ve kas gevşetici etkiler yaratmaktadır. Sıklıkla tercih edilen ve sonuçlarının iyi olduğu bir yöntemdir.
  • Hyalüronik Asit: Yapılan araştırmalar sonucunda interstisyel sistitli hastaların idrarlarında hyalüronik asit seviyesi yüksek tespit edilmiştir. Bunun da idrar kesesindeki koruyucu tabakanın yıkımı sonucunda oluştuğu düşünülmektedir. Bu koruyucu tabakanın yenilenmesini hızlandırmak için uygulanan bir yöntemdir. Tedavinin ilk 6 ayında belirgin düzelmeler izlense de sonrasında tedavinin cevap oranı düşmektedir.

İnterstisyel Sistit tedavisinde girişimsel işlemler de mevcuttur.

Bunlardan bazıları;

  • Botoks Tedavisi:Clostridium Botulinum’ adlı bakterinin ürettiği botulinum toksini kullanılarak yapılan bir işlemdir. Mesane içerisine girilerek belli bölgelere botulinum toksini enjekte edilir. Son yıllarda yapılan bir teknik olup, interstisyel sistitle birlikte aşırı aktif mesane sendromu veya mesane spazmı gibi hastalıkların da eşlik ettiği hastalarda oldukça işe yaramaktadır. Enjekte edilen maddenin tipine ve dozuna göre etki süresi 3 ila 6 ay arasında değişmektedir. Toksinin etkisi geçince işlemin tekrar edilmesi gerekmektedir.
  • Mesanenin Hidrodistansiyonu: Ağrılı mesane sendromu tedavisinde sıkça kullanılan bir yöntem olmakla birlikte bilimsel olarak kanıtlanmış yeterli bilgiler bulunmamaktadır. Daha çok hastalığın tanısı için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem sonrası hastaların şikayetlerinin azalması da bir tedavi seçeneği olarak kullanılmıştır. Anestezi altında idrar kesesini şişirerek hacmini arttırma işlemidir. Hastaların %80’inde mesane kapasitesindeki artışa bağlı olarak şikayetlerin azaldığı gözlenmiştir.
  • Sakral Nöromodulasyon: Sinir sistemi düzenleyicisi olarak da bilinen bir yöntemdir. Nöromodulasyonun tedavi şekli, vücuttaki herhangi bir yerdeki sinir sistemi aksaklığının düzenlenmesini sağlamaktadır. Bu yöntemle amaçlanan hastanın sürekli sıkışma hissini ve sık sık idrara gitmesini azaltmaktır. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda hastaların ağrı şikayetini de ortadan kaldırdığı gözlenmiştir. Ameliyatla kalça bölgesine pil yerleştirilir. Bu pil sinirleri sürekli uyararak mesanenin düzgün çalışmasına yardımcı olmaktadır.

Tüm bu tedavilerin yanı sıra alternatif tedavi yöntemleri de mevcuttur.

Bu yöntemler arasında;

  • Mesane Eğitimi: Hastanın mesanesini eğitip, kontrol altına almasına dayanmaktadır. Bu yöntemle mesanenin sürekli sıkışma hissini, sık sık idrara gitme problemlerini çözmek amaçlanmaktadır. Bu yöntemle hastaların kontrollü sıvı alımı sağlanmalı, zamanlı işemeleri sağlanmaktadır. Bununla birlikte idrar yaparken ve idrarı tutarken kullanılan kasların eğitimi sağlanır. Bu kasların güçlendirilmesi sağlanır. Hastaların eğitime olan bağlılıklarıyla günlük işeme sayıları indirilebilmiş, birbiri ardına olan işeme aralıkları uzatılabilmiştir.
  • Diyette Kısıtlama: Bu hastalara fazla idrara çıkılmasını sağlayan besinlere kısıtlama getirilir. Bunlar arasında; başlıca alkollü içecekler, çay kahve gibi içeceklere kısıtlama getirilir. Başta turunçgiller olmak üzere birçok meyvenin de tüketimi kontrol altına alınmalıdır. Kızartma yemekleri, soğan, yoğurt, baklagiller, mayalı ekmekler, çikolata, kuruyemişlerin birçoğu, konserveli hazır gıdalar, ketçap mayonez gibi soslar, baharatlar da kısıtlamaya dahildir. Amaç hastanın yaşam kalitesini arttırmak için bu kısıtlamaları hayat biçimi haline getirmektir.

Hastanın klinik durumu, belirtilerin şiddetine göre hekim ve hastayla birlikte alınan kararlar doğrultusunda tedavi planı çizilmektedir. 

İnterstisyel Sistit Tedavi Edilmezse

İnterstisyel sistit hastalığı birçok klinik tabloyu içerisinde barındırmaktadır. Bazı hastalarda kendini hafif bulgularla gösterse de bazı hastalarda artık dayanılmayacak bir hal almaktadır. Hafif bulgular gösteren hastaların tedavisi şart değildir. Hasta mesane eğitimi, diyet kısıtlaması gibi alternatif yöntemlerle hayatına devam edebilmektedir. Bazı hastaların ise dayanılmaz ağrıları mevcuttur. Tedavisi sağlanmadığı sürece şikayetlerinde herhangi bir azalma olmayacağından, bu tarz hastaların bir an önce tedavi edilmesi gerekmektedir. Yapılan anestezi ilaçları yalnızca kısa süreli bir rahatlama yaşatacaktır. Su kısıtlaması gibi yöntemler de o an rahatlama sağlasa da kesin tedavi sağlamamaktadır.

İnterstisyel Sistitli Hastalara Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?

İnterstisyel sistitli hastaların hastalıkları hakkında bilgilendirilip, ne yapıp yapmamaları gerektiği hakkında eğitilmeleri gerekmektedir. Alternatif tedaviler bu noktada işe yaramaktadır. Mesane eğitimi denilen yöntemde amaçlanan sık sık idrara gitme durumunu ve sürekli sıkışma hissini ortadan kaldırmaktır. Bu mesane eğitimine uyulması ve bunun bir yaşam tarzı haline getirilmesi kişinin şikayetlerini geriletecektir. Diyette yapılan kısıtlamalara uyulması da aynı şekilde katkı sağlayacaktır. Tüm bu yöntemler sadece bir süreliğine yapılan işlemler değildir.

İntertisyel sistit hastalığı kronik bir rahatsızlıktır. Bu yüzden tüm bunların bir yaşam biçimi haline getirilmesi gerekmektedir. Bu konuda hasta yakınlarına büyük bir görev düşmektedir. Hastanın bu yeni yaşam şekline uyum sağlaması için hastaya mutlaka destek olunmalı, gerekirse takibi sağlanmalıdır. Yapılan önerilere ne kadar uyum sağlanırsa o kadar hızlı sonuçlar elde edileceği unutulmamalıdır.

İnterstisyel Sistit İlaçları

Ağrılı mesane sendromu hastalarda gösterdiği bulgular ve şiddeti yönüyle farklı klinik tablolara yol açmaktadır. Bu yüzden verilen ilaçlar da hastadan hastaya değişim göstermektedir. Medikal tedavide asıl amaç şikayetlerin giderilmesi, hafifletilmesidir.

Verilen ilaçlardan bazıları;

  • Analjezikler: Ana semptom ağrı olsa da bu tarz hastalara verilen ağrı kesiciler herhangi bir çözüm sağlamamaktadır. Daha çok narkotik analjezik (opioidler) kullanılmaktadır. Bu tarz ajanların ağrıyı kesme özellikleri oldukça güçlüdür. Semptomları geriletse de hastalığın tedavisini sağlamamaktadır. Sıklıkla;
  • Morfin
  • Kodein
  • Meperidin uygulanmaktadır.
  • Trisiklik Antidepresanlar: Antidepresanların interstisyel sistit bulgularını hafiflettiğini, hastalarda belirgin rahatlama izlendiği görülmüştür. Bunlardan bazıları;
  • İmipramin
  • Amitriptillin
  • Antihistaminikler: Alerjinin neden olduğu interstisyel sistit tedavisinde sıklıkla tercih edilmekte ve hastalarda fayda gösterdiği tespit edilmiştir. Alerjik reaksiyonların gösterdiği tepkiyi azalması için kullanılan bir ilaçtır. Bu ilaç grubundan;
  • Hidroksizin sıkça tercih edilmektedir.
  • L- Arginin: Vücutta nitrik asit sentezinde görev alan L- arginin, interstisyel sistitli hastaların semptomlarında belirgin azalma göstermiştir. 
  • Antiepileptikler: Bu tarz ilaç grubu fazla ağrıları olan hastalarda kullanılmaktadır. Ağrı için ekstra ilaç kullanıma gereksinim duyulmaması yönüyle fazla ağrısı olan hastalarda tercih edilen bir ilaç grubudur. Bu ilaç grubuna örnek olarak;
  • Gabapentin
  • KortikosteroidlerKortikosteroidler, vücutta oluşan inflamasyonu baskılama görevi üstlenmektedir. İnterstisyel sistitli hastalarda inflamasyon olmasa da bazı hastalarda umut verici sonuçlar izlenmiştir. Bazı hastalarda ise herhangi bir sonuç vermemiştir. Yan etkilerinin fazlalığı nedeniyle de sık kullanılmamaktadır.

Bunlardan bazıları;

  • Kortizon
  • Prednizon
  • Deksametazon
  • Pentosan Polisülfat: İnterstisyel Sistit hastalığının tedavisi için onay alan tek ilaçtır. Bu yönüyle sıklıkla tercih edilen yan etkisinin de az olduğu bir ilaçtır. Hastaların ani idrara sıkışma, sık idrara çıkma gibi bulgularında belirgin düzelme izlenmiştir. Sadece gece idrara çıkma şikayetlerinde bir azalma gösterememiştir.
  • Kuersetin: İnflamasyonu önleme, antioksidan etkileri olan bu ilacın; vücutta interstisyel sistit belirtilerini oluşturan hücrelerin çalışmasını önler. Bu da belirtilerin azalmasını sağlamada yardımcı olmaktadır.

İlaçlar hastanın klinik durumu ve şikayetlerine göre seçilmektedir. İlaç seçimi yapılırken mutlaka hastanın yaşı, kullandığı ilaçlar ve var olan başka hastalıkları sorgulanıp en uygun ilaç verilmektedir. Bu yüzden hastalar kontrolsüz ilaç kullanımı hakkında bilgilendirilmeli, doktor kontrolünde verilmeyen ilaçların kullanımı kesinlikle yasaklanmalıdır. 

İnterstisyel Sistit Ameliyatı

Ağrılı mesane sendromu tedavisinde birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır. Bu tedavi seçeneklerinden hiçbirinden fayda görülmediği durumlarda ameliyata başvurulmaktadır. İnterstisyel sistit ameliyatlarının genelde temel amacı mesaneyi genişletmektir. Mesanenin genişletilme işlemiyle hastaların sürekli sıkışma hissi, sık sık idrara gitme ve ağrı şikayetlerinin hafifletilmesi, şikayetlerinin son bulması hedeflenir. Bazı hastaların mesane içerisinde yer alan yaralarının yakılma işlemi de ameliyat sırasında yapılmaktadır.

Hastanın ameliyat öncesi gerekli tüm tetkikleri yapılmalıdır. Kullandığı ilaçların var olup olmadığı sorgulanıp, kan sulandırıcı gibi bir ilaç kullanımı varsa doktor kontrolünde ameliyattan belli bir süre öncesinden kesilmelidir. Ameliyat, hastanın ağrı duymaması adına genel anestezi altında (solunumun bir cihaza bağlı olarak gerçekleştiği bir çeşit anestezi çeşidi) yapılmaktadır.

Ameliyat planı hastanın durumuna göre yapılmaktadır. Ameliyatlarda sıklıkla mesane, bağırsaktan alınan parçayla genişletilme yöntemi uygulanmaktadır. Bazı araştırmalara göre bu yöntemin etkisi oldukça azdır. Bazı ameliyatlarda ise mesane tamamen çıkarılır (sistektomi) yerine ince veya kalın bağırsaklardan elde edilen parçalarla yeni bir mesane görevi görecek yapay bir mesane yapılır. Bu ameliyat çeşidinin de beklenmeyen etkileri gözlenmiştir. Hastalar idrarlarını tam olarak boşaltamadıklarını, günde birkaç kez sonda takmaya gereksinim duyduklarından şikâyet etmektedirler. Sürekli sonda takılması da enfeksiyonların oluşumuna zemin oluşturacaktır.

Ameliyat sonrası hastalar yakın takipte incelenmelidir. Ameliyat sonrası ağrıların hissedilmemesi adına ağrı kesiciler verilmelidir. Oluşabilecek enfeksiyonları önlemek adına geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi başlanmalıdır. Ameliyat yerleri iyi temizlenip, düzenli olarak pansumanları yapılmalıdır.

Her ameliyatta olduğu gibi interstisyel sistit ameliyatında da oluşabilecek komplikasyonlar mevcuttur. 

Bunlar arasında;

  • Ağrının geçmemesi: Mesane genişletme işlemi ameliyatında sık izlenen bir komplikasyondur. Ağrı yaratan mesane dokusu hala mevcut olduğu için gözlenen bir durumdur.
  • Kanama: Yapılan işlemler sırasında mesanenin kanlanmasına dikkat edilmelidir. Bağırsaktan alınan parça sırasında da o bölgenin kanlanması kontrol edilip, buna uygun önlem alınmalıdır. Aksi takdirde damarlara verilen zarar kanamaya yol açacaktır.
  • İdrarın tam olarak boşalmamış hissi: Bağırsaktan yapılan yapay mesanenin, normal mesane gibi sinir sistemine ve kas yapısına sahip değildir. Bu durum da hastanın idrarın tam olarak boşalmamış hissine neden olmaktadır. Bu durum birçok sıkıntıyı da beraberinde getirmektedir. Sık sık sonda kullanımı gerektirdiğinden hastanın enfeksiyona yatkınlığını arttıracaktır.
  • Enfeksiyon: Ameliyat sırasında yetersiz temizlenme veya yara yerlerinin yeterince temiz pansuman edilmemesi sonucu hastalarda enfeksiyon bulguları izlenebilir. Ameliyat sonrası hastanın ateşinde yükselme izleniyorsa hemen enfeksiyondan şüphe edilmelidir. Ciddiye alınması gereken bir konudur.

İnterstisyel Sistit için Hangi Doktora Gidilmeli?

İnterstisyel sistit kronik bir hastalıktır. Hastaların belirtileri yavaş başlayıp uzun süreli devam eder. Bu yüzden doktora başvurma süreci de uzamaktadır. Ağrı hissi sıklıkla kalça kemiği çevresinde, alt karında hissedilmektedir. Kadınlarda daha sık izlenen ağrılı mesane sendromu, ağrının hissedildiği yer dolayısıyla hastaları Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümüne götürmektedir. İnterstisyel sistit bulguları yönüyle birçok hastalıkla benzerlik göstermektedir. Özellikle kadınlarda birçok hastalığın ekarte edilmesi (dışlanması) gerekmektedir. Altta yatan herhangi bir hastalık yoksa hastalar Üroloji bölümüne sevk edilmelidir. Hastalığın teşhis ve tedavisi Üroloji bölümünde gerçekleşecektir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın