Hipertrofi

Hİpertrofi, hücre boyutlarının artması sonucu organlarda veya dokularda büyüme görülmesi olup cerrahi yöntemler ile tedavi edilmektedir

Hipertrofi Nedir?

Hipertrofi kavramı tıpta çok geniş anlamlar ifade eden bir terimdir. Herhangi spesifik bir hastalığı ifade etmekten ziyade doku ya da organ özelinde bir büyümeyi ifade eder. 

Bu durum hastalığa yol açabileceği gibi herhangi bir sorun doğurmuyor da olabilir. Sadece hipertrofi kelimesinin her zaman bir patolojiye işaret ettiğini söyleyemeyiz.

Hipertrofi herhangi bir vücut doku ya da organının büyümüş olmasını ifade etmektedir.

Dokuların büyümesi 2 şekilde olabilir;

Hiperplazi büyümenin o dokudaki hücrelerin sayılarının artması ile karakterize olduğu haldir. Hücre sayısı artar, aynı zamanda her bir hücrenin boyutlarının artması da söz konusu olabilir.

Hipertrofi ise hücrelerin boyutlarının arttığı ve doku ya da organ büyümesinin bu şekilde oluştuğu durumdur. Hipertrofide hücre sayısı artmaz.

Hipertrofi Belirtileri Nelerdir?

Hipertrofinin belirtileri geniş bir yelpazede ele alınır. Öyle ki çoğu zaman tek belirti kişi tarafından herhangi bir dokunun boyutunun artmış olduğunun görülmesidir. Zaman zaman büyüyen dokunun ya da organın çevre dokulara bası yapması suretiyle oluşan şikayetler de belirtiler arasına girebilir.

Hipertrofinin belirtilerini hangi dokunun etkilendiğine göre değerlendirmek doğru olacaktır. Birkaç örnek vermek gerekirse kalpte oluşan hipertrofi belki hemen değil ama zaman içerisinde yüksek tansiyon ve nefes darlığına neden olacaktır. 

Fazlasıyla büyüyen kalp kası dokusu kalbin sol ventrikül ismi verilen haznesini küçültecek ve burada oluşan kapasite azlığı hastada kalp yetmezliğinin baş göstermesine neden olacaktır.

Karaciğeri ele alacak olursak da özellikle yağlanma durumuna bağlı olarak ortaya çıkan karaciğer büyümesi sağ karın bölgesinde ağrıya sebep olur ve rahatsızlık hissi verir. Hipertrofi durmaz ve kontrol altına alınmaz ise zamanla başka problemler de görülür.

Bir örnek de deriden verecek olursak keloid denilen yapıdan bahsetmemiz gerekir. Bazı yatkın kişilerde oluşan bu durumda herhangi bir travmaya maruz kalan bölgenin tamir aşamasında gerektiğinden fazla büyüyerek parlak sert bir yumru halini almasına keloid denir. 

Keloid de bir hipertrofi örneğidir. Sikatris hipertrofi yani dokunun tamiri esnasında ortaya çıkan bir tür hipertrofidir. 

Hipertrofi Nedenleri Nelerdir?

Hipertrofi nedenleri de meydana geldiği doku özelinde ele alınması gereken bir konudur.

Hipertrofi temel olarak çoğu zaman bir adaptasyon ve uyum mekanizması olarak ortaya çıkar. Bir şekilde fazla hacim veya basınca maruz kalan alanlarda hipertrofi ile o bölgenin gücü artar. Kısa vadede olumlu olabilir ise de uzun vadede hipertrofiye uğrayan dokular yetmezliğe girebilir.

Kalpte oluşan hipertrofinin altında sürekli olarak yüksek hacim ve basınca maruz kalan kalp kası dokusunun bu duruma adaptasyonu yatar. Kalp kalınlaşmak suretiyle bu durumun altından kalkmanın yolunu arar. 

Kalp dokusu bölünen bir doku olmadığı için hipertrofi oluşabilecek tek kompanzasyon mekanizmasıdır. Hiperplazi görülemez.

Kas hipertrofisi de günlük hayatta da sıkça bilinen bir durum olması itibariyle önemlidir. Spor salonunda sporcuların çeşitli ağırlıklar altında çalışarak yaptıkları kas geliştirme işlemi aslında kas hipertrofisi yapmaktır.

Kas dokusu da aynı kalp gibi bölünemez bir dokudur ve büyütülerek hacminin genişletilmesi sadece hipertrofi ile mümkündür. Bu kapsamda sporcuların hipertrofiye yönelik antrenman programları mevcuttur.

Sporcular bu prensipten yararlanarak kaslarını çalıştırır ve sonuçta kas büyümesi elde ederler. Kas büyümesi bir hipertrofidir. Dolayısıyla hipertrofi dokuyu çalıştırmak suretiyle de oluşabilir.

Hipertrofi fizyolojik yani vücudun normal bir tepkisi olarak oluşabileceği gibi bazen patolojik yani uygunsuz şekilde de olabilir. Fizyolojik hipertrofinin örneği olarak karaciğerinin bir kısmı alınan bir kişide kalan kısmın büyümesi (hiperplazi+hipertrofi görülür) verilebilir iken patolojik hipertrofiye en bariz ve sık örnek ise kalpte görülen hipertrofi türleridir.

Hipertrofi Teşhisi

Hipertrofi durumunun teşhisi genelde izole olarak yapılmaz. Yani hiçbir hekim hipertrofi teşhisi koymak üzere inceleme yapmamamaktadır. Hipertrofi genellikle o organ ya da doku ile ilgili sorun araştırılırken genelde görüntüleme sonucu ortaya konan bir durumdur.

Kalpte herhangi başka bir nedenle çekilen EKG hipertrofi işaret edebilir. Bu olduğunda hekim ekokardiyografi ile bu durumu doğrulama yoluna gidebilir. 

Özellikle hasta için klinik önemi olabilecek bir hipertrofiden şüphelenen hekim muhakkak ekokardiyografi ile hastanın kalbini görüntülemeyi tercih edecektir. Kalpte hipertrofi teşhisi bu şekilde konabilir. 

Karaciğerde hipertrofi teşhisinde sıklıkla ultrason ya da bilgisayarlı tomografi kullanılır. Özellikle bilgisayarlı tomografi çevre dokuları da net göstermesi açısından hipertrofi tanısı konar iken faydalı bir görüntüleme yöntemidir. 

Hipertrofi eğer deri ya da mukozalar gibi gözle görülebilen bir dokuda ise sadece fizik muayene tanı için yeterli olabilir. 

Hipertrofi bazı durumlarda, özellikle hastanın yaşı da dikkate alınırsa, normal karşılanabilir. Örneğin yıllardır tansiyon hastalığı olan bir bireyde hafif sol ventrikül hipertrofisi beklenen ve doğal bir durumdur. Bu hastada hipertrofi olduğu için derhal ek önlemler almaya gerek yoktur. 

Ancak bazı durumlarda ise yine hastanın yaşı, hastalığı ve klinik durumu da dikkate alınarak hipertrofinin anlamlı olduğu söylenebilir. Örneğin genç bir hastada genetik bir anomaliye bağlı olarak gelişen kardiyomiyopatideki hipertrofi acil tedaviyi gerektiren ve gecikmesi durumunda ölüm ile sonuçlanabilir bir durumdur. 

Bu nedenle hipertrofiyi değerlendirirken bazı faktörler mutlaka analiz edilmelidir. 

Hipertrofi Tedavisi

Hipertrofi tedavisinde en önemli soru hipertrofinin tedavi edilip edilmeyeceğine karar verilmesidir. 

Bazı hipertrofiler tedavi gerektirmez. Bir kısmı ise tedavi gerektirir hatta aralarında acil tedavi gerektirenler bile olabilir.

Hipertrofi tedavisinde geleneksel yöntem hipertrofiye neden olan durumun ortadan kaldırılması ya da bu mümkün değilse kontrol altına alınmasıdır.

Örneğin hipertansiyonu olan bir kişide tansiyonun kontrol altına alınması kalpteki hipertrofiyi sınırlayıcı olacaktır. 

Hipertrofi tedavisinde bir başka yöntem ise cerrahi ya da girişimsel araçlar olabilir. 

Bu noktada hipertrofiye uğramış dokunun kesilmesi ya da özel araçlarla yakılması hastayı rahatlatabilir. 

Genelde acil tedavi gerektiren durumlarda cerrahi ya da girişimsel tedaviler kullanılırken daha kronik sorunlar için altta yatan hastalığı kontrol edici yöntemler tercih edilir.

Bu noktada en doğru kararı hastayı bizzat değerlendiren hekim verecektir. 

Hipertrofi Tedavi Edilmezse

Hipertrofinin tedavisiz bırakılması durumunda ne olacağı sorusuna net bir cevap verebilmek mümkün değildir. Çünkü bu noktada hipertrofinin ciddiyetini bilmek gerekir.

Daha önce de değinildiği üzere bazı hipertrofi durumları tedavi edilmez yani tedavi gerektirmez iken bazıları ise acil tedavi gerektiren durumlardır. 

Acil tedavi gerektiren durumlarda tedavinin geciktirilmesi hasta açısından çok ciddi sonuçlara yol açar. Bu noktada hangi organın etkilendiği de önem arz etmektedir.

Örneğin yapısal bir kalp hipertrofisi varsa ve bu durum tedavisiz bırakılmış ise hastanın herhangi bir efor sırasında aniden hayatını kaybetmesi oldukça olasıdır.

Bu bağlamda hipertrofinin bulunduğu organ ve hastanın tıbbi durumuna etkisi tedavisiz bırakılması halinde ne olacağı sorusu yanıtlanırken bakılacak en önemli parametrelerdir.

Hipertrofiye Ne İyi Gelir?

Hipertrofi geniş bir kavramdır. Hangi organ ya da dokuda olduğuna göre hasta üzerindeki anlamı değişebilir. Esasen klinik olmaktan ziyade histolojik bir terimdir.

Birkaç örnek verecek olursak örneğin karaciğer hipertrofisi olan bir bireyin diyetine dikkat etmesi, yağlanmayı artırıcı gıdalardan uzak durması yararına olacaktır. Karaciğer hipertrofisi olan kişi diyetine titizlik ile riayet ederse bu durumu kontrol altına alabilir.

Hipertrofinin sık görüldüğü bir diğer organ ise kalptir. Kalp hipertrofisi genelde toplumda çok sık görülen bir rahatsızlık olan hipertansiyona bağlı olarak ortaya çıkar. Kalp hipertrofisi olan bireyler ani aşırı egzersizlerden kaçınmalıdır. 

Bazen tansiyona bağlı olmadan daha genç yaşta yapısal genetik bozukluklara bağlı olarak kalp odacıklarında ciddi seviyede hipertrofi olabilir. Kardiyomiyopati grubu hastalıklar arasında yer alan bu durum teşhis edildiği andan itibaren derhal tedavi gerektirir. 

Genç yaştaki sporcu ölümlerinin birçoğunun altından bu hastalık çıkar. Dolayısıyla muhakkak tedavi edilmesi gereken önemli bir hipertrofik hastalıktır. 

Hipertrofi Ameliyatı

Hipertrofide tedavi seçeneklerinden birisi ameliyattır. Birçok hipertrofinin uzun yıllar içerisinde kronik süreçte geliştiği göz önünde tutulduğunda aslında birçok vakada tedavi gerekmez. Hayat tarzı değişiklikleri yeterli olabilir. 

Öte yandan bir kısım, aralarında acil durumların da bulunduğu, hipertrofi durumlarında ise tedavi gerekir. Hayatı tehdit edebilir mahiyette olanlarda ya da ilaç veya hayat tarzı değişikliklerinin faydalı olmasının beklenmediği vakalarda cerrahiye başvurulur. 

Cerrahide temel prensip ve yapılan şey aşırı büyümüş dokunun cerrahi olarak rezeksiyonu (çıkarılması) ile hipertrofinin oluşturduğu olumsuz sonuçların ortadan kaldırılmasıdır.

Hamilelikte Hipertrofi

Hamilelik dönemi kadınlarda fizyolojik olarak birçok değişikliğin olduğu dönemlerdir. Rahminde bir bebek taşıyan ve bu bebeğe 9 ay boyunca ev sahipliği yapacak yapıları idame ettirmesi gereken kadında meydana gelen birçok değişiklik arasında hipertrofi de bulunur. 

Özellikle uterus (rahim) boyutları hem hipertrofi hem de hiperplazi ile ciddi boyutlarda artış gösterir.

Bu bağlamda bakıldığında hamilelik sürecinde hipertrofi belki de bebeğin yaşamı için hayatidir.

Bebek ve Çocuklarda Hipertrofi

Bebek ve çocuklarda hipertrofi büyüme gelişme sürecinde önemli rolü olan bir kavramdır. Doğum ile başlayarak özellikle ergenlik çağlarına dek süratle devam eden süreçte bebek ve çocukların bedeninde yoğun bir hipertrofi ve hiperplazi olur. 

Dokular ve dolayısıyla oluşturdukları organlar büyür gelişir ve hacim kazanır. 

Hiperplazi belli bir yaşta birçok doku için sona erse de hipertrofi eğer çaba gösterilir ve ilgili doku çalıştırılır ise daha sonra da devam edebilir. 

Hipertrofide çalıştırılan dokunun temel taşını oluşturan hücrelerde hücresel bazda büyüme söz konusudur ve bu zincir hücre – doku – organ şeklinde devam eder.

Hipertrofi geri dönüşümlü bir olaydır. Nasıl çalıştırılan veya bir başka deyişle kullanılan organlarda hipertrofi oluyorsa aynı dokularda bu süreç sona erdirilir ise hipertrofi duracaktır. 

Hipertrofinin durmasını dokunun eski boyutlarına geri dönmesi izleyecektir.

Hipertrofinin sürekli bir süreç olduğunu ifade etmekle beraber hareket ya da daha doğru ifadeyle egzersize yani aktif kullanıma bağlı olduğunun altını çizmek gerekir. 

Hipertrofi için Hangi Doktora Gidilmeli?

Hipertrofide hangi doktora gidilmesi gerektiği oldukça zor bir sorudur. Çünkü hipertrofi klinik bir terim olmaktan ziyade histolojik bir kavramdır ve vücudumuzda birçok yerde hipertrofi olabilir.

Herhangi bir hipertrofiden şüphelenen kişi neresinde bu varsa o doku ya da organ ile ilgilenen bölüme başvuru yapmalıdır. Hakeza bazı iç organlardaki hipertrofilerin hasta tarafından anlaşılmasının ya da hastada şikayet oluşturmasının zor olduğunu da ifade etmek gerekmektedir.

Özellikle kalp rahatsızlığı düşündüren ve hareket ya da efor ile erken yorulma, nefes nefese kalma gibi belirtilerin ortaya çıktığı durumlarda hastane başvurusu hipertrofi ihtimali akılda tutularak asla geciktirilmemelidir. En yakın Kardiyoloji bölümünden randevu alınması isabetli olacaktır. 

Yine konkalarında hipertrofi olan bir bireyin gitmesi gereken bölüm Kulak Burun Boğaz iken adenoid hipertrofisi olan çocuklar ve yetişkinler de KBB doktorları tarafından değerlendirilirler. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın