Göz Felci

Göz felci veya oftalmopleji, gözlerin hareketini sağlayan kasların zayıflaması veya işlevini yitirmesi ile karakterize bir durumdur. Tedavisi altta yatan nedene, hastanın klinik belirtilerine ve göz felcinin tipine göre değişebilmektedir.

Göz Felci Nedir?

Göz felci veya oftalmopleji, gözlerin hareketini sağlayan kasların zayıflaması veya işlevini yitirmesi ile karakterize bir durumdur. Gözü normalde yerinde tutması gereken ve gözün hareketini sağlayan kasların herhangi bir durumda etkilenmesi sonucunda göz felci ortaya çıkmaktadır. Göz felci geliştiği durumlarda, gözü dengede tutması gereken bütün kasların etkilenmesi de söz konusu olabilirken, bazı durumlarda tek bir kas grubu etkilenebilmektedir. Etkilenen kas grubuna göre gözde birtakım hareket bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. 

Gözü dengede tutan ve göz hareketlerini sağlayan 6 adet kas bulunmaktadır. 

Üst rektus kası: Gözün yukarıya olan hareketini sağlayan kastır.

İç rektus kası: Gözün içe yani burun kısmına olan hareketi sağlayan kastır.

Alt rektus kası: Gözün aşağıya olan hareketini sağlayan kastır.

Dış rektus kası: Gözün dışarıya doğru yani kulağa doğru bakmasını sağlayan kastır.

Üst oblik kas: Gözün içeriye doğru olan hareketini sağlayan kastır. İçe bakmak dışında aşağı bakış için de yardımcı olan kastır.

Alt oblik kas: Gözün dışarıya doğru olan hareketini sağlayan kastır. Dışa bakmak dışında yukarıya bakış için de göze yardımcı olan kastır. 

Göz felci iki ana başlık altında incelenebilmektedir. Kronik ilerleyici dış göz felci ve iç göz felci olarak değerlendirilebilmektedir. Kronik ilerleyici dış göz felci genellikle 18 – 40 yaş arasındaki yetişkin bireylerde görülmektedir. Kronik ilerleyici dış göz felcine genellikle göz kapaklarında sarkıklık eşlik edebilmektedir. Buna ek olarak gözlerin hareketini sağlayan kasların kontrolüyle ilgili ek problemler de görülmektedir. İç göz felci olarak da bilinen inter - nükleer göz felcinde ise gözün hareketlerini kontrol eden göz sinirlerinde bir hasar söz konusudur. Bu durum sonucunda ise çift görme gibi problemler görülebilmektedir. İç göz felci genellikle ek bozukluklarla beraber görülmektedir. 

Göz Felci Belirtileri Nelerdir?

Göz felci birtakım hastalıkların bir sonucu olarak da ortaya çıkabileceği gibi birincil olarak da ortaya çıkabilmektedir. Oftalmopleji olarak da adlandırılan göz kaslarının yetersiz çalışması durumu çeşitli klinik belirtilere neden olabilmektedir.

  • Göz kaslarının yetersiz çalışmasıyla beraber çift görme durumu görülebilmektedir.
  • Göz kaslarının işlevini yerine getirememesine bağlı olarak bulanık görme durumuyla karşılaşılabilmektedir.
  • Göz felci olan bireylerde, gözlerini uyumlu bir şekilde konumlandırma durumu pek mümkün olmayabilir.
  • Bazı durumlarda ise etkilenen kasa bağlı olarak gözün her yönde hareketi kısıtlanabilmektedir.
  • Göz felcine çoğu zamanda göz kapağında düşüklük de eşlik etmektedir.
  • Göz felci, sistemik hastalıklarla da beraber görülebileceği için ek olarak, yutma güçlüğü veya genel olarak bir kas güçsüzlüğü görülebilmektedir.

Göz Felci Nedenleri Nelerdir?

Göz felci doğuştan olabileceği gibi ilerleyen yaşla beraber de görülebilmektedir. Göz felcinin ortaya çıkmasında genellikle beyinden her iki göze gönderilen birtakım iletilerin bozulması rol oynamaktadır. İç göz felci ve dış göz felcinin ortaya çıkmasında birbirinden farklı rahatsızlıklar rol oynamaktadır.

  • Multipl Skleroz hastalığı özellikle iç göz felci gelişmesi için önemli bir risk faktörüdür.
  • Göze alınmış herhangi bir travma sonucunda da göz felci görülebilmektedir.
  • Bazı kas bozuklukları özellikle dış göz felci gelişimine neden olabilmektedir.
  • Vücutta artmış tiroid hormonunun etkisiyle oluşan “Graves Hastalığı” durumunda da göz felci görülme ihtimali artmaktadır.
  • Kearns – Sayre sendromu gibi mitokondri organelinin bozukluğu sonucu ortaya çıkan bazı durumlarda da göz felci görülebilmektedir.
  • Migren bazı durumlarda göz felcine neden olabilmektedir.
  • İnme geçiren hastalarda, tıkanan damar veya etkilenen sinire göre göz felci görülme durumu mevcuttur.
  • Beyinde hasara neden olabilecek herhangi bir travma veya beyin tümörü göz felci gelişimi için bir risk faktörüdür.
  • Şeker hastalığına sahip olan bireylerde göz ile ilgili birtakım problemler ortaya çıkmaktadır. Özellikle 45 yaş üstündeki diyabet hastalarında göz felci gelişme riski artmaktadır.

Göz Felci Teşhisi

Göz felcinin teşhisi için ayrıntılı bir fizik muayene gereklidir. Göz hareketlerinin kontrol edilmesi amacıyla ilgili göz hekimi tarafından gerekli muayeneler yapılmaktadır. Buna ek olarak, göz kaslarının ve gözü oluşturan diğer yapıların kontrolünün sağlanması amacıyla MR ve BT gibi ek tetkikler istenebilmektedir. 

MR: Gözü oluşturan kasların yapısını incelemek için kullanılabilecek bir görüntüleme yöntemidir. Herhangi bir radyasyon yan etkisi bulunmadığı için rahatlıkla kullanılabilmektedir. 

BT: Göz yapısını değerlendirmek için kullanılan bir diğer yöntemdir. MR’ a göre avantajı kemik yapısını daha iyi göstermesidir. Yumuşak dokuyu göstermede MR kadar iyi değildir. Önemli yan etkisi radyasyondur.

Kan tetkiki: Göz felci bazı durumlarda Graves hastalığının bir sonucu olarak görülebilmektedir. Graves hastalığı kandaki tiroid hormon düzeylerinin yüksek olması ile karakterize bir hastalıktır. Dolayısıyla kanda T4 ve TSH değerlerine bakılarak, Graves hastalığı ekarte edilir.

Göz Felci Tedavisi

Göz felcinin tedavisi altta yatan nedene, hastanın klinik belirtilerine ve göz felcinin tipine göre değişebilmektedir. Örneğin göz felciyle doğan bir çocuk, genellikle görme durumunu telafi etmeye çalışır ve bir şekilde görme sorunun farkında olmayabilir. Yetişkin bireylerde ise özel gözlüklerin takılmasıyla beraber klinik belirtilerde düzelmeler olabilmektedir. Aynı zamanda göz bandı uygulaması gibi tedavi yöntemleri de normal görmeyi sağlamak için denenebilmektedir. 

Migreni olan bireylerde de göz felci veya göz ile ilgili birtakım problemler görülebilmektedir. Bu bireylerde de migrenin tedavi edilmesi göz ile ilgili problemlerin ortadan kalkmasını veya semptomların düzelmesini sağlayabilmektedir. 

Göz Felci Tedavi Edilmezse

Göz felci çeşitli durumlar sonucunda gelişebilmektedir. Göz felci beyinden kaynaklı bir tümör sonucu da gelişebileceği gibi, herhangi bir sebep bulunamadan da gelişebilmektedir. Beyin tümörü kaynaklı olması, birtakım ek problemlere de neden olabilmekte ve yaşam kalitesini oldukça düşürebilmektedir. Tedavisiz kaldığı takdirde görme ile ilgili problemler daha da artacaktır ve geri dönüşü daha zor olacaktır. Göz felci aynı zamanda tiroid hormonunun aşırı çalışmasıyla beraber görülebileceğinden dolayı, tedavisi durumlarda kalp hızının sürekli yüksek olması, aşırı terleme ve diğer sistemleri etkileyen ek belirtiler görülebilmektedir.

Göz Felcine Ne İyi Gelir?

Göz felcinin önlenmesi için düzenli aralıklarla göz doktorunuza muayene olmanız gerekmektedir. Her 2 yılda bir düzenli olarak göz doktorunuza görünmeniz gerekmektedir. Erken teşhis edilen herhangi bir göz problemi, tedavi açısından sizleri bir adım önde tutacaktır.

Göz felci aynı zamanda inme gibi durumların bir sonucu olarak da görülebildiği için, bu hastalıklardan korunmak adına düzenli beslenmeye ve düzenli yaşama sahip olmak gerekmektedir. Özellikle bol yağlı ve sağlıksız yiyeceklerden uzak durmak ve düzenli spor yapmak inme riskini azaltacağı için, göz felci gelişme riskini de azaltacaktır.

Göz Felcine Ne İyi Gelmez?

Göz felci genellikle eşlik eden bir hastalığın sonucu gelişmektedir. Bu yüzden doktora düzenli olarak kontrole gitmemek bazı hastalıkların gözden kaçmasına neden olabilmektedir. Aynı zamanda gözü sürekli yoran aktivitelerde bulunmak da göz sağlığı açısından rahatsızlıklara neden olabilmektedir. 

Göz Felci İlaçları 

Göz felci çeşitli hastalıklarla beraber kendini gösterebilmektedir. Bu hastalıkların başında Graves hastalığı gelmektedir. Graves hastalığı kanda tiroid hormonunun fazla çalışması ile karakterize bir hastalıktır.  

Metimazol ve Propiltiourasil: Graves hastalığında tedavi amaçlı kullanılan ilaçlardır. Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda, kanda nötrofil sayısı düşük olanlarda veya bu tarz ilaçlara karşı alerjisi olan bireylerde dikkatli kullanılması gerekmektedir. Önemli yan etkilerinden bir tanesi ise pankreasın iltihaplanmasıdır. Metimazol aynı zamanda anne sütünden çocuğa geçebileceği için, laktasyon döneminde kullanıldığında bebekte hipo – tiroidi gelişme riski olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzden oldukça dikkatli kullanılmalıdır.           

Göz Felci Ameliyatı

Çocuklarda bazı durumlar sonucu 3. Sinir paralizi gelişebilmektedir. Çocuklarda görülen bu durum %40’ a yakın bir nedenle travmaya bağlı oluşmaktadır. Çocuklarda ve erişkinlerde gelişen 3. Sinir paralizisi tedavisinde hastanın okuma pozisyonunda yeterli rahatlığı sağlaması için cerrahi planlanabilmektedir. 3. Sinir felci düzeltilmesi oldukça zor olan bir cerrahidir.

Göz felcine neden olabilecek bir diğer durum ise beyin ile alakalı durumlardır. Beyindeki kitlenin veya tümörün yarattığı bası etkisiyle bazı durumlarda göz felci görülebilmektedir. Bu durumda göz operatörü ve beyin cerrahinin koordineli bir şekilde tedaviyi takip etmesi gerekmektedir. Bazı durumlarda cerrahlar tarafından ilgili kitlenin çıkarılması işlemi uygulanabilmektedir.

Hamilelikte Göz Felci

Gebelik dönemi, tüm vücut organları için oldukça zorlu geçmektedir. Gebelikte görülen birtakım fizyolojik değişiklikler, görme ve göz açısından da farklılıklar yaratmaktadır. İlk hamilelik süreci ile beraber kornealarda erime ve kornealarda ektazi görülme olasılığı artmaktadır. Aynı zamanda diyabet hastalığına bağlı görme problemleri ve göz içi basıncı artışı gibi durumlar da daha sık görülebilmektedir. Bunlara ek olarak, gebelik döneminde meydana gelen tansiyon yükselmesi, Sheehan sendromu gibi durumlarda da göz ve görme sistemi etkilenmektedir. Tedavide altta yatan nedenin tespit edilip, bu neden göre bir tedavi planı uygulanması gerekmektedir.

Çocuklarda Göz Felci

Çocuklarda göz muayeneleri, erken teşhis ve tedavi açısından oldukça önem taşımaktadır. Erken tanı ile beraber tedavide oldukça başarılı olunabilmektedir. Çocuklarda şaşılık sıkça karşımıza çıkmaktadır. Şaşılık olgularında eşlik eden 3., 4. veya 6. Sinir felci mutlaka araştırılmalıdır. Gözün sinirlerinde olan paraliz durumu, çocuklarda görme ile ilgili problemlere neden olabilmektedir. 

Bebeklerde Göz Felci

Bebeklerde göz felcine neden olabilecek belirli birtakım hastalıklar bulunmaktadır. Bu hastalıklardan bir tanesi Kearns – Sayre sendromudur. Kearns – Sayre sendromu bebeklik döneminde görülebilen ve bazen 20’ li yaşlara kadar tanı konulamayan bir durumdur. Bu sendromda mitokondri organelinde birtakım problemler olmaktadır. Bunun sonucu olarak da birden fazla sistemi etkileyen klinik durumlarla karşılaşılması söz konusudur. Çift kulağın etkilendiği sağırlık, kalbin ileti sisteminde bozulma, ergenliğin gecikmesi, böbrek yetmezliği, şeker hastalığı ve görme ile ilgili problemler ortaya çıkabilmektedir. Tedavi genellikle hastalığın klinik belirtilerinin desteklenmesidir. Kardiyoloji tarafından sıkıca takip edilmesi gereken bu hastalarda, göz belirtilerinin düzelmesi amacıyla bazı durumlarda göz operatörleri tarafından cerrahi işlem uygulanabilmektedir. İşitme cihazları ise çocukların dil gelişimlerinin sağlanması açısından oldukça önemli bir yere sahiptirler. Kearns – Sayre sendromlu bebeklerin veya bireylerin ailelerine genetik danışmanlık önerilmektedir. 

Göz Felci için Hangi Doktora Gidilir? 

Göz felci herhangi bir hastalık sonucunda da görülebildiği gibi travma, tümör gibi durumlar sonucunda da gelişebilmektedir. Bu yüzden ani bir şekilde görme kaybının olduğu durumlarda, bulanık görmeye başlandığında, çift görme durumlarında veya göz kapağında düşüklük gibi herhangi bir anomali varlığında göz hekimine müracaat etmek gerekmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın

Göz Felci ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Göz felci geçer mi?

Göz felcine neden olabilecek çeşitli hastalıklar bulunmaktadır. Hastalığın erken dönemde teşhis edilmesi ile tedaviye yanıt oranı artmaktadır. Göz felci tedavisinde amaçlanan durum, görme fonksiyonlarının normale dönmesidir. Tedaviye uyumlu, genç hastalarda bu süreç daha hızlı düzelmektedir.

Dr. İbrahim Halil Falay