Glokom Ameliyatı Nedir?

Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokomun tedavisi için glokom ameliyatı uygulanmaktadır.

Glokom, halk arasında göz tansiyonu olarak bilinir. Genellikle 40’lı yaşlardan sonra ortaya çıkan bu hastalıkta erken evre belirtileri gözlenmez. Birdenbire ortaya çıktığı görülen Glokom, göz tansiyonu ameliyatı sayesinde düzeltilebilmektedir. 

Hastalık, görme sinirleri üzerinde bir deformasyona sebep olur. Hasta, başlarda çevreyi görürken zorluklar yaşar ancak tedavi olmazsa sonu körlüğe kadar giden bir sürecin başlangıcı olur. İleriki dönemlerde görülen ve tedavisi giderek zorlaşan bu hastalığa optik nöropati de denmektedir.

Gözlerde bulunan sinirler, beyin ile göz arasındaki etkileşimi sağlayan ana unsurlardır. Bir cisimden yansıyan ışıklar göze nakledilir ve sonrasında bu ışıklar gözde bulunan fotoreseptörler tarafından algılanır. Fotoreseptörler ise sinir hücreleri tarafından algılanan cismin beyne iletilebilmesi için gelen ışığı elektrik akımına dönüştürür. Beyne iletilen bu elektrik akımı ise görüntünün oluşmasını sağlar. 

Glokom hastalığı nedeniyle bozulan göz sinirleri, beyinde oluşan cisim görüntüsünün düzgün oluşmasını engeller. Bundan dolayı cismin görüntüsü beyinde net oluşamaz ve bulanıklıklar, şekil bozuklukları gibi yapısal faktörlerin ortaya çıkma süreci başlar. Hastalar, bu aşamadan sonra glokom olduklarına dair şüphe duyar ve bunun için göz doktoruna giderler.

Glokom Çeşitleri

Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen Glokom, 8 farklı şekilde görülür. 

  • Açı Kapanması Glokomu: Genellikle kalıtsal olarak görülmektedir. Asyalı bireylerde daha sık görülür. Bu kişilerde kornea ve iris tabakası arasındaki açı bu kişilerde dardır. Yaşlandıkça büyüyen lens ile birlikte görme konusunda problemler ortaya çıkmaya başlar. Bu hastalıkta, bulantı ve kusma gibi durumlar ortaya çıkabilir. Gözlerde kızarıklıklar ve korneada bulanıklıklar görülür. 
  • Açık Açılı Glokom: Dünya üzerinde en çok görülen glokom çeşididir. Tüm toplumlarda %1 oranında ve özellikle de 40 yaşın üzerinde görülür. Bu hastalığı erken zaman döneminde hiçbir belirti görülmez, ağrı hissedilmez. Görme yavaş bir şekilde bozulur ve anlaşıldığı zaman ise artık çok geç kalınmış, hasar kalıcı bir hale gelmiş olur.
  • Eksfoliasyon Glokom: Yaşlanmaya bağlı olarak bazı kişilerde göz lensleri üzerinde kepeksi bir yapı oluşur. Bu yapı zaman içerisinde gözlerde bulunan drenaj kanallarını tıkar ve göz tansiyonunun yükselmesine sebep olur.
  • Neovasküler Glokom: Oldukça ağır geçen bir göz tansiyonu çeşididir. Şeker hastalığı gibi nedenlerle gözün beslenmesinin durduğu durumlarda ortaya çıkar. İriste anormal büyüklükte damarların oluşması ve bu damarların bir noktadan sonra görme konusunda gereken açıyı örtmeleri/engellemeleri ile ortaya çıkar. Bu rahatsızlık, göze darbe alınması, kimyasal maddelere maruz kalınması gibi durumlarda da görülebilmektedir.
  • Normal Basınçlı Glokom: Düşük basınçlı Glokom olarak da isimlendirilmektedir. Normal kişilere göre bir miktar görme alanında kayıp ve gözlerdeki sinirlerde hasar görülür. Dolaşım bozukluğu bulunan kişilerde görülür. 
  • Oküler HipertansiyonBazı gözlerde normalden daha yüksek bir seviyede gözlerde basınç görülür. Görme konusunda bir problem yaşamayan bu kişilerin göz durumları takip edilir ve olası bir glokoma sebebiyet verip vermeyeceği gözlenir.
  • Pigmenter Glokom: Açık açılı glokom şekillerinden bir tanesidir. 20 – 30 yaşları aralığında başlar ve miyop rahatsızlığı bulunan kişilerde daha sık görülür. Burada da gözü besleyen damarların tıkanması ve sonrasında göz tansiyonuna sebep olması hadisesi vuku bulur.
  • Konjenital Glokom: Doğuştan gelen bir hastalıktır. Kişide etkinleştiği dönem gözlerde büyüme, sulanma ve bulanıklaşma gibi belirtilerin ortaya çıkmasını sağlar. Erken teşhisi ve tedavisi oldukça önemlidir. Aksi halde sonu körlüğe kadar gidebilecek olan bir süreci başlatır.

Glokom Hastalığı Riskleri

Göz tansiyonu ameliyatı riskleri, göze ait ve sistemik riskler olmak üzere 2 aşamada incelenmektedir. Bu aşamalar;

Göze Ait Riskler

Göze ait risk faktörlerinde öne çıkan 3 ana madde bulunmaktadır. 

  1. Göz tansiyonunun artması
  2. Gözde bulunan kornea tabakasının normalden daha ince bir yapıya sahip olması
  3. Hastada miyop varsa eğer bu durum hem glokom riskini artırır hem de cismin tanımlanması konusunda büyük zorluklar yaşatır. Miyop; uzağı net görememe hastalığıdır.

Sistemik Riskler

Sistemik risk olarak göze çarpan ve dikkat edilmesi gereken 9 ana başlık bulunur. 

  1. Koyu cilt rengine sahip kişilerde göz tansiyonu daha erken yaşlarda ortaya çıkmakta ve normalden daha yüksek basınçlar görülebilmektedir. Diğer ırklarda da göz basıncı değerlerinde farklılıklar gözlemlenebilmektedir.
  2. Glokom, her yaşta görülebilir. Ancak 40 yaşın üzerinde görülme sıklığı daha da artmaktadır.
  3. Aile bireyleri arasında glokom rahatsızlığı var ise o zaman durum daha da ayyuka çıkmaktadır. Genetik olarak görülmesi ve çocuklarda da meydana gelmesi en sık görülen durumlardandır.
  4. Glokomlar birden fazla çeşitte görülebilmektedir. Buna bağlı olarak normalde kadın ve erkeklerde eşit oranda görülse de bazı çeşitlerinde cinsiyet olarak kadın veya erkeklerin daha ön plana çıktığı görülebilmektedir.
  5. Ateroskleroz, damar sertliği olarak bilinen hastalığın göz tansiyonu yükselmesinde direkt olarak etkisi olmasa da dolaylı yoldan etkisi olabilmektedir. Damar sertleşmesi, göze gelen kan miktarını azaltır ve gözün beslenmesini engeller. Buda glokom gibi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.
  6. Genel olarak dolaşım bozukluğu hastalıklarına yakalanan kişilerde de hastalık sonucunda gözün beslenmesi zayıflarsa yine glokom hastalığı baş gösterebilir. Özellikle bu hastalıklar, hipotansiyon durumuna yani düşük arteryel basınca neden olabilmektedir. Bu durumda ise gözlerde bulunan sinirler hasar alır.
  7. Diyabet hastalığı bulunan kişilerde göz tansiyonu görülme sıklığı normalden daha yüksek olabilmektedir. Diyabet gibi normal tansiyonun artmasına neden olan bir hastalık göz tansiyonunun artmasına da neden olabilmektedir.
  8. Tiroid bezi hastalıkları, damarlarda görülen iltihaplarda glokom olma riskini arttırabilmektedir.
  9. Doktor tarafından reçete edilmeyen ve kontrolsüz şekilde kullanılan ilaçlarda göz tansiyonunu normalden daha fazla yükseltebilmektedir. Buna bağlı olarak bazı bitkisel çaylarda göz tansiyonunu arttıran özelliklere sahiptir. 

Glokom Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Glokom ameliyatı yapılmadan önce kesin tanı konulması gerekir. Glokom tanı yöntemleri olarak bilinen bu muayeneler şu başlıklar altında yapılmaktadır.

  • Göz tansiyonu ölçülmesi glokom için uzun zamandır kullanılan bir yöntemdir. Hastanın öncelikli olarak göz tansiyonu ölçülür ve bu durum tanı konmasına olanak tanır.
  • Optik sinir başının muayene edilmesi glokom tanısında en önemli yöntemdir. Oftalmoskop ismi verilen cihazlar ile ölçülen optik disk, bilgisayarlı görüntüleme yöntemleri ile ölçülebilir. Bu muayenede hastanın optik diskinde meydana gelen anormal değişiklikleri saptamaktır. Ayrıca bu muayene, hastalığın zaman içerisinde seyrini izlemek içinde kullanılır.
  • Glokom hastalığı tanısında kullanılan bir diğer yöntemde retina sinir liş tabakasının muayene edilmesidir. Optik sinirde bulunan liş tabakasındaki kayıplar bu hastalığa ait tanı konulmasında en önemli araçlardandır. Sinir lifi gibi bir tabakanın saydam halde bulunan retina tabakasında izlenmesi güçtür. Bu nedenle tanıya yardımcı olarak kullanılır.
  • Görme alanına dair yapılacak muayenede glokom rahatsızlığı için kullanılan tanı yöntemlerinden bir tanesidir. Gözün görme alanı içerisinde kalan nesnenin büyüklüğü, parlaklığı ve hareketi hasta için görülmesi ve bilinmesi gereken unsurlardır. Hasta, bu objeleri algılama konusunda problemler yaşıyorsa eğer glokom tanısı konulabilir.
  • Kornea kalınlığı da göz basıncı ölçülmesinde önemli bir faktördür. Normalden daha kalın bir korneaya sahip hastaların göz içi basıncı ölçülmesi için daha fazla bir baskı gerekecektir. Bu durum kullanılan cihazlarda kendisini belli edecek ve göz içi tansiyonuna dair bir kanıt niteliği taşıyacaktır.

Bu yöntemler ile kesinleşen glokom hastalığı için artık ameliyat safhasına geçilir. Tedavi konusunda en sık olarak uygulanan ameliyat, trabekülektomi olarak bilinir. Operasyonda temel olarak görülen ve göz sıvısının gözü terk ettiği drenaj kanallarının tıkanması problemi bu hastalıkta çözülür. Ameliyatın genel prensibi, tıkanan kanalların yerine yeni bir kanal yolunun açılmasıdır. Ameliyat gözün beyaz, renkli kısımlarında ve üst göz kapağın altında yapılır. Ameliyat sonunda gelişen teknoloji ile birlikte ameliyatın izleri saklanır ve normal bir şekilde görülmesi olanaksız bir hale gelir.

Günümüz teknolojisinde yapılan ameliyatlar geçmişe nazaran daha güvenlidir. Eskiden yapılan operasyonlarda da göz tansiyonu başarıyla düşürülürdü ancak kontrol sağlanamadığı için olması gerekenden daha fazla düştüğü de sıklıkla görülen durumlar arasındaydı ancak günümüz operasyonlarında kontrollü bir şekilde düşme yapılabilmektedir.

Glokom Ameliyatı Yan Etkileri 

Glokom tedavisinde ameliyattan önce bazı damlalar verilmekte ve sonucun ilaçlar ile değişmesi beklenmektedir. Bu süreçte hasta sürekli olarak gözlem altında olmakta ve muayeneler sonrasında ilaçların işe yarayıp yaramadığı gözlemlenmektedir. Buna göre bu ilaçların yan etkileri bazı kişilerde şu belirtilerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bunlar:

  • Gözlerde yanma veya batma gibi hislerin oluşması
  • Gözlerin etrafında veya gözde kızarıklıkların gözlemlenmesi
  • Hastanın nabız gücünde ve nabız atış sayısındaki farklılıklar
  • Hastanın kendisini bitkin ve yorgun hissetmesi
  • Hastanın nefes alışında meydana gelen bozulmalar
  • Sürekli olarak ağzın kuruması
  • Tat alma konusunda sorunlar
  • Sürekli baş ağrısı 
  • Görmede bulanıklık meydana gelmesi
  • Göz renginin değişebilmesi
  • Kirpiklerin aşırı uzaması

Bu belirtiler zaman içerisinde ilacın kullanımına bağlı olarak geçebilmektedir. Gözlerde tıkalı olan drenaj kanallarının açılması için kullanılan ilaçların hastalığı geçirdiği ve glokom ameliyatına gerek duyulmamasını sağladığı bilinmektedir.

Glokom Ameliyatı Sonrası

Glokom ameliyatı sonrası, kişilerin bazı şeylere dikkat etmesi ve olası yan etkilere karşı hazırlıklı olması gerekmektedir. Buna göre dikkat edilmesi gereken durumlar;

  • Ameliyat sonrasında verilen damla ve ilaçların zamanında kullanılması gerekir.
  • Hastanın ellerini yıkaması ve gözüne bir müddet elini götürmemesi önemlidir.
  • Operasyon esnasında azalan kirpiklerin yenilerinin geleceği bilinmelidir.
  • Kişi ilk gün duş almaktan kaçınmalıdır. 
  • Birkaç gün güneş ışınlarına direkt olarak bakılmamalıdır.
  • Hasta kendisini dinlenmeye bırakmalı ve doktor tarafından izin verilene kadar dinlenmelidir. Bu süreçte televizyon, telefon ve diğer göz alıcı ekranlara bakmamaya özen göstermelidir.
  • Hasta bir müddet bulanık görme yaşayabilir. Bu zaman içerisinde geçecektir.
  • Ameliyattan sonra hastanın çay, kahve, alkol ve sigara gibi maddelerin kullanımına ara vermesi gerekir. Bu maddeler göz içindeki basıncın artmasına sebep olur.
  • Ameliyattan sonra denizlere dalma gibi konulara dikkat edilmesi gerekir. Dalma, göz için tansiyonun artmasına ve gözlerdeki kanalların tıkanmasına neden olabilir.
  • Hastanın bir müddet uçak yolculuğundan kaçınması gerekir. Atmosfer basıncında gözlenen azalma gözlerdeki basıncı arttırabilir. 
  • Flüt gibi nefes vererek çalınan müzik aletleri göz içi basıncın ve tansiyonun artmasına neden olabilir. Bu duruma dikkat edilmesi gerekir.
  • Hastanın bir müddet bulanık görme gibi durumlar yaşayabileceği için araç kullanımı gibi faaliyetlerden uzak durması gerekir.
  • Göz ameliyatı sonrasında göz sinirlerinde tahribat meydana gelebilmekte ancak bu durum ilaç kullanımı ile ortadan kaldırılabilmektedir.

Glokom ameliyatı sonrası iyileşme süresi birkaç hafta kadar sürebilir ancak bu süreç içerisinde düzenli olarak spor faaliyetleri yapılabilir. Yapılan egzersizler gözdeki tansiyonun düşmesine yardımcı olur. 

Çocuklarda Görülen Glokom

Çocuklarda ve özellikle bebeklerde 2 farklı şekilde görülmektedir. Doğuştan göz tansiyonu rahatsızlığı olan bebeklerde gözler genellikle olması gerekenden daha büyük ve renkli kısım daha geniştir. Gözde bulunan saydam tabakada meydana gelen su toplanmasından kaynaklı olarak bu bebeklerin gözlerine bakan kişiler, gözleri gri olarak görür. Genellikle doğuştan olan rahatsızlık en sık rastlanan göz tansiyonu hastalığıdır.

Bebeklerde görülen göz tansiyonu yüksekliğinin en tehlikeli olanı ise gözlerinde gri renk olmayan, görülemeyen bebeklerdir. Bu bebeklere teşhis daha geç konduğu için hastalık ilerler ve bir müddet sonra kalıcı bir hale gelir. Tedavisi oldukça zor olan bu durumda ilerleyen zamanlarda çocuğun kör olması dahi gündeme gelebilmektedir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın

Glokom Ameliyatı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Göz tansiyonu ameliyatı fiyatları nedir?

Göz tansiyonu ameliyatı fiyatları için çeşitli farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklara neden olan etmenler:

  • Göz tansiyonuna neden olan faktörlerin çeşitliliği
  • Göz ameliyatının hangi hastanede yapılacağı
  • Hastanın yaşı gibi ameliyatı etkileyecek diğer unsurlar
  • Hastada görülen diğer göz hastalıkları ve ameliyatı zorlaştıran faktörlerdir.

Operasyon sonrasında yapılacak işlemlerde göz önüne alındığında göz tansiyonu ameliyatı fiyatları doktor tarafından yapılan muayene sonrasında ortaya çıkmaktadır.

Int. Dr. Sinem Köse