Gebelik öncesi dönemde görülen anormal kanamalar, kadınların sıklıkla karşılaştığı ve altta yatan ciddi sağlık sorunlarının habercisi olabilen önemli bir semptomdur. Bu kanamalar, adet döngüsü dışında veya adetlerin aşırı uzun sürmesi, yoğun olması gibi düzensizlikler şeklinde kendini gösterebilir. İşte gebelik öncesi kanamaların nedenleri, teşhis süreçleri ve modern tedavi yaklaşımları:
Hormonal Dengesizlikler ve Yumurtlama Sorunları
Hormonların düzensiz salınımı, gebelik öncesi kanamaların en yaygın nedenidir. Tiroid fonksiyon bozuklukları (hipotiroidi veya hipertiroidi), prolaktin yüksekliği (hiperprolaktinemi) veya polikistik over sendromu (PCOS) gibi durumlar yumurtlamayı engelleyerek düzensiz kanamalara yol açabilir. Özellikle PCOS’lu kadınlarda uzun süreli adet gecikmelerini takip eden şiddetli kanamalar görülebilir. Hormonal düzensizlikler, kan testleri ve ultrasonografi ile teşhis edilerek ilaç tedavisiyle kontrol altına alınabilir.
Rahim İçi Yapısal Problemler
Rahimdeki anatomik anormallikler, anormal kanamaların önemli bir kaynağıdır. Miyomlar (özellikle submukozal yerleşimli olanlar), rahim içi polipler, adenomyozis veya rahim duvarındaki yapışıklıklar (Asherman sendromu) düzensiz kanamalara neden olur. Bu lezyonlar, transvajinal ultrason veya histeroskopi ile tespit edilir. Histeroskopik cerrahi ile polip veya miyomların çıkarılması, şikayetleri büyük ölçüde ortadan kaldırır.
Enfeksiyonlar ve İnflamatuar Durumlar
Pelvik inflamatuar hastalık (PID) gibi enfeksiyonlar veya endometrit (rahim içi dokunun iltihabı), düzensiz kanama ve kasık ağrısına yol açabilir. Cinsel yolla bulaşan mikroorganizmalar (klamidya, gonore) sıklıkla bu tabloya neden olur. Tanı için endoservikal sürüntü kültürü ve kan tahlilleri kullanılır. Antibiyotik tedavisi ile enfeksiyonun kontrol altına alınması kanamayı durdurur.
Kanama Bozuklukları ve Sistemik Hastalıklar
Von Willebrand hastalığı gibi pıhtılaşma bozuklukları veya karaciğer hastalıkları, adet kanamalarının şiddetini artırabilir. Ayrıca lupus gibi otoimmün hastalıklar da rahim içi dokuyu etkileyerek kanamalara sebep olabilir. Bu durumlarda hematoloji konsültasyonu ve özel kan testleri (pıhtılaşma faktörleri) gereklidir. Tedavi altta yatan hastalığa yönelik planlanır.
İlaçlar ve Doğum Kontrol Yöntemlerinin Etkisi
Doğum kontrol haplarının düzensiz kullanımı, spiral (RİA) uygulaması sonrası adaptasyon süreci veya hormon içeren diğer ilaçlar (özellikle progestin tedavileri) ara kanamalara yol açabilir. Antikoagülan (kan sulandırıcı) ilaçlar da adet kanamasının şiddetini artırır. İlacın değiştirilmesi veya doz ayarlamasıyla bu yan etki genellikle kontrol edilebilir.
Endometrial Hiperplazi ve Kanser Riski
Özellikle 40 yaş üstü kadınlarda uzun süreli düzensiz kanamalar, rahim kanserinin erken belirtisi olabilir. Endometrial hiperplazi (rahim içi tabakanın anormal kalınlaşması) öncü lezyon kabul edilir. Tanı için endometrial biyopsi veya küretaj şarttır. Erken evrede yakalanan lezyonlar, hormon tedavisi veya cerrahi ile tedavi edilebilir.
Teşhis Yöntemleri: Hangi Testler Yapılır?
- Transvajinal Ultrason: Rahim içi kalınlık, miyom veya polip varlığını değerlendirir.
- Histeroskopi: Rahim içinin optik cihazla direkt incelenmesi ve anormal dokudan biyopsi alınması.
- Hormon Profili: TSH, prolaktin, FSH, LH, östrojen ve progesteron seviyeleri.
- Kan Testleri: Tam kan sayımı, pıhtılaşma paneli, enfeksiyon taraması.
- PAP Smear: Rahim ağzı kanser taraması.
Tedavi Yaklaşımları
- Hormonal Tedaviler: Doğum kontrol hapları, progestin içeren ilaçlar veya hormonlu RİA (Mirena) ile düzen sağlanması.
- Cerrahi Müdahaleler: Histeroskopik polipektomi, miyomektomi veya endometriyal ablasyon.
- Enfeksiyon Tedavisi: Antibiyotik rejimleri.
- Kanser Varlığında: Histerektomi (rahimin alınması), radyoterapi veya kemoterapi.
Ne Zaman Acil Müdahale Gerekir?
1 saatte 2’den fazla ped değiştirme ihtiyacı, baş dönmesi, bayılma hissi veya şiddetli karın ağrısı durumunda acilen hastaneye başvurulmalıdır. Bu belirtiler, hayatı tehdit eden kan kaybının işaretçisi olabilir.