Emzirme Eğitimi Nedir?

Emzirme eğitimi, annenin bebeğe ihtiyaç duyduğu sütü doğru şekilde aktarmasını kapsar.

Yenidoğanların büyümelerini sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmesi ve gelişiminin eksiksiz şekilde sürdürülebilmesi için anne sütünün önemi büyüktür. Bu süreçte bebeğin ihtiyaç duyduğu yağ, protein, karbonhidrat, sıvı, mineral ve vitaminlerin tamamı anne sütünde bulunur. Emzirme eğitimi ise annenin bebeğe ihtiyaç duyduğu sütü doğru şekilde aktarmasını kapsar. Emzirme teknikleri sayesinde yeterli miktarda süt karşılanabilir ve anne sütü arttırılabilir.

Emzirme eğitiminde hem anne hem de yenidoğan için en uygun pozisyonlar öğretilir. Emzirme eğitimi aşağıdaki faydaları sunar:

  • Bebek, memeye doğru şekilde ulaşarak sütü kolay bir şekilde emebilir. Sütü daha kolay emdiği için çabuk yorulmaz. 
  • Bebeğin memeyi daha kuvvetli emmesi sonucunda vakum hareketleri güçlenirken de annenin hormonları da uyarılır. Bu uyarılar, vücutta daha fazla süt salgılanmasına destek sağlar.
  • Bebeğin emme refleksinin güçlenmesiyle meme tam olarak boşalabilir ve bu sayede şişkinlikler ortadan kalkar.
  • Emzirme işlemi doğru şekilde yapıldığı için meme ucu bölgesindeki çatlakların oluşumu engellenir. 
  • Emzirme eğitimi, yenidoğan beslenme sürecinde annenin de konforlu bir dönem geçirmesine yardımcı olur.
  • Bebeklerin arama, emme ve yutma reflekslerini emzirme döneminde öğrenir. Emzirme döneminde temelleri atılan bu refleksler 32-35. haftalardan itibaren aktif bir şekilde görülür. 

Emzirme Eğitimi Neleri Kapsar?

Emzirme danışmanlığı olarak adlandırılan bu eğitim, anne adayının bebeğini emzirirken doğru işlemler yapması ve sağlıklı bir dönem geçirmesi için bilinmesi gereken durumları kapsar. Sağlık Bakanlığı emzirme danışmanlığı kapsamında eğitimler verirken, bu eğitimlere özel sağlık kuruluşları aracılığıyla da ulaşılabilir. Anne sütü ve emzirme danışmanlığı eğitimi alan anneler, bebeklerinin ihtiyaçları olan tüm bakım bilgilerini öğrenebilirler. Emzirme eğitimi aşağıdaki konu başlıklarını kapsar:

  • Emzirmenin fizyolojisi 
  • Doğal (natürel) emzirme yöntemleri.
  • Geleneksel emzirme alışkanlıkları ve doğru bilinen yanlışlar.
  • Doğum öncesinde annenin yapacağı meme hazırlığı
  • Anne sütünde bulunan özellikler
  • Emzirmenin anne ve bebek için faydaları
  • Bebeğin acıktığı nasıl anlaşılır?
  • Emzirme işlemi hangi sıklıkla yapılmalıdır?
  • Bebeği uyandırmak için nasıl davranılmalıdır?
  • Emzirme sırasında anne ve bebeğin kıyafetleri nasıl olmalıdır?
  • Emzirme teknikleri ve pozisyonları
  • Bebeğin doğru emme pozisyonunu
  • Bebeğin memeden ayrılma süreci nasıl olmalıdır?
  • Emzirmenin öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken durumlar
  • Bebeğin emme süreci ve yeterli beslenmesi
  • Muhafaza edilecek sütün sağılması ve saklanması için gerekli koşullar
  • Süt artırıcı besinler nelerdir?
  • Süt artıcı tarifler nelerdir?
  • Meme ucunda yara oluşması halinde yapılacak işlemler

Bebek Emzirme Pozisyonları ve Teknikleri

Bebek emzirme eğitimi, anne ve bebeğin bu işlemi en rahat ve verimli şekilde gerçekleştirmesi için uygulanan işlemleri kapsar. Bebek emzirme pozisyonları ise dört şekildedir. Bunlar yatarak emzirme pozisyonu, koltuk altı pozisyonu, kucaklama ve ters kucaklama pozisyonu olarak sıralanmaktadır.

Yatarak Emzirme Pozisyonu

Bu emzirme pozisyonu, yatar pozisyon olarak da bilinmektedir. Hareket kısıtlılığı bulunan ve özellikle doğumu sezaryen ile gerçekleştirilen anneler tarafından sıça kullanılır. Diğer emzirme pozisyonlarına kıyasla daha rahat olduğu için gece emzirmelerinde de tercih edilir.

Bu işlem sırasında hem anne hem de bebek yatar pozisyondadır. Anne yan şekilde yatar ve bebeğin yüzü kendisine dönük şekilde çevirir. Annenin rahat bir pozisyon alabilmesi için sırt ve başının altı desteklenmelidir. Annenin kolu, bebeğin başının altına geçirilir ve emzirme işlemi bu şekilde başlar. En rahat emzirme pozisyonlarından biridir.

Koltuk Altı Emzirme Pozisyonu

Koltuk altı emzirme pozisyonu, çanta pozisyonu olarak da bilinmektedir. Dikiş yerlerine baskı yapılmaz ve bu sayede emzirme işleminin rahat bir şekilde gerçekleşmesine olanak sağlar. Sezaryen doğum yapanlar, bebeği emme işlemi sırasında güçlük yaşayanlar ve özellikle ikiz bebek sahibi olanlar tarafından tercih edilebilir.

Anne, konfor seviyesi yüksek bir koltuğu oturabilir ve bel ağrısını azaltmak için sırt yastığından yardım alınabilir. Bebeğin göğüs bölgesinde tutulabilmesi için annenin kucağı yastıklar ile desteklenebilir. Bebeğin ayakları annenin arkasında, baş kısmı ise annenin önünde olacak koltuk altı bölgesine yerleştirilir. Bebeğin başı boşta kalan el ile desteklenmelidir.

Kucaklama Pozisyonu

Beşik pozisyonu olarak adlandırılan bu pozisyon, doğum normal yöntemler ile gerçekleştirildi ise ilk olarak tercih edilen pozisyondur. Bu pozisyonda anne bebeğini görebilir ve sarılabilir. Bebek ise memeye ulaşarak emme işlemini başlatmak için boyun kaslarını kullanır. Doğumdan hemen sonra bebeğin kasları zayıf olduğu için kucaklama pozisyonu ortalama bir aylık sürecin sonunda tercih edilmelidir. Sezaryen ile doğum yapan annelerde ise kesi bölgesine baskı uygulanabileceği için tercih edilmemektedir.

Bu pozisyonda bebek anne kucağında yatar pozisyondadır. Annenin konforu sağlanmalı, rahat bir koltuğu oturtulmalı ve sırt bölgesi bir yastık yardımıyla desteklenmelidir. Bir tabure yardımıyla ayağı kaldırılabilir ve çocuğun göğüs bölgesine yaklaşması için anne kucağına yastık koyulabilir.

Bebeğin baş bölgesi, anne dirseğinin içinde kalacak biçimde yerleştirilir. Bebeğin baş bölgesi hafif şekilde yukarıya kaldırılır ve yatay biçim bozulmadan kucağa alınır. Bebek burnunun göğüs hizasında olduğundan emin olunmalıdır. Bu işlemlerin ardından anne, küçük açıyla öne doğru eğilmeli ve meme ucunu bebeğin ağzına yerleştirmelidir.

Ters Kucaklama Pozisyonu

Çaprak beşik pozisyonu olarak da adlandırılan bu pozisyon kucaklamaya benzemektedir. Yenidoğan bebeklerde en sık kullanılan pozisyondur. Anne, bebeğin baş bölümünü destekleyerek emzirmenin daha kolay hale gelmesini sağlamaktadır. Bebek emme sırasında güçlük çekiyorsa bu pozisyondan yararlanılmalıdır.

Uygulama biçimi, kucaklama pozisyonu ile benzerdir. Bu pozisyondaki tek fark, bebeğin baş bölgesinin diğer el ile desteklenmesidir. Yenidoğanlarda en çok tercih edilen pozisyonlardan biridir.

Emzirirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Emzirme, bebek ile anne arasındaki duygusal bağın temelini oluşturmaktadır. Bu süreç, bebeğin kendini güvende hissederek bağlılık geliştirmesine yol açmaktadır. Emzirme eğitimi ise bu özel durumun daha konforlu ve sağlıklı geçmesi amacıyla emzirme tekniklerinin ve pozisyonlarının yer aldığı bir süreçtir. Emzirirken dikkat edilmesi gerekenler aşağıdaki şekilde sıralanır:

  • Anne, emzire işlemine başlamadan önce her defasında hijyene dikkat etmeli ve steril bir ortam hazırlamalıdır. Eller yıkandıktan sonra kurulanmalı, meme başları ise steril ılık su ile temizlenmelidir.
  • Emzirme sırasında bebek ve anne rahat bir pozisyonda olmalıdır.
  • Bebeğin emzirme sırasında huzurlu olabilmesi için altının temizlenmesi gereklidir.
  • Bebek emzirme sırasında solunum sıkıntısı çekmemelidir. Solunumu kontrol etmek için burnunun açık ve rahat nefes alabiliyor olmasına dikkat edilmelidir.
  • Memenin baş kısmı ve baş kısmını çevreleyen halkanın tamamı bebeğin ağzına verilmelidir.
  • Bebeğin ihtiyaç duyduğu her an emzirme işlemi gerçekleştirilmelidir.
  • Emzirme sırasında her iki memede bulunan sütün tamamen boşaltılması büyük önem taşır. Tamamen boşaltılmaz ise anne sütünde azalma meydana gelir. Bebek emzirme işlemi sırasında sütün tamamını tüketmez ise geri kalan süt sağılarak alınmalıdır.
  • Bu süreçte anne adayının sağlık durumu, konforu ve psikolojisi önemlidir. Sinir, üzüntü ve stres kaynaklı oluşan psikolojik rahatsızlıklar süt miktarında düşüş yaşanmasına neden olabilir.

Yenidoğan Bebek Emzirme Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bebekler, doğumun ardından ilk bir aylık süreçte yenidoğan olarak adlandırılmaktadır. Gelişimsel faktörler sebebiyle yenidoğan ve bebek arasında farklar var. Bu süreç daha fazla dikkat gerektirir. Yenidoğan bebek emzirme sırasında dikkat edilmesi gerekenler:

  • Doğumun hemen ardından ilk saatler, emme işleminin doğru bir şekilde uygulanabilmesi açısından önemlidir. Doğumun hemen ardından bebek en kısa süre içerisinde annenin yanına getirilmeli ve en az 15 dakika boyunca emzirilmelidir.
  • İlk süt sarı renklidir. Doğumun ardından oluşan sarı süt, yenidoğanı hastalıklardan koruyan etkiye sahip olduğu için mutlaka bebek tarafından tüketilmelidir.
  • Bebeğin doğru şekilde beslenebilmesi ve beslenmeden verim alabilmesi için meme başını ve meme başının çevresini ağzı ile kavraması gereklidir.
  • Anne, emzirme sırasında boş elinin dört parmağı ile memenin alt kısmını desteklemelidir. Baş parmağıyla ise göğse yukarıdan aşağıya doğru masaj uygulamalıdır. 
  • Doğumdan sonraki ilk süreçte süt azdır. Bu durumda bebek daha fazla yorulabilir.
  • Yenidoğanın, doğumun hemen ardından 15 dakika boyunca emmeye devam etmesi gerekli olduğu için uyuması engellenmelidir. Uyumasını engellemek için küçük dokunuşlar yapılabilir.
  • Emzirmenin ardından bebeğin vücudunda bulunan gaz, küçük ve yavaş hareketler ile desteklenerek çıkarılmalıdır.

Anne Sütü Nasıl Saklanmalıdır?

Bebeğin memelerdeki tüm sütü tüketemediği gibi durumlarda anne sütünün tamamen sağılarak muhafaza edilmesi gereklidir. Muhafaza edilen anne sütü, üzerinden çok zaman geçmeden bebeğe tekrar verilebilir. Anne sütünün saklanması gerekiyor ise aşağıdaki adımlar takip edilmelidir:

  • Anne, sağma işlemine başlamadan önce ellerini, göğsünü ve sağmak için kullanacağı ekipmanları temizlemelidir.
  • Muhafaza edilecek sütün tarihi hakkında olası yanlışlıkların önüne geçmek amacıyla kabın üzerine tarih etiketi yapıştırılmalıdır.
  • Sağılarak kabın içerisine konulan süt, oda sıcaklığında 4 saat saklanabilmektedir. Bu süre buzdolabında ortalama 1 haftayken buzlukta 2 aydır. Derin dondurucularda ise 6 aya kadar saklanmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
  • Soğutularak saklanan süt, öğünlük porsiyonlar haline getirilebilir ancak daha önceden dondurulan sütün içerisinde taze sütün eklenmemesi gerekir. Öğünün ardından bir miktar süt kalıyorsa bu süt tekrar kullanılmalı ve atılmalıdır.
  • Soğutularak muhafaza edilen süt kullanılmak istendiğinde ılık suya daldırılır ve bu sayede ısıtma işlemi tamamlanır. Mikrodalga gibi yöntemler kullanmak sakıncalıdır. 
  • Isıtma işlemi sırasında yağ tabakası sütün üst kısmında görülür. Isınan süt bir miktar çalkalanarak yağ ile karışması sağlanır.

Anne Sütü Nasıl Artırılır?

Bebeğin hızlı gelişim döneminde girdiği süreden itibaren anne sütü yetmemeye başlayabilir. Bebeğin anne sütü emme isteğinin devam ediyor olması, sütün artırılmasını gerektirir. Emzirme eğitimi ya da bir diğer ismiyle emzirme danışmanlığı, sütünü artırmak isteyen annelerin yapmaları gereken işlemleri de kapsamaktadır. Bu süreçte süt göğüslerden sık aralıklarla boşaltılmalı, yeterli miktarda sıvı alınmalı, beslenmeye önem verilmeli ve yeterince dinlenilmelidir. Anne sütünü artırıcı diğer uyarılar ise aşağıdaki gibidir:

  • Emzirme işlemi sırasında her iki göğüs de kullanılmalıdır. Her göğse ortalama 15 dakika ayrılmalıdır.
  • Her emzirmenin arasına 2-3 saat ara girmesi şartıyla günde ortalama 9-12 kez emzirme işlemi yapılmalıdır.
  • Bebek, memedeki tüm sütü tüketmeden emzirme işlemi keserse bebeğin vücuduna ve özellikle göğüs bölgesine masaj uygulanmalıdır.
  • Süt miktarında artış görülmüyorsa, emzirme işleminin ardından 10 dakika boyunca sağarak uyarılarda bulunulmalıdır.

Emzirmenin Sakıncalı Olduğu Durumlar Nelerdir?

Anne ve bebekte gerçekleşen bazı durumlar, emzirmenin bir süre veya tamamen kesilmesine neden olabilir. Her ikisinin de sağlık durumunu koruyabilmesi amacıyla bu durum bir zorunluluk olabilir. Her enfeksiyon veya hastalıkta sütün kesilmesi yanlış bilinen bilgiler biridir. Emzirme eğitimi ile emzirmenin kesilmesi gereken ciddi durumlar hakkında anne adayları bilgilendirilir.

Anne sütünün kesilmesi gereken durumlar:

Anne Vücudundaki Enfeksiyonlar

Anne vücudunda gelişen pek çok enfeksiyon emzirmeye engel değildir. Bazı durumlarda anne adayı stresli yaklaşarak sütünü kesmek isteyebilir ancak bu doğru değildir. Emzirmenin kesilmesi gereken ciddi enfeksiyon durumları aşağıdaki gibidir:

Bebekte Bulunan Doğumsal Metabolik Hastalıklar

Bazı doğumsal metabolik hastalıklar, bebeğin anne sütü ile beslenmesini engeller. Doğru beslenme için bu doğumsal metabolik hastalıklara karşı özel olarak üretilen mamalardan beslenilmesi gereklidir. Metabolik hastalıkların tespit edilmesinin hemen ardından emzirme kesilmelidir. Metabolik hastalıklar:

  • Üre siklus defekti hastalığı
  • Fenikentonuri hastalığı
  • Akçaağaç şurubu hastalığı
  • Galaktozemi hastalığı

Annenin Radyoaktif Maddelere Maruz Kalması

Annenin bazı test ve hastalıklar için radyoaktif maddeye maruz kalması gerekebilir. Tanı aşamasının ardından anneye radyoaktif iyot tedavisi de başlatılabilir. Bu tür durumlarda gerekli uyarı uzman doktor tarafından yapılan emzirmenin kesilmesi istenmektedir.

Annenin Kullandığı Bazı İlaçlar

Emziren annelerin çeşitli sağlık problemleri neticesinde ilaç kullanması gerekiyorsa, bu ilaçlardan bazıları emzirmeye engeldir. Emzirme sırasında annenin kullandığı ilaçların bir kısmı süt ile bebeğe geçer. Ancak her ilaç kullanımında emzirmenin kesilmesi de yanlıştır. Emzirme eğitimi sırasında bu ilaçlar hakkında bilgilendirme yapılırken doğumdan sonra uzman doktordan bilgi alınmalıdır. Bu ilaçlar aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır:

Annenin bu süreçte alkol, sigaraya ek olarak yasa dışı uyarıcı madde kullanımı bebeğin gelişimini olumsuz etkiler. Bu durumlarda emzirmenin kesilmesi gereklidir.

Meme Reddi Nedir? Bebekler Memeyi Neden Reddeder?

Bebeklerde en sık karşılaşılan problemlerden biri meme reddidir. Meme reddi, emzirme sırasında bebeğin memeyi istememesi, çığlık atması, emme işlemine başlayıp kısa süre içerisinde bırakması olarak görülebilir. Bu durum hem anne hem de bebek için streslidir. Anneler bu süreçte sakin kalmalıdır.

Meme reddi, emzirme sürecinin her aşamasında gerçekleşebilir. Bebek her emzirme sırasında memeyi reddedebilir veya sadece birkaç kere tekrarlayabilir. Bazı bebeklerde ise uygun emme pozisyonu sağlanmadığı için refleks gerçekleşmez ve bebek bu durumdan rahatsız olarak memeden uzaklaşır. Bebeklerin memeyi reddetme nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Sütün azalması
  • Sütün yavaş akması
  • Sütün hızlı akması
  • Emzirmenin süresi ve sıklığı çok değişiyorsa
  • Diş çıkarma
  • Bebeğin diğer gıdalar ile tanışması
  • Aşı yapılmış olması
  • Aşırı uyarılma veya yorgunluk
  • Ağızda pamukçuk olması
  • Burun tıkanıklığı
  • Bebeğin boğaz ağrısı, kulak ağrısı veya soğuk algınlığı gibi hastalıklar yaşaması
  • Emzik kullanımı
  • Biberon kullanımı
  • Memeyi tutma pozisyonun doğru olmaması

Bebek Kaç Yaşına Kadar Emzirilmelidir?

Anne adaylarının emzirme sürecinin ne kadar süreceği hakkında bilgi sahibi olmak istemeleri doğal bir durumdur. Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Pediatri Akademisi, bebeklerin ilk 6 aylık süreçte sadece anne sütü ile beslenmelerini ve 6 aylık sürecinden ardından ek gıdaların da kullanılmasıyla birlikte 2 yaşına kadar emzirmenin sürdürülmesini tavsiye etmektedir. Bebeğin uzun süre emzirmesi olumsuz bir durum değildir. Süreç içerisinde bebeğin vereceği tepkiler, emzirmenin kesilmesi için belirleyici olmaktadır.

Önerilen sürecin yanı sıra bebeğin emzirmeye devam etmek istemesi durumunda bu işlem 3-4 yaşına kadar devam edebilir. Bebeğin 3-4 yaşına kadar anne sütü ve ek gıdalar ile beslenmesinde herhangi bir sakınca bulunmaz. Uzun süreli emzirmenin faydaları ise şu şekildedir:

  • Anne sütü, bebeğin ihtiyaç duyduğu besin maddelerinin pek çoğunu karşılamaktadır. Bebek büyüdükçe sütün içeriği de değişmektedir ancak yine de ihtiyaç duyulan maddeleri içermektedir.
  • Anne sütü hastalıklara karşı koruyucu etkiye sahiptir. Emzirmeye devam edildiği süre boyunca anne sütü içerisindeki hücre ve antikorlar bebeğe aktarılır.
  • Düzenli emzirmenin ardından bebeğin ileriki yaşlarda karşılaşabileceği olası rahatsızlıkların önüne geçilir. Uzun süre anne sütü ile beslenen kişilerde bağışıklık sistemi hastalıkları, şeker hastalığı, obezite, kanser ve ileri yaş kalp hastalığı daha az görülmektedir.
  • Bebeğin çene yapısı korunur. Bu sayede diş bozuklukları büyük ölçüde engellenir.
  • Bebeğin beyin gelişimi olumlu yönde etkilenir.
  • Emzirme sırasında anne ile bebek arasındaki duygusal bağ güçlenir. Emzirme işlemi sırasında salgılanan seratonin, prolaktin ve oksitonin gibi hormonlar, her ikisinin de mutlu olmasına destek sağlar.
  • Uzun süre emzirmek anne adayını depresyon, obezite, şeker hastalığı, koroner kalp hastalığı, meme ve yumurtalık kanserine karşı korur.
  • Annenin doğum sonrası kontrollü bir şekilde kilo vermesine yardımcıdır.

Mastit Nedir? Nasıl Önlenir?

Meme dokusunda iltihabın oluşması durumu mastit olarak adlandırılır. Memedeki sütün tamamen boşalmaması, memede süt birikmesi ve meme ucunda oluşan çatlakların mikrop ile temas etmesi sonucunda oluşur. Mastit oluşur ise meme dokusunda şişlik, ağrı ve kızarıklık görülür. Bunlara ek olarak kas ağrısı, üşüme, titreme ve halsizlik de eklenir.

Mastitin görülme sıklığı %1’dir. Daha çok yeni emzirmeye başlayan annelerde görülür. İlerleyen dönemlerde tedbir alınmaması durumlarda sık sık tekrarlaması söz konusudur. Sık tekrarlama sonucunda ise hem anne hem de bebek için rahatsızlık verici durumlar oluşabilir. Mastiti önlemek için yapılması gerekenler:

  • Emzirme dönemi içerisinde dinlenmeye ve bol sıvı tüketmeye özen gösterilmelidir.
  • Bebek, mümkün olduğunca sık emzirilmelidir. Bebekler ilk aylarda günde ortalama 10 kez süt emerler. Bu ortalama yaklaşmak önemlidir.
  • Bebeğin emzirme isteği ertelenmemelidir. Açlık belirtileri iyi gözlemlenmelidir.
  • Emzirme işlemi her iki memeden de yapılmalıdır. Bebek tek memeye alıştırılmamalıdır.
  • Bebeğin memeyi doğru bir şekilde tuttuğundan emin olunmalıdır.
  • Bebek memedeki tüm sütü boşaltamıyorsa kalan süt sağılarak muhafaza edilmelidir.
  • İlk dönemlerde anne sütünün dışında başka bir besin verilmemelidir.
  • Meme bölgesine baskı yapmayacak iç çamaşırı ve giysiler tercih edilmelidir.

Emzirme Döneminde Spor Yapılır Mı?

Annelerin doğumdan sonraki süreçte fiziksel ve zihinsel anlamda sağlıklı olmaları önemlidir. Hamilelik süreçte anneyi etkileyen faktörlerden uzaklaşmak ve konforlu bir emzirme dönemine kavuşmak için bazı aktivitelerin yapılması tavsiye edilir. Spor, bu aktivitelerden bir tanesidir. Doğum sonrası uygun spor programı ile annenin beslenmesi düzenlenir, dinlenme düzeni oluşturulur, ruhsal açıdan sakinlik sağlanır ve doğum kiloları verilerek vücut toparlanır. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyen annelerin hafif veya orta derecede spor yapmaları faydalıdır.

Vücudu zorlamayacak şekilde yapılan spor, annenin kendini daha iyi hissetmesini sağlamaktadır. Genel sağlık, psikoloji ve enerji seviyesi için ideal spor programı oluşturulabilir. Spor sayesinde stres seviyesi azaldığı için doğum sonrasında oluşabilecek doğum depresyonunun da önüne geçilir.

Doğum sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmediyse, emzirme aşamasında sorunla karşılaşılmadıysa ve hem anne hem de bebeğin sağlığı yerindeyse uzman doktordan alınacak onay ile spora başlanabilir. Spora başlanması gereken tarih ise ortalama olarak doğumdan altı hafta sonrasıdır.

Emziren annelerin spor yaparken dikkat etmesi gerekenler:

  • Doğumdan sonra spora başlamak için kadın doğum doktorunun önerisi alınmalıdır. Anne ve bebeğin sağlık durumu kontrol edildikten sonra tarih hakkında daha net bilgilere ulaşılmaktadır.
  • Doğum sonrası spor ilk olarak hafif düzeyde yapılmalıdır. Bir sorun ile karşılaşılmaması durumunda tempo giderek artırılabilir.
  • Spor sırasında vajinal kanama, çarpıntı, sancı veya ağrı oluşur ise bir süre ara verilmelidir.
  • Spor sırasında bol sıvı tüketilerek sıvı kaybı önlenmelidir.
  • Bebek, spora başlamadan önce emzirilmelidir. 
  • Spordan sonra emzirmek için ise 1,5 saat beklenmelidir. Bu sayede süte geçecek laktik asit miktarı düşmektedir.
  • Spor sırasında destekli sütyen takılmalıdır.
  • Spor sırasında oluşan terleme bebeği rahatsız edebilir. Sporun hemen ardından duş alınmalı ve bebek duştan sonra emzirilmelidir.

 

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın