Emboli

Emboli kelimesi tıp literatüründe insan vücudunda yer alan bazı arter yapılarının aniden bloke olmasını ifade etmek amacıyla kullanılan bir terimdir. Medikal tedavi, dereceli sıkıştırma çorapları, embolektomi ve benzeri cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur.

Emboli Nedir?

Emboli kelimesi tıp literatüründe insan vücudunda yer alan bazı arter yapılarının aniden bloke olmasını ifade etmek amacıyla kullanılan bir terimdir. İnsan vücudunda yer alan bu arter yapılarındaki blokaj hastalarda çeşitli durumlara bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Tüm bunlarla birlikte kan dolaşımı esnasında insan vücudunun belli bir bölümünden başka bir bölüme hareket gösteren kan pıhtısı da Emboli ismi ile anılmaktadır.

Emboli tanımı kendi içerisinde akciğer embolisi ya da beyin embolisi gibi çeşitli sınıflandırılmalara ayrılabilmektedir. Arterlerde yer alan kan akımının kesilmesi ve kanda bulunan oksijen oranının düşmesi sonucunda organlarımızın zarar görmesi durumuna neden olmaktadır.   Tüm bu sebepler sonucunda eğer hastalarda Emboli durumu mevcut ise embolinin erken teşhis edilip tedavisinin en kısa zaman içinde başlanması oldukça önemlidir.

Emboli Tipleri (Çeşitleri) Nelerdir?

İnsan vücudunda yer alan arter yapılarının aniden bloklanarak kan akımında sorun meydana gelmesi durumuna Emboli adı verilmektedir. Emboli tipleri hastalarda gözlenen embolinin tutulum gösterildiği organa göre farklılıklar gösterebilmektedir. Emboli tipleri şu şekilde sıralanabilir;

  • Akciğer Embolisi (Pulmoner Emboli): Akciğer embolisi hastalığı insan akciğerlerinde bulunan pulmoner arterlerden en az bir tanesinin pıhtı ya da diğer farklı oluşumlara bağlı olarak tıkanmasıdır. Akciğer embolisi hastalarda çoğu zaman bacaklarda oluşum gösteren pıhtının (bacakta emboli) akciğerlere geçişi ve buradaki damarları tıkaması sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Akciğer embolisinde meydana gelen tıkanma sonucunda akciğerlere olan kan akımı sekteye uğradığı için kişilerin hayatını tehdit edici düzeyde semptomlar ortaya çıkabilmektedir.
  • Beyin Embolisi: Beyin embolisi kanda oluşan pıhtının kalpten büyük boyun damar yapılarına pompalanması sonucunda pıhtının beyin damarlarını tıkamasıyla (emboli atması sonucu) oluşan bir hastalık halidir. Hastalarda beyin embolisi gelişmesi sonucunda beyne giden kan akımını ne kadar süre ile kesildiğine bağlı olarak beyin dokusunda geçici ya da kalıcı hasralar meydana gelebilmektedir. Bu durum hastalarda çift görme, kısmı ya da tam felç, baş dönmesi ve konuşma bozukluğu gibi komplikasyonlara sebebiyet verebilmektedir.
  • Retinal Emboli: Retinada bulunan arter (atardamar) ve ven (toplar damar) yapılarının tıkanması sonucunda hastalarda retinal emboli meydana gelebilmektedir. Retinal arterlerde tıkanıklık gelişmesi sonucunda gözün arka tarafındaki retinada yer alan sinir hücre yapılarına yeterince oksijen taşınamamaktadır. Retina tabakasına yeterince oksijen taşınamaması sonucunda hastalarda ani görme kaybı gibi semptomlar meydana gelebilmektedir.
  • Yağ Embolisi: Yağ embolisi sıklıkla semptom göstermeksizin akciğer ve diğer çevre perifer damar dolaşımında yağ damlacıklarının bulunması hali olarak ifade edilebilir. Obez hastalarda ya da uzun kemik travmaları sonucu uzun kemik kırığı bulunan hastalarda ortaya çıkabilmektedir.
  • Amniyon Sıvı Embolisi: Anne adaylarında ortaya çıkabilen bir emboli tipi olan amniyon sıvı embolisi, amniyon sıvısının anne kan dolaşımına girmesi neticesinde ortaya çıkabilen ve nadir gelişen bir komplikasyondur. 

Emboli Belirtileri Nelerdir?

Hastalarda çeşitli emboli tipleri bulunabilmektedir. Emboli çeşitleri hastalarda görülen embolinin tutulum gösterdiği organa ya da bölgeye göre farklılıklar göstermektedir. Emboli gelişen hastalarda arterlerde yer alan kan akımının kesilmesi ve kanda bulunan oksijen oranının düşmesi sonucunda organlarımızın zarar görmesi durumuna neden olmaktadır. Bu ve bunun gibi birçok durum sonucunda hastalarda çeşitli semptomlar ortaya çıkabilmektedir. Tüm bunlara göre emboli belirtileri şu şekilde sıralanabilir;  

  • Beyin embolisi geçiren hastalarda yüzde sarkma gözlenebilmektedir.
  • Beyin embolisi geçiren hastalarda konuşma bozukluğu gözlenebilmektedir.
  • Beyin embolisi geçiren hastalarda denge kaybı ortaya çıkabilmektedir.
  • Beyin embolisi geçiren hastalarda yutma güçlüğü meydana gelebilmektedir.
  • Retinal emboli geçiren hastalarda ani görme kaybı ya da ağrısız görme kaybı gözlenebilmektedir.
  • Hastalarda yağ embolisi gelişmesi durumunda idrarda azalma ortaya çıkabilmektedir.
  • Yağ embolisi geçiren hastalarda öksürük, ateş, kalp atımının hızlanması ve huzursuzluk gibi semptomlar gelişebilir.
  • Emboli geçiren hastalar embolinin hangi noktada gelişimine bağlı olarak koma geçirebilirler.
  • Hastalarda bacaklarda ağrı olması.
  • Hastalarda bacaklarda şişme gözlenmesi.
  • Hastaların bacaklarında hassasiyet gözlenmesi
  • Hastaların bacak derilerinde kızarıklık meydana gelmesi.
  • Emboli geçiren hastalarda nefes darlığı ortaya çıkabilmektedir.
  • Emboli geçiren hastalarda göğüs ağrısı gözlenebilmektedir.
  • Hastalarda kanlı ve balgamlı öksürük gözlenebilmektedir.
  • Hastalarda sırtta ağrı gözlenmesi.
  • Hastalarda emboli meydana gelmesiyle baş dönmesi, sersemlik ve bayılma gibi semptomlar oluşabilmektedir.
  • Bazı hastalarda aşırı terleme gibi semptomlar oluşabilmektedir.
  • Hastalarda ortaya çıkabilen mavi dudak gözlenmesi ve mavi tırnak gözlenmesi.
  • Hasta cildinin nemli ve soluk olması.

Emboli Nedenleri (Risk Faktörleri) Nelerdir?

Emboli çoğunlukla bir kan pıhtısının halk arasında atardamar olarak bilinen arterleri tıkaması sonucunda görülen bir hastalıktır. Buna ek olarak emboli tipine göre yağ embolisi ve hava embolisi gibi; tutulum yerine göre ise beyin embolisi, retinal emboli ve akciğer embolisi gibi çeşitli emboli tipleri de bulunmaktadır. Gelişen emboli tiplerinin birçok nedeni bulunmaktadır. Buna göre emboli nedenleri şu şekilde sıralanabilir;

  • Derin Ven Trombozu (DVT): Akciğerlerde bulunan damarların tıkanmasına neden olan emboli hastalığında kan pıhtıları genelde alt ekstremite olan bacak bölümündeki derin yerleşimli damar yapılarından gelmektedir. Bu durumda gelişen emboli de gelen pıhtı derin ven trombozu nedeniyle oluşmaktadır. Derin ven trombozu nedeniyle gelişen akciğer embolilerinde birden fazla miktarda kan pıhtısı ile karşılaşılabilmektedir. Gelişen emboli sebebiyle akciğer lobları oksijenden fakir kalarak akciğerlerde çeşitli hasarlanmalara neden olabilmektedir.
  • Kırıklar: Bazı durumlarda kırılan uzun kemiklerden salınan kollojen ve diğer doku yapıları ile kemik iliğinden çıkan yağlar da kan pıhtılaşması dışında damarları tıkayarak emboli gelişimine neden olabilmektedir.
  • Tümör Parçaları: Hastalarda görülen tümörlerin bulunduğu yerden kopup kan dolaşımına katılması sonucunda bazı küçük arter yapılarında tıkanmalar ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle tümör parçaları da bazı hastalarda emboli gelişimine az da olsa sebebiyet vermektedir.
  • Hava Baloncukları: Emboli gelişimine neden olabilecek bir diğer risk faktörü de hava baloncuklarıdır. Hastaların damarlarında oluşan hava kabarcıkları bazı damarları tıkamak suretiyle nadir de olsa embolilere sebebiyet verebilmektedir.
  • Hastaların Tıbbi Geçmişi: Hastaların kendilerinde meydana gelebilen herhangi bir kan pıhtısı ya da akciğer embolisi öyküsü varlığı da hastalarda tekrar emboli gelişimine risk faktörü oluşturabilmektedir.
  • Hastaların Aile Öyküsü: Bazı hastalarda kendilerinde daha öncesinde yaşanmamış olsa dahi birinci derece ailesinde (çekirdek aile) gözlenen herhangi bir kan pıhtısı ya da emboli tiplerinin öyküsünün varlığı da hastalarda tekrar emboli gelişimine risk faktörü oluşturabilmektedir.
  • Kalp Damar Hastalıkları: Hastalarda gözlenen kardiyovasküler hastalıklar yani kalp damar hastalıklarının varlığı emboli oluşumu için risk faktörleri arasında bulunmaktadır.
  • Kanser Varlığı: Hastalarda bulunan pankreas, yumurtalık ya da akciğer kanseri gibi ve benzeri çeşitli kanser öykülerinin varlığı hastalarda meydana gelebilecek emboliler için risk faktörü oluşturabilmektedir.
  • Çeşitli Uygulanmış Tedavi Yöntemleri: Hastalara daha önceden uygulanmış kemoterapi ve cerrahi temelli diğer tedavi yöntemleri kişilerde gözlenebilecek pıhtı oluşum riskini arttırabildiği için hastalarda emboli gelişimi açısından risk faktörüdür. Hekimler bu nedenlerle bu hastalara gerekli pıhtı önleyici ilaçları tedavi uygulanması halinde reçete etmektedir. 
  • Uzun Süre Hareketsiz Yaşam: Hastalarda gözlenebilecek durumlardan biri olan uzun süre hareketsiz yaşam emboli gelişimi için risk faktörüdür. Hastalarda hareketsizlik nedeniyle meydana gelebilecek pıhtı oluşumu emboli gelişimine neden olabilmektedir. Uzun süreli hareketsiz yaşama uzun süreli otobüs ya da uçak seyahatleri, ameliyat geçirme öyküsü sonrası hastaların uyguladıkları yatak istirahatleri örnek verilebilir.
  • Östrojen Desteğinin Alınması: Aile planlaması yöntemi olan doğum kontrol hapları gibi yöntemler ya da hormon replasman tedavisi gibi östrojen desteklerinin alındığı durumlarda özellikle sigara içen ve obez kadın hastalarda emboli gelişimi yönünden risk artışı gözlenebilmektedir.
  • Gebelik: Anne adaylarında bebeklerinin rahim etrafındaki damar yapılarını basıya uğratması nedeniyle kişilerin bacaklarından olan kan dolaşımı yavaşlayabilmektedir. Kan akımında yavaşlamanın gelişi sonucunda hastalarda pıhtı oluşumu meydana gelebilmekte dolayısı ile emboli gelişim riskinde artış olabilmektedir.
  • Yağ Partikülleri: Hastaların geçirdikleri ciddi cerrahi işlemler neticesinde ya daçeşitli yanık durumlarından sonra hastalarda meydana gelen yağ partikülleri kan dolaşımına geçtiğinden hastalarda emboli riskinde artış meydana gelebilmektedir.
  • Kolesterol Yüksekliği: Hastalarda gözlenebilen kolesterol yüksekliği sonucunda hasraların damarlarında daralmalar meydana gelebilmektedir. Ortaya çıkan bu durum sonucunda hastalarda emboli riskinde artış gözlenmesi mümkündür.
  • Hava Kabarcıkları: Kan dolaşımına karışan hava kabarcıklarının ya da çeşitli gazların hastalarda emboli gelişimine sebebiyet verdiği bilinmektedir.  
  • Sigara kullanımı 
  • Aşırı Kilolu olmak

Emboli Teşhisi

Hastalarda semptomların gözlenmesi halinde embolinin teşhis ve tedavisini gerçekleştirebilmektedir. Hekim teşhis amacıyla şu yöntemlere başvuruda bulunabilmektedir;

  • Anamnez: Anamnez hastanın şikayetlerini dile getirmesi durumudur. Hasta hekime ani görme kaybı, öksürük, ateş, kalp atımının hızlanması, bacaklarda ağrı olması, bacaklarda şişme gözlenmesi, bacaklarında hassasiyet gözlenmesi, bacak derilerinde kızarıklık, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi semptomlar varlığında başvuruda bulunmaktadır. Hekim hastanın semptomlarını not eder ve ardından hekim fizik muayeneye geçer.
  • Fizik Muayene: Fizik muayenede hastanın semptomları sebebiyle şüpheye düşünülen hastalıkların oluşabileceği bölümler incelenmektedir. Hastaların bacakları ve çeşitli organları emboli riski açısından fizik muayene ile incelenebilir.
  • Laboratuvar Tetkikleri ve Kültür Testleri: Laboratuvar tetkiklerinde ise hastadan kan ve idrar tetkikleri alınır. Laboratuvarda hastanın kan hücresi değerleri, protein ve kan şekeri seviyesinin yanı sıra, böbrek fonksiyon göstergeleri, mineral düzeyleri, enfeksiyon varlığına dair antikor mevcudiyeti ya da yokluğu değerlendirilir. Yapılan diğer kültür testleri ile hastalık sebebi belirlenmeye çabalanır.
  • Radyolojik Görüntüleme: Radyolojik görüntüleme yöntemlerinde hekimler hastalarda gözlenen hastalık durumunun tanı ve tedavisinin yapılabilmesi için radyasyon, yüksek frekanslı ses dalgaları, ya da manyetik alan kullan çeşitli görüntüleme aletlerini kullanarak hastalığı tespit etmeye çalışmaktadır. Hekim radyolojik görüntülemede;
  • Ultrasonografi (USG): Ultrasonografi; ses dalgaları kullanılarak görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntemle hekim hastanın herhangi bir patoloji olup olmadığını inceleyebilmektedir.
  • Göğüs Grafisi: Hastalarda göğüs grafisi ile akciğerler ve kalp değerlendirmeye alınarak emboli teşhis edilmeye çalışılabilir.
  • Pulmoner Anjiogram: Hastaların akciğerlerinde bulunan damarlarda kan akımının fotoğrafları pulmoner anjiogram yardımıyla çekilebilmektedir. 

Emboli Tedavisi

Emboli tedavisi hastalara yapılan teşhis ve tanı yöntemleri neticesinde şekillenmektedir. Hastalarda bazı emboliye neden olan etkenlerin ortadan kaldırılması ve hastalığın tamamen tedavisi yapılabilmektedir.

Emboli tedavisinde medikal tedavi, dereceli sıkıştırma çorapları, embolektomi ve benzeri cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur.

Emboli Ameliyatı

Hastalarda meydana gelen embolilerde sıklıkla medikal tedavi uygulanmasının yanında önleyici tedavi yöntemleri de kullanılabilmektedir. Ancak hastalarda oluşan emboli bu yöntemlerle tedavi edilemiyorsa cerrahi işlemlerde bulunmaktadır.

Emboli tedavilerinde uygulanabilen bir yöntem olan embolektomi tedavisi ile hastaya cerrahi müdahile ile bir kesim yapılmaktadır. Arterde yapılan kesim sonucunda bu bölgedeki yabancı cisim aspirasyon yöntemi ile aranmaya başlanmaktadır. Hekimler gerekli görülen vakalarda bu yönteme başvuruda bulunabilmektedir.

Emboli için Hangi Doktora Gidilir?

Emboliye neden olan şikayetler sonucunda hastaların anamnezini alan, fizik muayenesini yapan ve teşhis – tanı yöntemlerine başvurarak hastalığı tedavi eden asıl bölüm Kalp ve Damar Cerrahisi bölümüdür.

Hastalarda ani görme kaybı, öksürük, ateş, kalp atımının hızlanması, bacaklarda ağrı olması, bacaklarda şişme gözlenmesi, bacaklarında hassasiyet gözlenmesi, bacak derilerinde kızarıklık, nefes darlığı, göğüs ağrısı, kanlı ve balgamlı öksürük, sırtta ağrı gözlenmesi, baş dönmesi, sersemlik, bayılma, aşırı terleme, mavi dudak ve mavi tırnak gözlenmesi, cildinin nemli ve soluk olması gibi semptomlar varlığında mutlaka bir uzman hekime başvuruda bulunulmasında yarar vardır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın

Emboli ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Ameliyat sonrası emboli riski kaç gündür?

Emboli riski hastaların geçirdiği ameliyatlar sonrasında artmaktadır. Hastaların geçirdiği ameliyata ve ek hastalığa bağlı olmak kaydıyla ameliyat sonrası emboli riskinin ortalama 7 ila 12 hafta arasında değişebildiği yapılan araştırmalar neticesinde tespit edilmiştir.

Dr. Latif Mustafa Uyguner

Emboli tedavisi ne kadar sürer?

Emboli tedavisi hastalarda ne tür emboli geliştiğine ve hastaların genel sağlık durumuna bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir.

Dr. Latif Mustafa Uyguner