Düşük Ayak

Düşük ayak, ayağın hareket etmesini sağlayan kasların ve sinirlerin hasarlanması sonucu ayak bileğinin bükememe, kaldıramam durumu olup farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır

Düşük Ayak Nedir? 

Ayak hareketlerini sağlayan kasların ya da sinirlerin etkilenmesi sonucu ayak bileğini yukarı kaldıramama veya kaldırmada güçlük düşük ayak sendromu olarak adlandırılır.

Ayak bileği hareketleri günlük yaşamdaki fonksiyonel aktivitelerin koordineli olarak yapılabilmesi için büyük önem taşır. Ayak bileği yukarıya kaldırılamadığında adım atma, merdiven çıkma, yokuş çıkma gibi aktivitelerde sorun yaşanır.

Hastalar ayaklarını yerden kaldıramaz ya da kalça ve dizden aldığı destekle kaldırır. Yürüyüş bozulur.

Sağlıklı bir yürüyüşte ise bazı kaslar kasılır, bazıları gevşer; eklemler uygun hareket açılarını sağlar, ağırlık merkezi dengede tutulur. Ayak ve ayak bileği yürüyüş sırasında çok önemli görevler üstlenir.

Taban teması, topuk vuruşu, itme gibi sağlıklı yürüyüş unsurlarının yerine getirilmesi ayak- ayak bileği hareketleri ile gerçekleşir. Yürüyüş normal döngüsünde yapılamadığında kaslara ve eklemlere binen yük artar, denge problemleri görülür.

Düşük ayak problemi yaşayan bir hasta yürüyebilmek için ayak bileğinden alamadığı desteği kalça ve diz ekleminden almaya çalışır, kimi zaman kalça eklemindeki abartılı hareketlerle yürür.

Bu yürüyüş şekli daha fazla enerji gerektirir, hastalar için yorucudur. Dengeyi sağlamak daha zordur, hastalar ayak- ayak bileği burkulmalarına, yaralanmalarına ve düşmelere daha açık hale gelir.

Ayrıca bu durum bazı kaslara ve eklemlere binen yükün artmasına neden olacağı için ilerleyen dönemlerde eklem harabiyetlerine sebebiyet verebilir.

Düşük ayak hastalarında ayak bileği yukarıya kaldırılamadığı için yürüyüş sırasında parmaklar yerde sürünür. Bu da ayakta cilt problemlerine sebep olur.

Düşük Ayak Belirtileri Nelerdir?

Düşük ayak hastaları ayak bileğini yukarıya kaldırmada problem çeker, yürürken parmaklar yerde sürünür, yürümede güçlük yaşanır ve denge bozulur. 

Düşük ayak belirtileri kısaca şöyle sıralanabilir:

  • Yürürken ayak parmaklarının yerde sürünmesi
  • Ayak bileğini yukarıya doğru kaldıramama
  • Yürümenin bozulması
  • Yürürken takılma
  • Yürüme sırasındaki ayak hareketleri için abartılı olarak kalça eklemini kullanma
  • Ayağı yerden kaldıramama
  • Adım atmada güçlük
  • Denge bozukluğu
  • Ayakta şekil bozukluğu
  • Ayak kaslarında kuvvet kaybı
  • Merdiven çıkmada güçlük
  • Yürüyüş bozukluğuna bağlı ayak bileğinde burkulma, ayakta yaralanmalar
  • Cilt problemleri
  • İleriki dönemlerde bazı eklemlerde harabiyet 
  • Ayakta uyuşma
  • Bazen bacak arkasında ağrı, gerilme görülebilir.

Düşük Ayak Nedenleri Nelerdir?

Düşük ayak kasların veya sinirlerin etkilendiği pek çok sağlık durumunda görülebilen bir bulgudur. Sıklıkla peroneal sinir (bacaktan ayak bileğine doğru uzanan sinir) hasarı sonucunda meydana gelir. 

Düşük ayak tablosu peroneal sinir yaralanmaları, sinirde bası gibi nedenlerden ötürü görülebileceği gibi kas hastalıklarında, kas dengesizliğine neden olan durumlarda, beyin hasarlarında, omurilik yaralanmalarında ve omurilikte basıya sebep olan bel fıtığı, tümör gibi nedenlerle de görülür.

Düşük ayak nedenleri kısaca şöyle sıralanabilir:

  • Peroneal sinir hasarı (Peroneal sinir sıkışması, sinirde bası sonucu görülebilir. Diz yaralanmalarında ve bacaktaki fibula kemiğinde meydana gelen kırıklarda peroneal sinir hasar görebilir. Sinir bir travma sonucu ya da ameliyat esnasında yaralanabilir.)
  • Uzun süren hareketsizlik, alçı ve bandaj uygulamaları
  • Bel fıtığı gibi nedenlerle sinir kökünde meydana gelen basılar
  • Aynı pozisyonda uzun süre kalmak (uzun süre oturmak, bacak bacak üstüne atmak, çömelmek)
  • Kauda equina sendromu (Sinir köklerinin fazla bulunduğu bölgedeki sinir basıları sonucu oluşur. En yaygın sebebi bel fıtığıdır.)
  • Multiple skleroz (MS) (Bağışıklık sisteminin beyin ve omurilikte hasar oluşturduğu, ataklarla seyreden bir hastalıktır.)
  • Serebral palsi (Beyin hasarı sonucu oluşan ilerleyici olmayan motor fonksiyon kaybı, hareket bozukluğuyla seyreden bir hastalıktır.)
  • Beyin kanaması (Beyindeki kanama sonrası inme ile beraber düşük ayak görülebilir.)
  • Kas hastalıkları
  • Şeker hastalığı
  • Çocuk felci
  • Beyin tümörleri
  • Kafa travmaları
  • Omurilik yaralanmaları
  • Omuriliği tutan hastalıklar, omurilik tümörleri
  • Omurilik kanal daralması
  • Motor nöron hastalıkları (elektriksel uyarıları taşıyan motor nöron adı verilen sinir hücrelerini etkileyen ilerleyici hastalıklar)
  • ALS hastalığı (amniyotrofik lateral skleroz) (Bir motor nöron hastalığıdır, kas güçsüzlüğü ile seyreder.)
  • Hatalı enjeksiyonlar
  • Ameliyat esnasında uzun süreli uygunsuz pozisyonlar
  • Ateşli silah yaralanmaları ile oluşan sinir hasarı
  • Siyatik sinir felci
  • Tümörden kaynaklanan sinir basıları
  • Charcot marie hastalığı (Kasta kuvvet kaybı ve kas erimesiyle seyreden kalıtsal bir hastalıktır.)

Düşük Ayak Teşhisi

Düşük ayak sendromunun teşhis edilmesi için doktor hasta kapıdan girer girmez yürüyüşünü gözlemler, hastalık hikayesi hakkında detaylı bilgi alır, fiziksel muayene, sinir ileti testleri ve görüntüleme yöntemlerini kullanır. 

  • Hastalık hikayesi: Hastanın şikayetleri, şikayetlerin ne zaman başladığı, ağrısı hissedip hissetmediği, ağrısı varsa ağrının yeri, şiddeti, hangi durumlarda artıp azaldığı hakkında bilgiler alınır. Hasta geçirdiği ameliyatlar, kazalar, yaralanmalar ve sahip olduğu hastalıklarıyla ve soy geçmişi ile ilgili doktora bilgi vermelidir.
  • Fiziksel muayene: Düşük ayak teşhisinde çok önemli bir yere sahiptir. Fiziksel muayene ile doktor kas kuvvetini değerlendirir. Ayakta ve ayak parmaklarında his kaybı olup olmadığını değerlendirilir. 
  • Elektrofizyolojik Değerlendirme/ Sinir Testi 
    • Elektromiyografi (EMG): Sinir hasarlarının saptanmasında sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. EMG ile kasta ve sinirde elektriksel aktivite ölçümü yapılır. Motor ve duyusal iletim hızları ölçülür. Ölçüm sağlıklı taraf için de yapılarak problemli tarafla karşılaştırması yapılır. Lezyonun( hasarın) nerede olduğunu ve şiddetini saptamada kullanılır.
  • Görüntüleme Yöntemleri: Düşük ayak çoğu zaman tek başına bir hastalık olarak kabul edilmez. Hastalıktaki bir bulgu olarak karşımıza çıkar. Örneğin bel fıtığı olan bir hastada sinire bası sonucunda oluşabilir. Omurga kanalındaki darlıklar ya da basıya neden olan tümörler sonucunda oluşabilir. Beyin kanamalarında görülen bir bulgu olabilir. Travma sonucu direkt olarak sinir kesileri sonucunda oluşmuş da olabilir. Hastalık hikayesi ve hastadaki bulgulara bakarak gerekli ise tanıyı desteklemek için görüntüleme yöntemlerine başvurulur. 
    • Direkt Grafi / Röntgen İle Görüntüleme: Direkt grafi (röntgen filmi) x ışınlarının kullanılmasıyla görüntü elde eden bir yöntemdir. Kemikteki lezyonları ve kemik kırıklarını görüntülemek için tercih edilen bir görüntüleme yöntemidir. Kemik yapıların görüntülenmesinde oldukça iyi olmasına karşın yumuşak dokuların görüntülenmesinde yetersiz kalır.
    • Ultrason İle Görüntüleme: Sinir lifinin yapısındaki değişikliklerin, sinirdeki lezyonların ve sinir çevresindeki yapıların görüntülenmesini sağlar.
    • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Sinir sıkışmasına neden olabilecek yumuşak doku problemlerinin görüntülenmesinde etkilidir.
    • Bilgisayarlı Tomografi (BT) İle Görüntüleme: Yumuşak dokunun, yağ dokusunun ve kasların görüntülenmesini sağlar.

Düşük Ayak Tedavisi

Düşük ayak tedavisiyle ayak- ayak bileğine fonksiyonellik kazandırarak ayak hareketlerinin düzgün bir şekilde yapılması hedeflenir. Düşük ayak tedavisi ameliyat tedavisi ve cerrahi olmayan tedavi seçenekleri mevcuttur. 

Doktor ve sağlık ekibi bu yöntemlerin bir ya da birkaçının kombinasyonuyla tedavi uygular. Pozisyondan kaynaklanan sinir sıkışmalarında ameliyatsız tedavi seçeneklerinde başarılı elde edilmektedir. 

Düşük ayak hastalarında sık olarak ameliyatsız tedavi yöntemleri tercih edilir. Ameliyatsız tedavi yöntemlerinin 3-4 ay kadar denemesiyle ilerleme kaydedilmeyen hastalarda cerrahi tedavi düşünülür. 

Düşük ayakta ameliyatsız tedavi için ilaç tedavisi, atel - splintler, istirahat etmek, fizik tedavi uygulamaları, kuvvetlendirme ve germe egzersizleri, ortez uygulamaları, basıya neden olan durumların kaldırılması, yürüme yardımcısı kullanımı gibi çeşitli ameliyatsız tedavi yöntemleri mevcuttur. 

Şeker hastalığı ve bazı damar hastalıklarında cerrahi olmayan tedavi seçenekleri daha çok tercih edilir.

Atel, splintler düşük ayak tedavisinde sıkça kullanılır. Düşük ayağı tedavi etmez ancak düşük ayak sonrası oluşabilecek ikincil problemlerin önlenmesi için faydalıdır. Yürüme problemlerinde, ayağın pozisyonlanmasında kullanılır. Gündüz ve/veya gece takılan ateller tavsiye edilir. 

Ortez uygulaması düşük ayak tedavisinde yaygın olarak kullanılır. En sık tercih edilen ortez ayak bileği-ayak ortezidir (AFO). Ayak bileğini 90 ° de pozisyonlayan bu ortez yürüme sırasında ayağın yere sürünmesini engeller. 

Ayak- ayak bileği ortezinin yanı sıra rahat kullanımı olan menteşeli ortezler de mevcuttur. Ortezleme sayesinde kişi daha rahat yürür, takılma ve düşme sorunları azalır. Bazı ortezler geceleri dinlenme ortezi olarak da kullanılır.

Fonksiyonel elektrik stimülasyonu (FES) cihazı: Merkezi sinir sisteminin dışarıdan uyarılması prensibiyle çalışır. Yürüme sırasında sinire sinyal göndererek harekete eş zamanlı olarak ayağın yukarı kaldırılmasına sebep olur. 

Böylece yürüyüş sırasında ayağın yere takılması önlenir, kontrollü bir yürüyüş sağlanır. Ayak bileğinin normal eklem hareketinin korunması, kas kuvvetinin korunması, yürümeye yardımcı olmak gibi faydaları vardır. 

İnme, omurilik yaralanmaları ve multiple sklerozla gibi merkezi sinir sistemindeki problemlerden kaynaklanan düşük ayakta tercih edilir. Fonksiyonel elektrik stimülasyonu her hastada uygulanabilen bir yöntem değildir.

Fonksiyonel elektrik stimülasyonunun kullanılabilmesi için hastanın akıl sağlığının yerinde olması, cihaz kullanımı sırasında, spastisitenin fazla olmaması, dolaşım bozukluğu olmaması, hastanın ayağa kalkıp kısa bir mesafe yürüyebiliyor olması gereklidir. Ayrıca hamilelerde, diyabet hastalarında ve kalp pili kullanan hastalarda kullanılamaması gereklidir.

Fizik tedavi: Düşük ayak hastalarında fizik tedavi önemli bir yere sahiptir. İlaç tedavisi, istirahat, ortezleme gibi tedavi seçenekleriyle beraber düşük ayağın ameliyatsız tedavisininde görev alır. Ayrıca ameliyat sonrasında da fonksiyonelliğin kazanılması için fizik tedavi uygulamaları gereklidir. Düşük ayak hastalarında uygulanan bazı fizik tedavi seçenekleri şöyle sıralanabilir:

  • Fizyoterapistinizin önerdiği kas kuvvetini arttıran egzersizler: Ayak bileğini yukarı kaldıran kaslar, ayağın içe ve dışa döndürülmesini sağlayan kaslar için kuvvetlendirme egzersizleri fizik tedavi programında yer alır. Ayrıca tendon transferi ameliyatı sonrası kasın kuvvetlendirilmesi, kasa görevinin öğretilmesi büyük önem taşır. Kas kuvvetlendirilmesinde elastik bantlarla dirençli egzersizler yapılabilir.
  • Kontraktür gelişimini önlemek için arka grup kaslara yapılan germe egzersizleri: Kontraktür kas ve tendon gibi yapıların esnekliklerini kaybetmesi ile eklem hareket açıklığının azalması durumudur. Düşük ayak için uygulanan germe egzersizlerin amacı kas ve tendonların esnekliğinin korunması ve böylelikle eklem hareket açıklığının korunmasıdır.
  • Eklem hareket açıklığını koruyan/ arttıran egzersizler: Eklem hareketlerinin ağrısız olması ve normal eklem hareketinin korunması için fizyoterapistler tarafından önerilen egzersizler düzenli yapılmalıdır.
  • Kinezyolojik Bantlama: Kinezyolojik bantlar esnek olması ve eklem hareketine izin vermesi nedeniyle tercih edilir. Düşük ayak hastalarında uygulanan kinezyolojik bantlama kan dolaşımının artmasını, hastanın ağrı ödem gibi şikayetlerinin azalmasını sağlayabilir. Ayrıca gerimi azaltılmak istenen kasta kas tonusunu azaltacak bir kinezyolojik bantlama yapılabilir. Kas kuvvetini arttırmak için de kinezyolojik bantlama uygulanabilir.
  • Ödem tedavisi: Ödem mevcutsa ayağın yukarıda pozisyonlanması gereklidir. Elektroterapi uygulamaları, kinezyolojik bantlama ödem tedavisinde tercih edilebilir.
  • Kas kısalıklarının tedavi edilmesi, esnekliğin arttırılması: Normal eklem hareketinin korunması için önemlidir.
  • Denge egzersizleri: Hastaların rehabilitasyon programında yer alan denge egzersizleri hastaları düşmelere karşı korur, yürüyüş gibi fonksiyonel aktivitelerin kontrollü olarak yapılmasına yardımcı olur.
  • Duyu eğitimi: Düşük ayak rehabilitasyonunda duyu eğitimi düşmelerin önlenmesi açısından oldukça önemlidir.
  • Ağrı kontrolü: Hastanın ağrısı varsa TENS (Transkutanöz Elektriksel Sinir Stimülasyonu) gibi uygulamalar, manuel terapi teknikleri, elektroterapi yöntemleri ve egzersizlerle ağrının azaltılması sağlanır.
  • Tıbbı masaj: Fizyoterapistin uygulayacağı ya da hastaya öğreteceği masaj dolaşımın düzenlenmesi, ödem kontrolü, kas spazmlarının tedavisinde faydalı olabilir.
  • Ameliyat sonrası yaranın takibi: İyileşme sırasında istenmeyen skar doku( yara izi) oluşumunu engellemek için skar doku masajı gibi uygulamalar tercih edilir.
  • Maniplasyon ve mobilizasyon teknikleri: Fizyoterapistlerin elle uyguladığı bu teknikler eklemlerin hareketlendirilmesi, kas spazmlarının azaltılması gibi olumlu etkilere sahiptir. Fizik tedavi programında çoğunlukla yer verilir.
  • Elektroterapi yöntemleri: Elektroterapi yöntemleriyle kasların uyarımı, kas kuvvetinin arttırılması, eklem hareket açıklıklarının korunması hedeflenir.

Cerrahi tedavi ilaç tedavisi, fizik tedavi gibi ameliyatsız yöntemlerden fayda görmeyen hastalarda düşük ayak için ameliyat uygulanabilir. Tendon transferi  ve sinir transplantasyonu ameliyatı gibi cerrahi tedavi seçenekleri mevcuttur. 

Cerrahi sonrasında bir süre alçı ve ortezlerle bölgenin desteklenmesi gerekebilir. Cerrahi sonrası tendon uzunluğunun korunması, eklem hareket açıklıklarının korunması ve iyileşme sürecinin hızlanması gibi birçok açıdan fizik tedaviye ihtiyaç duyulmaktadır.

Düşük Ayak Tedavi Edilmezse

Düşük ayak sendromu ayağın yukarıya kaldırılmasını etkilediği için yürüme, koşma, merdiven çıkma, yokuş yukarı çıkma gibi günlük yaşamda sıkça kullanılan aktivitelerin yapılmasını zorlaştırır. 

Hastalar için adım atmak zorlaşır, yürürken ayak yere takılır. Hastalar yürüyebilmek için kompansatuar mekanizmaları kullanır. Örneğin kalça ekleminden abartılı hareketler yaparak ayağı öne atarlar. 

Yürüyüş sırasında ayağın etkili kullanılamaması kalça ve diz eklemlerine binen yükü arttırır. Kalça, dizde bu sebeplerden ötürü ağrılar oluşabilir. 

Düşük ayak uzun süre tedavi edilmezse parmaklarda ve ayakta şekil bozukluklarına neden olabilir. Etkilenen bacakta kas erimesi görülür. Kalça ve diz eklemlerinde ilerleyen dönemlerde harabiyet meydana gelebilir. Bacak kısalığı oluşabilir. Kas dengesizlikleri meydana gelebilir ve hastada duruş bozuklukları oluşabilir.

Ayrıca tedavi edilmeyen düşük ayak probleminde ayak bileği ekleminde sertlikler oluşabilir, hasta hareket etmekten kaçabilir, eklem hareketlerinde kısıtlanma meydana gelebilir. 

Tüm bu saydığımız sebepler ve yürüyüş sırasında dengenin sağlanmasında yaşanan güçlük neticesinde hastalarda düşmeler daha sık görülür. Cilt yaraları, ayak bileği burkulmaları, ayak bağlarında zedelenmeler gibi ayak- ayak bileği yaralanmaları görülme sıklığı artar.

Düşük Ayağa Ne İyi Gelir?

Düşük ayak problemi yaşayan hastalarda sağlıklı bir iyileşme sürecinin yaşanması ve kısa sürede fonksiyonel aktivitelere dönerek yaşam kalitesinin arttırılması tedavi sürecinin en önemli hedefleridir. 

Bu süreç egzersiz, dengeli beslenme gibi sağlıklı alışkanlıklar ile desteklenmelidir. Doktorun önerdiği yardımcı cihazların kullanımı, ilaç ve vitamin takviyeleri ihmal edilmemelidir. 

Düşük ayak iyileşme sürecini destekleyiciler kısaca şöyle sıralanabilir:

  • Ayağı rahat ettiren ortopedik ayakkabıların kullanılması
  • Tabanlık kullanımı
  • Kas kuvvetlendirme egzersizleri
  • Germe egzersizleri
  • Ayağı yüksekte tutmak ödem kontrolü sağlar.
  • Doktor tavsiyesiyle kullanılan düşük ayak ateli/ ortezi
  • Doktor tavsiyesiyle B vitamini takviyesi 
  • Sağlıklı bir diyet tercih etmek, bol su içmek iyileşmeyi olumlu olarak etkiler.
  • Kinezyolojik Bantlama

Düşük Ayağa Ne İyi Gelmez?

Düşük ayak iyileşme sürecini olumsuz etkileyen ve tedavilerin başarısı azaltan bazı sağlık durumları vardır. Bunun yanı sıra hastanın sağlıksız beslenme gibi günlük yaşamdaki bazı alışkanlıkları düşük ayak iyileşmesini olumsuz etkiler.

Düşük ayağa iyi gelmeyen bazı durumlar kısaca şöyle sıralanabilir:

  • Diyabet (şeker hastalığı) yara iyileşmesini geciktirir.
  • Sigara kullanımı iyileşme süreçlerinin yavaşlamasına neden olur.
  • Alkol kullanımı ameliyat sonrasında yara iyileşmesini olumsuz etkiler.
  • Sağlıksız bir diyet uygulayan hastalarda vücut yapım- onarım işlevleri için gerekli mineral ve vitaminler alınamaz.
  • Bacak bacak üstüne atmak. Uzun süre bacak bacak üstüne atılarak/ bacak çaprazlanarak oturulması sinirde basıya neden olabilir.
  • Çömelmek, çömelerek oturmak. Uzun süre çömelmek ve çömelerek oturmak sinirde basıya neden olabilir.
  • Metabolik hastalıklar vücut yapım- onarım dengesinin bozulmasına neden olabilir, düşük ayak sonrası iyileşmeyi etkileyebilir.
  • Yüksek topuklu ayakkabılar, rahatsız ayakkabıların kullanımı.
  • Sıkı botların ve sıkı çorapların giyilmesi.
  • Alçı uygulamaları kimi zaman sinirde basıya neden olabilir.

Düşük Ayak İlaçları

Düşük ayak için steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) ve kortikosteroidler inflamasyon (yangı) ve ödem durumlarında sıklıkla tercih edilir.

Düşük ayak bazı kasların fazla çalışması sonucu ayağı yukarıya kaldıran kasların zayıflaması ile oluşmuş olabilir. Bu gibi durumlarda fazla çalışan, kas tonusu artmış veya spastik kasın aktivitesini azaltmak gereklidir.

Bunun için doktorun reçete ettiği baklofen ya da tinazidin gibi spastisite önleyici ilaçlar kullanılabilir. Kasların gevşetilmesi için botulinum toksin (botox) enjeksiyonu yapılabilir.

Doktor sinir iyileşmesini hızlandırmak için B vitaminleri reçete edebilir.

Düşük ayak tedavisinde kullanılacak tüm ilaçlar için ilgili doktora danışılmalıdır. Sadece doktorun reçete ettiği ilaçlar kullanılmalıdır. Bilinçsizce kullanılan ilaçların faydadan çok zararı olabileceği unutmamalıdır.

Düşük Ayak Ameliyatı

İlaç tedavisi, fizik tedavi gibi ameliyatsız yöntemlerden fayda görmeyen hastalarda düşük ayak için ameliyat uygulanabilir. Ameliyat uygulanıp uygulanmayacağı, ameliyat şekli düşük ayağa neden olan duruma, hastanın yaşına ve sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. 

Düşük ayak tedavisi için uygulanan bazı ameliyat seçenekleri şunlardır:

  • Tendon Transferi Ameliyatı: Hasta genel anestezi veya spinal anestezi ile uyutulur. Tibialis posterior tendonunun bir kısmı alınarak ayağın yukarı kaldırılmasını sağlayan kaslara transferi yapılır. Gerekli durumlarda operasyon sırasında ek olarak aşil tendonu uzatması yapılır. Ameliyat sonrası alçı uygulaması yapılır ise alçı hastada 6-8 hafta sonra alçı çıkarılır. Daha sonra ayak- ayak bileği ortezine(AFO ) geçilebilir. Hastaların yaklaşık 3 ay sonrasına kadar gece ateli kullanması önerilebilir.
  • Sinir Transplantasyonu Ameliyatı/ Sinir Grefti: Ayağın yukarı kaldırmasını sağlayan sinirdeki kesilerde sinir iyileşmesinin gecikmesi halinde veya sinir hasarının fazla olduğu durumlarda vücuttaki sağlıklı bir sinirin bir kısmı greft olarak alınarak sinir uçlarıyla birleştirilir. Sinir grefti olarak sıklıkla sural sinir kullanılır.

Düşük ayağın cerrahi tedavisi düşük ayak oluşumuna neden olan durumlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak da yapılmaktadır. Sinirdeki basıyı kaldırmak, siniri rahatlatmak için hastanın bulgularına göre cerrahi tedaviler uygulanmaktadır. 

Örneğin bir kitle sinirde bası oluşturmuş ve düşük ayağa sebep olmuşsa cerrahi tedaviyle kitle alındığında düşük ayak probleminde düzelme gözlenebilir.

Çocuklarda Düşük Ayak

Çocuklarda düşük ayak kas dengesizlikleri ve anatomik bozukluklar sonucunda görülür. Bazı kasların fazla kasılması, gerginliğinin artması ile bazı kasların güçsüzlüğü çocuğun ayağını yukarıya doğru kaldırmasını güçleştirir.

Çocuklarda görülen düşük ayağın en yaygın nedeni serebral palsi (beyin felci) hastalığıdır. Serebral palsi doğum öncesinde, doğum esnasında veya doğumdan sonra erken çocukluk döneminde meydana gelen beyin hasarı sonucu oluşan bir hastalıktır.

Çocukta kas dengesizlikleri, spastisite, duruş bozuklukları motor fonksiyonlarda bozukluk gibi çeşitli problemlere yol açabileceği gibi görme - işitme sorunları da eşlik edebilir. 

Hastalığın çeşitli alt tipleri vardır, hastalığın etkilediği bölgeler farklılık gösterebilir. Her serebral palsili çocukta aynı bulgular gözlenmeyebilir. Serebral palsili çocuklarda görülen ayak problemleri için fizik tedavi şarttır.

Düşük ayak problemi yaşayan çocuklarda ayakkabı destekleyicileri ve ayak- ayak bileği ortezi (AFO) sıklıkla kullanılır. Fizik tedavi ile normal eklem hareketinin korunması ve amaçlanır ve yürüyüş eğitimi verilir. 

Gerginliği artmış kasların gerginliğini azaltmak, zayıf kasların kuvvetlendirilmesi hedeflenir. Germe egzersizleri yaygın olarak kullanılır. Çocuklarda elektroterapi uygulamaları sıkça tercih edilir. 

Gerginliği artmış kasları gevşetmek için botulinum toksin enjeksiyonu (botoks) kullanılabilir ve kimi zaman da cerrahi tedavi tercih edilir.

Düşük Ayak için Hangi Doktora Gidilmeli?

Düşük ayak probleminde genel olarak Beyin ve Omurilik Cerrahisi veya Nöroloji alanında uzmanlaşmış bir doktora başvurulabilir. 

Hasta yürürken ayağı yerde sürünüyorsa, ayağını yerden kaldırmaktan güçlük çekiyorsa, ayağın yukarı ve yana hareketlerini yapmakta problem yaşıyorsa bir doktora başvurmalıdır. 

Düşük ayağın oluşmasına pek çok farklı hastalık ve durum sebep olabilir. Düşük ayağa neden olan hastalığa göre başvurulacak ya da tedavi ve takibin yapılacağı bölüm değişiklik gösterebilir. 

Örneğin hastada geçirdiği beyin kanaması sonucu oluşan inmeyle beraber düşük ayak görülüyorsa takibi nöroloji tarafından yapılır. 

Düşük ayağın oluşum sebebine ve tedavi seçeneklerine göre farklı bölümler tedavide yer alır. Düşük ayak hastalarının birçoğu fizik tedaviye yönlendirilir. 

Cerrahi tedavinin uygun görüldüğü durumlarda hastalar beyin ve omurilik cerrahisi veya Ortopedi ve Travmatoloji alanlarında uzmanlaşmış bir cerraha yönlendirilir. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
10
0
Makeleyi Paylaşın

Düşük ayak ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Şeker Hastalarında Düşük Ayak Hangi Problemlere Yol Açar?

Şeker hastalığı hem düşük ayak oluşma riskini hem de düşük ayak oluştuktan sonraki riskleri arttırır. Düşük ayak sonrası ayak yaralanmalara daha açık hale gelir, ayakta cilt problemleri sıkça görülür. Düşük ayağa duyu kusuru (hissizlik) eşlik ediyorsa hastalar yaralandıklarını fark etmeyebilir ve ayak ülserleri oluşabilir. Şeker hastalığında yaralar geç iyileşir, enfeksiyon riski artar.

Uzm. Fzt. Sezen Omak