Displazi

Displazi aslen vücudumuzdaki hücrelerin çeşitli faktörlerce uyarımı sonucu sayıca artışı, yapıca ve görünüş itibariyle farklılaşması sonucu oluşan değişikliklerdir. Hastalığın ileriki evrelerinde en çok osteoporozda kullanılan bifosfonat grubu ilaçlar kullanılır.

Displazi Nedir?

‘Displazi’ aslen vücudumuzdaki hücrelerin çeşitli faktörlerce uyarımı sonucu sayıca artışı, yapıca ve görünüş itibariyle farklılaşması sonucu oluşan değişikliklere verilen genel addır.

Displazi geçiren hücreler bölünmeye hazırlanırlarken ihtiyaç duydukları maddeleri normalden fazla üretirler bundan dolayı displazi geçiren hücreler normalden daha büyük ve normalden daha kalabalık hücrelerdir.

Displazi geçirmiş hücreler 3 farklı kategoride toplanırlar ve kategori- 3 displaziler maalesef kanserli hücrelerin öncülleridirler.

Kategori-1 ve 2 displaziler, displaziyi tetikleyen faktörler ortadan kalktığında eski sağlıklı hücrelere dönüşürler. Özellikle sigara içmeyi bırakan insanlarda bu düzelme çok farkedilebilir düzeylerdedir.
Kategori-3 displaziler; karsinoma in situ veya prekanseröz lezyonlar olarak adlandırılırlar. Fakat displazi = kanserleşme ile aynı anlamda değildir. 

Displazi Çeşitleri Nelerdir?

Displazileri 3 farklı alt grupta incelememiz mümkündür.

Dokusal Diplazi

Doku veya organları etkileyen displazi çeşitleridir, en sık görülen dokusal displazi çeşiti böbrek displazileridir.

Hücresel Displazi

Vücudumuzun en küçük yapı birimi olan hücrelerin yapısal bozulması sonucu oluşan durumdur. Displazi geçiren hücreler ileri zamanlarda kanserleşebilir. Bu duruma tıbbi olarak prekanseröz epitelyal displaziler denir. Hastalardan alınan biyopsilerin değerlendirilmesi sonucu patoloji sonuçlarında karşılaştığımız bu terimin anlamı, kanser öncüsü ve ileriki zamanda kanserleşme potansiyeli olan bozulmuş hücrelerin tespit edildiği anlamındadır.

Rahim ağzında gelişen displastik lezyonlar ise ‘cervical intraepithelial neoplasia (CIN)’ olarak adlandırılırlar. Kadınlarda en sık karşılaşılan hücresel displazilere örnektirler.

3-İatrojen/İatrojenik Displazi

Bir hastalığın yarattığı veya tedavi sonucunda ortaya çıkabilen displazilere verilen isimdir.

Bu çeşit displaziler en çok küçük çocuklarda karşımıza çıkar bunlar içinde de en sık yenidoğan bronkopulmoner displazisini görürüz. 

Displazi Belirtileri Nelerdir?

Kategori-3 ileri displazinin olduğu olguların tanımlanmasında ‘carcinoma in situ (CIS)’ veya ‘prekanseröz lezyon’ isimlendirmeleri kullanılır. CIS(carsinoma in situ) olguları, güçlü displazi rahatsızlığı ile SCC kanseri (skuamöz hücreli karsinom) arasındaki geçiş halidir. Bu tür ileri displazilerde patologlar tarafından yapılan mikroskobik incelemelerde;

  • Normal hücre ile displastik hücre arasındaki büyüklük farkları belirgindir.
  • Displazi hücrelerinin epitel katmanları arasındaki dağılımları kanserleşme yönünde bozulmuştur.
  • Çekirdek ve çekirdekçikler displastik değişikliklere bağlı olarak büyümüştür, hem çekirdeğin hem çekirdek zarının hem de çekirdekçiğin sınırları düzensizleşmiştir.
  • Kimi hücrelerin çekirdekleri hiperkromatik boyanır yani hücre çekirdeği içeriğinin aşırı artması ve kalabalıklaşmasına bağlı olarak daha yoğun boyanır.

Displazi Nedenleri Nelerdir?

Fibröz Displazi: Süngersi (spongioz) kemik dokusunun parçalanarak oluşan boşluğun yerini daha zayıf ve kuvvetsiz olan bağ dokunun doldurduğu bir rahatsızlıktır. Bu hastalık tüm kemikleri tutabilmekle beraber en çok uzun ve büyük kemikleri tutar; femur (uyluk kemiği), kalça kemiği. Bu hastalığa bağlı olarak ağrı, kemiklerde güçsüzlüğe bağlı kırıklar olabilir.

Ektodermal Displazi: Nadir görülen kalıtsal ve doğumsal bir hastalıktır. Dişleri, cildi, saçları, tırnakları ve salgı bezlerini etkileyen bir hastalıktır. Ektodermal Displazinin semptomları; terlemenin azalması, terlemenin tamamen durması, ısıya karşı hassasiyet, diş ve tırnaklarda anormal görüntü, kıllanmanın azalması, vücut sıvılarının az salgılanmasına bağlı göz yaşı oluşturamama, solukluktur.

Bronkopulmoner Displazi: Bronkopulmoner displazi düşük doğum ağırlıklı bebeklerde doğum sonrası verilen tedavilerde mekanik ventilasyon tedavisinin neden olduğu barotravma ve oksijen zehirlenmesi sonucu oluşan bir uzun süreli akciğer hastalığıdır.

Periapikal Semental Displazi: Çenede oluşan bir displazi çeşitidir. Lezyonlar dişlerin apeksinde (uç kısmı) bulunur. Fibro-osseöz yapılı yani fibröz dokuların kemiğin boş yerlerini doldurduğu bir hastalıktır. Kadın cinseyet ve afrika kökenli insanlarda daha sık görülür. Özellikle Alt çenedeki dişlerin apikal (uç) kısımlarında görüldüğünden bu isim verilmiştir. Hastalığın tuttuğı dişlerde ağrı yoktur.

Kleidokranial Displazi: Kalıtsal olarak geçen otozomal dominant karakterli nadir görülen bir hastalıktır. Bu hastalığa sahip hastaların fontanellerinin kapanması gecikir, kafa kemiklerindeki süturlar açık kalır, boy kısalığı olur, dişlerinin çıkmasının gecikmesi veya diş etlerine tamamen gömülü kalan kemikler bulunur. Erkeklerde daha sıktır; boy kısalığı, karakteristik yüz bulguları ve radyolojik görüntülemede displastik tutulumun olması ile tanı alır.

Fibrovasküler Displazi: küçük ve orta çapa sahip arterleri tutan nedeni bilinemeyen, damar sertliği olmayan ve inflamasyonun eşlik etmediği bir arter hastalığıdır. En sık orta yaşta ve kadın cinsiyette görülür. Böbrek arterleri, beyne giden arterler bu hastalıktan en çok etkilenen arterlerdir.

Servikal Displazi: Rahim ağzında görülen displazi şeklidir. Patolojik raporlarda CIN olarak geçer. HPV (Human Papilloma Virus) cinsel yolla bulaşan bir virüstür ve bu virüsün servikal displazinin oluştuğuna dair kanıtlar vardır.

Hipohidrotik ektodermal displazi Anne karnındayken embriyolojik gelişim esnasında bebeğin ektodermal ve mezodermal tabakalarının gelişmesinin yavaşlaması veya hiç olmaması sonucu ortaya çıkan bir displazik hastalıktır. 

Displazi Teşhisi

Servikal Displazi tanısı ise Pap-Smear adı verilen test ile konulur; Kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarınca rahimden kolposkopi işlemi yapılır ve yaklaşık 1 gün içerisinde sonuçlarınız elinizde olacaktır.

Bronkopulmoner Displazi Tanısı

Doğum ağırlığı <1500 gr olan erken doğan bebeklerde;

Doğum sonrası 28. günde bebek hala ek O2 alıyorsa: Hafif/orta Bronkopulmoner Displazi tanısı konulur.

Eğer doğum sonrası 36. Haftada bebek hala ek O2 alıyorsa Ağır Bronkopulmoner Displazi tanısı konulur.

Periapikal Semental Displazi tanısı genellikle tesadüfen direkt grafilere bakılırken konulur.

Genetik geçişli olan displastik hastalıklar genellikle anne karnındayken tespit edilemeyebilir. Doğumdan sonra Çocuk Hastalıkları Uzmanlarınca yapılacak rutin muayeneler ve tahliller sonucunda genetik temelli bu hastalıkların tanıları hekim tarafından konulacaktır.

Diğer tüm displazi tanıları fizik muayene, hastanın rahatsızlıklarının dinlenmesi ve sorularla rahatsızlığın belirlenmesi durumu olan anamnez ile konulur. Bu gibi durumlarda hekiminize tüm sıkıntılarınızı en şiddetli olandan en az rahatsız olduğunuz duruma doğru sıralayarak söylemeniz oldukça faydalı olacaktır.  

Kolposkopi: Kolposkop adı verilen kendine ait ışık sistemi ve yakınlaştırma için kendine ait lensleri olan özel bir cihaz ile kadın üreme sistemindeki vajina ve serviks (rahim ağzı) bölgelerinin incelenmesi işlemine kolposkopi adı verilir. 

Displazi Tedavisi

Fibröz Displazi Tedavisi

Bu hastalık ile gelen hastalarda herhangi bir rahatsızlık, dış görünüşte bir bozukluk yoksa ilk olarak sadece takip edilir. Hastalığın ileriki evrelerinde deformiteler olur bu deformitelerin tedavisinde en çok osteoporozda kullanılan bifosfonat grubu ilaçlar kullanılır ve kemik kaybı önlenmeye çalışılır. İlaç tedavisinin işe yarayamayacağı olgularda cerrahi olarak tedavi yapılır. Fibröz displazinin cerrahi tedavisinde displastik lezyon çıkartılarak yerine kemik greftleri (yama yapılan kendine ait damarı olmayan dokulara greft denir.) koyulur. 

Bronkopulmoner Displazi Tedavisi 

Yenidoğanlara en hızlı şekilde sağlanması gereken bir tedavidir. Sırasıyla;

1-Sürfaktan tedavisi ile çocuğun akciğer gelişimi desteklenir.

2-Oksijenizasyon ve oksijen tedavisi ile yeterli oksijeni alması sağlanarak bebeğin yaşamsal fonksiyonlarının devam ettirilmesi ve sağlıklı bir nefes alışverişi yapması sağlanır.

3-Sıvı tedavisi: bu tür bebekler anne karnında aşırı strese mağruz kalırlar ve erken doğum sonucu sıvı takviyesine ihtiyaç duyarlar.

4-Metilksantinler (kafein): özellikle astım tedavisinde antiinflamatuar ilaç olarak kullanılan metilksantinler de yine çocuğun akciğerlerinin gelişimini desteklemek ve orada oluşabilecek mikroorganizmaları temizlemek amaçlı verilirler.

5-Doğum sonrası steroit tedavisi bebeklerin akciğerlerinin en küçük yapı birimi olan alveollerden gaz alışverişinin sağlanması ve akciğerlerin ihtiyacı olan sürfaktan maddesinin üretilmesinin desteklenmesini sağlayan önemli bir tedavi seçeneğidir.

6-A vitamini tedavisi en önemli tedavi basamaklarından biridir. A vitamini eksikliğinde çocukların daha sık hastalandıkları ve enfeksiyon kaptıkları bilinmektedir. Bronkopulmoner Displazili doğmuş bebeklerde ise bu tedavi ile öncelikli olarak akciğerleri enfeksiyonlardan korumak amaçlanmıştır.

Kleidokranial Displazi: maalesef ilaçlarla tedavi henüz bu hastalık için mümkün değildir. Daha çok ağrı kesiciler ve sakinleştirici antipsikotik ilaçlar aracılığıyla hastanın hayatı kolaylaştırmaya çalışılır. 

Fibromusküler Displazi: tedavisi 2 aşamalıdır.

İlk tercih PTA tedavisidir. ‘perkütan transluminal anjiyoplastinin tedavisinin’ amacı tıkanmış damarları mekanik etkilerle açmaya çalışan bir tedavi yöntemidir.

Eğer bu yöntem işe yaramazsa hastanın damarlarına stent takılarak doğal kan akışı sağlanmaya çalışılır. 

Servikal Displazi Tedavisi

Bu hastalıkta kategori 1 ve kategori 2 displaziler genellikle kendi kendilerine gerileyerek iyileşirler. Fakat kategori 3 olan displazik hücreler kanserleşme gösterebileceklerinden dolayı lazerle yakılarak veya cerrahi olan rahmin bir kısmı/tamamı çıkartılarak tedavi yapılır.

HPV virüse bağlı servikal displazilerde genital siğil kremleri, kriyoterapi (yakma) tedavisi, siğili dondurma tedavisi, siğil büyükse cerrahi ile çıkartılma tedavileri yapılabilir.

Displazi Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Displastik rahatsızlıklar tedavi edilmedikleri taktirde kanserleşme ihtimalleri yüksek olan hastalıklardır. Ayrıca küçük çocuk ve bebekleri vuran displastik hastalıklar solunum yetmezliği uzun sürekli enfeksiyonlar sonucu bebek ve çocuklarda ömür boyu sürecek beyin hasarları bırakabilir. Ölümle dahi sonuçlanan durumlar doğurabilirler.

Displaziye Ne İyi Gelir?

Sağlıklı yaşam ve beslenme displazik değişikliklerin olmaması için anahtar kelimedir. Spor yapılmalı ve rutin kontroller atlanmamalıdır. Hekim tarafından reçetelendirilen ilaçlar hekimin reçetelendirdiği süre kadar kullanılmalıdır. Daha fazla yada daha az kullanılması kişinin yararına değil zararına olacaktır. Kadın hastaların yılda en az 2 kez kadın hastalıkları ve doğum polikliniklerine giderek gerekli muayeneleri ve pap-smear gibi testlerini yaptırmaları özellikle gereklidir. İlerleyen vakalarda displaziler düşüklere dahi sebep olabilmektedir.

Displaziye Ne İyi Gelmez?

Sigara kullanımı hücrelerin displazik değişikliklere uğramasının en başında gelen maddelerdendir. Olabilecek en hızlı ve sağlıklı şekilde sigara bırakılmalıdır. Sıkı bir spor hayatı ve dengeli beslenme yapılabilecek en güzel kişisel terapilerdendir. Stresli yaşam koşulları da hücreleri displaziye iten sebepler arasındadır ve kişinin hayatındaki streslerden olabildiğince arınarak kendine zaman ayırması gereklidir.

Displazi İlaçları

Servikal displazi yapan HPV virüsün tedavisinde salisilik asit, imikuimod, trikloroasetik asit gibi ilaç tedavileri kullanılır.

Bronkopulmoner displazili çocuklarda kullanılan sürfaktan tedavisinde iki çeşit ilaç vardır;

Doğal ve sentetik sürfaktan içeren ilaçlar. Bu ilaçların her ikisi de bebeğin akciğerlerinin gelişimini sağlayarak nefes alışverişine yardımcı olmak amaçlı kullanılırlar.

Yine bronkopulmoner Displazili çocuklarda kullanılan bir ilaç olan metilksantinler ise tip3 ve tip4 fosfodiesteraz enzimini inhibe ederler. Ayrıca astım tedavisinde de antiiflamatuar özellikleri ile kullanılırlar. Örn:Kafein, Teofilin, Teobromin, Aminofilin

Nefes alışverişi hızlanmış, panik atak geçiren veya geçirme durumu olan hastalarda SSRİ’lar verilebilir.SSRİ olarak da bilinen serotonin geri alım inhibitörleri arasında: Fluvoksamin, Fluoksetin, Paroksetin, Sertralin, Citalopram

Hava yollarının mekanik bir şekilde daralmasına ve akciğer gelişimi için negatif yönde rol oynayan mukus salgısının artıran neden maddelere engel olan lökotrien modifiye edici ilaçlar da reçetelendirilebilir. Bunlar : Montelukast, Zafirlukast, Zileuton

Yüksek ateş, şiddetli ağrı, iltihap şikayetlerinin olması durumunda analjezik ilaçlar adı verilen ağrı kesici ilaçlar, non steroid anti inflamatuar ilaçlar adı verilen iltihap önleyici ilaçlar hekim tarafından reçete edilebilir.

Bu ilaçlar: İbuprofen, tiyokolşikozid, Metil salisilat, diklofenak sodyum, flurbiprofen, Sülindak , Diflinusal, fenilbutazon, Naproksen sodyum, Asetil salisilik asit, Sülfasalazin

Sayılabilir.

Displazi için Hangi Doktora Gidilir?

Displazi tanısı genellikle biyopsi materyalini patologların incelemesi sonucu mikroskopla konulur. Bu sebeple Dahiliye, Genel Cerrahi, Kadın Hastalıkları ve Doğum polikliniği gibi polikliniklere giderek hastadan alınan örneklerin patoloji laboratuvarlarınca değerlendirilmesi sonucu hastalığınız belirlenecektir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın

Displazi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Displazi kansere dönüşür mü?

Displaziler hücrelerin yapısal olarak bozuk, birbirlerine pek benzemeyen halleridirler ve genellikle karsinoma-in-situ yani kanser öncülü olarak adlandırılırlar. Dolayısıyla displazik hücreler kanserli hücrelerin oluşmadan önceki halleridir denilebilir. Sigara kullanan kişilerin akciğerlerinde displaziye uğramış hücrelerin %100 olarak görüldüğü ve bu hücrelerin ilerleyen zamanlarda akciğer kanserine sebebiyet verdiği bilimsel araştırmalarca kanıtlanmıştır. Kısacası displazik hücreler; kanserli hücrelere dönüşmeye meyilli hücrelerdir.

Int. Dr. Aslı Atarbay