Dalak Ağrısı

Dalak ağrısı, dalağın bulunduğu bölgede ani gelişen ya da uzun süredir var olan ağrıyı tanımlar. Tedavide en sık medikal ve cerrahi yöntemler tercih edilmektedir.

Dalak Ağrısı Nedir?

Dalak ağrısı; dalağın bulunduğu bölgede ani gelişen ya da uzun süredir var olan ağrıyı tanımlar. Dalak vücutta sol memenin hemen alt kısmında bulunan organdır. Yaşlanmış kan hücrelerinin yıkımını, dışardan alınan bazı mikroorganizmaların yıkımını, vücudun savunma sisteminde görev alan lenfosit hücrelerinin olgunlaşmasını, yeni kan hücresi yapımını ve kanın pıhtılaşmasında rol oynayan trombosit adlı hücrelerin yapımını sağlayan dalak; görevleri itibariyle vücut için oldukça önemlidir.

Dalağı etkileyen herhangi bir hastalık durumunda kişide dalak ağrısı oluşabilir. Bu ağrı ani gelişebildiği gibi uzun süredir de var olabilir. Bu ağrıya yol açan etkenin bulunması ağrının tedavi edilmesinden çok ağrıya yol açan etkenin yaratacağı komplikasyonları önlemek açısından mühimdir.

Dalağı etkileyen pek çok hastalık durumunda dalak ağrısı yaşanabilir. Bu ağrı travma, dalak infarktı gibi durumlarda ani gelişirken, splenomegali (dalak büyümesi) ya da dalak enfeksiyonu durumunda daha yavaş gelişir.

Dalak Ağrısına Eşlik Eden Belirtiler Nelerdir? 

Dalak ağrısı dalağı etkileyen pek çok hastalıkta görülebilir. Bu hastalıklar dalak ağrısı ile birlikte başka semptomlara da yol açabilirler. Bu semptomlar;

  • Dalak Hassasiyeti: Dalak hassasiyeti dalağın muayenesi sırasında gözlemlenen bir bulgudur. Özellikle travma sonrası gelişen dalak laserasyonu (yırtılması), dalak apsesi ve dalak enfeksiyonu gibi durumlarda; dalak muayene edildiğinde hasta birden irkilir ve ağrı hisseder. Bu duruma dalak hassasiyeti denir.
  • Kanama Bozuklukları: Dalak; eski kan hücrelerinin yıkımının yapıldığı yerdir. Dalağın herhangi hastalığında bu eski hücreler yıkılamaz ve kan dolaşımında bulunmaya devam ederler. Ancak bu kan hücrelerinin fonksiyonu bozuk olduğu için; herhangi bir kanama sırasında pıhtılaşmayı sağlayamaz ve kanamayı durduramaz.
  • Göz KararmasıDalak; eski kan hücrelerinin, özellikle de eritrositlerin (kırmızı kan hücrelerinin) yıkıldığı organdır. Bu organın fonksiyonunun bozulduğu durumlarda; hastada eski kan hücreleri yıkılamadığı için yeni kan hücreleri de oluşturulamaz. Bu durumda hastada anemiye (kansızlığa) bağlı olarak göz kararması yaşanır. Bu göz kararması özellikle aniden ayağı kalkıldığında belirginleşir.
  • İştahsızlıkİştahsızlık da göz kararması gibi dalak hastalığına bağlı gelişen anemi durumunda; anemiye bağlı olarak gözlemlenen bir semptomdur.
  • Pika Sendromu: Pika sendromu; toplumda çok sık karşılaşılan; toprak yeme hastalığı olarak bilinen bir sendromdur. Özellikle anemi(kansızlık) yaşayan kişilerde yabancı maddeleri yeme isteği olarak tanımlanabilir. Bu durum dalak hastalıklarına bağlı gelişen anemi durumunda sık rastlanılan bir semptomdur.
  • Ateş, Üşüme ve Titreme: Üşüme ve titreme dalağın enfeksiyon hastalıklarında rastlanılan bir semptomdur. Enfeksiyon etkeninin dalakta oluşturduğu iltihaplanma; vücudun bağışıklık sistemini harekete geçirir. Bu durumda bağışıklık sistemi hücrelerinden salgılanan bazı kimyasal maddeler kişide vücut sıcaklığının yükselmesini sağlar. Vücut sıcaklığı yükselirken; hastada üşüme ve titreme semptomu gelişir.
  • Bulantı ve KusmaBulantı ve kusma yine dalağın enfeksiyon hastalıklarında gözlemlenen, vücudun bağışıklık sistemi elemanlarının salgıladığı kimyasal maddelere bağlı olarak gelişen bir semptomdur.
  • HalsizlikHalsizlik dalağı etkileyen ve dalak ağrısına yol açan hemen tüm hastalıklarda görülebilir.
  • Sol Omuz AğrısıDalak ağrısı bazen; sol omza doğru yansıyan ağrıya neden olabilir. Bu durumun yaşanmasında dalak ve sol kolu uyaran duyu sinirlerinin birbirlerine yakın olması durumu etkilidir.
  • Karın Derisinde Ekimoz (Morluk): Travmaya bağlı gelişen dalak ağrısı durumunda; travmanın uygulandığı deri bölgesinde, travmanın şiddeti ile değişebilecek düzeyde morluk oluşumu gözlemlenebilir.

Dalak Ağrısı Nedenleri Nelerdir?

Dalağı etkileyen pek çok iyi huylu ve kötü huylu hastalıkta; dalak ağrısına rastlanılabilir. Bu ağrıya yol açan hastalıkların teşhis edilmesi; hastada uygulanacak tedavi yöntemini belirlemek konusunda oldukça önemlidir. Dalak ağrısına yol açan etkenler şöyle sıralanabilir;

  • Dalak İnfarktı: Dalak infarktı; dalağı besleyen splenik arter adı verilen damarda, herhangi bir nedenle oluşan daralma ve tıkanıklıkları anlatan tanımdır. Dalağı besleyen damarda tıkanıklık oluşması; dalağın beslenmesini bozar ve bu durum dalağın nekrozuna (doku ölümüne) yol açar.
  • Dalak Laserasyonu (Yırtılması): Dalak laserasyonu; çoğunlukla travmaya bağlı oluşan dalak yaralanmasında gözlemlenen bir durumdur. Bu yırtılma sonucu dalaktan akan kan; karın zarını (peritonu) uyarır ve dalağın bulunduğu bölgede ağrı gelişmesine neden olur.
  • Dalak Tümörü: Dalak tümörleri dalağın kendi dokusu ve içeriğindeki damarlarda gelişebilen tümörleri anlatan bir tanımlamadır. Dalak tümörleri toplumda nadiren görülür ancak çok şiddetli dalak ağrısına yol açabilir.
  • SplenomegaliSplenomegali; dalağın herhangi bir nedenle büyümesi durumudur. Büyüyen dalak hem kendi zarını germesi hem de diğer organlara baskı uygulaması sonucu dalak ağrısı ve karın ağrısına yol açabilir. Bu durum aynı zamanda sol kol ağrısına da neden olabilir.
  • LösemiLösemi; kanda bulunan ve mikroplarla savaşta büyük önem arz eden beyaz kan hücrelerinin anormal çoğalması sonucu gelişen kanser türüdür. Bu hücrelerin yıkımı dalakta geliştiği için, çok fazla miktarda hücreyi dalak tolere edemez, büyümeye başlar. Büyüyen dalak diğer organlara baskı uygulayıp ağrı oluşumuna neden olur.
  • Kan HastalıklarıYaşlanmış ve fonksiyonunu yitirmiş kan hücreleri; dalakta yıkılır. Eğer kan hücrelerinin yapısı bozuksa ve bu durumda dalakta yıkılmaya devam ederse, dalak büyümeye başlar. Büyüyen dalak diğer organlara baskı uygulayıp ağrı oluşumuna neden olur.
  • SirozSiroz; karaciğer dokusunda gelişen ve karaciğer dokusunun bozulmasına neden olan bir hastalıktır. Siroz durumunda; bağırsaklardan karaciğere gelen ve karaciğeri besleyen portal damar adlı toplardamar yapısında da bozulmalar gelişir. Portal damar dalak damarı ile de bağlantılı olduğu için; siroz durumunda dalak da etkilenip dalak ağrısına neden olabilir.
  • Portal HipertansiyonKaraciğeri besleyen portal damar basıncının artması durumunda; portal damarlarda bulunan kan geriye doğru döner, hastada bu durumda kan dalağa da geri kaçar. Bu durumda dalak ağrısı ve dalak büyümesi gelişebilir.
  • Dalak Enfeksiyonu: Dalağın herhangi bir enfeksiyon etkeni ile gelişen enfeksiyonlarında; hastada şiddetli dalak ağrısı gelişebilir.
  • Dalak Apsesi: Dalak apsesinde dalağın belli bir bölgesinde bulunan enfeksiyon, bu bölgede çoğalır ve büyür. Bu durumda hastada hem dalağın fonksiyonu bozulur hem de dalak diğer organlara baskı uygular. Bu yüzden dalak enfeksiyonunun aksine dalak apsesinde dalak cerrahi olarak çıkarılmalıdır.
  • Travma: Travmaya bağlı dalak ağrısı; dalakta herhangi bir hasar gelişmese bile, travmaya bağlı dalağın yüzeyini örten deri ve kas yapılarında gelişen hasara bağlı dalağın bulunduğu bölgede ağrı gelişmesi durumudur.

Dalak Ağrısı Teşhisi

Dalak ağrısına yol açan etkenin bulunması hem tedavi hem de tedavi sonrası sağ kalım açısından oldukça önemlidir. Dalak ağrısına yol açan etkenin bulunmasında uygulanan teşhis yöntemleri;

  • Anamnez: Anamnez hastanın hastalığı hakkında yaşadığı şikayetlerini dile getirmesidir. Dalak ağrısı yaşayan hastalar dalak ağrısına ek olarak sıklıkla ateş, bulantı, kusma, karın ağrısı, halsizlik, göz kararması gibi semptomlardan şikayet ederler. Hekim hastanın bu  şikayetlerinin ne zamandır var olduğunu, şikayetlerin şiddetini arttırıp azaltan durumları, hastanın kullandığı ilaçları, hastanın yakın zamanda herhangi bir travmaya maruz kalıp kalmadığını sorgular. Sonrasında fizik muayeneye başlar.
  • Fizik Muayene: Fizik muayenede hekim hastanın karın bölgesini ağrının en az bulunduğu sağ taraftan başlayarak ağrının en fazla olduğu sol tarafa doğru muayene eder. Bu muayene sırasında hekim dalağa dokunurken hasta birden irkilir. Bu duruma dalak hassasiyeti denir ve dalak yaralanması konusunda hekime fikir verici etkiye sahiptir.
  • Ultrasonografi (USG): Ultrasonografi ses dalgalarının dokuya temas edip geri dönerek görüntünün oluşturulduğu bir teşhis yöntemidir. Bu yöntem hastada dalak laserasyonlarını, dalak apsesini, dalak büyümesini ve dalakta gelişen tümörleri tespit edebilir.
  • Kan TahliliDalakta gelişen bazı hastalıklarda dalak ağrısına ek olarak kansızlık(anemi) görülebilir. Bu durumda hastada kan tahlili yapıldığında kanda hemoglobin, demir, ferritin, transferrin gibi protein ve mineral yapılarının azaldığı tespit edilebilir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Manyetik rezonans görüntüleme manyetik alanın dokulara çarpıp geri döndüğü , bu sayede de görüntünün oluşturulduğu bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem kişide dalağın boyutlarının, dalakta bulunan tümörlerin, dalak yaralanmasının seviyesinin belirlenmesinde oldukça etkilidir.

Dalak Ağrısı Tedavisi

Dalak ağrısının tedavisi hastada dalak ağrısına yol açan etkenin bulunması ve bu etkenin ortadan kaldırılması ile olur. Eğer hastada oluşan dalak ağrısı; dalak enfeksiyonuna, hafif boyutta dalak yırtılmasına bağlı ise bu hastalara Medikal Tedavi uygulanır. Ayrıca hastada bulunan anemi semptomlarını geçirmeye yönelik de medikal tedavi uygulamaları yapılabilir.

Hastada dalak ağrısına yol açan etken dalak apsesi, dalak infarktı, dalak tümörü ya da splenomegaliye bağlıysa; bu durumda hastaya Cerrahi Girişim uygulanır. Cerrahi girişimde dalak ameliyatla çıkarılır. Dalak; pek çok mikroorganizmanın dışardan vücuda alındıktan sonra yıkımını sağlayan organ olduğu için, ameliyatla dalağın çıkarılması sonrasında hastaya bazı aşılar yapılır.

Dalak Ağrısı Tedavi Edilmediğinde Ne Gibi Komplikasyonlara Yol Açabilir?

Dalak ağrısı tanı konulduğunda mutlaka altta yatan nedenin bulunup tedavi edilmesi gereken; tedavi edilmediğinde çok ciddi komplikasyonlara, hatta ölüme yol açabilen bir semptomdur.

Hastalarda dalak ağrısı dalak laserasyonuna(yırtığına) bağlıysa ve bu durum tedavi edilmezse; dalak yırtıldığı bölgeden çok ciddi kanar, bu kanama vücut tarafından tolere edilemezse kişi yaşamını kaybedebilir.

Dalak ağrısı dalak infarktına bağlıysa ve bu durum tedavi edilmezse; infarkt olan dalak diğer organları, özellikle de karaciğeri etkileyip yapısını bozabilir.

Dalak ağrısı dalakta gelişen enfeksiyona bağlıysa ve bu enfeksiyon tedavi edilmezse; enfeksiyon diğer vücut organlarına ve kana yayılabilir.

Dalak ağrısı dalak apsesine bağlıysa ve bu durum tedavi edilmezse; kişide bulunan apse patlayıp diğer organları ve karın zarını iltihaplandırarak peritonit denen duruma yol açabilir.

Dalak Ağrısına Ne İyi Gelir? Ne İyi Gelmez?

Dalak ağrısına yol açan etkenin bulunup tedavi edilmesi dalak ağrısının tedavisinde yapılacak ilk uygulamadır. Bunun dışında dalak ağrısına yol açabilecek risk faktörlerinden korunmak amacıyla yapılabilecek bazı davranışlar dalak ağrısının gelişmesinin önlenmesinde oldukça önemlidir. Bu davranışlar;

  • Dalak ağrısına yol açan dalak laserasyonları çoğunlukla travmaya bağlı oluşur. Hastalar bu travmadan kaçınmalıdır.
  • Hastalar belli bir enfeksiyon hastalığına yakalandığını düşündüğünde vakit kaybetmeden hekime başvurmalıdır. Bu durum hastada enfeksiyonun dalağa ve diğer organlara yayılımının önüne geçer.
  • Siroz çok ilerleyen süreçlerde dalak ağrısına yol açabilir. Hastalar sirozdan korunmak amaçlı yağlı yiyeceklerden ve alkolden uzak durmalıdır.
  • Ani gelişen şiddetli dalak ağrısı genellikle acil cerrahi tedavi gerektiren hastalıklardan dolayı oluşur. Bu gibi durumlarda hastalar vakit kaybetmeden hekime başvurmalıdır.

Dalak Ağrısında Kullanılan İlaçlar

Dalak ağrısına yol açan etkenler cerrahi girişim ve cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilirler. Cerrahi uygulanmayacak hastalarda medikal tedavi uygulamaları yapılır. Bu durumda kullanılan ilaçlar:

  • Ağrı Kesici İlaçlar: Bu ilaçlar hastada var olan şiddetli dalak ağrısının azaltılmasına yönelik kullanılan ilaçlardır. İçerik olarak parasetamol, ibuprofen, naproksen, diklofenak gibi maddeleri barındıran bu ilaçların en sık görülen yan etkisi bulantı, kusma, ishal, kabızlık, mide yanması gibi semptomlardır. Bu semptomlar hastayı rahatsız ediyorsa, hastanın yaşam kalitesi düşüyorsa hekime başvurulmalıdır.
  • Antibiyotik İlaçlar: Bu ilaçlar; hastada gelişen dalak enfeksiyonunun erken evresinde kullanılıp enfeksiyonun ortadan kaldırılmasına yol açan ilaçlardır. İçerik olarak amoksisilin, klavulanik asit, siprofloksasin, ofloksasin, moksifloksasin gibi maddeler barındıran bu ilaçların en sık görülen yan etkileri deri döküntüsü, bulantı, kusma, baş dönmesi, halsizlik gibi semptomlardır. Bu semptomlar hastayı rahatsız ederse hekime müracaat edilmelidir.
  • Demir Tedavisi: Bu tedavi hastada dalağın çalışmadığı ya da hasara uğradığı durumlarda gelişen anemi semptomlarının düzeltilmesine yönelik uygulanan tedavidir. İçerik olarak demir dekstran barındıran bu tedavinin en sık görülen yan etkisi kilo artışı, kanama, aşırı iştah, ağızda metalik tat gibi semptomlardır.

Dalak Ağrısında Ameliyat

Dalak ağrısında ameliyat; çoğunlukla dalağın şiddetli hasar gördüğü ve fonksiyonunu yitirdiği, ya da diğer organların yapısını bozmaya başladığı durumlarda uygulanan tedavi yöntemidir.

Dalak apsesine bağlı damak ameliyatında karnın sol üst bölgesinden kesi atılır, deri, deri altı yağ dokusu, deri altı bağ dokusu ve kaslar kenara itilir. Dalağı besleyen damarlar cerrahi yöntemlerle bağlanıp kesilir, ardından dalak çıkarılır. Dalak çıkarılırken dalakta bulunan apsenin patlatılmaması konusunda çok dikkatli olunmalıdır. Apse karın içinde patlarsa diğer organlarda da enfeksiyon oluşturabilir.

Dalağın aşırı büyüdüğü durumlarda diğer organlar baskı altında kalır ve fonksiyonları bozulur. Bu durumda hastada dalağın çıkarılması gerekir. Dalak apsesi ameliyatındaki metot uygulanarak çıkarılan dalak patolojik incelemeye gönderilerek tümör yapısı barındırıp barındırmadığı hakkında fikir edinilir.

Dalak travma sırasında en çok hasarlanabilen organdır. Travma çok şiddetli ise, dalak tamamen parçalanmışsa bu durum hastada iç kanama gelişmesine neden olur. Parçalanan dalağın yine cerrahi yöntemlerle çıkarılması şarttır.

Dalakta gelişen tümörler çoğunlukla dalağın içerisindeki damar yapısından kaynaklanır. Bu durumda hastada bu tümör yapısı dalakla birlikte çıkarılmalıdır.

Dalak infarktı durumunda dalağı besleyen arterde daralma, sıkışma yada tıkanıklık gelişir. Bu durumda dalak beslenemez ve doku ölümü (nekroz) gelişir. Nekroza giden dalak hiçbir fonksiyonunu yerine getiremez, diğer organların sağlığı için de risk oluşturduğu için cerrahi olarak çıkarılması gerekir.

Hastalar dalak ameliyatı sonrası birkaç gün hastanede yatarlar. Herhangi bir komplikasyonun görülmediği durumlarda taburcu edilirler.

Gebelikte Dalak Ağrısı

Hamilelikte dalak ağrısı çok sık rastlanılan bir durumdur. Gebelik döneminde bebekle birlikte büyüyen rahim dokusu anne adayının organlarına baskı uygular. Büyüyen rahim organları yukarı doğru iter ve bu durumdan dalak da etkilenir. Dalağın bir bölgede sıkışması ve zorlanması durumları dalak ağrısı gelişimine yol açar.

Gebelik döneminde de tıpkı diğer yetişkinlerde olduğu gibi dalak enfeksiyonu, dalak infarktı, dalak travmasına bağlı dalak yırtılması, dalak tümörleri, splenomegali gibi durumlar gözlemlenebilir.

Dalak ağrısının medikal tedavisi gebelik döneminde uygulanabilir. Ancak cerrahi tedavi acil girişim gerektirmiyorsa ve hastanın durumu stabilse gebelik dönemi tamamlandıktan sonraya bırakılır.

Bebek ve Çocuklarda Dalak Ağrısı

Bebek ve çocuklarda dalak ağrısı nadiren rastlanılan, ancak rastlanıldığında da genellikle kötü huylu bir hastalığa işaret eden bir semptomdur. Özellikle çocuklarda düşme ve kalkma gibi durumlar çok sık yaşandığı için bu gibi durumlarda dalak hasarlanıp dalak ağrısına yol açabilir.

Bebeklerde ve çocuklarda dalak büyümesi; çoğunlukla kan hastalıklarını ve lösemi gibi kötü huylu hastalıkları, bazen de dalakta gelişen tümörleri çağrıştırır. Bu bakımdan bu çocuklarda iyi bir muayene ve görüntüleme yöntemlerinin uygulanması şarttır.

Bebek ve çocuklarda dalak ağrısı cerrahi tedavi ile düzelebilecek nedenlerden kaynaklanıyorsa; bu durumda hasta ameliyat edilip dalağı çıkarılır. Ancak dalak pek çok enfeksiyonun da vücuttan atılımını sağladığı için dalak çıkarıldıktan sonra bu enfeksiyonların görülme sıklığı artar ve bu enfeksiyonlar vücutta ağır etkilere yol açar. Bunun için aile tembihlenmeli, en ufak bir enfeksiyon varlığında hekime başvurulması konusunda bilgilendirilmelidir. 

Dalak Ağrısında Hangi Doktora Gidilir?

Dalak ağrısı durumunda ağrının teşhisi ve tedavisini yapan bölüm Dahiliye (İç Hastalıkları) ve Genel Cerrahi bölümüdür. Dahiliye hekimi hastayı muayene eder, gerekli tetkikleri uygular ve hastada dalak ağrısına yol açan etkeni belirler. Bu etkenin tedavisi medikal uygulama ise hekim hastayı tedavi edebilir. Ancak hastalığın tedavisi cerrahi girişim ise; bu durumda hekim hastayı genel cerrahi bölümüne sevk eder. 

Çocuklarda dalak ağrısı ile ilgilenen, hastalığa tanı koyup tedavi uygulayan bölüm Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümüdür. Eğer hastada tedavi için cerrahi girişime başvurulacaksa; bu durumda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekim hastayı Çocuk Cerrahisi bölümüne sevk eder. 

Hastalar bazen çok şiddetli dalak ağrısı ile acil servise de başvurabilirler. Acil servis hekimi hastayı muayene edip gerekli tetkikleri uygular. Hastada cerrahi girişimin gerektiğini düşündüğü durumlarda hastayı Genel Cerrahi bölümüne sevk eder. 

Hastada dalak ağrısına ek olarak dalak bölgesinde hassasiyet, ateş, üşüme, titreme, bulantı, kusma, sol omuz ağrısı, pika sendromu, halsizlik gibi durumlar bulunduğunda zaman harcamadan acil servise, dahiliye yada genel cerrahi bölümüne başvurmalı ve tedavi altına alınmalıdır.

Makaleyi faydalı buldun mu?
6
0
Makeleyi Paylaşın

Dalak Ağrısı ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Dalak ağrısı nereye vurur?

Dalak ağrısı dalağın pek çok iyi huylu ve kötü huylu hastalığında gözlemlenebilen, hastanın hayatını olumsuz yönde etkileyen bir ağrı türüdür. Bu ağrı kişide hastalığın bulunduğu bölgede olmakla birlikte en sık sol omza da yansıyan ağrıya neden olur. Bunun sebebi dalağın ve sol omzun duyu sinirlerinin birbirine yakın seyretmesidir.

Dr. Büşra Ular