Boyun Diseksiyonu Nedir?

Boyun diseksiyonu, hasta boyun bölgesi dokularının kanserli olan hücrelerden veya olası kanserli hücrelerden arındırılıp temizlenmesi anlamına gelmektedir.

Boyun diseksiyonu, hasta boyun bölgesi dokularının kanserli olan hücrelerden veya olası kanserli hücrelerden arındırılıp temizlenmesi anlamına gelmektedir. Boyun bölgesinin ön tarafında lenf bezleri bulunur. Bu lenf bezleri de tıpkı başka kaslar, kıkırdaklar, kemikler ve damarlar gibi insan vücudunun birer parçası durumundadır.

Lenf bezleri, bir açıdan da çöp kutularına benzetilebilmektedir. İnsan vücudunda bulunan sağlıksız durumdaki dokuları ve atıkları toplar. Bu topladıklarını kendi içinde bir araya getirerek aşağı doğru bir taraftan imha ederken bir taraftan da sistemde gerekli olan yere götürür ve atılımını sağlar. Ancak eğer kanserli olan bir doku bulunuyorsa ve bu kanserli durumdaki dokunun boyun bölgesindeki lenf bezleri üzerine yayılma ihtimali bulunuyorsa; bu durumda boyun bölgesi dokularının temizliğinin yapılması gerekir. Bu temizlik işleminin ise kanserli olan bölgeyle beraber yapılması uygundur; bu şekilde yapılması faydalı bulunmaktadır.

Boyun diseksiyonu ameliyatı, genellikle kişilerin boyun bölgesindeki lenf bezlerinin etrafındaki yağ dokularıyla beraber çıkartılması şeklinde yapılan cerrahi işlemdir. Tümörün bulunduğu noktaya bağlı olarak bazen boynun her iki yanındaki bütün lenf bezlerinin çıkarılması; hatta boyun bölgesi sinirlerinin, damarlarının ve kaslarının bir bölümünün çıkarılması da gerekebilmektedir.

Baş Boyun Tümörleri - Boyun Diseksiyonu Belirtileri

Boyun diseksiyonu belirtileri, genellikle baş ve boyun tümörleri oluştuğu durumlar olarak ifade edilebilir. Başka bir deyişle baş-boyun tümörleri olan hastalarda boyun diseksiyonu ameliyatı gerekebilir ve bu tümörlerin belirtileri, köken bulduğu bölgelere göre değişmekle birlikte şu şekilde sıralanabilir:

Boyun Diseksiyonu Ameliyatı Hangi Durumlarda Gerekir?

Boyun diseksiyonu gereken durumlar, şu şekilde açıklanabilir:

  • Boyun diseksiyonu ameliyatı, baş ile boyun bölgesi üzerinde, boyun dokularının yayılma ihtimalinin yüksek durumda olduğu düşünülen kanserli rahatsızlığın oluşması durumunda yapılır.
  • Bu noktada en sık karşılaşılan tümör tipleri arasında şu örnekler verilebilir: Bademcik tümörleri, dil tümörleri, gırtlak üst bölgesi tümörleri.
  • Bu tip tümör hastalıklarında yüksek miktarda boyun dokuları, boyun lenf düğümlerine ve lenf nodlarına yayılım yapabilir. Bu durumlarda boyun diseksiyonu yapılması gerekli görülebilir.
  • Ayrıca bu tip durumlarda yayılım olmasa da ana tedavi şekline ek olarak boyun diseksiyonu ameliyatı da ilave edilip yapılabilir. 
  • Bilinen ve düşünülen bir yayılım bulunuyorsa da bu bölgedeki tedavi, çok geniş kapsamlı şekilde yapılır. 

Boyun Diseksiyonu Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Boyun diseksiyonu ameliyatı yapılışı için uygulanan cerrahi prosedürde şu adımlar takip edilir:

  • Boyun diseksiyonu ameliyatı, hastaya genel anestezi verilerek gerçekleştirilir.
  • Boyun diseksiyonu ameliyatı, yapılma nedenlerine bağlı olarak farklı diseksiyon yöntemlerinde yapılabilir.
  • Ancak genelde boyun diseksiyonu operasyonunda lenf bezleri, etrafında bulunan yağ dokuları ile beraber çıkartılır. 
  • Tümörün bulunduğu bölgeye bağlı olarak bazen boynun her iki yanındaki bütün lenf bezleriyle beraber boyun sinirleri, kasları ve damarlarının bir bölümü de çıkarılabilir. 
  • Yapılacak operasyonun şekline bağlı olarak değişiklik göstermekle beraber boynun orta kısmında, köprücük kemikleri üstünde ya da çene alt kısmında kesiler yapılabilir. 
  • Kesi yapılan bu noktalarda cilt üzerinde bazı yara izleri meydana gelecektir. 
  • Lenf bezlerinin çıkarılması, tümörün bu alana yayılmasını engellemek veya yayılmışsa o bölgeden tamamıyla temizlemek amaçlı olarak yapılan bir işlemdir. 
  • Çıkarılmış olan lenf bezlerinde ne kadar bir tümör yayılımı gerçekleştiği ise bazen ameliyat sırasında belli olur. Bazen ise patolojik inceleme sonrasında kesinlik kazanır. 
  • Bu yayılımın derecelendirmesi ise ameliyat sonrasında hastaya uygulanacak kemoterapi gibi ilave tedavilerin gerekliliğinin belirlenebilmesini mümkün kılar. 

Boyun Diseksiyonu Riskleri

Boyun diseksiyonu ameliyatı riskleri, her cerrahi operasyonda olduğu kadar söz konusudur. Önemli olan ise ameliyat risklerinin göz önüne alınması ve gerekli tedbirler alınarak hareket edilmesidir. Bu noktada boyun diseksiyonu riskleri arasında şunlar sıralanır:

  • Kanama: Bu risk, ameliyat esnasında çok sık şekilde görülmeyen bir komplikasyona dairdir. Çok sık görülmese de ölümcül risk anlamına gelmesi bakımından endişe edilen bir komplikasyondur.
  • Akciğer Zarı Yırtılması: Ameliyatta boyundaki lenflerin çıkarılması sırasında nadir de olsa akciğerdeki dış zar kısmının yırtılma riski vardır. Bu yırtığın oluşması halinde ise ameliyat esnasında onarılması gerekir. 
  • Hava Embolisi: Boyun bölgesindeki geniş venler üzerinde açılma olması halinde bu noktadan negatif bir basınç ile iç kısma giren hava, dolaşıma katılabilir. Bu durum ise ölümle neticelenebilecek komplikasyonlara yol açabilmektedir. 
  • Felç: Çok nadir de olsa boyun kısmındaki atardamarlarda daha önceden mevcut bulunan yağ plakları, operasyon esnasında kopup beyine doğru gidebilir. Bu durum ise hastada felç olmasına sebep olabilir.
  • Sinir Hasarı: Birtakım önemli sinirlerin tümörle birlikte tutulması, operasyon esnasında bu yapılar üzerinde zarar oluşma riskini yükseltmektedir. Dolayısıyla istenmeyen bazı sinir hasarları meydana gelebilmektedir. 
  • Lenf Fistülü: Sık olmasa da operasyon sonrası süreçte lenf sızıntısı sorunun devam etme riski vardır.
  • Enfeksiyon: Sadece boyun diseksiyonu gerçekleştirilen hastalarda operasyona bağlı enfeksiyon oluşması, çok sık olarak görülmez. Ancak tümörün çıkarılmasıyla beraber gerçekleştirilen diseksiyon ameliyatlarında, hastada enfeksiyon görülebilir.
  • Cilt Kaybı: Boyun kısmındaki yapılara ulaşılabilmesi açısından boyun bölgesindeki cilt, ince tabaka şeklinde kaldırılır. Bazen bu cilt üzerinde dolaşım sorununa bağlı şekilde nekrozlar (doku ölümü) oluşabilmektedir. 

Boyun Diseksiyonu Ameliyatı Sonrası

Boyun diseksiyonu ameliyatı sonrası sürece dair şu bilgiler verilebilir:

  • Ameliyat sonrasında hastalar, genel olarak 1 saat kadar uyanma odası içerisinde takip edilirler. 
  • 1 saatlik takip sonrasında hastalar, odalarına geçirilir. 
  • Hastada ameliyat sonrası anestezi kaynaklı bir bulantı sorunu ya da benzer şikayetler bulunuyorsa, takip etmek için alındığı uyanma odasında kalış süresi daha uzun olabilir.
  • Ameliyat sonrası boyun bölgesindeki derinin alt kısmında lenf sıvısı ve kan toplanmasını önleyebilmek adına hastaya drenler yerleştirilir.
  • Ameliyat sonrası yerleştirilen drenler, genel olarak 2 ila 5 gün içinde çıkarılır. 

Çocuklarda Boyun Diseksiyonu Ameliyatı

Çocuklarda boyun diseksiyonu ameliyatı yapılabilmektedir. Boyun bölgesi üzerinde meydana gelen şişlikler, gerek yetişkin bireylerde gerekse çocuk bireylerde zaman zaman görülebilmektedir. Bu şişlikler, basit bir üst solunum enfeksiyonu neticesinde meydana gelebileceği gibi bazı durumlarda ise ciddi rahatsızlıkların bulgusu şeklinde olabilir. Genellikle bu bölge şişliklerinin nedenlerine bakıldığında;

  • Doğumsal,
  • Mikrobik Hastalıklar,
  • İyi ya da kötü huylu olan tümörler olmak üzere başlıca üç gruba ayrılmaktadır. 

Hastalar, boyun bölgeleri üzerinde şişlik gördüklerinde, genelde ilk akla gelen ve endişe veren neden kanserdir. Ama bu tip şişlikler genellikle boyun bölgesinde yerleşmiş olan lenf nodu şişlikleri kaynaklıdır. Bu durumda da bu operasyonun doktor tarafından gerekli görülmesi halinde çocuk hastaların hem anne hem de babalarının ameliyat onam formuna imza atması gerekir. Onam alınması sonrasında ameliyat gerçekleşebilir.

Makaleyi faydalı buldun mu?
1
0
Makeleyi Paylaşın

Boyun Diseksiyonu ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Radikal boyun diseksiyonu nedir?

Radikal boyun diseksiyonu tekniği, diseksiyon yöntemlerinden bir tanesi olarak uygulanmaktadır. Bu diseksiyon yönteminde 1. düzeyden başlanıp 5. düzeye kadar olan tüm lenf nodları üzerinde temizleme yapılmaktadır. Buna ek olarak; gerekli olduğu durumlarda ameliyat sırasında şu noktalar da gözden çıkarılıp feda edilebilir: İJV (Kanı, bazı damarların ortak dallarının beslediği bölgeler), SKM kas (boynun öne ve yan tarafa doğru hareketi yapan kas), SAS (Boynun aşağı ve yana doğru çevrilmesini, omzun da yukarı kaldırılmasını sağlayan bazı kasların kontrolünü sağlar).

Int. Dr. Sinem Köse

Santral boyun diseksiyonu nedir?

Santral boyun diseksiyonu, iki farklı şekilde açıklanmalıdır. Bu noktada terapötik santral boyun diseksiyonu; ameliyat öncesi ya da klinik görüntüleme yöntemleri kullanılarak saptanmış olan lenf bezleri metastazı (kanserli hücrelerin, bulunduğu doku dışarısına kan-lenf damarları ile başka alanlara sıçraması) açısından gerçekleştirilen diseksiyona denmektedir. Profilaktik santral boyun diseksiyonu yöntemi ise klinik ya da görüntüleme teknikleri ile metastaz bulunmadığı hallerde gerçekleştirilen diseksiyon yöntemi olarak açıklanabilir.  

Int. Dr. Sinem Köse

Boyun diseksiyonu öncesi neler yapılır?

Boyun diseksiyonu ameliyatı öncesi, anesteziye uygunluğunun belirlenebilmesi adına hasta, bir anestezi uzmanı tarafından değerlendirmeye alınır. Ameliyathane içerisinde işlem öncesinde hastanın kan oksijen düzeyleri ve kalp atımları elektronik cihazlar kullanılarak takip altına alınır. Bu takip ise ameliyat boyunca da devam eder. Ayrıca genel anestezi verilmeden önce hastaların 6 ila 8 saat kadar bir süre boyunca hiçbir gıda almaması ve midesi boş şekilde ameliyatı beklemesi gerekir. Ameliyatın ardından da minimum 4 ila 6 saat kadar bir süre ağızdan yine hiçbir gıda yenmez-içilmez. Elbette gerekli olması halinde bu süreler, doktor tarafından farklı belirlenebilir.

Int. Dr. Sinem Köse

Boyun diseksiyonu ameliyatı ne kadar sürer?

Boyun diseksiyonu ameliyatı süresi, bazı faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu noktada hastaya yapılacak cerrahi girişimin tipine ve uygulanacak diseksiyon yönteminin büyüklüğüne bağlı olarak ameliyat süresi kısalabilir ya da uzayabilir. Ancak genel olarak boyun diseksiyonu ameliyatları, 3 ila 6 saat süre arasında tamamlanmaktadır. Bununla beraber bazı hastalarda bu sürenin 8-10 saate kadar uzayabildiği de görülmüştür.

Int. Dr. Sinem Köse