Beyin Hastalıkları

Beyin hastalıkları, vücudun ve mental işlevlerin düzgün çalışması için olmazsa olmaz bir organ olan beynin anormalliklerinden kaynaklanan hastalıklar grubudur. Genellikle medikal tedaviler uygulanmaktadır.

Beyin Hastalıkları Nedir?

Beyin hastalıkları, vücudun ve mental işlevlerin düzgün çalışması için olmazsa olmaz bir organ olan beynin anormalliklerinden kaynaklanan hastalıklar grubudur. Beyin genel olarak vücudu kontrol eden bir yapı olarak düşünülebilir. Omurilik gibi yapıları da içine alan merkezi sinir sisteminin bir parçasıdır. Diğer sinir sistemi elemanları ile birlikte his, hareket, iç organların çalışması gibi birçok nörolojik fonksiyonda beynin görevi vardır. 

Beyin bunların yanında mental durumun da yönetimini sağlar. Örneğin beyin travmalarında veya çeşitli psikiyatrik hastalıklarda kişinin hafızası, hisleri ve hatta kişiliği bile aniden değişebilmektedir. Beyin hastalıkları sistemik veya beyni ilgilendiren özel bir hastalığa, genetik duruma veya travmalara bağlı olabilmektedir. 

Beyin Hastalıkları Çeşitleri Nelerdir?

Beyin hastalıklarının birçok farklı çeşidi bulunmaktadır. Bunlar yaş, cinsiyet, genetik, diğer hastalıklar gibi çeşitli durumlara göre farklı insanları etkileyebilir. Belli başlı beyin hastalıklarından bazıları şu şekilde sıralanabilir:

İnme: İnme beyine giden kan akımının herhangi bir nedenle kesilmesi sonucu, beyin işlevlerinin belli bir kısmının veya tamamının 24 saatten uzun olarak kesintiye uğraması, kaybolması olarak tanımlanabilir. İnme başlıca hemorajik inme ve iskemik inme olarak ikiye ayrılır. Hemorajik inme, halk arasında beyin kanaması denilen durumdur. Beyindeki damarlar daha önce var olan bir anevrizmanın patlaması veya hipertansiyon gibi nedenlerle zarar görür. Bunun sonucunda da beyine kan sızmaya başlar. Kişi bu durumda öncelikle baş ağrısı, bulantı kusma gibi semptomlar gösterir. Zaman ilerledikçe de etkilenen bölgeye bağlı olarak bir tarafın tutmaması, konuşmada bozulma, bayılma gibi semptomlar ortaya çıkar. 

İskemik inmede ise beyin damarlarının birinde bir tıkanıklık söz konusudur. Bu tıkanıklık sonucunda da beyin dokusuna yeterince kan gidemez ve beyin beslenemez. Aynı şekilde bu durumda da aniden bir tarafta tutmama, konuşmada bozulma gibi semptomlar ortaya çıkar. Beyin dokusu hassas bir dokudur. Kanlanması bozulduğunda dakikalar içinde ölmeye başlar. İnme tedavisinde de amaç, ölen bölgenin etrafında yeni yeni ölmeye başlayan kısmı kurtarmaktır. İnme bu nedenle acil bir durumdur ve ne kadar hızlı müdahale edilirse başarı şansı o kadar yüksektir. 

Geçici iskemik atak: Geçici iskemik atak, inme durumunun 24 saatten az sürmesi olarak tanımlanabilir. Genelde geçici iskemik ataklar birkaç dakika sürer ve kalıcı bir hasara neden olmaz. Geçici iskemik atak sırasında da hastalarda dakikalar süren şekilde bir tarafta tutmama, konuşmada bozulma, görmede bozulma gibi durumlar görülebilir. Geçici iskemik atak kişinin daha sonradan inme geçirebileceğine dair uyarıcı bir işarettir. Bu durumu yaşayan kişilerin ortalama %30'unda daha sonraki bir yıl içinde inme oluşur. 

Beyin tümörü: Beyin tümörü, diğer tümörlerde olduğu gibi beyinde anormal hücrelerin aşırı çoğalarak bir kitle oluşturması durumudur. Çok sayıda beyin tümörü çeşidi bulunur. Bu tümörlerden bazıları benign yani iyi huylu bazıları da malign yani kötü huyludur. Kötü huylu olanların hızlı büyüme, vücuda yayılma gibi olumsuz birçok özelliği bulunur. Beyin tümörlerinden bazıları primer yani direkt olarak beyinde ortaya çıkarken bazıları da metastatik tümörlerdir. Metastatik tümörler, vücutta başka bir alanda bulunan kanser hücrelerinin beyine sıçraması anlamına gelir. Beyin tümörünün ciddiyeti ve yapabileceği semptomlar, tümörün yeri, türü, büyüklüğü gibi birçok faktöre bağlı olarak değişir.

Travmatik beyin hasarı: Travmatik beyin hasarı genellikle kafa bölgesine direkt alınan darbe veya vücuda alınan darbenin kafaya da yansımasi ile birlikte ortaya çıkan bir durumdur. Bu darbeler künt olabileceği kurşun gibi direkt beynin içine girebilen keskin bir madde yaralanması da olabilir. Hafif travmatik beyin hasarlarında beyin hücreleri çoğunlukla geçici olarak etkilenir. Ancak ciddi olan travmatik beyin hasarlarında ise beyin dokusunda kanama, ödem, fiziksel yaralanmalar gibi durumlar oluşur. Bunlar da ya ölüme neden olur ya da kişide kalıcı komplikasyonlara yol açar.  

Alzheimer hastalığı: Alzheimer hastalığı, zamanla beyin dokusunda küçülmeye ve beyindeki hücrelerin ölmesine neden olan gittikçe ilerleyen bir beyin hastalığıdır. Demans yani bunamanın en sık sebebi Alzheimer hastalığıdır. Bu hastalık zamanla kişinin kendi kendine işlev göre yeteneğini yok eder ve başkasına bağımlı hale getirir. Hastalıkta davranışsal, hareketsel, dilsel, sosyal birçok yetenekte azalma görülür. 

Alzheimer hastalığı genelde yaşlılık dönemine ait bir hastalıktır ve genelde 65 yaş üstünde görülür. Ancak bazı ailesel tiplerde 65 yaş öncesi başlangıç da olabilmektedir. Hastaların yaklaşık %80'i de 75 yaş üstüdür. Hastalığın erken belirtileri arasında en son olayların, konuşulan şeylerin unutulması yer alır. Zaman ilerledikçe bu unutma olayı daha geçmiş olayları da kapsamaya başlar.  

Hastalıkta verilen ilaçlar semptomların ilerlemesini bir süre ve bir miktar yavaşlatabilmektedir. Belli bir seviyede de kendi işlerini yapabilecek konuma gelebilmektedir. Ayrıca Alzheimer hastalarının yaşam tarzı ve destek programları da oldukça önemlidir. Hastaların beyni aktif tutacak aktivitelerde bulunması önemlidir. Tüm bunların yanında hastalığın tam olarak iyileşmesi mümkün değildir ve hastalar belli bir yıl içinde susuz kalma, enfeksiyon gibi komplikasyonlar nedeni ile hayatlarını kaybetmektedirler. 

Parkinson hastalığı: Parkinson hastalığı, esas olarak hareketleri etkileyen bir beyin hastalığıdır. Semptomlar genelde yavaş yavaş başlar. Kişilerde tek elde bazen fark bile edilmeyen titremeler olur. Titreme dışında hareketlerde katılık ve hareketlerde yavaşlamada görülebilir. Parkinson hastalığında yüz ifadelerinde azalma da görülebilecek diğer bir durumdur. Konuşmalar yavaşlayabilir ve kelime çıkarmak zorlaşabilir. Bu semptomlar da hastalık ilerledikçe kötüleşme eğilimindedir. Parkinson hastalığını tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da semptomlar ilaçlar ile birlikte önemli ölçüde iyileştirilebilmektedir. Bunun yanında özel hastalarda bazı cerrahi seçenekleri de bulunmaktadır. 

Depresyon: Depresyon da mental durumu etkileyen psikiyatrik bir beyin hastalığıdır. Depresyon da kişide sürekli bir üzüntü hali, eski aktivitelerden zevk almama, ilgi kaybı, suçluluk hisleri, intihar düşünceleri gibi durumlar hakimdir. Bu bozulmuş düşünceler kişinin günlük hayatını da aksatmasına neden olur. Depresyon durumu çoğu kişinin düşündüğünün aksine hastanın kendi başına yenebileceği bir durum değildir. Diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi bu kişilerin de doktor kontrolünde tedavi alması gerekmektedir. Uygun ilaçlar ve psikoterapiler ile birlikte hastalık atlatılabilmektedir. Bu süreçte önemli olan ilaçların doktor kontrolüne göre yeterli sürede kullanılmasıdır. Çünkü normalde daha kısa süreli olan tedavilerde depresyonun tekrarlama olasılığı artmaktadır. 

Şizofreni: Şizofreni, hastalığın gerçekliği anormal şekilde yaşadığı ve yorumladığı bir çeşit psikiyatrik beyin hastalığıdır. Şizofrenide, anormal halüsinasyonlar, sanrılar ve günlük işleyişi de etkileyen normal dışı, düzensiz düşünce ve davranışlar ortaya çıkar. Şizofrenide görülen sanrılar genelde normal hayata uymayan ve kişinin buna tüm benliği ile inandığı anormal düşüncelerdir. Şizofreni hastalarında genel ömür boyu bir tedavi gereklidir. İlaçlar ile genelde semptomlar güzel bir şekilde kontrol altına alınır. Ancak dirençli durumlarda farklı tedaviler de denenebilmektedir.  

Beyin ödemi: Beyin ödemi, beyin hücrelerinde sıvı birikmesi sonucu beyinde şişme olarak tanımlanabilecek bir durumdur. Beyin sıvı birikmesi yaşamı tehdit eden, ölümcül olabilecek bir durumdur. Bu biriken sıvı kafa içi basıncını arttırır. Bunun sonucunda da beyne giden kan akışı azalarak alınan oksijen azalabilir. Beyin ödemi genelde travma ve beyin dokusunda zarar oluşması gibi durumlara bağlı olarak ortaya çıkar. Altta yatan durumun düzeltilmesi, ilaç tedavileri ile bu durum geri döndürülebilir. Ancak bazı şiddetli durumlarda ödemi geri döndürmek zor olabilmektedir.

Epilepsi: Epilepsi yani sara, beyindeki elektriksel aktivitenin anormal hale geldiği, anormal deşarjların olduğu ve nöbetlere neden olan bir durumdur. Epilepsi herkeste ortaya çıkabilecek bir durumdur ve birçok nedeni bulunur. Nöbetlerin semptomları elektriksel deşarjların olduğu bölgeye göre değişiklik gösterir. Bazı nöbetlerde boş bakma, dalma görülürken bazılarında belli bir bölgede veya tüm vücutta kasılma olabilmektedir. 

Her geçirilen nöbet, epilepsi değildir. Çünkü nöbet geçirmenin birçok nedeni olabilmektedir. Epilepsi genelde tekrarlayan nöbetlerle karakterizedir. Epilepsideki nöbetler saniye veya dakika sürer, çok uzamaz. Ancak status adı verilen durumda uzun süren, durdurulamayan nöbetler olabilmektedir. Epilepsi nöbetleri ilaçlar ile tedavi edilebilir. 

Beyin Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Beyin hastalıklarının belirtileri hastalığın türüne, şiddetine ve kişinin özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir. Beyin hastalıklarının belli başlı belirtileri şu şekilde sıralanabilir: 

  • Baş ağrısı
  • Baş dönmesi
  • Bulantı, kusma
  • Bayılma
  • Çift görme
  • Titreme
  • Hareketlerde yavaşlama
  • Kasılma
  • Dalma
  • Bir tarafta kuvvet kaybı
  • Konuşma bozukluğu
  • Görme kaybı
  • Gerçek olmayan düşüncelere inanma
  • Olmayan şeyler görme, işitme
  • Sürekli üzüntülü hissetme
  • Hafıza kaybı
  • Sık sık kaybolma

Beyin Hastalıkları Nedenleri (Risk faktörleri) Nelerdir?

Beyin hastalıklarının birçok farklı nedeni olabilmektedir. Bu nedenler hastalık türlerine göre değişebilir. Beyin hastalıklarında olabilecek belli başlı nedenler şu şekilde sıralanabilir:

Obezite: Obezite beyin hastalıklarının bazıları için risk faktörüdür. Özellikle inme durumu obez kişilerde biraz daha sık görülebilmektedir. 

Hareketsiz yaşam tarzı: Hareketsiz yaşam tarzı da beyin hastalıklarının bazıları için önemli bir risk faktörüdür. Hareketsizlik kanda pıhtılaşma gibi durumların olasılığını arttırır. Bu da inme riskini arttırır. 

Yaş: Yaş çoğu hastalıkta olduğu gibi beyin hastalıklarında da bir risk faktörüdür. Yaşın ilerlemesi ile hastalıkların da görülme olasılıkları artar.

Tansiyon ve kolesterol yüksekliği: Tansiyon ve kolestrol yüksekliği de birçok beyin hastalığı için risk faktörüdür.

Doğum travması: Doğum sırasında herhangi bir nedenle beynin oksijensiz kalması gibi durumlarda epilepsi gibi hastalıkların riski artar.

Enfeksiyonlar: Beyini etkileyen veya sistemik olan şiddetli enfeksiyonlar beyinde de hasar yaratarak sorunlara neden olabilmektedir. 

Genetik: Çoğu hastalıkta olduğu gibi kişinin genetik özellikleri de beyin hastalıklarında rolü olan bir durumdur. Ancak genetik tek başına değil çevresel faktörlerle hastalık oluşturma eğilimindedir. 

Sigara ve zararlı madde kullanımı: Sigara ve eroin, kokain gibi uyuşturucu maddelerin kullanımı beyin hastalıklarının oluşum riskini arttırmaktadır. 

Beyin Hastalıkları Teşhisi

Beyin hastalıklarının teşhisi hastalığın türüne göre değişebilmektedir. Ancak her hastalıkta olduğu gibi öncelikle hastadan durumu hakkında bir tıbbi öykü alınır. Daha sonra da kişiye uygun fizik muayene yapılır. Nörolojik muayene, beyin hastalıkları teşhisi için oldukça önemli bir yöntemdir. Bunların dışında beyin hastalıkları teşhisinde yapılabilecek tetkikler şu şekilde sıralanabilir:

Kan testleri: Kan tetkikleri beyin hastalıklarının teşhisine yardımcı olabilecek bir yöntemdir. Enfeksiyon, kan pıhtılaşma sorunları, elektrolit anormallikler, karaciğer, böbrek, tiroid fonksiyonları, kan şekeri gibi birçok durum kan testlerinde belirlenebilir. Bu bozuklar kişide epilepsi, inme gibi birçok durumun tetikleyicisi olabileceği için oldukça önemlidir.  

Bilgisayarlı tomografi (BT): Beyin tomografisi beynin ayrıntılı görüntülerini oluşturmak için X ışınının kullanıldığı bir yöntemdir. Tomografide beyin içindeki anormalliklerin çoğu görülebilmektedir. Bunların başında tümörler, inme, beyin ödemi, kanama gibi durumlar gelmektedir. Bazı durumlarda beyin ve boyun bölgesi damarların daha iyi görülmesi için damar yolundan boyayıcı bir madde verilerek inceleme yapılabilir. 

Manyetik rezonans görüntüleme (Emar): Emar da beyin görüntülerini elde etmek için manyetik dalgaların kullanıldığı bir yöntemdir. Emar da tıpkı tomografi gibi beyin için birçok bilgi verebilmektedir. Özellikle iskemik inme tanısında çekilen emarlar erken dönemlerde bile bulgu verebilmekte ve tanı koymayı çok kolaylaştırmaktadır. 

Karotis ultrasonu: Karotis ultrasonu, karotis damarlarının incelendiği bir yöntemdir. Boyunda bulunan karotis damarlarındaki tıkanıklıklar inmenin sık sebeplerinden biridir. Bu nedenle şüphelenilen durumlarda inceleme gerekir.  

Elektroensefalogram (EEG): EEG özellikle epilepsi tanısı için kullanılan bir testtir. Bu testte elektrotlar kişinin saç derisine tutturulur. Bu başlıklar da beyindeki elektriksel aktiviteyi algılayarak kaydeder. Epilepsi nöbetleri sırasında bu EEG dalgalarında anormallikler görülür. Ancak bazı durumlarda ilk nöbet sırasında EEG normal çıkabilir. Bu nedenle tanı için bu kişilerde nöbet tetiklenip tekrar EEG çekilmesi istenebilir. Bunun yanında normal kişilerde de anormal EEG dalgaları görülebilir. Bunların farklı uzman hekim tarafından yapılır. EEG testleri ile epilepsinin türü de belli oranda belirlenebilir. 

Nöropsikiyatrik testler: Nöropsikiyatrik testler, mental olarak beyni etkileyen psikiyatrik hastalıklar için kullanılabilecek yöntemlerdir. Bu testlerde genelde kişinin mental durumu hekim tarafından değerlendirilir. 

Beyin Hastalıkları Tedavisi

Beyin hastalıklarının tedavisi hastalığın türüne ve şiddetine göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle öncelikle hastalığın tanısının konması gerekir. Beyin hastalıklarının belli başlı tedavilerinden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

Trombolitik ilaç: Acil uygulanan trombolitik ilaç, iskemik inme tedavisinde oldukça önemli bir yöntemdir. Trombolitik ilaçlar var olan pıhtıyı eritmeye yönelik olan ilaçlardır. Bu ilacın verilebilmesi için inmenin en geç 4.5 saat önce gerçekleşmiş olması gerekmektedir. 4.5 saatten sonra verilen trombolitiğin faydasının olmadığı tespit edilmiştir. İlaç ne kadar erken verilirse tedavi şansı da o kadar yüksek olmaktadır. Ancak bazı durumlarda ilacı vermek mümkün olmayabilir. Bu durumlar hekim tarafından tespit edilecektir. 

Acil endovasküler müdahale: Endovasküler müdahale iskemik inmeler için kullanılan diğer bir tedavi yöntemidir. Bu müdahale genelde trombolitik tedavi verilemeyen özel hastalarda kullanılır. Tedavinin kısa süre içinde yapılması da başarı şansını arttırır. Bu yöntemde tıkalı kan damarının içine girilerek müdahale yapılır.  

Karbidopa-levodopa: Levodopa parkinsonda kullanılan etkili ilaçlardan biridir. Levodapa beyine geçerek bu bölgede parkinsonda eksik olan madde dopamine dönüşerek etki gösterir. Genelde levodopanın yanında karbidopa da reçete edilir. Karbidopa da, levodopanın beyin dışında dopamine dönüşümünü engelleyen bir ajandır. Bu ilaç, mide bulantısı, baş dönmesi gibi yan etkiler yapabilmektedir. Bunun yanında yüksek dozlarda ve uzun süre kullanımda istemsiz hareket bozuklukları oluşabilir veya levodopanın etkisi gittikçe kaybolabilir. Bu durumlarda da başla tedaviler kullanılır. 

Dopamin agonistleri: Dopamin agonistleri de parkinsonda kullanılan diğer bir ilaçtır. Bu ilaçlar levodopa gibi dopamine dönüşmez. Direkt olarak dopaminin etkilerini taklit eder. İlaçlar levodopa kadar güçlü olmasa da etkisinin daha uzun sürmesi ve yan etkilerinin daha az olması nedeni ile sıkça kullanılır. 

Antiepileptik ilaçlar: Antiepileptik ilaçlar, epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Birçok çeşit ilaç türü bulunur. Genelde doktorun en uygun seçtiği tek ilaç ile tedaviye başlanır. Daha sonra bunun yetersiz gelmesi ve nöbetlerin devam etmesi durumunda ek ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Antiepileptik ilaçlar en azında 2-5 sene düzenli kullanılır. Daha sonra nöbetlerin durumuna göre kesilebilir veya ömür boyu devam edilebilir. 

Antidepresan ilaçlar: Antidepresan ilaçlar, depresyon tedavisinde kullanılan etkin ilaçlardandır. Bu ilaçlar beyinde mutluluk uyaran serotonin gibi maddelerin işleyişini düzelterek duygudurumunun normale dönmesini sağlarlar. 

Antipsikotik ilaçlar: Antipsikotik ilaçlar da şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar hastanın belirtilerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. 

Kolinesteraz inhibitörleri: Kolinesteraz inhibitörleri alzheimer tedavisinde kullanılan ana ilaçlardır. Bu ilaçlar beyinde asetilkolin adı verilen maddenin yıkımını engelleyerek semptomların ilerlemesini engeller.

Beyin Hastalıkları Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Beyin hastalıkları tedavi edilmediği durumlarda çeşitli sorunlar oluşabilmektedir. Bu sorunlar hastalığın türü ve şiddetine göre değişiklik gösterebilir. Beyin hastalıklarında oluşabilecek belli başlı komplikasyonlar şu şekilde sıralanabilir:

Felç: İnme nedeni ile felç en sık görülen komplikasyondur. Geç müdahale nedeni ile kişinin belli bir vücut bölgesi tutmamaya başlayabilir. 

Konuşma veya yutma güçlüğü: İnmenin ağız ve boğazdaki kasları etkilemesi sonucunda kişide konuşma ve yutma güçlüğü gibi birçok sorun oluşabilmektedir.  

Hafıza kaybı veya düşüncede bozulmalar: Alzheimer, inme gibi durumlarda kişilerde kalıcı hafızı kayıpları gelişebilir. Ayrıca gerçeği değerlendirme, yargılama, neden-sonuç ilişkisi kırma gibi birçok yetenekte de bozulma görülebilir.  

Ağrı ve hoş olmayan duyumlar: İnme sonrasında felç olan bölgede ağrı, uyuşma gibi hoş olmayan hisler kalabilir.

İntihar: Depresyon ve şizofreni gibi hastalıklarda uygun tedavi almayan kişilerde intiharlar görülebilmektedir. 

Beyin Hastalıkları Ameliyatı

Beyin hastalıklarından bazılarında cerrahi seçenekler tedavi olarak uygulanabilmektedir. Bu tedaviler bazen diğer tedavilerin işe yaramaması durumunda yapılırken duruma ve hastaya göre ilk tercih olarak da tercih edilebilmektedir. Beyin hastalıkları ameliyatlarından bazıları şu şekilde sıralanabilir: 

Beyin kanaması cerrahisi: Hemorajik inmelerde özellikle kanama alanın çok geniş olması ve durumun kurtarılabilecek bir seviyede olması durumunda ameliyat yapılır. Ameliyat sırasında beyindeki basıncı azaltmak için ve ilgili kan damarını düzeltmek için kafatası açılarak direkt beyin içine müdahale edilir. Cerrahi seçenekler arasında endovasküler embolizasyon gibi birçok seçenek bulunur. Bunlar kanamaya neden olan duruma göre doktor kararına göre seçilir.

Derin beyin stimülasyonu: Derin beyin stimülasyonu, parkinson hastalarında özellikle dirençli vakalarda ve özel hastalarda tercih edilebilen bir yöntemdir. Bu yöntemde beynin belli bölümlerine elektrotlar yerleştirilir. Bu elektrotlar da yine vücutta yer alan bir jeneratöre bağlanır. Belli aralıklarla beyine elektrik sinyalleri gönderilerek semptomlar kontrol altına alınmaya çalışılır. 

Elektrokonvülsif tedavi (EKT): Bu tedavi seçeneği şiddetli depresyon tedavisinde kullanılabilen bir yöntemdir. Depresyonda eksik olan maddeleri uyarmak için beyine elektrik akımı verilir. Bu akımlar beyinde bir yenilenme yaratarak semptomların iyileşmesini sağlayabilmektedir.  

Beyin Hastalıkları için Hangi Doktora Gidilir?

Beyin hastalıkları için gidilmesi gereken bölümler esas olarak nöroloji ve beyin, sinir cerrahisidir. Bu bölümlerdeki uzman hekimler hem uygun tanıyı koyacak hem de tedaviyi yapacaktır. Ancak bunların dışında inme, beyin kanaması gibi acil durumlarda ilk müdahaleyi acil hekimleri yapabilir. Beyin hastalıkları ilerleyici ve tehlikeli olabilecek durumlardır. Bu yüzden bunlarla ilgili bir semptom olduğu düşünüldüğü durumlarda hekime başvurmak en doğrusu olacaktır.  

Makaleyi faydalı buldun mu?
2
0
Makeleyi Paylaşın