Antifosfolipid Antikor Sendromu

Antifosfolipid antikor sendromu, vücutta bulunan normal yapılara karşı, bağışıklık sisteminin anormalliğinden kaynaklı sorunlardan dolayı saldırılması durumudur. Başlangıç tedavisi olarak kan sulandırıcı ilaçlar kullanılır.

Antifosfolipid Antikor Sendromu Nedir?

Antifosfolipid antikor sendromu, vücutta bulunan normal yapılara karşı, bağışıklık sisteminin anormalliğinden kaynaklı sorunlardan dolayı saldırılması durumudur. Bu saldırılma sonrasında da kanda anormal pıhtılaşma ortaya çıkar. Buna bağlı olarak da çeşitli semptomlar görülür.  

Antifosfolipid antikor sendromu sonucu oluşan anormal pıhtılar, bacakta oluşan derin ven trombozu, inme, kalp krizi, beyine pıhtı atması sonucu konuşma, hareket, görme gibi olaylarda sorunlar görülebilmektedir. Bunun dışında antifosfolipid antikor sendromuna sahip gebe kadınlarda düşük riski normal kişilere göre daha yüksektir.  

Antifosfolipid Antikor Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Antifosfolipid antikor sendromunun oluşturduğu anormal kan pıhtılarına bağlı olası belirti ve semptomlar şu şekilde sıralanabilir: 

1-) Derin ven trombozu: Derin ven trombozu, bacaklarda anormal pıhtıların oluşması sonucu bacakta ağrı, şişlik ve kızarıklık gibi semptomlarla kendini gösteren bir hastalıktır. Bu pıhtılar ayrıca akciğerlere ilerleyerek oradaki damarları da tıkayabilmektedir. Bu duruma da pulmoner emboli adı verilir. 

2-) Tekrarlayan düşükler veya ölü doğumlar: Antifosfolipid antikor sendromu, gebelik döneminde düşük riskini arttıran bir faktördür. Ayrıca bu dönemde aşırı tansiyon yükselmesini de içine alan gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) ve erken doğum da görülebilmektedir. 

3-) İnme: Antifosfolipid antikor sendromu, kardiyovasküler bir hastalığı olan veya olmayan kişilerde inmeye sebebiyet verebilmektedir.  

4-) Geçici iskemik atak: Antifosfolipid antikor sendromu, inmeye neden olduğu gibi geçici iskemik atağa da sebebiyet verebilir. Geçici iskemik atak inmenin birkaç dakika gibi kısa süreli olan ve kalıcı hasar bırakmayan türü olarak değerlendirilebilir.  

5-) Döküntü: Antifosfolipid antikor sendromuna sahip olan bazı insanlarda dantel ve ağ benzeri kırmızı döküntüler oluşabilmektedir. 

Antifosfolipid sendromunda yukarıdaki belirtilerin dışında daha nadir olarak görülen bazı belirtiler de bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: 

1-) Nörolojik semptomlar: Antifosfolipid antikor sendromu olan hastalarda migren gibi baş ağrıları, hafıza kayıpları, nöbetler görülebilmektedir. Bunların sebebi genelde oluşan pıhtıların beyine atması sonucu oluşur.

2-) Kalp-damar hastalığı: Antifosfolipid antikor sendromu sonucu kalp, damar ve kalp kapakçıklarında problemler ortaya çıkabilir. 

3-) Kanama: Bazı kişilerde pıhtılaşma için gerekli kan hücrelerinde azalma gözlenir. Bu durumda da özellikle burun ve diş eti gibi bölgelerde kanama atakları ortaya çıkar. Ayrıca cilt altındaki kanamalar nedeniyle, deride solmayan kırmızı lekeler ortaya çıkabilmektedir.

Antifosfolipid Antikor Sendromu Nedenleri Nelerdir?

Antifosfolipid antikor sendromu, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmaması sonucunda, kanda pıhtılaşmayı nedensiz arttıran antikorların oluşması sonucu ortaya çıkar. Antikorlar normal şartlarda, vücudu virüs, bakteri gibi zararlı mikroorganizmalara karşı koruyan yapılardır.  

Antifosfolipid antikor sendromu, altta yatan otoimmün bir hastalık, enfeksiyon ve bazı ilaçlar ile ilişkili olabilmektedir. Ancak altta yatan böyle net bir neden olmadan da hastalığın ortaya çıkması mümkündür. Bu süreçte işin içine risk faktörleri girmektedir. Bazı kişilerde antifosfolipid antikor sendromu görülme olasılığı daha fazladır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: 

1-) Cinsiyet: Antifosfolipid antikor sendromu, kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir.  

2-) Bağışıklık sistemi bozuklukları: Lupus veya Sjogren sendromu gibi başka bir otoimmün hastalığın varlığı, antifosfolipid antikor sendromu riskini arttırmaktadır. 

3-) Enfeksiyonlar: Antifosfolipid antikor sendromu, HIV enfeksiyonu (AIDS), hepatit C, sifiliz gibi belli başlı kronik yani uzun süreli enfeksiyon durumlarında daha yaygın olarak ortaya çıkar. 

4-) İlaçlar: Bazı ilaçların antifosfolipid antikor sendromu ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Bunlar arasında yüksek tansiyon için kullanılan hidralazin, kalp ritmini düzenleyen ilaç kinidin, nöbet önleyici ilaç fenitoin ve bir antibiyotik olan amoksisilin sayılabilir.

5-) Aile öyküsü: Ailede başka birinde antifosfolipid antikor sendromu olması, o kişide de hastalığın riskini arttırır. 

Antifosfolipid antikor sendromu ile ilişkili antikorların var olması her zaman belirti veya semptom oluşmasına neden olmaz. Ancak bir belirti vermese dahi, vücutta bu antikorların varlığı aşağıdaki durumlarda anormal pıhtıların oluşma ihtimalini arttırır: 

  • Hamile olmak
  • Yatak istirahati veya uzun bir uçuş sırasında oturmak gibi bir süre hareketsiz kalmak
  • Ameliyat olmak
  • Sigara içmek
  • Menopoz için oral kontraseptif kullanmak veya östrojen tedavisi almak
  • Yüksek kolesterol ve trigliserit seviyelerine sahip olmak

Antifosfolipid Antikor Sendromu Teşhisi

Normal şartlarda antifosfolipid antikor sendromu taranan ve kolay tespit edilen bir hastalık değildir. Ancak bu durumun hekim tarafından şüphelenilmesine neden olan bazı durumlarda hastalık araştırılabilir. Bunlar arasında en önemlilerinden bazıları, herhangi bir risk faktörü olmadan açıklanamayan, anormal kan pıhtılarının oluşması veya sık sık çocuk düşürme ataklarının geçirilmesidir.  

Bu gibi durumlarda hekimin şüphelenmesi üzerine, antifosfolipid antikor sendromu teşhisini doğrulamak için, antikorlar kanda 12 hafta veya daha uzun aralıklarla yapılan testlerle, en az iki kez görülmelidir. Bunun dışında antifosfolipid antikorlarına sahip olunsa bile hayat boyunca herhangi bir belirti gözükmeyebilir. Bu yüzden bu tür durumlarda teşhis daha da zor olacaktır.  

Antifosfolipid Antikor Sendromu Tedavisi

Antifosfolipid antikor sendromu sonucunda anormal oluşan kan pıhtıları ve buna bağlı belirtiler ortaya çıktığında standart başlangıç tedavisi olarak kan sulandırıcı ilaçlar kullanılır. En yaygın olarak kullanılanlar, heparin ve varfarindir. Heparin hızlı etkili bir ilaçtır ve enjeksiyon yoluyla hastaya verilir. Warfarin ise hap formunda kullanılan bir ilaçtır. Bu yüzden etkisi genelde birkaç günde ortaya çıkar. 

Kan sulandırıcı ilaç almanın bir yan etkisi olarak kanama riskinde artış meydana gelir. Bu yüzden hekim, herhangi bir yaralanma sonrasında kanamanın durup durmayacağını anlamak için ilaç vermeden önce ve verdikten sonra takip amacıyla çeşitli testler yapar.  

Antifosfolipid antikor sendromu için hekim tarafından uygulanan tedavi planına bağlı kalmak, sağlığı korumak açısından oldukça önemlidir. Ancak bunun dışında ilaç alınan süreçte yaralanmalardan olduğunda kaçınılmalıdır. Diş kanamalarının azalması için yumuşak diş fırçaları kullanılmalıdır. Ayrıca bıçak gibi kesici aletler kullanılırken de dikkat edilmelidir. Bazı yiyecekler ve ilaçlar kan sulandırıcıları ile etkileşime girebilmektedir. Bu nedenler aşağıdaki konular konusunda hekim ile konuşulmalıdır: 

1-) Güvenli beslenme seçenekleri: K vitamini, varfarinin etkinliğini azaltabilir, ancak diğer kan inceltici ilaçların etkilerini azaltmaz. Avokado, brokoli, Brüksel lahanası, lahana, yeşil yapraklı sebzeler ve nohut gibi K vitamini yönünden zengin yiyeceklerden büyük miktarlarda yemekten kaçınmak gerekebilir. Kızılcık suyu ve alkol, warfarinin kan sulandırıcı etkisini artırabilir. Bu içecekleri sınırlamak veya bunlardan kaçınmak gerekip gerekmediği hekimle konuşulmalıdır. 

2-) Güvenli ilaçlar ve diyet takviyeleri: Bazı ilaçlar, vitaminler ve bitkisel ürünler, warfarin ile tehlikeli bir şekilde etkileşime girebilir. Bunlar arasında reçetesiz satılan bazı ağrı kesiciler, soğuk algınlığı ilaçları, mide ilaçları veya multivitaminlerin yanı sıra sarımsak, ginkgo ve yeşil çay ürünleri sayılabilir. Ancak bunların hepsi hekim tarafından düzenlenir. Bu yüzden hekim önerisine uymak en doğrusu olacaktır. 

Antifosfolipid Antikor Sendromu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Antifosfolipid antikor sendromu nedeniyle oluşan kan pıhtılarının, etkilediği organa ve o organdaki kan akışının engellenmesinin şiddetine bağlı olarak çeşitli komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bunun şiddetli olduğu durumlarda kalıcı organ hasarları ve hatta ölüm ortaya çıkabilir. Olası komplikasyonlar şu şekilde sıralanabilir:

1-) Böbrek yetmezliği: Böbreklere giden kan akışının azalması nedeniyle böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir.  

2-) İnme: Kan pıhtılarının beyne giden kan akşının azalmasına neden olması durumunda felç durumu ortaya çıkabilir. Kısmi felç durumunda konuşma kaybı, hareket bozukluğu gibi durumlar ortaya çıkar. 

3-) Kardiyovasküler problemler: Bacakta oluşan bir kan pıhtısının ilerleyerek kalpteki damarlara gitmesi ve buradaki kapakçıklara zarar vermesi mümkündür. Bacakta var olan pıhtılar, bacakta şişlik, renk değişikliği gibi durumlara neden olabilir. 

4-) Akciğer sorunları: Antifosfolipid antikor sendromu sonucu oluşan pıhtılar akciğer damarlarına ilerleyerek akciğer tansiyonu gibi durumlara neden olabilir. 

5-) Hamilelik komplikasyonları: Oluşan anormal kan pıhtıları, tekrarlayan düşüklere, ölü doğumlara, erken doğuma ve gebelik sırasında tehlikeli derecede yüksek tansiyona (preeklampsi) neden olabilir. 

Nadiren, bazı kişilerde kısa sürede tekrarlayan pıhtılaşma olayları görülebilir. Bu durumda da birden fazla organda ilerleyici hasarlar meydana gelebilir.  

Antifosfolipid Antikor Sendromu için Hangi Doktora Gidilir?

Antifosfolipid antikor sendromu için gidilmesi gereken bölüm hematolojidir. Ancak tekrarlayan düşük gibi nedenlerde kadın doğum, inme gibi durumlarda nöroloji gibi hastayı uygun yere yönlendirir. Burun veya diş eti gibi bölgelerde oluşan açıklanamayan kanamalar, kanlı kusma ve dışkı, adet miktarında artma gibi durumlarda hekime başvurulmalıdır. Aşağıdakilerin belirti ve semptomların oluşması durumunda ise durumu yönetmek ve nedeni anlamak için acil yardım alınmalıdır:

1-) İnme: Beyne atan bir pıhtı yüzde, kolda veya bacakta ani uyuşma, halsizlik veya felce neden olabilir. Konuşmada veya konuşmayı anlamada zorluk, görme bozuklukları ve şiddetli baş ağrısı durumlarında acil yardım alınmalıdır. 

2-) Pulmoner emboli: Akciğere bir pıhtı atması nedeni ile ani nefes darlığı, göğüs ağrısı ve kanlı balgam durumlarında hekime başvurulmalıdır. 

3-) Derin ven trombozu (DVT): DVT durumunda bacakta şişlik, renk değişikliği ve ağrı gibi durumlar oluşabilir. Bu da hekime gitmeyi gerektiren diğer bir durumdur. 

Makaleyi faydalı buldun mu?
0
0
Makeleyi Paylaşın